Tam Metin - Gençlik Araştırmaları Dergisi

Transkript

Tam Metin - Gençlik Araştırmaları Dergisi
►Hande Bilsel Engin
1. GİRİŞ
G
28
ençlik, temel olarak, orta öğretim ya da üniversite eğitimi sürecinde olan genç yaş grubu olarak tanımlanmaktadır (Antonides
ve van Raaij, 1998: 466). Bu çerçeve içerisinde Milenyum gençliği
15-34 yaş aralığındaki genç kesimi ifade eder (Temporal, 2008: 61). “İlişkiler Çağı”nın bu dinamik üyeleri, daha önceki kuşaklarla karşılaştırıldığında çok daha eklektik, çok yönlü, bağımsız, teknolojik açıdan duyarlı ve
dolayısıyla bilgiye erişimi daha doğrudan olan genç bireylerdir. 2000’li
yıllarla birlikte, çevrecilik konusunda belirli hassasiyetler gösteren, gönüllülük meselesine sıcak bakan, küresel ekonomik güçleri yer yer sorgulayabilen ve aşırı “reklam kokan” içerik ve pazarlama önerilerinden yüz çeviren bir küresel gençlik oluşumuna şahitlik etmekte olduğumuz bir dönemden geçmekteyiz. Tüm bunlara karşın, aynı zamanda çok küçük yaşlardan itibaren markalarla etkileşime geçen bu gençlik gruplarının sınırsız
bir tüketimle de iç içe geçmiş yaşamlar sürdürdüklerini görüyoruz. Milenyum gençliğinin %39’luk bir bölümünün gelir düzeyi yüksek ailelerden
geldikleri verisi ışığında, nüfusun geneliyle karşılaştırıldığında, daha sıklıkla satın alma eğilimleri içinde oldukları ve pazarla ilginlik seviyelerinin
birçok farklı ürün kategorisi bağlamında yüksek olduğu görülmektedir.
Asya ülkeleri genelinde MTV müzik kanalının yaptırdığı bir araştırmaya
göre, MTV’nin 15-34 demografi aralığındaki izleyicilerinin %22’sinin kişisel bilgisayara, %99’unun video kameraya, %33’ünün cep telefonuna sahip
olduğu, %41’inin parfüm, %36’sının cilt bakım ürünü, %36’sının deodorant kullandığı, %26’sının meyve suyu, %17’sinin gazlı içecek tükettiği,
%23’ünün basketbol oynadığı, %100’ünün sinemaya gittiği, %56’sının son
aylarda en az bir kafeye gittiği, %41’inin son bir ay içinde en az bir kez bir
fast-food restoranında yemek yediği, %74’ünün hanesinde en az bir araba
sahibi olunduğu ve %46’sının son bir yıl içerisinde az az bir kere uçak
seyahati yaptığı bulgulanmıştır (Nielsen Media Index: Korea, Singapore,
Indonesia, Philippines, Thailand, 2003).
Genel anlamda çocuk ve gençlerin nüfus içerisindeki oranının, 2050 yılına gelindiğinde 1990’lardaki %25’ten, %20’ye doğru bir düşüş grafiği
göstereceği tahmin edilmektedir:
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
Tablo 1: Gençlik Yaş Sınıfları
Yıl
1960
1980
2000
2020
Yaş Sınıfları
(her bir yaş sınıfına ait nüfusun oranı)
0-19
20-59
≥ 60
31.8
57.7
30.0
52.2
23.4
55.0
20.4
52.9
15.5
17.8
21.6
26.7
Kaynak: Eurostat (1992) Europe in Figures (Luxembourg: Eurostat) (3rd edition)
Genç nüfustaki bu kademeli azalmayı ifade etmek için ortaya atılan ve
nüfusun yaşlanması anlamına gelen degreening durumu kısmi olarak
kadının toplum içerisindeki özgürleşme ve kariyer sahibi olma süreçleri
üzerine temellendirilmektedir. Bu trend özellikle 1970’lerden itibaren belirgin olarak göze çarpmaktadır. Genç nüfus hacminde gerçekleşmesi beklenen bu olası düşüşe rağmen, gençlik pazarı pazarlamacılar açısından
gençlerin aktif ve tüketici yaşam tarzları ve sahip oldukları cep harçlığı ya
da gelir dolayısıyla cazip bulunmaktadır.
İkinci dünya savaşıyla önemli ölçüde hasar görmüş olan Avrupa’ya kıyasla daha az yıpranmış olan Amerika’nın ardından, 1950’li yıllarda İngiltere ve Batı Avrupa’da gençlik yeni ve önemli bir pazar olarak ortaya çıkar
(Hall ve Jefferson, 1990: 15-16). Bu dönemde gençlerin ilgi alanına giren
etkinlikler ve yaşam biçimleri farklı gençlik gruplarından ya da onların
toplumsal sınıf oluşumlarından çok daha önemli görülmektedir. Gençlik
kültürü bu koşullar altında sınıfsızlaşmış, gençliğin kendisi bir sınıf haline
gelmiştir. Artık gençlik kültürü, eğlence ve moda endüstrilerinin de genişlemesi ve girişimleriyle birlikte, müziğiyle, tarzlarıyla, haz almaya yönelik
tüketim biçimleriyle bir “Gençlik Pazarı”na doğru evrilmiştir. Bu yeni
pazarı oluşturan gençlerin çoğu kendilerini hedefleyen yeni endüstrilerde
ve yeni tüketim mallarının satışı ile ilgili işlerde ve geçmişe oranla daha
yüksek ücretlerle çalışmaktaydı ve özellikle 1980’li yıllara gelindiğinde
satın alma davranışlarını, çok daha üst düzey bir incelikle ve bilinçle, kimliğini oluşturmaya ve donatmaya yönelik olarak sergilemekteydi. Paul
Willis bu dönüşümü şöyle dile getirmektedir (Willis, 1990: 137):
“Pazarlamacılık tarihinin başlangıcında, tüketici grupları sosyo-ekonomik
kategorilere ayrılıyor, böylece belirli tüketim mallarının bu gruplara daha
kesin şekilde ulaşması sağlanıyordu. Oysa modern pazarlamacılık, sosyoekonomik grupların tanımlanmasından çok, “yeni” yaşam tarzı ve yaşam
evresi kategorilerinin ve paylaşılan ilgi ve esin kaynaklarının adlandırıl-
29
►Hande Bilsel Engin
masına doğru evrilmiştir. Bu dönüşüm, pazarın “nesnel” bir açıdan değil
de, tüketicinin bakış açısından değerlendirilmesi yönünde bir yaklaşım
olduğu için, önemli bir gelişmedir. Tüketici artık tüketim ideolojisinin
edilgen bir kurbanı olarak görülmek şöyle dursun, üretilen malların seçimi ve kullanılmasında, nasıl davranacağı önceden kestirilemeyen önemli
bir karar verici güç olarak ele alınmaya başlanmıştır.”
30
Willis’in bu bakış açısından yola çıkışla, gençlerin günümüzde “pasif”
ve “aktif” nosyonları arasında yer alan yaratıcı çizgideki yeni olasılıkları
keşfetmelerini sağlayacak bir yapı içerisinde yaşam tarzlarını inşa ettikleri
söylenebilir. Tüketici yaşam tarzlarının inşasına yönelik olarak Willis
gençlerin tüketim politikalarını ve yönlendirmelerini kendi istekleri doğrultusunda dönüşüme ve yapı bozuma uğratabildiklerine işaret ederek,
tüketim kültürünün onlara sunduğu şeyleri değerlendirebilme ve gerektiğinde eleştirebilme kapasitesine sahip olduklarını iddia etmektedir. Kısaca
Willis, kültürü yaşanan bir pratik olarak değerlendirmektedir.
Gençlik grupları yetişkinlerden farklılaşmak ve onlardan belirli düzeyde bağımsızlık kazanmak için çalışma ve gündelik rutinlere tepki olarak
tüketim ve boş zaman faaliyetleri alanında kendi değerlerini geliştirir. Bu
bağlamda, “gençlik kültürü gerçek olanla imal edilmiş olanın çelişkisel
karışımından oluşur: Bu alan gençler için kendini ifade, ticari kuruluşlar
için ise verimli bir kâr alanıdır” (Storey, 2000: 120).
Son dönemlerde Yeni Bin Yıllılar (Millenials) olarak da adlandırılan
1980 ila 2000 yılları arasında doğmuş olan bu gençlik grubunu derinlemesine irdeleyen, Thom S. Rainer ve Jess W. Rainer adlı araştırmacıların yürütmüş olduğu farklı bir araştırmanın bulguları ise, bir taraftan markaların
pençelerinde ilerleyen, öte yandan ise kendilerini ifade etme “ilişkiselliği”
arayışı içinde olan bu gençlerin %96 oranında “umut” odaklı bir yaşam
sürdürdüklerine işaret etmektedir (Thom S. Rainer ve Jess W. Rainer, 2010:
16). Araştırmacılar, bir önceki kuşağın aksine bu yaş kırılımının son derece
iyimser olduğunu ve kendileri olmaktan mutluluk duyduklarını ifade
etmektedirler. Bu kuşağa göre dünya eskisi kadar yaşanılası bir yer olmasa da, kendilerini pro-aktif olarak gördüklerinden, onunla ilgili değiştirebilecekleri çok şey mevcuttur.
Gençliğin tüketici davranışı üzerine yürütülen akademik araştırmalarda
genel motifin, gençliğin kendini ifade etme biçimleri kapsamında; bağımsızlık kazanma-aidiyet, idealizm-pragmatizm, narsist-dostane/paylaşımcı,
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
konformist-isyankâr temalar üzerinde şekillendiği görülmektedir (Solomon
ve Bamossy, 1999: 356-357). Bu kendini ifade etme biçimleri toplumun ana
akım kültürüyle uyum arz edebileceği gibi ona karşıt bir biçimde de şekillenebilmektedir. Bu biçimler içinden aileden bağımsız olma, toplumsal standartlara/yerleşik normlara/kurumlara karşı isyankâr bir duruş sergileme
ve belirli bir akran grubuna ve onun kültürüne ait olma isteği gençlik kültürünü nesnel kültürden bağımsızlaştırır. Bu gençlik araştırmaları çerçevesinde, yetişkinlerden farklılaşma, yaşamın dayattığı somut kimlik ve gerçekliklerden kaçış sürecinde, gençliğe akran grubu, kitle iletişim araçları ve bu
araçların yaydığı, yansıttığı popüler kültür ürünleri ve imgelerinin referans
kaynağı teşkil edebileceği gibi sonuçlara varıldığı görülmektedir.
