PROJE vE YAPIM YÖNETİMİ

Transkript

PROJE vE YAPIM YÖNETİMİ
Ekim 2015 - SAYI: 36
3 ayda bir yayımlanır
Ücretsizdir
TEMA
PROJE VE YAPIM YÖNETİMİ
Başarıda İnşaat Yönetimi’nin Etkileri
Projelerin Yönetiminde “Maliyet Modelleme” Yaklaşımı
Proje ve Yapım Yönetiminde BIM Uygulamaları
?????????????
İÇİNDEKİLER
EDİTÖRDEN
Proje ve Yapım Yönetimi’nde Teknik Müşavirlerin Rolü......2
ISSN 1303 – 2585
İmtiyaz Sahibi
Türk Müflavir Mühendisler ve Mimarlar Birli€i
ad›na Yönetim Kurulu Baflkan›
Demir İNÖZÜ
Yazı İşleri Müdürü
Salih Bilgin AKMAN
Yayın Kurulu
Salih Bilgin AKMAN
Munis ÖZER
Oktay AKAT
Mehmet DÖNMEZ
Hülya EKSERT
Seda SEYHAN
Yalçın KALAÇ
Türk Müşavir Mühendisler ve
Mimarlar Birliği
Ahmet Rasim Sokak No:35/2
Çankaya – 06550 Ankara
Tel: (312) 440 89 70
Faks: (0312) 440 89 72
e-posta: [email protected]
url: www.tmmmb.org.tr
Grafik-Tasarım
Yusuf MEfiE (Ajans-Türk)
BAŞKANDAN
Proje Yönetimi ve Firma Kültürü..................................3
TEMA
Başarıda İnşaat Yönetimi’nin Etkileri.............................4
Projelerin Yönetiminde
“Maliyet Modelleme” Yaklaşımı.....................................8
Proje ve Yapım Yönetiminde BIM Uygulamaları.........12
Basımevi
Ajans-Türk Gazetecilik Matbaacılık
İnşaat Sanayii A.Ş.
İstanbul Yolu 7. Km. İnönü Mahallesi
Necdet Evliyagil Sk. No: 24 Batıkent / ANKARA
Tel: 0312 278 08 24 - Fax: 0312 278 18 95
www.ajansturk.com.tr - [email protected]
ÜYELERİMİZDEN
Eskişehir Kentsel Gelişim
Projesi-Proje Yönetimi.................................................18
Basım Tarihi
23.10.2015
Basım Yeri
ANKARA
Yayın Türü
Yerel Süreli
3 ayda bir yayımlanır
“Yazıların ve reklamların içeriğinden sahibi
sorumludur; TürkMMMB veya Yayın Kurulu
sorumlu tutulamaz.”
“Yayımlanan yazıların, her hakkı saklıdır. Kaynak
belirtmek koşuluyla, yazılarından, toplamda
çeyrek sayfayı geçmeyen alıntı yapılabilir.
Bunun dışında, seri olarak çoğaltılması, çeyrek
sayfadan fazla alıntı veya kopya yapılması,
Yayın Kurulu’nun yazılı iznine bağlıdır”
Dergimiz, 2000 adet basılıp dağıtılmaktadır.
Proje ve Yapım Yönetimi.............................................22
KÜLTÜR - SANAT
Yiyecek ve İçecek Olarak Yararlanılan
Endemik Bitkilerimiz ..................................................26
BİRLİĞİMİZDEN HABERLER...........................32
EDİTÖRDEN...
PROJE ve YAPIM YÖNETİMİ’NDE
TEKNİK MÜŞAVİRLERİN ROLÜ
güsü olarak isimlendirilir” diyerek sektörümüzde
bizlerin görevlerinin önemine vurgu yapmaktadır.
Sayın Haluk DOĞANÇAY “ PROJELERİN YÖNE-
Salih Bilgin AKMAN
TİMİNDE “MALİYET MODELLEME” YAKLAŞIMI”
konulu tema yazısında “Proje Yönetiminin temel
disiplinlerinden biri olan ve “Kapsam-Süre-Mali-
nın yükseltilmesini amaçlayan Teknik Müşavirler,
bu amaçlarına ulaşmak için gereken yatırımların
güvenli, ekonomik ve estetik olmasını temin etmekle yükümlüdürler. Bu görevlerini yerine getirirken söz konusu projelerin yapım ve yönetiminde,
Sayın Gökhan ÖZBER “PROJE VE YAPIM
YÖNETİMİ” başlıklı tema yazısında “İnşaat sek-
İşveren olmak üzere, projenin yaşam döngüsünde
törü, yarattığı iş olanakları ve yüksek maliyetli
tüm paydaşların öncelikle ihtiyaç duyduğu “Ma-
inşaat projelerinden dolayı uzun yıllardan beri “lo-
liyet Modeli”’ni kimin hazırlayacağı ve “Maliyet
komotif sektör” olarak dünya ekonomisinde öncü
Yönetimi”ni kimin yapacağı konusunda, sektö-
sektörlerden biri olmuştur. ... İnşaat sektörünün
rümüzde bir uzlaşı sağlanmış değil. Tasarımcı
ekonomiye katkısının bu kadar büyük olması ve
mı? Geliştirici mi? Proje Yöneticisi mi? Yüklenici
bu katkının sürdürülebilirliğinin sağlanması açısın-
erken evrelerinde parametrik modellemeye dayalı
ilk tahminleri yapan “Bir Bilen” mi?.” diyerek yatırım sonucu amaçlanan bedel-değer dengesinin
sağlanmasının önemini belirtmektedir. Bağımsız
Müşavirlik kuruluşlarının denetiminin faydalarını
tüm paydaşların dikkatine sunmaktadır.
“PROJE VE YAPIM YÖNETİMİNDE BIM UYGU-
çabalar geleceğin ihtiyaçlarının planlanmasında
LAMALARI” başlıklı tema yazısında “Yapı Bilgi
ve yatırımların yönetilmesinde TEKNİK MÜŞAVİR-
Modellemesi (YBM – BIM) tüm paydaşların proje-
LERİN rolünün önemini belirtmektedir.
nin yaşam döngüsü boyunca proje ile ilgili bilgileri
rası projelerde elde ettiği başarıların temeli olan
uygulama yöntemlerini bu sayımızda sizlerle paylaşmaktayız
paylaşarak,Türk Teknik Müşavirlerinin başarılı bir
yumuşak karnı konumunda. ... Başta Yatırımcı ve
len amaca ulaşmak için çalışırlar. İnsan odaklı bu
Teknik Müşavirlik Sektörü’nün ulusal ve uluslara-
Projesi’nde yapılan uygulamalardaki tecrübelerini
lesef tüm başarılarına karşın inşaat sektörümüzün
Sayın Y. Doç. Dr. Aslı AKÇAMETE GÜNGÖR
Mİ” ile ilgili olarak üyelerimizin görüşlerini, Türk
dönüşmüştür.” diyerek Eskişehir Kentsel Gelişim
uygulamasını bizlere ifade etmektedirler.
bilgilerini ve yönetim becerilerini kullanarak isteni-
Dergimizin Teması “PROJE YAPIM VE YÖNETİ-
te mühendislik eğitiminde de ‘Proje ve Yapım
Yönetimi’, önemli uzmanlık dallarından biri haline
yet” üçgeni içinde yer alan Maliyet Yönetimi, maa-
mi? Yoksa fizibilite aşamasında ya da tasarımın
Toplum bireylerinin yaşam standardının ve refahı-
artmasıyla birlikte önem kazanmıştır. Bu süreç-
dijital ortamda üretebileceği ve paylaşabileceği yenilikçi bir proje yönetim sistemi olarak kullanılmaya başlandı. BIM bir yazılım programı veya tek bir
model olarak düşünülmemelidir. BIM bir projenin
tasarımından inşaatına ve hatta operasyon fazına
kadar tüm süreçlerinde faydalanılabilen, güvenilir,
dan, inşaat sektöründe gerçekleştirilen projelerin
Proje Yönetimi İlkeleri ile alanında profesyonel
ve uzmanlaşmış ekipler tarafından yönetilmesinin
önemini daha çok arttırmaktadır.” diyerek tema
konumuzun önemini belirtrek yeni yaklaşım ve uygulamaların “bilgisayar destekli 3 boyutlu modelleme sistemi olan Yapı Bilgi Modellemesi (BIM)” sini
bizlere hatırlatmaktadır.
Türk Teknik Müşavirleri olarak TEMA konumuzun
önemini dikkate alarak proje yönetiminin “yapım
öncesi, yapım ve yapım sonrası” sürekli bir
çalışma olduğunun bilinci ile hizmetlerimizi sunmaktayız. Bu konuda bilgi ve becerilerini geliştiren Türk Teknik Müşavirlik firmalarının kendilerine
uluslararası rekabette üstünlük sağlayan özellikleri ile Yurtdışı Teknik Müşavirlik Hizmetleri pazarından daha çok pay alacaklarını düşünüyoruz.
koordine edilmiş, tutarlı bilgi kullanımını sağlayan
Kültür ve sanat köşemizde Sayın Hasan TORLAK
Tema konumuzla ilgili olarak Dergimize katkı-
bütünleşik bir süreçtir.” diyerek yapı bilgi model-
“YİYECEK VE İÇECEK OLARAK YARARLANI-
da bulunan Sayın A. Erkan ŞAHMALI’ya, Sayın
lemesi uygulamalarını bizlerle paylaşmaktadır.
LAN ENDEMİK BİTKİLERİMİZ” konulu kültür yazı
Haluk DOĞANÇAY’a, Sayın N. Burçin ÇETİN’e,
Yazısının sonuç bölümünde ise “Proje yöneticileri
dizisinde “...dünyada sadece Türkiye’ye özgü en-
Sayın Gökhan ÖZBER’e, Sayın Aslı AKÇAMETE
de bu BIM’e dayalı işbirlikçi proje ortamının yara-
demik bitkilerin, hatta çok lokal türlerin yemek kül-
GÜNGÖR’e ve Kültür-Sanat köşemiz için hazırla-
tılmasında önemli bir role sahip. Mühendislik ve
türümüzü eşsiz kıldıkları açıktır. Ülkemizin yenen
dığı özel yazı için Sayın Hasan TORLAK’a teşek-
inşaat sektöründeki tüm firmaların kendi paylarına
endemik bitkilerinin tamamını kapsayan etnobota-
kürlerimizi sunarız. Yazarlarımızı, kendi yazılarının
düşenleri yapmalarıyla ancak BIM’in vaat ettiği iş-
nik araştırmaların tamamlanmadığı, halen kısmi
devamında verdiğimiz öz geçmişleri ile tanıtmak-
birlikçi iş ortamı elde edilip tam anlamıyla potansi-
ve bölgesel bilgilere sahip olduğumuz düşünüldü-
tayız.
yelinden faydalanılabilinecek. Bu nedenle firmalar
ğünde bu yazı kapsamına girebilecek potansiyel-
Sayın A. Erkan ŞAHMALI “BAŞARIDA İNŞAAT
BIM konusunda kendilerini bilgilendirmenin ve iş
de yeni endemik türlerimizin gelecekte tespit edi-
süreçlerine BIM’i uyarlamanın yollarını aramalılar.
leceği beklenmelidir. Nadir bitkilerden hazırlanan
BIM’den tam anlamıyla faydalanmamız belki yıllar
yiyecek ve içeceklerin de nadir ve eşsiz tatlara
alacak ancak bu yaklaşımın sektörde vazgeçilmez
sahip olacakları muhakkaktır.” demektedir.
YÖNETİMİNİN ETKİLERİ” konulu tema yazısında
“Teknolojinin gelişmesi iş yapma şekillerini doğrudan etkilemiş, karmaşık, çok bileşenli, etkileşimli
bir hal almasına neden olmuştur. Bu gelişimin sonucu disiplinlerdeki uzmanlık gerektiren işler daha
dar alanlarda, derin bilgi, beceri ve yetkinliklerle
yürütülmeye, iş kapsamları ise genişlemeye baş-
olması çok yakın görünüyor.” değerlendirmesi ile
YBM-BİM uygulamalarının yakın bir gelecekte tüm
firmalar ve yatırımcılar tarafından kullanılmasının
önemini vurgulamaktadır.
lamıştır. ... Böyle kapsamlı işler disiplinlerarası ça-
Sayın Nadire Burçin ÇETİN “ESKİŞEHİR KENT-
lışma ve eşgüdüm gerektirmektedir. Proje yöneti-
SEL GELİŞİM PROJESİ - PROJE YÖNETİMİ”
mi, bu çalışma düzenine şekil veren ve sınıflan-
konulu tema yazısında “İnşaat sektöründe ‘Proje
dıran bir üst disiplin haline gelmiştir. ... Süreçlerle
ve Yapım Yönetimi’, kamu veya özel sektör ta-
yönetim yaklaşımının temel prensibi “Planla – Uy-
rafından farklı sözleşme paketlerinin eşzamanlı
gula–Kontrol Et ve Önlem Al”dır ve PUKÖ dön-
uygulandığı büyük bütçeli yatırımların sektörde
2 SAYI36
Dergimizin yayına hazırlanmasında emeği geçenlere, yayın kurulu üyelerimize, reklam vererek
dergimizin yayınlanmasına sponsorluk yapan üyelerimize teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunarız.
Ayrıca, Ülkemizi derin acılara boğan Ankara’daki
menfur terör saldırısı sonucu kaybettiğimiz yurttaşlarımızı rahmetle anıyor, Milletimize baş sağlığı
diliyoruz.
Gelecek sayıda buluşmak dileğiyle...
BAŞKANDAN...
Proje Yönetimi ve Firma Kültürü
Değerli Okurlarımız,
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar
Birliği (TürkMMMB), müşavir mühendislik
ve mimarlık kavramının önemini ilgili kurumlara ve topluma anlatmak, müşavirlik
hizmetlerinin ilerlemesine ve gelişmesine
çalışmak, uluslararası uygulamaları ülkemize taşımada öncülük ederek, bu konuda en yüksek uluslararası teknolojik ve
örgütsel seviyeye erişmek amacıyla, 25
Nisan 1980 tarihinde kurulmuştur. Birlik,
bağımsız müşavirlik hizmeti veren mühendis ve mimarları temsil eden dernek
statüsünde bir sivil toplum kuruluşudur.
TürkMMMB, 1987 yılında Müşavir Mühendisler Uluslararası Federasyonu –
FIDIC’e ve 2001 yılında Avrupa Müşavir
Birlikleri Federasyonu - EFCA’ya üye olmuştur. Her iki federasyonun Türkiye’deki
tek temsilcisidir.
TürkMMMB, amaçları doğrultusunda;
gelişmiş ülkelerde yaygın ve kurumsallaşmış olarak kabul gören, ancak ülkemizde henüz eksiklikleri olan bağımsız
teknik müşavirlik sektörünün geliştirilmesi ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamaların
Türkiye’ye kazandırılması için gerek üyelerine, gerekse toplumun tüm kesimlerine
yönelik yoğun çalışmalar yapmaktadır.
