petlas lastiği öğretiyor

Transkript

petlas lastiği öğretiyor
OCAK 2010 AKO HABER 2
OCAK 2010 AKO HABER 3
HABER
abdulkadir özcan
i
ç
i
n
d
e
k
i
l
e
RÖPORTAJ
AKO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özcan’ın Röportajı
Gözaçan Oto Lastik
Murat Oto Lastik
Çakırlar Oto Lastik
Güçlü Kardeşler
Alan Oto Lastik
Bir Firma Bir Portre
Abdulkadir Özcan A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi
Sabri ÖZCAN
Genel Yayın Yönetmeni
Elif CENGİZ
Yazı İşleri Müdürü
Vahit ÜNAL
Yönetim Yeri
r
02
06
07
08
09
10
19
Özerdemler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Salih Özerdem deneyimlerini AKO Haber dergisiyle paylaştı.
BİZDEN HABERLER
abdulkadir özcan
Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A.Ş.
Kazım Karabekir Cad. No: 224 06060 Dışkapı Ulus Ankara Tel:0312
309 30 30 Faks:0312 312 28 96
Yayınlar Müdürü
Sertaç KANTARCI
Hankook ve AKO Eğitimleriyle Sektöre Güç Veriyor
Petlas’ın Dev Lastikleri
Petlas Lastiği Öğretiyor
15
15
18
AKO Jant
28
AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi
30
AKO Çalışanlarını Unutmadı
33
Fast&Good Çarçabuk Servis
34
Petlas Las Vegas’ta
Petlas’dan Örnek Destek
AKO ve Hankook Macaristan’da
37
37
38
Çalışma Arkadaşlarımızdan Haberler
AKO Ailesi Afyon’ da Buluştu
57
58
Petlas, tüm yurttaki araç lastiği satıcı ve servislerine eğitim seminerleri veriyor.
AKO bundan böyle jant pazarında yeni markalarıyla da faaliyet gösterecek.
AKO’nun en önemli departmanlarından biri olan AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi AKO Haber’de
Haber Merkezi
Kaanhan YEŞILBAYRAK
Emre ÇAĞLAR
AKO Ankara plazasında düzenlediği törenle 5, 10, 15 ve 20 yıllık çalışanlarına birer plaket verdi.
Görsel Yönetmen
Nesli Simge GÖKTEPE
Fast&Good hakkında merak edilen sorular bu ay AKO Haber’de
Görsel Sanat Yönetmeni
Ceyda ALPARSLAN
AKO ve Hankook bayilerini Macaristan’a götürdü. Bayiler Hankook’un Macaristan fabrikasını gezdi.
Sayfa Tasarımı
Hilal KAYA
Fotoğraf Editörü
Serdar ANIK
AKO ailesi yeni yılın ilk toplantısını beş yıldızlı Afyon Korel Otel’ de düzenledi.
ÖZEL DOSYA
Fotoğraflar
Haydar ORAKÇI
Ferhat SARITEPE
Lastik Bakımı
AKO Haber dergisi bu sayısında lastik bakımı hakkında bilgiler veriyor.
Yapım
16
MARKALAR
NKS Basın Yayın Ltd. Şti.
NKS Basın Yayın Ankara Ofisi
Çetin Emeç Bulvarı 106. Cad. 34/9 Kat:2-3 Öveçler Ankara
Tel:0312 473 97 02 Faks: 0312 473 97 08
[email protected] - www.ekonometri.com.tr
Baskı
Sonsöz Matbaası
İvedik OSB Matbaacılar Sitesi 35. Cad. No: 56-58
Yenimahalle ANKARA
AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A.Ş.
tarafından T.C yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Derginin isim
ve yayın hakkı Abdulkadir Özcan A.Ş adına Sabri Özcan’a aittir. Dergide
yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak
gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Reklam sayfalarının içeriği ve markalar
konusunda sorumluluk verene aittir.
PETLAS LASTİĞİ ÖĞRETİYOR
18
Hankook’dan Akademik Destek
12
Toyo Tires Open Country 2010 Pilotları Terletecek
13
Dağlarda Maxxis’in Lastik Sesleri
14
Petlas IMPERIUM PT515 Desen Tanıtımı
VENTUS V12 Evo Desen tanıtımı
Toyo Tires - TEO Plus Desen Tanıtımı
22
24
26
Hankook, bu yıl da Alman Kaiserslautern Teknik Üniversitesi Robot Laboratuvarını destekliyor.
Dakar’da zorlu bir yarışma düzenleyen Toyo, bu yıl pilotlara zor bir etap sunuyor.
Velo News dergisi dünyaca ünlü lastik markası Maxxis’in bisiklet yarışmalarını sayfalarına taşıdı.
MAKALELER
Lastik Neden Balon Yapar?
36
2010’da KOBİLERİ Neler Bekliyor?
40
Risk Yönetimi
46
Ar-ge Nedir?Nasıl Yapılmalıdır?
52
Daha teknik bir deyişle lastiklerin neden yanak bölgesinde şişlikler oluşur?
Yeminli Mali Müşavir Ercüment Baran’dan 2010 Yorumu
Şirketlerinizi kriz dönemlerine hazırlayın. Hasan Taşpınar’dan krizde şirket yönetimi
OTOMOTİV
Ticaretin Yeni Gücü Doblo
42
Sedan A8 Yüzünü Gösterdi
44
Şaban Karamancı Koleksiyonu
48
Bursa fabrikasında 2001’den beri bir milyon adet Doblo üretildi. Doblo şimdi yeni yüzüyle yollarda.
Audi A8 dinamik sürüş keyfi, tasarımı, kusursuz işçiliği ve verimliliği ile dikkatleri üzerine topluyor.
Ünlü araba koleksiyoneri Şaban Karamancı 1931 model Ford’uyla bu ay AKO Haber’de
SAĞLIK
Hastalıktan Koruyan Besinler
Soğuk algınlığından korunmak için dikkat edilmesi gerekenler
OCAK 2010 AKO HABER 4
54
GEZİ
Çukurova’nın Bereket Başkenti Adana
60
OCAK 2010 AKO HABER 5
◆ PETLAS ◆
Gözaçan Oto Lastik
Trabzon
Ümit Gözaçan Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas lastiklerinin Trabzon bayisi. 30
senedir lastik sektörünün içinde. Yani bu alanda oldukça deneyimi var. Daha önceleri çeşitli markaların
temsilciliklerini yapan Gözaçan’ın son durağı Petlas olmuş. Petlas’ın gerek kalitesi, gerek servisi,
gerekse satış noktası yaygınlığı bakımından birçok avantajı olduğunu söyleyen Ümit Gözaçan, iş
hayatında aldığı en önemli kararın Petlas ile çalışmaya başlamak olduğuna dikkat çekiyor.
2 Yıldır Petlas Bayi
30 senedir Petlas Trabzon bayiliğini başarıyla yürüten
Ümit Gözaçan son iki senedir Petlas lastiklerini alıcılarıyla
buluşturuyor. AKO Haber dergisine Petlas’ın kemikleşmiş bir
müşteri portföyü olduğunu söyleyen Gözaçan, bu portföyün
gün geçtikçe büyüdüğüne dikkat çekiyor. Büyümeyi tetikleyen
bir çok nedenin Petlas lastiklerinde olduğunu belirten Ümit
Gözaçan, bu noktada ürünün model çeşitliliği ile ekonomik
oluşunun önemli olduğunu söylüyor. Trabzon’da özellikle
binek ve ‘C’ sınıfı lastiklerin rağbet gördüğünü açıklayan
Gözaçan, binek grubunda PD 515 ile ‘C’ sınıfında 195 R 14
modellerin beğeni topladığını söylüyor. Ürün ve modellerin
rağbet görüşünde bir diğer önemli neden olarak Petlas’ın yerli
sermaye olmasını gösteren Gözaçan, bu nedenle Petlas’ın
pazarda tercih sebebi olduğuna vurgu yapıyor. Abdulkadir
Özcan A.Ş. ile kendisini AKO’nun Trabzon, Rize, Gümüşhane
ve Artvin’den sorumlu Karadeniz bölgesi satış temsilcisi
Kemalettin Kara’nın tanıştırdığını anlatan Ümit Gözaçan,
Kara’ya bu nedenle minnettar olduğunu söylüyor.
Ümit Gözaçan
OCAK 2010 AKO HABER 6
◆ STARMAXX ◆
Murat Oto Lastik
Denizli
Nihat Erim Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin Denizli Starmaxx bayisi. Otomotiv sektörüne yakın
bir isim. AKO ile tanışmasından önce yine otomotivle alakalı olarak oto yedek parçası
satıyormuş. Lastik sektörüne ise AKO ile girmiş. Yeni olmasına karşın Abdulkadir Özcan
A.Ş.’nin bölgesinde en başarılı bayileri arasında adı geçiyor.
Abdulkadir Özcan A.Ş. Denizli Starmaxx bayisi Nihat Erim
ile AKO’nun yolları bundan 13 sene önce, 1997 senesinde
kesişmiş. Bu tarihten önce yedek parça sektöründe faaliyet
gösteren Erim AKO ile çalışmaya başlayınca sektör
değiştirerek lastik alanına hızlı bir geçiş yapmış. Erim
AKO’yu tercih etmesinin sebebini şu şekilde açıklıyor: “Az
önce de belirttiğim gibi lastik sektörüne sonradan girdim.
İş dünyasına otomotiv yedek parça sektörüyle adım attım.
Bundan 13 sene önce ise yolum Abdulkadir Özcan A.Ş.
tarafından piyasaya sürülen Starmaxx lastikleri ile kesişti.
O günden günümüze aralıksız olarak bu markanın Denizli
bayiliğini gerçekleştiriyorum...”
Nihat Erim: “AKO ile güçlü tedarik zinciri
olduğu için ve dünyaca ünlü Starmaxx’ı
ülkemiz yollarına kazandırdırması
sebebiyle çalışmak büyük gurur” ifadesini
kullanıyor.
Arkamda AKO Var İçim Rahat
“Arkamda AKO var içim rahat...” Bu söz Nihat Erim’e
ait. Böyle düşünmesinin gerekçesini ise Erim, Abdulkadir
Özcan A.Ş.’nin bayilerini asla yanlız bırakmaması nedeniyle
kullanıyor. Starmaxx bayiliğini aldığı 1997 senesinden
beri AKO’nun gücüyle ve ismiyle kendisini asla yanlız
bırakmadığını kaydeden Erim, şirketin isminin kendisine
pazarda ‘farklılık’ ve ‘farkındalık’ yarattığının altını çiziyor.
