duygusal zeka ve akademik başarı arasındaki ilişki
Transkript
duygusal zeka ve akademik başarı arasındaki ilişki
DUYGUSAL ZEKA VE AKADEMİK BAŞARI ARASINDAKİ İLİŞKİ Devrim ÜZEL1 Tuğba HANGÜL2 1 Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, İlköğretim Matematik Eğitimi 2 Nimet Sadık Özyiğit İlköğretim Okulu ÖZET Bu araştırma, ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zeka ile akademik başarısı arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada mevcut durumun olduğu gibi ortaya konması amaçlanmıştır. Bu nedenle betimsel nitelikli tarama modeli araştırmanın yöntemi olarak benimsenmiştir. Araştırmada Duygusal Zeka Envanteri (DZE) kullanılmıştır. Akademik başarısı ise öğrencilerin not ortalamaları kullanılarak ölçülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında, Balıkesir ili Susurluk ilçesinde bulunan Nimet Sadık Özyiğit İlköğretim Okulu ve Beşeylül İlköğretim Okulu’nda öğrenim görmekte olan toplam 125 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda, duygusal zeka ile akademik başarı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Bu çalışma ayrıca, kız öğrencilerin duygusal zekâsının erkek öğrencilerden daha yüksek olduğunu da göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Duygusal zekâ, akademik başarı, matematik eğitimi 1. GİRİŞ Yaşantımızda gerçekleşen olaylara gösterdiğimiz tepkilerde, başarı veya başarısızlıklarımızda sıkıntılarla baş edebilme sürecinde rol alan tek etkenin bilişsel zekâ olmadığı düşüncesi yeni bir fikir değildir (Yılmaz,2007). Ancak, duyguların hayatımıza kattığı değerin anlaşılabilmesi ve bu doğrultuda oluşan duygusal zeka kavramının ortaya çıkışı henüz yeni bir oluşumdur ve bu düşüncelerin bilimsel olarak vücut bulması yirminci yüzyılın başlarına dayanır. Bu düşüncelerin ürünü olan duygusal zekâ kavramının ortaya çıkışı da yirminci yüzyılın sonlarında olmuştur (Göçet, 2006). Her ne kadar duygusal zeka kavramı bir asırlık bir fenomen olsa da, son yirmi yılda çeşitli akademik ve akademik olmayan çevrelerin dikkatini çekmiş ve bu çevrelerdeki popülerliği artmıştır. Kavramın bilim çevrelerinde tanınmasından sonra kavram hakkında çok sayıda araştırma ve çalışma yapılmıştır (Chopra and Kanji, 2010). Yapılan araştırmalar yalnızca bilişsel zekânın hayat başarısını garanti etmediği gerçeğini vurgulamakta ve tek başına kişinin yaşamındaki başarısına katkısının çok yüksek olmadığını göstermektedir. Üzerinde önemle durulması gereken nokta bilişsel ve duygusal zekânın birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olduğudur. Önemli olan ve yapılması gereken bu iki tür zekânın öneminin ve değerinin farkına varılması, her ikisinden de gerekli ölçüde yararlanılabilmesidir (Yılmaz, 2007). Duygusal Zekâ’dan faydalanan bireyleri, kendi içlerinde yaşadıkları ve çevrelerindeki insanların yaşadıkları duyguların farkındalığına ulaşabildikleri ve bu farkındalığa dayalı sağlıklı hamleler yapabildikleri için yaşamlarında başarılı, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak tanımlayabiliriz (Göçet, 2006). Bu yüzden duygusal zekânın yerinde ve etkili kullanımının kişilerin yaşamındaki, dolayısıyla da toplumsal yaşamdaki anlam ve önemi göz ardı edilmemelidir. Duygusal zekâya erişmek bir sorunun cevabını bulmaya ya da matematiksel hesaplar yapmaya benzemez. Bir arkadaşınızın sizi kendi arkadaşıyla tanıştırırken şöyle dediğini düşünün: “Eminim ki ikinizin konuşacak çok şeyiniz olacaktır, çok ortak noktanız var.” “IQ (intellectual intelligence)’nun hiçbir seviyesi başka insanlarla ortak noktalarımız olduğu duygusunu keşfetmemiz için gerekli empati ve ahengi sağlamaz. Duygusal zekâ ise duygusal temellere dayalı bir zekâ süreci olması sebebiyle bunu mümkün kılar. Uyum ve empati, sadece ortak ilgilere sahip olma meselesi değildir, bunun ötesinde, karşılıklı olarak ilgilerimizin bunca insan arasından yakalamayı başardıkları uyumun tonu ve tınısıdır (Bowell, 2007). Yapılan araştırmalar duygusal zekânın her yaşta geliştirilebilen ve öğrenilebilen bir zekâ boyutu olduğunu ortaya koymaktadır (Mayer ve diğerleri, 2000a). Bu noktadan hareketle duyguların farkında olmak, onları daha akılcı yönde ve yaşama olumlu katkılar sağlayacak yönde kullanmak olarak tanımlayabileceğimiz duygusal zekâ, kariyer yaşamının her aşamasında profesyonel ilişki ağlarının sağlıklı bir şekilde yönetilmesinde etkilidir (Mayer ve diğerleri, 2000b). Duyguların fark edilmesi, daha akılcı yönde kullanılması ve yaşama olumlu katkılar sağlayacak yönde kullanmak olarak tanımlayabileceğimiz duygusal zekâ konusu kariyer yaşamının her aşamasında, profesyonel ilişki ağlarının sağlıklı ve verimli biçimde yönetilmesinde etkilidir. 1.2. Duygusal Zekâ Kavramı ve Tarihçesi Duygusal zekâ kavramı ilk olarak 1985 yılında Wayne Leon Payne adlı bir Amerikalı öğrencinin doktora tezinde yer almıştır. Bu aynı zamanda duygusal zekânın akademik bir terim olarak geçtiği ilk kaynaktır. Takip eden beş yılda hiçbir bilimsel makalede “duygusal zekâ” kavramına rastlamak mümkün olmamıştır (Hein, 2005). Duygusal zekâyı ilk tanımlayan bilim adamları ise John D. Mayer ve Peter Salovey olmuştur. 1990 yılında yaptıkları tanımda bu kavramı; “kendinin ve başkalarının duygularını izleme, duyguların ayrımını yapma, buradan elde ettiği bilgileri düşünce ve davranışlarına yön vermede kullanabilme yeteneği” olarak açıklamışlardır (Mayer ve Salovey, 1993). Mayer ve Salovey 1997 yılında duygusal zeka kavramıyla ilgili daha önce yaptıkları tanımı geliştirerek yeni bir tanım elde etmişlerdir. Böylelikle duygusal zekâyı; “duyguları tanıma, anlama, ifade ve analiz etme; duyguları düşüncede kaynaştırma; duygusal bilgiyi kullanma ve entelektüel gelişim ile duygusal gelişimi destekleme, duyguları düzenleme yeteneği” olarak açıklamışlardır (Mayer ve diğerleri, 2000a). Mayer ve Salovey (1997) in duygusal zekâya ilişkin yapmış olduğu başka bir tanımda “kişileri motive edebilmek için gerekli olan oto-kontrol, gayret, ısrar ve yetenek” terimlerini içermektedir. Bu tanım, duygu kavramından ziyade gayret ve ısrar gibi motivasyonla alakalı terimler üzerinde durmaktadır. “Duyguları algılama, duygulara erişip onları anlama ile duyguları genelleyerek entelektüel ve duygusal gelişimi destekleme yeteneği” ise duygusal zekânın tercih edilen başka bir tanımıdır. Bu tanımda, duygular sayesinde daha akıllıca düşünmenin sağlandığı vurgulamakta, duygu ve zekâ kavramlarının birlikte kullanıldığı görülmektedir. Daniel Goleman ise 1995 yılında duygusal zekâyı; kendini harekete geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek tatmini erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların düşünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini başkasının yerine koyabilme ve umut besleme yetenekleri olarak tanımlamaktadır (Goleman, 1998). Literatür incelendiğinde duygusal zekaya ilişkin yapılan tüm bu tanımlamalar dışında daha birçok açıklamanın olduğu görülmektedir. İlgi uyandıran tanımlardan