Ulus­la­ra­ra­s› ka­bul gör­müfl ta­n›­m›y­la
FI­DIC stan­dart­la­r›y­la ba­€›m­s›z mü­fla­vir
mü­hen­dis­lik ya­pan fir­ma­la­r›n bir ara­ya
gel­di­€i ça­t› ku­ru­lu­flu olan TürkMMMB’nin,
in­fla­at sek­tö­rü­nün fark­l› alan­la­r›n­da de­
ne­yim­li 200’e ya­k›n üye­si bu­lun­mak­ta­d›r.
2014 – 2016 Dönemi
Yönetim Kurulu
Demir İNÖZÜ - Başkan
Salih Bilgin AKMAN - Başkan Yardımcısı
Sedef ERDOĞAN - Başkan Yardımcısı
Hamdi AYDIN - Başkan Yardımcısı
M. Sinan AKER - Başkan Yardımcısı
Munis ÖZER - Sekreter Üye
H. Cemal KARAOĞLU - Sayman Üye
Ahmet Süreyya URAL - Üye
Hülya EKSERT - Üye
Proje yönetimi, bir projenin öngörülen süre, bütçe ve kalitede tamamlanması için başlangıçtan
bitime kadar tüm kaynakların ve faaliyetlerin
planlanması, programlanması, denetlenmesi ve
eşgüdüm içinde yürütülmesidir. Başarılı bir proje
yönetimi için; yönetimsel beceriler, bilgi, deneyim ve teknolojik altyapı çok önemlidir.
Proje yönetiminde teknik yönetim kadar insan
kaynaklarının yönetimi de büyük önem taşımaktadır. Bu noktada bireysel yönetim becerileri
yanında teknik müşavirlik firmalarının kurumsal
proje yönetim stratejileri ve yöntemleri öne çıkmaktadır. Bu yöntemler ve stratejilerin başarısı,
teknik müşavirlik firmalarının proje yönetim kapasitelerini belirleyen firma kültürleri (kurumsal
kültür) ile yakından ilişkilidir. Teknik müşavirlik firmalarımızın proje yönetim sürecinde hem teknik
hem de insan kaynaklarını başarıyla yönetebilmeleri için, nitelikli bir firma kültürüne dayanan
şekilde kurumsallaşmış bir yapıya sahip olmaları
gerekmektedir.
Firma kültürünü oluşturan başlıca unsurlar şunlardır: Firmanın uzun vadeli hedefleri ve amaçları, şirket çalışanları ve ortakları tarafından paylaşılan ilkeler ve değerler, firma gelenekleri, firma
içi iletişim, uygulanan yöntemler ve sistemler,
çalışanlar arasındaki bağlılık, saygı ve güven,
çalışanların ve firma ortaklarının firmanın amaçlarına ve hedeflerine sahip çıkmaları, ortaklar
arasındaki sağlıklı ve yapıcı ilişkiler, firma politikaları, yöntemler ve prosedürler, çalışanların
performanslarının değerlendirilmesi, ekip çalışmasına uyum, bilgi ve deneyimlerin paylaşımı,
teknolojik altyapıya ve eğitime yatırım, gelişmeye
ve yenilikçi uygulamalara açık olmak.
Kurumsallaşmasını tamamlamış bir firma; firma
kültürüne yansımış ilkeler, değerler, amaçlar ve
hedefler doğrultusunda; kişilerden bağımsız olarak faaliyet gösterebilmelidir.
Yurt içinde ve yurt dışında büyük ölçekli uluslararası yapım işleri yükümlenen müteahhitlik
firmalarımız ile yapım kontrollük ve proje yönetim hizmeti veren teknik müşavirlik firmalarımızın
uluslararası sözleşme yönetiminde deneyimli
proje yöneticisi mühendis ve mimarlara olan gereksinimi giderek artmaktadır. İnşaat sektörümüzün uluslararası rekabet gücünün artması için
üniversitelerimizde Proje / Yapım Yönetimine yönelik lisans ve yüksek lisans programlarına önem
verilmelidir. Bu programlarda ağırlık verilmesi
gereken konular olarak proje yönetimi, şantiye
yönetimi, işçi sağlığı ve iş güvenliği, sözleşme
yönetimi, sözleşme hukuku, FIDIC sözleşmeleri,
anlaşmazlıkların çözümü, sürdürülebilirlik, risk
yönetimi, maliyet ve zaman kontrolü sıralanabilir.
İnşaat sektörümüzde nitelikli proje yönetim uzmanlarının artmasına ve yapım yönetimi konusundaki teknik ve yönetimsel becerilerini geliştirmelerine katkıda bulunmak amacıyla T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın destekleri ve ODTÜ-TürkMMMB
işbirliği ile 19 Ekim - 23 Kasım 2015 tarihleri
arasında Ankara’da “Uluslararası Yapım Yönetiminde Güncel Teknoloji ve Yaklaşımlar
Seminer Programı” düzenliyoruz. 2016 yılında
da “Sertifika Programı” olarak gerçekleştirmeye
devam edeceğimiz ve ilerde “Yapım Yönetimi
Tezsiz Yüksek Lisans Programı”na dönüştürülmesini planladığımız bu Seminer Programlarının
İnşaat Sektörümüze önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.
29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 92. yılını kutluyoruz. Çağdaş ve demokratik
Türkiye’nin bağımsızlık, birlik ve beraberliğinin
güvencesi olan Cumhuriyetimizi korumak ve yaşatmak en büyük görevimizdir.
Bu vesileyle; emperyalist güçlere karşı bağımsızlık mücadelesi vererek Cumhuriyetimizi
kuran Mustafa Kemal Atatürk ile silah ve yol
arkadaşlarını ve tüm Kurtuluş Savaşı şehit ve
gazilerini rahmet ve şükranla anıyorum. Türkiye
Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü korumak için bugüne kadar canlarını
veren tüm şehitlerimize Tanrı’dan rahmet diliyorum. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi bozmaya
ve Cumhuriyetimizi yıkmaya yönelik terör saldırılarında hayatlarını kaybeden tüm vatandaşlarımıza da Tanrı’dan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm okuyucularımızın
Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.
EKİM2015 3
TEMA
A. Erkan ŞAHMALI
BAŞARIDA İNŞAAT
YÖNETİMİ’NİN ETKİLERİ
Giriş
T
eknolojinin gelişmesi iş yapma
şekillerini doğrudan etkilemiş,
karmaşık, çok bileşenli, etkileşimli bir hal almasına neden olmuştur.
Bu gelişimin sonucu disiplinlerdeki
uzmanlık gerektiren işler daha dar
alanlarda, derin bilgi, beceri ve yetkinliklerle yürütülmeye, iş kapsamları
ise genişlemeye başlamıştır. İş kapsamlarının genişlemesiyle gereksinim
duyulan dar ve derin uzmanlıkların
sayısı artmakta, farklı disiplinlerden
çok sayıda paydaş iş yürütme sürecine katılmaktadır. Böyle kapsamlı işler
disiplinlerarası çalışma ve eşgüdüm
gerektirmektedir. Proje yönetimi, bu
çalışma düzenine şekil veren ve sınıflandıran bir üst disiplin haline gelmiştir.
Bu yazıda genel anlamda inşaat yönetimi tartışılacaktır. Yirminci yüzyılda
savunma sanayinde geliştirilen planlama teknikleri bugün her alanda kullanılmaktadır. Yapım işlerindeki her
iş bir proje olduğundan planlama,
izleme ve kontrol tekniklerinin yaygın
kullanılmasının gerektiği bir alandır.
Acaba, ülkemiz inşaat sanayii, yatırımcısından plancısına, üreticisinden
yapımcısına tüm paydaşları ile bu
teknikleri gerçek anlamda kullanmakta mıdır?
Kavramlar
Geniş anlamda proje yönetimini, dar
anlamda da inşaat yönetimini iyi kavrayabilmek için bazı kavramların ve
tanımların üzerinde durmakta yarar
vardır.
4 SAYI36
İş: Bir örgüt çatısı altında, özgün
ürünler ya da hizmetler yaratmak
üzere ortaya konan geçici çabaları
(projeler), tekrarlanan ürün ya da hizmetlerle ortaya konan ve süregiden
çabalarla (operasyonlar) yapma eylemidir.
Bazı işler vardır bünyesinde hiç proje
yoktur veya çok az vardır, sadece veya
ağırlıklı olarak süregiden çabalarla
yürütülür. Bazı işler vardır ki bunlarda
da projeler ağırlıklıdır. Ama her işte
muhakkak süregiden çabalar vardır.
Örneğin her şirkette bir mali kayıt ve
muhasebe bölümü vardır. Yapılan işler süregiden işlerdir ve her zaman
yapılır. Süregiden çalışmalarla projeler arasında büyük benzerlikler vardır. Örneğin her ikisi de insanlar tarafından uygulanır, kısıtlı kaynaklara
sahiplerdir, süreçler veya alt süreçlerle tanımlanabilir, planlanır, yürütülür ve kontrol edilirler. Ama projeleri
süregiden faaliyetlerden ayıran iki temel unsur vardır; Projeler geçicidir ve
özgündür, süregiden çabalar ise süreklidir ve tekrar ederler. Özetlersek,
süregiden çalışmalar (operasyonlar)
tekrarlanan ürün ya da hizmet yaratmak üzere ortaya konan sürekli
yürütülen çabalardır. Yani tanımlanmış herhangi bir bitiş zamanı, noktası
yoktur. Devam eden diğer çabalardan büyük farklılıklar göstermezler.
Projeler ise özgün ürün ya da hizmet
yaratmak üzere ortaya konan geçici
çabalardır. Dolayısı ile her projenin
muhakkak tanımlanmış başlangıç ve
bitiş zamanları vardır ve her proje
benzersiz bir ürün, hizmet ya da sonuç yaratır. Projelerin tekrarlanması,
projelerdeki temel benzersizlik durumunu değiştirmez.
Yönetim: Belli bir amaca ulaşabilmek için bir kişi, grup veya oluşumu
uyum ve eşgüdüm içerisinde yönlendirmek ve kontrol etmektir. Yönetim,
insan kaynakları, finansal kaynaklar
ve doğal kaynakların kullanımını yönlendirir ve şekillendirir.
Proje ve Yönetim kavramlarını tarif ettikten sonra Proje Yönetimi kavramına
da açıklık getirebiliriz.
Proje Yönetimi: Özgün bir faaliyeti,
geçici bir örgütlenme ile kısıtlı kaynaklar kullanarak, önceden belirlenmiş bütçe sınırlarında kalmak koşulu
ile başlangıç ve bitiş tarihi belirlenmiş süre içerisinde tamamlanmasının
sağlandığı geçici bir faaliyettir.
İnşaat yönetimi ise proje yönetimi
şemsiyesinin altında aynı tanıma
sahip ancak uygulama alanı olarak
Şekil 1 - PUKÖ Döngüsü
inşaat işlerini kapsayan çabalar için
kullanılır. Prensipte kullanılan her teknik ve metot aynı olmakla birlikte inşaat projelerindeki belirsizliğin ve dış
etkenlerin diğer projelere göre biraz
daha farklı olduğu bir uygulama alanıdır. Bu nedenle de inşaat işlerinde
proje yönetimi yerine Yapım veya
İnşaat Yönetimi tanımını kullanmak
daha doğru ve anlamlı olacaktır.
Nasıl bir İnşaat Yönetimi
İnşaat işleri bir üretim şeklidir. Fabrikasyon, yani sürekli üretimden farklıdır çünkü her yapım işi bir projedir.
Toplu bir üretim yoktur ve özgündür. Bu nedenle de proje yönetim
teknikleri kullanılarak yürütülmelidir.
Endüstriyel üretimlerde giderek önem
kazanmaya başlayan Yalın Üretim
ise, işlerin kesintisiz gitmesini sağlayan bir çalışma tarzıdır. Yalın yönetimde önemli olan hızı, kaliteyi ve sürekliliği yakalayabilmektir ve temel ilke iş
akışının sürekliliğinin sağlanmasıdır.
Bunun başarılabilmesi iş adımlarının
çok net, sağlıklı tarif edilmesine ve
bunların üretime katılan herkes tarafından uygulanmasına bağlıdır. Yani
işlerin süreçlerle yürütülmesi gerekir.
Süreçlerle yönetim yaklaşımının temel
prensibi Planla – Uygula – Kontrol Et
ve Önlem Al’dır ve PUKÖ Döngüsü
olarak isimlendirilir (Şekil 1).
W.Edwards Deming tarafından geliştirilen PUKÖ döngüsü ile süregiden
faaliyetler için önce planlama yapılır, bu plan uygulanır, uygulamanın
plana uygun gidip gitmediği kontrol
edilir. Plandan sapmalar varsa sapmaları düzeltmek üzere önlem alınır.
Eğer akışlarda bir plan değişikliği
yapılacaksa düzeltme ve iyileştirme
faaliyetleri ile planı yeniden yaparak
uygulamayı sürdürür. Süreçlerle yönetim bunu gerektirir. Aksayan noktaların iyileştirilmesi gerekir ve bu iyileştirme sürekli daha iyiye gidecek şekilde yalınlaştırılır. Amaç işlerin yüksek
verim, kalite ve zamanında yapılma-
sının sağlanmasıdır.
İnşaat işleri de süreçlerle yönetilen faaliyetler olmalıdır. Adımlar
doğru tarif edilmez
ise iş yapım şekli verimsizliğe ve yapılan
işlerin düzeltilmesi için
yeniden yapılmasına
neden olur. Yapım işlerinin de iş adımları
doğru tarif edilmeli,
gerek görüldüğünde
de düzeltme ve iyileştirme yapılmalıdır.
Şekil 2’de İnşaat yönetiminin unsurları verilmiştir. Buradan
da görüleceği gibi projelerin süre,
maliyet ve kaynaklarının planlanması,
izlenmesi ve kontrol edilmesi gerekmektedir. Kontrol, proje yönetiminin
dinamik ayağıdır. İşlerin ilerlemeleri
güncellenmeli, güncel değerlerin kıyas değerlerine göre nerede olduğu,
sapmaların ne kadar olduğu, kabul
edilebilir sınırlar içinde olup olmadığı izlenmeli, sapmaların proje plan
değerlerini ne kadar etkilediği tespit
edilmeli ve sapmaların sınır değerlerin dışında kaldığı durumlarda bunun
nasıl düzeltileceği, ne gibi önlem alınacağı kontrol edilerek plana yansıtılmalıdır.
Unsurları tarif ettikten sonra proje
yönetiminin “Bilgi Alanları” üzerinde
durmakta yarar vardır. Proje yönetimi,
Şekil 3’de verilen bilgi alanlarının bir
bütün olarak ele alınmasından oluşur.
Bunları özetlemek gerekirse:
• Kapsam Yönetimi: Proje kapsamında nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağı çok net belirlenmeli,
sorumluları buna göre atanmalıdır.
