CHP`den birlik mesajı

Transkript

CHP`den birlik mesajı
GÜNEÞ
ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 29 45
Ev Tel : 441 25 02
YIL:3 SAYI:724
35 YKR
01 EYLÜL 2008 PAZARTESÝ
30 Aðustos Zafer Bayramý
Törenlerle Kutlandý...
30 Aðustos Zafer Bayramý ve Türk Silahlý
Kuvvetleri Günü yurt genelinde olduðu gibi
Nevþehir’de de törenlerle kutlandý.
Nevþehir’deki kutlamalar ilk olarak sabah
saatlerinde Atatürk Anýtý önünde çelenklerin
sunulmasý ile baþladý. Çelenk sunma töreninde
Saygý duruþunda bulunuldu, Ýstiklal Marþý
okundu.
Nevþehir Valiliði, Garnizon Komutanlýðý,
Belediye Baþkanlýðý ve diðer resmi kurum ve
kuruluþlar tarafýndan Atatürk Anýtý’na çelenk
sunulmasýnýn ardýndan törenler daha sonra
Türk Telekom Meydanýnda devam etti. Burada
günün anlam ve önemini belirten konuþmalar
yapýldý, þiirler okundu, halk oyunlarý
gösterilerine yer verildi. Törende Jandarma At
ve Köpek Eðitim Merkezi Komutanlýðý
(JAKEM) bünyesinde görev yapan eðitimli
köpeklerinin gösterileri nefes kesti.
Bomba, patlayýcý ve uyuþturucu madde
bulmada eðitimli köpekler, yaptýklarý gösteri
ile tören alanýna gizlenen bomba ve
Hasan Bayram
[email protected]
uyuþturucularý bularak büyük alkýþ aldý.
Asayiþ olaylarýna yönelik yetiþtirilmiþ Zoka
adlý jandarma köpeði de kapkaç, üst aramasýna
karþý koyanlara karþý gösteri yaptý.
Ýzlenimler
Zoka adlý köpek, kap kaç yapmaya çalýþan
bir kiþi yakalayarak etkisiz hale getirdi. Zoka,
daha sonra jandarmanýn üst aramasý yapmak
isteyen ancak direnen bir kiþiyi de kýsa sürede
etkisin hale getirdi, daha sonra ise eðiticisi ile
birlikte izleyenlerini selamladý.
Köþe yazýsý 6’DA
Adnan Yýlmaz
Nevþehir’deki resmi kutlamalar daha sonra
Nevþehir Valisi M. Asým Hacýmustafaoðlu,
Garnizon Komutaný Jandarma Kýdemli Albay
Esat Mahmut Apaydýn ve Belediye Baþkaný
Hasan Ünver ile birlikte halký selamladý, halkýn
bayramýný kutladý. Daha sonra yapýlan
resmigeçit töreninde ise törenlerde Jandarma
At ve Köpek Eðitim Merkezi Komutanlýðý atlý
birlikleri, izleyenlerin dikkatini çekti.
Araþtýrmacý - Yazar
“sevgi” yerine
“korku”yu koyduk
Törenler, Ýl Jandarma Komutanlýðý’nda
kutlamalarýn kabulu ile son buldu.
4’DE
CHP’den
birlik
mesajý
CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Bayram
Ayvazoðlu
CHP Nevþehir Ýl Baþkaný
Bülent Yumuþ
CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü’nün
düzenlemiþ olduðu pilav günü etkinliðine
yoðun bir katýlým oldu.
CHP 'nin 30 Aðustos 2008 Cumartesi günü
saat 14:00 de Dedebað da yaptýðý pilav günü
etkinliði partili ve misafirlerin katýlýmý ile
gerçekleþti.
Yapýlan etkinliðe Nevþehir, Kýrþehir Ýl
Örgütü ve CHP'li Belde Belediye baþkanlarýn
ile birlikte çevre köylerden de partililer katýldý.
Haber: Suavi Cesur
A l e v i l e r Ta k s i m ' d e n
Haykýrdý : Zorunlu Din
Dersi Ortaçað Anlayýþýdýr
Pir Sultan Abdal Kültür
Derneði ve Alevi Bektaþi
Federasyonu'nun
öncülüðünde ilki geçen
pazar Taksim'de gerçekleþtirilen, zorunlu din
derslerinin kalýdýrýlmasýna yönelik oturma eyleminin
ikincisi bugün Taksim tramvay duraðýnda
6’DA
Aleviler Dikili'de buluþtu
6’DA
Açlýk Her Yerde, Çözüm
Gýda Egemenliðinde
DÝZÝ YAZI VE ARAÞTIRMA DOSYALARI / ULUSLARARASI KÖYLÜ HAKLARI KONFERANSI
La Via Campesina’nýn eski ve yeni liderleri
Jakarta’da düzenlenen Uluslararasý Köylü
Haklarý Konferansý’ný birer konuþma ile açtý.
Her iki lider de konuþmalarýnda, köylü
haklarýnýn yeniden ele geçirilmesi için
mücadele çaðrýsý yaptý. Endonezya Tarým
Bakanlýðý adýna da bir yetkili açýlýþta konuþtu.
Tarým Bakanlýðý temsilcisinin yaptýðý konuþma
bizim Tarým Bakanýmýzýn devamlý yaptýðý
konuþmanýn bir benzeriydi. Endonezya Tarým
Bakaný adýna konuþma yapan yetkiliyi
dinlediðimizde, kendi ülkemizde, kendi
bakanýmýzý dinliyormuþ hissine kapýldýk ve
yaþayarak (dinleyerek) baþka bir þey daha
öðrendik: Tüm az geliþmiþ ülkeleri yönetenler
ayný. Düþüncede ve davranýþta küreselleþmiþ,
benzer olmuþlar. Bizim bakanýmýzý
Endonezya’ya, Endonezya Bakaný’ný
Türkiye’ye getirsek, inanýn þirketlere
yapacaklarý hizmette ve çiftçilere yaþatacaklarý
yoksullukta bir deðiþiklik olmayacak sanki!
Açýlýþta FAO temsilcisi de vardý. FAO
temsilcisi, Birleþmiþ Milletler’in bizi (çiftçileri)
dinlemeye hazýr olduðunu belirtti. Birer
konuþma yapan IPC ve Endonezya Ulusal
Haklar Komisyonu temsilcileri de köylü
haklarýnýn elde edilmesi için herkesten ve her
kesimden destek istedi. Via Campesina’ya
destek olma sözü verdiler. Ýþte toplantýnýn
açýlýþýnda yapýlan konuþmalar:
MÜCADELEYÝ
KÜRESELLEÞTÝRELÝM, UMUDU
KÜRESELLEÞTÝRELÝM
Henry Saragih (La Via Campesina Genel
Sekreteri):
Karmaþýk duygular içindeyim doðrusu. Bir
yandan köylü haklarý çiðnendiði için çok
üzgünüm ama bir yandan da mücadele
ettiðimiz için çok sevinçliyim. Sumatra
ormanlarýnda olanlar, diðer yerlerde de, And
Daðlarý’nda, Amazonlar’da, Afrika köylerinde
Þenlik kapsamýnda düzenlenen panelde Turgut
Öker (Solda),Dursun Daðdelen (Ortada)ile emekli
öðretmen Hüseyin Çelik konuþtu.
ve Avrupa’da da oluyor. Dünya’nýn genelinde
büyük bir haksýzlýk yaþanýyor ve buna karþý
köylüler olarak beraberce mücadele etmek
zorundayýz. Geliþmiþ ülkeler yani egemenler
bizlere, 1996’da, 2015’e kadar dünyadaki açlýðý
önleyeceklerini söyledi ama bugün dünyada
açlýk artmaya devam ediyor. Üstelik açlarýn
çoðu da köylülerden oluþuyor. Ýþte tüm bunlar
neoliberal politikalar, serbest piyasa ekonomisi
ve büyük tarým þirketleri yüzünden
gerçekleþiyor. Endonezya’da et ve süt ithalatla
saðlanýyor. Þimdi de yiyecekleri yakýt yaptýlar.
IMF ve Dünya Bankasý politikalarý gýdayý
þirketlerin egemenliðine soktu. Açlýk her yerde,
çözüm ise gýda egemenliðinde. 1996’da
Brezilya’da ölen arkadaþlarýmýz, hapiste olan
yoldaþlar için, hepsi için mücadeleyi
sürdürmeliyiz.
Devamý 4’DE
Ýzmir’in Dikili ilçesinde buluþan aleviler ‘Barýþ,
Demokrasi ve Emek Þenlikleri’nde ‘eþitlik’ mesajý
verildi
6’DA
Uras: Koþaner'in Derdi
Küreselleþmeyse, NATO'yu ve
Ýncirlik'i Sorgulasýn
Özgürlük ve
Dayanýþma Partisi
(ÖDP) Genel baþkaný ve
Ýstanbul milletvekili
Ufuk Uras, "küresel
güçlerin Türkiye'nin
ulusal birliðini
zayýflatmaya uðraþtýðýný" söyleyen Kara Kuvvetleri
Komutaný Iþýk Koþaner'e küreselleþmeye karþý bir
tutum almanýn yolunun önce küreselleþmenin adresi
NATO iliþkilerini sorgulamaktan geçtiðini 2’DE
2
Kamu sendikalarý ile Hükümet arasýndaki
maaþ zammý tartýþmalarý sürerken, Adalet
ve Kalkýnma Partisi‘nin (AKP) kamu
çalýþanlarý ile ilgili icraatý bir gerçeði
açýklýkla ortaya koyuyor:
AKP, topluma kamu hizmetini, milli
gelirden merkezi bütçeye ayrýlan payý
daraltýrken, kamu personeline yapýlan
ödemeyi de azaltmýþ durumda.
1 Eylül 2008 Pazartesi
Mustafa Sönmez
AKP Döneminde Maaþlar
Týrpanlandý
Maliye Bakanlýðý ve Türkiye Ýstatistik
Kurumu (TÜÝK) verilerinden yaptýðýmýz
araþtýrmaya göre merkezi bütçenin milli
gelire oraný 2002‘de yüzde 36 iken ve bugün
yüzde 23‘e geriletilirken, kamu personeli
için harcanan tutarýn milli gelire oraný da
2003 sonrasý, faizlerin gerilemesi ve
devletin küçültülmesi sonucunda devletin
borçlanma temposunun yavaþlamasýyla
bütçeden faize giden pay da azaldý ancak
yine de faize giden pay, sayýlarý 2 milyonu
aþan kamu personeline ödenen maaþlarýn
hâlâ üstünde.
AKP döneminde yüzde 6,3‘ten yüzde
5,8‘e kadar gerilemiþ görünüyor.
Kamu personeline maaþ ve sosyal
güvenlik primi olarak ödenenler 2002‘de
milli gelirin yüzde 6,3‘ü tutarýnda iken AKP
iktidarýnýn ilk döneminin sonunda yüzde
5,8‘e kadar geriledi.
