Avrupal› Türkiye

Transkript

Avrupal› Türkiye
YAYINCI’DAN...
Türkiye’nin sokaktaki insanlar›, ülkelerinin dünya dengeleri aç›s›ndan ne kadar önemli oldu¤unu, ülkenin yaflamakta oldu¤u h›zl› siyasi süreçte daha iyi anlad›lar.
Bundan çok de¤il, 30 y›l önce, buülkenin Baflkenti’nde yaflan›lan siyasi geliflmeler, bir-kaç yak›n
ülkenin d›fl›nda, dünyay› çok yak›ndan ilgilendirmez, yaflan›lan geliflmelerin hemen tamam› “a
la turca” bir anlay›fl›n do¤al sonuçlar› gibi de¤erlendirilirdi.
Oysa, günümüz dünyas›, bize, bu dünyan›n ça¤dafl toplumlar›n›n birbirlerine ne kadar yak›nlaflt›klar›n› öyle güzel gösteriyor ki...
Fransa’n›n önümüzdeki y›llara dönük kaderini belirleyen son cumhurbaflkanl›¤› seçiminde, birbiriyle k›yas›ya mücadele eden iki aday, Nicolas Sarkozy ile Segelone Royal’in, seçimin sonucunu etkileyebilecek TV tart›flmas›nda Türkiye’yi özellikli bir ülke olarak ele almalar› önemlidir.
fiermin CENG‹Z
“Avrupal› Türkiye”
olmak...
Türkiye’nin Avrupa Birli¤i serüveni, Fransa’n›n cumhurbaflkanl›¤› seçimini etkileyecek boyuta
gelmiflse, bu, dünyan›n hem çok küçüldü¤ünü, Türkiye’nin de giderek daha çok Avrupal› oldu¤unu göstermektedir.
Tabii ki Kapadokya’s›z, Antakya’s›z, Ege’nin antik kentlerinin olmad›¤› bir Avrupa düflünelemez.
E¤er k›ta Avrupas›’n›n kültürel genetiklerinde var olan h›ristiyan gelenekler önemli görülüyorsa, her ne kadar “Küçük Asya” olarak adland›r›lsa da bu topraklar, günümüz Avrupas›’n›n
do¤du¤u topraklard›r.
Türkiye, dünyan›n en pahal› ve en zor sistemi olarak kabul edilen demokrasisini güçlendirmek
için büyük bir mücadele verirken, tabii ki, bütün bir So¤uk Savafl y›llar›nda kader birli¤i etti¤i
Avrupa’n›n tüm demokratik güçlerini yan›nda görmek istiyor.
...Ve bu ülkenin insanlar›, “Avrupal› Türkiye”nin seçkin vatandafllar› olma yönündeki azimlerini
koruyorlar.
Bu öyle bir duygu ki, Türkiye, tarihinde,ilk kez çalkant›l› bir genel seçim sürecini yaflarken, ekonomisinde olumlu sinyallerin sürdü¤ü bir ülke konumuna yükseliyor.
Türkiye’nin so¤ukkanl› ve çal›flkan insanlar›, baflkentlerinde yaflan›lan tüm geliflmelere karfl›n,
içlerindeki “Akdenizli heyecan›n›” kontrol alt›nda tutup, birer “Kuzey Avrupal›” gibi davranmay›
baflard›lar.
‹flte bu nedenle, Türkiye’nin her geçen gün biraz daha “yat›r›m yap›lan” bir ülke oldu¤unu izliyoruz. Ülkede, tüm sektörlerde yaflan›lan ola¤anüstü geliflme, kuflkusuz kendi sektörümüzü de
mükemmelleflmeye yöneltiyor.
Geçti¤imiz Mart ay›nda ‹stanbul’da bir kez daha gerçekleflen buluflma, yani, ‹stanbul Jewelry
Show, bunun en net kan›t› oldu. Dünyan›n mücevher sektöründeki en iddial› ülkelerinin büyük
bir kat›l›m göstermesi, Türk mücevher sektörünün dünyada ald›¤› mesafeyi ispatlamas› aç›s›ndan önemliydi.
Bizi her zamankinden daha çok mutlu eden ana geliflme ise, ‹stanbul Jewelry Show’a kat›lan firma temsilcilerinin söz birli¤i etmiflcesine Avrasya’n›n bu en önemli buluflmas›ndan duyduklar›
mutlulu¤u bize yans›tmalar›yd›.
Belli ki, Türkiye dünyan›n yaflamakta oldu¤u tüm çalkant›lara karfl›n, rotas›n› sakin sulara çevirmifl büyük bir transatlantik gibi yoluna devam ediyor. Türk mücevher sektörünün dünya pazarlar›nda gösterdi¤i baflar›lar...
Türkiye’nin uygulamakta oldu¤u liberal politikalar do¤rultusunda, dünyada üretilen mücevhere
pazar›n› açmas›... Ve ortaya ç›kan yüksek kapasiteli ticaret hacmi...
Tavsiyem, “Avrupal› Türkiye”ye sonuna kadar güvenmenizdir.
6
ED‹TÖR’DEN...
Bir yay›nc› aç›s›ndan en büyük servet, yo¤un çal›flma ortam›ndan s›yr›l›p, Türkiye’nin ana karas›n› oluflturan Anadolu yollar›nda dolaflmak kuflkusuz...
Dünyan›n bu, en eski medeniyet topraklar›, her zaman genç ve dinamik yüzüyle karfl›l›yor insan›...
Türk demokrasisinin bir kez daha dünya çap›nda takdir toplayan önemli bir s›nav› verdi¤i dönemde, Anadolu’nun siyasi miting alanlar›n›n hareketlili¤iyle, her geçen gün geliflen kültürünün bulufltu¤u noktalarda durmak çok iyiydi...
...Ve Türkiye’nin ülkesini yak›ndan tan›maya merakl› genç beyinleriyle, bu ülkeyi d›flar›dan de¤il içeriden izlemeyi tercih edecek dünya insanlar›n›n mutlaka bu tür bir yolculu¤u keyifle göze almas› gerekti¤ine inan›yorum...
Türkiye h›zla de¤ifliyor...
Bu de¤iflim bütün yönleriyle yaflama damgas›n› vuruyor...
Türkiye’nin son derece olumlu yönde geliflen bu de¤iflim çizgisi, sadece kendisini de¤ifltirmiyor, yak›n bir gelecekte, özellikle Ortado¤u gibi çok çalkant›l› bir bölgeye de damgas›n› vuracak
önemli boyutlar tafl›yor...
Anadolu, 21’nci yüzy›l›, ne yaz›k ki, batan bir imparatorluktan kendisine miras kalm›fl a¤›r sorunlar
ile yaflamak zorunda kald›...
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün gelece¤e dönük bak›fl›ndan destek
alan kadrolar›, yüzy›llarca ihmal edilmifl bu topraklar›, ça¤dafl dünya seviyesine ç›karabilmek
için büyük bir çaba gösterdiler...
Daha düne kadar elektrik,yol ve su gibi ciddi alt yap› sorunlar› olan bu topraklar›n bugün hemen her kentinde “organize sanayi bölgeleri” veya “ dev al›flverifl merkezleri” ile günümüz dünyas›na tam entegrasyonu sa¤lar hale gelmesi, kelimenin tam anlam›yla bir “Türk mucizesidir...”
Türkiye’nin yaflad›¤› son genel seçim sürecinde, ülkenin tan›nm›fl politikac›lar›yla birlikte, do¤udaki Erzincan kentinin da¤l›k bir köyünde insanlar ile buluflmak f›rsat› yakalad›m.
Politikac›, karfl›s›nda oturan ve köyün yafll›lar heyetinin bafl› oldu¤unu bildi¤imiz vatandafla,
kendisinden taleplerini sordu... Seksen yafllar›nda oldu¤unu tahmin etti¤im Türk köylüsünün
bir tek talebi vard›: ‹nternet...
Ardan ZENTÜRK
Anadolu’dan esen
rüzgar...
Çünkü, bölge üniversitelerinde okuyan köyün gençleri,yaz tatili için baba evlerine geldiklerinde dünya ile iliflkilerinin kesildi¤inden yak›n›yorlard›!..
Eskiflehir...Kayseri...Gaziantep...Kahramanmarafl...Adana...Konya...Bursa...Bilecik... Uflak...Bu
kentlerin isimlerini akl›n›zda iyi tutun, yak›n bir gelecekte, Avrupa’n›n en önemli sanayi ve
teknoloji havzalar› olarak an›lacaklar...
Ülkenin, dünya standartlar›n›n üstünü zorlayan turizm bölgelerini, yani, Antalya, Mu¤la, Ayd›n, Kapadokya’y› hat›rlatmadan geçemeyece¤im. Bu kentlere çok yak›nda Van, Rize, Artvin,
Sivas, Afyonkarahisar,Kütahya kat›lacak...
Bir-kaç y›l önce, dünya siyaset haritas›nda “sorunlu” bölge olarak adland›r›lan Diyarbak›r’da
genç nüfusun artan yat›r›mlar, özellikle de yeni devreye giren shopping mall’larda istihdam
edildiklerini görmek bu ülkenin bir ayd›n› olarak beynimi rahatlatt›...
Bütün bunlar› neden anlat›yorum...
Birincisi, bugüne kadar kendi topraklar›na yabanc›lafl›p,yat›r›m güçlerini belli bölgeler veya
s›n›rlar›n ötesinde kullanan Türk yat›r›mc›lar›n› art›k çok genifl bir co¤rafyan›n, bu co¤rafyada
yetiflmifl insan gücü ve tüketici e¤ilimleri yükselmifl insanlar›n bekledi¤ini söylemek için...
‹kincisi, Türkiye’ye akmakta olan rekor düzeydeki yabanc› sermayenin hiç de flans olmad›¤›n›
göstermek amac›yla... Bütün bu geliflmelerin sektör aç›s›ndan moral yükselten yönü, Anadolu’daki de¤iflimin kad›n›n giderek daha da özgürleflmesine yol açt›¤›d›r... Türk kad›n› geleneksel tasarruf al›flkanl›klar›n› sürdürüyor ve Anadolu’nun kuyumcular çarfl›lar› her zamanki hareketlilikleri ile dikkat çekiyorlar...
Türkiye... Keyifli bir ülke...
7
‹çindekiler
16
Nuruosmaniye Cad. 77 Orient Center K:7 D:705-706
Ca¤alo¤lu 34120 ‹STANBUL
Tel: (0212) 519 07 19 Faks: (0212) 513 30 38
‹mtiyaz Sahibi
Rotaforte Yay›nc›l›k, Reklam ve
‹letiflim Ltd. fiti. ad›na
fiermin Cengiz
Genel Yay›n Yönetmeni
Ardan Zentürk
20 Sineman›n Cannes’li Günleri…
24 Evlili¤i taçland›ran sembol... Alyans
36 Do¤an›n enerjisi ve renkler...
40 Osmanl› mücevhercisi...
50 Yarat›c› ruh... Herkes için...
‹stanbul’u bir yüzü¤e
s›¤d›ran adam
30
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
Murat Karaduman
Katk›da Bulunanlar
Zeynep Nihal Karaduman
Ziya Bay›nd›r
Ege Zentürk
Sanat Yönetmeni
Ferhat Gedik
Reklam Koordinatörü
Burçak Ertürk
Bask›ya Haz›rl›k
Zentürk Yap›m, Yay›n, Medya Dan›flmanl›¤› Ltd. fiti.
Bask›
Elma Bilg. Bas›n ve Amb. San. ve Tic. Paz. Ltd. fiti.
Org. San. Bölg. Keresteciler Sit. 14.Blok 3/5 80670
‹kitelli-‹stanbul-TURKEY Phone: +90 (212) 670 05 25
fiahnaz Çak›ralp:
Gözlerde anlaml› hüzün
90
Osmanl› hareminde güzeller geçidi... 94
Derin denizlerin öyküsü... 96
Avrasya’n›n parlayan y›ld›z› I.J.S. 102
Jewel Fashion 2007 106
Çoflkun Aral
E Posta
[email protected]
Piyerloti Cad. Dizdariye Medresesi Sok. Yalç›n Han.
No:6 Kat:3 Çemberlitafl - ‹stanbul
Tel: (0212) 518 63 05
ISSN 1306-553X
62
Tafllar›n sihri...
80
10
58 1920’lere yolculuk...
68 “Oscar’a mücevher tasarlamak istiyorum”
72 Do¤adan esinlenmeler...
74 Vatan fiaflmaz
86 Ferzan Özpetek Bir Akdenizlinin anatomisi
Mercan Dede...
Mevlana’n›n peflinde...
Alt›n›n Kalbi Antalya’da At›yor...
Baflbakan Recep Tayip Erdo¤an’›n kat›ld›¤›
törenle start› verilen projenin ilk hediye çekilifli, Antalya’da gerçeklefltirildi. Antalya
bölgesinde projeye kat›lan kuyumculardan
Nisan- Haziran 2007 döneminde alt›n tak›
sat›n alan turistler aras›nda, Milli Piyango
gözetiminde gerçeklefltirilen çekilifl sonucu
Meriç Mungan’›n sahibi oldu¤u Memory Jewerlery’den al›flverifl yapan Kazakistan vatandafl› Raisa Mumenhavva 2007 model
Hyundai Coupe kazand›. Ayr›ca üç talihli yedi gün 5 y›ld›zl› otelde iki kiflilik konaklama
ödülüne sahibi oldular. Dünya Alt›n Konseyi
Türkiye Genel Müdürü Murat Akman, projenin iki ana hedefi oldu¤una de¤inerek; “‹lk
hedef, turiste daha çok tak› satarak turizm
gelirlerini artt›rmak. Di¤eri ise Türkiye’ye daha fazla turist gelmesini sa¤lamak. Alt›n ve
turizm sektörleriyle ilgili çal›flan firmalar›n
kat›l›m›, devletin ve yerel yönetimin deste¤i
ile birlikte 10 y›l içinde Antalya markas›n› alt›nla özdefllefltirmeyi, Antalya bölgesine gelen turist say›s›n› 20 Milyon’a, bölgenin turistler vas›tas›yla yapt›¤› alt›n tak› ihracat›n›
ise 4 Milyar Dolar’a ç›karmay› amaçl›yoruz.
kilifl ile yine birbirinden de¤erli hediyelerin
sahibi olacak” dedi. Dünya Alt›n Konseyi
(WGC) taraf›ndan Antalya Ticaret ve Sanayi
Odas› (ATSO) , Turkish Association of Jewellers(TAJ) ile birlikte yürütülen, Antalya, Alanya ve Manavgat Ticaret ve Sanayi Odalar›n›n
ve Antalya ile Alanya Kuyumcular Odalar›n›n
sorumlu¤u ve güvencesi ile gerçeklefltirilen
proje kapsam›nda Antalya ilini alt›n ile özdefllefltirecek tan›t›m çal›flmalar› ve promosyon aktiviteleri düzenleniyor.
Turistlerin ilgisini canl› tutmak için çekilifller
önümüzdeki aylarda da devam edecek. Yeni
dönemde de alt›n tak› sat›n alan turistler, çe-
ASSORT‹E
Ruhunuzun ›fl›¤›n› yans›tan tak›lar…
Göktafllar›
kayarken
sevgiliniz ile birlikte onlar› seyretmek çok romantiktir. Sevgilinizin omzunu
yaslan›p izleriz gökyüzünü…
Her kayan ›fl›kla birlikte bir dilek
tutar›z, asl›nda hiçbir anlam› olmad›¤›n› bile bile…
Ancak meteorlar bir yandan ›fl›lt›l› bir güzellik yayarken di¤er yandan düfltükleri yerlerde derin izler b›rak›rlar. Derin, gizemli, çar-
12
p›c›, y›k›c› izler… Assortie Meteor Koleksiyonu ile bu çarpmalar›n izlerini gümüfl tak›lara yans›tm›fl. Koleksiyonda kullan›lan yar›
de¤erli tafllar uzaydan düflen meteorlara
benzetilmifl, düfltükleri yerlerde b›rakt›klar›
izler tak›lar›n üzerinde sembollefltirilmifl.
Grande Koleksiyonu ile geleneksel yüzük
formunun d›fl›na ç›k›lm›fl.Standartlar› aflan
yüzükler günümüz kad›n›n›n çizgisini yans›t›yor. Çanta ve elbiseler ise gümüflün çekicili¤ini tamamlamak için yeniden yarat›lm›fl.
‹çimdeki P›rlanta…
P›rlanta; sonsuzluktur, k›ymetlidir, do¤an›n
mucizesidir. T›pk› kad›nlar›m›z, annelerimiz gibi.
Belki de en zorland›¤›m›z anlard›r kad›nlar›m›z
için hediye alaca¤›m›z anlar. Ald›¤›m›z
hediyenin içinde onu düflündü¤ümüzü
gösteren bir mesaj olsun isteriz.
T‹B‹YA
Bir anne için en de¤erli p›rlanta, dünyaya getirdi¤i çocu¤udur!
Assos P›rlanta taraf›ndan haz›rlanan “içimdeki
p›rlanta” efl yada anne olsun bir kad›na verilebilecek en anlaml› hediye… Onlara
duydu¤umuz sonsuz sevginin ifadesi…
Geleneksel’de
ça¤dafl çizgiler…
ASSOS
Türk mücevher tasar›m›n›n “geleneksel”
olarak adland›r›lan ürünleri, el eme¤i ve
göz nurunu elle tutulur hale getiriyor.
Türkiye’nin bat›s›ndan do¤usuna, kuzeyinden güneyine yaflan›lan bu farkl›l›k
kültürel zenginli¤in de boyutlar›n› göstermesi aç›s›ndan önemli. Bu geleneksel yap›ya “ça¤dafl” çizgiler eklendi¤inde muhteflem mücevherler ç›k›yor ortaya. Üretti¤i yüksek ayarl› alt›n tak›larla
son dönemde ad›ndan s›kça söz ettirmeye bafllayan Tibiya bunun en güzel örneklerinden…
HAREM
Harem’in yüzükleri…
14
Ça¤›m›z insan› için günlük yaflam›n içinde ak›p gelen pek çok tart›fl›lmas› gereksiz do¤ru var. Hayat›m›z bu tabular›n aras›nda geçiyor. Gençlik, güzellik, sa¤l›kl› beslenme, do¤ay› koruma vb… Ama
as›rlard›r de¤iflmeyen ve de¤iflmeyecek tek
gerçek aile. Efle, sevgiliye
duyulan aflk. Ona sevginin kal›c› belirtisi olarak verilen yüzükler
kolyeler. Hangi kad›n
güzel bir mücevherle
anlat›lan bir aflka hay›r
diyebilir ki…
16
istanbul’u
bir yüzü¤e s›¤d›ran adam
Sultanahmet, K›z Kulesi, Samatyal› bir bal›kç›… ‹stanbul'un akl›n›za
gelen tüm güzellikleri Sevan B›çakç›'n›n ellerinde bir mücevhere
dönüflüyor
Berrin Haberveren
Foto¤raflar: Adnan Gül
Onun ad›n› pek ço¤umuz Güler Sabanc›'n›n parma¤›na takt›¤› Y›ld›r›m Beyaz›tl› yüzükle duyduk. Ama Sevan B›çakç› ya
da Kapal›çarfl›'daki lakab›yla Ç›lg›n Sevan'›n ilk tasar›m› de¤il bu yüzük. Onun
böyle s›ra d›fl› yüzlerce çal›flmas› var. Kâh
bir camiyi s›¤d›r›yor mücevhere kâh bir
semazeni… Sevan B›çakç› tam 12 yafl›ndan beri kuyumculukla u¤rafl›yor. Ustas›
Hausep Çatak'›n ad›n› rahmetle an›yor,
"Ustam›n benim hayat›mda çok önemli
bir yeri var. Ondan çok fley ö¤rendim. Bugün mücevherime aktard›¤›m her fley o
günlerin yans›mas›." O günlerden kalan
bu birikimler sadece yepyeni mücevherleri de¤il ödülleri de beraberinde getirdi
Ç›lg›n Sevan'a. B›çakç› bu y›l Town & Country Dergisi'nin düzenledi¤i mücevher
Oscarlar› olarak an›lan etkinlikte dünya
mücevher sektörünün en prestijli ödülünün ikinci kez sahibi oldu. 2006'da Sultanahmet'te Ya¤mur isimli yüzük tasar›m›yla büyük ödüle lay›k görülen B›çakç›,
bu y›l Samatya Bal›kç›s› adl› yüzükle ödülü kazand›. Bu yüzükteki bal›kç› ise B›çakç›'n›n çocukluk y›llar›ndan kalma bir an›;
"Ben Samatyal›'y›m. Okuldan ç›kt›ktan
sonra eve gitmeden surlar›n orada oturup seyretti¤im bal›kç›d›r yüzü¤ümdeki.
Benim tasar›mlar›mda hayat›n gerçe¤i
var. Ekme¤ini kazanmak için bal›k tutmaya giden bir adam› yüzü¤e s›¤d›rmaya çal›flt›m. Ben o adam›, mart›lar›, bal›klar›
gördüm; çok flansl›y›m."
KIZINA DE⁄ERL‹ ARMA⁄AN
‹lham›n› ‹stanbul'dan alan B›çakç› bu
flehrin hayran›. Tasar›mc› "Yurtd›fl›na
maddi imkanlar›m ve hayat görüflümden
dolay› çok ç›kam›yordum. Ama son üç y›ld›r her gitti¤im memlekette ‹stanbul'u çok
sevdi¤im anlad›m. Dediler ki 'Amerika
dünyan›n en güzel yeri' Gittim, 'Siz zavall›s›n›z, biz ‹stanbul'da yafl›yoruz.' Avrupa öyle; Ortado¤u, Rusya öyle… Her gitti¤im
yerde farkl› güzellikler var ama sabah olsa
da uça¤a binsem eve gitsem diye düflünmeye bafllad›m. Bu flehirdeki manzara,
huzur hiçbir yerde yok. Bakmay› bilirseniz
çok güzel bir yerde yaflad›¤›n›z› anl›yorsunuz" diyor.
Sevan B›çakç›'ya "Bu yüzü¤e kim sahip
olacak" diye soruyoruz. Yan›t› net: "15 ayl›k
k›z›m Yeraz. Hem Sultanahmet'te Ya¤mur'u hem de Samatya Bal›kç›s›'n› k›z›m›n dolay›s›yla ailenin. Y›llar sonra 'Bizim
dede Amerika'da ödül alm›flt›. Nerede o
yüzük. Tüh be sat›ld›' dedirtmek istemiyorum." Ünlü tasar›mc› yaflad›klar›ndan çok
mutlu ama tek flikâyeti var: Efline ve k›z›na
vakit ay›ramamak. "Ama böyle bir misyona soyunuyorsan katlanacaks›n. Çünkü
bu ifl para için yap›lmaz. Trilyoner de¤ilim
çünkü Samatya'da büyüdüm. Ama en
az›ndan para saymay› sevmiyorum. Bunlar› yapt›m, Allaha çok flükür ekmek paras› kazan›yorum. Mal varl›¤›m cebimde öyle yafl›yorum. Bu çok keyifli."