Bu araştırmalar arasında sektör ve akademi işbirliğiyle yürütülmüş olan
“The $100 Billion Allowance: Accessing the Global Teen Market” (100 Milyar Dolarlık Harçlık: Küresel Gençlik Pazarına Ulaşmanın Yolları) başlıklı
çalışma oldukça dikkat çekici bir boyut arz eden iddialı bir araştırma olarak
karşımıza çıkmaktadır. Brandweek adlı reklâmcılık ve pazarlama sektörü
açısından rehber ve alanın en belirleyici yayını olarak kabul edilen sektörel
dergide de “Küresel Gençliğin Altı Değer Segmenti” başlıklı bir bölümü
yayınlanmış olan bu çalışmayı tüketici davranışı araştırmaları alanında
önemli bir isim olarak anılan ve Brain Waves Grup adlı pazarlama iletişimi
danışmanlık şirketinin başkanı Ellisa Moses liderliğinde tüketici davranışı
kuramcısı Shalom Schwartz ve Milton Rokeach adlı akademisyenler tarafından yürütülmüştür (Moses, 2000). Araştırma 44 ülkede yaşayan 15–25
yaş aralığındaki 27 bin genç üzerinde yürütülmüş ve araştırma çerçevesinde
bu gençlerin kim oldukları, hangi1 sahiplendikleri, yaşamda onları nelerin
motive ettiği, pazar içerisindeki tercihlerinin üzerinde hangi faktörlerin
belirleyici olduğu ve marka tercihleri saptanmaya çalışılarak ortaya sektörlerin hedef alabilecekleri belirli bir sayıda homojen genç tüketici
segmentinin oluşturulması amaçlanmıştır. Coca Cola ve Philips gibi marka-
“Aile ile ilişkiler, olabildiğince çok şeyi başarma, olabildiğince çok eğlence, arkadaş ilişkileri, dünyayı daha yaşanılır bir yer olması için çabalama, birey olarak kabul görme, gelenek ve değerleri koruma, asla sıkılmama” gibi değerler üzerinden gidilmiştir. Bu değerler için Schwartz ve Rokeach’ın
çalışmaları temel alınmıştır. (Sholom SCHWARTZ, “Are There Universal Aspects in the Content and
Structure of Values?”,14-45 ; Milton ROKEACH, Understanding Human Values: Individual and
Society, 43-104.)
1
31
►Hande Bilsel Engin
lar bu verilerden ve segmentlerden yola çıkarak küresel düzeyde kampanyalar geliştirme yoluna gitmiştir.
Tablo 2: Küresel Gençliğin Altı Değer Segmenti
Kategoriler
Thrills&Chills
(Keyfine Düşkünler)
Dünya: %18
Türkiye: %27
32
Upholders
(Geleneklere
Bağlı Olanlar)
Dünya: %16
Türkiye: %8
Quiet
Achievers
(Gizli Cevherler)
Dünya: %15
Türkiye: %10
Özellikler
Bu grubun sıklıkla görüldüğü ülkeler Almanya, İngiltere, Yunanistan, Güney Afrika, A.B.D., Belçika, Kanada,
Türkiye, Fransa, Polonya, Japonya, Arjantin ve Norveç’tir. Eğlence, arkadaşlık, itaatsizlik ve duygusallık bu
grubun başlıca niteleyicileri olarak belirtilmektedir. Yeni
olan her şeyi denemek, satın almak ve tüketmek arzusu
bu grupta ağır basmaktadır. Bar, kafe, restoranlarda
eğlenmek, yemek yemek, dans etmek bu hedonist olarak
tanımlanan grup için en önemli etkinlikler olarak görülmektedir. Yaşam felsefeleri “hayatın keyfine bak” olarak
saptanmıştır. Çabuk sıkılan bir profil çizerler. Satın alma
davranışları ürün ve hizmetlerin neşeli, enerjik, esprili,
renkli ve müzikli imgelerle bezenmiş olduğu mesajlarla
şekillendirilebilir
Bu grubun sıklıkla görüldüğü ülkeler Vietnam, Endonezya, Tayvan, İtalya, Peru, Venezuela, Porto Riko, Hindistan, Filipinler ve Singapur’dur. Aile, gelenek, görenek
ve bireye karşı duyulan saygı bu grubun başlıca niteleyicileri olarak belirtilmektedir. Bu grup dünyanın sessiz
ancak umut verici ölçüde yurttaşlık bilinçleri gelişmiş
gençlik grubu olarak nitelendirilmektedir. Başlıca arzuları ebeveynlerinin izinden yürüyerek onların umut ve
beklentilerini karşılamaktadır. Güvenilir markaları tercih
ederler ve risk almaktan çekinirler. Ancak yaşamları
boyunca birkaç markaya bağlanma örüntüsü gösterebilirler. Değişime açık değildirler. Satın alma davranışları
risk vurgusu olamayan iddiasız, aile değerlerini ve güveni kapsayan mesajlarla şekillendirilebilir
Bu grubun sıklıkla görüldüğü ülkeler Tayland, Çin,
Hong Kong, Ukrayna, Kore, Litvanya, Rusya ve Peru’dur. Başarı, anonimlik, anti-bireyselcilik ve toplumsal
iyimserlik bu grubun başlıca niteleyicileri olarak belirtilmektedir. Bu grup gençlik yıllarını kararlılık ve kendini sınırlama güdüleriyle geçirmektedir. Yaşamdaki tek
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
Resigned
(Karamsar
ve Umutsuzlar)
Dünya: %14
Türkiye: %21
Bootstrappers
(İyi Çocuklar)
Dünya: %14
Türkiye: %10
World Savers
(Dünyayı Kurtaranlar)
Dünya: %12
◄
amaçları çok çalışmak ve eğitimde başarı elde etmektir.
Okuldaki başarıya odaklanmış olan ilgileri diğer genç
etkinlerine katılımlarına ket vurmaktadır. Satın alma
davranışları ürün ve hizmetlerin faydalarını vurgulayan
mesajlarla şekillendirilebilir. Açık cinsellik ve alaycı tonlar bu grubun tepki vermediği mesaj yaklaşımlarıdır.
Bu grubun sıklıkla görüldüğü ülkeler Danimarka, İsveç,
Kore, Japonya, Norveç, Almanya, Hollanda, Arjantin,
Türkiye, İngiltere, İspanya, Fransa, Tayvan’dır. Arkadaş,
eğlence, aile ve düşük beklentiler bu grubun başlıca niteleyicileri olarak belirtilmektedir. Canlı&Heyecanlılar
grubuna öykünen bu grubun diğerinden temel farkı
geleceğe olan inançsızlıkları ve içki, uyuşturucu madde
gibi bağımlılıklara olan aşırı eğilimleridir. Sıkıntı bu grubun sahiplendiği başlıca faktördür. Fast food ve hızlı
tüketim ürünlerine eğilimlidirler. Satın alma davranışları
ironik bir ton içerisinde toplumsal sorunlar ve durumlarla alay eden mesajlarla şekillendirilebilir. İyimser bir
dünya imajının çizildiği aşırı mutlu tablolara şüphe ve
olumsuzlukla yaklaşırlar.
Bu grubun sıklıkla görüldüğü ülkeler Nijerya, Meksika,
A.B.D., Hindistan, Şili, Porto Riko, Venezuela, Kolombia
ve Güney Afrika’dır. Üstün başarı, bireycilik, iyimserlik,
kararlılık ve güç bu grubun başlıca niteleyicileri olarak
belirtilmektedir. Bu grup, bugünün başarılı gençleri, yarının ise liderleridir. Finansal olarak başarmaya kararlıdırlar, ancak gösterişçi tüketimin keyfine varmak için o günleri beklemeye niyetleri yoktur. İyi yaşamın olumlu değerleriyle inandırıcı bir biçimde köprü kuran markalar bu
gençler için her zaman sahip olunası değerler olarak görülecektir. Ayrıca bu segmentle ilişki tesis edebilecek pazarlamacılar bu tüketicinin o markanın sürekli satın alıcısı
olmasını garantilemiş olurlar. Satın alma davranışları
yaşam ve kariyerde ilerlemelerini sağlayacağını vurgulayan mesajlarla şekillendirilebilir
Bu grubun sıklıkla görüldüğü ülkeler Macaristan, Filipinler, Venezuela, Brezilya, İspanya, Kolombiya, Belçika,
Arjantin, Rusya, Singapur, Fransa, Polonya, Ukrayna,
İtalya, Güney Afrika, Meksika ve İngiltere’dir. Çevre,
33
►Hande Bilsel Engin
Türkiye: %12
hümanizm, eğlence ve arkadaşlar bu grubun başlıca
niteleyicileri olarak belirtilmektedir. Bu gruba ait gençler
akıllı tüketiciler olarak adlandırılmaktadır. Yaşamdan
keyif alırlar. Kafe, restoran, kültürel etkinliklerin yanı
sıra doğa sporlarına da meraklıdırlar. Kafe özgecilleri
olarak da tanımlanırlar. Teknolojiyi ileri seviyede kullanabilirler. E-ticaretten faydalanırlar ve sosyal ağları son
derece önemserler. Satın alma davranışları net, samimi
ve gerçekçi mesajlarla şekillendirilebilir.
Kaynak: Ellissa Moses, The $100 Billion Allowance: Accessing the Global Teen
Market.
34
Brandweek dergisinin bu araştırmadan sektör adına çıkartmış olduğu
sonuç pazarlamacıların küresel ölçekte hedefleyebilecekleri homojen ve her
ne olursa olsun, farklı boyut ve yoğunlukta bir takım tüketim odaklı gençlik
segmentlerinin var olduğudur. Segmentler adeta birer genç tüketici prototipi olarak değerlendirilmekte ve sektöre bir kullanıcı/tüketici profili olarak
adeta bir kurban olarak sunulmaktadır. Yine oldukça edilgen,
stereotipleştirilmiş ve mutlaklaştırılmış bir tablo söz konusudur. Gençlik
gruplarının dilsel olarak ifade edilişi bile adeta savaş terminolojisi2 üzerinden gitmekte, gençlik grupları birer hedef tahtası olarak betimlenmektedir.
Araştırmaya dâhil olan gençlerin yüzdelik sınıflandırılmasına bakıldığında
ise bu savaşın dışında anonim ve hiçbir yere yerleştirilemeyecek gençler
olarak kalabilen yalnızca yüzde onluk bir kesim bulunduğu görülmektedir.
Bu bize göre günümüz dünyasının çelişkilerini en keskin biçimde
deneyimleyen gençlerin durum, tutum ve değerlerini yansıtan gerçekçi bir
tablo değildir. Tam tersine sektörel güçlerin saldırganca kazandığı, gençlerin ise kategorize edilip hedeflenerek hapsedildiği ve sömürüldüğü ancak
sempatikleştirilmiş ve sektörün kolaylıkla hazmedeceği biçimde haplaştırılarak basite indirgenmiş bir savaş stratejisi tablosudur.
Pazarlama terminolojisini stratejik ve lojistik savaş betimlemeleriyle ilk örtüştüren ve pazarlamayı
tüketicilerin ele geçirildiği bir savaş, şirketler için ise kanlı bir mücadele alanı olarak tanımlayan
pazarlama danışmanları Al Reis ve Jack Trout olmuştur. Savaş (war) ve pazarlama (marketing)
sözcüklerinin birleşiminden türettikleri “warketing” sözcüğüyle pazarlamanın savaştan bir farkı
olmadığını savunmuşlar ve bu savaşın teknik ve kurallarını ortaya koydukları çalışmalarıyla pazarlama dünyasını oldukça etkilemişlerdir. Çalışmalarındaki teknik çıkış noktası ise “segmentasyon”
kavramı olmuştur” (A. REIS - J. TROUT, Warketing: Pazarlamada Zafere Giden Yol, Çev. Ümit
Şensoy.)
2
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
Gençler üzerine yürütülen bu araştırmalara genel olarak bakıldığında,
gençlerin iş yerine, aileye ve eğitim yapısına tepki olarak belirli tarz ve
ürünlere olan ilgileriyle tanımlanmalarına doğru bir değişim süreci içinde
oldukları göze çarpmaktadır. Bu çalışmalarda özellikle kitlesel üretim
yapan sektörlerin ve bunların pazarlama iletişim tasarımcılarının çok çeşitli tüketim ürün ve hizmetlerinin hedef kitlesi olarak gençleri seçmesi,
segmente etmesi ve çoklu mecralar üzerinden hedeflemesiyle gençlerin
tüketim tercihleri ve boş zaman etkinlikleri yetişkinlerden büyük ölçüde
farklılaştığı ve yönlendirildiği iddia edilmektedir. Bu ürünler ya gençlerin
tükettiği ürünlerdir ya da onların aidiyet ve özlem duydukları grupların
davranış biçimlerine, tarzlarına ve yaş özelliklerine gönderme yapan simgelerle ilintilidir. Tüketici davranışı odaklı bu çalışmalara göre, popüler
ürünlerin tüketimi mutlaklaştırılmış olan belirli gruba ait olma amacıyla
yapıldığı için simgeler, imajlar ve stiller son derece önemlidir. Yine bu
gençlik araştırmalarında, gençlerin özgürlüğünün, farklılaşmasının, mutluluğunun, refahının, erkekliğinin, kadınlığının ve eğlencelerinin nesneleri, simgeleri ve imajlarının popüler kültür üreticisi sektörler ve bunların
dağıtıcıları tarafından sağlandığı vurgulanmaktadır.
2. TÜRKİYE’DE GENÇLİK SEGMENTİ: PAZARLAMA VE
MARKALAMA SEKTÖRLERİ GENÇLİĞİ NASIL ELE ALIYOR?
Genç tüketiciyi anlamak, yaşam tarzlarını çözmek, gelir gruplarına göre
analiz yapmak, üst düzey pazar araştırma şirketlerinin geliştirdikleri hedefleme ve segmentasyon tekniklerine dahi bakıldığında, bu denli basit
bir süreç de değildir. Bazı pazarlama uzmanları halen gelir gruplarını,
bazıları ise sosyo-ekonomik statü düzeyini kullanmaktadır. Ancak, meslekten gelir düzeyine, yaşanılan yerden kültürel bakışa, yaşam tarzlarını
birçok faktör belirlemektedir. Bu durumda da, sektörün segmentasyonda
temel olarak kullandığı A’dan E’ye, 5 statü grubu yetersiz kalmaktadır. Bu
nedenle, örneğin İngiltere’de 52, ABD’de ise 60 ayrı “küme”de VALS değerlendirmeleri yapılabilmektedir. Pazarlama uzmanlarının, bu “cluster”
(kümeleme) araştırmalarıyla, “yaşam tarzı analizleri”ne (life style analysis)
yeni bir yaklaşım getirmekte oldukları, gençliğin eğilimlerini özellikle
tüketim ve etkinlik unsurları üzerinden genelleme ve “genç” tanımlarını,
35
►Hande Bilsel Engin
36
kategori sayılarını çoğaltsalar ve genişletseler dahi, sınırları belli, mutlak
kompartmanlara ayırma eğilimi göze çarpmaktadır.
Örneğin, yukarıda sözü edilen, Türkiye’nin de içerisinde olduğu, dünya
çapında 44 ülkede, 15-25 yaş grubundaki 27 bin gençle yapılan ve Capital
dergisinde de “Hedefteki Yeni Kitle” başlığı altında yer verilen adlı araştırmada gençlerin kişilik, davranış biçimleri, geleneklerine bağlılıkları gibi
özellikler açısından gençlerin altı farklı kategoride ele alındığı görülüyordu
(Capital Dergisi: 2000, 182-188)3. Anket yöntemiyle yürütülen bu araştırmanın verilerine göre “Türk Gençliği”nin keyfine düşkünlük ve karamsarlık
kategorilerinde dünya genelinden daha yüksek bir orana sahip olduğu belirtilmiştir. Genel olarak üst orta, orta gelir düzeyine sahip gençlerin ele
alındığı bu araştırmaya göre “Türkiye’nin Gençleri” genel olarak Keyfine
Düşkün (Thrills & Chills) ile Kararsız ve Umutsuz (Resigned) gençler adlı
iki kategoride değerlendiriliyor ve bu çerçevede hedeflenmeleri öneriliyordu. Uç noktalar gibi görünen ancak bir takım ortaklıklarda birleştikleri öne
sürülen bu iki kategorinin belirleyici olduğu Türkiye, pazar araştırmacıları
açısından ilginç ve görece geniş bir yelpazeye sahip Müslüman bir ülke
olarak değerlendirilmekte ve Türkiye’ye özel bir önem verildiği görülmektedir. Bu değerlendirmelerin temellendiği bulgular tamamen istatistiksel
verilerdir. Yorumlar bu anonim veriler üzerinden yapılmaktadır. Derinlemesine herhangi bir araştırma yapılmamıştır:
“Türkiye pazarlamacılar için birçok sürprizi bünyesinde barındıran büyüleyici bir ülke. Geleneksel anlamda, Türkiye Doğu’yla Batı’nın buluşma
noktası olma özelliğini hâlen korumaktadır. Türkiye’de 6.7 milyon 15–25
yaş aralığında genç yaşamaktadır. Bunların %67’si kentlerde ve banliyölerde ikamet etmektedir. %56’sı orta sınıf gelir düzeyindedir. Ülkedeki enflasyon ise %60 civarındadır” (Moses, 2000: 133).
Bu araştırma kapsamında kız ve erkek grupların birbirlerinden keskin
çizgilerle ayrıştığı ileri sürülmektedir. Bu yaş grubundaki kızların erkeklere oranla arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçirdikleri (%88 oranında kızlar, %70 oranında erkekler), telefonla konuşmanın kızların en “büyük eğlencesi” olduğu kaydedilmiştir (%77 oranında kızlar, %30 oranında erkekler). Yine cinsiyetlerin tamamen birbirinden ayrıldığına, segmentler içerisinde alt segmentler oluşturduğuna dikkat çekilmiştir. Genç kız ve erkek3
Bkz. Tablo 2.
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
leri birbirinden ayıran kültürel ya da dinsel çizginin özellikle eğlence ve
boş zaman etkinliklerinde görüldüğü belirtilmektedir: Türkiye’deki genç
erkekler sporlar ilgilenirken; kızlar sanatla ilgili görülmektedir. Yorumlar
görüldüğü üzere son derece ayrıştırıcı ve mutlaklaştırıcıdır. Aşağıdaki
tabloya göre Türkiyeli gençler ya çoğunlukla haz peşinde koşmakta; durmaksızın, sonsuz marka döngüleri içerisinde sorgulamaksızın tüketmekte
ya da dünyadan ellerini eteklerini çekerek boyun eğmekte; inançsızlık,
umutsuzluk ve sıkıntı içerisinde sadece olan bitenle alay ederek yer yer
tepkilerini göstermektedirler.
Tablo 3: Türkiye’deki Segment Dağılımı
Thrills&Chills (Keyfine Düşkünler)
Resigned (Karamsar ve Umutsuzlar)
World Savers (Dünyayı Kurtaranlar)
Bootstrappers (İyi Çocuklar)
Upholders (Geleneklere Bağlı Olanlar)
Quiet Achievers (Gizli Cevherler)
%27
%21
%12
%10
%8
%5
Kaynak: Ellissa Moses, The $100 Billion Allowance: Accessing the Global Teen
Market.
Yedi ili ve 2200 deneği kapsayan, Konrad Adenauer Vakfı’nın yürütmüş
olduğu “Türk Gençliği 98: Suskun Kitle Büyüteç Altında” adlı araştırmada
ise gençler dört kategoride sınıflandırılarak irdelenmiştir (Bkz. Tablo 4).
Bu gençlik araştırmasında lüks tüketim (banka hesabı, kredi kartı, otomobil, cep telefonu ve bilgisayar sahipliği), mütevazı tüketim (kendine ait
oda, bilgisayar, bisiklet ve müzik seti sahipliği), kamusal yaşama katılım
boyutları (tavla-kâğıt oynama, maça gitme, spor yapma, diskotek/bar
müdavimliği), kültürel yaşama katılım boyutları (kitap, dergi okurluğu,
müzik aleti çalma, resim yapma gibi tek başına yapılabilen etkinlikler) gibi
ölçütler üzerinden gençler dört kategoride ele alınmaktadır. Bu gençlik
kümelerinin ortak özellikleri hepsinin boş zamanlarında “havadan sudan
konulardan” konuşması ve “Sizce insanın yaşamını anlamlı kılan nedir?”sorusuna ilk başta aile ve eğitim olarak yanıt vermeleri olarak ifade
edilmiştir. Bir kez daha gençler in hayata karşı tutumları belirli yaşam ve
tüketim kalıpları çerçevesinde mutlaklaştırılmış (idealist, romantik,
Yuppie, çocuksu, hayalperest, gelenekçi vb.) biçimde karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu konularda anketin ötesine geçilip derinleşildiğinde çok daha
37
►Hande Bilsel Engin
çelişkili, çok anlamlı, kolaylıkla kategorize edilemeyecek içgörüler elde
edilebilmektedir.
