duygusal zeka ve akademik başarı arasındaki ilişki

Transkript

duygusal zeka ve akademik başarı arasındaki ilişki
DUYGUSAL ZEKA VE AKADEMİK BAŞARI ARASINDAKİ İLİŞKİ
Devrim ÜZEL1
Tuğba HANGÜL2
1
Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, İlköğretim Matematik Eğitimi
2
Nimet Sadık Özyiğit İlköğretim Okulu
ÖZET
Bu araştırma, ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zeka ile akademik başarısı arasındaki ilişkiyi
incelemek amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada mevcut durumun olduğu gibi ortaya konması amaçlanmıştır. Bu nedenle
betimsel nitelikli tarama modeli araştırmanın yöntemi olarak benimsenmiştir. Araştırmada Duygusal Zeka Envanteri (DZE)
kullanılmıştır. Akademik başarısı ise öğrencilerin not ortalamaları kullanılarak ölçülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu,
2010-2011 eğitim-öğretim yılında, Balıkesir ili Susurluk ilçesinde bulunan Nimet Sadık Özyiğit İlköğretim Okulu ve
Beşeylül İlköğretim Okulu’nda öğrenim görmekte olan toplam 125 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda, duygusal
zeka ile akademik başarı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Bu çalışma ayrıca, kız öğrencilerin
duygusal zekâsının erkek öğrencilerden daha yüksek olduğunu da göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Duygusal zekâ, akademik başarı, matematik eğitimi
1. GİRİŞ
Yaşantımızda gerçekleşen olaylara gösterdiğimiz tepkilerde, başarı veya başarısızlıklarımızda
sıkıntılarla baş edebilme sürecinde rol alan tek etkenin bilişsel zekâ olmadığı düşüncesi yeni bir fikir
değildir (Yılmaz,2007). Ancak, duyguların hayatımıza kattığı değerin anlaşılabilmesi ve bu doğrultuda
oluşan duygusal zeka kavramının ortaya çıkışı henüz yeni bir oluşumdur ve bu düşüncelerin bilimsel
olarak vücut bulması yirminci yüzyılın başlarına dayanır. Bu düşüncelerin ürünü olan duygusal zekâ
kavramının ortaya çıkışı da yirminci yüzyılın sonlarında olmuştur (Göçet, 2006).
Her ne kadar duygusal zeka kavramı bir asırlık bir fenomen olsa da, son yirmi yılda çeşitli
akademik ve akademik olmayan çevrelerin dikkatini çekmiş ve bu çevrelerdeki popülerliği artmıştır.
Kavramın bilim çevrelerinde tanınmasından sonra kavram hakkında çok sayıda araştırma ve çalışma
yapılmıştır (Chopra and Kanji, 2010). Yapılan araştırmalar yalnızca bilişsel zekânın hayat başarısını
garanti etmediği gerçeğini vurgulamakta ve tek başına kişinin yaşamındaki başarısına katkısının çok
yüksek olmadığını göstermektedir. Üzerinde önemle durulması gereken nokta bilişsel ve duygusal
zekânın birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olduğudur. Önemli olan ve yapılması gereken bu iki
tür zekânın öneminin ve değerinin farkına varılması,
her ikisinden de gerekli ölçüde
yararlanılabilmesidir (Yılmaz, 2007).
Duygusal Zekâ’dan faydalanan bireyleri, kendi içlerinde yaşadıkları ve çevrelerindeki insanların
yaşadıkları duyguların farkındalığına ulaşabildikleri ve bu farkındalığa dayalı sağlıklı hamleler
yapabildikleri için yaşamlarında başarılı, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak tanımlayabiliriz (Göçet,
2006). Bu yüzden duygusal zekânın yerinde ve etkili kullanımının kişilerin yaşamındaki, dolayısıyla
da toplumsal yaşamdaki anlam ve önemi göz ardı edilmemelidir.