17
SEVAN BIÇAKCI
'Çok flansl› bir herifim'
2.5
senede
haz›rlad›¤›m
koleksiyon için kendi
kendimi finanse ettim. Üç
befl kurufl biriktirip Nur-u Osmaniye'me yat›r›yordum. Buna inanabiliyor
musunuz Sevan B›çakç› Osmanl›y› yüzüklerine
tafl›yor. Bir no'lu yüzü¤ünü Topkap› Saray›'na ba¤›fll›yor. Çok flansl› bir herifim. Hep çocuklar›ma anlatacak
an›m olsun istiyordum, son üç senedir vücudum an›yla doldu. Ne mutlu bana" diyor. B›çakç›'n›n Bo¤aziçi
ad›n› verdi¤i yüzü¤ü Topkap› Saray›'n› Sevenler Derne¤i' yarar›na ünlü müzayedeci Raffi Portakal taraf›ndan
aç›k art›rmaya sunuldu. Yüzü¤ü 65 bin YTL'ye Güler
Sabanc› sat›n ald›. Alt›n, tek tafl topaz›n kullan›ld›¤› ve
gövdesine befl bine yak›n mikro mozaik taflla ‹stanbul'un en güzel yerleri olan Üsküdar, K›zkulesi, Galata
ve Sarayburnu'nun ifllendi¤i Bo¤aziçi adl› yüzük cennetin kubbesinin alt›ndaki ‹stanbul'u simgeliyor.
18
Sevan B›çakç› geçen hafta Anadolu'da yaflayan uygarl›klardan esinlenerek haz›rlad›¤› koleksiyonu Nur-u
Osmaniye'yi Topkap› Saray›'nda tan›tt›. 200 parçadan oluflan koleksiyondaki mücevherler dünyada
ilk kez uygulanan bir yöntemle cam ve porselen
mozaiklerle döflendi. "Bu benim hayallerimi süsleyen bir fleydi" diyen B›çakç› "Bu koleksiyonda
daha emek yo¤un çal›fl›ld›¤› söylüyor. ‹nsanlar›n biraz para kazan›p isim yapt›ktan sonra daha ticari fleylere yöneldiklerini anlatan B›çakç›,
"T›ls›mlar› kaybetmemek ad›na butik
atölye olmaktan vazgeçmedik.
19
Sineman›n
Cannes’li Günleri…
Fatih Ak›n& Nurgül Yeflilçay
Alain Delon& Do-Yeon Jeon
Wong Kar-Wai
Jude Law
Catherine Deneuve
60. do¤um y›l›n› kutlayan Cannes Film Festivali, ünlü y›ld›zlar, yönetmenler,
filmlerini satmaya çal›flan yap›mc›lar, küçük bir rol kapabilmek için
sokaklarda poz veren 'starlet'ler, gala gecesine sabahtan haz›rl›k yapmaya
bafllayan ünlü aktrisler, mankenler ve arkalar›ndaki binlerce yard›mc›lar›yla
birlikte, sinema sevenlere sundu¤u görsel flölenle son buldu.
20
George Clooney
60. Cannes Film Festivali Jürisi
Angelina Jolie&Brad Pitt
Cannes dünyan›n en büyük ve prestijli festivallerinden biri olsa da, sokakta-palmiyelerin alt›nda, deniz k›y›s›nda yada köfle bafl›nda-buldu¤u paparazzilerin önünde soyunan
ve “sanat›n›” göstermeye çal›flarak filmlerde
küçük de olsa bir rol kapabilmek için u¤raflan “starlet”lerle yans›rd› gazete sayfalar›na.
Asl›nda Cannes’de yap›lan›n bir sinema festivali oldu¤unu, alt›n palmiyeyi alan filmin
ad›n›n yer ald›¤› 2 sat›rl›k haberlerden ö¤rendik y›llarca.
Leonardo Di Capdio
Juliet Binoche
mih Kaplano¤lu'nun "Yumurta" adl› yap›m›
yar›flt›. Kaplano¤lu'nun bir baflka yap›m›
"Süt" adl› film projesi ise "Atelier" kategorisine seçilmiflti. Sansasyona, sanattan daha
çok de¤er veren Türk bas›n›, bu gelene¤ini
bu kez de bozmad› ve filmlerden daha çok,
Nurgül Yeflilçay’›n rüküfllü¤ünü, kaç ayakkab›yla gitti¤ini, elbisesini kime diktirdi¤ini,
geriye kalanlar› nerden ald›¤›n› tart›flt› sütunlar›nda.
Fakat Cannes’in bu y›l ayr› bir anlam› vard› bizim için. Nobel ödüllü yazar›m›z Orhan Pamuk Cannes jürisinde yer al›rsen, “alt›n ay›”
ödüllü sinemac›m›z Fatih Ak›n Alt›n Palmiye
için favori gösterilen “Yaflam›n K›y›s›nda” ile arz› endam ediyordu. Duvara Karfl› ile
2003’teki Berlin Film Festivali‘nde Alt›n Ay›
Ödülü’nün sahibi olan Ak›n, Wong Kar-Wai,
Emir Kusturica, Gus Van Sant, Quentin Tarantino, Aleksander Sokurov gibi usta isimlerle yar›flt›.
Ah Angelina ah…
Alain Delon, Catherine Deneuve, Georges
Clooney, Quentin Tarantino, Martin Scorsese,
Eva Mendes, Joaquin Phoenix, Robert Duvall, Juliet Binoche, Leonardo Di Caprio gibi ünlülerin kat›ld›¤› festivalin en sükse yapan çifti hiç kuflkusuz Angelina Jolie ve Brad
Pitt’ti. Sinema elefltirmenlerinin “Angelina
Jolie kadar güzel resim veren bir kad›na rastlamad›m. Bas›n toplant›s›nda gözler hep
üzerindeydi ve nas›l, nerden çekerseniz çekin, kad›n çok güzel ç›k›yordu.
“Yaflam›n K›y›s›nda”n›n d›fl›nda Türkiye’yi
"Quinzaine de Realisateurs" kategorisinde Se-
Brad Pitt de bunun fark›nda oldu¤u için
onun yan›na oturmam›fl, masan›n ta öbür
Emir Kusturica
Eva Mendes & Joaquin Phoneix
ucunu seçmiflti” övgülerini hakl› ç›kar›rcas›na etraf›na gülücükler saç›yordu.
Cannes Jürisinde bir Türk…
Festivalde, jüri baflkanl›¤›n›, "My Beautiful
Laundrette" (Benim Güzel Çamafl›rhanem) ve
The Queen(Kraliçe) gibi baflar›l› filmlere imza atm›fl ‹ngiliz yönetmen Stephen Frears
yapt›.
Portekizli oyuncu Maria de Medeiros, Çinli
sinemac› Maggie Cheung ve Frans›z aktör
Michel Piccoli’nin yer ald›¤› jürinin bizim
için en önemli taraf›, 2006 Nobel Edebiyat
Ödülü sahibi yazar›m›z Orhan Pamuk’un da
jüride yer almas›yd›.
“Hayat›mda pek çok sebepten jüri üyesi olmad›m.
Bana hep jürilerde olmam› teklif ettiler. Kendim de
bu iflin sorumlulu¤una girmek istemedi¤im ve edebiyatta yarg›ç rolünden hofllanmayaca¤›m› hissetti¤im için Türkiye'de ve yurtd›fl›nda teklif edilen jüri üyeli¤ini kabul etmedim” diyen Pamuk ilk defa bu prensibini bozdu ve Cannes’da üzerine ald›¤› görevi herkesin takdirini kazanarak, baflar›yla tamamlad›.
21
Ekümenik Jüri Ödülü “Yaflam›n K›y›s›nda”ya
Fatih Ak›n’›n ‘Yaflam›n K›y›s›nda’ filmi, ödül
gecesinde bir gün önce, Hristiyan dini kurulufllar› taraf›ndan, 1974’ten beri verilen, Ekümenik Jüri Ödülü’ne lay›k görüldü. 6 kiflilik
jüri heyeti, sinema alan›nda çal›flan profesyoneller ve de¤iflik kültürlerden gelen H›ristiyanlardan olufluyordu.
Jane Fonda & Christian Mungiu
Naomi Kawase
vik edece¤ine inand›¤›m bu ödül için jüriye
teflekkür ediyorum. Film ekibine kameraman›ndan, teknik elaman›na, montajc›s›ndan
tüm oyunculara, eflime, o¤luma herkese çok
çok teflekkür ederim. Ancak bir mesaj›m var,
Türkiye’de seçimler yap›l›yor, ne kadar birlik
olursak o kadar iyi olur, herkesi birlik olmaya
ça¤›r›yorum."
Julian Schnabel
Fatih Ak›n
Yaflam›n K›y›s›nda Fatih Ak›n…
Bir Türk-Alman ortak yap›m› olan "Yaflam›n K›y›s›nda", Türkiye'den Anka Film, Almanya'dan
Corazon International ve NDR ile ‹talya'dan
Dorje Film'in iflbirli¤iyle çekilmiflti. Baflrollerini ise Nurgül Yeflilçay, Baki Davrak, Hanna
Schygulla Tuncel Kurtiz ve Nursel Köse’nin
paylafl›yorlar.
Fatih Ak›n'›n 'Yaflam›n K›y›s›nda' isimli filminin
bas›n gösterimi 23 May›s sabah› yap›ld›. Gösterimin ard›ndan film dakikalarca ayakta alk›flland›.
Yönetmen Fatin Ak›n, filminin ilk gösteriminden sonra yapt›¤› aç›klamada, ‘Filmde yer
alan 6 karakter, benim bir parçam, bu film beni anlat›yor’ dedi. Önceki filmi Duvara Karfl›’da aflk temas›n›, bu filmde ölüm temas›na
a¤›rl›k verdi¤ini, bir sonraki filminde de fleytan temas›n› ön plana ç›karaca¤›n› ifade etti.
Fatih Ak›n ‹spanyol ve Frans›z gazetelerden
büyük övgü ald›.
El Pais, "Cannes Festivali'nin ekvatorunu çizen film "Yaflam›n K›y›s›nda" oldu. Heyecan verici film flimdiden yar›flman›n favorisi haline
geldi" ifadesini kullan›rkenEl Mundo: "Ak›n
hat›rlanacak bir isim. " diye övgüler ya¤d›rd›.
En gerçekçi tespiti La Razon yapt› "Ak›n'›n filmi en iyi filmlerden biri. Ama tecrübeyle biliyoruz ki en büyük ödül en iyi filme verilmiyor.
Geçen y›l Pedro Almodovar'›n ödülsüz kald›¤›
gibi."
22
Stephen Frears & Gus Van Sant
Cannes ödülleri bu y›l insanl›k dramlar›na gitti!
Her ne kadar Nurgül Yeflilçay Cannes’e
giderken “keflke Orhan Pamuk bize torpil
yapsa” desede Festival Jürisi Alt›n
Palmiye’ye, k›s›tl› imkanlarla filmini çeviren
genç Rumen yönetmen Christian Mungui
lay›k buldu.
Mungui’ye ödülü, Amerikal› ünlü y›ld›z Jane
Fonda yana¤›ndan öperek verdi. ’4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün’ adl› film kürtaj sorunun ele al›yor.
Mungiu, filminde kürtaj›n yasak oldu¤u komünist Çavuflesku döneminin son y›llar›nda
Romanya’da hamile kalan bir k›z›n endifle
dolu hikayesini anlat›yor. Ödülünü ünlü
ABD’li aktris Jane Fonda’dan alan Romanyal›
yönetmen, “Bu ödülün bana verilmesi, ümit
ederim ki, küçük ülkelerde mütevazi bütçelerle ve dev sinema y›ld›zlar› olmadan film
çeken yönetmenleri de cesaretlendirmesi
aç›s›ndan iyi bir haber olur” dedi.
Fatih Ak›n’a en iyi senaryo…
’Yaflam›n K›y›s›nda’ filmiyle ’En ‹yi Senaryo’
ödülüne lay›k görülen Fatih Ak›n ödülünü
ünlü film y›ld›z› Charlotte Rampling’den ald›.
Ak›n, büyük alk›fl alan teflekkür konuflmas›nda "Öncelikle baflka senaryolar yazmam› tefl-
Konstantin Lavronenko
Cannes’in en iyileri…
Alt›n Palmiye: Christian Mungui ’4 Ay, 3 hafta, 2 gün’
Cannes 60.c› y›l ödülü: Gus Van Sant (Amerika)
"Paranoid Park"
Jüri Büyük Ödülü: Naomi Kawase (Japonya)
"La Foret de Mogari"
Kad›n oyuncu: Do-Yeon Jeon (Güney Kore)
Erkek oyuncu: Kostantin Lavronenko (Rusya)
En iyi Mizansen: Julian Schnabel (Amerika)
En ‹yi Senaryo: Fatih Ak›n (Türk-Alman)
Jüri özel ödülü 2 filme ortak verildi:
Marjane Satrapi-Vincent Paronnaud "Persepolis"
Carlos Reygadas (Meksika) "Stellet Licht"
Alt›n Kamera: Edgar Koret-Chira Geffen (‹srail)
K›sa metrajl› Film-Alt›n Palmiye: Lisa Miller ’Verlovver’.
Benimle
evlenir misin?
Bir kad›nla bir erke¤in ömür boyu sürecek birlikteli¤inin en anlaml› tan›¤›,
alyans... O, insano¤lunun bu gezegendeki varl›¤›na kazand›rd›¤› anlam›n çok
özel bir sembolü olarak de¤erlendirilmeli...
24
ALTINBAfi
Kad›n: 715 YTL (P›rlantal› alyans)
Erkek: 355 YTL
ALTINBAfi
Kad›n: 455 YTL
Erkek: 455 YTL
Tarihten bu yana insanlar, tak›larda, ama en çok
yüzüklerde, bir t›ls›m arad›lar... Bir yüzü¤ün
üzerinde iflaretlerin onlar› tüm kötülüklerden
korudu¤una da inand›lar, bir insanla aralar›nda
gözle görülmez ba¤lar kurdu¤una da...
Evlilik yüzü¤ünün tarihini araflt›rd›¤›m›zda
kendimizi 4800 sene öncelerinin M›s›r’›nda
buluyoruz. ‹lk olarak bu topraklarda ç›km›fl
evlilik yüzü¤ü. M›s›r firavunu Ankenethonun
kar›s› Kraliçe Nefertiti’den buyana da evlili¤in
sembolü olmufl.
M›s›r hiyerogliflerine bakt›¤›m›zda halka fleklinin, M›s›rl›lar için ölümsüzlü¤ü ve sonsuzlu¤u
temsil etti¤ini görürüz. Çünkü halka yuvarlakt›r
ve ne bir bafl› ne de bir sonu vard›r. M›s›rl›lar
kutsal sayd›klar› evlili¤i de bu s›fatlarla
birlefltirmifl ve sonsuz aflklar›n› halka fleklindeki
bir yüzükle ifade etmek istemifllerdir. Ve bu
halkay› da sol elin dördüncü parma¤›nda
tafl›may› uygun görmüfller.
ALTINBAfi
Kad›n: 430 YTL
Erker: 430 YTL
ALTINBAfi
Kad›n: 840 YTL (P›rlantal› alyans)
Erkek: 470 YTL
25
Sebep? O zamanlar kalbe direk ba¤lanan tek
damar›n bu parmakta oldu¤una inan›rlarm›fl.
Yani ortada gerçekten sevgiye ve aflka olan
büyük bir inanç varm›fl.
Romal›lar da yüzü¤ün aflk› ve sahipli¤i sembolize etti¤ine inanm›fllar, yüzü¤ü veren
karfl›s›ndakinin sahibiymifl de ayn› zamanda.
Arap dünyas›nda ise puzzle yüzükler
kullan›lm›fl. Bu tarz yüzüklerin kullan›lmas›n›n
sebebi ise erkek kar›s›ndan ayr›yken kad›n›n
sadakatsizlik edip etmedi¤ini anlamak içinmifl.
E¤er kad›n yüzü¤ü ç›karmak isterse puzzle
halindeki yüzük birbirinden ayr›l›rm›fl ve onu
tekrar bir araya getirebilen de yaln›zca
kocaym›fl.
AR‹fi
3,996 YTL
AR‹fi
657 YTL
AR‹fi
468 YTL
AR‹fi
3,690 YTL
26
GOLDAfi
365 YTL
GOLDAfi
315 YTL
GOLDAfi
406 YTL
REGOLD
1200$
REGOLD
848$
REGOLD
780$
TARZ ALYANS
400 YTL
TARZ ALYANS
330 YTL
TARZ ALYANS
315 YTL
27
ATASAY
5680 YTL
ATASAY
5260 YTL
K›sa zamanda yüzükle ilgili olan bu inançlar
yay›lm›fl ve birçok toplumda evlenmenin
olmazsa olmaz› haline gelmifl. ‹lk bafllarda
demir ve bitkilerden yap›l›yormufl evlilik yüzükleri ama alt›n ve gümüfl bulununca eskilerin
pabucu dama at›lm›fl ve çok daha fl›k yüzükler
üretilmeye bafllanm›fl. Günümüz insan› için
beyaz bir gelinli¤i süsleyen en güzel tak›, hiç
kuflkusuz, sa¤ yüzük parma¤›ndan, sol yüzük
parma¤›na transfer olmufl, bir alyanst›r.
Yirminci yüzy›l›n ikinci yar›s›nda
ayd›nlar hareketi, evlili¤i “gereksiz”
görse de… 1968 kufla¤›n›n
“özgürlükçü kad›nlar›” çocuk
sahibi olmak ve onu büyütmek için bir erke¤e ihtiyaç
duymad›klar›n› ilan etmifl
olsalar da, dünyan›n en
önemli feministleri, ifli,
evlili¤in kad›n›n bedava
sömürülmesi oldu¤una
ATASAY
4050 YTL
FAVOR‹
Kad›n: 340 YTL
Erkek: 370 YTL
FAVOR‹
Kad›n: 370 YTL
Erkek: 410 YTL
FAVOR‹
Kad›n: 290 YTL
Erkek: 325 YTL
28
FAVOR‹
Kad›n: 360 YTL
Erkek: 390 YTL
MERT ALYANS
345 YTL
MERT ALYANS
210 $
MERT ALYANS
$ 789
MERT ALYANS
$ 629
Günümüzde de yüzü¤ün maneviyat› pek farkl› de¤il. Yüzük yine
evlili¤in en büyük sembolü.
Genelde yine sol elin dördüncü
parma¤›nda. Ama baz›lar› da sa¤
tarafa takmay› tercih ediyorlar.
Ayr›ca sadece evlilik yüzü¤üyle de
bitmiyor ifl. Tabii bir de niflan yüzükleri de var. Mesela Türkiye’deki
geleneklere göre bunlara söz yüzü¤ü de
eklenebiliyor. ‹skandinav ülkelerindeki baz›
kad›nlar da niflan ve evlilik yüzü¤ünün yan›na
anne olduklar›n› gösterme amaçl› bir yüzük de
tak›yorlar. Yani art›k neredeyse her yüzük bir
fleyin ifadesi.
MERT ALYANS
kadar dayand›rsa da, insanl›k, evlilik
kavram›n yerine yeni bir kavram
üretemedi. Onunla birlikte tak› ve
alyans kavram› da hep var oldu.
5000 seneye yak›n bir geçmiflten bahsediyoruz.
‹nsanlar befl bin senedir yüzüklerle evliliklerini
ifade ediyorlar, birbirlerine olan ba¤l›l›klar›n›,
sevgilerini, aflklar›n›. Birliktelikler yüzüklerle
resmediliyor.
‹flte alyans›n böyle anlaml› bir öyküsü var.
Günümüzde alyanslar, geçmiflte oldu¤u gibi,
tek formatta de¤il. Pek çok motifler, sonsuz
alternatifler, p›rlantal›lar, tafll›lar mevcut…
29
30
SERDAR
SERDAR
um
r
o
iliy bir r...
b
nu tarl› ktiri
u
¤
du ... Tu i gere
l
o
li kleri isin
m
e
ön tene çizg
n
a
ye aflam
d
n
e
›
ç›s esind bir y
a
›m in öt g›l› yg›."
t
n
afla zelli¤ e say ce sa
y
t
ana at, gü erlerin . Sade
s
in San de¤ ay›r
m
i
¤
lli dar... mun m›? H
e
z
"Gü a o ka . Toplu arl›k
am am›.. fazak
yafl muha
Bu
31
SERDAR
O’nun için yaflam belki de tahmin edebilece¤inden çok da cömert davrand›...
Nereden biliyoruz...
Henüz 11 yafl›ndayd›... Klasik müzi¤e sevdal›
annesi ve ona her zaman kol-kanat geren babas›yla, yani ailece, Avusturya’n›n baflkenti
Viyana’da Strauss’un ünlü”Yarasa” operetini
izliyor...
O zaman da çok güzel olan ve çocuksu yüzüne yak›flan yemyeflil gözleriyle dönüp annesine, “Bir gün burada sahneye ç›kaca¤›m, göreceksin” diyordu...
Bu sözlerinden sadece 11 y›l sonra, henüz 22
yafl›ndayd› ve o sahnede, hem de Yarasa
operetinde oynuyordu...
fiahnaz Çak›ralp...
Türk tiyatrosunun bu genç yetene¤i, biraz
kendi içine kapan›k, zaman zaman baflar›
patlamalar›yla zenginlefltirilmifl bir sanat yaflam›n› Türkiye ve Avrupa ile paylaflman›n
keyfini yafl›yor...
“Lise y›llar›m›n bafllang›c› Alman Lisesi’ydi.
Disiplini ile ünlü bir okuldur. Ö¤renciyi çok
s›kan bir yap›s› vard›r ve anlad›¤›m kadar›yla
benim içimdeki sanatç› kimlik, buafl›r› disiplini pek sevmedi. Karar verdik, kendi yolumu
çizdim, konservatuvara geçtim. Sanat dünyas› denilen kavram›n ne kadar tehlikeli oldu¤unu henüz okul y›llar›nda insana gösteren
bir yerdir oras›. K›skançl›klar... Çekiflmeler...
32
SERDAR
Yetenekleri aflan h›rslar... Nedense pek sevemedim ama, hedeflerimi bir kez koymufltum... O hedefler do¤rultusunda sab›rla okulumu bitirmek için çal›flt›m...” Bir yandan
okulunu sürdürmekte, di¤er yandan, buldu¤u kaliteli yap›mlarda ufak da olsa roller al›p,
sanat yaflam›n›n ›s›nma turlar›n› sürdürmektedir. ‹flte tam o noktada, ilk gençlik y›llar›ndan itibaren arkadafllar› aras›nda hem takdir
hem de flaka konusu olan ünlü Alman y›ld›z
Romy Schneider’a olan benzerli¤i ona,ummad›¤› bir kap›y› açacakt›r... “Avusturya yap›m› bir film, “Die Strasse nach ‹stanbul”...