Bu kapsam ve işin yürütülüşü sözleşme ile tanımlandığından sözleşme yönetimi bu başlık içinde
sürdürülür.
• Zaman Yönetimi: Her projenin
Şekil 2 - İnşaat Yönetimi Unsurları
sözleşmesel bir başlangıç ve bitişi
olduğuna göre bu süre içinde kalmak üzere işin nasıl bir akış içinde
yürütüleceği planlanmalıdır.
• Maaliyet Yönetimi: Her projenin
sözleşmesel bir bütçesi olduğuna
göre bütçe içinde kalmak üzere
maliyetlerin net planlanması nakit
akışlarının işin aksamasına neden
olmayacak şekilde planlanması
gerekecektir.
• Risk Yönetimi: Her projenin ülkesel, bölgesel, iklimsel, sözleşmesel riskleri olduğu kadar iş yapım
tekniğinden kaynaklanan malzeme, işçi sağlığı ve iş güvenliği, kalite, tedarik vb. riskleri de olabilir.
Bunların önlenmesi ve bilerek bir
plan yapılması önemlidir. İyi yönetilmez ise süre ve bütçe açısından
ciddi aksaklıklar ortaya çıkabilir.
• Kalite Yönetimi: Her proje, sözleşmesel olduğu kadar ulusal,
uluslararası standartlara sahiptir
ve üretim bu standartlara uygun
olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda
kalite kontrolü, hizmet, malzeme
ve imalatların kontrolü ile yapılabilir. Ancak işverene kalite konusunda bir güvence verebilmek için işi
EKİM2015 5
TEMA
A. Erkan ŞAHMALI
yapan şirketin kalite yönetim sisteminin olması gerekir. Kalite yönetim sistemi, işin nasıl iyi yapılabileceğinin, her aşamada nasıl
kontrol edileceğinin, bunun nasıl
raporlanacağının süreçlerinin tarif
edildiği bir sistemdir ve bu sistemin de iyi yönetilmesi gerekmektedir. Buna sahip olmayan şirketler işverene yeterli kalite güvencesini sağlayamaz.
• Tedarik Yönetimi: Proje için gerekli her türlü mal ve hizmetlerin
zamanında iş sahasında olmasını
sağlar.
• İnsan Kaynakları Yönetimi: Tüm
projeler insanla yürütülmek zorunda olduğuna göre doğru bir insan
kaynakları yönetimine, işe uygun
insanların teminine ve iyi bir örgütlenmeye ihtiyaç duyulacaktır.
• İletişim Yönetimi: Sadece işe katkıda bulunan insanların var olması
projenin iyi yönetilmesi anlamına
gelmez. İnsanlar arasındaki iletişim, işverenle ilişkiler, iş talimatlarının verilmesi, bilgi toplanması ve
iletimi çok önemlidir. İletilen bilginin doğru anlaşılması, bilgi iletiminin zamanında yapılması belli bir
plan içinde yapılmalıdır.
6 SAYI36
• Bütünleme Yönetimi: Son olarak
da tüm bilgi alanlarının bir bütün
olarak, birlikte, etkileşimli ve etkin
yönetilmesinin sağlanması gerekir. Bu bütün de proje yönetiminin
tamamıdır.
Kısacası, yapım yüklenicilerinin başarılı bir inşaat yönetimi yapabilmesi için geniş kapsamlı zihniyet
değişikliği yapması gerekir. Bu
değişiklik zamanında yapılmaz
ise şirketlerin uluslararası alanda
rekabetçi ve başarılı olması olanaksızlaşabilir.
İşverenin yapım işinin uzmanı olması
beklenmez. Ancak elde etmek istediği
son ürünü iyi tarif edebilir. Klasik yapı
elde etme sürecinde işveren, örneğin
bir hastane, okul, konut, baraj, fabrika
vb. bir yatırımı yapılacaksa ana kriterleri ortaya koyar. Eğer bunu da ortaya koyamayacaksa bunu kendi adına
yapacak bir uzmana, danışmana gider. İş kapsamı belli olduktan sonra
bunun yapımını gerçekleştirebilecek
her türlü tasarım, teknik çizim ve şartname vb. elde edilmesine çalışılır.
Bunlar elde edildikten sonra yüklenici
seçimi yapılır. Yükleniciye yapılacak
işin tüm ayrıntıları verilir, hesaplanmış
süre ve bütçe içinde işin yaptırılmasına ve kontrol edilmesine çalışılır.
İşveren bu aşamanın da uzmanı olmayabilir. Olsa bile güçlerin ayrılığı
ilkesi ile tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyacak bir danışmana gerek
duyacaktır. Tüm bunlar üst üste eklendiğinde yatırım maliyeti giderek
yükselmeye başlamaktadır. İşveren
artık böyle klasik bir iş yürütme şeklinden vaz geçmeye başlamıştır. Son
ürünü tarif edip, başarganlığa (performansa) dayalı bir iş yapılmasını
beklemektedir. Yani tasarım,
temin ve yapım (EPC-EngineeringProcurement & Construction) sorumluluklarının tamamını yükleniciye
bırakmıştır. Bunun karşılığında da
götürü bir tek bedel belirler. Ancak
her iş başarganlığa dayalı yapılamaz.
Bir baraj, enerji santrali, fabrika gibi
ürüne dayalı farklı bilgi, know-how ve
teknolojilerin önerileceği projelerde
kullanılacak bu yöntem bir bina işinde kullanılamaz. Çünkü ölçülecek
bir başarganlık söz konusu değildir.
Buna rağmen birçok işveren yapım
işi için bu modeli kullanmaktadır.
EPC sözleşmeleri bir tarafa bırakırsak
yapım işlerinde maliyet kaygısından
ötürü seçilen bu yol, tarafların bağımsızlığını ve tarafsızlığını etkilediğinden
elde edilen ürün beklenen şekilde sonuçlanmayabilir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi kapsamı
geniş, uzmanlıkları derin olan işlerde
işlerin tamamının tek elden yürütülmesi olanaksızlaşmakta, bu beceride
ve yetkinlikte yüklenici bulmak zorlaşmaktadır. Bu sorunu çözebilmek için
yükleniciler uzman alt yüklenicileri bir
araya getirmekte, bir anlamda aracı
bir kuruluş olmaya başlamaktadır.
Bu da yapım maliyetini doğal olarak
artırmaktadır. İşveren bu nedenle
proje yönetimi yapan genel yüklenicileri seçmektedir. Genel yükleniciler işi fiilen yapmayan ama uzman
alt yüklenicileri kullanan, bu nedenle
de saha ekibi olmaksızın bir teknik
ofis ekibi ile yürüten bir şekil almaya
başlamaktadır. Dünyada büyük yükleniciler giderek şekil değiştirmekte
ve birer proje yönetim şirketi haline
gelmektedir. EPC yüklenicilerinin ise
uzmanlık alanlarında yaptıkları işler
zaten bir proje yönetimi disiplinini gerektirmektedir.
Sonuç
Ülkemiz inşaat sanayiinde yükleniciler, klasik yapım işlerinde bile henüz
inşaat yönetim tekniklerini ve bilgi
alanlarını kullanma alışkanlığı elde
edememiştir. Bunun için yapılacak
yatırımları gereksiz ve maliyeti artırıcı bir unsur olarak görür. Proje bazlı
çalıştığından ve işin sürekliliğini sağlayamadıklarından ekip çalışmasına
alışmış, proje yönetim tekniklerini kullanan ve yorumlayabilen yetiştirdikleri
elemanları kısa sürede kaybetmektedir. Bu nedenle de insan kaynaklarına önem vermemektedirler. Yapım
yüklenicileri gibi birçok işveren de
inşaat yönetiminin önemini içselleştirememiştir, yararlarının pek farkında
değildir. Hâlbuki proje yönetimi bir
maliyet unsuru olmadığı gibi işin zamanında ve bütçesinde tamamlayabilme olanağı sağlar.
Ne yazık ki inşaat yönetiminin faydalarını ölçebilecek bir metot yoktur. Ülkemizde proje başarıyla sonuçlanırsa
başarının proje yöneticisinin başarısı,
başarısızlıkla sonuçlanırsa da proje
yöneticisinin, işverenin, sözleşmenin
vb. neden olduğu başarısızlık olarak
görülür. Hâlbuki yapım işi bir ekip işidir ve doğru yönetilebilmelidir. Bunun
için başta belirttiğimiz gibi iş süreçleri
doğru planlanmalı, aksayan noktalar
kısa zamanda düzeltilmeli, iş yapım
başarısı kişilerden çıkartılıp süreçlerin, dolayısı ile ekiplerin başarısı haline getirilmelidir.
Bu yazının yazarı, bu alanda uzun yıllardır verdiği danışmanlıklarda aynı
işverenin, aynı ülkede ama farklı şehirlerde, aynı zaman dilimi içinde aynı
sözleşme ve mimarlık/mühendislik
projeleri ile ve yine aynı yükleniciye
çok yaklaşık bütçelerle ihale ettiği
iki işten birinde inşaat yönetiminin
olabildiğince doğru uygulandığı, diğerinde ise şantiye yönetiminin inşaat yönetim tekniklerini uygulamakta
ayak dirediği iki şantiyeyi izleme ve
değerlendirme şansı yakalamıştır.
İnşaat yönetimini olabildiğince uygulayan şantiye, işi tam zamanında ve
beklenen kârını katlayarak bitirirken,
uygulamakta ayak direyen şantiye,
işverenle birçok sözleşmesel sorunları yaşamış, iş aylarca gecikmiş ve
beklenen kârını kabul edilemeyecek
kadar düşürmüştür. Elbette ki bir tek
ölçüm ile başarının tamamını inşaat
yönetim tekniklerine bağlamak doğru
değildir ama önemli bir göstergedir.
Hangi yapım yüklenicisi olursa olsun
inşaat yönetimini doğru uygulamayan, yapmayan ve bu konuya önem
vermeyen yüklenici, ulusal ve uluslararası iş sahasında varlığını sürdüremeyecektir. Kâr bandının çok sığ ve
rekabetin güçlü olduğu bir ortamda
başarı ve kârlılık, işlerin kişilerin yetenekleriyle sınırlı olmadan yürütüldüğünde, başarının kişisel değil ekip işi
olduğu anlaşıldığında ve insan kaynaklarına bu anlamda önem verildiğinde sağlanabilecektir.
A.Erkan ŞAHMALI
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 1979 yılında
mezun olmuş, 1981 yılında yüksek
mimar derecesini almış, 1979 dan
1988 yılına kadar aynı üniversitede
öğretim görevliliğini yürütmüştür.
1982 yılında kurulan GÜNARDA
A.Ş.’ne ortak olarak katılmış, 1988
yılında üniversiteden ayrılarak şirketin yönetim kurulu üyesi ve genel
müdürü olmuştur. 2009 yılına kadar
ODTÜ’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak inşaat yönetimi dersleri
vermiştir. Şirket bünyesinde konuttan
alış veriş merkezlerine, barajlardan
sulama tünellerine, hastane ve otellere kadar çok çeşitli bina ve altyapı
projelerinde yüklenici firmalara inşaat yönetimi danışmanlığı ve eğitimler
vermiştir. Bu süre zarfında şirket bünyesinde yürütülen tasarım hizmetlerinde de tasarımcı mimar olarak özelliği olan enerji etkin bina tasarımları
yapmıştır. 1999 yılında TürkMMMB
üyesi olmuş, 2000 yılından 2008 yılına kadar yönetim kurulu üyeliği,
sekreter üyelik ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulunmuş, 2008-2010
yılları arasında Birliğin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiştir.
Halen çalışmalarını GÜNARDA A.Ş.
bünyesindeki yurt içi ve yurt dışı projelerde inşaat yönetimi, danışmanlık
ve tasarım hizmetleri konularında yürütmektedir.
EKİM2015 7
TEMA
Haluk DOĞANÇAY
Projelerin Yönetiminde
“Maliyet Modelleme” Yaklaşımı
P
roje Yönetiminin temel disiplinlerinden biri olan ve “KapsamSüre-Maliyet” üçgeni içinde yer
alan Maliyet Yönetimi, maalesef tüm
başarılarına karşın inşaat sektörümüzün yumuşak karnı konumunda.
Yatırımcılar ve Tasarımcılar, daha fizibilite ve konsept aşamasından itibaren, gerçekleştirecekleri projelerin
nihai maliyetini öngöremedikleri için,
süreç içindeki kararlarının proje maliyetine olan etkilerini göremiyor ve projelerinin ticari başarısıyla kumar oynamak durumunda kalıyorlar. Bu süreçte
proje maliyetini kendine iş edinen tek
paydaş Yüklenici kalıyor. O da ancak uygulama ihaleleri aşamasında
resme giriyor. Uygulama dönemi de,
belirsizlik ortamında yapılan ihaleler
nedeniyle tasarım, sistem ve malzeme değişikliklerine ve Yatırımcı-Tasarımcı-Yüklenici arasında sonu gelmez
8 SAYI36
bilek güreşlerine sahne oluyor.
Başta Yatırımcı ve İşveren olmak üzere, projenin yaşam döngüsünde tüm
paydaşların öncelikle ihtiyaç duyduğu “Maliyet Modeli”’ni kimin hazırlayacağı ve “Maliyet Yönetimi”ni kimin
yapacağı konusunda, sektörümüzde
bir uzlaşı sağlanmış değil. Tasarımcı
mı? Geliştirici mi? Proje Yöneticisi mi?
Yüklenici mi? Yoksa fizibilite aşamasında ya da tasarımın erken evrelerinde parametrik modellemeye dayalı ilk
tahminleri yapan “Bir Bilen” mi?
Yatırımcının fizibilite aşamasında “Bir
Bilen”’e sorarak elde ettiği parametrik maliyet tahmininden sonra, ihale
dosyasının hazırlandığı ana kadar,
maliyet kimsenin derdi değil. Ülkemiz
sektör terminolojisinde “Keşif Özeti”
olarak adlandırılan maliyet tahmini,
çoklukla uygulama ve pazar maliyet
bilgisinden mahrum Tasarımcı ekibi tarafından uygulama projelerinin
ardından ve hemen ihale öncesinde
hazırlanıyor. Bağımsız bir kuruluş tarafından, bilinçli ve tüm paydaşların
güven duyacağı şekilde hazırlanmadığı için bu Keşif Özeti, ne Yatırımcıyı
ve ne de Yüklenici adaylarını tatmin
etmediği gibi ihaleye katılan firmalar
tarafından sil-baştan, yeniden ve mükerrer olarak hesaplanarak emek israfına neden oluyor.