Artan nüfus artýþý, yüzde 70‘i aþan
kentleþme dikkate alýndýðýnda, toplumun
kamu hizmeti ve onu görecek kamu
personeline ihtiyacý daha da büyüyor.
2008‘de ise 55 milyar YTL ile öngörülen
milli gelirin ancak yüzde 5,8‘i tutarýnda bir
kamu personel harcamasý öngörüldü.
Uluslararasý Para Fonu (IMF)
programýnýn gereði "mali disiplin"
uygulanan AKP iktidarý döneminde, bütçeler
küçültülürken, bütçelerden memura ayrýlan
payda da artýþlar söz konusu olmadý.
Nüfus artýþýna, yüzde 70‘i bulan
kentleþme oranlarýyla beraber artan kamu
hizmeti ihtiyacýna raðmen, kamu görevlisi
sayýsýný artýrmayan, tersine özelleþtirmeler
ve piyasalaþtýrmalarla azaltmaya çalýþan
AKP iktidarýnýn, mevcut kamu personeline
ödediði maaþlarýn milli gelire payý da
azaltýldý ve sonuçta sigorta primleri ile
birlikte kamu personel harcama giderlerinin,
toplam milli gelirdeki payý 2002‘de yüzde
6,3 iken 2007‘de yüzde 5,8‘e kadar
düþürüldü.
2008‘de de personel giderlerine ayrýlan
Özellikle eðitim ve saðlýk hizmetlerinde
önemli bir kamu personel açýðý görülüyor.
Kamunun altyapý ihtiyaçlarý hýzla artýyor
ve tüm piyasalaþtýrma çabalarýna raðmen
baþta enerji olmak üzere altyapý ihtiyaçlarý
karþýlanamýyor.
Bütçenin milli gelire oraný, AB
ülkelerinde yüzde 40‘lara kadar ulaþýrken,
AKP‘nin IMF buyruklu devleti küçültme
operasyonlarý sonucu Türkiye‘de 2002‘de
yüzde 36 iken 2008‘de yüzde 23‘lere kadar
düþmüþ durumda.
payýn öngörülen milli gelir artýþ hedefinin
gerçekleþmesi durumunda yine yüzde 5,8‘de
kalacak.
Faizler maaþlarýn üstünde…
pay, devlet bütçesinden faize ayrýlan pay ile
eþitlenmiþ durumda.
2008 için maaþlara ayrýlan pay 55 milyar
YTL öngörülürken faiz için ayrýlan bütçe
56 milyar YTL‘yi buluyor.
Milli gelirden memur maaþlarýna ayrýlan
Kamu hizmeti ve hizmetli sayýsýnýn
artýrýlmasý, çalýþanlara da daha insani yaþama
þartlarýna uygun ödemeler yapýlmasý ýsrarla
talep edilmelidir.
(MS/EZÖ)
bianet.org
Uras: Koþaner'in Derdi Küreselleþmeyse, NATO'yu ve Ýncirlik'i Sorgulasýn
ÖDP Ýstanbul millletvekili Ufuk Uras Kara Kuvvetleri Komutaný Iþýk Koþaner'in Ýncirlik Üssü'yle ilgili gizli anlaþmalarý kamuoyuyla paylaþarak
küreselleþmeye karþý duyarlýðýný samimi bir biçimde gösterme fýrsatý olduðunu söyledi.
BÝA Haber Merkezi - Ýstanbul
Nilüfer ZENGÝN
Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP)
Genel baþkaný ve Ýstanbul milletvekili Ufuk
Uras, "küresel güçlerin Türkiye'nin ulusal
birliðini zayýflatmaya uðraþtýðýný" söyleyen
Kara Kuvvetleri Komutaný Iþýk Koþaner'e
küreselleþmeye karþý bir tutum almanýn
yolunun önce küreselleþmenin adresi NATO
iliþkilerini sorgulamaktan geçtiðini anýmattý.
"Ulus devlet öteden beri neoliberal
devlete dönüþtü. Varolan neoliberal devletin
ulus devlet olarak takdim edilmesi askeri
bürokrasinin hala sýnýf körü olduðunu
gösteriyor. Devletin sýnýf hegemonyasýný
ulus devlet sözünde gizlemeye çalþýyorlar.
Küreselleþmeye karþý bir tutum almanýn
yolu kürselleþmenin adresi olan NATO
iliþkilerini sorgulamaktan
geçiyor."
Ýncirlik Üssü'yle igili gizli anlaþmalarý
açýklasýnlar
bianet'in görüþtüðü Uras Kara Kuvvetleri
Komutaný ya da askeri bürokrasinin Ýncirlik
Üssü'yle ilgili gizli anlaþmalarý ortaya
çýkararak küreselleþmeye karþý duyarlýðýný
somut olarak kanýtlayabileceðini söylüyor,
"Bu gizli anlaþmalarý kamuoyuyla
paylaþsýnlar, ondan ötesi belagattir. Belegat
de hakikat anlamýna gelmiyor" diyor.
Uras'a göre çokkimlikikli, çokkültürlü
Türkiye mozaðini tektipleþtirmenin 21.
yüzyýlda Türkiye'nin sorunlarýna çözüm
olamayacaðý açýkça ortada.
Özellikle JÝTEM örgütlenmesinde
karanlýk iliþkilerin ortaya çýkarýlmasý
konusunda somut adýmlar atýlmasý
gerektiðini vurgulayan Uras, "baþta
Jandarma olmak üzere girilen her türü
karanlýk iliþkinin ortaya çýkarýlmasý
konusunda siyasi irade koyulmasý ve
idarenin de kolaylaþtýrýcý olmasý gerektiðini"
söylüyor.
Neoliberal devlet, güvenlik devleti...
"Ulus devlet neoliberal devlete
dönüþtüðü gibi ayný zamanda güvenlik
devletine dönüþtü. Bizim ihtiyacýmýz olan
sosyal devlet, hukuk devleti. Hukukun
üstünlüðü olan yerde askeri bürokrasi siyasi
kanaatini paylaþamýyor. Kendileri devlet
memuru ancak diðer devlet memurlarýna
siyaseti yasaklayýp, siyaset konuþuyorlar."
"Devir teslim rütellerinde fikri teslimi
sürüyor ve siyasetin sivilleþmesi askeri
hegemonyaya karþý mücadele etmenin
önemini gösteriyor."
Koþaner ne dedi?
Kara Kuvvetleri Komutanlýðý görevini
devralan Orgeneral Iþýk Koþaner Türkiye
ve küreselleþmeyle ilgili þunlarý söyledi:
"Türkiye jeopolitik ve jeostratejik
bakýmdan küresel güç dengesinin önemli
ve kilit bir ülkesi konumundadýr. Bu özelliði
ile küreselleþtirilecek model ülke olarak
uluslararasý arenada rol üstlenmeye
zorlanmaktadýr. Bu kapsamda etnik
kimlikçilik, cemaatçilik, kültürel farklýlýk
gibi alt kimlikleri ön plana çýkaran
giriþimlerle ulus devlet yapýsý daðýtýlmaya
çalýþýlmaktadýr."
"Küresel güçler tarafýndan kurgulanan
ve ülke içi medya, bazý akademik ve sermaye
çevreleri ile sivil toplum örgütleri içine
yuvalanan postmodern bir tabakanýn
oluþturduðu propaganda ve etki aðý; ulusal
birlik, ulusal deðerler ve güvenlik
parametrelerinin zayýflatýlmasý ve çözülmesi
yönündeki gayretlerini sürdürmektedirler.
Ülkemiz, hayati önemdeki sorunlarýnýn
çözümü ve hayati çýkarlarýnýn korunmasýnda
dýþ kaynaklý siyasi ve ekonomik yaptýrýmlara
baðýmlý hale getirilmeye çalýþýlmakta,
dayatýlan yapýsal reformlar yoluyla sürekli
baský ve tehdit altýnda yýpratýlan ve
sýkýþtýrýlan bir ülke konumuna düþürülmek
istenmektedir." (NZ/EZÖ)
1 Eylül 2008 Pazartesi
CHP’den birlik mesajý
CHP ilçe baþkaný iktidarýn, muhalif olanlara
yaptýklarýný onaylamadýklarýný, karþý duranlara
saldýrdýðýný bu salgýrýdan da iki gurubun
fazlasýyla nasibini aldýðýný beritti.
Bayram Ayvazoðlu, CHP'nin Atatürk'ün
kulduðu bir parti olduðunu, CHP’nin demokratik,
laik devletin içinin boþartýrmasýna musade
etmediði için AKP' nin baþ hedeflerinden birisi
olduðuna vurgu yaptý.
Sulucakarahöyük / HACIBEKTAÞ
Haber: Suavi Cesur
Fotoðraf: Sertaç Danacý
CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü’nün düzenlemiþ
olduðu pilav günü etkinliðine yoðun bir katýlým
oldu.
CHP 'nin 30 Aðustos 2008 Cumartesi günü
saat 14:00 de Dedebað da yaptýðý pilav günü
etkinliði partili ve misafirlerin katýlýmý ile
gerçekleþti.
Yapýlan etkinliðe Nevþehir, Kýrþehir Ýl Örgütü
ve CHP'li Belde Belediye baþkanlarýn ile birlikte
çevre köylerden de partililer katýldý.
CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü’nün düzenlediði
pilav günü etkinliðinin duyurusu 3 Hafta
öncesinden yapýldý. Seyyar araçla, mahallerde
anonslarla ve belediye hoporlöründen ilanlarla
tüm Hacýbektaþ halký ettinliðe davet edildi.
Gazetemize verdikleri duyuru ilanýyla halka
ulaþýlmaya çalýþýldý.
Etkinliðin yapýldýðý gün saat 11 de baþlamak
üzere Belediye önünden otobüs kaldýrarak,
partililerin Dedebað piknik alanýna ulaþýmý
saðlandý. Hazýrlanan pilavý partililer kendileri
aldýlar.
Yemek sona erdikten sonra CHP ilçe
BaþkanýBayram Ayvazoðlu Ulusun 30 Aðustos
Zafer Bayranýný kutladýktan sonra ülkenin zor
günlerden geçtiðimi, devlet içerisinde
kadrolaþmalarýn olduðunu, özellikle önemli
kurumlarda Fetullahçý örgütlenmelerin
alabildiðine gerçekleþtiðini söyledi.
Ayvazoðlu AKP'nin ikinci hedefinin
ise Cumhuriyetin sigortasý konumunda olan
Aleviler olduðunu belirtti. Aleviler üzerinde
AKP oyununun bozurduðunu da belirten
Ayvazoðlu þu deðerlendirmelerde bulundu;''
Ýftarla ilgisi olmayan Alevileri iftar yemeðinde
buluþturmaya çalýþtýlar ama örgütlü ve bilinçli
olan bu toplum bu oyunun bozdu.