Ekip gelmifl haftalarca baflrolü oynayacak bir
sanatç› ar›yor. Rol yetene¤inin yan›s›ra en
önemli unsur, Almanca’ya hakim olmak. Tüm
umutlar›n› kaybedip ‹stanbul’dan ayr›lmalar›n› sekiz saat kala bulufltuk ve rolü hiç düflünmeden bana verdiler...” Ayn› ekip, film çekimleri s›ras›nda ›srarla talihsiz geliflmeler
sonucunda sanat dünyas›n›n çok erken kaybetti¤i Romy Scheineder’i beyazperdede
canland›rmas›n› istiyor. “Reddetmek zorunda
33
kald›m. Çünkü kabul etsem, okulum bir y›l
uzayacakt›. Buna tahammül edemezdim. Bir
an önce bitirip geçmek istiyorum. Ama peflimi b›rakmad›lar. Yeni teklifleri Yarasa operetinde oynamamd›. Kulaklar›ma inanamad›m.
Annemle 11 yafl›mda o binaya gitti¤imiz günü hat›rlad›k. Bir müddet hiç bir fley konuflamad›k öylece durduk ve yaflam›n insana
ne kadar güzel sürprizler haz›rlayabilece¤ini düflündük...” fiahnaz Çak›ralp 1998
y›l›nda kariyerinde yaflan›lan olaylardan sonra Türkiye’nin yak›ndan tan›d›¤› ve gelece¤ini çok parlak gördü¤ü genç bir sanatç›d›r art›k... Ama,
bir söyleflisinde flunu der:”Özellikle kad›nlar için afl›r› h›rs tehlikeli bir kavramd›r...”
Acaba, siyasete merakl› avukat bir baba ile Türkiye
üçüncü güzeli bir annenin birlikte yaratt›klar›
o ailenin kurallar›,
her zaman yön verecek güçte midir? “Güzelli¤imin sanat yaflant›m aç›s›ndan önemli olSanat,
du¤unu biligüzelli¤in öteyorum ama
sinde yetenekleo kadar...
ri... Tutarl› bir yaflam›... Toplumun
de¤erlerine sayg›l›
bir yaflam çizgisini
gerektirir... Bu muhafazakarl›k m›? Hay›r. Sadece sayg›. San›r›m Türkiye gibi bir ülkede herkesin çok önemsedi¤i bir kavram bu ve ben bu durumdan çok
memnunum...” Güzellik... O’na göre yaflam›n detaylar›, kendince tüm güzellikleri
bar›nd›r›yor.... “‹fl yo¤unlumun aras›nda
Cumhuriyet gibi köklü bir gazetede bana verilen köflede yazd›¤›m yaz›lar› kitaplaflt›rmak çok keyifliydi.
34
Ç›plak Ayakla Yürümek, o yaz›lar›n toplam›.
Yaz›lar›ma bak›ld›¤›nda insan iliflkilerindeki
detaylar› yakalama gayretim görülebilir. T›pk› pozitif enerjiler tafl›yan bir Zeynep Erol tak›s›n› bedenine tak›p, onun verdi¤i güçle yaflama bakmak gibi...Ben bu gezegeni seviyorum... Bu gezegenin tafl›n› seviyorum. Ve buradaki k›sa misafirli¤imizin bu gezegen için
çok önemli oldu¤una inan›yorum...” fiahnaz
Çak›ralp, “‹deal Bir Koca” oyununda canland›rd›¤› Mabel karakterine yak›n duran bir
portre... Saf görünen ama yaflamdan ne istedi¤ini çok iyi bilen Mabel... Güzel... Ak›ll›...
Olumlu...
35
AR‹fi
Do¤an›n enerjisi
ve renkler…
Do¤an›n renklenerek kabuk de¤ifltirdi¤i, güneflin
enerjisiyle coflkumuzu art›rd›¤› yaz günleri h›zl› bir ivmeyle
ak›p gidiyor. Dört bir taraf rengarenk. Yemyeflil a¤açlar,
yeflilin her tonunu, gökyüzü, mavinin güzelli¤ini içinde
bar›nd›r›yor.
36
Do¤a...hayat›n huzur kayna¤›...var olufl nedeni...
Gün bat›m› yada gün bat›m›nda gökyüzünün
büründü¤ü o muhteflem ahenk, ayaklar›m›za
de¤en suyun hissettirdi¤i duruluk, ferahlik,
deniz kokusu, dalgalar›n sesi, ›slak kumun
ayaklarda hissettirdi¤i tüm güzelli¤iyle s›cak
yaz günlerini yafl›yoruz.
Yaflam›n renklerinin yaflanmaya bafllad›¤›, do¤an›n enerjisini hissetti¤i durumlarda insan,
günlük yasam kofluflturmas› aras›nda o kadar
çok fleyi kaç›rd›¤› ve sanal u¤rafllar›n peflinde
nefesimizi ve enerjimizi bofla harcad›¤›m›z
gerçe¤i ile yüz yüze gelir.
Do¤an›n renk de¤ifltirmeleri bize önemli mesajlar vermesi gibi insanlar›n renklerle iliflkileri bize kiflilikleri hakk›nda önemli bilgiler verir.
Mor renk karmafl›k düflünceleri, ruhsal durumdaki bozulmalar› temsil eder.
Siyah çöküntülü duygular›n ifadesidir. Gizemli olmak, hakimiyet kurmak, ciddi bir görünüm
yaratmak isteyenlerin s›kl›kla baflvurdu¤u
renklerden biridir.
K›rm›z› rengin sinir sistemi üzerinde her zaman güçlendirici, yükseltici bir etkisi vard›r.
‹rade gücü ve cesareti temsil eder. hareketlilik,
ihtiras ve h›rs sembolüdür.
Mavi düflünmeyi, hayal etmeyi, ilham› ve felsefik düflünceleri ifade eder. Bu rengi sevenler
özellikle felsefeye ilgilidirler. Sar› mant›ksal
gücü ve muhakemeyi güçlendirir. Aç›k sar›, nefle-rahatl›k ve temiz duygular› ça¤r›flt›r›r. Koyu
sar›lar çöküntüyü ifade eder.
AR‹fi
Yeflil rahatlat›c› bir renktir. Yenilik, rahatl›k
sembolüdür. Yeflili sevenler bulunduklar› çevreye ba¤l›d›rlar.
37
Beyaz temizlik, safl›k sembolüdür. genellikle
huzurlu ve sorunsuz bir ruh halini temsil eder.
Arifl p›rlanta do¤an›n kabuk de¤ifltirdi¤i ve
renklendi¤i yaz aylar›ndan hareketle, do¤an›n
tüm renklerini içinde bar›nd›ran ve renklerin
bütünlü¤ünü yans›tan yüzükler, küpeler ve
kolyeler; yakut, safir, zümrüt, sitrin, ametist ve
topaz›n yayd›¤› pozitif enerjinin muhteflem
uyumunu d›fla vuran muhteflem bir koleksiyon haz›rlam›fl.
Ruhsal duyarl›l›¤› art›ran safir, yaflama sevincini güçlendiren zümrüt, nefle veren topaz ve
sitrin, mutlulu¤u art›ran yakut ve huzur verici
güçlü enerjisiyle bilinen ametist do¤an›n güçlü enerjisini yans›t›yor.
AR‹fi
Piercing ve h›zmalar da koleksiyonun önemli
parçalar›n› oluflturuyor. P›rlanta kullan›larak
tasarlanan piercingler ve h›zmalar bu
yaz bambaflka bir boyut kazan›yor.
38
Yaz modas›na ve renklerine uygun
olarak haz›rlanan, fl›kl›klar›yla göz
dolduran, yaz bahçelerindeki
rengarenk çiçeklere benzeyen
tasar›mlar, yaz günlerinde hem
gündüz hem de gece kullan›m›
için ideal.
Osmanl›
mücevhercisi
1965 y›l›nda, Kapal›çarfl›’daki bir flovalye imalatç›s›n›n yan›nda, ç›rak
olarak mesle¤e ad›m atan Naci fienocakl›’n›n yaflam›, sektörde bir
yerlere gelmek isteyen genç insanlar için, örnek al›nmas› gereken bir
baflar› öyküsü. Abisinin elinden tutup imalathaneye getirdi¤i 13 yafl›ndaki
çocuk, bugün, 33 y›l önce yoktan var etti¤i, ad› kalite ve güvenle an›lan
bir flirketin sahibi. TESYEV yarar›na düzenlenen defilede sergilenen son
koleksiyonu yine çok konufluldu. Naci fienocakl›’yla “Diamond-Naci
fienocakl›” markas› ve gelecekten beklentileri üzerine konufltuk.
40
Koleksiyonlar›n›z› olufltururken nelerden
ilham al›yorsunuz?
Ben genelde Osmanl› mücevherlerine fazlas›yla
takm›fl vaziyetteyim, bilindi¤i gibi Osmanl›n›n desenleri ve figürlerini bugün Avrupa bile bu figürleri taklit ediyor. Ben genelde dinlenmeye vakit buldu¤um zamanlar ve meditasyon yapt›¤›m zamanlar akl›ma devaml› de¤iflik figürler gelir odamda
defterim ve kalemim vard›r, bu gece yar›s› da olabiliyor hiç üflenmem akl›ma geldi¤i an çizerim.
Osmanl› da sizi en çok etkileyen detaylar
neler?
Osmanl› da figürlerin esteti¤i bana zevkli ve göze
hofl görünüyor, özelliklede bir tasar›mc›n›n baflar›s› için yapt›¤› tasar›mlarda kendi ülkesinin ve
geçmiflinin motiflerini eserlerine yans›tmas› o kifliyi daha baflar›l› olmas›n› sa¤lar. Ben bunu yafl›yorum kendi ma¤azalar›mda modellerimin yar›s›na yak›n›nda Osmanl› motifleri vard›r. Yerli ve yabanc› müflterilerimin çok be¤enisini kazan›yor bu
modeller. Biz bir ürüne çok emek veriyoruz çok titizlik gösteriyoruz ve karfl›l›¤›n› da al›yoruz.
Di¤er tafllara göre, üzerinde çal›flmaktan
hoflland›¤›n›z tafllar var m›?
Ben Osmanl› motiflerinde zümrüt,yakut,elmas ve p›rlanta kullan›yorum. Yar› de¤erli
tafllar› ve mineyi de zaman zaman kulland›¤›m oluyor. Moda ne ise o tafllar›n etkisi alt›nda kal›yorum. Tafl ay›rt etmem, hepsini de
41
DIAMOND - NAC‹ fiENOCAKLI
seviyorum. Pembe safir modas› oluyor, p›rlanta ile kar›fl›k. Onlar› daha çok seviyorum.
Peki ifllemefli çok zor olan tafllar ve madenlerle çal›fl›rken tam olarak hayalinizde canland›r›p çizdi¤iniz modeli uygulayamad›¤›n›z zamanlar oluyor mu?
Eskiden oluyordu. Yapacak usta bulam›yorduk.
fiimdi kendi atölyem var. Yapt›klar› iflin hakk›n›
veren, 3’ü kal›p ustas›, 10 kiflilik çok iyi bir ekibim
var. Hayal etti¤im her fleyi hatas›z yapabiliyorum.
Bir bayana en çok yak›flt›¤›na inand›¤›n›z
tak› hangisidir?
Sade, fazla a¤›r ve iddial›, piyasa ifli olmayan, özel tasar›m, zevkli tak›lar› kad›nlara
çok yak›flt›r›yorum.
42
Son olarak Emel Acar la beraber, TESYEV
yarar›na, Ç›ra¤an Saray›’nda bir defile
düzenlediniz. Bu defile için nereden yola
ç›k›ld› ve hangi süreçlerden geçildi?
Emel Acar bana “defilemde sizin mücevherlerinizi sergilemek istiyorum” dedi. Bende
memnun oldum bana teklifi yapt›¤›nda defileye 45 gün vard›. Zaten 2007 için haz›rlad›¤›m koleksiyon elimde mevcuttu, onlara
Emel Acar’›n iste¤i do¤rultusunda 15-20
parça daha ilave yapt›k. Bunun için gece
gündüz çal›flt›k, çok emek verdik ve çok strese girdik ama çok güzel ürünler ç›kard›k.
Dünya’da ve Türkiye’de tasar›mlar›n› be¤endi¤iniz tasar›mc›lar var m›? Takip etti¤imiz kadar›yla, k›z›n›z da tasar›mc› olma yolunda emin ad›mlarla ilerliyor.
Hiçbir tasar›mc›y› ismen bilmem, taklit etmem ve ürünlerine bakmam. Türkiye de izledi¤im ya da be¤endi¤im tasar›mc› yok. K›z›m Deniz’i iyi bir tasar›mc› olarak yetifltirmeye çal›fl›yorum. Birçok model çiziyor, içlerinden çok az›n› be¤eniyorum. O model de
mutlaka tutuyor ve çok sat›yor.
DIAMOND - NAC‹ fiENOCAKLI
Tüm modellerinizde yo¤un bir el eme¤i
oldu¤unu biliyoruz. Her model kaç adet
üretiliyor?
Genelde bir modelden 1 tane de üretiyoruz.
Ama de¤erli olmas›na ra¤men fiyat olarak
iyi olan parçalar› 5 er adet yap›yoruz.
Bu konuya ilgi duyan geçlere tavsiyeniz
nedir? Bu iflin e¤itimini almak flart m›d›r?
‹lk önce, elifli çal›flan atölyelere-ücretsiz bile olsagirip en az 3-4 sene çal›flmalar› laz›m. Ondan sonra çizim tasar›m ifli devreye giriyor. Çizim yapan o
43
ürünün nas›l yap›laca¤›n› bilmezse yapan ustaya
tarif edemez, tasar›mc›l›¤› komik olur. Bunun yüzlerce örne¤ini görüyoruz.
Y›lda iki kez düzenlenen-A¤ustos ve mart-Türkiye’nin tek uluslararas› mücevher fuar› “‹stanbul
Jewelry Show” hakk›nda neler düflünüyorsunuz? Özellikle mart fuar› 31.000 ziyaretçiyle
dünyan›n en büyük fuarlar› aras›nda yerini ald›.
1986 y›l›nda düzenlendi¤inde biz de ilk kat›lanlardand›k. fiimdi çok büyüdü, uluslararas› oldu. Türkiye için çok iyi Referans. Ama
yabanc› kat›l›mc›lar çok bürokrasi oldu¤unu
söylüyorlar baz› kat›lanlar ikinci kez bu nedenle kat›lmak istemiyor.
Ya hepimiz engelliyiz, ya da hiç birimiz…
Mücevher tasar›m›n›n duayeni Naci fienocakl›,
Türkiye Engelliler Spor Yard›m ve E¤itim Vakf›
(TESYEV) yarar›na Ç›ra¤an Saray›nda düzenlenen Emel Acar defilesine, 66 parçadan oluflan
muhteflem bir koleksiyonla destek verdi.
fienay Akay, Elif Ece Uzun, Simge Topalo¤lu gibi
mankenlerin görev ald›¤› defilede, Queen ve ‹nci
koleksiyonlar›ndan gösteriflli parçalar›n yer
ald›¤› defilede, fienay Akay’›n gelinlik ile tafl›d›¤›
inci kolye dikkat çekiciydi.
TESYEV yarar›na düzenlenen defilede,
ad›n› Serdar Bilgili’nin foto¤raflad›¤›,
“Engelleri Kald›ral›m” kampanyas›ndaki
siyah beyaz foto¤rafla duyuran, Figen
Öncel’de yer ald›. Öncel podyumda, protez
baca¤›na ra¤men, hiç zorluk çekmedi ve
ayakta alk›flland›.
Son olarak, malum yaz sezonu dü¤ün sezonudur ve bir geline en yak›flacak fleyde
tabi gelinlikten sonra p›rlantad›r. P›rlanta seçerken nelere dikkat edilmeli? Ayn›
boyutta iki tafl› çok farkl› fiyatlarda bulabiliyoruz. Bunun sebebini ve 4C yi okuyucular›m›za biraz anlatabilir misiniz?
Burada çok önemli bir konuya de¤indiniz,
Firman›n güvenilirli¤i çok önemli, p›rlantay›
satan›n p›rlantac› olmas› laz›m, satan satt›¤› maldan anlamazsa o müflterinin ifli çok
zor. Son zamanlarda örnekleri ço¤al›yor ne
yaz›k ki...
Biz p›rlantay› satarken onlarca firmadan fiyatlar al›p en kaliteli mal› ucuza al›yoruz ve
43 y›ll›k p›rlantac›l›k tecrübemizi müflteri le-
44
hine maddi ve manevi kullan›yoruz. ‹yice
araflt›rma yapmadan almas›nlar, güvenilir firmalardan als›nlar.
“Diamond”›n bundan sonraki büyüme
hedefi nedir?
Bizim flu an 3 ma¤azam›z var, üçüde ‹stanbul da. ‹stanbul d›fl›ndaki müflterilerimiz neden di¤er büyük flehirlerde ma¤azalar›n›z yok diyorlar, bu nedenle büyük flehirlerde bizim markam›z› temsil
edebilecek firmalara Franchase ve cornerlar verece¤iz.Ayr›ca Yurtd›fl›na da
aç›lmay› planl›yoruz.
fiükran Güzelifl
Bit pazar›na nur ya¤d› yada Vintage…
Eskimifl gibi görünen k›yafetler, baflka bir zaman›n izlerini tafl›yan saç ve makyajlar ve belki de flimdiki zaman› pek de önemsemeyen bir durufl. E¤er giyinirken
e¤lenmek istiyorsan›z, özellikle de görüntünüzle geçmifl ile bir ba¤ kurmak istiyorsan›z, do¤ru kelime Vintage… “Eskiye ra¤bet etmek ” sözü Vintage’i çok iyi anlat›yor. 60’l› 70’li y›llar›n giysilerini bulup giyenlerin say›s› Türkiye’de de her geçen gün art›yor. Vintage tutkunu kad›nlara göre özgün görünmenin yolu buradan
geçiyor.
Peki Vintage nedir?
Vintage Latince bir kelime olan “vinus”tan ,yani “flarap”tan geliyor. Günümüzdeki kelime anlam› ise ba¤
bozumu . Anlafl›ld›¤› üzere flarapç›l›k sözlü¤ünden ithal edilmifl bir kavram . fiarap üretiminde flaraplar›n
kalitesini, belli bir döneme ait oluflunu vurgulamak
için kullan›l›yor. Nas›l flarapç›l›kta y›llanm›fl ,döneminde klasikleflmifl olanlar vintage say›l›yorsa , k›yafette
,mobilyada , mücevherde ve akl›n›za gelebilecek her
türlü kategoride durum ayn›.
Vintage bir ürünün özellikleri
Peki bir karfl› ç›k›fl›n resmi olan ve 1980’lerden sonra
bütün dünyay› saran Vintage ak›m›na hangi özellikleri
tafl›yan bir ürün dahil olabiliyor dersiniz. Evet bunu
ben de merak ettim ve her daim fl›kl›¤› ile dikkat çeken,
ayn› zamanda U¤ur Batur ile birlikte Stilistan ‘› açan
arkadafl›m Siren Ertan Çarm›kl› ‘ya sordum.Hemen
belirteyim Stilistan ,Türkiye ‘de ki bir elin parmaklar›n› geçmeyecek kadar az olan Vintage ürün bulabilece¤iniz bir ma¤aza. Siren’e göre bir ürünün Vintage say›labilmesi için en önemli unsur tarih içerisinde kendi
ekolünü yans›tabilmesi... En az 20 seneyi devirmifl olmal› diyor ve sözlerini flöyle sürdürüyor. Ürünün k›ymetlenmesi için ,üretildi¤i ve kullan›ld›¤› zaman dilimi
içersinde de de¤erli olmas› flart…
2.el ile vintage aras›ndaki fark nedir?
“Biri New York Metropolitan’da müzayede de bile sat›l›rken, di¤eri yenisine oranla çok daha makul fiyatlara al›c› buluyor” diyor Ece Sükan da… Dekoru ile ünlü
Ece Sükan Vintage isimli ma¤azas› olan Ece’nin elindeki en önemli parçan›n ise de¤er biçilemeyen 1959
y›l›nda YSL taraf›ndan Dior modaevine tasarlanan elbise oldu¤unu ö¤reniyorum … Dünyada bir ak›m de¤il bir stil olarak kabul edilen Vintage, ülkemizde al›fl›lm›fl flekilde popüler isimlerin üzerinde görüldükten
sonra gözde olmaya bafllad›. Jennifer Lopez, Renee
Witherspoon gibi isimler ne zaman Oscar törenlerinde topluluktan farkl› göründüler iflte o zaman budur
dedik…
Paris, Londra ve Newyork’ta Vintage alm›fl yürüyor.
Her y›l Newyork’ta flubat ay›nda yap›lan Vintage fuar›
sevenlerin ak›n›na u¤ruyor.
Peki, neden bir Türk markas›ndan Vintage bir ürün
ç›kmad›?
Çünkü Türk insan› eskiyi flimdiye kadar pek de önemsemedi. Peki flimdiye kadar yap›lan tasar›mlar çok mu
özeldi? Evet belki tasar›m konusunda da eksikliklerimiz var ama Tarihi eserlerini bile koruyamayan bizlerden Vintage’in bilincinde olmam›z› beklemenin biraz
fazla oldu¤unun fark›nday›m…
Ama yine de bundan 30 y›l sonra bir R›fat Özbek, Hüseyin Ça¤layan, Hakan Y›ld›r›m ya da Y›ld›r›m Mayruk’un tasar›mlar›n› Müzayedelerde sat›l›rken görmek
güzel olur. Biz Vintage’in yeni fark›na var›rken bak›n filozof ve sosyolog Gilles Lipovetsky', 'Les Temps
Hypermodernes' (Hiper modern Zamanlar) adl› kitab›nda vintage kavram›na nas›lda ilginç bir yorum getiriyor. 'Vintage' olgusunun, günümüz insan›n›n gelece¤e olan tereddütlerini eskiye dönüflle ifade etti¤ini belirten Lipovetsky, nostaljiyi güncellefltirmenin bir sat›fl
malzemesi haline getirildi¤ini ve önemli bir pazarlama
silah›na dönüfltürüldü¤ünü belirtiyor. “Birçok ürünün
tan›t›m›nda kullan›lan bu nostalji e¤ilimi reklam dünyas›na da yans›yor.”diyor ve ekliyor “bu nedenle ben
bütün Vintage k›yafetlerimi att›m.”
Mücevherde vintage
Vintage ‘den söz ederken Mücevherdeki durumu da
atlamayal›m de¤il mi?
Efendim Bulgari ve Cartier , Vintage ürün ç›karan en
önemli iki marka …
Tasar›m iflin önemli unsuru ancak anl›yoruz ki bir ürünün y›llar sonra bile de¤erli olmas› için marka olman›n gücüne ihtiyac› var. Yoksa, isimleri Bulgari, Cartier
ya da Dior yerine sadece tasar›mc›n›n ad› ile an›l›rd›.Gelecekte ürünlerinin Vintage kategorisine girece¤ini umdu¤um yukar›da sayd›¤›m modac›lar›m›za da
Türkiye’de marka olmufl isimlerinin giderek güçlenmesini diliyorum. Marka Gelifltirme Program› Turqual›ty
kapsam›na giren Zen Diamond, Atasay, Gilan gibi firmalara da yolunuz aç›k olsun diyelim. ‹leride Dünyan›n
en ünlü isimleri önemli organizasyonlarda Chopard,
Bulgari gibi sizin mücevherlerinizi de taks›n bizde gurur
duyal›m… Son olarak seçim sürecine giren ülkemiz de
rejim tart›flmalar›n›n, önder Atatürk’ün izinde, demokratik platformlarda medenice yap›lmas›n› … Genel seçimlerin sonucunda Cumhurbaflkan›n› Meclisin seçmesini umut ediyorum.