Tablo 4: Türkiye’de Gençlik Profilleri
Kategoriler
Genç Olmayanlar
N=1050
%=47.2
38
Aydın
Eğilimliler
N=515
%=23.2
Varsıllar
N=256
%=11.5
Yalnızlar
N=402
%=18.1
Özellikleri
Düşük sosyo ekonomik düzeyden gelen gençlerdir. Bu gençlerin tüketim pratikleri ne lüks ne de mütevazı düzeyde gelişmemiştir. Kamusal alanda görünülürlükleri yoktur. Kültürel
etkinlikleri çok sınırlıdır. En fazla konuştukları konular sırasıyla
“havadan sudan”, futbol, giyim kuşam, para ve iş konularıdır.
Kendilerini hem geçmiş kuşaktan (anne-babalarından), hem de
gelecek kuşaktan daha şanssız görmektedirler. Modern ve geleneksel değerleler/eksenler düzleminde geleneksel değerlere
yakın bir duruş sergilerler. Sırasıyla eş/sevgili, çocuk ve
din/inanç, yaşamlarını anlamlı kılan şeylerdir.
Üst ve orta sosyo-ekonomik kategoride yoğunlaşan gençlerdir.
Mütevazı tüketim olanaklarına sahiptirler. Kültürel alandaki
etkinliklere katılırlar. Yoğun olarak kültürel, entelektüel
etkinliklere
katıldıkları
için
aydın
eğilimli
olarak
nitelendirilmişlerdir. En fazla konuştukları konular sırasıyla
“havadan sudan”, futbol, sinema, müzik ve eğlence konularıdır.
Kendilerinin geçmiş kuşaktan daha şanslı, gelecek kuşaktan ise
daha şanssız olduğunu düşünmektedirler. Modern değerlere
yakındırlar. Sırasıyla eş/sevgili, idealler, meslek başarısı onları
yaşamda motive eden unsurlardır.
Üst ve orta sosyo-ekonomik kategoride yoğunlaşan gençlerdir.
Lüks tüketim olanaklarına sahiptirler. Kamusal ve kültürel
etkinliklere katılırlar. Diğer gruplardan ayrıldıkları en önemli
nokta lüks tüketim eğilimleridir. En fazla konuştukları konular
sırasıyla “havadan sudan”, futbol, iş, para ve karşı cinsle ilişki
konularıdır. Kendilerinin geçmiş kuşaktan daha şanslı, gelecek
kuşaktan ise, daha şanssız olduklarını düşünmektedirler. Modern ve geleneksel değerlere eşit mesafede durmaktadırlar.
Sırasıyla eş/sevgili, meslek başarısı, idealler ve para yaşamlarını
anlamlı kılan faktörlerdir.
Ortanın altındaki sosyo-ekonomik gruplardan gelen gençlerdir.
Mütevazı tüketim olanaklarına sahiptirler. Bireysel olarak
gerçekleştirdikleri entelektüel, sanatsal ve sportif etkinlikler
önemsemektedirler. En fazla konuştukları konular sırasıyla
“havadan sudan”, futbol, okul/ders, giyim kuşam, sinema ve
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
müzik konularıdır. Kendilerini hem geçmiş kuşaktan, hem de
gelecek kuşaktan daha şanslı görmektedirler. Modern ve
geleneksel değerlere eşit mesafede durmaktadırlar. Sırasıyla
idealler, mesleki başarı, bilgi ve din/inanç yaşamlarını anlamlı
kılan faktörlerdir.
Kaynak: Konrad Adenauer Vakfı’nın yürütmüş olduğu “Türk Gençliği 98: Suskun
Kitle Büyüteç Altında”
Her iki araştırmada da kategorileştiren gençlik kültürlerini birbirinden
ayrıştıran temel unsur, gündelik pratiklerin dinle ve geleneksel değerlerle
ilişkilendirilip ilişkilendirilmediği olarak karşımıza çıkmaktadır. Konrad
Adenauer Vakfı araştırmasında geleneğe saygı, dine ve devlete bağımlılık
özellikleri geleneksel; yurttaşlık, sorgulama, mücadele bilinci ve bağımsız
düşünme özellikleri modern erdemler olarak mutlak bir biçimde
tanımlanmıştır (Konrad Adenauer Vakfı: 1999: 132). Oysa bu tanımlar ve
ayrışmaları, geleneksel ve modern dikotomisini günümüzde bu denli açık
ve mutlak bir biçimde ortaya koymak mümkün değildir. Bu, indirgemeci
ve itham edici bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir.
Capital dergisinde yayınlanan gençlik araştırmasında ise (Bkz. Tablo 2)
geleneksel/modern kavramsallaştırmasının dışına çıkılmış olmakla
birlikte, gençlik kültürlerinin daha ziyade “hayatta bir kez genç olunur,
eğlenmene bak” tüketim konseptini besleyecek biçimde betimlendiği
görülmektedir. Eğlence yerlerinin müdavimi olarak tanımlanan, fast food,
alkol ve sigara kullanıcısı olarak betimlenen ve geleceğin “Yuppie”leri
olarak kategorize edilen gençler, genel olarak, lüks tüketim olanaklarına
sahip ya da öykünen hedonistler olarak yorumlanmaktadır. İş ve para
konularını konuşanları materyalist, kitap okuma, tiyatro ve sinema
etkinliklerine daha fazla eğilimli olanları entelektüel gençlik kültürü
olarak oldukça basite indirgeyici bir çerçevede nitelendirmektedir.
Gençlik durağan, etki altında, manipüle edilen ve yaşadıklarını
sorgulamayan eğlence ve popüler kültür odaklı bir güruh olarak
değerlendirilmektedir. Bununla birlikte de kitle pazarlaması yapan
şirketlerin en gözde gruplarını “gençler” oluşturmaktadır. Çünkü 72
milyonu geçen Türkiye nüfusunun yüzde 40’ının 24 yaşın altında olduğu
düşünüldüğünde bu büyük bir potansiyel taşımaktadır.
39
►Hande Bilsel Engin
3. MİLENYUM GENÇLİĞİ EKONOMİSİ
40
Gençlere yönelik pazarlama ve reklâm kampanyaları yapan Youth Republic’in işaret ettiği verilere göre gençler, yaklaşık 2.7 milyar dolarlık bir satın
alma gücünü temsil etmektedir ve ortalama aylık gelirleri 417 TL, yıllık ise
4500 TL olarak saptanmıştır (Business Week Türkiye, 2007: 62). İletişim ve
pazarlama sektörlerince yürütülen niceliksel araştırmalara bakıldığında
genel olarak gençlerin aileleriyle birlikte yaşadıkları görülmektedir.
Bununla birlikte %78 gibi bir oranla büyük çoğunluğunun çalışmadığı
göze çarpmaktadır. Gençlerin haftada ortalama 3–4 gün ailelerinden cep
harçlığı aldığı bulgulanmıştır. 2002 yılına kıyasla cep harçlığının
günlükten haftalık alımlara doğru kaydığı belirtilmektedir. Artık gençler
haftalık harcamalarını daha çok kendileri kontrol etmekte ve
şekillendirmektedirler (ACNielsen, 2006).
Genellikle kendilerinin denetimi altında olan bu bütçeleriyle nelere para
harcadıklarına bakıldığında daha çok giyim ve hızlı tüketim ürünlerine
yöneldiklerini görebiliyoruz. 18–22 yaş aralığındaki gençlerin (n=371) %76
oranında giyim, %72 oranında gazlı içecekler, %69 oranında çikolata, %68
oranında ulaşım, %64 oranında fast food, %53 oranında
eğlence/sosyalleşme, %61 oranında saç spreyi/jöle, %59 oranında ise müzik
CD/kaset alışverişine yatırım yaptığı görülüyor (ACNielsen 2006).
Genç üniversite öğrencilerinin sahip oldukları ürünlere bakıldığında
ise teknolojik ürünler başı çekiyor. Gençlerin hem vakitlerini teknolojiyle
geçiriyorlar oldukları hem de dünyayla ve birbirleriyle olan iletişimlerini
teknoloji üzerinden yürüttükleri iddia edilmektedir. Boş vakitlerinde ise
evlerde toplanıp film izledikleri, kendi başlarına kaldıklarında da daha
çok müzik çalarlarında müzik dinlemeyi tercih ettikleri ifade edilmektedir.
Üniversite öğrencilerinin %99’u cep telefonuna, % 89’unun ise bilgisayara
sahip olduğu; %75’inin VCD ya da DVD oynatıcısı bulunmakta olduğu
ortaya koyulmaktadır. %51’inin Mp3 çalar, %11’inin ise Ipod kullanıcısı
olduğu görülmektedir (Millward Brown, 2006). Ancak bu oranların bu
denli mutlak bir biçimde yüksek olmasıi bu araştırmaların zihinlerde soru
işaretlerine yol açacak nitelikte olduğunu göstermektedir. Ancak çarğıcı
bir biçimde ortaya çıkan tabloda, çok fazla mecra ile iç içe yaşayan
gençlere ulaşma aşamasında markaların hem geleneksel, hem de alternatif
çoklu mecralara yöneldiği dikkat çekmektedir.
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
Tablo 5: Gençleri Etkileyen Mecralar
Kulaktan Kulağa (WOM)
%4.21
İnternet
% 4.10
Ücretsiz Tadım (Sampling)
% 4.04
Promosyonlar
% 3.87
Okul İçindeki Reklâmlar
% 3.70
Televizyon Reklâmları
% 3.66
Sinema Reklâmları
% 3.61
Gazete Reklâmları
% 3.59
Dergi Reklâmları
% 3.50
Billboardlar
% 3.30
Otobüs Üzeri Reklâmlar
% 2.85
Radyo Reklâmları
% 2.69
Kaynak: Business Week Türkiye, “Gençleri Anlayan Var mı?”
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere daha önce sektörce belli değerler
ve özellikler üzerinden segmente edilen üniversiteli gençlerin 360 derecelik
bir marka kuşatması altında olduğu tartışılmaz bir durumdur.
4. GENÇLERİN GÜNLÜK AKTİVİTELERİ VE TÜKETİM
ALIŞKANLIKLARI
Gençlerin gündelik yaşamları içerisinde en fazla yaptıklarını ifade ettikleri
şey %81 oranında müzik dinlemek olarak belirtilmektedir; bunu %43’lük bir
oranla kitap okumak izlemektedir. Bunun hemen yanında ise kişisel bakım
%42’lik bir oranla kuaför ve saç bakımı, %35’lik bir oranla düzenli diş
bakımı, %20’lik bir oranla ise cilt bakım ürünleri tüketimi yer almaktadır.