“AKO ile güçlü tedarik zinciri olduğu için ve dünyaca
ünlü Starmaxx’ı ülkemiz yollarına kazandırması sebebiyle
çalışmak büyük gurur” ifadesini kullanan Erim, bölgesinden
gelen siparişlerin oldukça yoğun olduğunu sözlerine ekliyor.
dikkat çeken Erim, bu noktada ülkemize bu şirketi kazandıran
AKO sahiplerine ve çalışanlarına teşekkür ediyor.
Özellikle ‘215/75R16’ ebatlı
minibüs
lastik
taleplerinin
oldukça yoğun olduğuna dikkat
çeken Nihat Erim, binek tipi
‘165/80R/13’
ebatlarda
da
kullanıcılar tarafından en çok
rağbet gören lastik modeli
olduğunu söylüyor.
Yerli Sermaye Güçlü Türkiye
Abdulkadir Özcan A.Ş. Denizli
Starmaxx bayisi Nihat Erim
AKO ile çalışmanın tüm diğer
avantajlarının ötesinde, yerli
sermaye olduğu için ülkeye
alternatif bir hizmet yolu olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle
otomotiv gibi büyük ölçüde dışa
bağımlı sektörlerde yerli sermayenin özendirilmesi gerektiğine
OCAK 2010 AKO HABER 7
◆ HANKOOK ◆
Çakırlar Oto Lastik
Gaziantep
Mahmut Çakır 30 senedir lastik sektöründe. Ülkenin en deneyimli lastikçileri arasında.
1980 yılında iş dünyasına girmiş. Önceleri tali bayi olarak çalıştığını söylüyor. 5 yıl önce
2005’de ise Abdulkadir Özcan A.Ş. ile yolları kesişmiş.
Mahmut Çakır için ‘son elli senenin en deneyimli lastikçileri
arasındadır’ deyimini kullansak abartmış olmayız. Zira
kendisi 30 senedir lastiklerle içi içe. Mesleğe işin mutfağından
girmiş. Tali bayi olarak çalışmaya başlayan Mahmut Çakır
2005’de ise daha kurumsal bir çatı altında yol almak için
Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye başvurmuş. Çakır AKO hakkında
şöyle konuşuyor: “Abdulkadir Özcan, hem kendisi hem de
markaları ile iyi günde ve kötü günde bayilerinin arkasında
duran bir şirket. Ayrıca bir süre sonra şirket ile bayileri
arasında duygusal bir bağ bile kuruluyor. Bu da hem şirket,
hem de bayi arasında bir güven köprüsü inşa ediyor...”
AKO tarafından piyasaya sürülen Güney Koreli lastik devi
Hankook’un Gaziantep bayisi Mahmut Çakır, Abdulkadir
Özcan A.Ş.’nin kurumsal haber yayını AKO Haber dergisine
konuştu. Çakır’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Kaç senedir lastik sektöründesiniz?
Yaklaşık 30 senedir lastik sektöründeyim. İşe başladığımda
sene 1980’di. Dile kolay o tarihten günümüze aralıksız
faaliyet gösterdim.
AKO ile ne zaman tanıştınız?
2005’de tanıştım. O dönem kurumsal bir şirket ile birlikte
yol almak için Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin bayiliğini almak
istedim. Böylelikle AKO ile yol almaya başladım ve Hankook
lastiklerinin Gaziantep bayiliğini aldım.
Neden Hankook?
Çünkü alanında dünyanın en tanınmış lastiklerinin başını
çekiyor. Çok ciddi bir alt yapısı var. Dünyanın her yanında
‘Hankook’ markasını görebilirsiniz. Bu da bize pazarda ciddi
bir güç veriyor.
Hankook’un pazarınızı geliştirmeye katkısı nedir?
Herşeyden önce müşteriler uluslararası bir markayla çalışmak
ister. Çünkü bu denli büyük bir şirketin ürünleri hem kaliteli
hem de ekonomik olur. Ayrıca Hankook teknik olarak da
yollarımıza çok uygun. Mesela aşınma seviyesi oldukça
düşük. Bu sebepden dolayı da Hankook bizim gibi ülkelerde
‘yok satan’ bir marka.
Mahmut Çakır
OCAK 2010 AKO HABER 8
◆ TOYO TIRES ◆
Güçlü Kardeşler
Antalya
“O dönem her ne kadar Türkiye’de olmasa da Şanlıurfa, Gaziantep, Adana karayollarını
kullanan kamyonculardan öğrendim Toyo’yu. Çıraklığımı geçirdiğim ve sonu Suudi
Arabistan’a kadar uzanan karayolunda bir efsaneydi Toyo Tires”
Yukarıdaki sözler ömrünü lastik sektörüne adamış biri olan
Toyo Tires Antalya bayisi İbrahim Güçlü’ye ait. İbrahim
Güçlü ve ortağı Ömer Güçlü Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin genel
dağıtıcısı olduğu Toyo Tires’in Antalya bayisi. 1980’den beri
sektörün içindeler. AKO ile tanışmaları ise 2004 yılının
başında olmuş. Onları AKO ile tanıştıran isim ise sektörün
yakından tanıdığı bir sima olan dönemin AKO Bölge Müdürü
İsmail Okumuş. Hikaye şöyle devam ediyor:
O dönem girişimci ruhlarıyla yeni bir markanın bayiliğini
arayan İbrahim ve Ömer Güçlü’ye dönemin AKO Bölge
Müdürü İsmail Okumuş
ışık tutmuş. Onları AKO
Toyo bayisi olmanın
ailesine dahil olmaya
avantajlarını
davet eden Okumuş’a
Güçlü ailesinin yanıtı
yaşadıklarını
olumlu olmuş. Sonunda
kaydeden Güçlü,
da Abdulkadir Özcan
Toyo Tires’in ‘kalite’
A.Ş.’nin genel dağıtıcısı
ve ‘imaj’ olarak iki
olduğu Toyo Tires’ın
‘değere’ de sahip
Antalya bayiliği görevini
‘Güçlü Kardeşler’ almaya
ender markalardan
hak kazanmış.
biri olduğunu
AKO Haber dergisine
konuşan Toyo Antalya
bayisi
ve
Güçlü
Kardeşler’in ortağı İbrahim
Güçlü Toyo’yu tercih
ettikleri için çok memnun
olduklarını
söylüyor.
Asıl
memnuniyetin
müşterilerinden geldiğini
belirten İbrahim Güçlü,
uluslararası
tanınırlığı
olan bir markayı satmanın
rekabetin gün geçtikçe
zorlaştığı Türk lastik
sektöründe
kendilerine
güven verdiğinin altını
çiziyor.
Toyo’nun İmajı Büyük
Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin
kurumsal yayını olan AKO
Haber dergisine konuşan
Toyo Antalya bayisi İbrahim Güçlü, markanın
imajının kendisi kadar
büyük olduğunu söylüyor. Toyo lastiklerinin kalitesinin yanı
sıra görüntüsüyle de araçlara çok yakıştığını söyleyen Güçlü,
müşterilerin artık imaja daha çok önem verdiklerini belirtiyor.
Önceleri iki tip lastik alıcısı olduğunu kaydeden Güçlü, bunlardan birinin sadece kalite, diğerinin ise görüntüsü nedeniyle
Toyo’yu tercih ettiğini söylüyor. Şimdilerdeyse müşterinin
çok daha bilinçli olduğuna dikkat çeken İbrahim Güçlü, müşterinin hem kaliteyi hem de görüntüyü istediğini söylüyor. Bu
noktada Toyo bayisi olmanın avantajlarını yaşadıklarını kaydeden Güçlü, Toyo Tires’in bu iki ‘değere’ sahip olan ender
markalardan biri olduğunu sözlerine ekliyor.
sözlerine ekliyor.
OCAK 2010 AKO HABER 9
◆ MAXXIS ◆
Alan Oto Lastik
Gaziantep
Ahmet Alan kelimenin tam anlamıyla ‘babadan lastikçi’. İşe koyulduğunda tarih 1958’i
gösteriyormuş. Sektöre babasının yanında başlamış. Tam 52 senedir lastik sektöründe
faaliyet gösteriyor. Ahmet Alan, lastik kaplama ve hurda lastik işiyle girdiği sektöründe
şimdi Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin hatrı sayılır lastikçileri arasında dikkat çekiyor ...
Ahmet Alan Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından piyasaya
sürülen dünyaca ünlü lastik markası Maxxis’in Gaziantep
bayisi. Lakin sınırı şehrini aşıyor. Zira Alan Lastik’in
müşterileri arasında bölgenin önemli şirketleri yer alıyor.
Osmaniye’den Şanlıurfa’ya, Adıyaman’dan Hilvan’a hatta
Viranşehir’e kadar müşterileri olan Ahmet Alan, AKO Haber
dergisine başarısının ardındaki gücün Maxxis’den geldiğini
söyledi. AKO Haber dergisi okuyucularına iyi satıcı olmak
için önce ürünü iyi tanımak gerektiğini belirten Alan, Maxxis’i
bu denli iyi bilmese başarılı olamayacağının altını çiziyor.
Tanımak için araştırmak ve gözlemlemek gerektiğine dikkat
çeken Alan, Maxxis bayiliğini almaya karar vermeden
önce markanın performansını yakından gözlemlediğini
söylüyor. Maxxis’in özellikle stabilize yolda çok başarılı
olduğunu belirten Ahmet Alan, Maxxis bayiliğini almasında
Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin Gaziantep Bölge Müdürü Hüseyin
Karaoğlan’ın katkısının yadsınamayacağının altını çiziyor.
Karaoğlan’ın ürün hakkında ihtiyacı olan tüm bilgiyi kısa
sürede aktardığını söyleyen Maxxis Gaziantep bayi Ahmet
Alan, altı senedir bu ürünü sattığını hatırlatıyor. Bölgede
en çok Maxxis’in binek grubu lastiklerinden M-35 ve MAE
1 modelinin rağbet gördüğünü açıklayan Alan, bu noktada
ürünün kalitesinin yanında yumuşak ve ekonomik olmasının
tercih nedeni olduğunun altını çiziyor.
Aileye Teşekkür
Maxxis Gaziantep bayi Ahmet Alan senelerdir Abdulkadir
Özcan A.Ş. ile çalıştığına dikkat çekerek, bayilerini bir an
olsun yanlız bırakmayan AKO’ya teşekkür ediyor. AKO
çalışanlarını, bayilerini ve müşterilerini ‘bir aile’ olarak
gördüğünü söyleyen Alan, geçen yılı ekonomik açıdan
OCAK 2010 AKO HABER 10
Ahmet Alan
oldukça zor atlatan ülkemiz için çıkar yolun irili ufaklı tüm
şirketlerin ‘koşulsuz müşteri memnuniyeti’ için çabalaması
olduğunu sözlerine ekledi. Konuşmasını Abdulkadir Özcan
A.Ş.’ye teşekkür ederek noktalayan Maxxis Gaziantep bayi
Ahmet Alan, otomotiv sektöründeki genişlemenin tüm alt
kollarının yolunu açacağı tespitini yaparak bitirdi.