biri, “duygusal zekâ doğuştan gelen bir kavram olup; duyguları hissetme, tanıma, hatırlama, anlatma ve yönetme potansiyelidir.” şeklinde olup (Hein, 2007) tanımda vurgulanan nokta “kişinin kendi ve başkalarının duygularını tanıyabilme, onları değerlendirebilme ve kontrol edebilme yeteneği ve kapasitesi” (Bradberry ve Greaves, 2009) dir. Yavuz (2004) da yaptığı tanımda; “Duygusal Zekâ, bir insanın kendinin ve başkalarının duygularını tanıyabilmesi, duygularını birbirinden ayırt edebilmesi ve bütün bu bilgileri düşünce ve davranışların oluşumunda doğru bir biçimde kullanabilmesi yeteneğidir. Duygusal Zekâ, doğuştan gelen bir özellik değil, insan beyninin yapısı dolayısıyla, çocuklukta yaşanılan tecrübeler ve alınan duygusal eğitim ile geliştirilebilen bir yetenektir.” ifadesini kullanmıştır. Bu tanımda dikkati çeken husus; duygusal zekânın geliştirilebilir olmasıdır. Weisinger (1998) ise, “Duygusal zekâ yükseltilebilir, geliştirilebilir, doğuştan var ya da yok olan bir özellik değildir. Duygusal zekânızı, yeteneklerinizi ve becerilerinizi öğrenerek ve bu alanlarda alıştırmalar yaparak geliştirebilirsiniz. Benlik bilinci, duygu yönetimi, kendi kendini motive etme yetenekleri de bunların arasındadır.” ifadesini kullanmıştır. Baltaş (2006) da duygusal zekâyı “kendimizle ve başkalarıyla başa çıkabilmeyi kolaylaştıran duyguları tanıma, anlama ve etkin biçimde kullanma yeteneğidir.” şeklinde tanımlamıştır. Titrek (2007), duygusal zekâ ile ilgili, “Kendimizin ve çevremizde etkileşim içerisinde olan bireylerin his, duygu ve düşüncelerini anlama, ilişkilerinde kendimizi o anda karşıdakinin yerine koyabilme ve onun bakış açısından olaylara bakabilme, korkuları yenerek duyguları yönetebilme ve böylece amaçları gerçekleştirmek için duygulardan en üst verimi alabilme yeterlilik ve becerisi olarak belirtilebilir. Bunları başaran bireylere de duygusal zekâ düzeyi yüksek insanlar denilebilir. Yani duygusal zekâ, duygusal davranma demek değildir. Aksine duygusal zekâ, duyguları ne zaman, nerede, ne düzeyde ve nasıl kullanacağını bilme ve uygulama yeterliliği olarak ifade edilebilir. Duygusal zekâ, şüphesiz salt mantıkla olaylara tepki vermeyi reddeder. Ayrıca her olayda duygusal tepkiler vermenin de yanlışlığını ifade eder.” açıklamalarını yapmıştır. Yapılan başka bir tanım da Eskici (2009) nin “Duygusal zekâ, bireyin kendinin ve çevresindekilerin duygularının ne denli farkında olduğu ve duygularını ne denli yönlendirebildiğidir. Yani bireyin duyguları ne denli hissettiği, yaşadığı ve kontrol edebildiğidir.” şeklindeki açıklamasıdır. Yapılan tüm bu tanımlamalar ışığında; duygusal zekânın, geliştirilebilen bir yetenekler dizisi olduğu, insanların hayatın her alanında başarılı olabilmek için duygusal zekâ becerilerini etkin şekilde kullanmaları gerektiği söylenebilir (Mayer ve diğerleri, 2000b). Ancak bunu yaparken, kişi öncelikle kendi duygularını anlayıp, kontrol edebilmeli, isteklerine ulaşana kadar motivasyonundan hiçbir şey kaybetmemeli, başkalarını anlamaya ve onlarla iyi ilişkiler kurmaya istekli olmalıdır (Eymen, 2007). Çünkü nereye gidersek gidelim, duygularımızı da beraberimizde götürürüz. Duygularımız, çocuklarımızı nasıl iyi yetiştirebileceğimizi, onların okulda nasıl başarı sağlayacağını, kariyerimizde nasıl başarılı olacağımızı, diğer kişilerle ilişkilerimizi belirler. Yani; bireyler olarak ve daha da önemlisi, toplum olarak nasıl “mutlu” olabileceğimizi belirlerler (Beceren, 2002). 