Ülkemizde, Kamu Yatırımcıları ve Yüklenicilerin alıştıkları kara düzene göre
bu hizmet, hala “Keşifçi-Metrajcı-Kesin Hesapçı” diye adlandırılan kişi ve
kuruluşlardan alınıyor. Bunların büyük
çoğunluğu kamu projelerinin beşiği
sayılan Ankara’da konuşlanmış durumda. Bu kişiler sektörde, yaptıkları
işin önemi ile bağdaşmayacak şekilde; arabanın arka koltuğunda oturup
gittiği yöne değil, geldiği yöne bakan
bir tür teknik muhasebe uzmanı olarak algılanıyor ve kolçaklarıyla, masa
başında, at gözlüğü takarak çalıştığı
imajıyla küçümseniyor. Ancak somut
bir uygulama projesi hazırlandıktan
sonra devreye sokulan bu uzmanlardan beklenen tek şey; sadece tasarımcının tamamladığı işin İşveren’e
kaça mal olacağını ya da projenin
uygulamasına soyunan yüklenicinin
ne teklif vermesi gerektiğini hesaplaması. Bu uzmanlardan -artık demode
olmuş Bayındırlık Bakanlığı yöntemlerinin dışında-paydaşların farklı proje
aşamalarında zaman-maliyet-değer
ilişkisi, değer analizi, maliyet algısı,
yaklaşımı, tekniği, detay ve tolerans
seviyelerine ilişkin kararlarına göre
hareket etmesi beklenmiyor.
Gelişen bilgi teknolojileri, sektörün
bu algısına ve düşük beklentilerine
uygun olarak sadece metraj hesaplama süresini kısaltan yazılım çözümleri
sunuyor ve lokasyona-mekana ve veri
tabanına dayalı çözümleri es geçiyor.
Bilgisayar destekli tasarım ve çizim
programları ile bütünleşik (add-on)
çalışmak üzere hazırlanan bu yazılımlar, polyline ölçüm yöntemiyle ve bir
tuşla en kısa zamanda toplam miktarı
çıkarmaya odaklanırken, projenin bir
bölümünde, herhangi bir malzemenin
miktarı ya da birim fiyatında yapılan
bir değişikliğin projedeki mukayeseli
etkilerini görmeyi aklına bile getirmiyor. Yani kısaca bir “model” mantığında hazırlanmamış, arka planında
“akıllı bir kod yapısı” yok ve bir “veri
tabanı-kayıt” sistemiyle çalışmıyor.
Ülkemizdeki bu duruma karşın, Anglo-Sakson ülkelerinde uzun yıllardır
kullanılan farklı yaklaşımlar ve sistemler söz konusu. Örneğin İngilizlerin
RICS (Royal Institute of Chartered
Surveyors) Kurumu;
– Tasarımcı, yüklenici, yatırımcı ve
hatta proje yöneticilerinden bağımsız,
– Daha fikir aşamasında projeye
atanan ve işletme dönemine kadar sürekli ve şeffaf bir biçimde
görev yapan,
–Paydaşlardan bağımsız objektif
kararlar alan,
– Bir tür değer mühendisliği yaparak, bir yandan istenen standartları-kaliteyi ve fonksiyonları sağlarken, diğer yandan maliyeti minimize etmeye odaklanan bir yapı
olarak karşımıza çıkıyor.
RICS sistemi ve yaklaşımı neredeyse
tüm Avrupa’da, yanı başımızdaki Yunanistan, hatta Kıbrıs’ta bile yaygın
şekilde benimsenmişken, Türkiye’de
geçer akçe olmaması bana oldukça garip geliyor. Hani, farklı da olsa,
amaca uygun bir sistemimiz olsa
gam yemeyeceğim.
İngilizlerin RICS Kurumu’nun maliyet
yönetimi yaklaşımı, lokasyon (mekankat-kot-blok-bölge) esasına ve bir veri
tabanı mantığına dayanıyor. Günümüzde bu modelin en önemli dezavantajı, modeli kullanan, ancak farklı
yazılımlar kullanan ekipler arasında
ortak çalışma sürecindeki uyumsuzluk sorunuydu ki, bunun da yakın zamanda BIM (Bina Bilgi Modellemesi)
ile çözüldüğünü görüyoruz.
Kuzey Amerika’daki uygulamalar
daha farklı. Onlar, Anglo-Sakson
ülkelerin bağımsız QS (Chartered
Quantity Surveyors) uygulaması yerine tüm paydaşların bağımsız olarak,
istediği maliyete kolayca ulaşabileceği “Basılı ya da Online” Maliyet
Modelleme ve Hesaplama tekniklerini kullanıyorlar. CSI (Construction
Specification Institute) adlı bir sivil
toplum kuruluşunun geliştirdiği malzeme birim fiyat esasına dayalı MF
(MasterFormat) ve yapı elemanı esasına dayalı UF (UniFormat) klasifikasyonu bu yöntemin çıkış noktasını
oluşturuyor. Örneğin RSMeans adlı
bir kuruluş, bu klasifikasyonu kullanarak, her farklı proje, her farklı paydaş,
her farklı yapılanma, her farklı ölçüm
yöntemi, her farklı bölge-şehir için MF
(Birim Fiyat) ve UF (Yapı Elemanı) için
uygun hesaplamaları “online” yapan
bir veri-tabanı ve yazılım geliştirmiş.
Yapılan hesaplamalar, kullanılan maliyet modeli ve yazılımın özelliklerine
uygun olarak, fizibilite aşamasında
(Order of Magnitude), konsept geliştirme aşamasında (Conceptual ve
Preliminary) ve kesin metrajların elde
edildiği süreçte (Definitive ve Control)
düzeylerinde hassasiyet sağlıyor.
Ancak, günümüzde inşaat sektörünün gündemine giren en önemli
konu: 3D-BIM. Bu yaklaşım ile Maliyet Modellemesi 5’inci Boyutta ve 3
Boyutlu CAD yazılımına entegre bir
veri tabanı ile birlikte hazırlanmaya
başlanıyor. 3D (3.Boyut) üzerine 4D
(Dördüncü Boyut-Süre) ve 5D (Beşinci Boyut-Maliyet) bileşenlerinin
kullanımı yaygınlaştığında artık CPM
esaslı İş Akımı Ağlarını kullanan yazılımların yerini LBS (Location Based
Scheduling) sistemlerini kullanan yazılımlara bırakacağı bile öngörülüyor.
EKİM2015 9
TEMA
Haluk DOĞANÇAY
Yani artık, 4D (Süre Boyutu) ve 5D
(Maliyet Boyutu) bileşenleri yapının
tasarım ve gerçekleşme sürecinde 3
Boyutlu model üzerinde “birlikte” ve
“on-line” görselleşmiş oluyor.
Gayrimenkul Geliştirme sektörü, genelde inşaat sektöründen biraz farklı olarak maliyet unsurundan en çok
etkilenen, projenin her aşamasında
yapılan değişikliklere en çabuk yanıt
vermeye programlanan, maliyet ve
değer ilişkisine en çok ihtiyaç duyan,
ticari risklere karşı en duyarlı sektör.
Bu sektörde tasarımın geliştirilmesi
sürecinde, daha fikir aşamasından
başlayarak, hem tasarımcının ve
hem de yatırımcının yapılacak projenin maliyetini bilmeden yola çıkması
kadar riskli bir durum olamaz. Hele,
Proje Yöneticisinin sadece İnşaat
Yöneticisi (bir tür Şantiye Şefi) olarak
algılandığı ülkemizde, Maliyet Yönetimi, Değer ve Maliyet Mühendisliğinin,
Keşifçi-Metrajcı-Kesin Hesapçı mantığı ile yapılmaya devam etmesi ise,
kabul edilebilir bir şey değil.
Özetle, Bina Bilgi Modellemesi
(BIM)’e geçiş sürecinin hızlandığı
günümüzde, Maliyet Modellemesi ve
Maliyet Yönetimi kavramlarını ciddiye
almaktan, mesleki alanda ülkemizde
RICS ve CSI benzeri kurumları yaratamıyorsak bile, benzer yaklaşımları
ve yöntemleri kullanan Bağımsız Proje Yöneticileri ve Teknik Müşavirlerini,
tasarım sürecinden bile önce görevlendirmekten başka çaremiz olmadığını düşünüyorum.
Haluk DOĞANÇAY
Galatasaray Lisesi’ni ve İTÜ Mimarlık Fakültesini bitirdi. Aynı Üniversitede Bina Programlama dalında yüksek lisansını tamamladı. Yurtiçi ve
dışında, proje ve inşaat yönetimi, işletme, finansman ve pazarlama alanlarında eğitim programlarına katıldı.
Kariyerine Petlas Lastik Fabrikasında Şantiye Şefi olarak başladı. Bu
dönemde ADMMA’da yarı zamanlı
öğretim görevliliği yaptı. Sonraki yıllarda yurtiçinde ve dışında çeşitli projelerde Proje Yöneticisi olarak görev
aldı.
AMPD ve IPYD’nin kurucuları arasında yer aldı. 1996 yılından itibaren Yönetim Kurulunda görev aldığı
TürkMMMB’nin 2000-2002 dönemi
Yönetim Kurulu Başkanlığını, FIDIC
Uluslararası Müşavir-İşveren İlişkileri Komitesi ve EFCA Proje Finansmanı Komitesi üyeliğini yaptı.
1989 yılından bu yana kurucusu olduğu PY Grup şirketleri ile inşaat ve
gayrimenkul sektöründe planlama,
geliştirme, tasarım, mühendislik, proje yönetimi, proje finansmanı, eğitim,
bilgi teknolojisi destek ve danışmanlık hizmetleri vermekte ve mesleki
deneyimlerini üniversitelerde ve seminerlerde gençlerle paylaşmaktadır.
10 SAYI36
TEMA
Aslı AKÇAMETE GÜNGÖR
Proje ve Yapım Yönetiminde
BIM Uygulamaları
Y
apı Bilgi Modellemesi (YBM – BIM)
tüm paydaşların projenin yaşam
döngüsü boyunca proje ile ilgili
bilgileri dijital ortamda üretebileceği ve
paylaşabileceği yenilikçi bir proje yönetim sistemi olarak kullanılmaya başlanmıştır. BIM bir yazılım programı veya
tek bir model olarak düşünülmemelidir.
BIM bir projenin tasarımından inşaatına
ve hatta operasyon fazına kadar tüm
süreçlerinde faydalanılabilen, güvenilir,
koordine edilmiş, tutarlı bilgi kullanımını
sağlayan bütünleşik bir süreçtir.
Bu yaklaşımda kullanılan üç boyutlu
dijital modeller akıllı yapı elemanlarından oluşur. Bu elemanlar kendi form ve
fonksiyonları hakkında bilgi içerdikleri
için, bilgisayar ortamında yapı ile ilgili
çok çeşitli analizi gerçekleştirmek
mümkün olur. Örneğin, yapıdaki elemanların metrajı otomatik olarak hesaplanabilir veya binanın enerji performansı
analiz edilebilir. Bu özellikleri nedeniyle
BIM’in kullanım alanı çok geniştir. Kullanımının getirdiği faydalar görüldükçe
de mühendislik ve inşaat sektöründe
yaygınlaşmaya başlamıştır.
Amerika’da 2007, 2009 ve 2012 yıllarında yapılan BIM anket çalışmasına
göre, 2007 yılında katılımcıların %28’i
BIM kullanmaya başlamış iken, bu sayı
2009’da %49’a, 2012’de ise %71’e yükselmiştir1. Bu rakamlar sektörde BIM’in
hızla kabul gördüğünü ve tüm paydaşların büyük bir bölümünün BIM hakkında fikir sahibi olup projelerinde faydalanmaya başladıklarını göstermektedir.
Aynı çalışmanın Batı Avrupa ülkeleri
arasında yapılan anketinde ise 2010
yılı için BIM’in kabul oranı %36 olarak
belirtilmiştir2. Buna göre Avrupa’da
da BIM’in kullanımının yaygınlaşmaya
başladığı ve sektörün vazgeçilmezleri arasına girmeye aday göründüğü
söylenebilir. Örneğin, İngiltere’de belli
bir bütçenin üzerindeki tüm kamu projelerinde BIM kullanımının 2016 yılına
kadar zorunlu hale getirileceği belirtilmiştir. Türkiye’deki firmalar ise ABD ve
Avrupa’nın izinde BIM ile ilgili farkındalıklarını arttırmakta, şimdilik özellikle
uluslararası veya çok ortaklı projelerde
kullanmaya başladıkları BIM yaklaşımını, şirket içi süreçlerine entegre etme
çabasına girmektedirler.
BIM’in en büyük faydası geleneksel
olarak tek bir denemede sahada
McGraw-Hill Construction (2012), The Business Value of BIM in North America, Multi-Year Trend Analysis and User Ratings (2007-2012).
1
McGraw-Hill Construction (2010), The Business Value of BIM in Europe, Getting Building Information Modeling to the Bottom Line in the United Kingdom,
France and Germany.
2
12 SAYI36
tamamlanması gereken yapım işinin
artık sanal ortada simülasyonun yapılabilmesi ve tüm tasarım detayları ile proje performansının inşaat başlamadan
çok daha önce test edilebilmesidir. Bunun katkısı öyle büyüktür ki, böylelikle
kararlar erken aşamada alınıp, sorunlar
erkenden fark edilerek çözümlenebilir,
tümüyle güvenilir bir proje üzerinden
yapım işleri sıfır saha içi tasarım problemiyle gerçekleştirilebilir. Sonuçta projelerin daha az maliyetle ve daha kısa
sürede tamamlanması sağlanır. Aynı
zamanda yapım süreçlerinin de geliştirilmesine imkân sağlanarak iş akış
süreçlerinde verimliliği artırıcı değişiklikler yapılabilir, yapım zayiatı azaltılır ve
daha fazla prefabrike elemanın kullanılmasına imkân yaratılır. Bu da kontrollü
ortamda üretilen prefabrike elemanlar
ile hem yapım sürecindeki işçi sağlığı
ve güvenliği sorunlarını hem de sahada depolama gereksinimini azaltır; paralel iş yapımının arttırılması sonucu da
inşaat süresinin kısaltılmasına olanak
sağlar.
BIM, tasarım ve yapım süreçleri için
uzun süredir elde edilemeyen bir verimlilik artışı sağlamayı vaat etmektedir.
Tüm bu faydaları detaylarıyla burada
anlatmak mümkün olmasa da tasarım,
planlama ve proje yönetiminde BIM kullanımından sağlanacak yararlar ile ilgili
örnekler sunabiliriz.
Tasarım geleneksel olarak birbirini izleyen fazlarda ve tasarım kararları alındıkça mühendislerin ve müteahhitlerin
dâhil olduğu bir süreçle gerçekleştirilmektedir. Bu sürecin başlıca dezavantajı zaman kısıtı nedeniyle az sayıda
tasarım alternatifinin geliştirilebilmesi,
değişikliklerin ilerleyen fazlarda çok
EKİM2015 13
TEMA
Aslı AKÇAMETE GÜNGÖR
maliyetli olması ve farklı paydaşların işe
katkısının sınırlı kalmasıdır. Öyle ki inşaatın yapım aşaması veya tesis yönetimi
süreci için gerekli olabilecek proje değişiklikleri ancak bu paydaşlar sürece
dâhil olduktan sonra ele alınabilmekte
ve çoğu zaman bir kısım değişikliklerin
yapılması için çok geç kalınmaktadır.