Duygusal zekâya erişmek bir sorunun cevabını bulmaya ya da matematiksel hesaplar yapmaya
benzemez. Bir arkadaşınızın sizi kendi arkadaşıyla tanıştırırken şöyle dediğini düşünün: “Eminim ki
ikinizin konuşacak çok şeyiniz olacaktır, çok ortak noktanız var.” “IQ (intellectual intelligence)’nun
hiçbir seviyesi başka insanlarla ortak noktalarımız olduğu duygusunu keşfetmemiz için gerekli empati
ve ahengi sağlamaz. Duygusal zekâ ise duygusal temellere dayalı bir zekâ süreci olması sebebiyle
bunu mümkün kılar. Uyum ve empati, sadece ortak ilgilere sahip olma meselesi değildir, bunun
ötesinde, karşılıklı olarak ilgilerimizin bunca insan arasından yakalamayı başardıkları uyumun tonu ve
tınısıdır (Bowell, 2007).
Yapılan araştırmalar duygusal zekânın her yaşta geliştirilebilen ve öğrenilebilen bir zekâ
boyutu olduğunu ortaya koymaktadır (Mayer ve diğerleri, 2000a). Bu noktadan hareketle
duyguların farkında olmak, onları daha akılcı yönde ve yaşama olumlu katkılar sağlayacak
yönde kullanmak olarak tanımlayabileceğimiz duygusal zekâ, kariyer yaşamının her
aşamasında profesyonel ilişki ağlarının sağlıklı bir şekilde yönetilmesinde etkilidir (Mayer ve
diğerleri, 2000b). Duyguların fark edilmesi, daha akılcı yönde kullanılması ve yaşama olumlu
katkılar sağlayacak yönde kullanmak olarak tanımlayabileceğimiz duygusal zekâ konusu
kariyer yaşamının her aşamasında, profesyonel ilişki ağlarının sağlıklı ve verimli biçimde
yönetilmesinde etkilidir.
1.2. Duygusal Zekâ Kavramı ve Tarihçesi
Duygusal zekâ kavramı ilk olarak 1985 yılında Wayne Leon Payne adlı bir Amerikalı
öğrencinin doktora tezinde yer almıştır. Bu aynı zamanda duygusal zekânın akademik bir terim olarak
geçtiği ilk kaynaktır. Takip eden beş yılda hiçbir bilimsel makalede “duygusal zekâ” kavramına
rastlamak mümkün olmamıştır (Hein, 2005).
Duygusal zekâyı ilk tanımlayan bilim adamları ise John D. Mayer ve Peter Salovey olmuştur.
1990 yılında yaptıkları tanımda bu kavramı; “kendinin ve başkalarının duygularını izleme, duyguların
ayrımını yapma, buradan elde ettiği bilgileri düşünce ve davranışlarına yön vermede kullanabilme
yeteneği” olarak açıklamışlardır (Mayer ve Salovey, 1993).
Mayer ve Salovey 1997 yılında duygusal zeka kavramıyla ilgili daha önce yaptıkları tanımı
geliştirerek yeni bir tanım elde etmişlerdir. Böylelikle duygusal zekâyı; “duyguları tanıma, anlama,
ifade ve analiz etme; duyguları düşüncede kaynaştırma; duygusal bilgiyi kullanma ve entelektüel
gelişim ile duygusal gelişimi destekleme, duyguları düzenleme yeteneği” olarak açıklamışlardır
(Mayer ve diğerleri, 2000a).
Mayer ve Salovey (1997) in duygusal zekâya ilişkin yapmış olduğu başka bir tanımda “kişileri
motive edebilmek için gerekli olan oto-kontrol, gayret, ısrar ve yetenek” terimlerini içermektedir. Bu
tanım, duygu kavramından ziyade gayret ve ısrar gibi motivasyonla alakalı terimler üzerinde
durmaktadır. “Duyguları algılama, duygulara erişip onları anlama ile duyguları genelleyerek
entelektüel ve duygusal gelişimi destekleme yeteneği” ise duygusal zekânın tercih edilen başka bir
tanımıdır. Bu tanımda, duygular sayesinde daha akıllıca düşünmenin sağlandığı vurgulamakta, duygu
ve zekâ kavramlarının birlikte kullanıldığı görülmektedir.
Daniel Goleman ise 1995 yılında duygusal zekâyı; kendini harekete geçirebilme, aksiliklere
rağmen yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek tatmini erteleyebilme, ruh halini
düzenleyebilme, sıkıntıların düşünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini başkasının yerine
koyabilme ve umut besleme yetenekleri olarak tanımlamaktadır (Goleman, 1998).