1.3. Amaç Duygusal zekâ olarak adlandırılan yeterliliklerin dünyada ve Türkiye’de eğitim alanına ve akademik başarı düzeylerine etkisinin olup olmadığı, varsa düzeyinin araştırılması önem kazanmaya başlamıştır (Gürol,2008). Bu bağlamda yapılan bu araştırmanın amacı; ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarılarını bazı değişkenlere göre incelemektir. Buna göre, bireylerin yaşamlarında önemli bir yere sahip olan duygusal zekâ ile matematik dersi başarısı ve öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri ile demografik özellikleri (cinsiyet ve sınıf düzeyi) açısından ilişkilerin ortaya konması araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır. 1.4. Problem Cümlesi İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 1.5. Alt Problemler 1. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerinin dağılımı nasıldır? 1.a. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerinin dağılımı cinsiyete göre nasıldır? 1.b. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerinin dağılımı sınıf düzeyine göre nasıldır? 2. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri demografik özelliklerine göre farklılaşmakta mıdır? 2.a. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri öğrencilerin cinsiyetlerine göre farklılaşmakta mıdır? 2.b.İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri öğrencilerin sınıf düzeylerine göre farklılaşmakta mıdır? 3. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 3.a. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ faktörlerinden “iyimserlik” ile öğrencilerin matematik dersi başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 3.b. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ faktörlerinden “duygulardan faydalanma” ile öğrencilerin matematik dersi başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 3.c. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ faktörlerinden “duyguların ifadesi” ile öğrencilerin matematik dersi başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 1.6. Önem Duygusal zekâ, kişinin kendi ve başkalarının duygusal kabiliyetlerinin farkında olma ve bunları yaşamına yön vermede bir kaynak olarak kullanabilme becerisidir. Böylesine önemli bir kavram oldukça yeni ve sürekli kavramsal anlamda güncelleştirilmektedir. Duygusal zekâ kavramının yaygınlaşmasına paralel olarak duygusal zekâyı ölçen ölçekler de artmaya ve bunların kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır (Göçet,2006). Yapılan çalışmalarda duygusal zekâ ile sosyal beceriler, yaşam doyumu ve akademik başarı arasında pozitif ilişkiler bulunmuştur (Dağlı,2006). Literatürde ilköğretimde duygusal zekâ ve akademik başarıyı inceleyen çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu bağlamda, duygusal zekâyla akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesi ve bulguların değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışma ülkemizde de, duygusal zekâ ve akademik başarı arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmaların yapılmasına ve bu ilişkinin pozitif çıkmasına paralel olarak, duygusal zekâyı geliştirici programların oluşturulmasına ön ayak olması bakımından önem taşımaktadır. 2. YÖNTEM İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi belirlemek için yapılan bu çalışmada mevcut durumun olduğu gibi ortaya konması amaçlanmıştır. Bu nedenle betimsel nitelikli tarama modeli araştırmanın yöntemi olarak benimsenmiştir. Betimsel araştırmalar ilgilenilen durumu tanımlamaktadır, tarama modelinde de var olan bir durumun var olduğu şekliyle betimlenmesi amacı vardır (Karasar, 2008). 