Sektörel verilere göre gençlerin gündelik yaşam akışları içerisinde
kendilerine dönük, bireysel tüketime oldukça vakit ve para harcadıkları
ortaya koyulmuştur. Bir araya gelme, vakit geçirme ve sosyalleşme biçimleri
ise genelde %21’lik bir oranla, arkadaşlarıyla dışarıda yemek yemek
biçiminde; %17’lik bir oranla ise internet kafelerde birlikte vakit geçirmek,
oyun oynamak olarak belirtilmektedir (HTP Demografik Büyüklükler
Hedef Kitle Tanımlamaları: Yaşam Trendleri, 2006).
Gençlerin boş vakitlerini geçirme biçimlerine ve hobilerine bakıldığında
ise, %94 oranında genellikle kendi başına günün yoğunluğundan ve kentin
gürültüsünden kendilerini yalıtarak cep telefonu ya da Mp3 çalarlarıyla
41
►Hande Bilsel Engin
42
müzik dinlemenin başı çekmekte olduğu görülmektedir.4 Bu araştırmalara
göre müzik ve eğlence gençlerin yaşamlarında çok önemli bir yer
kaplamaktadır. Aynı zamanda gençlerin %64.7 oranında internette
“gezindikleri” bulgulanmıştır; yine burada da kendi kendilerine dönük bir
konumda oldukları ve giderek bireyselleştikleri vurgulanmaktadır.
Sosyalleşme noktaları daha çok %57’yle maç izlemek ve %55.1 ile internet
üzerinden arkadaşlarıyla sohbet etmek olarak belirtilmektedir. Grup içinde
yaptıkları sosyal etkinlik olarak %40.8’lik oranla kafelerde arkadaşlarıyla
vakit geçirdiklerini belirtmektedirler (TNS Piar & Leo Burnett: 2007).
Sektörel araştırmalar gençlerin, gündelik etkinlikler ve boş vakit
değerlendirme tercihleri çerçevesinde, çoğunlukla tek başlarına olmayı
tercih ettikleri yönünde istatistiksel bulgulara işaret etmektedir.
Milliyet Gazetesi ve Input Araştırma şirketinin, istatistiksel veri elde
etmek amacıyla Türkiye çapında birlikte yürüttüğü “Genç Türkiye 2002”
gençlik araştırması projesi çerçevesinde, Türkiye’de yaşayan 16–28 yaşları
arasındaki gençlerin, daha çok tüketim alışkanlıkları açısından bir profilinin
çıkarılması amaçlanmıştır (Milliyet Gazetesi & Input Araştırma, 2002). Bu
çalışmada kentsel merkezlerde 2315, varoşlarda 327 kişi olmak üzere toplam
2642 kişiyle hanelerde yüz yüze anket uygulaması çerçevesinde
görüşülmüştür. Araştırmaya göre yaşanan ekonomik sıkıntılar sonucunda
giyim, kişisel bakım ürünleri ve yiyecek-içecek kategorilerinde gençler artık
uygun fiyat arayışı içinde olduklarını ve promosyonlu ürünleri tercih
ettiklerini ifade etmişlerdir. Özellikle kriz dönemlerinde markalar ne kadar
tüketiciyi çeşitli imgesel paketler çerçevesinde bir bilgi ve imge
bombardımanına tutup marka bağımlılığı yaratmaya ya da sürdürmeye
çalışsalar da genç tüketicilerin de markalara ve marka iletişimlerine karşı
“körleştiği” ileri sürülmektedir.
Araba, gayrimenkul ve mobilya gibi yüksek maliyetli ürünler bazında
ise geçimini büyük oranda aile desteği ile sağlayan gençlerin zaten bir şey
satın almayacakları belirtilmiştir. Teknolojik iletişim araçları bazında ise
Bu yönelim pazarlama ve tüketici trend araştırmaları terminolojisinde “cocooning” olarak ifade
edilmektedir. Kozaya çekilme olarak Türkçeleştirilebilen bu yaklaşım, pazarlama danışmanlığı şirketi
Brain Reserve’in de kurucusu olan fütürist Faith Popcorn tarafindan ortaya atılan bir sosyal eğilime
işaret etmektedir. Aids, şiddet terör korkusu, ekonomik kriz gibi nedenlerle insanların kozalarına
çekilecekleri; aile ve ev yaşantılarına önem verecekleri öngörüsüne dayanmaktadır
(http://www.faithpopcorn.com).
4
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
satın alınması planlanan ürünlerin ileriye bir tarihe ertelendiği saptanmıştır.
Yiyecek ve içecek kategorilerinde indirim ve promosyonları takip etme
oranının 22–26 yaş grubunda daha yüksek olduğu bulgulanmıştır. D ve E
gibi düşük sosyo-ekonomik seviyedeki katılımcılar, yüksek sosyo-ekonomik
seviyedeki katılımcılara oranla daha ucuz markaları daha çok tercih etmeye
başladıklarını ifade etmektedir. Kişisel bakım ve giyim kategorilerinde 18–
22 yaş grubundaki C1, C2, D ve E sosyo ekonomik seviyedeki gençlerin
tüketimlerini kontrol ederek daha ucuz markaları tercih ettikleri, A ve B
seviyesindeki katılımcıların aynı markaları almaya devam ettikleri
belirtilmiştir. Tüm katılımcılara sırayla bazı hızlı tüketim ürün isimleri
sayılmış ve bu ürünleri kullanıp kullanmadıkları sorulmuştur. Gençlerin,
markaların daha ziyade görünüş, estetik, özdeğer ve kimlik unsurlarıyla
ilintili olarak kurguladığı ve yaygınlaştırmaya çalıştığı kişisel bakım
ürünlerinin kullanımı yiyecek/içecek kategorisinin gerisinde kalmıştır.
Ancak gençlerin gazlı içecek, atıştırmalık ve fast food kategorilerinde
yüksek bir tüketim tablosu çizdiği görülmektedir. Sonuçlar aşağıdaki
tablodaki grafikte özetlenmiştir:
Tablo 6: Kullanılan Tüketim Ürünleri
n=2315
Türkiye Geneli (%)
Çikolata
77
Bisküvi/gofret
73
Cips
51
Sakız
32
Şeker/bonbon
31
Süt
67
Yoğurt
83
Mayonez/ketçap/hardal
57
Gazlı içecek
89
Meyve suyu
65
Toz içecek
39
Diş macunu
96
Diş fırçası
95
Şampuan
91
Saç kremleri
21
Deodorant
65
Kolonya
65
Jöle/köpük/sprey
53
Krem ve losyon
52
Tıraş bıçağı
49
43
►Hande Bilsel Engin
Tıraş köpüğü
34
Tıraş sonrası ürünler
34
Ped
43
Saç boyası
10
Kaynak: Input Araştırma, “Genç Türkiye 2002”
44
Gençlerin internet, cep telefonu, televizyon, gazete gibi mecraları tüketim
oranlarına bakıldığında ise interneti kullanan gençlerin %39 oranında,
kullanmayanların ise %61 oranında olduğu görülmektedir. 18–22 yaş
aralığındaki gençlerin diğer yaş gruplarına göre daha fazla internet
kullanıldığı görülmektedir. İnternet kullanım amacı genel olarak bilgi
toplama (%53), e-posta (%50), eğlence (%39), sohbet (%37),
sinema/kitap/müzik takibi (%21) ve alışveriş (%4) olarak bulgulanmıştır.
Cep telefonu Türkiye genelinde gençler tarafından %69 oranında
kullanılmaktadır. Yüksek sosyo-ekonomik seviyedeki (A ve B) katılımcıların
cep telefonu kullanım oranı daha yüksektir. Katılımcılara gazete okuyup
okumadıkları sorulduğunda Türkiye genelinde, ancak özellikle
metropollerde, %90’lık bir gazete okuma oranı göze çarpmaktadır.
Televizyon izleme oranları da yine benzer bir doğrultuda % 91’lik bir oranla
en başı çekmektedir. Ancak 16–17 yaş grubunun televizyon izleme oranı
diğer yaş gruplarına göre daha fazladır. Televizyon daha çok haber takip
etme (%51), sinema/müzik/kitap takibi (%38), müzik dinleme (%27),
magazin (%26), bilgi toplama (%24), eğlence faaliyetleri hakkında bilgi
toplama (%19), sohbet programları dinleme (%19) ve kültür ve kent
faaliyetlerini takip etme (%19) amaçlı olarak izlenmektedir.
Daha dar kapsamlı bir biçimde eğitimli İstanbul gençliğinin değerler ve
etkinlikler dünyasının incelendiği “Eğitimin Değeri ve Gençlik”
araştırmasında 15–24 yaş arasındaki 1014 genç ile yüz yüze anket
yöntemiyle görüşmeler yapılmış ve İstanbullu gençlerin sahiplik ve
tüketim dünyaları incelenmiştir (Eğitimin Değeri ve Gençlik: Eğitimli
İstanbul Gençliğinin Değerler Dünyası, 2007: 113-120). Gençlerin
ailelerinin dörtte üçünün kendine ait evi vardır. Ailelerinin otomobil
sahipliği %39.7 oranındadır. Gençlerin %85’inin evinde DVD/VCD player,
%57’sinin evinde uydu anteni bulunmaktadır. Görüşülen gençlerin
yarısından fazlasının hanede bilgisayarı, üçte birinin de internet bağlantısı
vardır. Yaş büyüdükçe sahiplik artmaktadır. Gençlerin% 89’unun kendine
ait cep telefonu, %27’sinin de banka hesabı vardır. Gençlerin % 87’si
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
ailelerinden harçlık almaktadır. Harçlık alanların sadece yaklaşık %4’ü
aynı zamanda tam/yarım zamanlı bir işte çalışmaktadır. Harçlık alan
gençlerin yarısı günlük bazda harçlık almaktadır. Gençler en çok cep
telefonu kartına, bunu takiben ise giyim ve fast food’a para harcamaktadır.