AKP’nin ikinci oyunuda 45'cisi yapýlan bu
yýlki Hacý Bektaþ Veli Anma Kürtül ve Sanat
Etkinlikleri’ nde Cumhurbaþkaný Abdullah Gül
ile Anma Etkinliklerine mudahane etme þeklinde
oldu. Ama bu oyunda bozuldu. Anma
etkinliklerinde herkez vardý, bir Aleviler yoktu.
Etkinliklere Cumhurbaþkaný Abdullah
Gül' ün davet edilmesinden, kürsüye ve
programlara müdahalenin bir pazarlýk sonucu
olduðu ortaya çýkýyor. Aksi taktirde olay
kendiðinden geliþen bir durum olsaydý, karþý
durulur, belediye baþkaný bu yapýlanlara onay
vermezdi. Bu çok acý ve çok üzücü bir durum."
diyen Ayvazoðlu tüm bu olumsuzluklar göz
önüne aldýðýmýzda, herkesin duyarlýlýk göstererek
elini taþýn altýna sokmasý gerekiyor. Geçmiþte
hata yapýlabilir herkes de hata yapar, önemli
olan hatalardan geri dönme erdemini
göstermektir." þeklinde konuþtu.
CHP Ýlçe Baþkaný Ayvazoðlu Mart
2009'da yapýlacak olan yerel seçimlere yönelik
her türlü fekarlaða hazýr olkduklarýný belirterek
sözlerini þu þekilde bitirdi: " Þahsým adýna ve
CHP Ýlçe Baþkaný olarak söz veriyorum;
üzerimize düþen görevi yapacaðýz, göreve
hazýrýz, her türlü fedakarlýða hazýrýz,
katýlýmlarýzdan olayý hepinize teþektür
ediyorum."
Ektinlikte son olarak konuþma yapan
CHP Nevþehir Ýl Baþkaný Bülent Yumuþ'da
Hacýbektaþ'ýn dünyanýn ve Türkiye'nin önemli
ilçe merkezlerinden biri olduðunu, insanlar arasý
dargýnlýðýn, kýlgýnlýðýn giderilerek birlik ve
beraberliðin saðlanmasýna vurgu yaptý.
MUCU
YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU
Siz Deðerli Halkýmýzýn
Adres:TEKÝN
TÝCARET Ýkinci Pazar
Yeri - MUCUR
Tel:0.386 812 56 62
TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ
Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze
Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve
Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir.
Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz.
Ramazan TEKÝN ve Oðullarý
Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62
Gsm:0532 394 88 85
Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý
Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR
SATILIK TARLA
250 dekar8 parça tarla satýlýktýr.
Müracat:
Hasan Danacý
Tel: 0384 441 31 62
HACIBEKTAÞ
Yumuþ 16 Aðustos 2008 Hacýbektaþ'da
yaþanan olumsuz tablonun bir daha yaþanmamasý
gerektiðini bunun için ise bir araya gelmenin
önemli olduðunu söyledi.
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Türkiye Ýþ Bankasý
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Rýfat Kartal Huzurevi
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Nevþehir Seyahat
Þanal
Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
Terminal Taksi
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 35 38
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 38 08
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 35 07
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 36 80
4413338
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
441 27 97
1 Eylül 2008 Pazartesi
1995’te Endonezya’da gerçekleþtirilen Asya
ve Afrika Konferansý birçok ülkeye ilham verdi.
Baðlantýsýzlar Hareketi, Anti-Kolonyolist
Hareket gibi örnekler mevcut. Bu baðýmsýzlýk
ruhunu yeniden yaþatmalýyýz. Bu ruh hepimizde
hâlâ var!
Endonezya Tarým Bakanlýðý: Tarým
sektörünün açlýðý gidermekte, doðal kaynaklarý
korumakta önemi büyük. Ama þu anda tarýmda
sorunlar var: Tarýmýn küçük çapta kalmasý,
teknolojisinin kolay ilerleyememesi, bilgilerin
her çiftçiye ulaþamamasý, çiftçilerin piyasalardan
haberdar olamamasý, yerel otonomilerin ulusal
politikalarýn uygulanmasýný zorlaþtýrmasý gibi…
Hükümetler çiftçilerin adil gelire ulaþmasýný
saðlamalý. Halklarýn gýda egemeliði, gýda
güvenliði için çok önemli. Bunlarýn hepsi köylü
haklarýyla doðrudan iliþkili. Hükümetle köylü
haklarýný savunan hareketler arasýnda iletiþim
kurulmalý.
FAO Bölgesel Ofis: Araþtýrma kaynaklarýnýn
sadece yüzde 4’ü tarýma gidiyor. Köylü
mücadelesinde özellikle küçük çaplý aile tarýmý
yapan çiftçiler, yerli halklar ve kadýnlar yer
almalý. Kofi Annan da, varolan problem için acil
cevap gerektiðini söyledi. Gýda krizi için acil
çözüm gerekli. BM sözcüsü de meselemizi
dinlemeye açýk.
Endonezya Ulusal Ýnsan Haklarý Komisyonu:
Via Campesina’nýn öncülüðünde düzenlenen bu
konferans çok önemli. Bana göre konferansýn
önemini þöyle özetleyebilirim:
1) Küresel ekonomik politikalar bugünlerde
köylülere karþý çok acýmasýz.
2) Ulusal politikalar da köylülerin yanýnda
deðil. Kendi tohumunu eken çiftçiler tutuklanýyor
örneðin. Bunlar çok üzücü.
3) Ekonomik ve Sosyal Haklar
Konvansiyonu gibi konvansiyonlar olsa da bunlar
köylü haklarýný korumak için tam olarak yeterli
deðil.
O halde köylü haklarýný korumak için neler
Açlýk Her Yerde, Çözüm
Gýda Egemenliðinde
DÝZÝ YAZI VE ARAÞTIRMA DOSYALARI / ULUSLARARASI KÖYLÜ HAKLARI KONFERANSI
önemli. Özellikle son 10 yýldýr köylüler dünya
çapýnda mücadele veriyor. Bu mücadelenin
hukuksal alana taþýnmasý da çok önemli. Bu
konuda birçok uluslarasý konferans düzenlendi.
FAO 2007 Hayvan Türleri Çeþitliliði Konferansý
gibi. Bu konferansta hazýrlanan taslak ise daha
sonra reddedildi. Bir diðer konferans ise 2008
Bangkok Konferansý. Bu gibi gözden
kaçýrdýðýmýz konferanslar var. Bu konferanslar
ile örgütlenebiliriz. Örgütlerarasý yardýmlaþmalar,
destekler bulabiliriz. Hiçbir þey biz olmadan
karar verilemez, çünkü dünyayý besleyenler
bizleriz!
KAVGAMIZA DEVAM
EDÝYORUZ
yapmalýyýz? Bu kolay deðil, uzun bir süreç
gerekli, uzun bir pazarlýk süreci. Bu süreçte yerel
halklarýn katýlýmýný saðlamak ve artýrmak için
daha önce olmayan yeni, denenmemiþ bir araç
bulunmalý. Her ülkenin kendi ulusal çýkarý var.
Bu çýkarlar köylülerin çýkarlarýyla uyuþmayabilir.
Bu yüzden süreç uzun olacak. Ýkinci Dünya
Savaþý’ndan önce köylülerin haklarý
korunmuyordu. Ama artýk bu süreç baþladý ve
biz, Ulusal Ýnsan Haklarý Komisyonu olarak
yanýnýzdayýz.
DÜNYAYI BESLEYENLER
BÝZÝZ
Antonio Onoroti (IPC): Bugün köylü haklarý
ihlalleriyle karþý karþýyayýz. Örneðin Ýtalya’da
1600 tarým arazisi yok edilecek. Köylü haklarý
ise sadece bir hak deðil ayný zamanda
zorunluluktur. Hem hükümetlerin hem de sivil
toplumun zorunluluðu. Bu noktada demokrasi
çok önemli. Bütün sivil toplum kuruluþlarý
demokratik deðil. Hükümetler ve sivil toplum
arasýnda tarafsýz olan kuruluþlar, örgütler var.
Bunlar bize uzlaþma ve pazarlýk sürecinde ve
alanýnda fýrsat yaratýyor. Sosyal hareketler ise
bu gerekli dönüþümün gerçekleþmesi için çok
Rafael Alegria (La Via Campesina eski Genel
Sekreteri):
Bugün dünyada gýda krizi, yüksek fiyat krizi,
çevre krizi ve küresel ýsýnma krizi yaþanýyor.
Konferansý, Endonezyalý köylüler ve dünya
köylüleri olarak bunlarý analiz etmek, karþý
durmak ve engellemek için düzenledik. FAO,
1996 konferansýnda Roma’da gýda güvenliðini
konuþtu. 850 milyon insan açlýk ve yetersiz besin
sorunu çekiyordu. O zamandan beri kriz vardý.
Hükümetler durumu düzelteceklerine ve 2015’e
kadar açlýðý yüzde 50 azaltacaklarýna söz verdi
ama hükümetler olarak kendilerini bu söze deðil,
açlýðý artýrmaya adadý. Via Campesina, neoliberal
politikalarý sürdürmenin ve doðal kaynaklarý
þirketlerin eline vermenin durumu
kötüleþtireceðini, o zaman söyledi. 12 yýl sonra
bugün gýdada büyük felaketler var. Büyük
þirketler gýdayý kontrolleri altýna almýþ vaziyette.
Köylüler, yerli halklar, kadýnlar, gençler
dýþlanmýþ durumda. Hiç söz haklarý yok, ne gýda
üzerinde, ne toprak üzerinde ne de tohum
üzerinde! Ama yine de tüm dünyada
hareketleniyoruz. Kavgamýza devam ediyoruz.
Latin Amerika sadece bir örnek. Bugün halklar
tarým reformu için baský yapýyor. Kavgamýz
evrensel, kavgamýz global! FIAN global toprak
reformu için kampanya ve konferans düzenledi.
Sri Lanka/Asya’da konferansýmýz olacak. Yol
alýyoruz. Tarým reformuna yol alýyoruz. Dünya
Bankasý’na karþý yol alýyoruz. Mücadeleyi
küreselleþtirelim, umudu küreselleþtirelim!
Konferansýn ikinci gününde (22 Haziran
2008) Köylü Haklarý Deklarasyonu’nun ulusal
ve uluslararasý tanýnmasý konusunda deklarasyon
taslaðý üzerinden görüþler paylaþýldý. La Via
Campesina liderleri Paul ve Henry’nin Köylü
Haklarý Deklarasyonu’nun içeriðine yönelik
sunumlarýnýn ardýndan BM’nin ve diðer bazý
kurumlarýn temsilcileri görüþ ve önerilerini
sundu.
5 Yýllýk Köylü Haklarý Deklarasyonu: Ulusal
ve Uluslarasý Tanýnmaya Doðru Köylü haklarý
hem köylüleri hem de yaþamý ilgilendiriyor.