Oysa BIM’e dayalı süreçte işbirliği ön
plana çıkmakta ve bu işbirliğinin elde
edilebilmesi için de teknolojik destek
BIM yazılımları ve paylaşım imkânları ile
kolaylıkla sağlanmaktadır.
Görselleştirme, elde edilebilecek en
önemli faydalardan biridir. Projenin üç
boyutlu olarak hazırlanması tüm paydaşların aynı noktada kalması, proje detaylarını kolaylıkla anlaması ve
14 SAYI36
kararların hızlı alınmasını sağlamaktadır.
Ayrıca BIM içerisinde model oluşturma
görece hızlı yapılabilmekte, tasarımdaki
değişikler ilgili eleman ve proje kısımlarına otomatik olarak aktarılmaktadır.
Bu nedenle daha çok sayıda tasarım
alternatifi geleneksel sürece nazaran
fazla zaman ayrılmadan değerlendirilebilmektedir.
güncellenebilmektedir.
Bununla birlikte proje doküman ve paftalarının hazırlanması için modelin gerçekleştirildiği yazılım kullanılarak tüm
kesit ve planlar otomatik olarak elde
edilebilmekte ve model tabanlı paftalar
projeye özgü ek bilgiler ile tamamlanabilmektedir. Bu aşamada keşif ve metraj
gibi hazırlıklar da yazılımlar içerisindeki
komutlar ile yapılabilmekte ve kolaylıkla
Projelerin yapısal analizi, inşaa edilebilirliği, sürdürülebilirliği ve enerji performansı, tasarım ve inşaat süreçlerinde
gerekli oldukça BIM ile hızla yapılabilmektedir. Metraj ve maliyet tahmini model üzerinden tamamlanabilmekte, bu
sayede metrajlar için yapılan manuel
hesaplamalarda karşılaşılan hatalar en
aza indirgenmektedir. Modelden elde
İnşaat için gerekli uygulama paftaları
da mimarların hazırlayıp teslim ettiği
modeller geliştirilip detaylandırılarak
elde edilebilmektedir. Bu zaman tasarrufunun yanı sıra fazlar arası bilgi kayıplarını en aza indirgeyerek projenin gelişimine büyük katkı sağlamaktadır.
edilen hesaplamaların katlara göre,
malzemeye göre gibi sınıflandırılması
kolaylıkla yapılıp, sonuçlara farklı bir bakış hızlıca gerçekleştirilebilmektedir.
Öte yandan planlama yazılımları içerisinde gerçekleştirilen iş programları
model ile birleştirilerek iş akışının bir
simülasyonu yapılabilmektedir. Böylelikle, işin süresi boyunca adım adım nasıl ilerleyeceği üç boyutlu olarak takip
edilebilmekte ve iş akışı planlamasında
yapılan hatalar görsel olarak fark edilip
erken dönemde düzeltilebilmektedir.
Aynı zamanda yapının tasarım doğruluğu ve kodlara uygunluğu eğer bu
kurallar dijital ortamda ifade edilmiş ise
otomatik olarak kontrol edilebilmektedir. Projede yer alan makine mühendisi, elektrik mühendisi gibi paydaşların
oluşturduğu yapı elemanları arasındaki
çakışmaların otomatik kontrolü BIM ile
yapılabilmektedir. Artık model üzerinden takip edilen koordinasyon toplantıları düzenlenmekte ve paydaşların
çakışmaları işbirliği içinde çözmelerine olanak yaratılmaktadır. Bu yaklaşım
proje işleyişinde büyük zaman kazandırmakta, ayrıca tüm çakışma hatalarını
elimine edip daha önce elde edilememiş kesinlikte proje dokümanları ile inşaata başlanmasını sağlamaktadır.
Bunların yanı sıra, işçi sağlığı ve güvenliğini destekleyecek çalışmalar
da yapılmakta ve sahadaki güvenlik
tedbirlerinin test edilmesi ve işçilerin
eğitimlerinin sanal ortamda gerçekleştirilmesi için BIM destekli uygulamalar
geliştirilmektedir.
Şantiyelerde işin takibi ve kalitesinin
kontrolü için ise BIM ve RFID, lazer tarayıcısı ve kameralar gibi diğer algılayıcı
teknolojilerin birlikte kullanılabildiği yaklaşımlar üzerine çalışılmaktadır. Sahada tespit edilen yapım hataları, model
ile imalatın karşılaştırılması ile denetlenerek işin kalitesi takip edilebilmektedir.
kültüründe daha fazla disiplinler arası işbirliğini içeren bir değişikliği işaret
etmektedir. Proje yöneticileri de BIM’e
dayalı bu işbirlikçi proje ortamının yaratılmasında önemli bir role sahiptir.
Mühendislik ve inşaat sektöründeki tüm
firmaların kendi paylarına düşen görevleri yapmaları ile ancak BIM’in vaat
ettiği işbirlikçi iş ortamı elde edilip tam
anlamıyla potansiyelinden yararlanılabilinecektir. Bu nedenle firmalar BIM
konusunda kendilerini bilgilendirmenin
ve iş süreçlerine BIM’i uyarlamanın yollarını aramak durumundadırlar. BIM’den
tam anlamıyla verimli bir şekilde yararlanabilmemiz belki yıllar alacak ancak
bu yaklaşımın sektörde vazgeçilmez
olması çok yakın görünüyor.
BIM’in tasarım, inşaat ve proje yönetim
süreçlerine dâhil edilmesinin mimarlık ve inşaat alanında giderek standart
haline gelmeye başladığı düşünülmektedir. BIM, proje yöneticilerinin iş süreçlerini gelecekte yeniden şekillendirecek
gibi görünmekte. Bu konuda sektörde
öncü olan firmalar hem BIM’in kazançlarından öncelikle yararlanırken hem de
rekabet güçlerini arttırmaktadır. Çünkü,
gün geçtikçe daha fazla projede BIM
kullanımı teşvik edilmekte veya zorunlu kılınmaktadır. BIM sadece bilgi ve
süreçleri kapsamamakta ve iş yapma
Aslı AKÇAMETE GÜNGÖR
Ankara’da doğdu. T.E.D. Ankara
Koleji’nden mezun olduktan sonra,
2005 yılında ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Lisans programını,
2006 yılında aynı bölümde Yapım
Yönetimi ve Mühendisliği dalında
Yüksek Lisansını tamamladı. 2011
yılında, ABD Carnegie Mellon Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Bölümü’nde, BIM’in Tesis Yönetiminde Kullanımı üzerine yaptığı
çalışma ile doktora derecesini aldı.
2012 yılından bu yana ODTU İnşaat
Mühendisliği Bölümünde Yardımcı
Doçent olarak çalışmalarına devam
etmektedir.
EKİM2015 15
ÜYELERİMİZDEN
Nadire Burçin ÇETİN
Eskişehir Kentsel Gelİşim
Projesi-Proje Yönetimi
İ
nşaat sektöründe ‘Proje ve Yapım
Yönetimi’, kamu veya özel sektör tarafından farklı sözleşme paketlerinin
eşzamanlı uygulandığı büyük bütçeli
yatırımların sektörde artmasıyla birlikte
önem kazanmıştır. Bu süreçte mühendislik eğitiminde de ‘Proje ve Yapım
Yönetimi’, önemli uzmanlık dallarından
biri haline dönüşmüştür.
Ülkemizde proje yönetimi kavramı 80’li
yıllardan itibaren uygulanan dış finansmanlı projelerle daha fazla ön plana
çıkmış, bu gün ise geçmiş uygulamalardan edinilen deneyim ve bu deneyimin yaygınlaşması ile daha fazla kabul
görür bir noktaya gelmiştir.
Burada sizlerle ülkemizdeki bir proje
yönetim sürecini paylaşmak ve sonuçlarını değerlendirerek bir sonraki uygulamalara bilgi aktarımı sağlamayı hedeflemekteyim. Söz konusu projemiz,
‘Eskişehir Kentsel Gelişim Projesi’dir.
Projenin hedefi, yapılacak ulaşım,
rekreasyon, su ve atıksu yatırımları ile
öncelikle kent halkının yaşam standardını ve kent değerini yükseltmektir.
14 Aralık 2001 tarihinde Eskişehir Belediyesi ile Avrupa Yatırım Bankası arasında imzalanan finans anlaşması ile
proje başlamış, Eskişehir Belediyesi
tarafından Proje Yönetim Birimi kurularak çalışır duruma getirilmiş, ulaşım
bileşeni ile ilgili Müşavirlik ve Yüklenici sözleşmeleri imzalanmıştır. Ancak
projenin hem finansman hem de harcamalar yönünden birden fazla kurumu içermesi ve ulaşım dışındaki proje
yatırımlarının önemli hazırlık aşaması
çalışmalarını gerektirmesi nedeniyle
“Proje Yönetim Birimi Danışmanı”na
gereksinim duyulmuş ve 26 Şubat
2003 tarihinde “Eskişehir Kentsel Gelişim Projesi, Proje İdari Biriminin Kuruluşu ve Çalışması için İdari ve Teknik
Yardım’ sözleşmesi Temelsu-ProtaMott Mac Donald ortaklığı ile imzalanmıştır. Finans anlaşması çerçevesinde
proje ana bileşenleri aşağıdaki gibi ta-
Bileşen 2 kapsamında gerçekleştirilen Porsuk Nehri Islahı
18 SAYI36
nımlanmıştır.
Bileşen 1; Kent İçi Ulaşımın Yeniden
Yapılanması, Hafif Raylı Ulaşım Sisteminin İnşaatı ve (ESTRAM-Eskişehir
Raylı Sistem İşletmesi) kurulmasıdır.
Bileşen 2; Doğal Afet Zararları Azaltma ve Porsuk Çayı’nın Rehabilite edilmesidir.
Bileşen 3; Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün
(ESKİ) daha iyi hizmet verebilmesi
için mevcut içme suyu, kanalizasyon
ve yağmursuyu şebekelerinin genişletilmesi, depremden zarar gören içme
suyu hatlarının iyileştirilmesi, mevcut
içme suyu arıtma ve atık su arıtma tesislerinin iyileştirilmesi, atık su arıtma
tesisinin genişletilmesi, SCADA sisteminin kurulması, atık su master planının incelenmesi ve güncelleştirilmesi
ve sızıntı yönetimi, hidrolik şebeke modeli ve yönetim bilgi sistemi projesi danışmanlık çalışmalarının yapılmasıdır.
Bileşen 1 kapsamında gerçekleştirilen hafif raylı sistem (EsTram)
Projenin başlangıcında öncelikle projenin finans yönetimi kurgusunun oluşturulması gerekmiştir. Projenin Finans
anlaşması Avrupa Yatırım Bankası ile
imzalanmış, ancak Banka tüm kaynağı
kendi imkânları ile değil başka finans
kuruluşlarından da destek alarak sağlamıştır. Dolayısı ile finans koşulları tüm
finansman için aynı değildir. Diğer yandan projeye yerel katkı sağlanması da
öngörülmüştür. Projeden yararlanacak
kurumlar Eskişehir Belediyesi ve Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi’dir.
Sonuç olarak finansman ve proje uygulayıcıları birden fazla bileşenlidir. Hangi
finans kaynağından ne miktarda paranın hangi proje bileşeni için kullanılacağı, yerel katkının hangi yöntemle sağlanacağı ve finans geri ödemesinin hangi
kurum tarafından yapılacağının tanımlanması yapılmıştır. Bileşen 1 ve 2 Ana
Borçlu olarak tanımlayabileceğimiz
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda iken, Bileşen 3 Alt Kredi
kullanıcısı olarak tanımlayabileceğimiz
ESKİ’nin sorumluluğundadır. Aşağıda
Şekil 1’de proje parasal paydaşları ve
proje bileşeni ilintisi gösterilmiştir.
Finans kurgusunun oluşturulmasına paralel olarak, projenin gerçekleştrilmesi
için ihtiyaç duyulan aşamalar (Hazırlık
aşaması vb.) her bir bileşen için tanımlanmış ve finans gereksinimi - yatırım
kaynağı uyumu da göz önüne alınarak
projenin hayata geçirilmesi için izlenecek Uygulama Planı oluşturulmuştur.
Tablo 1. Satınalma Planı Özet Bilgileri
Uygulama Planı’nın oluşturulması aşamasında her bir sözleşme paketinin,
finans anlaşmasının ilgili maddeleri de
dikkate alınarak; hangi sözleşme tipi
baz alınarak ihale edileceği de tanımlanmıştır. Bu tanımlamanın yapılmasıyla
hedeflenen, ihale sürecinin sağlıklı olarak tahmin edilmesi de olmuştur. Maliyet
kontrolu projenin hazırlık aşamasından
başlayarak, uygulamanın tamamlanmasına kadar sürekli olarak yapılması
gereken bir faaliyettir. Basit excell tablolarından daha gelişmiş programlara
kadar uzanan geniş bir yazılım yelpazesinden uygun şeçimler yaparak bu
amaçla bir izleme sistemi oluşturmak
ve maliyet kontrolunu devam ettirmek
gereklidir.
Hafif Raylı Sistem ile ilgili Fizibilite Çalışması, Yapım İşleri Sözleşmesi, Müşavirlik ve Yapım İşleri İhaleleri Eskişehir
Büyükşehir
Belediyesi
tarafından
Şekil 1. Proje Finans Kaynağı ve Proje Bileşeni İlintisi
tamamlanmış olduğundan Bileşen 1 ile
ilgili uygulama planı çalışmaları yapım
işleri sözleşmesinin tamamlanması, işletmeci kurum olan ESTRAM’ın kurulması, personel gereksiniminin tanımlanması, personelin yüklenici sözleşmesindeki işletme ve eğitim aşamaları
ile paralellik sağlayacak şekilde planlanması olmuştur.
Bileşen bazında Proje kapsamındaki
sözleşme paketleri sayısı izleyen Tabloda sunulmaktadır. Toplam proje bütçesi
222 milyon Avro’dur.
Diğer proje bileşenleri için öncelikle
Proje Hazırlık Aşaması olarak isimlendirilen, projenin yapım işlerini gerçekleştirecek Yüklenici ile sözleşme imzalanması aşamasına kadar olan süreç
planlanmıştır. Uygulama basamakları
değerlendirilen hazırlık aşaması proje
bileşeni için daha önce yapılmış olan
eldeki mevcut rapor, proje vb. dokümanın incelenmesi sonucunda tanımlanan
gereksiminler çerçevesinde oluşturulmuştur. Şekil 2 Bileşen 3 için hazırlık ve
uygulama aşamalarını ifade etmektedir.