Hepimiz için en güzeli olsun…
Sevgiler…
45
DAMRA PIRLANTA
Paris tarz›...
Bir yaflam ve üretim biçimi...
Televizyonlarda s›k s›k karfl›m›za ç›kan dünya sinemas›n›n eski filmlerinin belki de bizlere gösterdi¤i en ilginç nokta, geçmiflte, bütün kentlerin kendilerine has karakterlerinin oldu¤u...
46
DAMRA PIRLANTA
Çok de¤il...
1960’l› y›llar›n sinemas›na bakt›¤›m›zda...
New York bugünkü New York gibi... Ama
Paris, Londra, Madrid, Atina, ‹stanbul,
Roma, Berlin... Hepsi,bugünkü karakterlerinden ne kadar farkl›lar...
Paris... Bir aflk kenti olarak an›ld› her zaman... Sokaklar›nda sevgililerin uzun uzun
öpüfltü¤ü... Romantizme ve baflbafla yenilen uzun yemeklere zaman ayr›lan bir
kent...
Dünyada kim, afl›k oldu¤u bir varl›¤› Eyfel
kulesinin gölgesinde öpmek istemez, fianzelize’de eleleyap›lacak bir yürüflüyün o
büyülü atmosferinden uzakta durmay› düflünür...New York, gecenin puslu karanl›¤›nda rögarlar›ndan dumanlar yükselen
bir flehirdir akl›m›zda. Scorsese ve akranlar› sayesinde öyle kaz›nm›flt›r kafam›za.
Ama Paris’in sinemasal an›lar›m›zdaki yeri öyle mi? Hem gece hem gündüzleri gözümüzü alan parlak ›fl›klar›, huzur dolu
meydanlar›, görkemli çeflmeleriyle hele
ki… Eyfel Kulesi bugün dünyan›n yedi harikas›n› bile gölgede b›rakan bir popülariteye sahip de¤il mi? “Amelie”nin ana kahraman› Audrey Tautou’nun Montmartre’da sevdi¤i adam›n peflinden koflmas›n›, “Serseri Âfl›klar”da Belmondo ve Jean
Seberg’in fianzelize’de bir afla¤› bir yukar›
volta at›p muhabbet etmelerini, “Jules ve
Jim”de Jeanne Moreau’nun kendisini gece
47
vakti Sen Nehri’nin serin sular›na b›rakmas›n›, “Bande a
Part”ta Anna Karina, Sami Frey ve Claude Brasseur’un koskoca Louvre’da k›sa mesafe depar›na ç›kt›klar› an› haf›zam›zdan ç›karmak mümkün mü? Paris dünyan›n en sinemasal kenti. Sadece âfl›klar›n buluflma merkezi de¤il, belki de
dünyan›n gayri resmi baflkenti.
Paris bu yap›s›yla bir yaflam biçimidir ve özellikle son yüzy›l içinde yaflam›n bütün alanlar›na damgas›n› vurmufl bir
kavramd›r...
Audrey Hepburn’un ünlü Tiffany’de Kahvalt› filmindeki
o çocuk-kad›n görüntüsü,bize her zaman Parisli bir kad›n›n görüntüsünü verecektir...
Vincent Minelli’nin dünya sinemas›n›n unutulmaz
müzikallerinden “Paris’te Bir Amerikal›”y› izlerken, hepimiz, kendimizi,bu çok özel bir kentin
turisti Gene Kelly gibi hissederiz...
Veya, bir kostümde, ayakkab›da, mücevherde
karfl›laflt›¤›m›z bir tasar›m, nedense, bize
Paris’i an›msat›r, “ne kadar Parizyen bir tasar›m” diye düflünürüz ama, neden böyle düflündü¤ümüzü bilemeyiz...
DAMRA
ZEN PIRLANTA
Özellikle mücevher ve Paris, t›pk›
‹stanbul ve mücevherin birbirine yak›flmas› gibi birbirine çok
yak›flan kavramlard›r...
Belki de bütün bu köklü birikimleri, Paris ve ya ‹stanbul’un “New Yorklaflmas›n›” önleyerek koruman›n
yollar›n›
bulmaktay›zd›r...
48
Foto¤raflar: ZENTURK
Mücevherler: L‹KYA - ERHAN GÜRfiEN
K›yafet: Ayla Dümer
Saç: Metin Demir
Makyaj: Ebru Kuyumcu
50
Yarat›c› ruh...
Herkes için...
L‹KYA - ERHAN GÜRfiEN
Katalog bakmam, internette kim ne yapm›fl diye gezinmem,
içgüdüsel olarak, güncel olaylar›n beni etkiledi¤i kadar›yla
tasar›mlar›ma ilham› kendimden al›r›m. Klasik deyimle Anadolu
medeniyetlerinden ilham alm›yorum. O zaman tasarlamak
de¤il bir fleyleri yineliyorsunuz, benzetiyorsunuz. Bence
tasarlamak daha önce yap›lmam›fl bir fleyin ilk defa
denenmesi ve yap›lmas›d›r.
51
52
Kendinizden bahsede bilir misiniz?
Tasar›mc›l›¤a nas›l bafllad›n›z.
Erhan Gürflen 1982 y›l›nda bu ifle bafllad›. ‹flinde iyi ustalar›n yan›nda kendini
e¤itti. 1992 y›l›ndan beri tasar›m ifliyle
birebir meflgul. Bu iflin temelini Kapal›çarfl›’n›n d›fl›nda, tasar›m›n kalbi olan
Niflantafl›’nda att›. Niflantafl›’nda belli
bir sosyal düzeyde olan insanlar›n özel
tak› tasar›mc›l›¤›n› yaparak, özel tak›lar›n› tasarlayarak kendini gelifltirdi. 2003
y›l›nda dünyaya aç›lmaya karar verdi.
Bunun ilk ad›m› Niflantafl›’ndaki atölyeyi
Kapal›çarfl›’ya tafl›yarak att›. 2 sene burada yeni tarzlar oluflturdu. ‹lk yurtd›fl› fuar›n› 2006 y›l›n›n temmuz ay›nda New
York’ta yapt›. Ard›ndan Miami, ocak New
York ve flimdi de Las Vegas fuar›nda yer
al›yor.
Likya ismiyle markalaflman›z› sürdürürken birden Erhan Gürflen isminin
de ön plana ç›kt›¤›n› görüyoruz.
Likya’y› bir çat› marka yapaca¤›z. Yetenekli bir tasar›mc› keflfetti¤imizde bünyemize al›p Likya çat›s›n›n alt›nda, t›pk›
Erhan Gürflen markas›nda oldu¤u gibi
onu da bir marka yapmak için tüm imkanlar›m›z› seferber edece¤iz. Amerika’da da Türkiye’de de Erhan Gürflen
markas›n› ön plana ç›karmay› istiyoruz.
L‹KYA - ERHAN GÜRfiEN
Yurtd›fl›nda gerek takdir edilerek, gerekse takdirlerini maddi anlamda göstererek çok büyük ilgi gördük. 3 aya kadar
New York’ta kendimize ait toptan sat›fla
yönelik ofis tarz›nda bir yer aç›yoruz
Tasar›mlar›n›zla çok farkl› bir çizgide
ilerliyorsunuz. Bu biraz da cesaret isteyen bir ilerleme olsa gerek….
1992 y›l›na kadar yapt›¤›m tüm çal›flmalarda, benim düflüncelerimi ve çizgimi
yans›tan, kimli¤imden enstantaneler tafl›yan hiçbir fley yoktu. 1992 y›l›nda radikal
bir kararla “bundan sonra insanlar›n istedi¤ini de¤il kendi istedi¤imi yapmak istiyorum” dedim ve fasonculu¤u b›rakt›m.
Hayat devam ederken, böyle radikal bir
karar vermek ve ona dayanabilecek cesareti göstermek çok önemli. Bu iflin 1 y›l s›k›nt›s›n› çekeriz diye düflündük ve 1 y›l çok
zorlu geçti. Bir ifle bafllarken bir adaptasyon süreci yafl›yorsunuz ve insanlara kendinizi kabul ettirmeniz gerekiyor. Bir y›l›n
sonunda do¤ru bir karar ald›¤›m›z› ve bu
ifle bafllayarak Türkiye’de belli ad›mlar atmak isteyen insanlara cesaret verdi¤imizi
gördük. Kendimize özgü özel tak›lar imal
ederek, birçok insana yol açt›k.
53
Tasar›m sürecinde nelerden ilham al›rs›n›z?
Katalog bakmam, internette kim ne yapm›fl diye gezinmem, iç güdüsel olarak,
güncel olaylar›n beni etkiledi¤i kadar›yla
tasar›mlar›ma ilham› kendimden al›r›m.
Klasik deyimle Anadolu medeniyetlerinden ilham alm›yorum. Eskiden yap›yordum ama art›k yapm›yorum. O zaman tasarlamak de¤il bir fleyleri yineliyorsunuz,
benzetiyorsunuz. Bence tasarlamak daha önce yap›lmam›fl bir fleyin ilk defa denenmesi ve yap›lmas›d›r.
Farkl› tasar›mlar yaparak riskli bir ifl yap›yorsunuz asl›nda. Çünkü çok maliyetli
bir ifl mücevher. ‹nsanlar›n sizin yapt›¤›n›z fleyleri be¤enip, be¤enmeyece¤inden
nas›l emin oluyorsunuz.
Yarat›m aflamas› sizin için nas›l bir
aflamad›r. Zorlan›r m›s›n›z, yoksa tasar›mlar bir anda ç›kar m›?
Düflüncenin somutlafl›p objeye dönüflmesinden evvel kafada onu belirli bir
konsepte oturtup, belirli bir hikaye ile
ba¤daflt›rmak gerekiyor, üretim aflamas›
en kolay olan bölümdür. Bu çok belirli bir
süreç de¤il. Baz› tasar›mlar›n düflünce
aflamas›ndan somut bir hale dönüflmesi
y›llar alabiliyor. Yedi sekiz y›l kafam› meflgul eden, zaman zaman üzerine düfltü¤üm, bir türlü hayata geçiremedi¤im ve
bundan rahats›z oldu¤um, flu anda koleksiyonumda bulunan pek çok ürünüm var.
Bazen de bir flimflek çakmas› gibi bir par›lt› geliyor, her fleyiyle mükemmel bir biçimde kafamda oturuyor.
Tasar›m yapmak ürünü yapmakla bitmiyor. Ayn› zamanda ürünü sat›labilir k›lmak ve tekrar›n› kazanca dönüfltürüyor
olmak önemli. Bir tasar›m ticari de¤ilse,
rantabl de¤ilse, kendinize bir fley katm›yor ise o tasar›m baflar›s›zd›r. Duygusall›¤›n akl›n önüne geçti¤i, ticari kayg› gü-
54
L‹KYA - ERHAN GÜRfiEN
Yap›lan her fleyin-çok frapan, büyük, radikal de olsa-insanlara bir fleyler verdi¤ine inan›yoruz. Tasar›mlarda her kitleye
hitap edecek vaziyette bir koleksiyon haz›rl›yoruz. Çok büyük parçalar, çok küçük
tak›lar… Bir taraftan da bunun istatisti¤ini tutuyoruz. Ticari anlamda kay›plar
yaflamamak ve duygusal düflünüp kendi
istedi¤ini, hoflland›¤›n› insanlara dayatmamak için… Farkl› müflteri kitlelerine
uyabilecek deneme tasar›mlar yap›yoruz.
Ald›¤›m›z sinyallerle biraz daha de¤ifltiriyor ve daha de¤erli bir forma sokup gelifltiriyoruz.
dülmeden koleksiyonlar›n haz›rland›¤›
zamanlar büyük zararlarla karfl›lafl›labiliyor. Bu da sizin bir dahaki koleksiyonunuzda daha tedirgin, daha ürkek olman›za ve yanl›fl yapma riskinizin artmas›na
neden oluyor.
Türkiye’deki tak› tasar›m› alan›nda
verilen e¤itimi nas›l buluyorsunuz?
Türkiye’deki tak› tasar›m› için verilen
e¤itim fleklen do¤ru gibi görünmekle birlikte pratikte eksiklikler mevcut. Ö¤renciler staj için baz› üreticilerin fabrikalar›na
gönderiliyorlar. Fabrikan›n ö¤rencileri
almaktaki amac› maliyetlerini düflürmek.
Fabrikadaki hiyerarflik yap›n›n içinde yarat›c›l›klar›n› yeteri kadar gösteremiyorlar. Okullar›n daha seçici olup, onlar›n
daha creatif düflüncelerle yetiflebilece¤i
yerlere yönlendirmeleri gerekiyor.
L‹KYA - ERHAN GÜRfiEN
Mücevher tasar›m›nda da alayl› yada
mektepli ayr›m› yap›la bilir mi? Bu iflin
okulunda okumak m› daha do¤ru yoksa
bir ustan›n yan›nda ö¤renmek mi….
Ben bir ustan›n yan›nda alayl› olarak
bafllad›m. Niflantafl›’nda sosyal seviyesi
yüksek insanlar için tak›lar üreterek kendimi yetifltirdim. Bu iflin dünya çap›nda
yap›ld›¤› ‹talya’da, Paris’te, Floransa’da
iyi e¤itim veren okullar›nda okuma flans›m olsayd› kendimi çok daha yeterli görürdüm.
Mücevher ve tak› tasar›m› konusunda Türkiye’nin konumunu nas›l görüyorsunuz?
Türkiye tak› tasar›m› konusunda ilk nefeslerini al›yor. Henüz daha evrimini tamamlayamad›. Emeklemeye bile bafllamad›. Ne zamanki tak› tasar›m›nda Türkiye’den gelip al›flverifl yapan insanlar›n,
Türkiye’de bu ifli yapan insanlara gram›n› kaç paradan veriyorsunuz, üzerinde
kaç liral›k bir tafl var, bunun maliyeti nedir diye sormad›¤› gün Türkiye bu iflte
yol alm›fl, dünyadaki rakipleriyle yar›fl›r
bir duruma gelmifl demektir. Bu çok ünlü bir ressama gidip bunun tuvali kaça
kaç paral›k boya harcad›n demek gibi bir
fley bence.
Sektörde h›zl› bir markalaflma süreci
yaflanmas› gerekiyor galiba.
Biz Türk insan› olarak iflin yüzde 70 ini
Allaha, yüzde 30’unu da devlete havale
eden bir düflünce yap›s› içindeyiz. Devlet
desteklese tabii ki güzel olur ama bunun
öncesinde büyük firmalar›n kendi
içlerinde, 10 y›ll›k bir projeksiyon çerçevesinde, varmak istedikleri yolu çizip, bu
55
L‹KYA - ERHAN GÜRfiEN
çerçevede günün tasar›mlar›n› de¤il, biraz
daha fashion, uç noktalarda, creativi yüksek ürünler üretecek tasar›m atölyeleri
kurmalar› gerekiyor. Yada sektörde kendi
çaplar›nda çok iyi ifller yapan insanlar›n
önlerinin aç›lmas›yla daha da önemli ifllere imza atacak küçük atölyelere destek
vermeliler. Bu destekten ilk anda çok büyük karlar elde edemezler belki ama ilerleyen y›llarda o atölyelerin üretti¤i ürünlerin kendi firmas›na büyük bir prestij ve
katk› sa¤layaca¤›n› da bilmeliler. Bunun
için sömürmeden, paylafl›m içinde günü
de¤il 10 y›l sonras›n› düflünerek baz›
ad›mlar at›lmas› gerekiyor. Yani butik
markalar yarat›lmas› gerekiyor.
Tabi bunlar› söylerken yanl›fl anlafl›lmak
istemem, Likya olarak bizim bir yard›ma
ihtiyac›m›z yok, kendi iflimizi kendimiz
görebiliyoruz. Söylediklerim sektörün
genel olarak içinde bulundu¤u durumun
bir röntgeni ve bundan ç›k›fl›n yoludur.
Son y›llardaki h›zl› geliflme çerçevesinde Türkiye gelece¤in trendsetter’i
olabilir mi?
Biraz önce anlatt›¤›m 10 y›ll›k projeksiyonu gerçeklefltirebilirsek e¤er, Türkiye
trendsetter olabilir.
56
1920 lere yolculuk
Dünyaca ünlü modac›m›z Dilek Hanif’in,
Les Ottomans’da düzenledi¤i defile
görülmeye de¤erdi. Aylarca süren
uykusuz gecelerin ard›ndan haz›rlad›¤›
kreasyonla Hanif, izleyenleri 1920’lerin
büyülü dünyas›na do¤ru bir yolculu¤a
ç›kard›.
58
Türkiye’nin ayd›nl›k yüzlerinden biri Dilek Hanif. Dünyan›n
dört bir yan›nda düzenledi¤i defilelerle Türkiye’nin ça¤dafl çizgisini tüm insanl›¤›n be¤enisine sunuyor. 2007 ilkbahar-yaz
koleksiyonu için Les Ottomans’›n bahçesine özel olarak kurulan bir çad›r› kendine mekan seçmifl. Daha önce Osmanl›y› ve
Mevlana felsefesinden hareketle semazenleri moda dünyas›na
tafl›yan Hanif bu kez moda dünyas›na “Kükreyen 20”ler olarak
yaz›lan dönemi ifllemifl. ‹mparatorlu¤un y›k›lmas›n›n ard›ndan
yeniden filizlenmeye bafllayan genç Türkiye Cumhuriyetinin ilk
y›llar›. ‹fle genç cumhuriyetin lideri Atatürk’ün efli Latife han›m› inceleyerek bafllam›fl.
“Savafltan ç›k›lm›fl bir dönem oldu¤u için çok fazla görsel bulmak mümkün de¤il. Ama dünyada 20'li y›llarda kad›nlar ne giymifl, diye dönüp
bakt›m. 20'li y›llar; kad›nlar›n korselerden ç›karak bedenlerini özgür b›rakt›¤› bir dönem. Pantolonlar ilk o zaman giyilmeye bafllanm›fl. Latife
Han›m da Türkiye'de ilk pantolon giyen kad›n. O zamanlar Türkiye'nin kendine ait bir moda kültürü yok. Yöresel k›yafetler var ama Avrupa'ya uyarlanm›fl bir baz yok. Atatürk'ün yan›ndaki kad›nlar, kendilerine göre Avrupa'y› farkl› yorumlam›fllar.”
Yaflanan büyük savafl›n ard›ndan insanlar›n kendilerini tangonun ve çarlistonun ç›lg›n ritmine
b›rakt›klar›, drapeler, kalçaya oturan elbiseler, saçaklar ve püsküllerin ön planda oldu¤u dönem, Hanif’in
koleksiyonunda, modern çizgiler kazanm›fl.
Koleksiyonu bugüne uyarlad›k. Ifl›lt› ve az da olsa renk
katt›m. Çok fazla rengin olmad›¤› dönemler. Zaten genelde çok renkli koleksiyonlar de¤il daha soft fleyler hofluma
gidiyor. Çizgileri de biraz daha minimalize ettik; bugün de
giyilebilir hale geldi koleksiyon. Gümüfl ve dore gibi parlak
ifllemeli kumafllar ve bolca el iflçili¤i kulland›m. Ayn› zamanda kad›ns› bir görüntü de katt›m. Mesela çok kapal›
olan yakalarda oynamalar yapt›m. Yaz koleksiyonu oldu¤u
59
için daha feminen ve biraz daha özgür hale getirdim. Taç
yapra¤› fleklindeki desenleri Swarovski tafllar, gümüfl boncuklar ve fleffaf malzemelerle modernize ettim. Geometrik
desenleri dantellerle birlefltirdim.
Eliflçili¤inin muazzam, Art deco'nun hakim oldu¤u bir dönem… Elbiselerin üzerinde kumafl gibi gözüken tüm nak›fll› parçalar›n tamamen el iflcili¤i oldu¤u 39 parça... Defile
s›ras›nda hiçbir fleyin fark›nda olmasak da o gün, Dilek
Hanif için, büyük bir flokla bafllam›fl.
Heyecanla defilenin yap›laca¤› mekana geldi¤imizde, kurulan çad›r›n
kulis olarak bize ayr›lan bölümünün su ald›¤›n› gördük. Gece boyunca aral›ks›z ya¤an ve sabah da h›z›n› kesmeyen ya¤mur sebep olmufltu buna... Bu yüzden yerlerin yeniden temizlenmesi ve yeni hal› serilmesini beklememiz gerekiyordu. Bu tür gecikmeler yaflan›nca; elbiselerin torbalardan ç›kar›l›p ask›lara as›lmas›, kulise yerleflmemiz ve
düzenimizi kurmam›z bekledi¤imizden çok daha uzun bir süre ald›.
Defileden birkaç saat önce her fleyi b›rak›p kaçmay› bile düflündüm!
Yaflanan k›sa süreli panik ve stresin ard›ndan yeniden bafllayan kofluflturma. 39 elbise büyük bir özenle yerlerine yerlefltirildi, art›k heyecan dorukta… O saatten sonra olumlu
yada olumsuz her fleyin keyfini ç›karmak laz›m.
5 ayl›k bir çal›flma birkaç saat sonra kuliste yaflanan telafltan dolay›
nas›l geçti¤ini anlamad›¤›m›z 25 dakika gibi bir sürede bitecekti! O
yüzden bana göre, defile öncesi haz›rl›klar›n ve prova anlar›n›n keyfini sonuna kadar ç›karmak gerekiyor. Asl›nda defileler sanki büyük
bir s›nava haz›rlanmak gibi... Her fleyi tekrar tekrar çal›fl›rs›n ve s›nav günü her fleyi unutmuflsun gibi gelir... Defile günü hissetti¤im
ruh hali de bundan çok farkl› de¤ildi. Asl›na bakarsan›z benim iflimi bu denli ciddiye almam, hissetti¤im büyük heyecan ve her yapt›¤›m iflin bir öncekinden daha iyi olmas›n› arzulamam kendimle
olan yar›fl›mdan kaynaklan›yor. Bu konuda neyse ki çok flansl›y›m çünkü ekibim de benim gibi ifllerine gönülden ba¤l›.
ZEN
Yaflanan o güzel gecenin ard›ndan bize tek bir fley
söylemek düflüyor. Ellerine sa¤l›k Dilek Hanif…
60
62
AR‹fi
Tafllar›n sihri…
Alternatif yaflam formlar› günden güne hayat›m›z›n bir parças›
oluyor. Uzmanlar, de¤erli tafllar›n, insanlar›n fiziksel ve ruhsal
sa¤l›¤› üzerinde önemli etkileri oldu¤unu belirtiyorlar.
Özellikle Hint Astrolojisinde yer alan, de¤erli yada yar› de¤erli
tafllar›n, insan›n fiziksel ve ruhsal hayat›na etkileri inanc›, gün
geçtikçe Türkiye’de de kendine h›zla taraftar buluyor.
Türkiye’nin tek Hint Astrolo¤u fiebnem Kuran Balc› ile
tafllar›n gücü üzerine görüfltük.
63
BHM MULT‹COM
Siz Türkiye’nin ilk ve tek Hint Astrologusunuz. Peki Hint Astrolojisi nedir?