Gýda kriziyle birlikte fiyatlar artýyor. Gýda üretimi
artsa da bir yandan da açlýk artýyor. Bugünkü
durumun kökleri 20 yýl öncesine dayanýyor. Bu
durum DTÖ ve Dünya Bankasý tarafýndan
yaratýldý. Köylüler yoksulluða ve þiddete maruz
kalýyor. Þirketlerin paylarý yüzde 61 artarken,
köylülerin paylarý azalýyor.
Endonezya’da olduðu gibi birçok ülkenin
baðýmsýzlýðýný kazanmasýnda köylülerin payý
büyüktü. Þu anda ise köylüler, tohumlarýný
þirketlerden alýyor ve biyo-teknoloji kullanmak
zorunda býrakýlýyor. Küçük aile tarýmý yapan
köylüler büyük þirketler tarafýndan bitiriliyor.
KÝT’ler özelleþtirildi, tarým ticareti
liberalleþtirildi. Çiftçiler bu politikalar ile baský
altýnda. Bugünkü Endonezya hükümeti ve
politikalarý ulusal olarak oluþturulmuyor. Bütün
bunlar çok daha geniþ bir planýn parçasý. Finansal
durum çok kolay ve çabuk deðiþiyor.
Bir düðmeye basýlmasýyla kriz ortaya
çýkabiliyor ve bu, iþçileri, köylüleri derinden
etkiliyor. Satýlan pirincin yüzde 65’i þirketler
tarafýndan alýnýyor, fiyatýný da þirketler belirliyor.
Endonezya’da Köylü Haklarý Deklarasyonu,
köylü inisiyatifiyle baþlatýldý. Bu bir yaþam
hakkýdýr. Köylü haklarý sadece tarým hakký
deðildir. Ayný zamanda teknolojiye eriþim
hakkýdýr. Adil fiyatla satýþ hakkýdýr. Biyo çeþitlilik
hakkýdýr. Örgütlenme hakkýdýr. Doðayý koruma
hakkýdýr. Hükümetlerin görevi ise insanlarý
eðitmek, yaþamý korumaktýr. Biz bunun için
uðraþ vermeliyiz.
uluslarýný koruyamaz hale geldi. Hükümetlerin
görevi insanlarýn yaþam gereksinimlerini yerine
getirmektir ama günümüzdeki düzende þirketler
yaþamý korumak ve gerekeni saðlamak için
hizmet vermiyor. Bu konuya daha derin
baðlamda bakacak olursak yurttaþla devlet
arasýndaki iliþkiyi incelemeli ve yeni iliþkiler
kurmalýyýz. Devletin var oluþ temellerini yeniden
kurmalýyýz, çünkü neo-liberalizmle beraber bu
deðiþti. Köylüler de dahil olmak üzere insanlarýn
geçim kontrolü þirketlerin eline geçti. Köylü
haklarýna dayanan yeni algýlayýþ, hükümet ve
devlete yeniden bakmalýdýr.
»Dünyadaki gýda kriziyle köylü haklarýnýn
ilgisi var mý? Varsa nasýl?
Bugünkü gýda krizine baktýðýmýzda,
hükümetlerin gýda sisteminin organizasyon,
kontrol ve iþletilmesini þirketlerin eline
býraktýðýný görüyoruz. Hükümetler artýk arz ve
Köylü haklarý toprak hakkýdýr, tohum
hakkýdýr
Henry Saragih, La Via Campesina Genel
Koordinatörü ve Endonezya Çiftçi Sendikasý
Baþkanlýðýný sürdürüyor.
talebi de kontrol edemiyor. Orman kanunu diye
resmedebileceðimiz bu sistemde spekülasyonlar
etkili oluyor ve güçlü olan kazanýyor. Böylece
kazananlar küçük çiftçilere karþý büyük þirketler
oluyor.
»Çözüm için öngördükleriniz neler?
Çözüm için iki yol var: Birincisi, yeni iliþkiler
kurmak için sistemi deðiþtirmeye yönelik nasýl
hareket edeceðimizi ve baský mekanizmasý
oluþturabileceðimizi düþünmek. Ýnsanlarýn
devletle iliþkilerini yeniden kurmalýyýz.
Hükümetler görevlerini yerine getirmeli.
Kaynaklarý, sosyal hizmetleri saðlamak, korumak
ve iþletmek için devletlere daha fazla sorumluluk
verilmeli. Ýkincisi ise, aile bazlý küçük çiftçi
tarýmcýlýðýný hayata geçirebilecek küçük
»Uluslararasý Köylü Haklarý
Konferansý’ndasýnýz. Size göre köylülerin
haklarý neler?
Köylü haklarý toprak hakkýdýr. Çünkü
topraksýz köylü tarým yapamaz. Tohum hakkýdýr,
tarým için daha iyi metotlara sahip olma hakkýdýr
ve ifade özgürlüðüyle köylü çýkarlarý için
örgütlenebilme hakkýdýr. Köylü haklarý ayrýca
ürünümüzü koruma ve daðýtabilme hakkýdýr.
»Sizce köylülerin haklarýnýn
uygulanmasýnýn önündeki engeller neler?
Neoliberal dünya düzeniyle beraber, ulusal
hükümetlerin kendi insanlarýný, vatandaþlarýný
koruma haklarý kalmadý, çünkü hükümetler kendi
iþletmelerin organizasyon ve kooperatiflerini
güçlendirmek, günlük geçim kaynaklarý üzerinde
daha etkili olabilmelerini saðlamaktýr.
»Türkiye’deki köylülere bir mesajýnýz var
mý?
Halklarýn hareketini geliþtirmek ve devam
ettirmek çok önemli. Ulusal ruha ve ulusal
karaktere sahip çýkýlmalý. Diðer yandan da
evrensel mücadelede dayanýþmaya önem
verilmeli. Yerel kimliðimizi korurken evrensel
hareketlerle birlik içinde olmak bu mücadelede
çok önemlidir.
(Birgün)
DÜNYANIN ÖNDE GELEN
ÇÝFTÇÝ LÝDERLERÝ KÖYLÜ
HAKLARI ÝÇÝN KONUÞTU
HENRY SARAGIH:
1 Eylül 2008 Pazartesi
Kitap Hrant Dink cinayetini anlatan Venedik Film Festivali Baþladý
65. kez düzenlenen Venedik Film Festivali baþladý. Festivalede 21 film
ilk kitap
arasýnda Semih Kaplanoðlu ve Ferzan Özpetek'in filmleri de var. Festival
geçen ay hayatýný kaybeden Mýsýrlý sinemacý Youssef Chahine'e adandý.
BÝA Haber Merkezi - Ýstanbul
Venedik Film Festivali 27 Aðustos 2008
tarihinde baþladý. Dünyanýn en ünlü
yönetmenleri bu sene de her festival olduðu
gibi “Altýn Aslan” için yarýþacaklar.
Açýlýþ filmi Burn After Reading
Bu yýl Venedik Film Festivali,
baþrollerini George Clooney, Brad Pitt, Tilda
Swinton ve John Malkovich’in paylaþtýðý,
yönetmenliðini ise Joel-Ethan Coel
kardeþlerin yaptýðý “Burn After Reading”
filmiyle açýldý.
Aday 21 film arasýnda iki Türkiyeli
yönetmen
Radikal muhabirleri Timur Soykan ve
Demet Bilge Ergün'ün titiz
araþtýrmasýnýn ardýndan
telefon konuþma kayýtlarýndan yola çýkarak
Dink cinayeti üzerindeki perdeyi aralamaya
kaleme
alýnan 'Sapan', kronolojik sýrayla Dink
cinayetinin aþamalarýný anlatýyor.
Sapan Güncel Yayýncýlýk tarafýndan
basýldý
Ýki gazetecinin Dink cinayeti
çalýþýyor.
Hrant Dink, Türkiye'de öldürülen 62.
gazeteciydi. Öldürülüp hayattan koparýlanlar
sadece bedenler deðil, fikir üreten zihinlerdi.
Aslýnda hepsinin failleri belliydi. Tetiði
çekenler de emri verenler de düþüncenin de
soruþturmasýndaki onlarca ifade, binlerce
düþünenin de topraðýn altýna gömülmesini
resmi evrak ve delili inceleyerek hazýrladýðý
istiyordu.
'Sapan', cinayetin aktörlerinin daha önceki
Siyasi cinayetlere yüzlerce aydýnýný,
eylemlerini de detaylý bir þekilde ortaya
akedemisyenini ve gazetecisini kurban veren
koyuyor. Aktörlerin, eylemlerin ardýndan
Türkiye'de hep 'derin'lerde seyreden ve yýllar
nasýl korunduklarýný, devletle nasýl bir iliþki
süren yargýlamalara Dink cinayetinin de
içinde olduklarýný, polis ve jandarmayla
eklenmemesi demokrasi ve hukuk adýna son
yakýn iliþkilerinin derinine de inan kitap,
derece önemli...
sadece sanýk ifadeleriyle yetinmiyor.
Ýfadelerin satýr aralarýndaki ipuçlarýný,
gerçekleri cýmbýzlayarak cinayetin karanlýk
yüzünü ortaya çýkarýyor.
VE ÝÞTE SAPAN'IN
YAZARLARI...
Timur Soykan , 1975 yýlýnda Kýrklareli
Aday 21 film arasýnda Semih
Kaplanoðlu’nun “Süt” ve Ferzan Özpetek’in
“Mükemmel Bir Gün” adlý filmleri de
bulunuyor.
Geçen yýl Cannes Film Festivali’nin
resmi bölümü olan Cannes Atellier’de
tanýtýlan “Süt”; Bal, Süt ve Yumurta’dan
olusan Yusuf Üçlemesi’nin 2. filmi.
Festivalin favorileri
65. kez yapýlacak bu festivale ABD
Sinemasý 5 filmle birden katýlýyor. Festivalin
iddialý filmleri arasýnda ise “Silence of The
Lambs (Kuzularýn Sessizliði)” filmiyle
Oscar kazanmýþ yönetmen Jonathan
Demme’nin yönettiði “Rachel Getting
Married” ile Kathryn Bigelow’un yönettiði
kapsamýnda, Türkiye PEN Merkezi'nin 1
Donald's'ýn bombalanmasý gibi pek çok
sýrasýnda bir süre kameraman olarak çalýþan
Mayýs 2009'u Taksim'de kutlamak için
olayla gündeme gelen Trabzon'daki 'derin'
Soykan, gazeteciliðe Yeni yüzyýl Gazetesi
hazýrlýklarýný sürdüren komitesi, Taksim
örgütlenmenin arkasýnda kimler var?