OCAK 2010 AKO HABER 11
◆ HANKOOK ◆
Hankook’dan Akademik Destek
Hankook Tire firması bu yıl da Almanya’daki Kaiserslautern Teknik Üniversitesi Robotbilim
Araştırma Laboratuvarı’nı desteklemeye devam ediyor. Üniversiteden Prof. Dr. Karsten Berns
rehberliğindeki çalışma grubunu destekleyen Hankook, sivil korumada kullanılabilecek otonom
çalışma prensibine sahip insansız robotların geliştirilmesine katkıda bulunuyor.
“Ravon’un kendisi küçük, mahareti büyük”
Proje kapsamında üretilen robotun adı ‘Ravon’. Hankook’un
arazi tipi lastikleri ile donatılan robot ile Finlandiya’nın Oulu
şehrinde düzenlenen Avrupa Arazi Robotu Testi (C-ELROB)
organizasyonuna katılan ekip izleyicilerden tam not aldı.
C-ELROB, Avrupa’nın dört bir yanından gelen çalışma
grupları ile iki yılda bir düzenleniyor. Avrupa’nın mevcut
teknoloji seviyesini ve sivil uygulamalardaki insansız
araçların kullanılabilme gücünü arttırmaya dönük olarak
gerçekleştirilen organizasyon, hem katılımcıları bu konuda
motive ediyor, hem de robot teknolojisinin gelişimine katkıda
bulunuyor.
Konuyla ilgili bir demeç veren Hankook Tire Avrupa
yetkili Başkan Yardımcısı Jin-Wook Choi şöyle konuştu:
“Kaiserslautern Teknik Üniversitesi’ne projelerinde hem
teknik hem finansal yönden destek sunabiliyor olmaktan
son derece memnunuz. Kriz durumlarında istihdam
edilmek üzere otonom robotların geliştirilmesi konusunu
fazlasıyla önemli bir süreç olarak görüyoruz. Bu robotlar
insanların giremeyeceği veya hayatlarını tehlikeye atarak
erişebilecekleri alanlara erişim imkanı sunuyor. Bu gibi
yerlerde, robotlar insan hayatının kurtarılmasına yardım
edebilir.” İsmi ‘Arazi tipi Navigasyon için Güçlü Otonom
Araç’ ifadesinin kısaltması olan robot RAVON, yaklaşık
olarak bir mikro otomobil kadar genişliğe sahip. Bu robot
özel olarak herhangi bir dış müdahale olmaksızın, geniş bitki
kümelerinin bulunduğu zorlu arazi tipi alanlarda kullanılmak,
rota belirleyebilmek ve önceden tanımlanmış görevleri yerine
getirmek üzere geliştirildi. Kaiserslautern Teknik Üniversitesi
Robotbilim Araştırma Laboratuarı’ndan Christopher Armbrust
konu ile ilgili şunları söyledi: “Açık alanda istihdam edilmesi
düşünülen birçok robot sokaklar veya en azından yol benzeri
alanlar için tasarlanmıştır. Diğer yandan RAVON, çukurlar,
sarkan dallar veya ağaç kütükleri gibi çeşitli engellerin
mevcudiyeti sebebiyle bir robot için oldukça zor bir alan
olan ormanda yolunu bulabiliyor. RAVON sürekli gelişim
sürecinin bir parçası halinde. Hedef; en zorlu arazilerde bile
insan desteği olmaksızın rotasını belirleyebilen ve böylelikle
doğal afetlerin veya ciddi kazaların ardından insanların
kurtarılması sürecinde çok değerli hizmetler sunabilecek bir
araç yaratmaktır.”
Ravon Hankook ile İlerliyor
RAVON beş yıldır Hankook arazi tipi lastikler sayesinde yol
alıyor. Bu sürede, birçok zorlukla karşı karşıya kaldı. Aşınmış
kaya parçaları, büyük kökler ve dallarla mücadele etti, çakıllı
yollardan geçti ve dik yamaçlara tırmandı. Christopher
Armbrust Hankook için şöyle konuşuyor: “RAVON sayesinde
Hankook 4x4 lastikleri ile çalışabilme fırsatını yakaladık.
Geçen beş yılda, tek bir lastik patlama sorunumuz bile olmadı.
Hankook Tire ile projemiz için tam da olması gereken ortağa
sahibiz.”
ELROB (Avrupa Arazi-Robotu Testi) sivil ve askeri formda
düzenleniyor. Bunlar her yıl yer değiştiriyor ve farklı Avrupa
ülkelerinde gerçekleştiriliyor. Gelişim uzmanları takımı, Avrupa’daki teknoloji seviyesini ve insansız araçların sunduğu
imkanları sergiledikleri bütün Avrupa’yı kapsayan bu organizasyona robotları ile birlikte katılıyorlar. Çeşitli gerçekçi
senaryolar sahneleniyor ve Avrupa’nın dört bir yanından
gelen robotlar neler yapabileceklerini gösteriyorlar. Örneğin,
bilinmeyen bir bölgeyi kendi başlarına keşfetmeleri, belirli bir
konuma ulaşmaları veya iki konum arasında sefer yapmaları
gibi görevler üstleniyorlar. Bu robotlar ayrıca kötü zeminli
bölgelerde, karşılaştıkları engelleri kendi başlarına aşarak
yollarını bulmak zorunda da bırakılıyor.
Jin Wook Choi: “Robotlar insan hayatının kurtarılmasında yardımcı olabilir”.
OCAK 2010 AKO HABER 12
◆ TOYO TIRES ◆
‘Toyo Tires Open Country 2010’
Pilotları Terletecek
Dünyanın en büyük ve saygın lastik üreticilerinden Toyo Tires 2010 sponsorluk
çalışmalarına yine hızlı başladı. Yılın ilk ayı tamamlanmadan Dakar’da bir yarışma
düzenleyen Toyo, her zamanki gibi müsabakaya yine kendi adını verdi. Dünyanın dört bir
tarafından Dakar’a gelen usta pilotlar, tüm maharetlerini sergilerken yarışmanın dördüncü
ayağında yüzü gülen takım Amerika Birleşik Devletleri’nden çıktı.
Dünyaca ünlü lastik üreticisi Toyo Tires binek,
ticari, sanayi ve zirai lastiklerin yanı sıra yüksek
performans lastikler de üretiyor. Birçok ülkede
temsilcilikleri olan şirketin lastikleri dünyanın
dört bir tarafında yol yapıyor.
‘Toyo Tires Open Country 2010’un dördüncü aşamasını
kazanan Robby Gordon ve ekibi kullandıkları Hummer ile
dikkat çekti. Diğer yandan BJ Baldwin Hummer’ı tercih
eden ikinci pilot oldu. Ancak Baldwin yarışın dördüncü
ayağını talihsizlikler nedeniyle sekizinci olarak sonlandırdı.
Baldwin’in aracındaki aşağı doğru 65 derecelik konumda
oluşan bir iletim hatası ona pahalıya patladı. Dördüncü
aşamanın galibi Robby Gordon ve ekibini ise bir saat kırk
dakika ve yirmibir saniye ile BMW sürücüsü Peterhansel
izledi.
Aşamalar Gittikçe Zorlaşacak
Dünya devi Toyo Tires tarafından düzenlenen ‘Toyo Tires
Open Country 2010’un yeni aşamaları bir öncesini aratır
nitelikte. Zira gerek hava koşulları gerekse coğrafi koşullar son
derece çetin. Bununla beraber aşamaların beşincisinin oldukça
zorlu geçmesi bekleniyor. Çünkü beşinci etap 483 kilometre
uzunluğunda ve yaklaşık 3 bin metreye ulaşan yüksekliklerde
seyredecek. Uzmanlar rakım, sıcaklık ve çöl havasının
yanında kum fırtınalarının araçları da sürücüleri kadar
zorlayacağını söylüyorlar. Yani özetle uzmanlar Dakar’da
düzenlenen ‘Toyo Tires Open Country 2010’un dünyaca ünlü
pilotları ve ekiplerini ‘terleteceğini’ söylüyorlar.
Zor Koşulların Tercihi Toyo
Dünyaca ünlü lastik üreticisi Toyo Tires binek, ticari, sanayi
ve zirai lastiklerin yanı sıra yüksek performans lastikler de
üretiyor. Birçok ülkede temsilcilikleri olan şirketin lastikleri
dünyanın dört bir tarafında yol yapıyor. Tüm bunların yanı
sıra düzenledikleri uluslararası motor sporları müsabakalarıyla da dikkat çeken Toyo Tires diğer spor dallarını da
destekliyor. Diğer taraftan markanın özellikle çöl yarışları
tüm dünyada meraklıları tarafından yakından takip ediliyor.
Bunların arasında Dakar ve Güney Amerika’da düzenlenen
yarışlar başı çekiyor.
Uzmanlar, Dakar’da
düzenlenen ‘Toyo
Tires Open Country
2010’un dünyaca
ünlü pilotları
ve ekiplerini
‘terleteceğini’
söylüyorlar.
Kemal Kantarcı
OCAK 2010 AKO HABER 13
◆ MAXXIS ◆
Dağlarda Maxxis’in
Lastik Sesleri
Dünyaca ünlü haber dergisi Velo News, dünyaca ünlü lastik markası Maxxis’e geniş yer
ayırdı. Maxxis’in sponsor olduğu üç yarışmayı sayfalarına taşıyan Velo News Dergisi,
Maxxis’in spora ve sporcuya olan desteğinden övgüyle bahsetti. Düzenlediği ödül töreninde
Maxxis’in sponsoru olduğu sporculara ödül veren Velo News Dergisi törenine yerli ve
yabancı çok sayıda basın mensubu katıldı.
Maxxis Rocky Mountain dağ bisikleti yarışmasında dereceye
giren Geoff Kabush, Velo News dergisi tarafından dağ
bisikleti alanında “Kuzey Amerika’da Yılın Adamı” seçildi.
Rory Sutherland ise “Yılın Erkek Bisiklet Sürücüsü’ seçildi.
“Luna Pro Team’s takımından Catharine Pendrel Kuzey
Amerika bölgesinde ‘Yılın Kadını’ seçilirken, ödüller
Velo News dergisinin Ocak 2010 sayısında yayınlandı.
Velo News dergisi tarafından düzenlenen yarışmanın jürisi
derginin kıdemli yazarları oldu. Ünlü yarışçı Geoff Kabush
hakkında “Çok etkileyici bir bisikletçi” yorumunu yapan Velo
News, başarılı bisikletçi Fontana’yı da öve öve bitiremedi.
Sezonun ilk günlerinde düzenlenen ve Fontana’nın büyük
sükse yaptığı Pro XCT yarışına da değinen dergi, Fontana’nın
doruğa çıkmış lakin gerektiği kadar vurgulanmamış onlarca
başarısı olduğunun altını çizdi.