2.1. Çalışma Grubu Bu araştırmanın çalışma grubunu, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Balıkesir ili Susurluk ilçesindeki Nimet Sadık Özyiğit İlköğretim Okulu ve Beşeylül İlköğretim Okulu ikinci kademe öğrencilerinden rastgele seçilen toplam 125 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma grubu belirlenirken tabakalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Tabakalı örnekleme, evrendeki alt grupların örneklemde temsil edilmelerinin garanti altına alındığı bir örneklemedir (Balcı, 2007). 2.2. Veri Toplama Aracı Araştırma problemi ve alt problemler doğrultusunda; öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleriyle matematik dersi başarıları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla, veri toplama aracı olarak orijinali Schutte ve diğerleri (1998) tarafından geliştirilmiş olan Duygusal Zekâ Ölçeğinin(DZÖ), Austin ve diğerleri(2004) tarafından modifiye edilmiş versiyonunun Türkçeye uyarlaması Göçet (2006) tarafından yapılan ölçek kullanılmıştır. DZÖ yapı ve kapsam geçerliliği ile güvenirlik analizleri yapılarak uygulanabilir hale getirilmiştir. DZÖ 20’si olumlu, 21’i olumsuz toplam 41 maddeden oluşup ; (1) kesinlikle katılmıyorum, (2) katılmıyorum, (3) kararsızım, (4) katılıyorum, (5) kesinlikle katılıyorum şeklinde 5’li likert tipi bir derecelendirmeye sahiptir. Ayrıca ölçek; İyimserlik/Ruh Halini Düzenleme (Optimism/Mood Regulation), Duygulardan Faydalanma (Utilisation of Emotions) ve Duyguların İfadesi (Appraisal and Expression of Emotions) olmak üzere üç faktörden oluşmakta ve bu üç faktörle birlikte bütününde genel duygusal zekâyı ölçmektedir. 2.3. Verilerin Analizi Araştırmadan elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS 17 (Statistical Package for Social Sciences) istatistik programı kullanılmıştır. Öğrencilerin demografik dağılımlarını belirlemek için yüzde ve frekans analizi, çoklu grup karşılaştırmaları için p<.05 anlamlılık düzeyinde ANOVA, ikili grup karşılaştırmaları için t-testi kullanılmış ve duygusal zeka ve matematik başarısı arasındaki ilişkiyi belirlemek için de pearson korelasyon katsayılarına bakılmıştır. 3. BULGULAR 3.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular Bu bölümde araştırmanın 1. alt problemi doğrultusunda öğrencilerin cinsiyetleri ve sınıf düzeylerine ilişkin frekans ve yüzde dağılımlarına yer verilmiştir. Tablo 1: Öğrencilerin cinsiyetlerine göre frekans ve yüzde dağılımları ve DZÖ den aldıkları puanlar Frekans (N) Yüzde (%) Puan Kız 75 60 158.77 Erkek 50 40 146.44 Toplam 125 100 153.84 Araştırmaya katılan kız öğrenci sayısı 75 (% 60), erkek öğrenci sayısı ise 50 (% 40) dır. Kız öğrencilerin DZÖ’den aldıkları puan ortalaması 158.77 iken erkeklerin 146.44’dır. CINSIYET 80 60 Frequency 40 20 0 kiz erkek CINSIYET Şekil 1: Öğrencilerin cinsiyetlerine göre frekans dağılımları Tablo 2: Öğrencilerin sınıf düzeylerine göre frekans ve yüzde dağılımları ve DZÖ den aldıkları puanlar Frekans (N) Yüzde (%) Puan 6. sınıf 44 35.2 156.70 7. sınıf 39 31.2 154.38 8. sınıf 42 33.6 150.33 Toplam 125 100 153.84 Araştırmaya katılan ve 6. sınıfta okuyan öğrenci sayısı 44 (% 35.2), 7. sınıfta okuyan öğrenci sayısı 39 (% 31.2) iken 8. sınıfta okuyan öğrenci sayısı 42 (% 33.6) dır. 6. sınıf öğrencilerinin DZÖ’den aldıkları puan ortalaması 156.70, 7. sınıf öğrencilerinin DZÖ’den aldıkları puan ortalaması 