Literatür incelendiğinde duygusal zekaya ilişkin yapılan tüm bu tanımlamalar dışında daha
birçok açıklamanın olduğu görülmektedir. İlgi uyandıran tanımlardan biri, “duygusal zekâ doğuştan
gelen bir kavram olup; duyguları hissetme, tanıma, hatırlama, anlatma ve yönetme potansiyelidir.”
şeklinde olup (Hein, 2007) tanımda vurgulanan nokta “kişinin kendi ve başkalarının
duygularını tanıyabilme, onları değerlendirebilme ve kontrol edebilme yeteneği ve kapasitesi”
(Bradberry ve Greaves, 2009) dir.
Yavuz (2004) da yaptığı tanımda; “Duygusal Zekâ, bir insanın kendinin ve başkalarının
duygularını tanıyabilmesi, duygularını birbirinden ayırt edebilmesi ve bütün bu bilgileri düşünce ve
davranışların oluşumunda doğru bir biçimde kullanabilmesi yeteneğidir. Duygusal Zekâ, doğuştan
gelen bir özellik değil, insan beyninin yapısı dolayısıyla, çocuklukta yaşanılan tecrübeler ve alınan
duygusal eğitim ile geliştirilebilen bir yetenektir.” ifadesini kullanmıştır. Bu tanımda dikkati çeken
husus; duygusal zekânın geliştirilebilir olmasıdır.
Weisinger (1998) ise, “Duygusal zekâ yükseltilebilir, geliştirilebilir, doğuştan var ya da yok
olan bir özellik değildir. Duygusal zekânızı, yeteneklerinizi ve becerilerinizi öğrenerek ve bu alanlarda
alıştırmalar yaparak geliştirebilirsiniz. Benlik bilinci, duygu yönetimi, kendi kendini motive etme
yetenekleri de bunların arasındadır.” ifadesini kullanmıştır. Baltaş (2006) da duygusal zekâyı
“kendimizle ve başkalarıyla başa çıkabilmeyi kolaylaştıran duyguları tanıma, anlama ve etkin biçimde
kullanma yeteneğidir.” şeklinde tanımlamıştır.
Titrek (2007), duygusal zekâ ile ilgili, “Kendimizin ve çevremizde etkileşim içerisinde olan
bireylerin his, duygu ve düşüncelerini anlama, ilişkilerinde kendimizi o anda karşıdakinin yerine
koyabilme ve onun bakış açısından olaylara bakabilme, korkuları yenerek duyguları yönetebilme ve
böylece amaçları gerçekleştirmek için duygulardan en üst verimi alabilme yeterlilik ve becerisi olarak
belirtilebilir. Bunları başaran bireylere de duygusal zekâ düzeyi yüksek insanlar denilebilir. Yani
duygusal zekâ, duygusal davranma demek değildir. Aksine duygusal zekâ, duyguları ne zaman,
nerede, ne düzeyde ve nasıl kullanacağını bilme ve uygulama yeterliliği olarak ifade edilebilir.
Duygusal zekâ, şüphesiz salt mantıkla olaylara tepki vermeyi reddeder. Ayrıca her olayda duygusal
tepkiler vermenin de yanlışlığını ifade eder.” açıklamalarını yapmıştır. Yapılan başka bir tanım da
Eskici (2009) nin “Duygusal zekâ, bireyin kendinin ve çevresindekilerin duygularının ne denli
farkında olduğu ve duygularını ne denli yönlendirebildiğidir. Yani bireyin duyguları ne denli
hissettiği, yaşadığı ve kontrol edebildiğidir.” şeklindeki açıklamasıdır.
Yapılan tüm bu tanımlamalar ışığında; duygusal zekânın, geliştirilebilen bir yetenekler dizisi
olduğu, insanların hayatın her alanında başarılı olabilmek için duygusal zekâ becerilerini etkin şekilde
kullanmaları gerektiği söylenebilir (Mayer ve diğerleri, 2000b). Ancak bunu yaparken, kişi öncelikle
kendi duygularını anlayıp, kontrol edebilmeli, isteklerine ulaşana kadar motivasyonundan hiçbir şey
kaybetmemeli, başkalarını anlamaya ve onlarla iyi ilişkiler kurmaya istekli olmalıdır (Eymen, 2007).