Hint felsefesine dayal› bir bilim dal›d›r. Bu felsefenin kökeni 3. yüzy›llar›na kadar uzan›r. El çizgilerinin en ince ayr›nt›s›na kadar çizilerek Bat› astrolojindeki gibi bir el haritas› ç›kar›l›r ve bilimsel olarak yorumlan›r. Bilimsel olarak dedim, çünkü dünyada 6.5 milyar insan yafl›yor ve bunlar›n hiçbiri el
ve parmak çizgileri birbirinin ayn› de¤ildir. Bu hukuk ve krimonoloji dal›nda da ispat edilmifltir.
Peki bilinçli tafl seçimini ve kullan›m›n› neye göre yapmal›y›z?
Do¤ru tafl seçimi, tafllar›n enerji yap›lar›n›
ö¤renmeden geçer, yani hangi tafl›n neye iyi
geldi¤ini, tafllar›n psikolojik, fiziksel, bedensel yararlar›n› ö¤renmemiz gerekir.
Öncelikle gelen kifliye sa¤l›k durumu ( bedensel ve
ruhsal), hayat say›s›, simgesi, aflk, ifl kariyer, evlilik
konular›nda kifliyi bekleyen riskler, sürprizler, uyar›lar, gelecekle ilgili ipuçlar›, kiflinin auras›na ve
çakralar›na bakarak kifliye özel renk enerjilerine ve
tafl enerjileriyle ilgili bilgiler veriyorum.
T‹NA
Bunu içinde kullan›m amac›n›, kullan›lacak
çakran›n yerini, ne kadar süre kullan›laca¤›n› ve bize yarar›n› uzun süre devam etmesi
için nas›l temizlenece¤ini bilmemiz gerekir.
64
Peki çakralara göre tafl seçimi neden
önemlidir?
Çakralar›n yerlerini bilirsek do¤ru tafl seçimini yapar›z. Çakralar, vücudumuzun enerji
merkezleridir. Toplam yedi alan vard›r. Ve bu
çakralar›n her birinin kendi rengi vard›r. Bu
çakralar zaman içerisinde t›kan›p ya da kapand›klar›nda bir süre sonra kiflinin ruh, zihin, beden üçlüsü bozulur. Bu da sa¤l›kl› ve
mutlu yaflam› engeller. Bunun içindir ki
çakra bilgilerine sahip olursak hangi
çakrada bir problem varsa ona göre de
tafl seçeriz. Çakra bilgilerinizi ö¤renmek
için ise Reiki yol göstericidir. Bunu birkaç örnekle aç›klayabilirim. Tepe çakra-
s›, t›kal› olan bir kifli uyku problemi yaflar, sinirli ve stresli olur, zihni kar›fl›k olur, kendini
halsiz ve yorgun hisseder. Bu durumda tafllar›n enerjilerinden yararlanmas› gerekir. Burada do¤ru seçim Akuamarin, Aventurin, Topaz’d›r. Nedeni ise her üç taflta strese karfl›
koruyucu, beden zihin iliflkisini kuvvetlendirici, uykusuzluk problemini giderici özellikleri tafl›mas›. Kalp çakras› sa¤l›ks›z bir insan,
kalp çarp›nt›s›, tansiyon, kalp hastal›klar›na
meyilli olur. Ayn› zamanda duygusal anlamda da kifli kolayl›kla endifle, k›zg›nl›k, korku,
nefret, kin duygular›na aç›k olur. Bu konuda
önerilecek tafllar›n bafl›nda zümrüt gelir.
Zümrüt, tam anlam›yla sevgi tafl›d›r. Yaflam›
sevme duygusunu güçlendirir, insana güven
ve huzur duygusu verir. Kendisiyle bar›fl›k olmas›n› sa¤lar. Aile, ifl, arkadafl, çevre, evlilik
ba¤lar›n› güçlendirici bir etkisi vard›r. Fiziksel anlamda da kan bas›nc›n› düflürerek yüksek tansiyo-
Auras›nda çok fazla grilikler gördü¤üm kifliye yaflam enerjisini kazanabilmesi, ümitsizliklerini yok
edebilmesi için Aventurin, Ametist, Yakut gibi
tafllardan birini öneriyorum.
yaflamaya bafllad›¤›n›zda sizdeki enerjilerde
onlarda geliflir. Mesela, zümrüt sevgi tafl›d›r. Sizinle iletiflimde size sevildi¤inizi hissettirir. Sizde oluflan sevgi
frekans›yla o da beslenir. Çok daha
büyük bir sevgi enerjisine ulafl›l›r.
KURTULAN
nu önler, kalbi ve sinir sistemini kuvvetlendirir.
Zümrüt’ün d›fl›nda Firuze, Safir tafllar›n›n da ayn›
etkileri tafl›d›¤›n› söyleyebilirim.
Kulland›¤›m›z tafllar› zaman zaman temizlememiz gerekir. Bu temizlenmeyi tuzlu suda 15 dakika tafl› bekleterek yapabiliriz. Ya da en güzeli toprak alt›nda 24 saat bekleterek tafl›n üzerindeki negatif enerjileri atabiliriz. Reiki vererek de temizleyebiliriz. Böylece temizlenen tafl eski enerjisine
kavuflmufl olur.
Tafllar›n etkisi ne kadar sürer?
Tafllarla do¤ru frekanslar içinde bulundu¤umuz
sürece etkilerini ömür boyu hissedebiliriz.
hendislik Fakültesi Maden Mühendisli¤i
Bölüm Baflkan Yard›mc›s›, tafllarla ilgili
bilgileri bilimsel bir çal›flmada
toplad›. Yine ayn› flekilde Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisli¤i
Bölümü, tafllar›n insanlar üzerindeki pozitif etkilerini çal›flmalar›nda sergilediler.
FAVOR‹
Bu tafllar›n enerjilerinden faydalanmak için nas›l kullanmam›z gerekir?
Bu tafllar›n enerjilerini alabilmek için en baflta tenimize de¤ecek flekilde kullanmam›z gerekiyor. Bu
tafllarla do¤ru iletiflim kurmam›z gerekiyor. Çünkü
tafllar da yaflayan enerjilerdir. Di¤er canl›lar gibi
onlarda sevilmediklerini hissederlerse elinizden
giderler. Tafllar›n size verdikleri enerji ne ise onu
Tafllar›n pozitif etkileri üzerine bilimsel veriler
var m›?
Alternatif tedavi yöntemlerinden biri olan
tafllar›n enerjilerinden faydalanmak art›k günümüzde birçok üniversitelerin araflt›rma inceleme konusu olmufltur. Hatta bu konuda
ç›kan bir sürü kitaplar ve yaz›lar bulunmaktad›r. Bununla ilgili 9 Eylül Üniversitesi Mü-
65
Tafllar›n Gücü…
Radyasyon saçan araçlar›n etkisinden, Malahit ve
Kristal Kuars’›n enerjileri sayesinde kurtulabiliriz..
Ruhsal s›k›nt›larda psikolojik rahats›zl›klarda Aventurin,
Obsidiyen, Topaz, Hematit Krizoprase’nin enerjisinden faydalanabiliriz
Negatif enerjiyi Kristal Kuars ve Ametist kullanarak
yok ederiz.
Bir kad›n› ya da erke¤i etkilemek için Turkuaz ve Mercan’›n etkisinden yararlanabiliriz.
Kad›nda ya da erkekte üretkenli¤i Zümrüt , Akik ve
Lal Tafllar› artt›r›r… Erkekler Lal Tafl›n› kas›klar›n›n
üzerine koyarak üreme güçlerini artt›rabilirler. Üremeyi
artt›rma amac›yla kullan›mda iki hafta boyunca günde
en az 10 dakika süreyle bu uygulama tekrar edilmelidir.
Erkeklerde cinsel dürtüyü azaltan tafl Oniks tafl›d›r.
Uykusuzluk sorununa karfl› Ametist tafl› birebirdir. Ametisti yatmadan önce bir süre elinizde tutun sonra yast›¤›n›z›n
alt›na koyarak yat›n. Sorununuz nas›l düzeldi¤ini göreceksiniz. Çünkü ametistin en büyük özelliklerinden biri kifliyi
rahats›z eden düflüncelerden uzaklaflt›rmas›d›r.
Ünlüler ve Tafllar›
TAYY‹P ERDO⁄AN: Çok yo¤un bir çal›flma
temposuna sahip oldu¤undan dolay›, zaman
zaman enerjilerinde düflüfl görülüyor.
Toplar›n içinde en güçlü enerjiye sahip olan
tafllardan birincisi ametist tafl›d›r. Ametist,
kiflinin ruhsal ve fiziksel enerjisini yükseltir.
Say›n baflbakan›m›za önerebilece¤im tafllardan birisi de Florit tafl›d›r. Florit tafl›n›n en
büyük özelli¤inden biri zihin yorgunlu¤unu
al›r ve engellerin afl›lmas›nda yard›mc› olur.
Strese karfl› iyi gelir. Enerji yat›flt›r›c› ve huzur
vericidir. Kiflinin zihninin ruhuyla uyum
içinde olmas›n› sa¤lar ve de¤iflik projeleri
hayata geçirebilmesine yard›mc› olur.
EM‹NE ERDO⁄AN: Eflinden dolay› büyük
sorumluluklar üstlendi¤i için, özellikle
kehribar tafl›n› öneririm. Kiflinin büyük
sorumluluklar alt›nda ezildi¤ini hissetti¤i
anlarda flifa yüklü enerjisiyle kifliye canl›l›k
verir. Yaflam›n güzel yanlar›n› fark etmenizi
ve böylece içinizin nefleyle dolmas›n› sa¤lar.
66
KAYA Ç‹L‹NG‹RO⁄LU: Kaya Bey’e en uygun
tafl Agat’ t›r. Bu tafl›n en büyük özelliklerinden
biri konuflma yetene¤ini güçlendirmesidir.
Ani gerilim durumlar›nda kifliyi yat›flt›r›c› etkisi vard›r. Bunun yan›nda kifliyi dikkatsizlikten, sosyal olamamaktan korur. Vücutta tansiyon dengeleyicidir, günlük stresin at›lmas›nda yard›mc› olur.
DEN‹Z AKKAYA: Özel hayat›ndaki baflar›y›
duygusall›¤›ndan dolay› bir türlü yakalayamam›fl bir isimdir. Duygusall›¤›n› dengeleyebilmesi için, Kristal Kuvars takmal›d›r. Bu tafl
ruh ve beden aras›ndaki dengeyi oluflturur.
Kifliyi geçmiflteki negatif duygusall›klardan
ar›nd›r›r. Kiflinin yanl›fllar›n› görmesi için ›fl›k
tutar. Eterik bilgeli¤in içe ak›fl›na izin verir ve
kozmik bilinçlilik hediyesini getirir.
TARKAN: Tarkan, sanat›yla ve görüntüsüyle
çok fazla göz önünde olan bir sanatç›m›z. Bu
yüzden nazar enerjisini çok fazla çekti¤i için,
ayr›ca sanatç› olarak ses tellerine önem vermesi gerekti¤inden ona uygun en iyi tafl Turkuaz tafl›d›r. Bu tafl K›z›lderili kabilelerinde ve
Aztek uygarl›¤›nda insanlar› tehlikelerden ve
kötü güçlerden koruyan tafl olarak kullan›l›rd›. Günümüzde bile bu amaçla çok fazla tak›lan bir taflt›r. Bu ayn› zamanda bo¤az chakras›n›n da tafl›d›r. ve özellikle kolye ucu olarak
tak›lmas› tavsiye edilir. Ayn› zamanda solunum yolu hastal›klar›nda etkilidir. Bo¤az yolu enfeksiyonlar›nda, solunum yolu hastal›klar›nda, ses telleriyle ilgili sorunlarda turkuaz›n mucizevi bir iyilefltirme yönü vard›r. Ruhsal anlamda da dinamikli¤i yok etmedek kifliye içsel huzur verir.
BEYHAN BENARDETE: Çok pozitif bir
enerjiye sahip olmas›na ra¤men, kendisini negatif enerjilere karfl› koruyamayan
saf bir enerjiye sahiptir. Yani nazara karfl›
çok aç›k olan biridir. Nazara karfl› koruyucu tafllardan Kristal Kuvars› takmal›d›r.
Enerji; kiflinin çevresinde oluflan negatif
enerjiyi yok eder, di¤er yandan d›fl alg›lamam›z› güçlendirir. Bizi negatife karfl›
uyar›r. Yayd›klar› pozitif enerjiyle de ruhsal ve zihinsel s›rlar› aflmam›zda bize yard›mc› olur.
ZEYNAP EROL: Yarat›c›l›k ve duyarl›l›¤a
yönelik bir mesle¤i icra etti¤inden dolay›,
sezgi ve yarat›c›l›k gücünü artt›ran, iç
dengeyi güçlendiren Safiri kullanmas›n›
öneririm. Safir ayn› zamanda ruh-bedenzihin üçlüsünün uyum içinde olmas›n›
sa¤layan çok önemli tafllardan biridir.
HÜLYA AVfiAR: Çok yönlü bir sanatç›m›z
olan Avflar için, yapaca¤› mesleki yeni
odaklanmalar gibi de¤iflikliklerde Rodonit
tafl›n›n olumlu enerjisinden çok fazla yararlanabilir. Bu tafl, de¤ifliklik, yenilik dönemlerinde takan kifliyi çok olumlu etkiler, cesaret ve güven verir. Ayn› zamanda,
bizi halen rahats›z eden, geçmiflte oluflmufl ruhsal yaralar Rodanit sayesinde tamamen iyileflir. Yaflam gücünü aktive
eder. Erotik duygular› uyar›r, tatminkar bir
cinsel yaflam sa¤lar.
EL‹F GERM‹YANG‹L : ‹nsanlar baz› dönemlerde yaflad›klar› s›k›nt›lar ve zorluklardan ötürü ba¤›fl›kl›k sistemlerinde düflüfller
olabilir. Elif han›m da böyle bir durumu yaflad›¤› için ona önerece¤imiz tafl LABRODOR‹TE dir. Bu tafl›n en büyük özelli¤i ba¤›fl›kl›k sistemini güçlendirir, kiflinin bedenindeki
ve ruhundaki negatif enerjileri çekmesi ile
içsel blokajlar› çözerek fiziksel rahats›zl›klar›n giderilmesini sa¤lar. Ayr›ca, geçmifl ve
güncel yaflam›n getirdi¤i sorunlar›n çözümlenmesine yard›mc› olur, ruhsal bak›mdan
geliflme sa¤lar.
ARZUM ONAN : Birçok dalda yetene¤ini
kan›tlayan biri olarak her fleyi içine atan
yap›s›, afl›r› sorumluluk duygusu tafl›yan
ve oldukça duygusal bir karaktere sahiptir.
Bu özelliklerinden ve daha önce geçirdi¤i
rahats›zl›ktan ötürü ona önerilecek tafl
YEfi‹L TURMAL‹N dir. Bu tafl salg› bezlerinin fonksiyonlar›n› etkileyerek vücudun
hormon dengesini düzenler. Ruhsal anlamda da huzur ve kendini koruma gücü
verir. Afl›r› duyarl›l›¤› dengeli hale getirir.
Yaflam›m›z› daha yarat›c› olarak flekillendirmemizi sa¤lar.
85
AWIN
“Oscar’a
mücevher tasarlamak istiyorum…”
Mücevherin kalbi Kapal›çarfl›’n›n hemen k›y›s›nda bulunan Tavukpazar› sokakta, içinde genellikle
erkeklerin çal›flt›¤›, bir han›n 6. kat›. Genellikle mücevher imalatç›lar›n›n bulundu¤u so¤uk bir
bina. Gelecekte Türk mücevher sektörü içinde tasar›mc› olarak ad›n› s›kça duyaca¤›m›za
inand›¤›m›z Evin Tutkano¤lu ile atölyesinde bulufluyoruz. Yüksek bir öz güvene sahip ne yapt›¤›n›
bilen bir kad›n…
68
Erkeklerin a¤›rl›¤›n›n her koflulda hissedildi¤i bir meslekte, erkek bask›n bir handa bulunman›n zor olup olmad›¤›n› merak
ediyoruz. Zorlan›p zorlanmad›¤›n› soruyoruz.
“Hiç zorlanm›yorum, tam tersine herkesle kankay›m. ‹lk etapta
kafamda soru iflaretleri vard› acaba problemlerle karfl›lafl›r m›y›m
diye ama tamamen size kalm›fl bir fley. E¤er siz do¤ru mesajlar verebiliyorsan›z herkesten de çok do¤ru mesajlar al›yorsunuz. Çok
yak›n doslar›m var etrafta, herkes çok yard›mc› oluyor, bayan olman›n avantajlar›n› yafl›yorum.”
Sanat tutkusu genlerinden geliyor. Sanat içinde geçirilen bir
çocukluk bugün mesle¤e tutkuyla ba¤lanmas›n›n nedeni…
“Annem çok amatör bir ruhla senelerce bu ifli yapt›. Ayn› zamanda resim ve seramikle de u¤raflt›. Babamda öyle. Evimiz sanat›n
her dall›yla u¤rafl›lan bir evdi, dolay›s›yla ben de görselli¤i a¤›r basan bir evde büyüdüm.”
Çocuklukla birlikte içinde yefleren bu tutku, ileriki y›llarda profesyonel olarak yapt›¤› mesle¤i bir tarafa b›rak›p, kendini tasar›m›n o gizemli dünyas›na atmas›n›n nedeni olmufl.
“Oldukca profesyonel say›labilecek bir ifl hayat›ndan geliyorum.
Yaklafl›k 18 y›l boyunca yo¤un bir ifl hayat›m oldu. 8 sene boyunca ‹sviçre’de finans sektöründe çal›flt›m. Kendi iflim vard›. Türkiye’ye döndüm ve ticaret finansman›yla u¤raflmaya devam ettim. En son The Marmara Bodrum otelinin
genel müdürlü¤ünü yapt›m. Fakat her zaman görsel taraf› oldukca yüksek olan bir insand›m. ‹çimde anne
mesle¤ine karfl› bir özlem vard›. Hoby olarak tak› tasar›m› yapmaya devam ediyordum. Herkes bir s›n›ra geldi¤inde profesyonel olarak yapt›¤› ifli b›rak›p, tutkuyla ba¤l›
oldu¤u ifli yapmak istiyorum der ya ben de bir flekilde profesyonel hayata noktay› koyup, tutkuyla ba¤l› olaca¤›m iflimi
seçtim ve son 5 senedir profesyonel olarak bu ifli yapmaya bafllad›m.”
AWIN
Y›llarca yapt›¤› ve iyi de para kazanabilece¤i bir mesle¤i
b›rak›p bir macera içine at›lmak. Çok zor olmal›…
“Hay›r, hiç zor olmad›. Zaten birden bire de olmad›. ‹nsan belli bir
birikimin ard›ndan böyle bir karara var›yor. Zaten tak› tasar›m›
benim aç›mdan bir ifl olmad› hiçbir zaman. Sokrat›n bir sözü var.
Hobi olarak yapt›¤›n ifl ifl de¤ildir diye. Gece üçlere, dörtlere
kadar çal›fl›yorum ve büyük bir keyif alarak yap›yorum. Hiçbir flekilde zorunlu, yapmam gerekiyormufl gibi öfleyerek püfleyerek yapm›yorum. Nas›l kitap okuyorsam o saatlere kadar, hiç gocunmadan,
bu ifli de öyle yap›yorum. Onun içinde ç›kan ifller güzel ç›k›yor.“
Sizin için yarat›m aflamas› nas›l bir süreç, çok zorlan›yor musunuz?
Yarat›m aflamas› çok enteresan bir süreç. Örne¤in “‹stanbul Jewelry
Show’a 3 koleksiyonla kat›ld›m. Alt›n koleksiyonu, Afrika koleksiyonu ve Kubbe ad›n› verdi¤im koleksiyon. Üçünü de ayn› anda
çal›flt›m. fiubat›n bafl›nda Paris’teki fuara gitmifltim. Eyfel’in
kenar›nda yeni aç›lan Musée du quai Branly’i ziyaret ettim. Buray›
herkese tavsiye ediyorum mutlaka görülmesi gereken bir müze. Çok
eski medeniyetlerin primitif sanatlar›n› sergiliyorlar. Bat› medeniyetinin d›fl›ndaki her türlü medeniyetin ilkel sanat örnekleri var.
69
AWIN
Müzede bulunan Afrika sanat› örneklerinden inan›lmaz
derecede etkilendim. Zaten akl›mda böyle bir fley koleksiyon yapmak vard› ve Afrika koleksiyonunu ortaya ç›kt›.
Çok araflt›ran ve merakl› bir kiflili¤im var. Ne kadar çok
fley görürsem o kadar çok fley bana ilham kayna¤› olabiliyor. Dolay›s›yla Osmanl› motiflerinden de çok etkileniyorum. Kubbe koleksiyonu da Osmanl› motiflerinin bir
sentezi olarak ortaya ç›kt› ve her geçen gün yeni parçalar
üretiyorum o koleksiyona. Ne kadar araflt›r›rsan›z, farkl›
fleye aç›k olur ve gözlemlerseniz o kadar çok fleyle besleniyorsunuz ve farkl› yarat›mlar ortaya ç›k›yor.
Koleksiyonlar›n›zda nelere dikkat edersiniz.
Koleksiyonlar›mda en önem verdi¤im fley el iflçili¤i.
Günümüzde döküm ve kal›p iflcili¤iyle çal›fl›l›yor. Bir
70
fleyin kal›b› ç›kar›l›p yüzlerce ayn›s›ndan üretiliyor. Ben böyle bir
üretim içinde de¤ilim. Yapt›¤›m her ürün yo¤un bir el eme¤inin ortaya ç›k›yor. Her parça bir tane üretiliyor. Parma¤›n›zdaki yüzü¤ün benzeri yada ayn›s›n› baflka birinde göremezsiniz.
Tasar›mc›n›n Türkiye’deki yeri hakk›nda ne düflünüyorsunuz.
“Tasar›mc›ya dünyada verilen önem, Türkiye’de verilmiyor. Türkiye lider olabilme bayra¤›n› tafl›yabilen bir ülke de¤il. Tam tersi denenmifl ve baflar›s› ispatlanm›fl fleylerin üretiminde ancak kendimizi devam ettirebiliyoruz yada bunu tercih ediyoruz. Tasar›mc›n›n
yenilikci ve yarat›c› ruhu ön plana ç›kam›yor. Liderli¤i daha cesur
olabilen ülkeler sürdürüyor.”
Dünyada yaflanan moda ve ak›mlar› takip edebiliyor musunuz?
“Dünyay› takip ediyorum ama bu moda bu sene neymifl tarz› bir
takip de¤il. Moda denilen fley çok geçici. Kitap okumay› çok severim, kitaplardan beslenirim, çok genifl bir kütüphanem vard›r. Küresel ›s›nma, insanl›ktaki evrimleflme vs gibi spirituel konular benim
daha çok ilgi alan›mda. “
Gelecekte neler yapmak istiyorsunuz.