154.38 ve 8. sınıf öğrencilerinin DZÖ’den aldıkları puan ortalaması 150.33 olduğu görülmektedir. SINIF 50 40 30 Frequency 20 10 0 6 7 8 SINIF Şekil 2: Öğrencilerin sınıf düzeylerine göre frekans dağılımları 3.2. Öğrencilerin Demografik Özellikleri Açısından Duygusal Zekâ Farklılıklarına İlişkin Bulgular Tablo 3: Öğrencilerin cinsiyetleri açısından duygusal zeka farklılıklarına ilişkin bulgular Cinsiyet Denek Sayısı (N) Aritmetik Ortalama (x) Standart Sapma (SS) Kız 75 158.77 15.63 Erkek 50 146.44 18.29 Serbestlik Derecesi (Sd) 123 t Değeri Anlamlılık Düzeyi (p) 4.04 .000 Tablo 3 den de görüldüğü gibi kız ve erkek öğrencilerin DZÖ’den aldıkları puanlar arasında kız öğrenciler lehine 12.33 puanlık bir fark bulunmaktadır. Bu farkın anlamlı olup olmadığını anlamak amacıyla SPSS 17 programı kullanılarak t-testi uygulanmış ve t = 4.04 bulunmuştur. %95 güven aralığında hesaplanan p değeri .00 < .05 olduğundan kız ve erkek öğrencilerin duygusal zeka puanları arasındaki fark anlamlıdır. Bu sonuca göre kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre duygusal zekâ düzeyleri daha yüksek olduğu söylenebilir. Tablo 4: Öğrencilerin sınıf düzeyleri açısından duygusal zeka farklılıklarına ilişkin bulgular Sınıf Denek Sayısı (N) Aritmetik Ortalama (x) Standart Sapma (SS) 6. sınıf 44 156.70 19.87 7. sınıf 39 154.38 13.64 8. sınıf 42 150.33 18.54 Serbestlik Derecesi (Sd) F Değeri Anlamlılık Düzeyi (p) 2 1.42 .245 Tablo 4 incelediğinde 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin DZÖ’den aldıkları puanların sırasıyla 156.70, 154.38 ve 150.33 olduğu görülmektedir. Bu farkın anlamlı olup olmadığını anlamak amacıyla SPSS 17 programı kullanılarak Oneway Anova uygulanmıştır. %95 güven aralığında hesaplanan p değeri .245 > .05 olduğundan öğrencilerin duygusal zeka puanları arasında sınıf düzeyine göre anlamlı bir fark bulunamamıştır. 3.3. Öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri ve matematik başarıları arasındaki ilişkiye yönelik bulgular Tablo 5: DZÖ alt faktörleri ve DZÖ ile matematik başarısı arasındaki ilişkiye yönelik bulgular Matematik Notu r = .464 İyimserlik p = .000 r = .272 Duygulardan Faydalanma p = .002 r = .348 Duyguların İfadesi p = .000 r = .447 DZÖ p = .000 Tablo 5 deki istatistiksel veriler incelendiğinde öğrencilerin matematik notlarıyla DZÖ’de yer alan “iyimserlik” (r değeri .464, p değeri .000 < .05), “duygulardan faydalanma” (r değeri .272, p değeri .002 < .05) ve “duyguların ifadesi” (r değeri .348, p değeri .000 < .05) alt boyutları arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Genel olarak bakıldığında ise öğrencilerin matematik notlarıyla duygusal zeka düzeyleri arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir (r değeri .447, p değeri .000 < .05). 4. YORUM/TARTIŞMA Bu araştırmada, ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile demografik özellikleri (cinsiyet ve sınıf düzeyi) ve aynı öğrencilerin duygusal zekânın alt boyutlarından iyimserlik, duygulardan faydalanma ve duyguların ifadesinin matematik başarıları arasındaki ilişkiyle ilgili elde edilen bulgular tartışılıp yorumlanmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda kız öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerinin erkek öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerine göre daha yüksek olmasına rağmen sınıf düzeyinde öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Bu sonuçlar; Köksal(2003) ve Göçet(2006)’in “Kız öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri erkek öğrencilerin duygusal düzeylerine oranla daha yüksektir.” ifadesini destekler nitelikteyken; Çelik ve Deniz (2008)’in “kız öğrencilerle erkek öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır.” sonucundan ayrılmaktadır. Araştırmanın bir diğer sonucu olan “İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarıları arasında pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki vardır.” ifadesi, Eskici (2009)’ nin “Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin duygusal zekâları ile matematik dersi akademik başarıları arasında manidar bir ilişki yoktur.” sonucundan farklılık oluşturmaktadır. 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Araştırma sonuçları, kız öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerinin erkek öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerine göre daha yüksek olmasına rağmen sınıf düzeyinde öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı yönündedir. Araştırmanın bir diğer sonucu da “İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarıları arasında pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki vardır.” şeklindedir. Araştıma neticesinde aşağıdaki öneriler getirilebilir: Öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerinin onların sosyodemografik özellikleri, aile yapıları ve öğrenim gördükleri okul ve sınıf düzeyi gibi farklı değişkenlerden etkilendiği (Doğan,2009) sonucundan yola çıkılarak öğrencilerin duygusal zekâlarının geliştirilmesinde öğrenciye ait değişkenlere duyarlı stratejilerin geliştirilmesi ve sınıf ortamında bu farklılıklara duyarlı yaklaşımların öğretmenler tarafından kullanılması önerilebilir. Duygusal zekâ gelişiminde etkili olabilecek çeşitli faktörlerin ortaya çıkarılmasında yeni araştırmaların yapılması önerilebilir. İlköğretim 2. kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri arasında meydana gelen farklılıklar dikkate alınarak bu duruma neden olabilecek öğretim programlarının incelenmesi ve ilköğretim kurumlarının öğrencilere duygusal zekâyı geliştirici yönde ortak programlar oluşturulmasının sağlanması önerilebilir. İlgi duyanlar için konu farklı evrenlerde, aynı değişkenler açısından çalışılıp araştırılabileceği gibi, farklı değişkenler açısından da ele alınabilir. Duygusal zekâ ile sosyo ekonomik düzey, okul türü, yaşanılan şehir veya coğrafi bölge gibi değişkenler arası ilişkileri betimleme çalışmalarının yapılmasının hayata büyük katkı sağlayacağı inancındayız. KAYNAKÇA Austin,E.,J., Saklofske, D. H. ve Egan,V. (2004). Personality, well-being and health correlates of trait emotional intelligence. Personality and Individual Differences,(38),547-558. Balcı,A. (2007). Sosyal Bilimlerde Araştırma: Yöntem, Teknik ve İlkeler (6. Baskı’dan tıpkı basım). Ankara:PegemA Yayıncılık. Baltaş,Z. (2006). Duygusal zeka/ insanın dünyasını aydınlatan ve işine yansıyan ışık (1. Baskı). İstanbul:Remzi Kitabevi. Bradberry,T., Greaves, J. (2009) Emotional Intelligence 2.0. San Francisco: Publishers Group West. [Online]: www.wikipedia.org/ adresinden 5 Ocak 2011 tarihinde indirilmiştir. Beceren, E. (2002). Hayatın Her Alanında Duygusal Zeka. Personal Excellence, şubat 2002. Bowell,R.A. (2007). 7Adımda Ruhsal Zeka (1. Baskı). Çeviren: Merve Gün, Yücel Aşıkoğlu İstanbul:Hayat Yayıncılık. Chopra,P.K., Kanji, G.K. (2010). Emotional intelligence: A catalyst for inspirational leadership and management excellence. Total Quality Management,21(10), 971-1004. Çelik,B.S.,Deniz,M.E.