Benzer bir biçimde Türkiye’de gençler üzerine pazar araştırmaları
yürüten bir marka danışmanlık şirketi olan Trend Group’un 2008 yılında
12–25 yaş arası 600 gençle yürüttüğü “Kablosuz Gençlik” adlı kantitatif
araştırma ile gençlerin alışveriş ve tüketim tercihleri hakkında
pazarlamacılara yönelik olarak bir takım “ilginç” bulgulara ulaşıldığını ileri
sürmektedir.5 Araştırmanın “Genç denince akla ilk gelen aktivitelerin
başında alışveriş geliyor” öngörüsüyle hareket ettiği düşünüldüğünde,
gençlerin birer “alışverişkolik” tipolojisi çerçevesinde ağırlıklı olarak ele
alınması şaşırtıcı bulunmamıştır. Bu araştırma çerçevesinde, çoğu gencin
alışverişi geçici bir tatminle özdeşleştirdiği, aldıkları şey küçük de olsa, bu
etkinlikten keyif aldıkları belirtilmektedir. Ancak bu konuda cinsler
arasında toplumdaki kalıplaşmış bir takım ayrıştırmaları doğrularcasına,
erkeklerin, alışveriş konusunda “gerekmedikçe gitmem” dediği
vurgulanırken, kadınların alışverişi hayatın ayrılmaz bir parçası olarak
gördüğüne işaret edilmektedir. Özellikle alışverişi keyifle özdeşleştiren
kadınların, sıkıntılı ve üzgün hissettikleri durumlarda kendilerini
şımartmak için alışverişe çıktıkları örneği verilerek bu durumun neredeyse
bir ritüele hatta reflekse dönüştüğü vurgulanmaktadır. Alışveriş ve tüketim,
satır aralarından maymun iştahlı bir güruh oldukları çıkarımına ulaşılan
gençlerin yaşamlarının neredeyse en büyük önceliği olarak bulgulanmıştır:
“Gençlerin büyük çoğunluğu ise her hafta sonu mutlaka kendine yeni
bir şey alıyor. Alınan ürün keçeli bir kalem veya küçük bir bilgisayar
parçası da olabiliyor. Alışverişe küçük yaş gruplarından önce anne ile
gidiliyor. İleriki yaşlarda ise alışverişe arkadaşlarla ya da yalnız
çıkılıyor. Alışverişlerde en fazla para kıyafet ve ayakkabıya harcanıyor.
Gençler alışverişi daha çok Outlet mağazalarda yapıyor. Bunun dışında
gençlerin alışveriş ettikleri mekânların başında Beşiktaş Çarşısı, Bağdat
Caddesi ve Taksim'de başta Terkos Pasajı olmak üzere cadde ve
muhtelif pasajlardaki giyim, takı mağazaları geliyor. Gençler önce
alışveriş merkezini gezip bir model beğeniyor. Ardından Outlet
mağazasına gidip beğendiği kıyafeti satın alıyor. Tabi bu noktada
ailelerin ekonomik alım gücü de etkili oluyor. Özellikle genç kızların
5http://www.universitehaber.com/article.php?article_id=7565
45
►Hande Bilsel Engin
alışverişi hayatın bir parçası olarak görmesi, firmaları bu sektörde daha
fazla tanıtım organizasyonlarına yönlendirmektedir.” 6
Firmaların gençliğe yönelik en fazla reklâm harcaması yaptığı diğer bir
alan ise içecek ürünleri olarak bulgulanmıştır. Pek çok soğuk içecek
markasının, özellikle festival ve şenliklerde sponsor olarak kendi
tanıtımlarını yapmakta olduğuna işaret edilmektedir. Bunların dışında en
fazla reklâm çalışmasının hazırlandığı alanlar ise cep telefonları, GSM
operatörlerinin özellikle öğrencilere yönelik tarifeleri ve teknolojik ürünler
şeklinde sıralanmaktadır.
Tablo 7: Gençlerin Tüketim Harcamaları
Harcama Yapılan alan
(%)
Kıyafet
34.4
Cep telefonu faturası, kontör
7.2
Okul giderleri
5.3
Sigara
4.6
Kira
4.1
Ayakkabı
3.3
Bilgisayar oyunları
2.7
Bilgisayar ve Parçaları
2.6
Kitap
2.6
Akşam eğlenceleri
2.4
Yiyecek alışverişi
2.4
Öğlen yemekleri
2.2
Kozmetik
1.9
Akşam yemekleri
1.8
Takı
1.4
Elektronik eşyalar
1.3
Deodorant, parfüm
1.1
İnternet
1.1
Dershane
1.1
Kaynak: www.ekotrent.com
46
İpsos’un gerçekleştirdiği Türkiye’yi Anlama Kılavuz u araştırması kapsamında yayınlanan özel rapor, Türkiye’de 17-24 yaş aralığındaki gençlerin hayallerinde meslek ve kariyerin ilk sırada gelmekte olduğuna işaret
etmektedir (İpsos, Türkiye’nin Gençleri: Hayalleri, Değerleri, Endişeleri
6
http://www.universitehaber.com/article.php?article_id=7565
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
ve Günlük Hayatlarıyla, 2014). 17-24 yaş arası bekâr gençlerin en önem
verdiği değerler ise aile, saygınlık ve eğitim olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hayallerinin ilk sırasında ise meslek ve kariyer yer almaktadır; çünkü
gençlerin neredeyse yarısı gelecekte nasıl geçineceğinden endişe ettiklerini ifade etmektedirler. Gençler, sosyal ağlarda sevdikleri ve çevreleri ile
girdikleri iletişimi ve gerçekleştirdikleri paylaşımı, geleneksel biçimde
sosyalleşmelerinden farksız biçimde değerlendirmektedir. İnternet hayatlarının merkezindedir. Gençlerin %74’ü internet kullanırken internette en
sık yaptıkları aktivite facebook, twitter, mynet v.b. gibi sosyal ağlara girmektir. Markalarla ve pazarlama dünyasıyla olan ilişkilerine bakıldığında, gençlerin %56’sı alışveriş sırasında fiyatın en önemli kriter olduğunu
düşünürken, %47’si ise alışveriş sırasında özellikle promosyonlu ve indirimli ürünleri tercih edebilmektedir. Dolayısıyla bire bir ölçüde bir marka
bağımlılığı söz konusu değildir. Gençlerin yarısı ise genellikle en yakın ve
en hızlı alışveriş yapabileceği mağazalardan alışveriş yapmayı uygun
görmektedirler. Gençler sosyal aktivite olarak arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi, gezmeyi, dolaşmayı ön planda tutarken, en yaygın uğraşılarının ise
müzik dinlemek olduğunu sıklıkla ifade etmektedirler.
Genel olarak değerlendirildiğinde gençlerin tüketim alışkanlıklarının
ağırlıklı olarak kantitatif araştırma yöntemleriyle bulgulandığı görülmektedir. Gençlerin harçlıklarını daha çok yiyecek, içecek, fast food, cep telefonu kontörü ve giyim gibi hızlı tüketim kategorilerinde harcadığı, gençlerin,
kadınlar başta olmak üzere yaşamlarındaki önceliğin alışveriş ve tüketim
olduğu, bu kanallarla kimlik ve statülerini besledikleri, birer marka müridi
olmasalar dahi marka iletişimine karşı çoklu mecralara son derece açık
oldukları ifade edilmiştir. Sektörel araştırmalar gençlerin, gündelik etkinlikler ve boş vakit değerlendirme tercihleri konusunda, sosyalleşmekten
ziyade çoğunlukla tek başlarına ya müzik dinledikleri ya da internette gezindiği yönünde istatistiksel bulgulara işaret etmektedir. Bu veriler çerçevesinde, gençler genellikle ya alışveriş ve tüketimle zamanlarını geçirmekte
ya da tek başlarına kaldıklarında en fazla sanal dünya içerisinde bir gezgin/voyör kimliğiyle sosyal ağlar içerisinde “yeni heyecanları” kovalamak
üzere dolanmaktadır.
◄
47
►Hande Bilsel Engin
5. SON SÖZ: MİLENYUM GENÇLİK “TRENDLERİ”
Sektörün yürüttüğü birçok “gençlik trendleri araştırması”nda öne çıkan
unsur gençlerin sürekli bir yenilik arayışı içinde olmasıdır. Yapılan araştırmalar sonucunda gençlerin “gündelik rutinlerin monotonluğu kıracak”
yeni şeyler arayışı içinde oldukları, yenilikleri denemeye son derece eğilimli oldukları gibi sonuçlara işaret edilmektedir. “Hızlı yaşa, hızlı tüket”
gençlerin bu yenilik “trendi” çerçevesindeki “yaşam mottoları” olarak
belirtilmektedir. Medya satın alma ajansı Mind Share’in yöneticilerinden
Nuzhet Algüneş “gençlik” dendiğinde aslında bambaşka bir dünyadan
söz edildiğini ifade ederek bu “segmenti” toplum içerisinde ayrı bir “cemaat” olarak değerlendirmektedir. Bu daha ziyade yalıtılmış ve sektör
eliyle yaratılmaya çalışılan bir tüketim organizması betimlemesi olarak
karşımıza çıkmaktadır. Aşağıdaki ifadede kullanılan “uğraşmak”, “sürüklemek” eylemleri ve “çekirge sürüleri” tabiri ise sektörel odakların niyetlerini açık seçik ortaya koymakta ve özetlemektedir:
48
“Kanı kaynayan, yerinde duramayan bir cemaat bu. Kendi dinamikleri
olan, kendine has ve toplumun diğer bütün segmentlerinden bağımsız
özellikler taşıyan bir grupla uğraşıyoruz. Her şeyden önce fizyolojileri
bile daha farklı. Daha hızlı adaptasyon ve farkındalık beraberinde hızlı
tüketimi de getiriyor. Onları sürükleyen en önemli faktör “yeni”
kelimesi. Yetişkinlerin tam zıttı olarak gruplar halinde yaşayan gençler,
çekirge sürüleri gibi buldukları her yeni şeyi inceliyor, analiz ediyor ve
hızla tüketip başka bir yeniliğe yelken açıyorlar. Yenilikler gençlerin en
hızlı tepki verdikleri şey. Bu yüzden markaların gençlerin hayatlarına
“anlamlı yenilikler” getirmeleri ve trendler oluşturmaları, onların
hayatlarında önemli bir yer tutan “statülerine” katkı sağlayan bir yapıda
olmaları önemli. Statü kelimesi gençlerin tüketiminde anahtar
kelimelerden biri. Statü sembolü olarak gördükleri ürünlere sahip
olmak istiyorlar” (Business Week Türkiye, 2007: 64).
Gençlerin yeni “trendlere” oldukça meraklı oldukları saptamalarının
altını çizen pazarlama iletişimi uzmanları, bu trendlerin toplum
içerisindeki mayalanma süreçlerinin de tamamen gençlere bağlı olduğuna
ve sektör eliyle yaratılacak bu yeni “bilgilerin” ve “biçimlerin” gençler
tarafından hızlı bir şekilde çevreye yayılabileceğine işaret etmektedirler.