’nde baþladý. Radikal Gazetesi ’nde muhabir
Tramvay duraðýnda, basýn açýklamasý
olarak çalýþmaya devam ediyor. Soykan'ýn
yapýyor. Yazarlarýn Barýþ Günü açýklamasý
verenler daha önce de pek çok olaya
, TÜRSAK Vakfý ile Nikos Pulacaz Vakfý
saat 17:00'de.
karýþtýklarý bilindiði halde nasýl bu kadar
’nýn birlikte gerçekleþtirdiði Genç Kalemler
rahat hareket edebiliyorlar?
Makale yarýþmasý’nda birincilik ödülü
(Küresel BAK) 1 Eylül'de saat 18:30'da
bulunuyor.
Tünel meydanýnda buluþtuktan sonra
Demet Bilge Ergün, 1977 yýlýnda
-Cinayette devletin rölü var mý?
Erzincan ’da doðdu. Ýstanbul Üniversitesi
-Hrant Dink'in öldürülmesi kimlere
Ýletiþim Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliðe
-Dink cinayetinin arkasýnda hangi parti
var?
-Dink'in katillerine, 'kahraman'
Ulusal Basýn Ajansý ’nda (UBA) baþlayan
Ergün, Radikal Gazetesi Ýstihbarat Müdürü
olarak görevine devam ediyor. Ergün, 2005
yýlýnda sýðýnma evinde kalan kadýnlarýn
olacaklarýný düþündüren dünyalarý nasýldý?
dramýný anlattýðý haberiyle Sýnýr Tanýmayan
O dünyanýn insanlarý kimlerdi?
Gazeteciler Örgütü ’nün (RSF) Avusturya
Bu sorulara yüzlercesini daha eklemek
mümkün. Elinizdeki kitap, binlerce evrakýn
incelenmesi, deliller, zanlý ve tanýk ifadeleri,
Darren Aronofsky -The Wrestler,
Guillermo Arriaga-The Burning Plain, Pupi
Avati-Il papà di Giovanna, Marco Bechis –
BirdWatchers, Patrick Mario Bernard, Pierre
Trividic - L’Autre, Kathryn Bigelow-Hurt
Locker, Pappi Corsicato-Il seme della
discordia, Jonathan Demme-Rachel Getting
Married, Haile Gerima-Teza, Aleksey
German Jr -Bumaznyj soldat (Paper Soldier),
Semih Kaplanoglu-Süt, Takeshi KitanoAkires to kame (Achilles and the Tortoise),
Hayao Miyazaki-Gake no ue no Ponyo
(Ponyo on the Cliff), Amir Naderi-Vegas:
Based on a True Story, Mamoru Oshii-The
Sky Crawlers, Ferzan Özpetek-Un giorno
perfetto (Mükemmel Bir Gün), Christian
Petzold-Jerichow, Barbet Schroeder-Inju,
la Bête dans l’ombre, Werner Schroete-Nuit
de chien, Tariq Teguia-Gabbla (Inland), YU
Lik-wai-Dangkou (Plastic City).(HB/EZÖ)
*Halit Bingöllü derledi.
’nde doðdu. Marmara Üniversitesi Ýletiþim
bölümünü bitirdi. Üniversite eðitimi
hizmet ediyor?
Aday filmler þöyle:
BÝA Haber Merkezi - Ýstanbul
Rahip Santoro'nun öldürülmesi, Mc
gerçekleþmesine kimler duyarsýz kaldý?
Venedik Film Festivali’nin bu sene
baþkanlýðýný yapan yapýmcý Marco Müller,
festivali geçtiðimiz ay hayatýný kaybeden
Mýsýr’lý yönetmen “Youssef Chahine”e
adadýðýný söyledi.
Ýstanbul'da Türkiye PEN Taksim Tramvay duraðýnda, Galatasaray'da
Küresel BAK Tünel meydanýnda basýn açýklamasý yapacak; ÝHD Ýstanbul
"barýþ zinciri" oluþturacak. Barýþ Derneði 30 Aðustos'ta Türkiye'nin
silahlanma harcamalarýný ve askeri üsleri tartýþýyor.
Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema
-Cinayetin göz göre göre
Youssef Chahine anýsýna
Ýstanbul'da 1 Eylül Barýþ Günü Etkinlikleri
ÝÞTE SAPAN'IN ÝÇÝNDEKÝLER...
-Dink cinayetinde tetiði çekenler ve emir
Irak Savaþý dramýný konu alan “Hurt Locker”
filmleri bulunuyor.
Ýstanbul'da 1 Eylül Barýþ Günü
Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu
Galatasaray meydanýna yürüyecek ve basýn
açýklamasý yapacak.
Irak, Afganistan, Ortadoðu,
Kafkaslardaki çatýþma ve gerilimlere dikkat
çeken savaþ ve iþgal karþýtlarý, "milliyetçilik
ve ýrkçýlýk týrmandýrýlýr, kardeþ halklar
birbirine düþman edilirken barýþ talebini
yükseltmek üzere sokaklarda olacaðýz" diyor.
Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD) Ýstanbul
yaþam hakkýný dahil bütün haklarýný tehdit
etmesine dikkati çekiyor.
Barýþ Derneði askeri harcamalara dikkat
çekiyor
Nazým Hikmet Kültür Derneði ve Barýþ
Derneði'nin 31 Aðustos'taki ortak etkinliði,
Türkiye'deki yabancý askeri üsler ve
Türkiye'nin silahlanma harcamalarý üzerine.
Eski asker Murat Papuç ve avukat Gökhan
Þubesi de 19:30'da Galatasaray meydanýnda
biriminin ‘Basýn Özgürlüðü 2005 ’ ödülüne
Aðýrbaþ'ýn konuþacaðý panel saat 17:00'de
buluþup barýþ zinciri oluþturacak. ÝHD de
layýk görüldü.
Kadýköy'deki Nazým Hikmet Kültür
Kürt sorununa yaklaþýmda baþvurulan tek
(medyaradar)
yolun þiddet olmasýna, bunun herkesin
Merkezi'nde. (TK/EZÖ)
1 Eylül 2008 Pazartesi
ABF Genel Sekreteri Kazým Genç ve
PSAKD Kültür Sanat Sekreteri Feti Bölükgiray
yaptýklarý basýn açýklamalarýyla zorunlu din
derslerine iliþkin mahkeme kararlarýnýn bir an
önce uygulanmasýný talep ettiler.
Eyleme ÖDP Genel Baþkaný ve Ýstanbul
milletvekili Ufuk Uras'ta katýlarak destek verdi.
Yaklaþýk 200 kiþinin katýldýðý basýn açýklmasý
15 dakika süren oturma eylemi, alkýþ ve
sloganlarla sona erdi. Alevi haber Ajansý
Aleviler Dikili'de buluþtu
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Þenlik kapsamýnda düzenlenen panelde
Turgut Öker (Solda),Dursun Daðdelen
(Ortada)ile emekli öðretmen Hüseyin Çelik
konuþtu.
eþit koþullarda bir arada yaþama arzusu içinde
olduklarýný belirterek, “Tüm dünyada bir arada
yaþam tartýþýlýyor. Ancak eþit koþullarda bir
arada yaþam tartýþýlýyor. Türkiye'de ise hala eþit
koþullarda yaþamdan söz edilmiyor” dedi.
Ýzmir’in Dikili ilçesinde buluþan aleviler
‘Barýþ, Demokrasi ve Emek Þenlikleri’nde
‘eþitlik’ mesajý verildi
Öker, 85 yýldýr kimliklerini saklamak zorunda
býrakýlan ve 12 Eylül rejiminin baskýsýyla tümden
sindirilmeye çalýþan Alevilerin artýk eþit
koþullarda bir arada yaþam arzusunda olduklarýný
söyledi. Alevilerin, haklarýný aramak için
seslerini yükseltmeye baþladýklarýný kaydeden
Öker, Alevi nüfusun yoðun olduðu bölgelerde
cami dayatmalarýna ve zorunlu din derslerine
tepki gösterildiðini ileri sürdü.
Dikili Barýþ, Demokrasi ve Emek Þenlikleri
kapsamýnda düzenlenen Günbatýmý
Söyleþileri'nde Alevilerin sorunlarý ve
beklentileri tartýþýldý. ‘Barýþ Demokrasi ve
Birarada Yaþam’ temasýyla düzenlenen söyleþiye
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel
Baþkaný Turgut Öker, Dikili Hacýbektaþi Veli
Kültür ve Tanýtma Derneði Baþkaný Dursun
Daðdelen ve Emekli Öðretmen Hüseyin Çelik
konuþmacý olarak katýldý. Turgut Öker, Alevilerin
Petrol
KIRÞEHÝR<------------>HACIBEKTAÞ
Otel Ýnþaatý
Fýrýn
------>MERKEZ
Kýz Öðrenci
Yurdu
Erkek
Öðr.Yurdu
i
Arazis
ampus
K
e
it
s
r
Ünive
587m2
Hüseyin Sümen’in evi
m2
610
-----
m2
609
-<---
AÞ
EÞT
B
----
m2
634
iv
Ün
ite
ers
Alevilerin siyasal yaþamda da aktif görevler
almalarýnýn zamanýnýn geldiðinin vurgulayan
Öker, “Bu ülkede bütün parti liderleri Sünni.
Kürtlerin, Sünnilerin kendi partileri var. Siyasette
gizli bir ýrkçýlýk uygulanýyor. Ancak, Cumhuriyet
tarihi boyunca laikliðin bekçisi olarak görülen
Aleviler siyasal yaþamda aktif deðiller. Bu
deðerlendirmem ‘yeni bir siyasi parti isteði’
olarak algýlanmamalý. Bizim isteðimiz Alevilerin
artýk karar mekanizmalarýnda yer almalarýdýr”
diye konuþtu.(dha)Radikal
Dedebað
ÝZMÝR - Dikili Ýlçesi'nde düzenlenen Dikili
Barýþ Demokrasi ve Emek Þenlikleri'nde
konuþan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu
Genel Baþkaný Turgut Öker, “Farklý etnik,
kültürel ve dinsel yapýya sahip insanlara eþit
haklar tanýnmadan ‘gelin kardeþ olalým’
diyemezsiniz” dedi.
2
617m
ayaðýný denk atmalý;neyi,neden yaptýðýný bir
düþünüp, bin tartmalýdýr,tüm Hacýbektaþ
sevdalýlarýnýn,bu dünya görüþüne sahip;
Asyalýnýn ve Avrupalýnýn gözükulaðý,düþünce alaný bizimle birlikte
hareketlenmektedir, burada yapýlan bir
hareket, bu düþünüþe inananlarýn hareketine
yön vermektedir,bir mesaj olarak
algýlanmaktadýr.