(2008). A Comparison of Scouts’ Emotional Intelligence Levels With Regards To Age and Gender Variables: A Cross-Cultural Study, Elementary Education Online, 7(2), 376-383. [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr adresinden 5 Ocak 2011 tarihinde indirilmiştir. Dağlı,M.E. (2006). Ergenlikte zeka bölümü, duygusal zeka ve akademik başarı arasındaki ilişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı, Mersin. Doğan,U. (2009). Lise öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile problem çözme becerilerinin bazı değişkenlere göre incelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı, Muğla. Eskici,M. (2009). Meslek yüksekokulu öğrencilerinin duygusal zekaları ile matematik dersi başarıları arasındaki ilişki , 1. Uluslararası Eğitimsel Araştırma Konferansı’nda sunulmuş bildiri. Eymen,U.E. (2007). Duygusal zeka, e-kitap, Kaliteofisi yayınları, No: 15, Şubat 2007. Goleman,D. (1998). Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir? (8. Basım). Çeviren: Banu Seçkin Yüksel, İstanbul: Varlık Yayınları. Göçet,E. (2006). Üniversite öğrencilerinin duygusal zeka düzeyleri ile stresle başaçıkma tutumları arasındaki ilişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya. Gürol,Ö. (2008). İlköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin duygusal zeka düzeyleri ile stresle başa çıkma becelerileri arasındaki ilişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı, İstanbul. Hein,S. (2005). Definition of Emotional Intelligence, http://eqi.org/eidefs.htm#Introduction. [Online]: http://eqi.org/ adresinden 5 Ocak 2011 tarihinde indirilmiştir. Hein,S. (2007). Steve's Short Definition of Emotional Intelligence: Academic Definition and History of the Term "Emotional Intelligence", http://eqi.org/history.htm#Here is my definition of emotional intelligence: [Online]: http://eqi.org/ adresinden 5 Ocak 2011 tarihinde indirilmiştir. Karasar,N.(2008). Bilimsel Araştırma Yöntemleri (18. Baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Köksal,A.(2003). Ergenlerde duygusal zeka ve karar verme becerileri arasındaki ilişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul. Mayer,J. D., Salovey,P. (1993). The Intelligence of Emotional Intelligence, Intelligence,(17), 433. Majer,J.D. ve Salovey,P. (1997). What is emotional intelligence? In P. Salovey, D.J. ve Sluyter (Eds.) Emotional Development and Emotional İntelligence. New York: Basic Books. Mayer,J.D.,Caruso,D.R., Salovey, P. (2000a), Emotıonal Intelligence Meets Tradıtıonal Standards for an Intelligence, Intelligence, 27(4), 267-298. Mayer,J. D., Salovey, P., Caruso, D. R. (2000b). Models of emotional intelligence. In R. J. Sternberg (Ed.). Handbook of Intelligence ,396-420, Cambridge, England: Cambridge University Press. Schutte,N.S., Malouff,J.M., Hall,L.E., Haggerty,D.J., Cooper,J.T., Golden,C.J.,ve Dornheim,L. (1998). Development and validation of a measure of emotional intelligence , Personality and Individual Differences, (25),167-177. Titrek,O. (2007). IQ’dan EQ’ya geçiş,(1. Baskı). Ankara: PegemA Yayıncılık. Weisinger,H. (1998). İş Yaşamında Duygusal Zeka (1. Baskı), Çeviren: Nurettin Süleymangil, İstanbul: MNS Yayıncılık. Yılmaz,S. (2007). Duygusal zeka ve akademik başarı arasındaki ilişki, Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı, Erzurum. Yavuz,K.E. (2004). 0-12 yaş dönemi çocuklarda duygusal zeka gelişimi (4. Baskı),Ankara: Ceceli Yayınları.