Çünkü nereye gidersek gidelim, duygularımızı da beraberimizde götürürüz. Duygularımız,
çocuklarımızı nasıl iyi yetiştirebileceğimizi, onların okulda nasıl başarı sağlayacağını, kariyerimizde
nasıl başarılı olacağımızı, diğer kişilerle ilişkilerimizi belirler. Yani; bireyler olarak ve daha da
önemlisi, toplum olarak nasıl “mutlu” olabileceğimizi belirlerler (Beceren, 2002).
1.3. Amaç
Duygusal zekâ olarak adlandırılan yeterliliklerin dünyada ve Türkiye’de eğitim alanına ve
akademik başarı düzeylerine etkisinin olup olmadığı, varsa düzeyinin araştırılması önem kazanmaya
başlamıştır (Gürol,2008). Bu bağlamda yapılan bu araştırmanın amacı; ilköğretim ikinci kademe
öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarılarını bazı değişkenlere göre
incelemektir. Buna göre, bireylerin yaşamlarında önemli bir yere sahip olan duygusal zekâ ile
matematik dersi başarısı ve öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri ile demografik özellikleri (cinsiyet ve
sınıf düzeyi) açısından ilişkilerin ortaya konması araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır.
1.4.
Problem Cümlesi
İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarıları
arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
1.5.
Alt Problemler
1. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerinin dağılımı nasıldır?
1.a. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerinin dağılımı cinsiyete göre
nasıldır?
1.b. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerinin dağılımı sınıf düzeyine
göre nasıldır?
2.
İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri demografik özelliklerine göre
farklılaşmakta mıdır?
2.a. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri öğrencilerin cinsiyetlerine
göre farklılaşmakta mıdır?
2.b.İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri öğrencilerin sınıf düzeylerine
göre farklılaşmakta mıdır?
3.
İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarıları
arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
3.a. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ faktörlerinden “iyimserlik” ile
öğrencilerin matematik dersi başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
3.b. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ faktörlerinden “duygulardan
faydalanma” ile öğrencilerin matematik dersi başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
3.c. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ faktörlerinden “duyguların ifadesi” ile
öğrencilerin matematik dersi başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
1.6. Önem
Duygusal zekâ, kişinin kendi ve başkalarının duygusal kabiliyetlerinin farkında olma ve bunları
yaşamına yön vermede bir kaynak olarak kullanabilme becerisidir. Böylesine önemli bir kavram
oldukça yeni ve sürekli kavramsal anlamda güncelleştirilmektedir. Duygusal zekâ kavramının
yaygınlaşmasına paralel olarak duygusal zekâyı ölçen ölçekler de artmaya ve bunların kullanımı
yaygınlaşmaya başlamıştır (Göçet,2006). Yapılan çalışmalarda duygusal zekâ ile sosyal beceriler,
yaşam doyumu ve akademik başarı arasında pozitif ilişkiler bulunmuştur (Dağlı,2006). Literatürde
ilköğretimde duygusal zekâ ve akademik başarıyı inceleyen çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu bağlamda,
duygusal zekâyla akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesi ve bulguların değerlendirilmesi
gerekmektedir. Bu çalışma ülkemizde de, duygusal zekâ ve akademik başarı arasındaki ilişkiyi
inceleyen araştırmaların yapılmasına ve bu ilişkinin pozitif çıkmasına paralel olarak, duygusal zekâyı
geliştirici programların oluşturulmasına ön ayak olması bakımından önem taşımaktadır.
2. YÖNTEM
İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi
belirlemek için yapılan bu çalışmada mevcut durumun olduğu gibi ortaya konması amaçlanmıştır. Bu
nedenle betimsel nitelikli tarama modeli araştırmanın yöntemi olarak benimsenmiştir. Betimsel
araştırmalar ilgilenilen durumu tanımlamaktadır, tarama modelinde de var olan bir durumun var
olduğu şekliyle betimlenmesi amacı vardır (Karasar, 2008).