“Bu yol beni nereye kadar götürürse oraya kadar gidece¤im. ‹nflallah bir gün Oscar’a mücevher tasarlar›m…”
SÜHA BEDESTENC‹
D ¤adan Esinlenmeler
Türk mücevher sektörünün marka isimlerinden biri Süha Bedestenci… 41 y›l önce bir bilezik atölyesinde
bafllad›¤› meslek hayat›nda önemli baflar›lara imza atm›fl. 31 y›l önce hayata geçirdi¤i “S&B Charms”
markas› ile dünya mücevher sektöründe, Türk mücevhercili¤inin bayraktarl›¤›n› yapm›fl. Brolog, Charms
yada Mineli ürün denildi¤i zaman hep onun ad› akla geliyor…
Büyük baflar›larla geçen 41 y›l ve yoktan var
edilen bir marka. ‹flinizle aran›zda büyük bir
aflk olmal›…
‹nsan›n içinde olmal› bu ifl. Ben bilezikçinin yan›nda ç›rak olarak ifle girdi¤imin ilk üç ay›mda el kalemi atmaya bafllad›m. Ustalar›m›n kalfalar›m›n yapt›¤›n› yapmak istiyordum ve ekstra bir para almadan gecelere kadar çal›fl›rd›m. Yapt›¤›m bir ürünü ma¤aza vitrininde
gördü¤üm zaman kendimle gururlan›rd›m. Bugün ise
SB Charm yani Süha Bedestenci’nin kolye uçlar› dünyan›n her taraf›nda benim markam oldu, herkes taraf›ndan bilinmeye baflland›. ‹nsanlar mineli ürünler, kolye
ucu denildi¤inde biz akla geliyoruz.
Mineli ürün denildi¤inde ilk akla gelenlerden biri, hatta birincisi siz siniz. Son Nature
72
Collection’la da bu baflar›n›z› perçinlediniz.
Nature koleksiyonunda ad›ndan da anlafl›laca¤›
gibi do¤al olmayan hiçbir fley yok. Tamamen bitkilerden, çiçeklerden, kara hayvanlar›ndan, deniz
canl›lar›ndan ilham al›yoruz. Do¤al olmayan hiçbir fleyi koleksiyona katmad›k. C›v›l c›v›l renklerin
bir arada kullan›ld›¤› bir koleksiyon oldu. Biz mineli ifllerde kendimizi daha iyi ifade edebildi¤imizi
düflünüyoruz.
Nature koleksiyonunuzda insan bazen bir
orman›n, bazen de denizin içinde hissediyor
kendini. Küçücük bir alana onlarca hayvan›
ve bitkiyi s›¤d›rmak zor olmuyor mu? Bu do¤all›¤› nas›l veriyorsunuz.
Nature koleksiyonu bizim bir nevi orman›m›z. Ormanda timsah, a¤aç, çiçek, böcek, kufl hepsi bir arada. Hiç
biri birbirinden ba¤›ms›z de¤il. Bundan dolay› biz de kendi
orman›m›zda hepsini bir arada bulundurmaya çal›fl›yoruz.
Do¤all›¤› nas›l verdi¤imize gelince bunun arkas›nda büyük
bir ustal›k ve 41 y›l var.
41 y›ll›k tecrübenize dayanarak Türk mücevher
sektörünün bugün geldi¤i durumu nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Sektörün bütün geliflimini Say›n Özal’dan önce ve sonra
diye ikiye ay›r›yorum. T›pk› milattan önce ve sonra gibi…
Özal bizim için bir milat… Ç›kard›¤› kanun hükmünde
kararnamelerle ithalat ve ihracat rejimimizi global
ekonomik dengeye oturttu. Ondan önce biz kaçakç›
Esinlenme esnas›nda herkes mutlaka kendinden bir parçay› ürününün içine katar. Kendi tarz›n› oluflturur. Ortaya
ç›kan yeni bir üründür.
20 sene evvel yurtd›fl› fuarlara gitti¤imizde
oradan kataloglar al›r, foto¤raflar çekmeye
çal›fl›rd›k. Ama bugün yurtd›fl›na gitti¤imizde ‹talyanlar bile benim vitrinimin
foto¤raf›n› çekiyorlar ve bu adam bunu nas›l yapm›fl›n ay›rt›na varmaya çal›fl›yor.
Y›llar içinde sektörde özgün ifller yapan ve marka olmufl pek çok firma ortaya ç›kt›. Çünkü bu topraklar zengin. Osmanl› anlay›fl› üç evrensel dini
topraklar›nda buluflturmufl, üzerinde
geliflmelerini sa¤lam›fl. Mevlana’n›n felsefesi Anadolu topraklar›na ayd›nl›k vermifl.
Onun ayd›nl›¤›na Avrupa yüzy›llar sonra ulaflabilmifl.
kisvesi alt›nda zor flartlarda çal›fl›yorduk. Onun ard›ndan dünyan›n dört bir taraf›ndaki uluslar aras›
fuarlara kat›l›p, rakiplerimizle, k›ran k›rana bir mücadele içine girdik. Sektörümüz son 10-15 senedir
daha da büyük bir ihracat ivmesi içinde geliflimini
sürdürdü. Bu k›sa zamanda böyle bir ihracat düzeyine ulaflmak hiç de kolay de¤il, demek ki önümüzdeki
40-50 y›lda daha da iyi yerlere gelece¤iz. Markalaflma ve kurumsallaflma h›zla gelifliyor. Bunun sonucu
da büyük baflar›lar elde etmeye bafllad›k. Gerek tasar›m alan›nda olsun gerekse yurtd›fl›nda aç›lan ma¤azalarla çok büyük bir geliflme gösteriyoruz.
Sektör h›zl› bir kabuk de¤ifltirme içinde… Daha
özgün ürünlere do¤ru h›zl› bir ilerleme mevcut,
bu de¤iflimi nas›l görüyorsunuz.
SÜHA BEDESTENC‹
Bugün ‹talyanlar Türkiye’yi ciddi bir rakip olarak
görüyorlar, çünkü biz montürcülük ve sadekarl›k alan›nda ‹talyanlar› geçtik bana göre.
Dünyan›n en büyük firmas› bile esinlenmeden hiçbir fley
yapamaz. Tabiattan, kitaplardan, tarihten. Dünyan›n en
büyük ressamlar› bile bundan kaçamam›fllar ilk y›llar›nda
onlardan önce yaflanan ak›mlardan, ressamlardan esinlenmifllerdir.
73
SHOW MURAT
Foto¤raflar: ZENTURK
Studyo: Hotel Sultan Hill
74
VATAN fiAfiMAZ, günümüz dünyas›n›n hoyratl›klar›ndan çok, geçmiflin terbiyesini yaflayan bir isim...
“‹stanbullu Olmak Önemlidir...”
“Ben, ‹stanbullu olmay›,gerçek bir ‹stanbullu’nun yaflam
kültürünü yaflant›m›n her alan›nda korumay› amaçl›yorum.
Bu kentin, yüzlerce y›ll›k tarihi boyunca gelifltirdi¤i bir insan
karakteri var... Özellikle, ‹stanbul’un Osmanl› ‹mparatorlu¤u gibi
dev bir imparatorlu¤un baflkenti olmas›ndan kaynaklanan bir
kültürü var. Ben, o kültürün soylu bir evlad› olmaya çal›fl›yorum...”
75
COMET
Türkiye, Vatan fiaflmaz’›, bir dönemin iddial› TV kanallar›ndan Kanal 6’da yay›nlanan
“Erkekler Kulübü” program›ndan bu yana
yak›ndan takip ediyor.
Sene 1997... Sene 2007...
O, art›k bütün Türkiye’nin yak›ndan tan›d›¤›, TV ekran›nda göründü¤ünde ilgiyle izledi¤i kaliteli bir karakter...
Bütün bu y›llar boyunca Vatan fiaflmaz’›
belki de en net anlatacak özelli¤i, asla taviz
vermedi¤i “efendi insan” karakteriydi...
O, özellikle ekran ünlülerinin peflpefle seviye düflürdü¤ü bir dönemde, ilk günkü gibi
temiz kalmay› baflaran nadir isimlerden biri
olmay› baflard›...
“Ben, ‹stanbullu olmay›,gerçek bir ‹stanbullu’nun yaflam kültürünü yaflant›m›n her alan›nda korumay› amaçl›yorum. Bu kentin,
yüzlerce y›ll›k tarihi boyunca gelifltirdi¤i bir
insan karakteri var... Özellikle, ‹stanbul’un
Osmanl› ‹mparatorlu¤u gibi dev bir imparatorlu¤un baflkenti olmas›ndan kaynaklanan
bir kültürü var. Ben, o kültürün soylu bir evlad› olmaya çal›fl›yorum...”
Nas›l bir kültür olarak görüyor ‹stanbullu
olmay›...Bunu yaflam›na nas›l yans›t›yor...
“Eski ‹mparatorluk baflkentlerine gitti¤imde
de ayn› duygular› yafl›yorum...Londra,
Paris, Roma, Berlin, Viyana, Madrid hatta
Lizbon...Tabii ki, ‹stanbul... Bütün bu kentlerin ortak özelli¤i kendileriyle bar›fl›k, sakin
ve geçmifllerinden kaynaklanan bir güven
duygusunun olmas›. Öyle bir durmufl otur-
76
ZEN
mufl bir halleri var. ‹stanbul yaflam kültürünün bu nedenle, bence, ana noktas›n› mütevazilik oluflturuyor. Yani, kibirli olmayan,
insanlara yüksekten bakmayan, aksine flefkatli ve koruyup kollay›c› bir ruh hali bu...
Ben bu ruh halimi yaflant›mda sergilemeye
çal›fl›yorum. Kamera dedi¤iniz araç ilginçtir,
bir insan›n ruh halini aynen aktar›r,belki de
insanlar›n bana gösterdi¤i yak›nl›¤›n temelinde bu vard›r...”
Pekiyi... ‹stanbul’un en çok hangi dönemlerine özeniyor... Hangi döneminde yaflamay›
tercih ederdi...
“Her dönemi önemli tabii ki... Ama
kuflkusuz, insanlar›n say›s›n›n az, do¤as›n›n
daha yeflil ve bugünkü yaflam gerginliklerinden uzak ve günümüz tart›flmalar›na
yabanc› oldu¤u günler herhalde daha
güzeldi... Düflünebiliyor musunuz? Bu kentte Türk, Arnavut, Ermeni, Rum, Yahudi,
Gürcü, Levanten hepsi birarada kültürlerini
koruyarak, çok keyifli komfluluk iliflkileri ortak bir dil gelifltirirerek yaflay›p gittiler...Bu,
ülkemizin geçmifli aç›s›ndan önemlidir...”
Bir de... Özendi¤i insanlar var...
“Özellikle, Bat›’n›n oryantalist yazarlar›n›n
kitaplar›nda da var, bu kent, bir zamanlar,
bulundu¤u bölgeye sahip ç›kan, yüre¤i ve
bile¤i kuvvetli insanlar›yla da tan›n›rm›fl.
Türkçesi biz bunlara kabaday› diyoruz ama,
bu insanlar, yaflad›klar› mahallenin zarar
görmesini önleyen, her türlü suçu önleyen
ve karakterleriyle insanlarda büyük sayg›
uyand›ran insanlarm›fl. Onlar›n bulundu¤u
77
yerde, kavga ç›kmaz, kimse kimseye kötülük
yapamaz, terbiyesizlik olmazm›fl... Bu çok farkl› bir gelenek... O insanlar› merak ederim
hep...Çevrelerinde nas›lbu kadar sayg› uyand›rm›fllar, ellerindeki gücü kötüye kullanmadan hep hay›rla an›lan insanlar olmufllar...Belki de karakterimin bir yerlerinde bu da var...”
Vatan fiaflmaz...
O, olaylara ve insanlara, hatta kendi yaflam›na
pek çok insan›n benimsedi¤i kolayc›l›¤›n aksine siyah-beyaz çizgilerden de¤il, belki de yaflam›n yeniden kurguland›¤› gri alanlardan bakan bir insan...
“Hayat›m› flöyle bir de¤erlendirdim o zaman,
bir fleyler yazay›m dedim ve ortaya tam 136
sayfal›k Öteki Yüzüm Gri kitab› ç›kt›... Neydi
beni o griye noktalara sürükleyen bilmiyorum.
Asl›nda bakt›m. Bütün yaflant›m› kendi içinde
gri noktalarda yafl›yordum...”
ETNO
Vatan fiaflmaz’dan belki de bu nedenle, o, hepimizin hemen her gün ekranlarda izlemekten
giderek nefret etti¤imiz berbat tart›flmalardan
birini beklemeyin...
78
O, her zaman, ailemizin iyi ve efendi çocuklar›ndan biri olmakta kararl›...
Kendisine yöneltilen en sert elefltirileri, en
ac›mas›z davran›fllar› hatta belden afla¤› vurmalar› bile, o hepimizin pek al›flt›¤›m›z sevimli gülümsemesiyle karfl›lamakta kararl›...
Bu ülke, anlad›¤›m kadar›yla onun kalite seviyesini düflürmekte pek baflar›l› olamayacak...
Mercan Dede ile
Aya ‹rini’de, mevlana’y› yaflamak...
Aya ‹rini ve Mevlana, sufi müzi¤ini, ça¤dafl t›n›larla harmanlayarak,
müzi¤inde Do¤u ve Bat›’y› birlefltiren Mercan Dede’nin ritminde
bulufltular. Mevlana’n›n 800. do¤um y›l› nedeniyle düzenlenen
konserde, insana iç huzur ve dinginlik veren neyin feryatlar›, hoflgörü,
aflk ve sevgi oldu, Aya ‹rini’nin her köflesine yay›ld›.
80
Mevlana, Mesnevi, Sufizm, Ney ve Mercan
Dede. Bu birliktelik nas›l olufltu?
Befl yafl›nda radyoda ney sesi duydum ve çok etkilendim. Ondan bir-iki y›l sonra Bursa’daki spor
salonuna semazenler gelmiflti. Sonra ‹stanbul’a
geldim, plastikten neyimi yapt›m, Kubbealt› Cemiyeti’ne gittim, ney üflemeye bafllad›m. Apar topar Kanada’ya gittim.
Neyle ilgili kaynak ararken 19 yafl›nda Mesnevi’yi
okumaya bafllad›m. Bir bakt›m ki neyin hikayesi
ile benimki örtüflüyor, o vatan›ndan kopart›lm›fl,
ben de öyle. Ateflten ›s›t›lm›fl çelikle ba¤r› delinirken neyin ç›kard›¤› bir duman var. Hüzün var, ac›
var, yaln›zl›k var. O zaman fark ediyorsunuz ki neyle anlat›lan insan. Bir anda Mesnevi’nin farkl› bir
anlam› oldu, neyle ilgili bir bilgi kayna¤› de¤il de
baflka bir dünyayd›.
Ney üflüyorsunuz, ama d›fl görünüflünüz
bir neyzen tipine pek uymuyor. Do¤u’ya ait
ezgileri, bat›l› tekniklerle sunuyorsunuz.
Performanslar›n›z› baflörtülülerle clubber’lar bir arada izliyor. Bu zenginli¤i, bu
z›t kutuplar›n birlikteli¤ini neye ba¤l›yorsunuz?
Tasavvufun özü, ay›rmaktan çok birlefltirmek.
Her fleyi ay›rmak üzerine kurulmufl bir dünyada yafl›yoruz. Giydi¤in k›yafete, oturdu¤un
eve, gitti¤in kulüplere, saç›na, küpene, her
fleyine göre ay›r›p böyle konserveler gibi,
standartlar› belli kategorilere koymaya al›fl›k
bir dünya. Dünyada yaflanan bu yabanc›laflma, bu savafllar, bu ay›rmaya iliflkin. Halbuki
Sufizm, özellikle Mevlana’n›n ö¤retileri bunun tam tersine, birlefltirmeye yönelik. Kafl›n, gözün, rengin önemli de¤il.
Diyor ki, afl›klar›n dini, vatan›, milleti, ülkesi
yoktur; onlar gönül ülkesinin insanlar›d›r. Bizim performanslar›m›zda insanlar bunu hissedebiliyorlar. O iki saat içerisinde bafl örtülüsün, punk’s›n, rocker’s›n, hiç önemi yok; o
an› paylaflmak var. Evrensel dili bir ucundan
yakalay›nca herkes kendinden bir fleyler bulabiliyor.
Mercan Dede ve DJ Ark›n Allen. Bunlar
farkl› iki kifliyi mi temsil ediyor, ya da sizi
izlemeye gelecek kitleyi belirlemek için mi
kullan›l›yor? Clubber’lar için DJ Ark›n; daha orta yafl grubundan, ney dinlemeye gelenler için Mercan Dede gibi?
Daha baflka isimler de var. Onlar bir yap-bozun tek tek parçalar›. Benim hayat›m›n kendisi, o yap-boz tahtas›n›n kendisi. Bir araya
geldiklerinde ifade ettikleri anlam önemli ki,
o zaten müzikle ilgili bir fley de¤il. Dünyan›n
en büyük DJ’i olsan›z, albümleriniz çok satsa
veya çok ünlü bir neyzen olsan›z, sonuçta
81
UNESCO 2007 Mevlâna Y›l› etkinlikleri kapsam›nda Aya ‹rini’de düzenlenen konsere gelenleri, Topkap› Saray›
Avlusunda ney ve kudüm sesleri aras›nda semazenler karfl›lad›. Konser için Aya ‹rini’ye saatler öncesinden gelen müzikseverler, konser saatine dakikalar kala girifl kap›s›nda izdihama neden oldu. Çok say›da Mercan Dede
hayran›, konseri ayakta izlerken, kimileri ise salon d›fl›nda kald›.
gönlünüze giden yolda ad›m ad›m bile olsa
ilerleyemiyorsan›z, sevgiden, dostluktan, muhabbetten bahsedemiyorsan›z kimin umurunda? Ark›n Allen olarak genç bir kitleye elektronik
müzik çalarak insanlarda uyanan duyguyla,
Mercan Dede olarak ney üfledi¤inizde uyanan
duygu ayn›. Koyduklar› isimler ayr› ki isimler ve
s›fatlar kurtulmam›z gereken, bizi mutsuz eden
ve s›n›rlayan fleyler.
‹nsan sizi sahnede seyrederken Ney’le
aran›zda bir aflk hissediyor…
‹lk zamanlar kendimi ney ö¤renmeye çal›flan
biri gibi görüyordum. fiimdi bakt›¤›mda, ney
me¤erse oltaym›fl, ben de bal›km›fl›m... Asl›nda hepimiz ney’iz, ney biz, saz de¤il asl›nda. Onun hikayesi, tek tek hepimizin hikayesi. Bulundu¤umuz vatandan kopart›lm›fll›¤›m›z›n, kendimizden uzaklaflmam›z›n hikayesi. Evliya Çelebi’nin, Orhan Pamuk’un, dinleyen insanlar›n, seyircilerin hikayesi
Ve Melana…
Benim tüm referanslar›m Mevlana’dan. Çünkü çok
basit bir insan›m ve Mevlana’y› da çok basit olarak
anlayabilirim. “Düne aittir, dünde kald›, bugün yeni bir fley söylemek laz›m” diyor Mevlana. O anlamda yaflad›¤›m›z dönem içinde bugünün anlam›n›
vermek gerekiyor; o anlam, müzik için konuflulacak
olunursa benim için elektronik müziktir.
“Nar” albümü, atefli simgeliyordu. Ard›ndan “Su”yu ve havay› simgeleyen “Nefes”
albümleri geldi. fiimdi s›rada ne var?
Önce bir üçleme vard›; “Sufi Dreams” ile bafllad›, dervifl bir rüya gördü. Sonra “Journeys of
a Dervish” geldi, dervifl rüyas›nda bir seyahata gitti. Sonra da “Seyahatname” geldi, dervifl
o seyahati anlatt› ve üçleme bitti. fiimdi bir
82
dörtleme bafllad›. “Nar”la, ateflle bafllad›k
söyledi¤iniz gibi, sonra “Su”, ard›ndan “Nefes” albümüyle hava geldi, en son da “Toprak” olacak. Topraktan geliyoruz, topra¤a gidiyoruz...
‹nsana ölümü ça¤r›flt›r›yor.
Ölüme bak›fl›m çok farkl›. Ölüm, Mevlana’n›n
dedi¤i gibi “bir odadan baflka bir odaya geçmektir”, ölüm asl›nda vücudu ilgilendiren bir
fley. Ben ölümün tamamen bir yenilenme oldu¤unu düflünüyorum. Toprak, vücudumuz
gibi çok az önem verdi¤imiz bir fley. Dörtlemenin sonuyla birlikte baz› fleylerin sonu
olacak. Belki albümlerin de sonu olabilir.
Aya ‹rini’de gerçeklefltirilen 2 saatlik performansa Kanadal› sanatç› Tanya Evenson’da danslar› ile efllik etti. ‹ki kez sahneye ç›kan
sanatç› izleyenler taraf›ndan dakikalarca alk›flland›.
Müzi¤i b›rakacak m›s›n›z yani?
Mevlana’n›n bir sözü var: “Düne ait söz dünde kald›, bugün yeni bir söz söylemek lâz›m.”.
Bu söz, benim Mercan Dede kimli¤ini ve projesini bugüne getirmemdeki en önemli ‘fark›ndal›k’. O cümle sürekli hayat›mda benim,
ben yeni bir söz söylemesem dahi, Mevlana’n›n 750 y›l evvel söyledi¤i bir sözün bugünün diliyle söylenmesi gerekti¤ine inan›yorum. Buna gönülden inanan bir insan olarak
da kendi içimde bir de¤iflim yaflamam gerekiyor. ‹nan›yorum ki hayatta olmam›n sebebi
iyi bir müzisyen, neyzen, DJ olmak de¤il. En
büyük sorumlulu¤um, kendi iç dünyamda yürümeye devam etmek. Konser format›n›n tamamland›¤›n› düflünüyorum. O yüzden Kanada’ya gidip kalbimi nadasa yat›raca¤›m.
83
Atefl, su, hava ve toprak K›z›lderili kültüründe de var. K›z›lderili müzi¤i ile ilgileniyor musunuz?
Evet, hem de çok. Kanada’ya ilk gitti¤imde,
K›z›lderililerin en yo¤un olarak yaflad›¤› ücra
bir yere gittim. Çok ortak yönümüz var. Özellikle, Mevlevîlikteki hayata olan sayg› K›z›lderililerde de var. Mevlevî, çorba içmeden evvel
kafl›¤›n› öpüyor, çünkü kafl›k ona hizmet ediyor. K›z›lderililer de ormanda yemek yedikten
sonra bir fley b›rak›yorlar; tuz olabilir, ekmek
parças› olabilir... Bizdeki seman›n benzerine
onlar çark diyorlar. Çok zor bir hayatlar› var.
Kaybolmufl ruhlar› hat›rlat›yorlar bana. Bulunduklar› mekanlardan öylesine ayr›lm›fllar
ki, yabanc› gibiler. Ama öte yandan, oturup
konufltu¤unuz zaman inan›lmaz bir gönül
aç›kl›klar› ve müthifl bir kültürleri var.
84
Pozitif (Doublemoon) teflekkürler.
Google’a girip ad›n›, soyad›ndaki Ö harfini
‹ngilizce karfl›l›¤›yla de¤ifltirerek yazarsan›z
ekran›n›za gelen biyografisinde “Türk-‹talyan yönetmen ve senaryo yazar›” cümlesinin yer ald›¤›n› görürsünüz.