AKP'nin veya onu temsil eden,o görüþü
temsil eden birilerinin (adý lazým deðil) bu
kasaba için iyi bir þey yapabileceðini, bu
kasaba ya da bu kasabalý hakkýnda iyi bir
þey düþünebileceðini hayal etmek dahi
mümkün deðildir. Bu görüþümü defalarca
belirttim, yaþanmýþ tüm gerçekler de bunun
kanýtýdýr.Bu konuda yanýlmýþ olmayý da çok
arzu ederim, umulur ki bu deðerli davet
sonucunda ilçemiz çok þeyler kazanýr ve bu
da bizi mutlu eder, ben de mahcubiyetimle
baþ baþa kalýrým.
Herhangi bir yerleþim merkezinde,
herhangi bir siyasi anlayýþ ile uzlaþmak
istiyorsanýz, bunu da o yerleþim alanýnda
yaþayan insanlarýn iyiliði için yaptýðýnýzý
söylüyorsanýz, yine de bir þey eksiktir.Bu
demokratik bir tavýr olmaktan yoksun emrivaki bir harekettir, doðrusu o yöre halkýnýn
da bu konu ile ilgili olurunu almaktýr.Siz bu
halktan oylarý dolayýsý ile yetki aldýðýnýzý
söyleyebiliyorsanýz, bu AKP'nin her kanunu
çýkarma yetkisini kendisinde görmesine
benzeyen bir yanýlgý olur. Size verilen oylar,
her istediðinizi yapabilesiniz diye verilmiþ
deðildir, aksine "bizim istediðimiz þeyleri
yapýn " diye verilmiþtir.Halbuki yönetime
gelenler, seçim öncesi halkýn elini sýkmaktan,
her gün yanýnda olmaktan mutluluk duyar
görünürken, seçimden sonra halktan
uzaklaþmakta kendilerini seçenleri adeta
tanýmamaktadýrlar, sadece cenazelerde ve
bayramlarda halkýn huzuruna çýkanlar,halkýn
seçtikleri olabilirler,ama halkýn istediði
yöneticiler deðildir.
Her þenlik öncesi,esnafýmýzý insafa davet
eden, Hacýbektaþ felsefesine uymayan
davranýþlar konusunda hatýrlatma
mahiyetinde yazýlarým vardýr, bu yazýlardan
hiçbir ders çýkarýlmadýðýný,gelen misafirlerin
bir sömürü aracý olarak görüldüðünü, haksýz
kazanca eðilimin sürdüðünü de üzüntü ile
gözlemledim, demek ki ne yazsak,ne yapsak,
yasal sorumlular denetlemeden bu türden
yanlýþ uygulamalar kaçýnýlmaz olarak devam
ediyor, bunun utancý tüm kasabalýnýn üzerine
siniyor. Bakkalda en fazla beþ yüz kuruþ
olan suyu,bir Yeni Türk Lira'sýna alsanýz,siz
ne düþürdünüz gittiðiniz yer hakkýnda?
Maalesef, bu satýþý yapan esnaf,hem
Hacýbektaþlý,hem de benim çocukluk
arkadaþým.Ne acý deðil mi?
Hacýbektaþ yeniden ve doðru olarak
tanýmlanmalý, yapýlanlardan ders çýkarýlarak,
tüm Hacýbektaþ sevdalýlarýný söz sahibi
yapacak, bilgeliði kendinde deðil,
dinleyebildiði her düþüncede bulabilecek,
Hacýbektaþ görüþünü,kendisine yaþam biçimi
yapmýþ kiþilerle yeni programlarda,yine
birlikte ve gurur duyabileceðimiz,yüzümüzü
aðartacak, misafirlerimizin yanýnda
koltuðumuzun kabaracaðý günlerde
görüþmek üzere.
Bilimin ýþýðý yolumuzu aydýnlatsýn.
Saygýlarýmla
638m2
2008 Hacýbektaþ Þenlikleri (tam ve doðru
adý bu deðil ama benim neslim için bu ad
bakidir) izlenimlerimi yazabilecek duruma
gelebilmem epey uzun sürdü,bu kadar uzun
sürede izlenimlerimi toparlayamayýþýmýn
sebebi;içeriðin yoðunluðu, yapýlanlarýn
saymakla bitirilemeyiþi deðil
elbette.Özellikle bekledim, kýrýcý, yýpratýcý
bir þeyler yazmamak için, ilk izlenimlerimin
kalkýþýyla yazmýþ olsaydým,hiç de tasvip
etmediðim bir söylem biçimi,beni kendimle
çeliþir bir duruma itecekti. Oysa þu an sakin
ve daha aklýselim bir izlenim yazýsýný sizlerle
paylaþmaya hazýrým.
Öncelikle hazýrlanan programý
inceleyelim; ulusal ve uluslar arasý niteliði
göze çarpacaktýr,ulusal anlamda neler
hedeflenmiþ, hedeflenen amaçlara ne denli
ulaþýlmýþ program düzenleyiciler tarafýndan
deðerlendirildiði muhakkaktýr, ayný þekilde
programýn uluslar arasý yönü de adýndan
anlaþýlacaðý üzere mevcuttur, bu yönüyle de
saðlanan baþarýlar program sona erdikten
sonra deðerlendirilmiþtir ve gelecek
çalýþmalarda rehberlik etmesi düþünülerek
saklandýðý da tahmin edilebilir."Hacýbektaþ
Yýlý" için yapýlan faaliyetler, Semah'ýn etnik
dans olarak tanýtýlmasý yönünde yapýlan
gayretli çalýþmalar sanki biraz gözümüzden
kaçtý elbette bu konularda gereken çalýþmalar
yapýlmýþ olmalý, 2009 yýlý için hazýrlýklar
tamdýr.
Dýþarýdan gelip, sadece bir gözlemci
olarak görüþ bildirmek oldukça kolaydýr,
denilecek ki "Çok biliyorsan,elini taþýn altýna
koymalýsýn." Memleketim için her zaman,
deðil elimi, baþýmý bile taþýn altýna koymaya
hazýrým,ancak yapýlacak faaliyetin daha
önceden bana anlatýlmasý ve benim de buna
olur vermiþ olmam koþulu ile,benim olur
vermediðim bir faaliyetin ortaya çýkaracaðý
sonuçlarýnýn sorumluluðunu üstlenmem
beklenmemeli.Buradaki "ben", þahýs olarak
"ben" deðil, tüm halktýr.
En çok konuþulan,konuþulmaya devam
edilecek olan konu;Cumhurbaþkaný'nýn daveti
konusudur, bu çaðrý tarihsel sorumluluk
gerektiren bir çaðrýdýr,bana kalýrsa böylesi
bir çaðrý yapýlmadan önce halkýn bu konuda
oluru alýnmalýdýr,bu etkinlikler halka mal
edilmek isteniyorsa, yok bir takým kiþilerin
istikbali ve belirli çevrelerin halký hesaba
almadan yaptýðý bir çaðrýysa, halký doðacak
sonuçlardan sorumlu tutmaya kimsenin hakký
da yoktur,haddine de düþmez,ben halk olarak
bu daveti yapmýþ olsaydým,geleneðime göre
misafirimi de aðýrlardým, benim dostum
mu,düþmaným mý olduðu sorgulanýp,
söylenmeden evime giren birine nasýl
davranacaðýmý da kimsenin bana bildirmeye
kalkýþmamasý gerekir.
Programý izleyebildiðim ölçüde;sahne
kýsmý için "iyi", içerik bakýmýndan,"eh iþte",
halkýn yaþadýðý alan için "berbat" buldum,
bunu demek beni utandýrdýðý için günlerce
bu yazýyý kaleme almakta zorlandým, görev
almýþ kardeþlerimi incitmemek için yollar
aradým ama çaresizdim. Ancak net olarak
yazmak zorundayým; programýn izleyicisi
için,izleyicilerin yaþadýklarý için
söyleyebileceðim en kibar sözcükler bunlar,"
tam bir felaketti", Aile;anne,baba ve çocuklarý
ve tabi ki misafirleri yanýnda rezil olan bu
gariban Hacýbektaþlýnýn söylenecek çok sözü
vardýr,þimdi susan bu sessiz çoðunluðun
sesine kulak týkayanlar,yarýn tarih önünde
tüm yaptýklarýnýn hesabýný vermekten
kurtulamayacaklarýný bilmelidirler. Ailesi ile
birlikte programý izlemeye giden herhangi
birine izlenimlerinin sorulmasý yeterlidir,ben
o kiþinin sözlerine kefilim, sahne karþýsýnda
olanlarýný anlamak isteyen için bu yeterlidir.
Evet bu kasaba,herhangi bir kasaba
deðildir, burada bir faaliyet
düzenlemek,herhangi bir kasabada faaliyet
düzenlemekle eþ anlamlý deðildir,herkes
Pir Sultan Abdal Kültür Derneði ve Alevi
Bektaþi Federasyonu'nun öncülüðünde ilki geçen
pazar Taksim'de gerçekleþtirilen, zorunlu din
derslerinin kalýdýrýlmasýna yönelik oturma
eyleminin ikincisi bugün Taksim tramvay
duraðýnda yapýldý.
2
[email protected]
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
626m
Ýzlenimler
643m2
Hasan Bayram
Aleviler Taksim'den Haykýrdý : Zorunlu
Din Dersi Ortaçað Anlayýþýdýr
SATILIK ARSALAR
Çep: 0535 764 26 72
Tel: 0384 441 32 65
7
1 Eylül 2008 Pazartesi
“Milyonlarca insan
Kucaklayýn birbirinizi
Bütün dünyayý sarsýn öpüþmeniz
Kardeþler, yýldýzlý kubbenin üstünde
Ýyi yürekli bir baba otursa gerek
Koca dünya sezinliyormuþsunuz
yaradaný”
çok eski devirlerin egemenliklerinin
kendilerine uydurduklarý tanrýlarýný onlara
verelim de “mavi yolculuk” da yolcularý
mesteden Beethoven’nýn 9. senfonisine ruh
olan Schiller’in “sevinç türküsü” nün
mýsralarýnda “yaradan” la böyle buluþulur.
Türkiye’de o büyük ve eþsiz insan
Mustafa Kemal Atatürk laiklikle ve
Cumhuriyet devrimleriyle aslýnda Tanrý ile
insaný kucaklaþtýrdý...
Aracýlarý defetti. Tanrý ile insanlarý
özgürce buluþturdu vicdanlarda.
..
Öbür dünyanýn “Cehennem korkusu”
bir yana, bu dünyada Allah adýna sorgu
mekanlarý kurup, oturduklarý evlerin
odalarýný “mezar evler” yapanlar mý insaný
Tanrý’ya yaklaþtýracaktý? ..
“Din elden gidiyor” deyip tespihi býrakýp
tetiðe dokunan Þeyh Sait’ler “þeriat adýna”
yola çýktýklarýný söyleyip kan
döktürmemiþler miydi?
*******
Ekmek topraðýn aðzýndaydý.Yaþam karýn
doyurmaktý. Yaþam barýnmaktý.
Bu yüzdendir ki, dinler tarihinin ekseni,
insanoðlunun toprakla ve topraða bereket
sunan göklerle iliþkisinin, öyküsü gibi dönüp
dolaþmýþ.