2.1. Çalışma Grubu
Bu araştırmanın çalışma grubunu, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Balıkesir ili Susurluk
ilçesindeki Nimet Sadık Özyiğit İlköğretim Okulu ve Beşeylül İlköğretim Okulu ikinci kademe
öğrencilerinden rastgele seçilen toplam 125 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma grubu belirlenirken
tabakalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Tabakalı örnekleme, evrendeki alt grupların örneklemde
temsil edilmelerinin garanti altına alındığı bir örneklemedir (Balcı, 2007).
2.2. Veri Toplama Aracı
Araştırma problemi ve alt problemler doğrultusunda; öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleriyle
matematik dersi başarıları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla, veri toplama aracı olarak orijinali
Schutte ve diğerleri (1998) tarafından geliştirilmiş olan Duygusal Zekâ Ölçeğinin(DZÖ), Austin ve
diğerleri(2004) tarafından modifiye edilmiş versiyonunun Türkçeye uyarlaması Göçet (2006)
tarafından yapılan ölçek kullanılmıştır. DZÖ yapı ve kapsam geçerliliği ile güvenirlik analizleri
yapılarak uygulanabilir hale getirilmiştir. DZÖ 20’si olumlu, 21’i olumsuz toplam 41 maddeden
oluşup ; (1) kesinlikle katılmıyorum, (2) katılmıyorum, (3) kararsızım, (4) katılıyorum, (5) kesinlikle
katılıyorum şeklinde 5’li likert tipi bir derecelendirmeye sahiptir. Ayrıca ölçek; İyimserlik/Ruh
Halini Düzenleme (Optimism/Mood Regulation), Duygulardan Faydalanma (Utilisation of Emotions)
ve Duyguların İfadesi (Appraisal and Expression of Emotions) olmak üzere üç faktörden
oluşmakta ve bu üç faktörle birlikte bütününde genel duygusal zekâyı ölçmektedir.
2.3. Verilerin Analizi
Araştırmadan elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS 17 (Statistical Package for Social
Sciences) istatistik programı kullanılmıştır. Öğrencilerin demografik dağılımlarını belirlemek için
yüzde ve frekans analizi, çoklu grup karşılaştırmaları için p<.05 anlamlılık düzeyinde ANOVA, ikili
grup karşılaştırmaları için t-testi kullanılmış ve duygusal zeka ve matematik başarısı arasındaki ilişkiyi
belirlemek için de pearson korelasyon katsayılarına bakılmıştır.
3. BULGULAR
3.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular
Bu bölümde araştırmanın 1. alt problemi doğrultusunda öğrencilerin cinsiyetleri ve sınıf
düzeylerine ilişkin frekans ve yüzde dağılımlarına yer verilmiştir.
Tablo 1: Öğrencilerin cinsiyetlerine göre frekans ve yüzde dağılımları ve DZÖ den aldıkları puanlar
Frekans (N)
Yüzde (%)
Puan
Kız
75
60
158.77
Erkek
50
40
146.44
Toplam
125
100
153.84
Araştırmaya katılan kız öğrenci sayısı 75 (% 60), erkek öğrenci sayısı ise 50 (% 40) dır.
Kız öğrencilerin DZÖ’den aldıkları puan ortalaması 158.77 iken erkeklerin 146.44’dır.
CINSIYET
80
60
Frequency
40
20
0
kiz
erkek
CINSIYET
Şekil 1: Öğrencilerin cinsiyetlerine göre frekans dağılımları
Tablo 2: Öğrencilerin sınıf düzeylerine göre frekans ve yüzde dağılımları ve DZÖ den aldıkları
puanlar
Frekans (N)
Yüzde (%)
Puan
6. sınıf
44
35.2
156.70
7. sınıf
39
31.2
154.38
8. sınıf
42
33.6
150.33
Toplam
125
100
153.84
Araştırmaya katılan ve 6. sınıfta okuyan öğrenci sayısı 44 (% 35.2), 7. sınıfta okuyan öğrenci
sayısı 39 (% 31.2) iken 8. sınıfta okuyan öğrenci sayısı 42 (% 33.6) dır. 6. sınıf öğrencilerinin
DZÖ’den aldıkları puan ortalaması 156.70, 7. sınıf öğrencilerinin DZÖ’den aldıkları puan ortalaması
154.38 ve 8. sınıf öğrencilerinin DZÖ’den aldıkları puan ortalaması 150.33 olduğu görülmektedir.