Maxxis’in sponsor olduğu dünyaca ünlü bisikletçi Geoff
Kabush, Rory Sutherland ve Catharine Pendrel markaya
teşekkür ederek, başarılarında Maxxis’in payının ödenemez
seviyede olduğunu söyledi.
Maxxis, kurulduğu günden günümüze spora olan katkısını
aralıksız sürdürüyor. Bisikletten, motorkrosa, ralliden futbola
kadar onlarca farklı takımı ve sporcuya katkıda bulunan
Maxxis dünyanın en saygın lastik markaları arasında parlıyor.
Dünyanın ‘futbol markası’ Liverpool ile uzun zamandır
sponsorluk anlaşması bulunan Maxxis, 2010
dönemi anlaşmasını da geçtiğimiz aylarda
yenilemişti.
Düzenlediği ödül
töreninde Maxxis’in
sponsoru olduğu
sporculara ödül veren
Velo News Dergisi
törenine yerli ve yabancı
çok sayıda basın
mensubu katıldı.
OCAK 2010 AKO HABER 14
◆ BİZDEN HABERLER ◆
Hankook ve
Abdulkadir Özcan; Eğitimleriyle
Sektöre Güç Vermeye
Devam Ediyor
Petlas’ın Dev Lastikleri
Dünya sıralamasında
7. en büyük lastik
üreticisi olan Hankook, Türkiye distribütorü Abdulkadir Özcan A.Ş. ile birlikte
tüketici ihtiyaçları ve
beklentilerini temel
alarak en yeni ve
en kaliteli ürünleri
sunmayı hedefliyor
ve
gerçekleştirdiği
TBR
eğitimleriyle
de pazarda var olan
gücünü
arttırmaya
devam ediyor.
Abdulkadir
Özcan
A.Ş. ve Hankook
Tire filo müşterilerini kamyon lastikleri
hakkında bilgilendirmek amacı ile özel
olarak
düzenlediği
“TBR Eğitimi” için
Güney Kore Genel
Merkezi Araştırma
Geliştirme Bölümü
uzman mühendislerini Türkiye’ye getirdi.
Bu eğitimler Hankook İstanbul Ofisi genel Müdürü Kim Sun Jong’un önderliğinde Hankook Türkiye distribütoru Abdulkadir Özcan yetkilileri
ile birlikte 15 Aralık tarihinde Green Park Otel’de, 16 Aralık
tarihinde Holiday Inn Otel’de düzenlendi.
Sunumlar Hankook İstanbul Ofisinin Pazarlama ve Satış Müdürü Mustafa Özgür Tunç ve Saha Mühendisi Hüsnü Taylan
Günay ile birlikte TBR Ar-Ge Bölüm Başkanı Jang Yun Tae,
Teknik Servis Müdürü Yoon Byong Mo, Ürün ve Mühendislik
Uzmanı Bae Kyo Seouk ve Hur Pil Seung tarafından gerçekleştirildi. Bu eğitimlere İstanbul Anadolu Yakası ve Avrupa
Yakası olmak üzere filo mensupları katıldı.
Eğitimlerde, Hankook’un tarihçesi ve dünya pazarındaki
yeri de anlatılırken, TBR lastiklerinin yapısı, yol koşulları ve
kullanımına göre lastik seçimlerinin nasıl yapılması gerektiği
konusunda filolar aydınlatıldı, 2010 yılı içerisinde Türkiye pazarına sürülmesi planlanan TL10, AL10 ve DL10 desenleriyle
ilgili bilgi verildi. Bunun yanısıra lastiklerin üretim süreci
video gösterisi ile teorik olarak anlatıldı. Büyük ilgi gören
TBR eğitimleri tüm katılımcılar ile yenilen akşam yemeğinin
ardından sona erdi.
Türkiye’nin lastik devi Petlas’ın, tarım makinalarında kullanılan en büyük implement tubless lastiği ürettiğini biliyor
muydunuz?
Tarım römorkları imalatında Türkiye’nin lokomotif şirketlerinden biri olan Palazoğlu Tarım Makinaları Fabrikası bir ilki
gerçekleştirerek 28 tonluk dev bir römork yaptı. Römorkun
lastiklerini ise Petlas’tan aldı. Römorkunda, ‘600/50x22.5
tubeless implement’ lastiği kullanan Palazoğlu Tarım Makinaları böylelikle bir rekora imza atmış oldu. Zira Türkiye’nin
lastik devi Petlas, tarım makinalarında kullanılan en büyük
implement tubless lastiği üretiyor.
Özellikle Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde tarlaya
geniş ve implement türü lastikli araç sokuluyor. Bunun nedeni
ise kıymetli olan lastiği ezmemek. Petlas, tarım sektöründe
kullanılan her türlü implement tipi tubeless lastiği üreterek
kullanıcıların hizmetine sunuyor.
OCAK 2010 AKO HABER 15
◆ ÖZEL DOSYA ◆
Lastik Bakımı
Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin kurumsal haber yayını AKO Haber dergisinin bu sayısında
sizlere lastikler hakkında en çok sorulan soruların yanıtlarını açıklayacağız.
Dört mevsim lastik ne demektir?
‘Dört mevsim lastik’ her türlü hava şartında ve mevsimde
kullanılabilen lastik demek şeklinde genel kabul görmüş bir
terim vardır. Lakin bu tam olarak doğru bir tespit değildir.
Zira böyle bir lastik çeşidi olsaydı, kış lastiklerine ihtiyaç
olmaz, yılın her mevsimi aynı lastiklerle güvenli bir şekilde
geçirirdik. Sürücüler tarafından ‘dört mevsim lastik’ diye
adlandırılan lastik çeşidinin asıl adı ‘düz lastik’tir ve hava
sıcaklığının +8 C ve üzerinde olduğu koşullarda kullanılır.
Neden böyle bir ayrıma ihtiyaç duyuluyor?
Çünkü, kış lastikleri ile diğer tip lastiklerin kimyalarının birbirinden farklıdır. Kış lastikleri soğuk koşullarda -30
C’ye kadar bir lastikten beklenenleri yerine getirebilirken,
düz lastikler aynı koşullarda ve +5 C’nin altında esnekliğini
yitirir. Böylelikle lastik kendisinden beklenilenleri yerine
getiremez.
Lastiklerin ömrünü uzatmak için neler yapılabilir?
· Herşeyden önce bozuk satıhlarda kesinlikle yüksek hız
yapılmamalıdır.
· Eğer aracınızı uzun süre kullanmayacaksanız, aracınızı
takoza almak en doğru yol olur.
· Lastiğinizi parlatmak için petrol ürünleri içeren deterjan ya
da cilalar tercih edilmemelidir.
· Aracınızı park ederken lastiğinizi kaldırım kenarlarına ya
da sivri yüzeylere sürtmemeye özen gösterin.
· Zamanla diş derinliği 1.6 mm’ye düşen lastikleri zaman
kaybetmeden yenisiyle değiştirin.
· Karlı ya da buzlu yollarda lastiğinizin hava basıncını kesinlikle düşürmeyin.
· Kullanmadığınız lastikleri şişirilmiş olarak saklamayın.
· Subap kapaklarını her zaman kapalı tutun.
· Lastik temizliğini su ve fırça kullanarak yapın. Bu yol,
lastikteki kimyasalların
koruyucu bir film tabakası
oluşturmasına
yardımcı olur.
Hangi
durumlarda
lastik garanti kapsamı
dışında kalır?
· Taş, çivi, cam, metal
gibi etkenler nedeniyle
hasar gören lastikler,
· Hatalı kullanım nedeniyle oluşan çarpma ve
darbe kaynaklı hasarlar,
· Yoldaki kaldırım, kasis, çukur, düşük banket
ve benzeri dış etkenler-
OCAK 2010 AKO HABER 16
den dolayı oluşan hasarlar,
· İç lastik takılması gereken durumlarda (tube-type), aracın
iç lastik takılmadan (tubeless) kullanılması sonucu oluşan
hasarlar,
· Dış lastik içerisine takılan iç lastik ve kolonun farklı marka
dan seçilmesi sebebiyle oluşan hasarlar,
· Aracın istiap haddi üzerinde aşırı yüklenmesi sonucu oluşan hasarlar,
· Yanlış uygulamalardan ya da araç mekaniğinden dolayı
hasar gören lastikler,
· Lastiklerin standardına uygun olmayan hava basıncı ile
kullanılması sonucu oluşan hasarlar,
· Yüksek hızda seyir halindeyken yapılan ani frenlemeler
sonucunda oluşan blok şeklindeki hasarlar,
· Tamir edilmiş ya da kaplama yapılmış lastikler,
· Lastiğin janta takılması veya sökülmesi sırasında oluşan
topuk kırılması ya da benzeri hasarlar,
· Lastiklerin yanlış depolanması sonucu oluşan hasarlar.
Örneğin, lastiğin güneş altında uzun süre depolanması,
ozon üreten elektirik motoru ya da benzeri cihazlara yakın
olarak bulundurulması sonucu oluşabilecek yüzeysel ince
çatlamalar.
Doğru Hava Uzun Ömür
Lastiklerin düzensiz aşınmasını alacağınız bir dizi önlemle
engelleyebilirsiniz. Öncelikle lastiklerin düzensiz aşınmasını önlemek için kesinlikle lastiklere araç üreticisinin tavsiye
ettiği değerlerde hava basılmalıdır. Normalden daha fazla
hava uygulanmış bir lastiğin sırt bölgesinde, normalden
daha düşük hava uygulanmış bir lastiğin ise omuz bölgelerinde anormal aşınmalar oluşur. Ayrıca lastik havaları
tavsiye edilen değerlerde olsa bile aracın ön düzen, fren ve
amortisörleri ile lastik balans ayarları yapılmış olmalıdır.
Lastiklerinizin hava
basıncını haftada
bir, rot-balans
ayarlarını her
10.000 kilometrede
bir, rotasyonun (yer
değiştirmenin) her
20.000 kilometrede
bir, diş derinliği
kontrolünün her
5.000 kilometrede
bir yapılması
önemle tavsiye
olunur.
Yani lastiklerinize doğru değerde hava basmak lastiklerinizin ömrünü uzatacaktır.
Kış lastiklerinin diğerlerine göre avantajları nelerdir?
Kış lastiklerinin en önemli avantajı düşük sıcaklıklarda özelliğini kaybetmeyen özel sırt karışımı ile kış koşulları için
üretilmiş olmalarıdır. Ayrıca kış lastiklerindeki sırt deseninin
ve omuz bloklarının dişli yapısı karlı zeminlerde aracınıza
ilave çekiş sağlar. Bunun yanı sıra özellikle silikalı sırt karışımı ve kılcal kanallı blok yapısı kullanılarak ıslak zeminde
mükemmel yol tutuş sağlar.