Proje Hazırlık Aşamasında göz ardı
edilmemesi gereken ana başlıklardan
biri de yerel yasal mevzuata uygun
olarak alınması gereken izinlerin temini
amacıyla incelemenin ve çalışmaların
zamanında yapılmasını sağlayacak planın hazırlanmasıdır. ÇED, kamulaştırma,
enerji temini, geçiş hakkı gibi hususlar
bu başlık altında değerlendirilebilir.
EKİM2015 19
ÜYELERİMİZDEN
Nadire Burçin ÇETİN
Bileşen 3 kapsamında yapılan boru döşeme
çalışmalarından bir görünüm
Proje için performans göstergeleri tanımlanarak izlenmiştir. Her bir proje bileşeni
için özelliklerine uygun tanımlamalar yapılmıştır. Göstergelerin izlenmesi konusunda, PIU personelinin eğitim alması
sağlanmıştır. Tablo 2’de izlenen parametre örnekleri yer almaktadır.
Şekil 2. Bileşen 3 Hazırlık ve Uygulama Aşaması Şematik Gösterimi
Tablo 2. Hizmetlerin Tahmini ve Gerçekleşen Talep/Kullanım Değerleri
20 SAYI36
Bileşen 3 kapsamında gerçekleştirilen atıksu arıtma tesisi çamur yoğunlaştırma tankları
ESKİ Performans Değerlendirme Ana Parametreleri aşağıda belirtildiği şekilde
tanımlanmış ve izlenmiştir. ESKİ kriterlerini sürekli izleme potansiyeline sahip olmuştur.
Bu yazıda örneklenen proje benzeri
uygulamalarda proje yönetim biriminin
organizasyonu, proje yönetiminin tek
bir noktadan sağlıklı yapılabilmesi için
önem taşımaktadır. Bu amaçla organizasyonda Maliyet Kontrolünden sorumlu bir personel görevlendirilmelidir.
Bunun yanısıra hazırlık aşamasındaki
teknik değerlendirmeleri yapacak ve
gereksinimleri tanımlayacak, ihale dokümanlarının gözden geçirilmesi, ihale
süreci, ihale değerlendirmesi ve sözleşme görüşmelerine katılacak, yatırımcı
kurumlar ile koordinasyonu sağlayacak,
inşaat aşamasında inşaat yönetim faaliyetinin gözden geçirmesini yapacak
personelin de organizasyonda yer alması gereklidir.
Organizasyonun yanısıra proje yönetim
biriminin günlük işleyişinde izlenecek
Proje El Kitabı’nın mümkün olduğunca
proje yönetim biriminde görev yapan
personelin önceki çalışmalarından edindiği deneyim/alışkanlık vb göz önünde
bulundurularak hazırlanması; proje el
kitabındaki prosedürlerin kısa sürede
anlaşılması, benimsenmesi ve uygulanması sonucunu getirecektir.
Proje Yönetim Birimi personelinin edindikleri deneyimi kurumlarına taşımaları;
proje kapsamında yapılan yatırımların
performans göstergelerinin izlenmesi,
gerekli olur ise önlemlerin tanımlanması
ve uygulanması, aynı zamanda da yeni
proje uygulamalarının gerçekleştirilmesinde yol gösterici olmaları açısından
dikkat edilmesi gereken bir husustur. Bu
nedenle Proje Yönetim Birimi’nin ilgili
kurum içerisinde üç-dört yıl çalışarak
deneyim kazanmış, deneyimini arttırma
ve edindiği deneyimi kurum içi eğitimlerle aktarma istekliliğinde olan personelden oluşturulması ileriki yıllar için
yararlı olacaktır.
Nadire Burçin ÇETİN
1963 yılında Samsun’da doğdu. ODTÜ İnşaat Mühendisliği
Bölümü’nde 1986 yılında lisans eğitimini, 1989 yılında yüksek lisans
eğitimini tamamladı. 1986 yılında
Temelsu firmasında İçmesuyu Proje
Mühendisi olarak çalışmaya başladı.
1993 yılından bu güne aynı firmada
Su Temini ve Çevre Sağlığı Bölümü
yöneticiliği görevini yürütmektedir.
2011 yılından bu yana bu görevinin
yanı sıra Genel Müdür Yardımcılığı
görevini de yapmaktadır. Su Temini
ve Dağıtımı, Atıksu Toplayıcı Sistemleri, Kentsel Yağmursuyu Drenajı
ve Kentsel Gelişim Projeleri, uzmanlık alanlarıdır. Görev yaptığı çok sayıda projede FIDIC ve Dünya Bankası
sözleşmelerinin uygulanması konusunda geniş deneyim kazanmıştır.
ÜYELERİMİZDEN
Gökhan ÖZBER
PROJE VE YAPIM YÖNETİMİ
İ
nşaat sektörü, yarattığı iş olanakları ve
yüksek maliyetli inşaat projelerinden
dolayı uzun yıllardan beri “lokomotif
sektör” olarak dünya ekonomisinde öncü
sektörlerden biri olmuştur. Ülkemizde de
inşaat sektörünün, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından düzenli olarak her
yıl yapılan istatistik araştırmalarına bakıldığında, ulusal ve uluslararası platformda
gerçekleştirilen çalışmalar ile Türk ekonomisinin kalkınmasında çok büyük payı
olduğu görülmektedir. İnşaat sektörünün
ekonomiye katkısının bu kadar büyük olması ve bu katkının sürdürülebilirliğinin
sağlanması açısından, inşaat sektöründe
gerçekleştirilen projelerin Proje Yönetimi
İlkeleri ile alanında profesyonel ve uzmanlaşmış ekipler tarafından yönetilmesinin önemini daha çok artırmaktadır.
1.PROJE YÖNETİMİNİN TARİHSEL
GELİŞİMİ
İnsanlık tarihine bakıldığında, tarihi çağlarda yapımları tamamlanan projelerin
modern çağdaki mimari ve endüstriyel
yaklaşımlara büyük etkiler bıraktığı görülmektedir.
Tarihi çağlardaki projelerin genel özelliklerine bakıldığında çok büyük projeler
olduğu, çalışan işçi maliyetlerinin çok
düşük olduğu, inşaat işlerinde çalışan
işçilerin kutsal yapılarda ve askeriyede
organizasyonel yapılanmalara sahip olduğu görülmektedir. Gize Piramitleri, dünyanın 7 harikasından biri olan Çin Seddi ve
Selimiye Camii bu projelere örnek olarak
gösterilebilir.
tarafından projenin tamamlanması için iş
aktivitelerinin analiz edilmesi, her iş aktivitesi için gerekli sürelerin saptanması ve
tüm projenin tamamlanması için ihtiyaç
duyulan en az süreyi belirlemek için PERT
(Program Değerlendirme ve Gözden Geçirme Tekniği) (1958) yöntemi geliştirilmiştir. Anasistem bilgisayarlarının proje
yönetim yazılımlarını belirli modlarda çalıştırmaya başlamış ve Proje Yönetimi
daha tanınır hale gelmiştir.
1970 ve sonrasına bakıldığında yerel ve
uluslararası proje yönetim derneklerinin
ve enstitülerinin kurulduğu, çeşitli standartların ve kılavuzların hazırlanıp yayınlandığı, birçok proje yönetim yazılımlarının
geliştirildiği, bilişim sistemlerinden yararlanılarak inovatif uygulamaların üretildiği
ve de diğer sektörlerde kullanılan yönetim
sistemi yaklaşımlarının inşaat sektörüne
uyarlanarak proje yönetiminde yeni yaklaşımların geliştirildiği görülmektedir.
2. PROJE YÖNETİMİ
Proje Yönetimi; uygun tekniklerin, araçların, yeteneklerin ve bilginin kullanılarak
projelerin planlanması, organize edilmesi, gözetim & denetimi, kontrol edilmesi
ve yürütülmesi süreçlerinin tamamıdır.
Zaman, bütçe ve kalite üçgeninde proje
kaynaklarının kontrollü şekilde kullanılarak
projenin öngörülen sürede, tahmin edilen
bütçeyi aşmadan ve hedeflenen kalitede
bitirilmesini sağlamak proje yönetiminin
esas amacıdır.
Bir projenin başarılı olarak tanımlanması
zaman, bütçe ve kalite üçgenindeki parametrelerin proje tamamlandığında, proje
başlangıcında öngörülen değerlerde olup
olmaması ile nitelendirilebilir. Başarılı bir
proje yönetiminin gerçekleştirilmesi için;
• Proje kapsamının açık bir şekilde ifade
edilmesi,
• Uygun proje stratejisinin seçilmesi,
• Müşteri talebinin ve ihtiyacının iyi tanımlanması,
• Projenin planlanmasında ve uygulama
süreçlerinde projedeki tüm paydaşların
ihtiyaçlarının ve beklentilerinin doğru
şekilde karşılanması,
• Paydaşlar arasında sağlıklı bir iletişim
yönteminin geliştirilmesi, uygulanması
ve sürdürülmesi,
• Projeye uygun organizasyon yapısının
oluşturulması,
• Projenin kapsam, kalite, zaman, bütçe,
kaynaklar ve riskleri gibi kısıtlayıcı parametreleri arasında dengenin kurulması
çok önemlidir.
• Ayrıca tesisin İşletme Koşullarının da
öncelikle dikkate alınması şarttır.
Genel olarak tüm projelerin başlangıç,
uygulama ve kapanış süreçlerine bakıldığında Grafik 1. Proje Döngüsü Boyunca
Maliyet ve İstihdam Seviyesi grafiğinde
gösterildiği gibi maliyetler ve istihdam seviyeleri proje başlangıcında en az seviyelerde iken projenin uygulama aşamasında
bu oran en üst düzeye ulaşmaktadır.
1900-1949 yıllarında endüstri sektöründe
yönetim bilimine ve proje yönetim uygulamalarına olan ihtiyaç artmıştır. Henry
Gantt günümüzde kullanımı yaygın bir
şekilde devam eden kendi adını verdiği
Gantt grafiğini bulmuştur. Gantt grafiği günümüzde hale projelerin planlama çalışmaları sırasında kullanılmaktadır.
1950-1969 yıllarında, Dupont tarafından
iş aktivitelerinden zamansal olarak esnekliğe en az sahip olanın analiz edilerek
tespit edilmesi ve de projenin öngörülen
süresinin hesaplanması metodu olarak
bilinen Kritik Yol Metodu (1957) ve Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı
22 SAYI36
Grafik 1. Proje Döngüsü Boyunca Maliyet ve İstihdam Seviyesi (PMBOK, 5.baskı)
4.PROJE YÖNETİMİ ALANLARI VE
SÜREÇLERİ
Grafik 2. Proje Değişkenlerinin Proje Süresince Etkileri (PMBOK, 5.baskı)
Proje başlangıçlarında risk ve belirsizlik
seviyeleri en yüksek seviyede olmakla
birlikte projenin ilerleyen aşamalarında
kararlar alınıp proje çıktıları kabul edildikçe bu oran düşmektedir. Grafik 2.
Proje Değişkenlerinin Proje Süresince
Etkileri grafiğinde gösterildiği gibi, proje
başlangıç aşamalarında yapılan değişikliklerden kaynaklanan maliyetler bu
aşamada en düşük seviyede iken projenin ilerleyen aşamalarında yapılan değişiklikler ve hataların düzeltilmesi için
ayrılan bütçeler daha yüksek seviyeye
ulaşmaktadır.
3. PROJE YÖNETİMİNİN YERİ
Proje Yönetiminin yeri, inşaat projelerin-
de proje tasarımlarının başlangıcı ile sürecinde ve işletme evrelerinde uygulanabilir
bütçe limitleri içinde ve optimum zaman
aralığında yüksek kalitenin yakalanabilmesi adına İşveren’in kilit temsilcisi olarak
görülebilir. Proje Yönetiminin rolü ise temel olarak proje kapsamında görev alan
Proje Müellifleri, Danışmanlar, Yüklenici,
Alt Yükleniciler ve Tedarikçiler gibi proje
paydaşları arasında koordinasyonu gerçekleştirmek ve bu sırada bütün disiplinlerin bir bütün olarak uyumlu çalışmasını
sağlamaktır. Destek sistemler ise doğru
kararların verilebilmesi adına gerekli bilgiyi yerine zamanında ulaştırmasını sağlayan tamamlayıcılardır.
Grafik 3. Proje Süresince Proje Aşamaları Arasındaki Etkileşim (PMBOK, 5.baskı)
Proje Yönetim Enstitüsü (PMI) tarafından
proje yönetimi; bütünleştirme yönetimi,
kapsam yönetimi, zaman yönetimi, maliyet yönetimi, kalite yönetimi, insan kaynakları yönetimi, iletişim yönetimi, risk
yönetimi, satın alma yönetimi ve paydaş
yönetimi olmak üzere 10 adet proje yönetimi ana bilgi alanına ayrılmıştır. İnşaat
sektörüne özel olarak iş güvenliği yönetimi, çevre yönetimi, finans yönetimi ve hak
talebi yönetimi olmak üzere 4 adet bilgi
alanı ana bilgi alanlarına eklenmiştir. Proje
süreçleri başlama, planlama, uygulama,
gözetim-denetim ve kapanış süreçleri olmak üzere 5 ana süreç olarak tanımlanmıştır. Proje süreçlerinde genel yaklaşım,
bir önceki sürecin çıktısı bir sonraki sürecin girdisi olduğu için tüm süreçler sıralı
şekilde kendi aralarında süresel olarak
çeşitli seviyelerde çakışmaktadır. Süreçler arasındaki bu çakışmalar, aşağıdaki
Grafik 3. Proje Süresince Proje Aşamaları
Arasındaki Etkileşim grafiğinde gösterilmektedir.
İnşaat sektöründe proje yönetimi uygulamalarına bakıldığında süreçleri yapım
öncesi, yapım ve yapım sonrası aşamaları
olmak üzere 3 ana aşamada incelemek
mümkün olacaktır. Projenin tüm aşamaları
boyunca, proje yönetim kapsamında yapılan çalışmalar aşağıdaki Şekil 1. Proje
Yönetim Kapsamı grafiğinde belirtilmiştir.
Şekil 1. Proje Yönetim Kapsamı
EKİM2015 23
ÜYELERİMİZDEN
Gökhan ÖZBER
4.1. Yapım Öncesi
Yapım öncesi aşamasında ön planlama
çalışmaları kapsamında;
• Projenin kapsamının ve amacının açık
bir şekilde ifade edilmesi,
• Proje hedef bütçesinin ve tahmini süresinin (master program) belirlenmesi,
• Organizasyondaki ekiplerin kurulması
ve personel planı oluşturulması,
revizyonlarının / ek sözleşmelerin yapılması.
Yapım öncesi aşamasında planlama çalışmaları kapsamında;
• Yapım sürecinde gerçekleştirilecek
ihalelerin ve sözleşme süreçlerinin yönetimi,
• Master iş programının proje özelinde
yeterli olacak şekilde detaylandırılarak
tasarım, satın alma ve yapım iş programlarının hazırlanması,
• Maliyet yönetimi kapsamında tahmini
bütçelerin proje ilerleme aşamalarına
uygun olarak hazırlanması ve maliyet
kontrollerinin yapılması,
• Kritik iş kalemlerinin belirlenmesi.