SINIF
50
40
30
Frequency
20
10
0
6
7
8
SINIF
Şekil 2: Öğrencilerin sınıf düzeylerine göre frekans dağılımları
3.2. Öğrencilerin Demografik Özellikleri Açısından Duygusal Zekâ Farklılıklarına İlişkin
Bulgular
Tablo 3: Öğrencilerin cinsiyetleri açısından duygusal zeka farklılıklarına ilişkin bulgular
Cinsiyet
Denek
Sayısı (N)
Aritmetik
Ortalama
(x)
Standart
Sapma
(SS)
Kız
75
158.77
15.63
Erkek
50
146.44
18.29
Serbestlik
Derecesi
(Sd)
123
t
Değeri
Anlamlılık
Düzeyi
(p)
4.04
.000
Tablo 3 den de görüldüğü gibi kız ve erkek öğrencilerin DZÖ’den aldıkları puanlar arasında kız
öğrenciler lehine 12.33 puanlık bir fark bulunmaktadır. Bu farkın anlamlı olup olmadığını anlamak
amacıyla SPSS 17 programı kullanılarak t-testi uygulanmış ve t = 4.04 bulunmuştur. %95 güven
aralığında hesaplanan p değeri .00 < .05 olduğundan kız ve erkek öğrencilerin duygusal zeka
puanları arasındaki fark anlamlıdır. Bu sonuca göre kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre duygusal
zekâ düzeyleri daha yüksek olduğu söylenebilir.
Tablo 4: Öğrencilerin sınıf düzeyleri açısından duygusal zeka farklılıklarına ilişkin bulgular
Sınıf
Denek
Sayısı (N)
Aritmetik
Ortalama
(x)
Standart
Sapma
(SS)
6. sınıf
44
156.70
19.87
7. sınıf
39
154.38
13.64
8. sınıf
42
150.33
18.54
Serbestlik
Derecesi
(Sd)
F
Değeri
Anlamlılık
Düzeyi
(p)
2
1.42
.245
Tablo 4 incelediğinde 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin DZÖ’den aldıkları puanların sırasıyla
156.70, 154.38 ve 150.33 olduğu görülmektedir. Bu farkın anlamlı olup olmadığını anlamak amacıyla
SPSS 17 programı kullanılarak Oneway Anova uygulanmıştır. %95 güven aralığında hesaplanan p
değeri .245 > .05 olduğundan öğrencilerin duygusal zeka puanları arasında sınıf düzeyine göre anlamlı
bir fark bulunamamıştır.
3.3. Öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri ve matematik başarıları arasındaki ilişkiye yönelik
bulgular
Tablo 5: DZÖ alt faktörleri ve DZÖ ile matematik başarısı arasındaki ilişkiye yönelik bulgular
Matematik Notu
r = .464
İyimserlik
p = .000
r = .272
Duygulardan Faydalanma
p = .002
r = .348
Duyguların İfadesi
p = .000
r = .447
DZÖ
p = .000
Tablo 5 deki istatistiksel veriler incelendiğinde öğrencilerin matematik notlarıyla DZÖ’de yer
alan “iyimserlik” (r değeri .464, p değeri .000 < .05), “duygulardan faydalanma” (r değeri .272, p
değeri .002 < .05) ve “duyguların ifadesi” (r değeri .348, p değeri .000 < .05) alt boyutları arasında
pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Genel olarak bakıldığında ise öğrencilerin
matematik notlarıyla duygusal zeka düzeyleri arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu
görülmektedir (r değeri .447, p değeri .000 < .05).
4. YORUM/TARTIŞMA
Bu araştırmada, ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile demografik
özellikleri (cinsiyet ve sınıf düzeyi) ve aynı öğrencilerin duygusal zekânın alt boyutlarından
iyimserlik, duygulardan faydalanma ve duyguların ifadesinin matematik başarıları arasındaki ilişkiyle
ilgili elde edilen bulgular tartışılıp yorumlanmaya çalışılmıştır.