Kış lastikleri yaz aylarında kullanılırsa ne olur?
Kış lastikleri yazın kullanıldığında, kış lastiklerinin sırt
karışımının özelliğinden dolayı diğer lastiklere oranla daha
çabuk aşınır ve gürültü seviyesi artar. Ayrıca kış lastikleri
yazın kullanmak, lastiğin bir sonraki kış mevsiminde performansının düşmesine de yol açar.
Lastiklerin diş derinlik sınırlar nedir?
Diş derinliği 1.6 mm’ye düşen lastikler değiştirilmelidir.
Kış mevsiminde ise diş derinliklerinin en az 3 mm olmasına
dikkat edilmelidir. Kış lastikleri kış sezonunun bitmesiyle
Mart-Nisan aylarında araçlardan çıkarılmalı ve bir sonraki
sezonda kullanım için karanlık ve rutubetsiz bir ortamda
depolanmalıdır. Eğer lastikler balkon benzeri ortamlarda
saklanacaksa, siyah kalın bir naylon torba içerisinde muhafaza edilmelidir.
Kış lastiklerinin yazın da kullanılması
halinde lastiğin sırt karışımının özelliğinden
dolayı diğer lastiklere oranla çok daha çabuk
aşınır ve gürültü seviyesi yükselir.
Viraj alırken ve dururken lastikler neden ses çıkartır?
Lastiğin tavsiye edilenden daha düşük hava ile şişirilmiş olması lastiklerin ses çıkartmasına yol açar. Ayrıca aşırı sıcak
havalarda da söz konusu ses çıkabilir.
Lastiklerin bakımı hangi sıklıkla yapılmalıdır?
Lastiklerinizin hava basıncı haftada bir kontrol edilmelidir.
Rot-balans ayarları her 10 bin kilometrede bir, lastik rotasyonu (yer değiştirme) her 20 bin kilometrede bir, diş derinliği
kontrolü ise her 5 bin kilometrede bir yapılması güvenliğiniz
açısından önemle tavsiye edilir.
Lastik üzerindeki yazıların anlamı nedir?
Örneğin 175/70 R 14 84T yazısı için:
175
70
nı)
R
14
84
T
: Lastiğin kesit genişliği (mm)
: Seri (Kesit genişliğinin kesit yüksekliğine % ora: Konstrüksiyon (radial, bias, …)
: Jant çapı (inç)
: Yük endeksi
: Hız endeksi
Lastiğin geri dönüşümü mümkün müdür?
İşlenmiş kauçuğun geri dönüşümü mümkün değildir.
Lastiğin hammaddeleri nelerdir?
Lastik, başta kauçuk (doğal, sentetik), karbon siyahı, silika,
kord bezi ve diğer kimyasal maddelerden üretilir.
Lastik neden siyah renklidir?
Çünkü lastiğin hammaddelerinden biri olan ve “karbon siyahı” adı verilen kimyevi madde siyah renklidir. Bu madde de
lastiğe siyah rengi verir.
OCAK 2010 AKO HABER 17
◆ BİZDEN HABERLER ◆
Petlas Lastiği Öğretiyor
Türkiye’nin tek yerli lastik markası olan Petlas, sektöre ışık tutmaya devam ediyor.
Yıl boyunca Türkiye’nin dört bir köşesindeki araç lastiği satıcı ve servislerine eğitim
seminerleri veren Petlas, bu hizmetine önümüzdeki aylarda da devam edecek.
Antalya
Abdulkadir Özcan A.Ş. çatısı altında yer alan lastik üretim
firmaları ile İzmir’deki pek çok araç lastiği bayilerine, doğru
lastiklerin doğru şekillerde kullanılması, satıcıların lastik
montajı hakkında daha geniş bilgi sahibi olması amacıyla
verilen seminere, pek çok bayi katıldı. Semineri veren İbrahim
Metin ve Abdullah Çabuk, her köşe başında açılan lastik
bayilerin eğitim almadan yaptıkları işler nedeniyle çeşitli
kazalara neden olduğunu belirterek, insan hayatının doğrudan
bağlı olduğu lastik konusundaki eğitimin çok önemli olduğunu
söylediler. Seminerde; Petlas’ın kuruluşundan günümüze
kadar olan gelişimi, faaliyetleri ve amaçları, üretilen lastiklerin
ham maddeleri, lastiklerin yapım aşamaları, kullanılan son
teknoloji makineler, lastik yapım ve kontrol aşamalarının
yanı sıra lastiklerde oluşabilecek muhtemel arıza ve hasarlar,
nedenleri ve yaratabileceği sonuçlar anlatıldı.
Manisa
OCAK 2010 AKO HABER 18
Savaş Uçaklarına
Lastik Üretiyor
Türkiye’nin tek
yerli markası olan
Petlas,
binek,
ticari, zirai ve
daha pek çok araç
modeline uygun
onlarca çeşit araç
lastiği üretiyor.
Ayrıca, TSK’nın
savaş uçakları lastiklerini üreten tek firma özelliğini taşıyan
Petlas, Türkiye’de ‘Radyal Traktör Lastiği’ üreten ilk firma
olma ayrıcalığına da sahip.
Devlerle Rekabet
Seminerde bir tanıtım filmi gösteren Petlas Genel Müdür
Yardımcısı Yahya Ertem “Öncelikli amacımız çelik radyal
kamyon-otobüs lastiklerinde önemli bir yere gelebilmek.
Gösterdiğimiz fedakarlık ve özverilerle çok hızlı yol katettik.
Bizim başarımız ekip çalışmamızın bir ürünüdür. Burada
tüm teknisyenlerimiz, yönetimimiz, mühendislerimiz ve
bayilerimizle ulaştığımız ortak bir başarıdır. Performans ve
müşteri memnuniyeti sonuçları çok güzel. Şimdiki hedefimiz,
alanımızın devleriyle aynı arenada yer almak” dedi.
Denizli
İzmir
Antakya
Mersin
Gaziantep
Adana
Adana
Kahramanmaraş
Şanlıurfa
OCAK 2010 AKO HABER 19
◆ PORTRE ◆
Bir Firma Bir Portre
AKO Haber dergisinin bu sayısındaki konuğu Salih Özerdem. Sektörün önde gelen dekabaj
firmalarından Özerdemler A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Salih Özerdem bayrağı rahmetli
babası Remzi Özerdem’den teslim almış. Sektörü ile ilgili konularda teknolojik gelişmeleri ve
yenilikleri sürekli takip ediyor. Bu sayede verimliliğin artırılması ve maliyetlerin azaltılması
konusunda hemen her şantiyesinde yeni bir uygulamayı işleme almış.
Özerdem, en son dekabaj sahası olan Afyon-Tunçbilek’te maliyetleri
azaltmak adına önceleri 22 metreküp taşıyan 400 beygirlik hafriyat
kamyonlarını çekiciye dönüştürerek 35 metreküplük damper-dorse ile
çalışmaya başladıklarını bu sayede daha çok malzemeyi daha düşük
maliyetle taşıyabildiklerini belirtiyor.
1978 yılında temelleri merhum Remzi Özerdem tarafından atılan Özerdemler Hafriyat, şimdilerde ülkenin
alanında lider şirketlerinden biri.
Remzi Özerdem’in amacı yol altı
stabilize malzeme temini ve nakliye
alanlarında faaliyet göstermekti. Öyle
de oldu. Ama ailenin ikinci kuşak
temsilcisi Salih Özerdem ve kardeşleri babasının açtığı yolda sektörünü
genişletti. Şimdilerde Özerdemler
dekabaj alanında ülkenin lokomotif
şirketlerinden biri haline geldi. Şirketin başarı hikayesi oldukça çarpıcı.
Kuruluşundan itibaren beş yıl kadar
nakliye ve taahhüt işlerinde çalışan
Özerdem kardeşler zamanla büyümüşler. 1983 yılında Türkiye Elektrik
Kurumu’na çeşitli işler yapan şirket,
aynı yıl Özerdemler Kolektif Şirketi
adıyla müşteri portföylerini genişletmiş. Şirket, Türkiye Kömür İşletmeleri, GAP Linyit İşletmeleri ile Karayolları Genel Müdürlüğü’ne taahhüt
ve müteahhitlik hizmetleri vermeye
başlamış. 1992 yılı ise Özerdemler
için dönüm noktası olmuş. Zira bu
zamana kadar Özerdemler Kolektif
Şirketi adıyla faaliyet gösteren şirket büyüme evresine girmiş. Önce
Özerdemler Madencilik Sanayi ve
Tic. Şti., ardından 1993 senesinde ise
Özerdemler Madencilik San. ve Tic.
Anonim Şti. faaliyete başlamış.
Milyonlarca Ton Kömür
Özerdemler Madencilik Sanayi ve
Ticaret Anonim Şirketi, ana sözleşmesinde de yazılı olduğu gibi ağırlıklı olarak Türkiye Kömür İşletmeleri
Kurumu’na dekabaj ve redövansla
kömür üretimi gibi taahhüt işleri
yapmaya başlamış. 1991 ile 1996 yılları arasında da redövansla çalıştığı
Etibank’a ait kömür sahasında 873
milyon 757 bin 40 ton kömür üretmiş. Bir dönem kendisine ait mermer fabrikasında mermer üretimi ve
OCAK 2010 AKO HABER 20
ihracatında da bulunan şirketin taahhüt işi ile kömür üretimi
yanında akaryakıt istasyonu işletmeciliği faaliyeti de var. Yani
Özerdemler A.Ş. çok yönlü çalışan bir şirket.
Yüksek Performans, Düşük Maliyet
Özerdem, en son dekabaj sahası olan Afyon-Tunçbilek’te
maliyetleri azaltmak adına önceleri 22 metreküp taşıyan 400
beygirlik hafriyat kamyonlarını çekiciye dönüştürerek 35 metreküplük damper-dorse ile çalışmaya başladıklarını bu sayede
daha çok malzemeyi daha düşük maliyetle taşıyabildiklerini
belirtiyor. Lastik konusundaki duyarlılığıyla da bilinen Salih
Özerdem, sahaya göre lastik deseni ve markası seçiminin önemine dikkat çekiyor.
ru ve tam olarak kullanılmasından alınan her lastiğin depoya
girişine hatta hurdalığa çıkmasına kadar her aşamada ‘işin
başında’ olan Salih Özerdem, başarının anahtarının kontrol
olduğunu söylüyor.
Özerdemler’in HES İlgisi
Salih Özerdem gelecek için dekabaj sektörü dışında farklı projelerle de ilgilendiklerini söylüyor. Son zamanların gözde sektörlerinden HES’e ilgi duyduklarını açıklayan Salih Özerdem,
diğer inşaat uygulamaları konularında proje değerlendirmeleri
yaptıklarını belirtiyor.