• Maliyet, doküman, raporlama, kalite
vb. konularda kontrol sistemlerinin ve
prosedürlerinin kurulması,
Yapım öncesi aşamasında risk yönetimi
çalışmaları kapsamında;
• İletişim ve bilgi yönetim metotlarının
oluşturulması,
• Proje risk değerlendirme çalışmalarının yapılması.
• Metodolojilerin hazırlanması,
• Mobilizasyonun tamamlanması.
Yapım öncesi aşamasında tasarım yönetimi çalışmaları kapsamında;
• Ön planlama dahilinde tanımlanan
proje kapsamı doğrultusunda proje
konsept tasarımının oluşturulması,
• Tasarımın geliştirilmesi,
• Tasarım çalışmalarının, proje tasarım
grupları arasında koordineli olarak yürütülmesi.
Yapım öncesi aşamasında ihale ve sözleşme
yönetimi çalışmaları kapsamında;
• Projeye en uygun ihale
yönteminin belirlenmesi,
• Geliştirilen
tasarım
doğrultusunda çizim,
teknik, idari ve özel
şartnameler, mahal ve
marka listeleri, keşif
özeti, birim fiyat tarifleri
çalışmalarının yapılması,
• Tüm ihale dokümanlarının hazırlanması,
• İhalenin yapılması,
• Sunulan tekliflerin mali
ve teknik özelliklerine
göre değerlendirilmesi,
• Sözleşme
ması,
hazırlan-
• Ek talep/taleplerin olması durumunda sözleşme
24 SAYI36
programının güncellenmesi,
• Proje risklerinin belirlenmesi,
4.2. Yapım Aşaması
Yapım aşamasında yapım yönetimi çalışmaları kapsamında;
• İmalatların genel ve özel teknik şartnamelere, standartlara, sözleşmeye, fen
ve sanat kurallarına uygun bir şekilde
iş programı dâhilinde gerçekleştirilmesinin sağlanması,
• İş ilerlemelerinin takibi yapılarak iş
• Kalite standartları doğrultusunda kalite
güvence ve kontrollerinin gerçekleştirilmesi,
• İş sağlığı ve güvenliği hususundaki
uygulama ve kontrollerin gerçekleştirilmesi,
• Tüm proje paydaşları kapsamında ortak bir doküman yönetim sistemi kullanılarak sağlıklı iletişim, doküman akışı
ve arşivlemenin yapılması,
• Periyodik raporlamaların yapılması,
• Proje risk değerlendirme çalışmalarının güncel tutulması,
• As-built projelerinin hazırlanması.
4.3. Yapım Sonrası
Yapım sonrası
kapsamında;
aşaması
çalışmaları
• Nihai metraj ve kesin hesap işlemlerinin yapılması,
• Tüm projeye ait proje ve dokümanların
arşivlenmesi,
• Eksik ve kusurlu işlerin tespiti,
• Geçici kabulün gerçekleştirilmesi,
• Sistemlerin ve garanti belgelerinin hazırlanması,
• Bakım ve işletme el kitaplarının hazırlanması,
• Kesin Kabul’ün gerçekleştirilmesi.
Yapım öncesi, yapım ve yapım sonrası
aşamalarında yukarıda belirtilen çalışmalar Şekil 2. Yapım Öncesi, Yapım ve Yapım
Sonrası Aşamaları grafiğinde gösterilmiştir.
5.TÜRKİYEDE PROJE YÖNETİMİ
Türkiye’de proje yönetim algısı son yıllarda hızla değişmektedir. Daha öncesinde
sadece proje büyüklüğü ve bedeli yüksek olan projelerde yatırımcılar tarafından
proje yönetim hizmeti alınırken; artık daha
küçük ölçekli projeler için de yatırımcı
bünyeler projelerinin zamanında, bütçesinde ve istenen kalitede bitmesi için
proje yönetim hizmeti desteğinin önemine
inanmaya başladılar. Büyük ölçekli inşaat
firmaları daha öncesinde proje yönetim
çalışmalarını kendi bünyesindeki personel
ile yürütmeyi seçerken son yıllarda mevcut
geniş kadrolarını daraltarak proje yönetim
konusunun yürütülmesini bu alanda uzmanlaşmış profesyonel teknik organizasyonlara bırakmaya başlamıştır. Denetim ve
danışmanlık hizmetleri sunan KPMG firması tarafından 2015 yılı içerisinde hazırlanan
İnşaat Yöneticileri Araştırması kapsamında
inşaat firmalarının geliştirilmeye açık beceri alanlarına bakıldığında “proje yönetimi
becerilerinin artırılmasına yatırım yapılması gerektiğini düşünenlerin oranı %30” ile
proje yönetim becerileri ilk sırada gelirken;
“ERP ve BT altyapısının geliştirilmesi” %25
oran ile ikinci sırada ve de % 10 oran ile
“raporlama ve kontrol becerileri” üçüncü
sırada gelmektedir. Araştırma sonuçlarının
ortaya koyduğu üzere proje yönetim çalışmalarının aslında bu alanda uzmanlaşmış
bünyeler tarafından yapılmasına ihtiyaç
duyulmaktadır.
6. YENİ YAKLAŞIMLAR &
UYGULAMALAR
Son zamanlarda dünya çapındaki çalışmalara ve yaygınlaşmaya başlayan uygulamalara bakıldığında; projelerin tüm
süreçleri boyunca proje paydaşlarının
ortak bir çalışma platformu sağlayan nesne bazlı parametrik veriler ile oluşturulan
bilgisayar destekli 3 boyutlu modelleme
sistemi olan Yapı Bilgi Modellemesi (BIM);
otomotiv sektörünün öncü isimlerinden
biri olan Toyota’ya ait yalın üretim sistemi
anlayışının inşaat sektörüne uygulanarak
müşteri istek ve taleplerine odaklanarak
inşaat süreçlerinin değerini ve güvenilirliğinin arttırılması ve kaybın /atığın azaltılması hedeflenerek projelerin yönetilmesi
olan Yalın İnşaat (Lean Construction); Bütünleşik Proje Teslimi (Integrated Project
Delivery); sürdürülebilir yeşil bina proje
yönetimi; inşaat projesi süreçlerinde bilgi
yönetiminin öneminin artmasıyla doküman
yönetimi, arşivleme, proje yönetim, İş Zekası (Business Intelligence) uygulamaları
ile raporlama vb. fonksiyonları sağlayan
web tabanlı proje yönetim sistemleri göze
çarpmaktadır.
Gökhan ÖZBER
Gökhan Özber, 1945’de Akşehir’de
doğmuştur. 1962 yılında Kabataş Erkek
Lisesi’nden mezun olmuştur. İstanbul
Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 1967’de mezun olarak
İnşaat Yüksek Mühendisi ünvanını almaya hak kazanmıştır. Profesyonel meslek hayatına Demiryolları Limanlar ve
Hava Meydanları Genel Müdürlüğün’de
kontrol mühendisi olarak başlamış olup;
Seydişehir Alüminyum Fabrikaları,
İskenderun Demir Çelik Fabrikaları,
Çamlıdere Barajı Su Getirme Projesi Kınık Tüneli, Çimento Genel Müdürlük,
TEK Genel Müdürlük Tesisleri, Sabancı
Center, Moskova-Tverskaya Kompleksi, Hyundai-Assan Otomobil Fabrikası
ve Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali ve ilgili diğer tüm tesisleri gibi
ulusal ve uluslararası inşaat sektöründe
katma değeri yüksek olan projelerde
şantiye şefi, kontrol baş mühendisi ve
proje müdürü gibi muhtelif pozisyonlarda görev yapmıştır. 1997 – 2006
yılları arasında TAV A.Ş.’de Atatürk
Havalimanı’nın bütün süreçlerinde yaptığı Proje Müdürlüğü görevini takiben
Genel Müdürlük ve aynı zamanda tüm
yapım işleri Genel Koordinatörlük görevlerinde bulunduktan sonra 2005’de
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
olmuştur. 2006 yılı başında Türk inşaat sektöründe proje yönetim olgusunun
oluşmasının önemine inanarak halen
Yönetim Kurulu Başkanlığına devam
etmekte olduğu ProPlan Proje Yönetim
ve Danışmanlık Tic.A.Ş.’yi kurmuştur. TürkMMMB’nin (Türk Müşavir
Mühendisler ve Mimarlar Birliği) asıl
üyesi ve DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler
Kurulu) Uluslararası Teknik Müşavirlik
İş Konseyi üyesi olarak yurt içinde ve
yurt dışında çeşitli çalışmalarda görev
almaktadır.
EKİM2015 25
KÜLTÜR - SANAT
Hasan TORLAK
YİYECEK VE İÇECEK OLARAK
YARARLANILAN
ENDEMİK BİTKİLERİMİZ
T
ürkiye’ye özgü (endemik) bitkilerden bu topraklara özgü yemek ve içecekler üretilmektedir.
Kullanıma konu bitki endemik ve eşsiz
olduğundan bu bitkiden yapılan yemek
ve içecek de o kadar eşsiz ve kendine özgü olmaktadır. Türkiye içinde belirli bir bölge dışında (il, ilçe veya köy)
yaşayamayan, yetiştiği yörenin halkı
tarafından gıda yapımında kullanılan
dar yayılışlı ve çok nadir endemik bitki
türlerimiz bulunmaktadır.
Örneğin “Sütçüler Kekiği” olarak adlandırılan, dünyada sadece Isparta ve
Antalya dolayında doğal olarak yetişen endemik Origanum minutiflorum,
Isparta’nın Sütçüler kazası ve bağlı
köylerinde tahrip edilmeden korunarak
doğadan toplanmakta ve piyasaya satılmaktadır. Aynı şekilde tehlike altında
olmayan ve yalnızca Muğla ve Denizli
illerine endemik olan, yöresel adı “Çökelek Kekiği” olan Origanum hypericifolium bu yörelerde toz haline getirilerek
peynir ve yemeklerde baharat olarak
Bitki Orta anadoluda yaygın olup çayı yapılıp içilir,
ayrıca gövdesi Ilgaz dolayında sebze olarak yenir
kullanılmaktadır. Ancak her endemik
kekiğimiz Sütçüler Kekiği veya Çökelek Kekiği kadar şanslı değildir. Zira,
Türkiye’nin en dar yayılışlı lokal endemik
bir kekiği olan Kazdağı Kekiği Thymus
pulvinatus’un
Balıkesir’in
Kazdağı
yöresindeki yetişme alanı topu topu
30 metrekaredir. Dağın 1500 metrelerinde yetişen bu nadir kekiğimiz köylüler
tarafından çay yapmak amacıyla “köklenerek” hasat edildiği için bitki yok
olma tehlikesi altındadır.
26 SAYI36
Tehlike altında olmayan ve çok yaygın
olarak yetişen endemik bitkilerimiz de
yemek yapımında kullanılmaktadır: Bilimsel adını Ankara’dan alan ve Hititler
çağında da kendisi için 30 gün süren
bayram yapılan endemik Ankara Çiğdemi Crocus ancyrensis’ in Şubat ve
Mart aylarında gelişen yumruları pilavın
içine katılarak “Çiğdem Pilavı” denen
bir yemek yapılmaktadır. Yine Adana
ve Gaziantep yörelerinde yetişen bir
başka endemik çiğdem olan Crocus
cancellatus’un yumruları bahar aylarında toplanarak yenir veya pişirilen pilavın içerisine katılır. Baharın ilk aylarında
Anadolu’nun çiğdem zengini köylerinde
sizi yemeğe davet ederler ve yemekte
pilav olduğunu söylerlerse hemen kabul edin, zira Anadolu’ya has endemik
tatlar sizleri bekliyordur toprak ananın
kutsal sofrasında.
Ülkemizde zehirli endemik bitkilerden
dahi yemekler yapılmaktadır. Genellikle
Karadeniz illerimizde yaygın olarak yetişen ve “Gavur Mancarı” olarak adlandırılan Arum euxinum’dan yemek yapılır.
Bu bitkinin yaprakları Gümüşhane dolayında taze iken haşlanarak kullanılır
ve kışın da sebze olarak tüketilir. Zehirli
bir bitki olan gavur mancarı, işlemden
geçirilmeden pişirilmez. Eğer bu bitki
haşlanıp suyu dökülmeden yemeği yapılırsa acı olur. İşlemden geçirilen gavur
mancarının ıspanak gibi, bulgur ve pirinçle yemeği yapılır. Ankara’nın Çamlıdere ilçesi dolayında gavurmancarı
pişirilirken konuşulmaz, konuşulursa yemeğin acı olacağına inanılır. Görüleceği üzere zehirli endemik bitkilerimizden
yemek yapılırken bu bitkilere yönelik
ritüel davranışlar da bulunmakta, endemik bitkilerimiz insanların karınlarını
doyururken onların kültürünü de şekillendirmektedirler.
Ardahan’da öyle dar yayılışlı bir endemik
bitki vardır ki, bu bitkinin yokolma tehlikesinde olması kadar bitkiden elde edilen yemek çeşitliliği de dikkat çekmektedir. Bilimsel adını Kars’tan alan, yöresel
adı “kımı” ve “özek” olan Chaerophyllum
karsianum, yeşil haldeyken Ardahan’ın
Çıldır yöresi halkı tarafından sebze
olarak bolca tüketilmekte, gövdeler taze
iken kabukları soyulup tuzlanarak yenmektedir. Bitkinin özellikle toprak altı
gövdesi toplanıp turşusu da yapılarak
bu turşu kış aylarında tüketilmektedir.
Ama daha da ilginci, buğday kıtlığı olduğu zaman bu bitkinin sonbaharda
toplanan kök yumrularından ekmek yapılmaktadır. İşte bu yerel kullanımlarının
da Özek bitkisinin yaşamının tehlikeye
girmesinde etkisi bulunmaktadır.