Elde edilen bulgular doğrultusunda kız öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerinin erkek
öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerine göre daha yüksek olmasına rağmen sınıf düzeyinde
öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Bu sonuçlar;
Köksal(2003) ve Göçet(2006)’in “Kız öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri erkek öğrencilerin
duygusal düzeylerine oranla daha yüksektir.” ifadesini destekler nitelikteyken; Çelik ve Deniz
(2008)’in “kız öğrencilerle erkek öğrencilerin duygusal zekâ düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık
bulunamamıştır.” sonucundan ayrılmaktadır.
Araştırmanın bir diğer sonucu olan “İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ
düzeyleri ile matematik dersi başarıları arasında pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki vardır.” ifadesi,
Eskici (2009)’ nin “Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin duygusal zekâları ile matematik dersi
akademik başarıları arasında manidar bir ilişki yoktur.” sonucundan farklılık oluşturmaktadır.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Araştırma sonuçları, kız öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerinin erkek öğrencilerin duygusal
zekâ düzeylerine göre daha yüksek olmasına rağmen sınıf düzeyinde öğrencilerin duygusal zekâ
düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı yönündedir. Araştırmanın bir diğer sonucu da
“İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile matematik dersi başarıları
arasında pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki vardır.” şeklindedir.
Araştıma neticesinde aşağıdaki öneriler getirilebilir:
 Öğrencilerin duygusal zekâ düzeylerinin onların sosyodemografik özellikleri, aile yapıları ve
öğrenim gördükleri okul ve sınıf düzeyi gibi farklı değişkenlerden etkilendiği (Doğan,2009)
sonucundan yola çıkılarak öğrencilerin duygusal zekâlarının geliştirilmesinde öğrenciye ait
değişkenlere duyarlı stratejilerin geliştirilmesi ve sınıf ortamında bu farklılıklara duyarlı
yaklaşımların öğretmenler tarafından kullanılması önerilebilir.
 Duygusal zekâ gelişiminde etkili olabilecek çeşitli faktörlerin ortaya çıkarılmasında yeni
araştırmaların yapılması önerilebilir.
 İlköğretim 2. kademe öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri arasında meydana gelen
farklılıklar dikkate alınarak bu duruma neden olabilecek öğretim programlarının incelenmesi
ve ilköğretim kurumlarının öğrencilere duygusal zekâyı geliştirici yönde ortak programlar
oluşturulmasının sağlanması önerilebilir.
 İlgi duyanlar için konu farklı evrenlerde, aynı değişkenler açısından çalışılıp araştırılabileceği
gibi, farklı değişkenler açısından da ele alınabilir. Duygusal zekâ ile sosyo ekonomik düzey,
okul türü, yaşanılan şehir veya coğrafi bölge gibi değişkenler arası ilişkileri betimleme
çalışmalarının yapılmasının hayata büyük katkı sağlayacağı inancındayız.
KAYNAKÇA
Austin,E.,J., Saklofske, D. H. ve Egan,V. (2004). Personality, well-being and health correlates of
trait emotional intelligence. Personality and Individual Differences,(38),547-558.
Balcı,A. (2007). Sosyal Bilimlerde Araştırma: Yöntem, Teknik ve İlkeler (6. Baskı’dan tıpkı basım).
Ankara:PegemA Yayıncılık.
Baltaş,Z. (2006). Duygusal zeka/ insanın dünyasını aydınlatan ve işine yansıyan ışık (1. Baskı).
İstanbul:Remzi Kitabevi.
Bradberry,T., Greaves, J. (2009) Emotional Intelligence 2.0. San Francisco: Publishers Group West.
[Online]: www.wikipedia.org/ adresinden 5 Ocak 2011 tarihinde indirilmiştir.
Beceren, E. (2002). Hayatın Her Alanında Duygusal Zeka. Personal Excellence, şubat 2002.
Bowell,R.A. (2007). 7Adımda Ruhsal Zeka (1. Baskı). Çeviren: Merve Gün, Yücel Aşıkoğlu
İstanbul:Hayat Yayıncılık.
Chopra,P.K., Kanji, G.K. (2010). Emotional intelligence: A catalyst for inspirational leadership and
management excellence. Total Quality Management,21(10), 971-1004.