Salih Özerdem’e ve Özerdemler A.Ş.’ ye başarılar diliyor,
Remzi Özerdem’i de bu vesile ile rahmetle anıyoruz.
Abdulkadir Özcan A.Ş. ile uzun yıllara dayanan hem dostluk, hem de ticari ilişkilerinin
sadece ürün tedariki ile sınırlı kalmadığını
belirten Özerdem, aynı zamanda lastikten
maksimum verimi sağlamaya yönelik saha
çalışmalarını da takip ediyor. AKO Haber
dergisine konuşan Özerdem, araç altı lastik
teftişi, hurdalık analizi ve lastik takibi gibi
çeşitli konularda aldığı hizmetlere verdiği
önemin altını çiziyor. Lastik havalarının doğİş makineleri, kamyonlar ve
lastiklere olan profesyonel ilgisinin
yanında Salih Özerdem’in her ne
kadar oynamaya vakit bulamasa
da en büyük hobisi bilardo.
OCAK 2010 AKO HABER 21
OCAK 2010 AKO HABER 22
OCAK 2010 AKO HABER 23
OCAK 2010 AKO HABER 24
OCAK 2010 AKO HABER 25
Toyo Tires - TEO Plus
Yeni TEO Plus fonksiyonel sırt tasarımı ile “H” hız grubunda özel bir lastiktir.
70/60 seri tüm ebatlarda Orjinal Ekipman lastikleri
TEO Plus sarsıntısız, rahat ve sessiz sürüş olanağı sağlamakla birlikte, ıslak zeminlerde mükemmel fren
performansı sunar ve uzun ömürlüdür.
Özellikleri ve Faydaları
DENGELİ AŞINMA
Sessiz Sürüş
· Sessiz profil ve ses tutma katı içeren özel sırt tasarımı ve karkas yapısı sayesinde sessiz sürüş.
Çoklu Dalgalı Yivler
Düzenli Aşınma
· Çoklu dalgalı yivler kullanılarak düzensiz aşınması engellenmiştir.
Düşük Dönme Direnci
· Silikalı kauçuk karışımı kullanımı düşük dönme direnci sağlar.
Islak Zeminde Mükemmel Frenleme
· Çoklu dalgalı yivler kullanılarak desen blokları sağlamlaştırılmıştır.
· Silikalı kauçuk karışımı sayesinde iyi bir ıslak zemin performansı sunar.
Sürüş esnasında veya frenlemede
desen blokları üzerine binen yük
sonucunda çoklu dalgalı yivler,
yiv duvarını destekleyerek blok
sağlamlığını korurlar. Aynı zamanda
deformasyonu engelleyerek sırt
bloklarında oluşabilecek merdiven tipi
aşınmayı da önler.
Geliştirilmiş Kuru Zemin Performansı
· Çoklu dalgalı yivli ve oluklu tipteki tasarımı kuru zeminlerde yol tutuşu ve fren performansını
arttırır.
SESSİZ
Yoğun tırtıklı oluk duvarı
Sessiz Surlar
· Yoğun tırtıklar hava akımını bozması
sayesinde, havanın oluk duvarlarına
sürtünerek geçerken ortaya çıkardığı
tınlama sesini minimuma indirir.
Kapalı Omuz Kesikleri
· Yol yüzeyine düzgün temas sağlayarak
yüksek perde sesleri azaltır.
· Sağlam blokları sayesinde merdiven tipi
aşınmayı önler.
Normal yivler
Düz Tip Sırt Tasarımı
· Yol yüzeyi ile sürekli temasta olan
yekpare düz tip sırt tasarımı çarpma sesini
azaltır.
Ses Yalıtım Katı
· Yol yüzeyinden aktarılan vibrasyon, ses
yalıtım katının engellemesi ile azalır.
OCAK 2010 AKO HABER 26
Çoklu dalgalı yivler
Sırt karışımı
DÖNME DİRENCİ
FRENLEME,
PERFORMANS
Silika
Karbon
Düşük Dönme Direnci
Silika Kauçuk Karışımı
· Dönme direncini azaltır.
Islak Zeminde Mükemmel
Frenleme
Silika bileşim yol yüzeyi ile
daha iyi temas sağlar
Çoklu Dalgalı Yivler
Sürüş esnasında veya frenlemede
desen blokları üzerine binen yük
sonucunda çoklu dalgalı yivler,
yiv duvarını destekleyerek blok
sağlamlığını korurlar. Aynı zamanda sırt
bloklarında oluşabilecek deformasyonu
engelleyerek ıslak zeminde mükemmel
frenleme sağlar.
Silikalı Sırt Karışımı
Mükemmel frenlemeye katkıda bulunur.
Su
Mükemmel Islak
Zemin Performansı
Daha geniş temas alanı ile
daha iyi ıslak zemin tutuşu
Silika
bileşim
GÖVDE YAPISI
TYTE+A 195/70R14 H
Geliştirilmiş Kuru Zemin
Performansı
High-tensile
çelik kuşaklar
Çoklu Dalgalı Yivler & Düz Tip Sırt
Tasarımı
Geliştirilmiş güçlü blokları ile kuru
zeminlerde iyi bir yol tutuş ve frenleme
sunar.
Sarmal
kapak katı
Ses yalıtım katı
High-tensile
karkas katı
PERFORMANS
KIYAS TABLOSU
Kuru Zeminde Tutuş
Çoklu dalgalı yivler
SIRT DESENİ
TYTE+A 195/70R14 H
Kuru
Zeminde
Frenleme
Sürüş
Konforu
Yol
Sesi
PROFİL TASARIMI
Islak
Zeminde
Yol Tutuşu
Islak
Zeminde
Frenleme
Desen
Sesi
Dayanılıklılık
Suda
Kızaklama
OCAK 2010 AKO HABER 27
◆ BİZDEN HABERLER ◆
AKO Jant
Abdulkadir Özcan A.Ş. yeni yıla hızlı girdi. AKO bundan böyle jant alanında yeni marka ve
modelleriyle de faaliyet gösterecek. Kendi üretimi Petlas ve Starmaxx lastiklerinin yanı sıra
Hankook, Maxxis, Toyo Tires lastiklerinin Türkiye temsilcisi olan Abdulkadir Özcan A.Ş, dağıtımını
yaptığı yerli jant markalarına ek olarak yeni dört marka jantın da ithalatına başladı.
AKO bundan böyle Megatork, Megatim, Powcan ve SLK markalı jantları ülkemize getirecek.
POWCAN
Yeni ürünler Türk jant pazarında merakla beklenirken,
Abdulkadir Özcan A.Ş.’den yapılan açıklamada yeni
markaların pazardan gelebilecek her türlü talebe cevap vermek
üzere geliştirildiği söylendi. “Yüksek kalite standartları ile
üretim yapan fabrikalardan özenle seçilmiş, yepyeni model
jantlar çok yakında piyasaya verilecektir” bilgisinin yer aldığı
SLK
OCAK 2010 AKO HABER 28
açıklamada, jantların TSE kalite belgesinin yanı sıra, TÜV,
JWL, VIA gibi uluslararası kalite belgelerine sahip olduğuna
vurgu yapıldı.
Katalog Yakında Çıkıyor
Uzmanlar tarafından “Türk lastik sektörünün mihenk taşı”
MEGATIM
olarak gösterilen Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından piyasaya
sürülen jantlar pazarda merakla beklenirken, AKO’nun
tüm jant marka ve modellerini içeren kataloğu çok yakında
Türkiye’nin dört bir köşesinde faaliyet gösteren Abdulkadir
Özcan A.Ş. bayilerinde olacak. Bununla beraber, Abdulkadir
Özcan A.Ş.’nin yeni jantları şirketin kurumsal web sitesi
olan ‘www.akojant.com’da yakında takip edilebilecek. Sitede
markalar ve modeller hakkında bilgi yer alırken, mevcut
jantların haricinde yeni üretilecek modeller ve bunların her
türlü teknik özellikleri hakkında da merak edilen tüm soruların
yanıtları karşılık bulacak.
Abdulkadir Özcan A.Ş. jant birimi tarafından yakından
takip edilecek olan www.akojant.com sitesi yeni bilgiler ve
görsellerle son derece renkli bir site. Hızla yenilenecek olan
site dinamik tabanlı tasarlandı.
Jant Sadece Estetik Değil
Türkiye’de doğru bilinen yanlışların başında jantların sadece
estetik amaçla kullanıldığı geliyor. Oysa doğru seçilmiş ve
üretilmiş bir jant başta aracın yol tutuşu olmak üzere fren
sisteminin soğutulmasına kadar onlarca güvenlik avantajı
sağlıyor. Örneğin jantın ağırlığı, ölçüleri, konstrükisyonu ve
dizaynı otomobillerin performansını ve yol tutuşunu önemli
ölçüde arttırıyor. Ayrıca doğru seçilmiş jant; fren sisteminin
soğutulmasında da oldukça etkili. Şöyle ki; otomobil seyir
AKO Jant ürünleri, 13’’-22’’ arasında
birçok Aftermarket, Replica, Light Truck,
4x4 ve SUV modellerinden oluşuyor...
halindeyken jantın rotasyonuyla sirküle edilen hava, doğrudan
fren diskine iletiliyor. Böylece frenler daha verimli çalışıyor ve
frens sistemi daha etkin bir şekilde soğuyor.
Diğer yandan jant seçerken dikkat edilmesi gereken bazı
önemli noktalar var. Bunların başında da otomobilin motor
gücü, ağırlığı ve büyüklüğü geliyor. Zira jant ölçülerinin
seçiminde ve belirlenmesinde tüm bu hususlar büyük rol
oynuyor.
Yüksek güç üreten motorun gücünü yola aktarabilmesi için
çekişi iyi olmalı. Bu noktada lastik kalitesi de büyük önem
arz ediyor. Öncelikle lastik yüzeyi uygun genişlikte olmalı. Bu
noktada lastikle jant genişliğinin uyumlu olması çok önemli.
Küçük sınıf otolar için 12 inçten başlayan jant çapı, büyük ve
yüksek performanslı otomobillerde 20 inçe kadar çıkar. Çelik
ve hafif metal alaşımlı olmak üzere iki gruba ayrılan jantlar,
motor sporlarından elde edilen tecrübelerle geliştiriliyor. Bu
tecrübeler neticesinde geliştirilen jantlar daha sağlam ve uzun
ömürlü oluyor...
MEGATORK
OCAK 2010 AKO HABER 29
◆ AKO BİRİMLERİ ◆
Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin büyüme sırrı aslında çalışanlarının uzmanlığında saklı.
Tüm bölümlerinde alanlarında ‘profesyonel’ isimlerle çalışan şirket bu sayede Türk iş
dünyasında önemli bir yere geldi. Peki Abdulkadir Özcan A.Ş.’yi Abdulkadir Özcan A.Ş.
yapan birimler hangileri? İşte bu en çok merak edilen sorunun yanıtını bundan böyle AKO
Haber dergisinin yeni sayılarında bulacağız.