Bir başka deyişle gençler, bu sektörler tarafından yön verilen “trend” ve
yaşam biçimlerini ve bunlara bağlı ürün ve hizmetleri yayma aşamasında
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
birer iletişim kanalı ya da mecrası olarak ele alınmakta ve kullanılmaya
çalışılmaktadır. Yeni haberlerin, marka ve ürünlerin gençler arasında çok
hızlı yayılışını; “bilginin” gençlerden yetişkinlere doğru akışını tespit eden
uzmanlar reklâm, halkla ilişkiler, sponsorluk, promosyon gibi geleneksel
pazarlama iletişimi tekniklerine paralel olarak bu şekilde de yol kat
etmeye çalışmaktadır. Markalar ve iletişim sektörleri bu trend ve
markaların ağızdan ağza yayılım ivmesini stratejileriyle bütünleştirerek
hız kazanmakta ve virütik bir sıçramayla büyümeye çalışmaktadırlar. Bu
çerçevede yürütülen bir pazar araştırmasına göre, gençlerin % 44’ünün
yeni etkinlik ve markaları ilk önce arkadaşlarından ya da internet
paylaşımlarından duydukları belirtilmektedir (Millward Brown, Gençlik
Trendleri Araştırması, 2006). Zira sektör bu paylaşımları da izleklerinin bir
parçası haline getirmekte geç kalmamıştır. 2000’li yıllarla birlikte
geleneksel mecraların yanı sıra gençlere ulaşmanın farklı yollarını
deneyen markalar ve danışmanların ortaya çıktığı görülmektedir. 004 +
Positif Düşünce, Youth Republic, Target Youth gibi gençlere yönelik
pazarlama ve reklâm etkinlikleri üzerinde çalışan şirketlerin sayısının ve
işlerinin artması da buna bir örnek teşkil etmektedir. Tamamen gençlere
ve gençlere yönelik pazarlama faaliyetlerine odaklanan bu şirketler yeni
ve yaratıcı bir takım kampanyalarla gençler arasında ses getirmeye
çalışmaktadır. 004 + Positif Düşünce ajansının kurucularından İlker Arslan
2004 yılındaki kuruluşlarından günümüze dek, 185 adet gençliğe yönelik
reklâm kampanyasının duyurusunu yaptıklarını dile getirmektedir
(Business Week Türkiye, 2007: 64). Özellikle piyasaya hızlı tüketim
ürünleri sunan bir takım şirketlerin zaman zaman yalnızca üniversite
öğrencilerine yönelik kampanyalar yaptıkları dahi görülmektedir.
Örneğin küresel bir gazlı içecek devi olan Coca-Cola firmasının alt
markalarından olan Sprite ve Fanta’nın üniversite öğrencilerine ulaşmayı,
onların kampüs yaşamları içerisinde bir trend haline gelmeyi oldukça
önemsedikleri göze çarpmaktadır. İleride bölümlerde daha ayrıntılı olarak
ele alınacağı şekilde, eğitim kurumları içerisinde ilan panolarında,
sosyalleşme ortamlarında, hatta trendleri birinci elden yaymayı hedefleme
aşamasında bizzat üniversite öğrencilerinden oluşan “kampüs müşteri
temsilcileri”yle ve hatta son dönemlerde 004 + Positif Düşünce ajansının
uygulamış olduğu gibi sınav kitapçıklarına verilen ilanlarla gençlere
ulaşılmaya çalışılmaktadır.
49
►Hande Bilsel Engin
50
Türkiye genelinde 80 üniversite ve 300 lisede oluşturduğu bir
“trendsetting”7 ağı ile çalışan Youth Republic ajansı da üniversite
öğrencilerini birer marka temsilcisi haline getirip bünyesine dâhil ederek,
zaman zaman geleneksel iletişim modellerine bağışıklık geliştiren ya
bunlardan hoşlanmayan gençlik gruplarını “içlerinden biri” üzerinden
belirli markalar ekseninde yönlendirmeye çalışmaktadır. Kampüs Marka
Yöneticisi olarak adlandırılan sistem dâhilinde ajans, öğrencileri ilk olarak
“Çaylak” olarak adlandırdığı görevlerde sadece markanın ürün ya da
reklâm ilanı/broşürü dağıtımı gibi başlangıç pozisyonlarında
kullanmaktadır. Burada başarılı olanlar, bir markayı temsil edebilecek
“duruma” geldiklerinde “junior” statüsüne terfi ettiriliyor. İlerleyen
görevlerde ise bu öğrenciler “verimliliklerine” göre “senior”luğa kadar
yükselebiliyorlar. Görüldüğü gibi, şirket kampüs içerisinde belli bir insan
kaynakları stratejisi doğrultusunda, örgütlenerek, geliştirdiği bu doğal
ağıyla öğrencileri belirli trendler doğrultusunda, kendi yaşam alanları
içerisinde yönlendirmeyi, hatta belki de defans mekanizmalarını bertaraf
ederek, sinsice “avlamayı” hedeflemektedir. Youth Republic Marka
Yöneticisi Serhat Gürcü Trident Splash sakız markası için bir milyon sakızı
üç gün içerisinde 28 şehir, 69 üniversitede 900 öğrencinin çalışmasıyla
etkili bir biçimde dağıtabildiklerini, bunun klasik yöntemlerde en az iki
ayda dağıtılabileceğini ifade etmektedir. 004 + Pozitif Düşünce ajansının
2007 yılında Turkcell için eğitim kurumlarında yapmış olduğu teneffüs zil
sesi kampanyası da eğitim kurumları içerisinde uygulanan bu alternatif
yöntemlere bir örnek olarak verilebilir. Bu kampanya çerçevesinde bir
dönem boyunca birçok eğitim kurumunda dersin bitiş zili “Sello pabucu
yarım, çık dışarıya oynayalım” reklâm müziği şeklinde çalmaktaydı.
Türkiye’de gençlik kampanyaları alanında en büyük yatırımı ve
hedeflemeyi yapan şirket de yukarıda verilmiş olan teneffüs zili
örneğinden dahi anlaşılabileceği üzere GSM operatörü Turkcell olmuştur.
Gençlik segmentleri üzerine kurulan Gençturkcell alt markası
çerçevesinde Turkcell’in gençlere ulaşma stratejisi, onların hayatının her
alanında olma temel ilkesi, hatta öyle ki onlara “cool” bir genç olma
Gençler arasında bir takım trend, marka, eğilim ve alışkanlık yaratmaya yönelik olarak markalar,
segmentasyon stratejilerini takiben, “trendsetting” olarak adlandırdıkları bir “hedefleme” (targeting)
çalışması yaparak gençler arasında bir takım “ritüeller” ve “genç yaşam tarzı” kalıpları oluşturmaya
çalışmaktadır.
7
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
yönünde verilen “direktifler” üzerine kuruludur. Örneğin Gençturkcell
“Gençken Yapılacak 100 Şey” adı altında bir kampanya düzenleyerek bu
yönde gençleri belirli tarzlara, konseptlere ve aktivitelere yönlendirme
girişiminde bulunmuştur. Sözde gençler bu “şeyleri” kendileri
belirlemekte ve gençturkcell sitesine üye olup bunu orada paylaşarak
ortaya koymaktadır. Ancak liste gençturkcell tarafından seçilmekte,
derlenmekte hatta sinemalarda dağıtılan mini bir kitapçık halinde gençlere
ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Bunlar genelde alışveriş, parti vb. tüketim
çevresinde örgütlenen etkinlikler ya da tamamen içi boşaltılmış absürt bir
takım edimler8 olarak karşımıza çıkmaktadır. Ne de olsa gençler ya
tüketen ya da “gereksiz işler peşinde koşan ve hayatı ciddiye almayan
hedonist, dalgacı bir güruh” olarak kodlanmıştır.
Turkcell Bireysel Müşteriler Bölüm Başkanı Burak Sevilengül, yine
bizlere son dönem pazarlama anlayışının saldırgan doğasını savaş
terminolojisi üzerinden hatırlatacak biçimde, bu ilkenin doğru stratejik
planlamalar ve taktiksel uzantılarla markayı zafere taşıdığını ifade
etmektedir. Sektörün, satır aralarından dahi taşan, çıkarmış olduğu sonuç,
her ne kadar gençlerin zor bir segment olduğu ifade edilse de, gençlik ve
trendlerinin dev markaların avucunun içerisinde olduğudur:
“Biz gençlerin kolay olmadığını bildiğimiz için gençlere yönelik
segmentasyon çalışmalarımızı özelleştirdik. Biz sıradan kampanyalar
yönetmiyoruz. Gençlerle olan bağımızı yönetiyoruz. Anlamlı teklifler
sunuyoruz ve bu yüzden devamlılık geliyor. Abone sayısı 14 milyona
ulaştı. Doğru yoldayız. Bunun nedeni, Turkcell’in samimiyet, medya
dağılımı, gençliğin hayatının her alanında yer bulma, gençlere özel
hissettirme ve trend belirleme gibi başarı faktörlerini es geçmiyor
oluşudur. Gençlere yönelik bir şeyler yapıldığını kampanyanın, paketin
ya da ürünün adıyla anlatmak yetmiyor. Genç bir marka olduğunun
söylenmesi de. Asıl yapılması gereken bunun altının doldurulması.
Gençturkcell bunu yapıyor. Kampuscell, Genç Hazırkart gibi gençlere
“Garson hesabı getirdiğinde arkadaşınla hesabına el kızartmaca oyna. Garsonu hakem yap.”, “Etrafındakilere sürekli öpücük gönder, soranlara ‘tikim var’ de.”, “Otobüste tüm yolculara hitaben yüksek sesle o günün gazetesini oku.”, “Balık adam kıyafeti giy, sokakta gördüğün insanlara ‘Akdeniz ne
tarafta?’ diye sor.”, “Yatak / baza satan mağazalara git, ‘En uygun yatağı alabilmem için en az bir
gün burada uyumam gerek’ diyerek saatini kur ve yataklardan birine yat.”, “Sinemaya elinde bir
DVD ile git, gişede görevliye kendi filmini çektiğini ve arkadaşlarınla birlikte bir sonraki seansta bu
filmi izlemek istediğini söyle, ısrarcı ol, bilet parası ödeyeceğini söyle.”, “Arkadaşlarını topla, kalabalık bir grup halinde halay çekerek otobüse bin.” (http://shiftdelete.net/gencken-yapilacak-100-sey15419.html)
8
51
►Hande Bilsel Engin
özel ürünler, onların ilgisini çekecek ve trend yaratacak etkinliklerle
destekleniyor. Japonya’da milli takımla maç seyretmekten tutun, Sınav
filminde rol almaya kadar gençlerin hayalleri gerçekleştiriliyor.