Çelik,B.S.,Deniz,M.E.(2008). A Comparison of Scouts’ Emotional Intelligence Levels With Regards
To Age and Gender Variables: A Cross-Cultural Study, Elementary Education Online, 7(2),
376-383. [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr adresinden 5 Ocak 2011 tarihinde
indirilmiştir.
Dağlı,M.E. (2006). Ergenlikte zeka bölümü, duygusal zeka ve akademik başarı arasındaki ilişki.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji
Anabilim Dalı, Mersin.
Doğan,U. (2009). Lise öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile problem çözme becerilerinin bazı
değişkenlere göre incelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Muğla Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Rehberlik ve Psikolojik
Danışmanlık Bilim Dalı, Muğla.
Eskici,M. (2009). Meslek yüksekokulu öğrencilerinin duygusal zekaları ile matematik dersi başarıları
arasındaki ilişki , 1. Uluslararası Eğitimsel Araştırma Konferansı’nda sunulmuş bildiri.
Eymen,U.E. (2007). Duygusal zeka, e-kitap, Kaliteofisi yayınları, No: 15, Şubat 2007.
Goleman,D. (1998). Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir? (8. Basım). Çeviren: Banu
Seçkin Yüksel, İstanbul: Varlık Yayınları.
Göçet,E. (2006). Üniversite öğrencilerinin duygusal zeka düzeyleri ile stresle başaçıkma tutumları
arasındaki ilişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Sakarya.
Gürol,Ö. (2008). İlköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin duygusal zeka düzeyleri ile stresle
başa çıkma becelerileri arasındaki ilişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Yeditepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı, İstanbul.
Hein,S. (2005). Definition of Emotional Intelligence, http://eqi.org/eidefs.htm#Introduction. [Online]:
http://eqi.org/ adresinden 5 Ocak 2011 tarihinde indirilmiştir.
Hein,S. (2007). Steve's Short Definition of Emotional Intelligence: Academic Definition and History
of the Term "Emotional Intelligence", http://eqi.org/history.htm#Here is my definition of
emotional intelligence:
[Online]: http://eqi.org/ adresinden 5 Ocak 2011 tarihinde
indirilmiştir.
Karasar,N.(2008). Bilimsel Araştırma Yöntemleri (18. Baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Köksal,A.(2003). Ergenlerde duygusal zeka ve karar verme becerileri arasındaki ilişki.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim
Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul.
Mayer,J. D., Salovey,P. (1993). The Intelligence of Emotional Intelligence, Intelligence,(17), 433.
Majer,J.D. ve Salovey,P. (1997). What is emotional intelligence? In P. Salovey, D.J. ve Sluyter (Eds.)
Emotional Development and Emotional İntelligence. New York: Basic Books.
Mayer,J.D.,Caruso,D.R., Salovey, P. (2000a), Emotıonal Intelligence Meets Tradıtıonal Standards
for an Intelligence, Intelligence, 27(4), 267-298.
Mayer,J. D., Salovey, P., Caruso, D. R. (2000b). Models of emotional intelligence. In R. J.
Sternberg (Ed.). Handbook of Intelligence ,396-420, Cambridge, England: Cambridge
University Press.
Schutte,N.S., Malouff,J.M., Hall,L.E., Haggerty,D.J., Cooper,J.T., Golden,C.J.,ve Dornheim,L.
(1998). Development and validation of a measure of emotional intelligence , Personality and
Individual Differences, (25),167-177.
Titrek,O. (2007). IQ’dan EQ’ya geçiş,(1. Baskı). Ankara: PegemA Yayıncılık.
Weisinger,H. (1998). İş Yaşamında Duygusal Zeka (1. Baskı), Çeviren: Nurettin Süleymangil,
İstanbul: MNS Yayıncılık.
Yılmaz,S. (2007). Duygusal zeka ve akademik başarı arasındaki ilişki, Yayımlanmamış yüksek lisans
tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı, Erzurum.
Yavuz,K.E. (2004). 0-12 yaş dönemi çocuklarda duygusal zeka gelişimi (4. Baskı),Ankara: Ceceli
Yayınları.

Benzer belgeler