‘AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi’ bu ay AKO haber dergisinde. Satış
müdürlüğünü Hatice Güneş’in yürüttüğü birim alanında önemli başarılara
imza atıyor. Yirmi senedir Abdulkadir Özcan A.Ş. için çalışan Güneş,
AKO’nun en eski çalışanlarından. Hatta geçtiğimiz haftalarda AKO’nun
eski çalışanları için düzenlediği törende plaketini bizzat Sabri Özcan’ın
elinden aldı. Hatice Güneş, “AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi, ekip
ruhuna inanmış profesyonel kadrosu ile müşteri memnuniyetini esas alan
Güneş: “AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi, ekip ruhuna
inanmış profesyonel kadrosu ile müşteri memnuniyetini
esas alan doğru, çabuk ve güvenilir hizmeti ilk defada ve her
seferde vermeyi kendine ilke edinmiştir”
OCAK 2010 AKO HABER 30
Hatice Güneş
Zafer Biçer
Murat Can Şentaş
Murat Kulaklı
Gökay Güneş
Nursel Felek
nıtımı, taleplerin karşılanması, satış işlemlerinin yürütülmesi,
satış anlaşmalarının yapılması, sevkiyat işlemlerinin takibi,
satış koşullarının hazırlanması, fiyat değişimlerinde listelerin
güncellenmesi oluşumlarının bölgelere bildirilmesi bayi organizasyonları ve raporlamalar gibi ‘bir dünya işi var’.
Mustafa Tokyay
doğru, çabuk ve güvenilir hizmeti ilk defada ve her seferde
vermeyi kendine ilke edinmiştir” diyor.
3’dü 18 Oldu
AKO Haber dergisine birimini tanıtan Güneş, 1992 senesinde
sadece 3 kişi ile faaliyet gösteren ‘AKO Genel Müdürlüğü
Satış Birimi’nin şimdilerde 1 bölge müdürü, 1 iş geliştirme ve
operasyon müdürü, 1 satış koordinatörü, 2 fatura ve irsaliye
elemanı, 12 uzman satış danışmanı olmak üzere toplamda 18
kişiyle hizmet verdiğini söylüyor.
‘AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi’nin müşterilerine ürün ta-
Mustafa Sarı
OCAK 2010 AKO HABER 31
Raşit Ünlü
Ersin Yıldırım
Özgür Polat
Şaban Ekici
Serdar Çetinsoy
Erdem Topçu - Hamza Özen
OCAK 2010 AKO HABER 32
Abdullah Yüce
Serkan Değer
İsmail Çınar
◆ AKO AİLESİ ◆
AKO Çalışanlarını Unutmadı
Sabri Özcan, AKO’da görev yapan herkesin Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesinin bir üyesi
olduğunu vurgulayarak, gerek kendisi, gerekse şirket yönetimi olarak her zaman
çalışanlarının arkasında olduklarına dikkat çekti.
Türkiye’nin önde gelen lastik firması Abdulkadir Özcan A.Ş.;
beş, on, onbeş ve yirmi yıldır görev yapan çalışma arkadaşlarını unutmadı. Ankara’daki Özcan Plaza’da gerçekleştirilen
plaket törenine Abdulkadir Özcan A.Ş. çalışanları tam kadro
katıldı. Plaket töreninde yirmi senedir çalışan personelin plaketlerini elleriyle takdim eden Abdulkadir Özcan A.Ş. Genel
Müdürü Sabri Özcan, AKO çalışanlarına emekleri için teşekkür etti.
Çalışanlarını asla ‘personel’ gibi görmediklerini söyleyen Özcan, Abdulkadir Özcan A.Ş.’de görev yapan herkesin Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesinin bir üyesi olduğuna vurgu yaparak,
gerek kendisi, gerekse şirket yönetimi olarak her zaman çalışanlarının arkasında olduklarına dikkat çekti. Plaket almaya
hak kazanan ve yirmi senedir AKO için emek sarfeden çalışanların plaketlerini kendisi takdim eden
Sabri Özcan, törenden sonra yaptığı konuşmada
AKO’nun Türk lastik sektörü için önemine dikkat
çekti.
Sektörün Mihenk Taşı AKO
Sabri Özcan, plaket töreninden sonra Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin kurumsal haber yayını olan
AKO Haber dergisine konuştu. Abdulkadir Özcan
A.Ş.’nin Türk lastik sektörünün mihenk taşlarından
biri olduğunu söyleyen Özcan, bu büyüklüğe ulaşmalarında AKO ‘çalışma arkadaşlarının’ emeğinin
çok büyük olduğunu söyledi. Sabri Özcan, Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin bundan önce olduğu gibi
bundan sonra da ‘çalışan odaklı’ büyümeye devam
edeceğinin altını çizdi.
OCAK 2010 AKO HABER 33
◆ FAST&GOOD ◆
Fast&Good Çarçabuk Servis
Fast&Good Çarçabuk Servis nedir?
Fast&good ‘Çarçabuk Servis’, Abdulkadir Özcan Otomotiv Lastik
San. ve Tic. A.Ş. çatısı altında hafif ticari ve ağır vasıta araçların ihtiyaç duyabilecekleri ana ürünlerin sunulduğu, araçlarla ilgili temel
bakım hizmetlerinin verildiği bir çarçabuk servis sistemidir.
Fast&Good servis hizmetini nerede sunmaktadır?
Servisimiz 15 Ağustos 2008 tarihinde İstanbul Yolu 22. Km. Susuz
semtinde faaliyete geçmiş olup halen müşterilerimize ağır vasıta
servis hizmeti sunmaktadır.
Fast&Good kalite politikası ve servis stratejisi nedir?
Kuruluş amacımız sadece servis hizmeti olmayıp, ağır vasıtaların
yedek parça, lojistik ve eğitim gibi teknik ihtiyaçlarını tek noktada
toplamak için bir ortam yaratmaktır. Kaliteyi sağlamak için; hizmette standartlara uygunluk ve kalitede sürekliliği sağlamak oldukça önemlidir. Doğru, çabuk ve güvenilir hizmetin ilk defada ve her
seferde verilmesinde “Kalite Yönetim Sisteminden” çıkılmaması
gerekmektedir. Ağır vasıta servisi olarak bizler de bu sistemden
ödün vermiyoruz. Bu aynı zamanda ekip ruhuna inanmış profesyonel kadrosuyla, müşteri memnuniyetini esas alan ve kaliteli hizmet
sunan, bilgi birikimi ve sağladığı güvenle sektörde lider olan, kendini sürekli yenileyen ve toplumsal kaliteyi hedefleyen uluslararası
kurum olmak şirketimizin kalite politikasıdır. Servislerimize olan
bağlılığı artırmak, Fast&Good markası imajının sürekliliğini ve
bütünlüğünü korumak, ‘taklit etmek yerine ürün ve hizmetlerimize
OCAK 2010 AKO HABER 34
kendi karakterlerini kazandırarak farklılaşma yoluna gitmek’ en
büyük servis stratejimizdir.
Fast&Good’da ne tür araçlara hizmet verilmektedir?
Servisimizde, ağır vasıta grubundaki tüm araçların (Mercedes,
Man, Ford, BMC, Scania, Mitsubishi, Daf, Volvo, Iveco, Renault)
temel bakım hizmetleri karşılanmaktadır. Buradaki amaç, servise
gelen araçların tüm işlemlerinin en kısa zamanda ve hatasız bir
şekilde yapılarak müşteri memnuniyetini sağlamaktır. Birden
çok markaya hitap etmiş olmamız ve tüm bakım işlemlerinin tek
bir çatı altında yapılması servisimizin tercih edilme nedenidir.
Örneğin, bir müşterimiz servise gelerek daha önceki çalıştığı
servisten/dükkandan memnun olduğunu fakat farklı işler için farklı
servislere/dükkanlara gitmek zorunda olduğunu bildirmiştir. Servi-
Otomotiv sektörünün krizle uğraştığı şu
dönemlerde servisimizin talep edilmesinin nedeni
kaliteli hizmet ve müşteri memnuniyetidir.
Müşteri memnuniyetini sağlamak otomotiv
sektöründe çok zordur. Çünkü servisçilikte ‘kilit’,
müşteridir. Servisimizin reklamını en iyi ‘memnun
müşteri’nin yapacağı bilincinde olduğumuz için
çalışmalarımızı o doğrultuda gerçekleştirmekteyiz.
simizde ise tüm işleri aynı anda, daha kaliteli ve daha kısa zamanda
yaptırmak mümkün diyerek memnuniyetini dile getirmiştir.
Serviste sunulan hizmetler nelerdir?
Servisimizde verilen temel bakım hizmetlerine değinilecek olursak
bunlar; bilgisayarlı arıza teşhisi (Wabco, Texa, Konorr Bremse),
rot&balans ayarı (TRUCKCAM 3D Kameralı Ölçüm ve Ayar
Cihazı),
· Fren balatası&diski kontrol ve değişimi,
· ABS sensör değişimi,
· ABS tesisat değişimi veya onarımı,
· Hava tesisatı onarımı veya değişimi,
· Hava tesisatı ventil değişimi veya onarımı,
· Tekerlek bilye bakımı,
· Fren körük değişimi,
· Süspansiyon körük değişimi,
· Amortisör kontrolü ve değişimi,
· Egzoz sistemi kontrolü ve değişimi,
· V kayışı ve kasnak değişimi,
· Şarj dinamosu kontrolü,
· Dış aydınlatma sistemi kontrolü,
· İç aydınlatma sistemi kontrolü,
· Peryodik bakımı vs…
Servisimizde araçların muayene öncesi hazırlıkları eğitimli ve
uzman personelimiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Ekibimiz
Fast&Good interaktif servis ön kontrol formunu kullanarak branşlarında ayrı ayrı aracı komple bir kontrolden geçirip tespit ettikleri
eksikleri kontrol formuna işaretlemektedirler. Servislerimizde bu
kontrol işlemi ‘ücretsiz’ yapılmaktadır. Servisimizde muayeneye
hazırlanan araçların yüzde 99’u muayeneden sorunsuz geçmektedir.
Yedek parçayı nasıl temin ediyorsunuz?
Fast&Good Çarçabuk Servis, birden fazla markaya servis hizmeti
sunduğu için yedek parçada çok çeşitlilik arzetmektedir. Servisimiz
yedek parça bulunabilirliğini esas almaktadır. O çerçevede yedek
parça dispozisyonu yapılarak optimum stok sağlanmaktadır. Servisimiz pazardan yedek parça temini dışında, müşterilerine veya
pazardaki firmalara yedek parça pazarlaması da yapmaktadır.
Referanslarınız kimlerdir?