Ferzan Özpetek, belki de, bu dünyada bir insan›n gerçeklefltirebilece¤i en keyifli ifllerden birini yaflama geçirmifl olman›n tad›n›
ç›kar›yor.
Dünya kültürünün bafllang›ç noktas› ve bugün de merkezi niteli¤ini koruyan Akdeniz’in iki önemli ulusunun kültürel karakterlerini bedeninde ve ruhunda birlefltirmek...
Kabul edelim ki, bu, herkesin yapabilece¤i
bir ifl de¤il...
“17 yafl›ma kadar ‹stanbul’da yaflad›m... Sinema ile olan aflk›m, 7 yafl›mda, annemle
birlikte gitti¤im Kleopatra filmiyle bafllad›.
Ne filmi unutabildim, ne de içimde oan do¤an sinema heyecan›n› bir daha b›rakabildim. Lise ö¤renimim dahil, yaflant›m›n bafllang›ç noktalar›n›n tamam›n› ‹stanbul’da
gördüm... Türkiye benim bedenim... ‹stanbul ruhumdur... Liseyi bitirir bitirmez, sinema sevdam beni, ‹talya’ya sürükledi. ‹talya’ya gider gitmez sinema akademisine yaz›ld›m. Ayn› zamanda bir tiyatro okuluna
kaydoldum.
“Türkler ve ‹talyanlar’›n
kuyumculuk gibi ticari
bir sanat baflta yaflam›n
ince zevk ve tasar›m
isteyen hemen tüm
alanlar›nda rekabet
içinde olmalar› bir
tesadüf olabilir mi?
Bence bu iki ulus,
yaflam kültürü olarak
Akdenizli olman›n
hakk›n› veriyorlar...”
86
Düflünebiliyor musunuz? Henüz o yaflta,
birazda gençli¤in verdi¤i cesaret var tabii ki,
‹talya’n›n ünlü tüm yönetmenlerinin
kap›s›n› çal›yorum, Türkiye’den gelmifl gazeteci gibi temas kurmaya çal›fl›yorum...Röportajlardan hemen sonra da, sinemaya
olan sevgimi anlat›p, beni yan›na ç›rak olarak al›p almayaca¤›n› soruyorum. fiansa bak›n, bir tanesi, evet dedi...”
“Bu keyifli bir bafllang›ç olmal› ama, ‹talya’da e¤itimini alsan›z da, sinema sizi bu
güzel ülkede kucaklasa da ilk iki filminizde
yani Hamam ve Harem Suare’de fazlaca oryantalist yaklafl›mlar oldu¤u belirtildi...”
“Kim dedi bunu... ‹talya baflta, Avrupa’daki
hiç bir elefltirmenden duymad›m. Nedense
o s›ralarda Türkiye’de denildi. Her iki filmim
de çok önemli elefltiriler ald›.”
Ferzan Özpetek ile söyleflmek, gördü¤ünüz
bir filmin kamera arkas› görüntülerinde yönetmenin sesini duymak gibi...
1997 y›l› yap›m› olan Hamam, asl›nda, tam
bir Türk-‹talya kültür sentezi niteli¤inde bir
film. Kiflisel yaflam›nda, özellikle evlili¤inde
önemli sorunlar yaflayan genç mimar Francesco’nun, y›llar önce ‹talya’y› terk edip ‹stanbul’a yerleflmifl teyzesinden miras kalan
hamam ile ilgili ifllemleri yapmak için bu
kente gelmesini,burada, beklemedi¤i s›cakl›kta genifl bir aile ile karfl›laflmas›n› ve burada tan›flt›¤› Mehmet’in de katk›lar›yla ‹stanbul’a ba¤lanmas›n› ele al›yordu.
Ama, elefltirmenler taraf›ndan “en farkl› Özpetek filmi” olarak adland›r›lan Harem Suare’de
yönetmen çok riskli bir alana el atm›flt›. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun y›k›lma sürecinde, Sultan 2.Abdülhamit’in hareminin ‹talyan as›ll› üyesi Safiye’nin h›rslar›n› sergileyen bir filmdir bu. Özpetek bu filmde, padiflah›n gözdesi ve çocu¤unun anas› olma
kavgas› veren Safiye ile haremin genç a¤alar›ndan Nadir’in çok özel iliflkisinden yola
ç›karak kad›nlar›n h›rsl› dünyas›n› aralamaya çal›flmaktad›r...
Ferzan Özpetek:
Bir Akdenizli’nin
anatomisi...
‹ki filmimin, Türkiye ile ‹talya aras›nda köprüler kurmufl olmas›ndan her zaman keyif ald›m. Bunu her zaman da yapabilirim. Çünkü,
ben, Türkiye’de do¤up, ‹talya’da güçlenen
bir yaflam çizgisine sahip oldum. Do¤rusunu
söylemek gerekirse, bu bafllang›çta hiç de
kolay de¤ildi. Türkiye’den gelmiflsiniz, kimseyi tan›m›yorsunuz, kimse de sizi tan›m›yor.Bu durum, ‹talya gibi, yaflam›n her alan›nda insani temas›n s›cakl›¤›n› yaflayabilece¤iniz bir ülkede bile zordur. Türksün, büyük bir çaba gösteriyorsun, hiç bir deste¤in
yok... Ama bugün, son filmim Saturno Contro ile ilgili elefltirilerde, öne ç›kartt›¤›m
duygular bütünlü¤ü nedeniyle yönetim anlay›fl›m›, Antonioni veya Bergman ile karfl›laflt›ran makaleler var. Bundan büyük mutluluk duyuyorum. Bir elefltirmenin, “insan iliflkilerini ve toplumun zaman içinde nas›l de¤iflti¤ini anlayabilmek için Özpetek’in filmini izlemek gerekiyor”
demesi çok hofluma gidiyor.”
Ferzan Özpetek, boflanmalar›na karfl›n birbirlerine olan sevgilerini ve arkadafll›klar›n›
ayn› evde yaflamay› sürdürerek gösteren çok
özel bir ana-baban›n o¤lu... Anne ve babas›n›n yaflam biçimlerinden insan iliflkilerine
ve kalabal›k masalarda kurulan arkadafll›klara olan tutkusu filmlerine yans›yor.
“Ölüm temas›n›n bende bir tak›nt›ya dönüfltü¤ünü
söyleyebilirim. Neden? Çünkü yak›nlar›m› kaybetmekten, kendim için kurdu¤um o genifl aileninin
yani dostlar›m›n bir gün ortadan kaybolmalar›ndan çok korkuyorum. Belki de bu nedenle, filmlerinde bütün elefltirmenlerin alt›n› çizdi¤i ölüm temas› var. “Özpetek, önümüzdeki dönemde,
Türkiye’de tamam› Türkiyeli bir film çekmekte kararl›.Türkiye’nin yaflamakta oldu¤u
bafldöndürücü de¤iflim sürecinin ortaya
inan›lmaz geliflmeleri ve beraberinde her
biri bir film senaryosu niteli¤inde olaylar›
tafl›d›¤›n› belirtiyor.
87
“Dünya beni Türk-‹talyan sinemac› olarak tan›may› sürdürecek. Dünyan›n bu kültürel aç›dan en
derin iki toplumunu bedeninde birlefltiren bir insan olarak böyle bir kimlikten vazgeçmeye hiç niyetim yok. Türkler ve ‹talyanlar’›n kuyumculuk
gibi ticari bir sanat baflta yaflam›n ince zevk ve tasar›m isteyen hemen tüm alanlar›nda rekabet
içinde olmalar› bir tesadüf olabilir mi? Bence bu
iki ulus, yaflam kültürü olarak Akdenizli olman›n
hakk›n› veriyorlar...”
“‹ki filmimin, Türkiye
ile ‹talya aras›nda
köprüler kurmufl
olmas›ndan her
zaman keyif ald›m.
Bunu her zaman da
yapabilirim.
Çünkü, ben,
Türkiye’de do¤up,
‹talya’da güçlenen bir
yaflam çizgisine
sahip oldum.
Do¤rusunu söylemek
gerekirse, bu
bafllang›çta hiç de
kolay de¤ildi.”
88
Binlerce adadan oluflan
Filipinler’in her bir adas›nda
farkl› bir zenginlik var.
Bu adalardan en büyü¤ü
olan ve iç kar›fl›kl›klar›n
eksik olmad›¤› ada ise
Mindanao. Bir taraftan
ba¤›ms›zl›k isteyen
Müslüman gerillalar, di¤er
taraftan rejimi devirmek
isteyen Maocu gerillalar
ve bunlara karfl› savaflan
paramiliter gruplar...
Foto¤raflar: Coflkun Aral
Alt›n›n kanla bulufltu¤u topraklar:
90
D‹WALWAL DA⁄I...
Coflkun Aral
Marcos döneminde tan›d›¤›m Filipinler adeta bir volkanlar ülkesi. Dünyada faal
volkanlar›n bulundu¤u bu adalarda, do¤an›n tehlikeli yüzünün d›fl›nda, sunmufl
oldu¤u ola¤and›fl› zenginlikleri paylaflamayan insanlar, sürekli ölümle burun
burunalar. ‹flte Mindanao Adas›’n›n en önemli zenginli¤i de, Davao yak›nlar›ndaki
Diwalwal Da¤›’ndaki alt›n madenleri.
‹lk olarak 1985’te gitti¤im ve adeta bir film platosunu and›ran görüntülerle
döndü¤üm bu madende kar›fl›kl›k hiç bitmedi. Kan ve gözyafl› bu madenden hiç
eksik olmad›. Do¤an›n sundu¤u bu verimli maden, madencilerin can güvenli¤ini
hiçe sayan uygulamalara sahne olurken, büyük flirketlerin de birbirleriyle yar›flt›¤›
bir arenaya dönüfltü.
Diwalwal Da¤›’ndaki alt›n 1982 y›l›nda keflfedildi¤inde, bölge pek bilinmiyordu.
Alt›nla birlikte Güney Mindanao’dan birçok insan da¤a kofltu ve acemice alt›n
av›na ç›kt›. Hayaller hep iyi bir hayat içindi ama sonuç ço¤u zaman hayal edildi¤i
gibi olmuyordu.
Söylenene göre Diwalwal bölgesi, Filipinler’in en büyük alt›n maden yata¤›; kimileri buray› sadece Filipinler’de de¤il, dünyada en çok alt›n›n bulundu¤u maden
olarak tan›ml›yor. Bu da tahmin edilebilece¤i gibi ifltahlar› kabart›yor. Sadece
küçük çapl› madencilerin ifltah›n› de¤il elbette. Böyle bir durumda iflin içine Çinli
büyük flirketler de giriyor.
Filipin Merkez Bankas›’na göre bölgede y›lda 2 milyar peso de¤erinde alt›n üretiliyor. Bu da tüm ülke üretiminin %20’sine eflit. Öyle ki Diwalwal madeni yeni keflfedildi¤inde, söylentilere göre, buraya giden bir insan sabah kazmaya bafllad›¤›nda
akflama kadar zengin oluyormufl. Tabii bu söylentiler sayesinde 1982’den bu yana
Diwalwal’›n çehresi de çok de¤iflti. 10 metre geniflli¤inde ve kilometrelerce uzanan
bir patikadan neredeyse 10 kiflinin bindi¤i motorsikletlerle ulafl›lan maden bölgesinde, kontrplaklarla barlar, evler, pansiyonlar, bakkal dükkanlar›, oyun salonlar›
hatta genelevler bile yap›ld›. Bölge madenciler için yaflam alan› haline geldi. Tabii
bu sahnenin arkas›nda geride b›rak›lm›fl efller ve çocuklar ya da madene efliyle birlikte gelmifl ve yerlerini yurtlar›n› b›rakm›fl aileler, çat›flmalar, can güvenli¤inden
yoksun hayatlar var.
91
Alt›n bulundu¤u ortaya ç›kt›¤›nda kontrolsüz bir flekilde
bölgeye akan kalabal›¤› idare etmek olanaks›zd›.
Madene her tür insan geliyordu. Bu da madencilerin
silahlanmas›na yol açt›. Art›k kendi kurallar›n›
koymufllard›; öyle ki madenciler bölgenin askeri haline
dönüfltüler. Bu durum, sonunda silahlar›n kiralanmas›na
kadar vard›. Kendini asker olarak gören madenci art›k
madende çal›flmaz oldu. Silah›n›n kiras›yla geçinmeye
bafllad›. Bu da Diwalwal’›, Filipinler’in suç oran› en yüksek bölgesi haline getirdi. ‹nsanlar ölüyor, kayboluyor;
kimse bir fley yapam›yordu.
Böyle bir ortamda alt›n ç›karmak da madencilerin can
güvenli¤ini tehdit ediyordu. Çünkü alt›on ç›karma yöntemleri öylesine ilkeldi ki, sonunda birçok madenci ya
sakat kal›yor ya da ölüyordu. Da¤›n yamac›ndaki ocaklardan ç›kar›lan toprak ö¤ütülüp çamur haline getirildikten
sonra, çok yüksek ›s›da c›va ile ayr›flt›r›l›yordu. ‹flin
içinde c›van›n olmas› korkunç bir felakete zemin
haz›rl›yordu. fiimdilerde biraz daha modernleflmifl olan
madende art›k bir fabrika var. Madenden ç›kar›lan toprak
oluklar yard›m›yla fabrikaya ulafl›yor. Tabii bir yüzük için
gereken alt›n› ç›karabilmek için 20 ton topra¤›n
kaz›ld›¤›n› unutmamak gerek. Bu da Diwalwal’da sadece
insan hayatlar›n› de¤il, ekolojik dengeyi de alt üst ediyor. Diwalwal’da sular hiç durulmuyor. Buradaki alt›n
sadece eli silah tutan madencilerin de¤il, Çinli büyük
flirketlerin de ifltah›n› kabartmaya devam ediyor.
92
Coflkun Aral
1 May›s 1956 Siirt do¤umlu Coflkun Aral bas›n foto¤rafç›l›¤› mesle¤ine 1974
y›l›nda Günayd›n gazetesinde bafllad›. Dünya 1977 y›l›, kanl› 1 May›s›n› onun
objektifinin kareleriyle Sipa ajans›ndan izledi. Çeflitli gazete ve dergilerde çal›flan
Aral, 1980 y›l›nda il defa, Sipa Ajans› ad›na, Türkiye d›fl›nda görev ald›. Polonya’da
ünlü Gdansk Grevi, ‹ran, Irak olaylar›na iliflkin çal›flmalar›yla uluslararas› platformda ad›n› duyurmaya bafllad›. Lübnan, ‹ran, Irak, Afganistan, Kuzey ‹rlanda, Çad
ve Uzakdo¤u’da meydana gelen savafllar› görüntüledi. Pek çok foto¤raf sergisi,
kitap ve belgesele imza atma baflar›s› gösteren Coflkun Aral halen Türkiye nin ilk
bilgi ve belge kanal› ‹Z TV nin genel yay›n yönetmenli¤ini yap›yor.
93
Osmanl› Hareminde
Güzeller Geçidi…
Tenise afl›k bir güzel Dementieva, 14 numaral› seri bafl› olarak
bafllad›¤› Winbledon’da en alt s›rada flampiyon olarak, tarihe
geçen Williams, 100 desibel 盤l›¤›yla kortlar› sarsan dünyan›n
bir numaras› Sharapova… ‹stanbul Cup’ta y›ld›zlar geçidi vard›.
94
Topkap› Saray›’n›n ünlü Harem dairesi… Pek
çok Osmanl› padiflah›n›n cariyeleriyle birlikte
yaflad›¤› kutsal mekan…
‹stanbul Cup 2007’ye kat›lmak için Türkiye’ye gelen,
dünya tenisinin ünlü raketleri Topkap› Saray›n›n
büyülü ortam›nda gerçeklefltirilen aç›l›fl davetinde oldukca nefleliydiler. Sarayda ve Haremde yapt›klar› gezi s›ras›nda modac› Arzu Kaprol taraf›ndan haz›rlanan kostümleri giyen ünlü tenisçiler
bol bol foto¤raf çektirdiler. Saray›n bahçesinde
gerçeklefltirilen bas›n toplant›s›na ya¤mur
damgas›n› vurdu. Rus tenisçi Maria fiarapova'ya, ›slanmamas› için sunucu Bar›fl Kuyucu
flemsiye tutttu. Türkiye'ye geldi¤i için mutlu
oldu¤unu söyleyen fiarapova, tenisçilerin, çok
büyük emekler ve paralarla yetiflti¤ini belirterek, "Türkiye'de de genç tenisçiler için oluflturulan fona katk›da bulunulmal› ki, bir gün baflar›l› tenisçiler, Grand Slam kazanabilecek tenisçiler yetiflsin" dedi. Gecenin, en az turnuvaya kat›lan ünlü tenisçiler kadar ilgi çeken, bir
baflka y›ld›z› ise turnuvay› üç kez kazanan tenisçiye verilmek üzere Zen P›rlanta taraf›ndan
haz›rlanan ve tamam› alt›n ve p›rlantadan oluflan tenis raketinin ilk prototipiydi. 14 ayar alt›ndan üretilen ve üzerinde yaklafl›k 30 karat
p›rlanta ile süslenecek olan raketin de¤erinin
250 bin dolar› geçmesi bekleniyor. Raket
önünde hat›ra foto¤raf›
çektiren Zen P›rlantan›n
sahibi fiükran ve Emil
Güzelifl Türkiye ad›na güzel bir iflin alt›na imza atman›n gururunu tafl›yorlard›. Gecenin esprisi ise Kültür
bakan› Atilla Koç’tan geldi. Dementieva’n›n "Sizinle maç yapmak
isterim" sözleri üzerine bakan
"Ben bu göbekle maç yapamam" diyerek rakip
olmay› reddetti. Turnuvan›n en büyük sürprizi Venüs Williams’›n ilk turda ‹ran as›ll› Frans›z tenisçi Aravane Rezai’ye yenilmesi oldu.
Fakat Rezai, 1 numaral› seribafl› Sharapova’y›
da yar› finalde 6-1 ve 6-2 gibi net skorlarla 2-0
yenerek, Williams’› yenmesinin hiç de sürpriz
olmad›¤›n› gösterdi herkese.
Maçtan sonra rakibi Rezai’yi öven Sharapova,
Fransa'daki Roland Garros'dan önce ‹stanbul
Cup'ta oynamas›n›n kendisi için iyi oldu¤unu
belirterek, ''‹stanbul'da, Fransa Aç›k Tenis Turnuvas›'ndan önce birkaç maç oynay›p, eksi¤imi giderdi¤im için mutluyum. Geçen y›l Roland Garros'a hiç
maç yapmadan gitmifltim ve bu dezavantaj olmufltu. fiimdi Roland
Garros'tan önce birkaç gün de dinlenme zaman›m olacak. Roland Garros'a umutla bak›yorum'' diye konufltu. Dementieva ve Rezai
aras›nda oynanan final maç› çok
çekiflmeli bafllad›. 'Tie break'e giden
ilk seti 7-6 Dementieva kazand›.
‹kinci sette de 3-0 önde oldu¤u
s›rada, Rezai, sol dizindeki
sakatl›¤›n›n nüksetmesi üzerine
maçtan çekilince, flampiyonluk
kupas›n›n sahibi Dementieva
oldu.fiampiyonluk kupas›n› Gençlik
ve Spor genel müdürü Mehmet Ata-
lay’›n elinden alan Dementieva’ya, Zen Daimond p›rlanta bir kolye hediye etti. Rus raket Elena Dementieva, flampiyonluktan dolay› çok mutlu oldu¤unu belirterek, "Bu y›l›n
ilk kupas›n› ald›m ve bafltan sona mükemmel bir turnuva geçti. ‹stanbul'da kendimi
çok iyi hissediyorum. Burada oynamak büyük zevkti. Umar›m tekrar gelirim" dedi. ‹stanbul Cup'› 3 kez kazanacak sporcuya verilecek olan p›rlantalarla süslü alt›n raketin
hat›rlat›lmas› üzerine de Elena Dementieva,
"Umar›m çok yafll› olmam raketi kazanmak
için, ama tekrar gelmeyi umuyorum" dedi.
fiükran and Emil Güzelifl, the owners of Zen P›rlanta, posed in front
of the racket for photographers and
were proud to put their signatures
to such a significant event for
Turkey.
95
96
GOLDAfi
GOLDAfi
GOLDAfi
Derin denizlerin
öyküsü…
Tarih boyunca kültürleri birlefltiren, yaflam kayna¤› olan deniz…
Mükemmel bir flehir yapma h›rs›yla Atlantisi yok eden Poseidon’un hükümranl›k alan›… Denizlerimiz de, tüm dünyam›z gibi, iklim de¤iflikli¤i ve küresel
›s›nman›n tehdidi alt›nda. Bu tehlikeye insanlar›n dikkatini çekmek ve bir fleyler yapman›n gereklili¤ini anlatmak ad›na üzerimize düflen bir görev var. Goldafl “Derin denizler”
koleksiyonuyla önümüze farkl› bir kap› aç›yor…
97
Efsaneye göre, okyanus'un derinliklerinde, mercanlar ve
deniz çiçekleriyle süslenmifl, fosforlu k›z›l bir ›fl›kla ayd›nlanan, alt›ndan muhteflem bir sarayda yaflar Poseidon... Yunuslar›n, deniz atlar›n›n ve di¤er deniz canl›lar›n›n çekti¤i iki tekerli arabas›yla ilerler. Dünya üçe bölündü¤ünde Zeus karay› ve gö¤ü, Hades yeralt›n›, Poseidon ise denizleri alm›flt›r. Tabi bunlar›n tamam› insan›n
bilmedi¤i, akl›n›n almad›¤›, görüp de inanamad›¤› olaylar›n ard›ndan, anlam yükledi¤i ve yüzy›llar boyu anlata
geldi¤i efsaneler. Yine de deniz, insan hayat›nda önemli bir aktör.
Yaflam›n do¤du¤u yerdir deniz… Günbat›m›na do¤ru,
bal›kç›n›n "can"a hasretidir. Nas›rl› veya istiridyeden kesilmifl emektar eller için yak›c› bir ferahl›kt›r. Dipten a¤
gelirken poyraza do¤ru, kalplere umut ve heyecan saran
"ana kuca¤›d›r". Evde hasret ile eflini, babas›n›, kardeflini bekleyen kad›n için metrestir. Her metrekaresinde ayr› hikaye vard›r. E¤er kirletmekten vakit bulup dinleyebilirseniz görürsünüz.
GOLDAfi
H›zla ço¤alan, fakat kendi d›fl›ndaki varl›klar›n ayn› h›zda ço¤almas›na izin vermeyen insan›n dünyaya verdi¤i
zarardan, denizler de nasibini al›yor. H›rs›m›z›n sonucu
denizlere boca etti¤imiz kimyasal at›klar ve ac›mas›zca
yok etti¤imiz do¤al yaflam, sonunda insana zarar olarak
dönüyor.