Gençlere sevdikleri şarkıcılarla ulaşılıyor ve sinemaya gittiklerinde
patlamış mısırlarının yüzde ellisine indirim gibi hediyeler veriliyor”
(Business Week Türkiye, 2007: 65).
52
Turkcell’in geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde mobil ADSL markası VINN
için tasarlamış olduğu reklâm kampanyası da gençturkcell
kampanyasındaki segmentasyon stratejisinin bir uzantısı biçimde gençleri
birkaç farklı gruba bölerek ve bu gençlik imgeleri üzerinden bir iletişimle
karşımıza çıkmaktadır. Buradaki temel söylem “hızlı gençlik” ve “değişim”
temaları üzerine kurgulanmıştır. Görsel olarak Turkcell’in bu ürününü
oluşturan birer USB girişinin üzerine rock’cı, motorsikletçi, futbol fanatiği,
militarist, yuppie, gezgin, cici kız vs. gibi gençliğin yaşam tarzlarını
özetlediği ve yansıttığı düşünülen ancak birbirinden aslında çok da farklı
olarak algılanmayan bir dizi tipoloji illüstrasyonu yerleştirilmiştir. Ayrıntılı
olarak incelendiğinde basmakalıp tipolojilerle oluşturulmuş bu yapay
marka kişiliği çerçevesinde üstüne üstlük, “gençlere özel teklifleriyle”
söylemi üzerinden gençlerin kitlesel bir yığın olarak değil özel birer birey
olarak ele alındığı illüzyonu yaratılmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda
Turkcell, bu illüzyonu VINN’ın bu USB kılığındaki gençlerin hiçbir şey
düşünmeksizin bir kulüpte çılgınca eğlenme görüntüleriyle oluşturulmuş
TV reklâmlarıyla birleştirerek gençler arasında “mobil bir trend”e öncülük
etmeyi ve gençlerin yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olmayı
hedeflemektedir.
Kendilerini “trendsetter” olarak ilan eden bu tarz dev markalar, yapılan
bir takım basmakalıp odak grup araştırmaları ve anketler sonucunda,
gençlerin hayallerini gerçekleştirme ve yaşam biçimlerini oluşturma
noktasında öncü olabildiklerini ifade etmektedirler. Böylesi devasa bir
yorum hem fazla indirgemeci, hem de gerçekçi bulunmamaktadır. Bu hiç
şüphesiz aşırı kapsamlı ve kuşatıcı pazarlama çabaları sonucunda,
markaların gençlerin yaşamları içerisinde ifade edildiği kadar merkezi,
“trendsetting” ve tartışılmaz boyutlarda bir önceliğe tekabül ettiği ve
gençler tarafından bir yaşam biçimi olarak özümsendiği iddiaları,
tartışılması gereken konulardır.
Dijital jenerasyon, net jenerasyonu gibi isimlerle de anılan bu kuşağı, en
güncel ve kapsamlı olarak ele alan araştırmaların başını ThinkNeuro adlı
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
nöropazarlama yöntemlerini kullanarak marka algılarını ortaya çıkarmayı
hedefleyen bir araştırma şirketi çekmektedir. ThinkNeuro’nun Media Cat
dergisiyle birlikte yürütmüş oldukları, yaşları 19-25 arasında değişen toplamda 684 kişilik bir örneklem üzerinden şekillenen bu araştırma kapsamında üniversitelerin üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileriyle yüz yüze
görüşme yöntemi ve kotalı tesadüfî örneklemle açık uçlu anketler yapılmıştır (Media Cat, 2014: 50). Araştırmadan çıkan Y Kuşağı marka algısı
raporuna göre, Y kuşağı, %81 oranında, en çok hızlı tüketim ürünleri pazarından etkilenmektedir, bunu internet servis ve içerik sağlayıcılar ve
iletişim sektörünün takip ettiği görülmüştür. Gençler yabancı markaları
uluslararası deneyimleri açısından beğendiklerini, ancak Türk markaları
da daha kolay ulaşabilme açısından kendilerine yakın bulduklarını ifade
etmektedirler. Araştırmanın bir başka çarpıcı bulgusu ise gençlerin kendilerini iletişimi güçlü, neşeli, cesur, lider ve zeki olarak gördükleri noktasında özellikle Facebook, Google, Turkcell ve Vodafone gibi markalarla
kendilerini özdeşleştirdikleri göze çarpmaktadır. Dolayısıyla iletişimde
“güç” unsurunun bu kuşak açısından önemi ve vurgusu büyüktür. Gençler, yaratıcı fırsatlar barındıran, kendi imajlarına katkıda bulunacak, çözüm odaklı, etkileyici ve macerasever markalar tarafından kolaylıkla motive edilebilmekte, bu markalara bir zaman içerisinde sahip çıkma eğilimi
gösterebilmektedir.
Markaların daha önceleri protest gençlik grupları arasında “cool” olan
ve içerisinde güçlü simgesellikler, arketipler ve hatta ideolojik kırıntılar
barındıran bir takım kültürel, alt kültürel biçim ve söylemleri kimliklerine
entegre ederek bir takım anlamlar oluşturabildikleri bir gerçektir. “Karşıt
olan” ve güçlü anlamlar içeren bir takım akımların içi boşaltılarak,
modifye edilerek ve pazarlanabilir kılınarak markalara beslenebilecekleri
kültürel ve göstergebilimsel bir artalan (hinterlant) yaratılmıştır. Ancak
bunlar da zaman içerisinde tüketilmekte ve bir “kimlik durağı” olarak
geride bırakılabilmektedir. Ne kadar devasa ya da kuşatıcı anlamlarla
yüklü olurlarsa olsunlar ya da belirli dönemsel trendler oluştursalar dahi,
yine de belli markalar ekseninde bir cemaatleşme ya da “marka müritli9
ği”nden (brand evangelism) söz etmek pek olası görülmemektedir. Zira Y
kuşağının şahsına münhasır narsizmi, onların uzun süreçler boyunca bir
Marka evangelistleri bir markayı ya da hizmeti sadece belirli bir ücret karşılığında satın alan kişiler
değildir. Bu kişiler belirli bir markaya tamamen sahip çıkarak hiçbir ücret almadan ve büyük bir
inançla gönüllü olarak o markayı yaymaya ve benimsetmeye çalışan bir grup marka bağımlısı tüketicidir. (Guy KAWASAKI, Selling the Dream.)
9
53
►Hande Bilsel Engin
marka ya da kavrama bağlı kalma konusunda ironik bir biçimde bir emniyet subabı olarak işlemektedir.
Hiçbir marka derinlemesine konuşulduğunda ve gözlendiğinde bir
gencin yaşamındaki ana kahraman, itici güç ya da hayal olarak karşımıza
çıkmamaktadır. Hepsi gençlerin birçok farklı kaygı ya da çelişkiyi barındıran gündelik yaşam deneyimleri içerisinde yer yer öbekleşmekte, yer yer
akıp gitmekte, yer yer savrulmaktadırlar. Tıpkı bu yaşlı dünya üzerinde
anlam ve deneyim peşinde koşan genç bireylerin kendileri gibi.
54
KAYNAKÇA / REFERENCES
AC Nielsen (2006), Gençlik Profili Araştırması (İstanbul)
Antonides, Gerrit ve W. Fred van Raaij (1998), Consumer Behaviour: A European Perspective (Chihester: John Wiley & Sons)
Business Week Türkiye (2007), Gençleri Anlayan var mı? (İstanbul)
Capital Dergisi (2000), Hedefteki Yeni Kitle, Sayı 10 (İstanbul)
Eurostat (1992), Europe in Figures (Luxembourg: Eurostat)
Hall, Stuart ve T. Jefferson (1990), Resistance Through Rituals: Youth Subcultures in Post-War Britain (London: Routledge)
HTP Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları (2006), Yaşam
Trendleri (İstanbul)
İpsos Türkiye’nin Gençleri: Hayalleri, Değerleri, Endişeleri ve Günlük
Hayatlarıyla (2014), Türkiye’deki Gençleri Anlamak Raporu (İstanbul)
http://shiftdelete.net/gencken-yapilacak-100-sey-15419.html
http:// www.ekotrent.com
http://www.faithpopcorn.com
http://www.universitehaber.com/article.php?article_id=7565
Kawasaki, Guy (1992), Selling the Dream (New York: Harpercollins)
Konrad Adenauer Vakfı (1999), Türk Gençliği 98: Suskun Kitle Büyüteç Altında
(Ankara)
Milliyet Gazetesi & Input Araştırma (2002), Genç Türkiye (İstanbul)
Millward Brown (2006), Gençlik Trendleri Araştırması (İstanbul)
Moses, Elissa (2000), The $100 Billion Allowance: Accesing the Global Teen Market (New York: Wiley)
Nielsen Media Index: Korea, Singapore, Indonesia, Philippines, Thailand (2003)
Rainer S. Thom ve J.W. Rainer (2010), The Millenials (Nashville: Holman Publishers)
Reis,Al ve J. Trout (2006), Warketing: Pazarlamada Zafere Giden Yol (İstanbul:
MediaCat Kitapları) (Çev.: Ümit Şensoy)
Tüketen Gençlik Kültürü: Pazarlama Kuşatması Altındaki Milenyum Kuşağı
◄
Rokeach, Milton (2000), Understanding Human Values: Individual and Society
(New York: Free Press)
Schwartz, Sholom (1994), “Are There Universal Aspects in the Content and
Structure of Values?” Journal of Social Issues, 50: 14-45.
Solomon, Michael ve G. Bamossy (1999), Consumer Behaviours (London: Prentice Hall)
Storey, John (2000), Popüler Kültür Çalışmaları (İstanbul: Babil Yanınları) (Çev.:
Koray Karaşahin)
Temporal, Paul (2008), The Branding of MTV (New York: Wiley)
ThinkNeuro (2014), Bu markalar Beynimizi Y’di (İstanbul: MediaCat)
TNS PİAR & Leo Burnett (2007), Kids and Teens Tracking Research for Nintendo
Willis, Paul (1990), Common Culture (Boulder: Westview Press)
Zeylan, Umut (2007), Eğitimin Değeri ve Gençlik: Eğitimli İstanbul Gençliğinin
Değerler Dünyası (İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları)
55