İç Anadolu bölgesinde yaygın olarak
yetişen endemik bir anason bitkimiz
olan Pimpinella anisetum’un yöresel
ismi “ezeltere” olup, bu anasonun yaprakları salatalara, meyveleri ise turşulara katılır. Bu yüzden rakımıza hoş
kokusunu veren anason bitkimiz, ayrıca turşu ve salatalarımızı da kokulandırmaktadır; çünkü anasonun kokusu
Anadolu’nun has kokusudur. Benzer biçimde peynire tat ve koku vermek amacıyla Doğu Anadolu’da bazı endemik
bitkiler kullanılır. Van Otlu peynirine 70
çeşit bitki katılmaktadır. Peynire katılan
bitkilerin peynire hoş bir tat ve çekici bir görünüm kazandırmalarının yanı
sıra, antiseptik özellikleri ve gıda öğeleri
bakımından peyniri zenginleştirici etkileri bulunmaktadır. Van Otlu Peyniri’ne
katılan bitkilerden 4 tür ise Türkiye’ye
endemik olup bunlardan bir bölümü
Bilimsel adını Anadolu uygarlığı Galatlardan almıştır. Ülkemizde yaygın yetişen bir endemiktir.Malatya’da körpe
bitkinin üst kısımları pişirilerek yemek yapılır
EKİM2015 27
KÜLTÜR - SANAT
Hasan TORLAK
tehlike altındadır. Anadolu kültüründe
her şeyin bir kuralı, adabı vardır. Van
Otlu Peyniri’ni yemenin de adabı, bu
peynirin içine katılan nadir ve tehlikedeki endemik türlerin katıldığı peynirleri yememek, ürettirmemektir. Yine bir
başka endemik yabani soğan olan ve
Tunceli yöresi dışında yetişmeyen, yöresel adı Munzur Dağı Sarımsağı olan
Allium tuncelianum Ovacık İlçesi’nde
gıda yapımı için toplanmaktadır. Ancak
yörede işsizliğin artmasına paralel olarak doğadan aşırı şekilde yapılan toplama, 100-150 cm ye kadar boy atabilen
bu gösterişli soğanın yaşamını tehlikeye
sokmuştur. Görüleceği üzere Anadolu,
toprağı üzerinde yetişen nadir bitkileriyle insanlarımızı beslemektedir. Besin
olarak kullanılan bitkilerin endemik, yani
nadir ve yöresel olmaları ise o yöre mutfağına ayrıcalık katmakta, bir bakıma
28 SAYI36
doğa ana nadir bitkileriyle üzerinde
yaşayan insanlara endemik besinler
sunarak o insanların yaşam kültürünün
kaynağını da bu topraklardan çıkarmaktadır.
Dünyada sadece Afyon’un 2 ilçesinde(Sandıklı ve
Şuhut) yetişir. Yöre halkı bitkiden çay yapıp içer.
Ülkemizde endemik bitkilerden sadece tuzlu yemekler yapılmaz. Tatlı yiyecekler de endemik türlerimizden üretilir: Örneğin Doğu Anadolu’da yaygın
olarak yetişen, meyveleri C vitamini
açısından zengin olan endemik yabangülü Rosa pisiformis’ten Gümüşhane
dolayında marmelat elde edilir. Ayrıca
bu meyvelerden yapılan çay da yörede
içilir. Anadolu’da üretilen en kaliteli tahin helvasının endemik bir bitkiden elde
edilen çövenden yapıldığını biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz tabiî ki. Zira tahin
helvası ambalajlarının üzerine helvanın
endemik çöven bitkisinden yapıldığı
hiç yazmaz. Dünyada sadece Isparta,
Afyon, Konya, Burdur ve Antalya illerinde doğal olarak yetişen Gypsophila
arrosti var. nebulosa adlı endemik çövenden birinci kalite çöven elde edilir.
Dolayısıyla birinci sınıf çövenden de
en kaliteli tahin helvaları yapılır. Tahin
helvası yapımında kullanılan diğer bir
endemik çöven bitkisi, bazı yörelerde “karaçovan” olarak da adlandırılan
endemik Gypsophila eriocalyx’tir. Orta
Anadolu’da yaygın olarak yetişen, piyasada “Çorum Çöveni” veya “Yozgat
Çöveni” olarak bilinen bu çöven de
tahin helvası yapımında kullanılır. Anadolu sofra kültüründe tahin helvasının
yanı sıra koz helva ve Türk lokumu yapımında da kullanılan çövenin endemik
türlerimizden elde edilmesi, bu yemek
kültürünün de kaynağının Anadolu olduğunu gösterir.
Ülkemiz dünya mutfağında her zaman
ilk üç ülke arasında gösterilmektedir.
Bitki zenginliklerimizin bunda katkısı
olduğu bilinmekle birlikte, dünyada sadece Türkiye’ye özgü endemik bitkilerin, hatta çok lokal türlerin yemek kültürümüzü eşsiz kıldıkları açıktır. Ülkemizin
yenen endemik bitkilerinin tamamını
kapsayan etnobotanik araştırmaların tamamlanmadığı, halen kısmi ve bölgesel
bilgilere sahip olduğumuz düşünüldüğünde bu yazı kapsamına girebilecek
potansiyelde yeni endemik türlerimizin
gelecekte tespit edileceği beklenmelidir. Nadir bitkilerden hazırlanan yiyecek
ve içeceklerin de nadir ve eşsiz tatlara
sahip olacakları muhakkaktır. Piyasaya sunulan yiyecek, içecek ve baharat
malzemelerinin endemik türlerinden
olanların bilimsel isimlerinin ambalajlarına yazılması bitkinin tehlike altında
bir tür olup olmadığını kontrol açısından
önemlidir. Bitkinin bilimsel adı ve endemik olup olmadığı tanıtım kartına yazılmalı, bu konudaki denetimler arttırılarak
tehlikedeki endemik bitkilerimizin gıda
amacıyla doğadan toplanıp tahrip edilmesinin önüne geçilmelidir.
Hasan TORLAK
1969 yılında Sakarya’da doğdu. İlk ve
ortaöğrenimini Sakarya’da, yükseköğrenimini ise Gazi Üniversitesi Kamu
Yönetimi bölümünde tamamladı. Halen Kültür ve Turizm Bakanlığında
Başmüfettiştir.
2001-2003 yıllarında Bilim ve Ütopya Dergisi, 2005-2014 yıllarında Kamilkoç Otobüs firmasının Yolculuk
dergisi Bilim ve Gelecek Dergisi’nde
de 2005-2014 yılları arasında endemik bitkiler ve ağaçlarla ilgili toplam
150 dolayında makalesi bulunmakta;
“Türkiye’nin Endemik Bitkileri”
adlı İngilizceye de Endemic Plants
of Turkey olarak çevrilen kitapları ile
2014 yılında Hacettepe Üniversitesi tarafından basılan “Anadolu Kültüründe Bitkiler” adlı kitabın da yazarıdır.
Başta TRT-1 radyosundaki programlarla birlikte özel televizyonlardaki 20
den fazla programa konuşmacı olarak
iştirak etmiştir. Halen TRT Ankara
Radyosunda ayda 2 defa olmak üzere
2015 yılı sonuna kadar “Yemek Kültürü” adı altında yayınlanmaya devam
etmektedir.
EKİM2015 29
YE
N
İA
DR
ES
İM
İZ
1965
ADRES : Yıldızevler Mah. 4. Cad. 718. Sok. No:13/1-3-4 Çankaya 06550 Ankara
TEL
: +90 (312) 441 99 00 - 441 72 00
FAKS : +90 (312) 441 97 77
E-POSTA : [email protected]
WEB : www.suis.com
BİRLİĞİMİZDEN HABERLER
FIDIC 2015 Dubai Konferansı
FIDIC-Müşavir Mühendisler Uluslararası Federasyonu tarafından her sene
düzenlenen Konferans, bu yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde 13-15
Eylül 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Konferansa Birliğimizi temsilen
Yönetim Kurulu Başkanımız Demir İNÖZÜ, Başkan Yardımcısı Sinan AKER,
geçmiş Dönem Başkanlarından Fatma ÇÖLAŞAN ve üye firmalarımızdan
bazılarının temsilcileri katılmışlardır. Kurucu kuruluşları arasında yer aldığımız
DEİK’in bünyesindeki “Uluslararası Teknik Müşavirlik İş Konseyi” de konferans
alanında bir stand açmış ve çoğunluğu Birliğimiz üyesi firmalardan oluşan
iş konseyinin ve üye firmaların tanıtımını yapmıştır. FIDIC Genel Kurulunda
Birliğimizi Demir İNÖZÜ ve Levent GELGİN temsil etmişlerdir.
TürkMMMB Üyeleri İstanbul Buluşması
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği üyeleri 1 Ekim 2015 Perşembe akşamı İstanbul’da bir araya gelmişlerdir.
TürkMMMB Yönetim Kurulu Üyeleri ile Ankara ve İstanbul’dan üye firmalarımızın temsilcilerinin katıldığı yemekte,
sektörümüze ilişkin güncel sorunlar ve gelişmeler değerlendirilmiş, kış dönemine güzel bir başlangıç olması
dilekleriyle keyifli bir akşam paylaşılmıştır.
ENR (Engineering News Record) 225 Uluslararası Dizayn Şirketleri
2015 Listesi
Yurtdışı Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri sektörünün önemli yayınları arasında yer alan
ENR (Engineering News Record) Dergisi’nin hazırladığı, uluslararası alanda faaliyet gösteren
en büyük teknik müşavirlik ve mimarlık firmalarının yer aldığı “En Büyük 225 Uluslararası Dizayn
Şirketi-2015” (The Top 225 International Design Firms-2015) listesinde bu yıl üye firmalarımız
TEMELSU Uluslararası Mühendislik Hizmetleri A.Ş. 176., YÜKSEL PROJE Uluslararası A.Ş.’de 204.
sırada yer alarak bizleri gururlandırmışlardır. Bu listede firmalar bir önceki yılda yurtdışı pazarlarda
elde ettikleri gelirlere göre sıralanmaktadır.
BİRLİĞİMİZDEN HABERLER
3. Ulusal Sulama Sistemleri Sempozyumu, 15-16 Ekim 2015, Ankara
T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından organize
edilen, hazırlıklarında Birlik üyelerimizin de yer aldığı, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele
Sempozyumu kapsamında yan etkinlik olan 3.Ulusal Sulama Sistemleri Sempozyumu,
15-16 Ekim 2015 tarihlerinde Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezi Oditoryum Salonu’nda
gerçekleştirilmiştir. Etkinliğe ilişkin bilgiler Sempozyum resmi web sitesi www.sulamasempozyumu.org
adresinde yer almaktadır.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Toplantılar
Etüt, Planlama ve Proje Süreçlerinde Karşılaşılan
Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalışmaları
Birliğimiz bünyesinde kurulan “DSİ Projeleri Sorunlarına
Yönelik Çalışma Komisyonu” tarafından hazırlanarak 29
Mayıs 2015 tarihinde DSİ Genel Müdürlüğü’ne sunulan
“Etüt, Planlama ve Proje Süreçlerinde Karşılaşılan Sorunlar
ve Çözüm Önerileri” konulu TürkMMMB Görüşleri konusunu görüşmek amacıyla, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Sayın
Murat ACU, ilgili Daire Başkanları ve üye firma temsilcilerimiz 4 Ağustos 2015 günü DSİ Genel Müdürlüğü Namık
Kiper Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantı ile bir araya gelmişlerdir. Birliğimizi Yönetim Kurulu Başkanı Demir
İNÖZÜ, Başkan Yardımcısı Salih Bilgin AKMAN ve Birlik
Yönetici Vekili Seda SEYHAN’ın temsil ettiği toplantıda söz
konusu Komisyon Raporu’nda dile getirilen sıkıntılar ve çözüm önerileri DSİ yetkililerine aktarılmıştır ve karşılıklı görüş
alışverişinde bulunulmuştur. İlgili Komisyon Raporu web
sitemizde (www.tmmmb.org.tr) yer almaktadır.
Su Yapıları Danışmanlık Hizmetleri Çalışmaları
Geçtiğimiz Ağustos ayı içerisinde, Yönetim Kurulu Başkanımız Demir İNÖZÜ, Başkan Yardımcımız Salih Bilgin
AKMAN ve üye firma temsilcilerimiz; DSİ Hidroelektrik
Enerji Dairesi Başkanı Sayın Ramazan Serkan KARAKUŞ ile biraraya gelerek SYDH Teknik Şartnameleri
konusunu görüşmüşlerdir. Toplantı sonrasında DSİ’den
gelen talep üzerine, Su Yapıları Danışmanlık Hizmetleri teknik şartnamesine ilişkin bir TürkMMMB görüşü
oluşturmak amacıyla Birliğimiz bünyesinde çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmalar sonunda 3 Eylül ve 29
Eylül 2015 tarihlerinde DSİ Hidroelektrik Enerji Dairesi
Başkanlığına iki ayrı görüş sunulmuş ve şartnameye ilişkin değerlendirmeler yetkili birimlere iletilmiştir.
Söz konusu TürkMMMB görüşleri web sitemizde
(www.tmmmb.org.tr) yer almaktadır.
Uluslararası Yapım Yönetiminde Güncel Teknoloji ve Yaklaşımlar Seminer Programı
T.C Ekonomi Bakanlığı destekleri, ODTÜ-Orta Doğu Teknik Universitesi ve Birliğimiz işbirliği ile duzenlenecek olan
“Uluslararası Yapım Yönetiminde Güncel Teknoloji ve Yaklaşımlar Seminer Programı” 19 Ekim 2015 tarihinde ODTÜ
Sürekli Eğitim Merkezi’nde başlamıştır. Katılımcılara 12 farklı modül ile inşaat sektöründe yapım yönetimi alanındaki
güncel yaklaşımları ve yöntemleri anlama, takip etme ve uygulamaya yönelik bilgi, yöntem, araç/yazılım ve stratejilere
ilişkin katkı sağlamayı hedefleyen Program, 23 Kasım tarihinde tamamlanacaktır.
Pakistan Pencap Eyaleti
Karayolları Ağı Bilgilendirme
Toplantısı
Khadim-e-Punjab Kırsal Yollar Programı kapsamında “Pakistan Pencap Eyaleti Karayolları
Ağının Yenilenmesi Projesi Bilgilendirme Toplantısı” 2 Temmuz 2015 tarihinde DEİK, Pakistan
Büyükelçiliği ve Pakistan İstanbul Başkonsolosluğu işbirliğinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.
Toplantıya Birliğimizi temsilen TürkMMMB Başkanı Demir İNÖZÜ ve Yönetim Kurulu Sekreter
Üyesi Munis ÖZER katılmışlardır.
Pakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi
Sohail MAHMOOD Ziyareti
TürkMMMB Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Munis ÖZER, Pakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Sohail MAHMOOD’u 5
Ağustos 2015 tarihinde makamında ziyaret etmiştir. Söz konusu ziyarette sektörel konularda
görüş alış verişinde bulunulmuş,
iki ülkenin teknik müşavirlik alanında işbirliğini geliştirmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yeni Üyelerimiz
AKAR-SU Mühendislik Müşavirlik Ltd. Şti. firması tüzel üye olarak, SİMYAPI Mühendislik Ltd. Şti. firmasından
Ahmet Salih ORMANCI ise bireysel üye olarak Birliğimize katılmışlardır.
32 SAYI36
EKİM2015 33

Benzer belgeler

Türkçe - Palet İnşaat

Türkçe - Palet İnşaat Firma kültürünü oluşturan başlıca unsurlar şunlardır: Firmanın uzun vadeli hedefleri ve amaçları, şirket çalışanları ve ortakları tarafından paylaşılan ilkeler ve değerler, firma gelenekleri, firma...

Detaylı