Denizler Tehlikede…
Teknoloji insan yaflam›nda önemli bir kolayl›k sa¤lasa
da sonuçlar›n› gelecekte daha yo¤un görece¤imiz büyük
zararlara da neden oluyor. Bal›k avlama teknolojisindeki h›zl› geliflme sayesinde art›k büyük a¤lar ve güçlü teknelerle, bir seferde daha fazla bal›k yakalayabiliyoruz
belki ama bu sefer de denizlerde üreyerek neslini sürdürebilecek bal›k say›s›nda önemli bir düflüfl yaflan›yor.
Petrol günlük hayat›n olmazsa olmaz› haline geldi ama
do¤al yaflam› tehdit eden en büyük düflman da yine petrol… Petrol tafl›yan tankerlerde oluflan ve petrol ç›kart›lan alanlardaki s›z›nt›lar, kazalar ve kas›tl› boflaltmalar
plankton, bal›k, kabuklu deniz hayvanlar› ve hatta insan
yaflam›n› tehdit ediyor. Kanalizasyonlar arac›l›¤›yla büyük miktarda evsel at›k denizlere tafl›n›yor. Gömülü çöpler, bahçe ve tarlalarda kullan›lan böcek ilaçlar› gibi
maddeler de yeralt› sular› yoluyla akarsu ve denizlere
ulaflarak kirlili¤e neden oluyor. Denizlerdeki besin a¤›n›n bozulmas› bal›kla beslenen birçok deniz kuflu, yunus
ve fok gibi türler için beslenme sorunu yarat›yor. Köpek
bal›klar›n›n baz› türleri, beslenme ve spor amac›yla öldürüldü¤ü için nesli tükenme tehlike alt›nda… Mercan
ve kabuklu deniz hayvanlar›n›n bilezik, kolye gibi süs eflyas› yapmak için topland›¤›ndan say›lar› h›zla azal›yor.
Goldafl’tan denizlerin hikayesi…
‹stanbul Bo¤az›… ‹stanbul’un, dünya’n›n en güzel flehirleri aras›nda yer almas›n›n en büyük nedeni… Geçti¤imiz y›llarda parmaklar›m›z›n aras›ndan kaybetti¤imiz,
flimdilerde tekrar kurtarmaya çal›flt›¤›m›z muhteflem
gerdanl›k…
98
GOLDAfi
Bo¤az geçti¤imiz günlerde, anlaml› bir geceye ev sahipli¤i yapt›. ‹klim de¤ifliklikleri ve küresel ›s›nman›n tehdidi alt›ndaki deniz hayat›na dikkat çekmek isteyen Goldafl, Suada’da anlaml› bir organizasyona imza att›.
Deniz yaflam›n›n ele al›nd›¤› tasar›mlar ile denizleri bekleyen tehlikelere dikkat çekmeyi amaçlayan defile için
Suada adeta yeniden tasarlanm›flt›. Defilenin yap›laca¤›
bölümün düzenlenmesinde, konsepte uygun olarak deniz ve okyanusu en iyi yans›tacak görsel düzenlemeler
yap›lm›flt›. Sunuculu¤unu Eyflan Özhim'in üstlendi¤i
defilenin koreografisi Zeynep Arkök taraf›ndan gerçeklefltirildi. Mankenlerin defilede giydikleri k›yafetleri ise
Çi¤dem Ak›n tasarlad›. Y›l›n muhteflem defilesinde ünlü
mankenler Azra Ak›n, Demet Kutluay, Sinem Güven,
Hande Subafl›, Yüksel Ak ve Ça¤la fiikel'in yan› s›ra ‹talya’dan da 3 top model kat›lm›flt›. Camilla Morais, Sarah
Muller ve Maria Beljanina, sunduklar› tak›lar kadar güzellikleri ile de tüm konuklar› büyüledi.
99
“Derin denizler” defilesinde ilk olarak "Goldafl Tak› Tasar›m Yaz Okulu" ö¤rencilerinin, Ege'nin iki yakas›n› yorumlad›klar› "Arflipel & Suyun ‹ki Yakas›" koleksiyonu sunuldu. ‹zleyenler, mitolojik figürler, Antik Ça¤ mimarisinden yorumlar ve iki halk›n dostlu¤unu vurgulayan
ö¤elerin a¤›rl›k kazand›¤› tasar›mlar›n ›fl›lt›s›yla bulufltular. Ard›ndan Med-Cezir, Transparan Gölgeler, Dalgalar›n Ritmi, Karanl›k Silüetler, fieffaf Yans›ma ve Girdap
koleksiyonlar›, izleyenlere denizin tüm yans›malar›n›
hissettirdi. Deniz kabuklar›, bal›klar, yengeçler, ahtapotlar, denizanalar›, mercanlar gibi deniz alt›n›n renkli dünyas›ndan izlerin yan› s›ra denizli ilgili halat, dümen, pusula, ç›pa gibi objeler defile tak›lar›na damgas›n› vurdu.
GOLDAfi
Denizlerin masals› öyküsünü ölümsüzlefltiren ve izleyenleri de bu öykünün bir parças› yapan defilesinin finalinde ise her koleksiyona ait en özel parçalar, defilede
görev alan mankenler taraf›ndan tekrar sunuldu ve izleyenlerden büyük alk›fl ald›.
100
Avrasya’n›n parlayan y›ld›z›:
Avrupa ile Asya’n›n bulufltu¤u nokta bir kez daha, mücevherin t›ls›ml›, ›fl›lt›l› dünyaz› ile
ayd›nland›...‹stanbul Jewelry Show, 24’ncü buluflmas›nda tüm zamanlar›n rekorlar›n› k›rd›, ifl hacmini
büyüttü, kat›l›mc›lar›n› en çok memnun eden fuar özelli¤ini olma özelli¤ini korudu...
Bu buluflma için Avrasya’n›n en büyük buluflmas› deniliyor...
Bu buluflma için, dünyan›n en önde gelen
dört “kaliteli” randevusundan biri olarak söz
ediliyor...
‹stanbul bir ke daha Avrupa ile Asya’n›n bulufltu¤u bir nokta olman›n o binlerce y›ll›k
birikime dayal› vakur kenti niteli¤ini kendisine dünyan›n dört bir yan›ndan gelen misafirlerine gösterme f›rsat› buldu...
24 y›l...
...‹stanbul Jewelry Show, bu y›l gerçekleflen
24’ncü buluflmas›yla tak› ve mücevher sektöründe ne ölçüde büyük bir kurumsallaflma
oldu¤unu bir kez daha ispatlad›...
Takvimlerin 21-25 Mart 2007 günlerini aras›n› gösterdi¤i bir dönemde ‹stanbul’da buluflan dünya mücevher sektörü, son derece
yüksek riskli bir dönemde, istikrar içinde bir
ülke, güvenlikli bir flehir ve yüzünü gelece¤e
dönüp önemli yat›r›mlar yapmakta kararl›l›k
gösteren bir sektör buldular.
102
‹stanbul Jewelry Show; dile kolay gelecek y›l›n› 25’nci y›l›n› kutlayacak ve sektörde yaflan›lan çeyrek yüzy›l›n birikimleriyle daha
nice y›llara koflman›n tatl› telafl›n› da tadacak...
Türk ve dünya mücevher sektörünün seçkin
kurulufllar›n›n bu kentte, yani ‹stanbul’da
buluflmas›ndan bugüne, dünyam›z›n neler
yaflad›¤›n›, hayat›m›z›n ne ölçüde h›zl› de¤iflti¤ini hat›rlarsak, yaflan›lan zaman›n k›ymetini de belki biraz daha iyi anlar›z...
Düflünün...
‹stanbul Jewelry Show, kendi ilk mütevazi ölçeklerinde yaflama merhaba dedi¤inde, bu
gezegende mobil telefonlar ve internet henüz bilinmiyordu ve dünyan›n do¤u kesiminde ad›na Sovyetler Birli¤i denilen bir devlet
vard›...
Fazla söze gerek var m›...
Bugünün dünyas›na bir bak›n ve bu kadar radikal de¤iflimlerin yafland›¤› bir ça¤da bu ölçüde hassas bir sektörle omuz omuza bir
fuar› tafl›man›n ve gelifltirmenin önemini biraz daha kavramaya çal›fl›n...
Bu y›l da, sadece sektör profesyonellerine
aç›k olan fuarda alt›n tak›, p›rlanta, de¤erli
ve yar› de¤erli tafll› tak›lar, inci, gümüfl tak›
ve ev eflyalar›, yar› k›ymetli ve sentetik tafllar,
saat, makina, malzeme ve ekipmanlar›, aksesuar ve vitrin malzemeleri, kuyumcu yaz›l›mlar› ve güvenlik araçlar› sergilendi.
Geçti¤imiz Mart 2006 Fuar›’nda ilk kez düzenlenen Tasar›m Mücevher Galerisi “Dreams’n Designs Pavilion” bu Fuar’da da yine
muhteflem tasar›mlar›yla yerli ve yabanc› tasar›mc›lar› biraraya getirdi. Türk mücevher
sektörünün, kökü binlerce y›ll›k mirasa dayanan s›rlar›n› dünya vitrinlerine tafl›yan Istanbul Jewelry Show-I, sektörün üretim potansiyelinin yan›s›ra, tasar›mdaki baflar›s›n› da
gözler önüne serdi.
Türk kuyumculuk ve mücevherat endüstrisinin her türde talebine cevap verebilecek kalite ve çeflitlilikteki üretim yelpazesini dünya
pazarlar›na tan›tan Istanbul Jewelry Show,
yerli ve yabanc› üreticileri, toptanc›lar›, perakendecileri, ihracat ve ithalatç›lar›, tasar›mc›lar› yine ‹stanbul’da buluflturdu. Kat›l›mc› ve ziyaretçilerin sektörle ilgili tüm yenilik ve geliflmeleri izleyebildi¤i Istanbul Jewelry Show, dünyan›n en büyük kuyumculuk
ülkesi olmay› hedefleyen Türkiye için büyük
önem tafl›maktad›r.
Fuarda 445’i 29 ülkeden olmak üzere toplam
1056 firma ürün ve tasar›mlar›n› sergiledi.
Dünyan›n dört bir yan›ndan toptanc›lar, perakendeciler ve al›c›lar yeni ürün, tasar›m ve
fikirlerin bulufltu¤u fuarda gelecek sezonun
siparifllerini vermek üzere biraraya geldiler.
94 ülkeden 9200 yabanc› olmak üzere toplam
31.761 profesyonel fuar› ziyaret etti.
Fuar›n bu y›l gerçeklefltirdi¤i bu rekor performans› yarat›c›s› ve ROTAFORTE Yönetim
Kurulu Baflkan› fiermin Cengiz flöyle yorumluyordu:
“Dünyan›n önde gelen mücevher ve kuyumculuk buluflmalar›ndan biri olmas›ndan büyük gurur duydu¤umuz Istanbul Jewelry Show’un bafllang›ç noktas›nda “s›f›r” dolarl›k sektörel ihracat› olan bir ülkenin, 25 y›l gibi bir süre içinde bu rakam› tam bir
milyar dolara çekmesi, dünyan›n en önde gelen alt›n
iflleme ve iflledi¤ini uluslararas› düzeyde satma becerisine kavuflmufl olmas› da bu ülkede yaflan›lan tüm
geliflmelerin perde arkas›nda yatan o gizli kararl›l›¤›
göstermektedir.
Biz de kararl› ad›mlarla 22 y›ld›r organize etti¤imiz Uluslararas› Mücevher, Tak›, Gümüfl, Saat ve Malzemeleri
Fuar› ISTANBUL JEWELRY SHOW’u, sektörden ald›-
¤› güçle bugün 1000’i aflan kat›l›mc› say›s›yla alan›nda
dünyan›n say›l› fuarlar›ndan biri yapt›k. Tüm sektör profesyonellerinin gündeminde en üst s›raya oturan ve önemli bir buluflma noktas› olan fuar› 24. kez organize etmekten
son derece mutluluk ve gurur duyuyoruz.
Kat›l›mc› ve ziyaretçilerin sektörle ilgili tüm yenilik ve
geliflmeleri izleyebildi¤i Istanbul Jewelry Show’un,
dünyan›n en büyük mücevher üreticisi olmay› hedefleyen Türkiye için büyük önem tafl›d›¤›na inan›yoruz
ve bu inanc›m›z sizlere ve sektöre karfl› olan sorumlulu¤umuzu her geçen gün artt›r›yor.
Türk kuyumculuk sektörü, en büyük üstünlü¤ü rekabetteki esnekli¤i, s›n›rs›z ürün çeflitlili¤i, üretim
kapasitesi, esnek üretim, ince ifl ve “finishing” kalitesi, h›zl› teslimat süreleri, düflük imalat maliyetleri, iyi
yerli tasar›mc›lar›n artmas›yla dünya liderli¤ine
do¤ru koflmaktad›r. ISTANBUL JEWELRY
SHOW’un iç ve d›fl pazarlarda yaratt›¤› taleple hedefine ulafl›lmas›nda büyük katk› sa¤layaca¤›na
inan›yorum.
Mücevher sektöründe dünyan›n lider fuar› olma yolunda bir öncekinden çok daha güvenli ad›mlarla
ilerliyoruz. Bu konuda bize güç veren son y›llarda
büyük bir ihracat hamlesi gerçeklefltirerek art›k dünya devleri ile yar›flan Türk Kuyumculuk Sektörü’ne
gönülden teflekkür ediyoruz.”
103
Jewel
Fashion
2007
‹stanbul Jewelry Show muhteflem
bir geceye ev sahipli¤i yapt› bu y›l.
TAJ’›n himayesinde, kat›l›mc›
firmalar›n katk›s›yla düzenlenen
Jewel Fashion 2007 izleyenlere doyumsuz bir görsel
flölen sundu.
106
Aralar›nda Akgun, Altinbas, Aris, Atasay, Bag,
Baymonte, Cetas, Efe, Favori, Figur, HSC, Innova,
Istor, Ipekyolu, Midas, Mioro, On, Regold, Roberto Bravo ve Zen’inbulundu¤u 21 mücevher firmas›n› TAJ’›n liderli¤inde düzenledikleri Jewel Fashion 2007 isimli Mücevher Show için kutlamak gerekiyor. Çok do¤ru bir kararla çok do¤ru bir eylem
gerçeklefltirdiler.
Birbirinden ünlü mankenler, birbirinden güzel ve
al›ml› tak›lar› podyumda birer ku¤u gibi sergiliyorlard›. Sahnedeki koreografi oldukça sade, bir o
kadar da al›ml›yd›.
Denilebilir ki fuara zaten profesyonel insanlar kat›l›yor. Onlar da mal almak için geliyorlar. Ne anlam› var bunun…
Dünya’n›n her yerinde markalaflma ifli bir gösteri
iflidir. Ne kadar iyi organizasyonlar ve flovlar düzenlerseniz o kadar kendinizden bahsettirirsiniz. Kendinizden bahsettirmeniz markan›z›n bilinirli¤ini art›racakt›r. ‹lk etapta size, markan›z için hiçbir katk›s› olmayan bir harcama olarak görünse bile insanlar›n beyninin bir yerinde iz b›rakacakt›r.
Bunun en güzel örne¤ini bu y›l ‹talyanlar ‹stanbul
Jewelry Show’da sundu. Standlar›n›n bir bölümüne kurduklar›, küçük çapta, podyumda, mankenlerle birlikte iki saatte bir gerçeklefltirdikleri gösteri pek çok ziyaretçinin dikkatini bu yöne do¤ru
çevirmesine neden oldu. Bu küçük gösteri bile flovun önemini bizlere gösterdi.
Tekrar TAJ taraf›ndan düzenlenen defileye dönecek olursak her fleyiyle güzel bir geceydi, fakat ba-
107
108
z› eksiklikleri vard›. (Bu eksiklikler de bizim amaç
ve hedeflerimizle do¤ru orant›l› asl›nda. Baz›lar›
“bir araya geldik yemek yedik, iyi vakit geçirdik,
güzel bir sosyal faaliyetti de diyebilir.)
Jewel Fashion 2007 iyi düflünülmüfl ve gelecekte de aksakl›klar›n giderilip mutlaka devam etmesi gereken
bir organizasyondu.
Bizce, defilenin haz›rlan›fl›ndaki ana sorun, sergilenen eserlerin, profesyonel gözlerden biraz uzak
kalmas›yd›...
Mücevherler, istisnalar› olsa da, küçük aksesuarlar. Böyle bir fleyi bir elbise tan›t›r gibi düz bir
podyumda sergilemenin pek do¤ru olmad›¤›na
inananlardan›z...
Bu tür bir organizasyon, sektörün tum unsurlar›n›n üzerinde durmas› ve bir an önce çözmeleri
gereken bir sorunu da kendili¤inden gündeme tafl›d›: Tan›t›m. Türk mücevher sektörü, Türk ve
dünya kamuoyunun genifl kitlelerine ulaflman›n
yollar›n› gelifltirmekt zorunda oldu¤unu art›k çok
iyi biliyor...
Yine de Jewel Fashion 2007 iyi düflünülmüfl ve
gelecekte de aksakl›klar›n giderilip mutlaka devam etmesi gereken bir organizasyondu.
fiov bu iflin ayr›lmaz bir parças›…
Eme¤i geçen herkesin eline sa¤l›k…
109
REKLAM ‹NDEKS‹
(105) 3S
Nuruosmaniye Cad. 77 Orient Center
K.7 705/6 Ca¤alo¤lu - Istanbul
Tel: (0212) 519 07 19
Faks: (0212) 513 30 38
[email protected]
www.rotaforte.com
(4-5) GÜLAYLAR
Nuruosmaniye Cad. No:63
Ca¤alo¤lu - Istanbul
Tel : (0212) 519 28 28
Faks: (0212) 528 02 27
[email protected]
www.gulaylar.com
(101) RUSSIAN JEWELLERY NETWORK
Bogolubova ave. 26-318,
Dubna 141981 Russia
Tel: +7 (495) 740-7756
Faks: +7 (495) 195-2296
[email protected]
www.jnet.ru
(Ön kapak katlama+ Ön kapak içi)
ATASAY
Merkez Mah. Ali Duran Cad. Sedir Sokak
No:7 34530 Yenibosna - ‹stanbul
Tel: (0212) 652 33 66
Faks: (0212) 652 71 64
http://www.atasay.com
(ARKA KAPAK ‹Ç‹)
‹STANBUL JEWELRY SHOW
Nuruosmaniye Cad. 77 Orient Center
K.7 705/6 34120 Ca¤alo¤lu - Istanbul
Tel: (0212) 519 07 19
Faks: (0212) 513 30 38
[email protected]
www.rotaforte.com
(Arka kapak katlama) SÖZER
Nuruosmaniye Cad. Orient Bazaar
No: 75/77 D:306 / 406
Ca¤alo¤lu - ‹stanbul
Tel: (0212) 527 45 60
Faks: (0212) 526 00 98
[email protected]
http://www.sozer.com.tr
(49) JA NEW YORK
770 Broadway, 5th Floor, New York, NY
10003-9595, USA
Tel:+1 646/654-5000
Faks: +1 646/654-4919
[email protected]
www.ja-newyork.com
(Arka kapak) ZEN DIAMOND
Molla Fenari Mah. fierefefendi Sok.
No:35 34410 Ca¤alo¤lu - ‹stanbul
Tel: (0212) 520 00 44
Faks: (0212) 520 00 41
[email protected]
http://www.zendiamond.com
(39) BAK‹
Kuyumcukent Atölye Blo¤u Zemin Kat
10. Sokak No:22
Yenibosna - ‹stanbul / TURKEY
Tel: (0212) 603 13 23
Faks: (0212) 603 12 11
[email protected]
www.bakigold.com
(71) BELBAK
Mollafenari Mah. fierefefendi Sok. No:33/2
Ca¤alo¤lu - Eminönü / TURKEY
Tel: (0212) 512 73 24
Faks: (0212) 512 87 03
[email protected]
www.belbak.com.tr
(57) DIAMOND WORLD
Journal House, A-95, Janta Colony,
Jaipur - 302 004 India
Tel: +91 141 2610906
Faks: +91 141 2602973
[email protected]
[email protected]
www.diamondworld.net
(79) DIREX MEDIA
1106 Budapest, Feher ut 10.
Tel: +36 260-1148
Faks: +36 260-4869
[email protected]
(11) FAGOLD
5852 sokak no:2 Karaba¤lar ‹zmir
Tel: (0232) 2378181
Faks: (0232)2640914
[email protected]
http://www.karakas.com.tr
(67) F‹GUR
M.Nesih Özmen Mah. Mehmet Akif ‹fl Han›
No: 16 K: 4 Güngören - ‹stanbul / TURKEY
Tel: (0212) 637 45 73
Faks: (0212) 637 45 87
[email protected]
110
(13) FRANCO FONTANA
Vezirhan Cad. No:63 Çemberlitafl / ‹ST.
Tel: (0212) 526 37 57
Faks: (0212) 513 88 73
[email protected]
www.francofontana.com.tr
(89) JEWELLAND
Nuruosmaniye Cad.77 Orient Center K.8
Ca¤alo¤lu - Istanbul
Tel: (0533) 277 08 77
[email protected]
(2-3 / 15-112) J‹VAL
Marmara Sanayi Sitesi No:241 L,
‹kitelli - Istanbul
Tel: (0212) 472 01 80
Faks: (0212) 472 02 22
[email protected]
www.jival.com.tr
(111) ZENTURK
YAPIM & YAYIN
Piyer Loti Cad. Dizdariye Medresesi Sok.
Yalç›n Han No:6 K:3 D:4
Çemberlitafl - ‹stanbul
Tel: (0212) 518 63 05 Pbx
[email protected]
(23) KARAKAfi
Akçay Cad. No:283/A Gaziemir - ‹zmir
Tel: (0232) 252 22 22
Faks: (0232) 252 55 15
www.karakaskuyumculuk.com
www.francofontana.com.tr
(85) MALAYSIA INT'L JEWELLERY FAIR
Elite Expo Sdn Bhd
4-3, Jalan Radin Anum Satu, Sri Petaling,
57000 Kuala Lumpur, West Malaysia
Tel: (603) 9058 8772
Faks: (603) 9058 8773
[email protected]
www.elite.com.my
(8-9) M‹ORO
Güneflli Ba¤lar Mah. Yalç›n Korefl Cd.
No: 28 34520 Ba¤c›lar-‹stanbul
Tel: (0212) 489 34 34
Faks: (0212) 489 12 07
[email protected]
http://www.mioro.com.tr
(61) PAN AMERICAN ENTERPRISES
G.L.D.A Gem & Jewelry Trade Shows
1961 N. El Morage Dr.
Tucson AZ 85745 USA
Tel: 1-520-743 8180
Faks: 1-520-743 8184
[email protected]
w ww.panamericanenterprises.com
KATKIDA
BULUNANLAR
AYLA DÜMER
Maçka Cad. Ralli Apt. 59/1
Teflvikiye - ‹stanbul
Tel: +90 212 247 78 20
HOTEL SULTAN HILL
Sultanahmet Mah. Tavukhane Sok.
No:19 Sultanahmet / ‹STANBUL
Tel: +90 212 518 32 93
Faks: +90 212 512 32 95
www.hotelsultanhill.com
Pozitif Tan›t›m
Oba Sok. Kavala Apt. 1/4
34433 Cihangir /‹stanbul
Tel: +90 (212) 3340100
Faks: +90 (212) 241457
[email protected]

Benzer belgeler