Topraðýn bereketini insan ve hayvanýn
doðurganlýðýný çaðrýþtýran “ana tanrýça” ya
bu yüzden sýðýnýldý kim bilir? ...
Sonra onu boða, geyik gibi deðiþik
þekillere sokup da ayý, güneþi, yaðmuru ve
rüzgarý “olmazsa olmaz” diye mi yanaþtýrdý
yanlarýna?
...
Eski çaðlarýn egemenleri, krallarý da
kendilerini tanrýþtýrdýlar.
“Boða tanrý’nýn heykelleri krallar gibi
sakal uzattý.
Krallar baþlarýna “boynuz” taktýlar.
Egemenler, tanrýlarla bütünleþtirmekte
buldu çareyi...
Böylece kutsattýlar kendilerini.
Eski çaðlarda egemenlerden haksýzlýk
görmüþ kesimlerin tepkisi de çaresiz dinsel
yöndeydi. Deðiþik mezhepsel uydurmalarýn
ve ayrý taraflar oluþturmalarýn esprisi de
buraydý.
Arap egemenlerinden haksýzlýk görenler,
muhalefet bayraðýný Hz. Ali’nin eline verip
Arap ýrkýndan olmayan yoksul Müslüman
kitlelerle bir kýsým Apaplarý da toplayarak
“mezhep” cilalý bir sosyal oluþum saðlama
uðraþý vermemiþler miydi?
Nitekim Anadolu’da hiçbir yere ayak
basmamýþ Hz.Ali’nin Anadolu’nun bir çok
yerinde “atýnýn nalýnýn izi” gösterilir hala..
Orta çað boyunca Katolik Kilisesi’nin
Arapça’dan Latince’ye çevrilmiþ olan Ýncil’i
istedikleri gibi yorumlayarak halký
sömürdüðünü ve bu durumun yeni çað
baþlarýnda Luther, Kalvin gibi gerçek din
bilginlerce Ýncil’in yaþayan, konuþulan
Adnan YILMAZ
Araþtýrmacý - Yazar
“sevgi” yerine “korku”yu koyduk
dinlere çevrilmesiyle nispeten önlendiðini
biliyoruz.Böylece bir silahýn ellerinden
alýnmasýyla sadece “soyluluk” dan baþka
sermayesi kalmayan derebeyler, cennetin
anahtarý karþýlýðýnda kiliseye ödedikleri
büyük servetlerin nasýl boþa gittiklerini
gördüler ve olanca güçleriyle direndiler.
Batý Avrupa’yý yaklaþýk 150 yýl süren
mezhep savaþlarýna sürükleyen bu çalkantýlý
süreçte Osmanlý ordularý Viyana kapýlarýna
dayanmýþtýr.
Þimdi ayný Batý, bu büyük tarihten ders
mi çýkarttý ki, Anadolu’da etnik, dinsel,
mezhepsel farklýlýklarý gündelik yaþamda
þiddete, kine, öfkeye dönüþtürür her zaman
bu iþten çýkarlarý olanlar olmuþtur.
Bizans Anadolusu’nda da öyle...
Egemen büyük arazi sahipleri ve
mütagaliplerinin zulmünden býkanlar,
devletin sað kolu olan kilisenin Ortadoks
yapýsýndan ayrýlýp kilisenin mahkum ettiði
Paulisyen, Montanist, Begomil ve diðer
Heteredoks doktirinlere sarýlmýþlar...
Onlarda bizim Anadolu Aleviliði gibi
katý zulüm günlerinde çoook kurtarýcý
“mehti” beklemiþler.
Nitekim Hz. Ýsa, Roma
Ýmparatorluðu’nun en geri, en ezilmiþ sefalet
içindeki bölgesinde insanlarý kurtarmak için
gelmemiþ mi?
Selçuklu Sultanlarý’nýn kendi halkýna
tepeden bakmasý karþýsýnda Türkmenler
sarayýn sunni akidesine karþý yine
Heteredoks yolu seçip baðrýndan nice
babalarý, velileri çýkartmamýþlar mý?
Býraksalardý Pir Sultan’ý, kellesini
kurtarsaydý Hýzýr Paþa’dan, þahýna
kavuþacaktý...
Çok kan akýttý zalim egemenler mezhep
cilasýyla.
Ama çýkar bu..
. Ýnsanlýðýn evrensel deðerlerinin,
bilimin, aklýn çýkarý deðil. Toplumlarý bir
koyun gibi gütme alýþkanlýðýnýn çýkarý.
Bu çýkara karþý seslenmiþ Hacýbektaþ,
“Her ne ararsan kendinde ara”, Kudüs’te,
Mekke’de, hacda deðil” demiþ
Hacýbektaþ, Hira Daðý’na karþýlýk Çile
Haneyi, zemzem suyuna karþýlýk Çile Hane
eteklerindeki zemzem pýnarlarýný
oluþturmuþ.
Topraðýn, kilerin kara kazanýn bereketini
sunmuþ, hakça bölüþümü abideleþtirmiþ.
Din, inanç, soy sop ayrýlýðý olmadan
insanýn hakkýný bilen geçmiþ. Tekkenin sýrat
köprüsünün kapýsýndan..
..” Birbirinizin malýna diðeriniz
bekçisiniz.Birbirinizin namusu diðerinin
namusudur. Dar günlerinizde birbirinizin
iþlerini yürütün. Beslenmenizden,
bakýmýnýzdan sorumlusunuz. Bir koyun
aþýðý bir sofranýn kaþýðýsýnýz” denmiþ.
Vaktiyle bu alandaki yozlaþmalara karþý
da dikilmiþ Anadolu ozanlarý.
“Pir deyip þunlardan medet umarsýn
Yok onun ötesi itten kötüdür” demiþ
Teslim Abdal.
“Güzel dedem yaðmadan mý gelirsin”
diye sormuþ Aþýk Daimi.
En güzel cennet; bu cennet dünyayý
cennet gibi insanca sevi ile insanca
paylaþýmla, ilimle, soygunsuz, sömürüsüz
ve zulümsüz yaþamak olsa gerek...
Galiba kültürümüzde insan sevgisi,
hümanizma giderek yok oluyor.
Galiba “sevgi” yerine “korku”yu koyduk.
, kendince Olmayý mý unuttuk?
Emperyalistlerin tüm kaþýma ve
kýþkýrtmalarýna raðmen Anadolu halkýnýn
Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter yapýsý
içinde kardeþ duruþu…
Ýranlýlarýn Ýslam öncesi dinleri olan
Zerdüþtlük kadýný kötü, kirli ve þeytanýn
yansýmasýný sayar.
Türklerin Ýslam’dan önceki dini olan
Þamanizm’de kadýn “kutsal”dýr.
Türkler, Arap ve Ýran kültürünün aksine
kadýna deðer verir. Ýranlýlarýn da Araplarýn
da süreç içinde Türkler gibi dinleri Ýslam
olmuþ, ancak ayný dini benimsemelerine
raðmen bir çok alanda olduðu gibi bu alanda
da kadýna bakýþ açýlarý hiçbir zaman
örtüþmemiþtir.
Arap ve Acem kültüründe tarikatlar
“Allah korkusu” üzerine kurulmuþ. Oysa
Anadolu’da artýk tarihe mal olan tarikatlar
Türk mutasavvýflarý eliyle bir baþka hava
almýþ, “hoþgörü” üzerine kurulmuþtur.
Nitekim Babailiðin ve giderek
Bektaþiliðin, Arap-Acem’le çizgi farký
budur.
Anadolu Aleviliði, Ýran Þiiliði’nden çok
farklýdýr. Ýran Þiiliðinin katýlýðýna karþýn,
Anadolu Aleviliði’nin engin bir hoþgörüsü
vardýr.
Türkiye’de Kemalist devrim yada bir
baþka ifadeyle Türk devrimleri “laik” bir
noktada Anadolu’da bu kültürel temel
üzerine inþa olmuþtur. Ýslam; Arap ve
Acem’de yýllar yýlý siyasa edilirken,
Anadolu’da bu kapý kapanmýþtýr.
Yönetsel ve siyasal yapý Arap ve
Acem’de dini abideler üzerine otururken,
Türkiye’de aklýn ve mantýðýn üzerine
oturmuþtur.
Aradan 75 yýl geçtiði halde birçok
Müslüman toplumun Atatürk devrimlerinin
yolunu izleyememesinin nedeni de
buradadýr.
Bu durum, kültürün toplumsal ve siyasal
yaþam üzerindeki etkisinin dýþa vurumudur.
Kemalist Türk devrimleri, Türkiye ile
diðer Ýslam ülkeleri arasýndaki kültür dokusu
uçurumunu tümüyle ortaya çýkarttý.
Türkler, 11. yüzyýldan baþlayarak
Anadolu’ya yerleþtiklerinde nüfuslarý
kabaca 800 bin ile 1 milyon arasýndadýr bir
genel kabulle…
Oysa Anadolu’da o tarihlerde mevcut
yerleþik nüfuz bunun kat kat üzerindedir.
Orta Asya’dan çeþitli göç yollarýyla gelen
Türkler, Anadolu’da kendilerinden önce
varolan yerleþik toplumlarla kaynaþmakla
kalmadýlar, taþýdýklarý kendi kültürleriyle
eski Anadolu medeniyetleri kültürlerinden
de ciddi anlamda etkilendiler.
Bu anlamda Türkler, Anadolu’da yeni
bir sentez içinde buldular kendilerini.
Daha Cumhuriyet devrimlerin hemen
ardýndan, bilakis bu devrimlerin önderinin
“Etibank”, “Sümerbank” ve bunun gibi bazý
sanayi ve finans kurumlarýna verdiði adlar,
Türk devrimi önderinin bu kültürü nasýl
algýladýklarýna çok somut birer örnektirler.
Bu yüzden bu konuda ilginç bir anektod
vardýr ki, o da þudur:
“Türkler, Anadolu’yu, Anadolu da
Türkleri fethetti…”
Hitit tipi, düz damlý kerpiç evler…
Güneybatý Anadolu’da beþik çatýlý Ligya
türü aðaç yapýlar…
Hititlerden beri süregelen duvar tekniði
ve de üstü paralarla, pullarla süslü fes
biçimindeki kadýn baþlýðý…
Daha daha Frigler’e deðin giden halk
ezgileri…
Bugün mevcut ulusal kültürümüzde, eski
Anadolu uygarlýklarýnýn izleri kadar orta
Asya kökenli efsaneler, töreler ve adetler
vardýr.
Selçuklu mimarisinin bir çok süsleme
öðesinde “Budist Türkleri”nin anýtsal duvar
resimlerinin iz düþümleri görülür.
Selçuklu kümbetleri, Kýrþehir’de de
yaygýn görülebileceði klasik göçebe Türk
çadýrlarýnýn taþa aktarýmýnýn ta kendisidir.
Baðrýna nice uygarlýklarý sarýp,
sarmalayan Anadolu, nice farklýlýklarý da
bir arada koyun koyuna yaþatmanýn
koþullarýný dayatmýþtýr.
Bu yüzdendir emperyalistlerin tüm
kaþýma ve kýþkýrtmalarýna raðmen Anadolu
halkýnýn Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter
yapýsý içinde kardeþ duruþu…
Bu anlamda kültür geçmiþle gelecek
arasýnda kurulan köprünün adýdýr…
Ne geçmiþten kopar ne geleceðini yadsýr.
Anadolu’da yer yer dayatýlan “siyasal
Ýslam”ýn ekseniyle, “ýrkçý” yaklaþýmlarýn
dayattýðý ideolojik eksenler hiçbir zaman
taban bulamamýþtýr.
Bu yüzdendir Ýstanbul’un Çiçek
Pasajýnda kadeh kaldýran Türkiyelilerle,
hemen ilerisinde namaz kýlan Türkiyeliler’in
görüntüsünün yabancýlar için arzettiði
cazibe…
Ayný coðrafyada yüzyýllardýr ayný kaderi,
tasayý kývancý paylaþmanýn oluþturduðu
kültür unsuru “ýrk”tan ve “ümmet” çilikten
çok daha büyük önem taþýmaktadýr.
Çaðdaþ ulus kývamýnýn da temeli
budur…
Ancak toplumlarýn kültürü þüphesiz
sonuçta bir üst yapý kurumu olup, tarihsel
evrimlerinin de ürünüdür.
Kiþilerin davranýþ biçimlerini,
özgeçmiþlerinde, toplumlarýnkini ise tarihsel
coðrafik süreçlere bakarak izah etme
gerekliliði bundandýr.
Bizde sað akýmlar, kültürel etkenlerin
duraðanlýðý noktasýnda aðýrlýðýný abartýrken,
bir çok sol akým tam tersi kültür unsurunu
küçümsedi.
Birbirine tezat gibi görünen abartý ve
küçümseme aslýnda hep ayný noktada
birleþti. Her ikisi de sözde “yeni insan tipi”
yaratmaya yöneldi.
Oysa bugün kitle iletiþim araçlarýnýn
alabildiðine yayýldýðý bu anlamda dünyanýn
bir köy kadar küçüldüðü, dolayýsýyla kitle
iletiþim araçlarýnýn olmazsa olmaz noktada
önem taþýdýðý günümüzde hiç düþündük mü
bu unsurlar kültürü nasýl etkiliyor?
Yapýlan bilimsel araþtýrmalar kitle
iletiþim araçlarýnýn davranýþlarý deðiþtirme
noktasýnda sanýldýklarý kadar etkili
olmadýklarýný ortaya koyuyor.
Öte yandan ayný kitle iletiþim araçlarýnýn
asýl varolan eðilimleri güçlendirdiðine vurgu
yapýyor.
Yýllardýr emperyalizmin kýþkýrttýðý etnikdinsel-mezhepsel farklýlýklarýn Anadolu’da
vücut bulamamasýndan nedenlerini
yüzyýllarýn ortak yaþamýnda “et-týrnak”
oluþumumuzda aramak gerekir.
Bu durum ne öyle “saf kan”lýk, ne de
düþün ve geliþim özgürlüðünün taburlarla
kilitlenmesinin adýdýr.
Bugün Türkiye, bu saðlam kolonlarýyla
kültür noktasýnda tüm kýþkýrtmalara raðmen
saðlam bir duruþ içindedir.
Kölelik Tarihi, Sömürgecinin Ders Kitaplarýna Girgi
Eylül’den itibaren Ýngiltere"deki 11 ve 14
yaþlarýndaki çocuklar, derslerinde köle
ticaretini ve bu ticaretin Ýngiltere’nin
sömürgeci geçmiþine yansýmalarýný, bunun
yanýnda ýrkçýlýk, çeþitlilik ve kaynaþma gibi
modern kavramlara olan etkisini görecekler.
Tarih öðretmenleri esasen Yahudi soykýrýmý
gibi tartýþmalara açýk konularla ilgilenmeye
alýþkýn, ancak Ýngiltere’de iki yüz yýl geride
kalmýþ olmasýna raðmen köle ticaretine
iliþkin tartýþmalar hâlâ rahatsýzlýk konusu
olabiliyor.
Öðretmenler halihazýrda bu konularý daha
açýk ve detaylý bir biçimde ele almalarý ve
ýrkçýlýk ile konunun günümüzdeki
yansýmalarý gibi daha da zorlu konulardan
kaçýnmamalarý konusunda teþvik ediliyor.
Öðretmenlerin konuyu basitleþtirilmiþ bir
çerçevede ele almalarý da istenmiyor.
MÝT 5 Yýlda 5 Bin Kiþiyi Sorguladý
evlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý
Cemil Çiçek, son 5 yýlda 4 bin 886 kiþi
hakkýnda ulusal güvenlik soruþturmasý
yapýldýðýný bildirdi. Çiçek, CHP Antalya
Milletvekili Hüsnü
Çöllü’nün, 2003-2008 döneminde Milli
Ýstihbarat Teþkilatý (MÝT) tarafýndan kaç
kiþi hakkýnda güvenlik soruþturmasý
yapýldýðýna iliþkin soru önergesini yanýtladý.
Güvenlik soruþturmasý ve arþiv
araþtýrmasýnýn usul ve esaslarý ile bunu
yapacak mercilerin, Güvenlik Soruþturmasý
ve Arþiv Araþtýrmasý Yönetmeliði ile
Baþbakanlýðýn 4 Aralýk 2002
tarih ve 105-55/5909 sayýlý genelgesi
doðrultusunda belirlendiðine iþaret eden
Çiçek, bu kapsamda 2003-2008 dönemi
itibariyle “Baþbakanlýk Güvenlik Ýþleri
SATILIK EV
SATILIK EV
TOKÝ konutlarýnda bulunan
ev satýlýktýr.
2. Etap 10. Blok
1. Kat 5 nolu Daire
satýlýktýr.
Müracat:
Müraacat:
Hikmet Bozdað
Tel: 0 505 663 73 80
1’ci etap, 1’ci blokta 23 no’lu
ATKAYA MERMER
Örneðin köle ticareti ile baðlantýsý bulunan
Afrikalý liderler konusu.
olduðu dönem de konuya küresel bir boyut
katacak. BBC
ÖÐRETMENLER RAHATSIZ
***
‘Köleliði Anlama Giriþimi’ adlý kuruluþtan
Ruth Fisher, müfredatýn geliþtirilmesine
katkýda bulunan isimlerden biri. Fisher,
yapmýþ olduklarý araþtýrmanýn,
öðretmenlerin bu konuyu ‘kolay
öðretilebilecek cinsten’ bulmadýklarýný
ortaya koyduðunu söylüyor. Ruth Fisher,
“Öðretmenlerin çok rahatsýz olduklarý
bulgusuna ulaþtýk. Bu kýsmen kendi kiþisel
hissiyatlarýyla ilgili. Ama ayný zamanda bir
nedeni de, bu konulara girdiklerinde
öðrencilerinin içine girecekleri hassas ruh
hali karþýsýnda ne yapacaklarýndan tam
olarak emin olmamalarý” diyor.
Köleliðin yasaklanmasý
KölelÝÐÝn insani ve ahlaki olmadýðý ilk
olarak Aydýnlanma Çaðýnda anlaþýlmaya
baþlanmýþtýr. Ýlk kanunlar Ýngiltere’de ve
Birleþik Devletler’de 19. yüzyýlýn ilk
çeyreðinde, 1807 yýlýnda çýkarýlmýþ, daha
sonra diðer Avrupa devletleri onlarý izlemiþti.
Avrupa’da Ýngiltere’den sonra köleliði ilk
kaldýran Osmanlý Ýmparatorluðu’dur.
Osmanlý’da kölelik, Sultan Abdülmecid
döneminde 1847’de bir fermanla
yasaklanmýþtýr.
Öðrencilerin ele alýnacak olan konularý,
Nijerya doðumlu eski bir köle olan ve
Ýngilizleri köleliðin korkunç yönleri
hakkýnda bilgilendirmek için çok mücadele
eden Olaudah Equiano gibi siyahi figürlerin
perspektifinden düþünmeleri istenecek.
Köleliðin kalkmasý için mücadele eden
William Wilberforce da öðrencilerin
özdeþleþmesi istenen liderler arasýnda.
Konunun Ýngiltere’deki geliþiminin yaný
sýra, yurttaþlýk haklarýnýn Amerika’daki
geliþimi ile Hindistan’ýn Ýngiliz sömürgesi
Ýstanbul’daki Fransýz büyükelçisi
‘Vergeuennes’in damadý olan Baron de Tott
þöyle demiþtir: "Ýtiraf etmeliyiz ki, kölelerine
ve cariyelerine kötü davranan Avrupalýlardýr.
Bunun sebebi de : doðulularýn köle satýn
almak için para biriktirmeleri, Avrupalýlarýn
ise para biriktirmek için köle satýn
almalarýdýr."
1926’da Milletler Cemiyeti bütün dünyada
köleliði yasaklamýþ, daha sonra Birleþmiþ
Milletler de bu hükmü teyid etmiþtir.
(Birgün)
Genel Müdürlüðü”nün
talebi üzerine 4 bin 886 kiþi hakkýnda
ulusal güvenlik soruþturmasý yapýldýðýný
bildirdi. Cemil Çiçek, güvenlik soruþturmasý
ve arþiv araþtýrmasý hakkýnda kamu kurum
ve kuruluþlarýna
göre sayýsal verilerin belirlenmesi
hususunda herhangi bir tasnif çalýþmasý
yapýlmadýðýný da belirtti.
(Birgün)
SATILIK EV
Savat Mahallesi
Çelikbilek Caddesin de
3 Katlý, 3 Daireli
Müstakil Ev
Satýlýktýr.
Tel: 0 544 342 71 80
Merdi YENAL
SATILIK EV
TOKÝ I. Etap
C Blok zeminde
3no’lu daire satýlýktýr.
Müracat:
0 384 441 27 86
0 545 626 37 62
Nuri ÖZKAN
KÝRALIK ÝÞ YERÝ
Türbe karþýsýnda
3 katlý, 150 m2
MEZAR - MUTFAK ÝÞLERÝ
YAPILIR
Þahin ATKAYA
Tel: 0542 646 05 81- 0546 515 60 04
Sanayi Sitesi F Blok No:2
Hacýbektaþ / NEVÞEHÝR
Canel Market’in olduðu
iþ yeri Kiralýktýr
Necdet AKPINARLI
Tel: 0 532 248 02 19

Benzer belgeler

Su borcu susuz bıraktı

Su borcu susuz bıraktı GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe S...

Detaylı