Müşterilerimiz genellikle filo müşterileridir. Referans verecek
olursak bunlar; Anadolu Akaryakıt, Çalışkanlar Akaryakıt, Derya
Nakliyat, Plan Uluslararası Taşımacılık, Umut Uluslararası Taşımacılık, Akkoç Lojistik.
Müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz?
Otomotiv sektörünün krizle uğraştığı şu dönemlerde servisimizin
talep edilmesinin nedeni kaliteli hizmet ve müşteri memnuniyetidir. Müşteri memnuniyetini sağlamak otomotiv sektöründe çok
zordur. Çünkü servis hizmetinde ‘kilit’, müşteridir. Servisimizin
reklamını en iyi ‘memnun müşteri’nin yapacağı bilincinde oldu-
ğumuz için çalışmalarımızı o doğrultuda gerçekleştirmekteyiz.
Örneğin, servisimize gelen “X” firması “Y” firmasının servisimize
geldiğini duymuş ve bundan sonra kendilerinin de servisimizden
hizmet alacağını belirtmiştir. Servisimizde ‘müşteri memnuniyeti’
olarak; müşteriye son servis hizmetinden memnun kalıp kalmadığı
ile ilgili telefon edilip (3 gün sonra, aylık arama) memnuniyet anket
soruları doğrultusunda analiz yapılmaktadır.
Memnun kalmayan müşteriler için bir çözüm/şikayet süreci başlatılmaktadır. Bir sonraki servis girişini teşvik amacıyla özel jest uygulanmaktadır. Açılan müşteri şikayetleri bildirildiği anda kaynak
takibi yapılıp iyileştirilmesi için raporlanmaktadır.
Serviste uygulanan kampanyalar/tarifeler nelerdir?
Fast&Good genelde filo müşterilerine hizmet sunduğu için, servise
gelen filo müşterilerinin ilk araçlarının rot&balans ayarı, müşteri
memnuniyeti bağlamında ücretsiz olarak gerçekleştirilmektedir.
Ayrıca servisimizden hizmet almış olup yeniden arıza (ABS, EBS
vs...) şikayeti ile gelen müşterilerimizin araçlarına bilgisayarlı test
cihazı bağlanarak arızalar ücretsiz olarak giderilmektedir.
OCAK 2010 AKO HABER 35
◆ LASTİK SAĞLIĞI ◆
Lastik Neden Balon Yapar?
Daha teknik bir deyişle lastiklerin neden yanak bölgesinde şişlikler oluşur?
Yanak bölgesindeki şişlik tipleri iki çeşit olarak
sınıflandırılabilir.
1- Tel kırılması (kopması)
2- Yanakta hava cebi oluşması
Topuk bölgesinde kırılma sonucu lastiğin gövdesine hava sızması.
Tel kırılması sonucu yanakta şişlik.
Lastiğin radyal gövde telleri sırt bölgesinden aldığı bir kesik
darbesi sonucu kopmuştur. Dolayısı ile lastik iç basıncını taşıyacak gövde telleri bu bölgede eksik olduğundan dışarıya
doğru bir şişkinlik oluşur.
Bu tip lastik arızalarına çok sık rastlanmakta ve profesyonel
tamir metotları ile garantili bir şekilde tamir edilebilmektedir.
Böyle bir durumda lastiğin acil olarak sökülüp tamire gönderilmesinde fayda vardır.
Yanakta Hava Cebi Oluşması
Hava cebi oluşmasının temel sebepleri;
1- Topuk bölgesinde kırılma sonucu lastiğin gövdesine hava
sızması.
Hatalı sökme takma sonucu lastiklerin topuk bölgelerinde oluşan hasarların görüntüsü çoğu zaman lastik yanağında hava
cebi olarak kendini gösterir. Sökme takma ile ilgili sorunlar
için acil önlemler alınması gerekir..
bir sorun bulunamadı ise sebep kuşak paketinde darbe veya
ısınma sonucu ayrışma olacaktır. Her iki durumda ortaya çıkan hava kendisine yanakta yol bulur.
Lastik hava cebinden kesilip cepte havanın ilerleme yönüne
bakılarak sorunun darbe sonucu mu yoksa ısı sonucumu olduğu teşhisinde bulunabiliriz.
Lastikte hava cebi oluşmuş ise tamir mümkün değildir.
2- Liner bölgesindeki çatlamalardan lastiğin gövdesine hava
sızması.
Astar bölgesinde oluşan çatlaklar genellikle yol, sürüş, yük
ve hava miktarı gibi parametrelerin bir araya gelmesi sonucu
oluşur.
Örneğin yüksek süratte veya yükte kullanılan bir lastik yol
şartlarından dolayı darbe alıyor ve lastik esneyerek bu darbeden kurtulamıyor. Sonuçta bu çatlaktan içeri giren hava yanak
bölgesinde oluşan hava cebinden dışarı çıkıyor.
3- Darbe ve ısınma sonucu kuşak paketinde ayrışma oluşması.
Lastik incelendiğinde ne topuk nede astar bölgesinde herhangi
OCAK 2010 AKO HABER 36
Liner bölgesindeki çatlamalardan lastiğin gövdesine hava sızması.
◆ BİZDEN HABERLER ◆
‘Petlas’ Las Vegas’ta
Dünyanın en büyük otomotiv fuarlarından SEMA Show,
Amerika Birleşik Devletleri’nin Las Vegas şehrinde kapılarını
açtı. Birçok ulusal ve uluslararası firmanın yer aldığı SEMA
Show’a Petlas bayisi de katıldı.
Petlas’dan Örnek Destek
Abdulkadir Özcan A.Ş., yeni sosyal sorumluluk projelerine
imza atmaya devam ediyor. En son İzmir’in ünlü takımlarından Karşıkaya Spor Basketbol takımına sponsor olan
Abdulkadir Özcan A.Ş., bu olumlu yaklaşımıyla sporseverlerden tam not aldı. AKO’dan yapılan açıklamada, Abdulkadir
Özcan A.Ş.’nin sporun bir ülke vatandaşlarının sağlığı için
yegane yol olduğu vurgulandı. Basketbolun hem sporcu hem
de izleyicinin ruhsal gelişimi için faydalı bir spor olduğu
hatırlatılırken, Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin spor kulüplerini
desteklemeye devam edeceği söylendi. Hali hazırda lastik sektörünün uluslararası arenada faaliyet gösteren diğer
dev markaları da spor kulüplerini, spor müsabakalarını ve
sporculara sponsorluk yapmaya devam ediyor. Abdulkadir
Özcan A.Ş.’nin Türkiye temsilciliğini yürüttüğü Maxxis de
geçtiğimiz aylarda İngiliz futbol takımlarından Liverpool ile
sponsorluk anlaşmasını yenilemişti.
Las Vegas Convention Center’da düzenlenen fuara ulusal ve
uluslararası arenada faaliyet gösteren yüzden fazla ülkenin
lider şirketleri ile elli binden fazla ziyaretçi katıldı. Fuara
ülke distirübütörü Greenball ile birlikte katılan Petlas, radial
ve konvensiyonel tarım lastiklerini sergileme imkanı buldu.
Yoğun ilgi ile karşılaşan Petlas ürünleri adeta Türk lastik sektörünü temsil etti.
Fuarda en çok ilgi gören standların başında gelen Petlas
A.Ş.’nin standı basın mensuplarının da ilgisiyle karşılaştı.
Türk lastik sektörünün lokomotif şirketlerinden biri olan Petlas, standını ABD distribütörü Greenball ile birlikte paylaştı.
Maxxis de geçtiğimiz aylarda İngiliz futbol
takımlarından Liverpool ile sponsorluk
anlaşmasını yenilemişti...
OCAK 2010 AKO HABER 37
◆ BİZDEN HABERLER ◆
AKO ve Hankook Macaristan’da
Türkiye’nin önde gelen lastik firması Abdulkadir Özcan A.Ş., dünya devi Hankook ile birlikte
bayilerini Macaristan’a götürdü. Bu ülkenin Budepeşte şehrinde konaklayan AKO bayileri hem
unutamayacakları bir tatil yaşadılar, hem de Hankook’un fabrikasını gezme imkanı buldular.
Bayiler 10 Aralık sabahı İstanbul Yeşilköy Havalimanı
Dış Hatlar Terminali’nde buluştu. Uçuşun ardından Macaristan’ın Budapeşte şehrine inen bayiler aynı günün
akşamından Budapeşte’nin yerel mutfağıyla ünlü restoranı
Karpatia’da akşam yemeği yediler. Bir yandan Macar yemeklerini tadan bayiler, diğer yandan da Macar müzikleri
dinlediler. Ertesi gün AKO bayileri için oldukça yoğun
başladı. Panoramik şehir turuna çıkan AKO bayileri, Budapeşte’nin kültürünü ve tarihini de tanıma fırsatı buldular.
Öğle yemeği için yine tarihi bir mekana giden AKO bayilerinin yeni adresi Kaltenberg Restoran oldu.
Türk lastik sektörünün önde gelen firmalarından biri olan
Abdulkadir Özcan A.Ş. ve Hankook Tire yürüttükleri bir
organizasyon ile bayilerini Macaristan’a götürdü. Macaristan’daki 3 günlük bir geziyle yoğun geçen yılın stresini
atan bayiler, Macaristan’ın en ünlü bölgelerini gezdi. Ab-
OCAK 2010 AKO HABER 38
dulkadir Özcan A.Ş. kültürel bir turla bayilerini ödüllendirdi. AKO bayileri 2010’a yüksek moralle girdi.
İstanbul’dan Hareket
Budapeşte yolcusu AKO bayileri İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan hareket ederek 3 günlük kültür turuna başladılar.
Budepeşte’nin ‘marka’ restoranlarından Karpatia’da akşam
yemeği yiyen bayiler, bu ülkenin yöresel mutfağını tanıdılar.
Ertesi güne pırıl pırıl bir Macaristan sabahında uyanan AKO
bayileri, panoramik şehir turuyla Budapeşte’deki gezilerine
başladılar. Öğlen yemeği için yerel mutfağıyla ünlü Kaltenberg Restorantını seçen bayiler, yemek sonrası rotalarını
Hankook Tire’nin Budapeşte fabrikasına çevirdiler. Gördükleri eşsiz teknolojiden etkilendikleri gözlenen bayiler,
Hankook ürünlerini satmanın gururunu yaşadılar.
OCAK 2010 AKO HABER 39
◆ MAKALE ◆
2010’da
KOBİ’leri Neler Bekliyor?
2008 ve 2009 yıllarında ekonomik gündemimizin en önemli argumanlarından olan
KOBİ’leri, isterseniz, kanun dili ile önce izah edelim.
KOBİ genel olarak kanunlarda;
İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık
net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmibeş milyon Türk
Lirasını aşmayan ekonomik birimler şeklinde tanımlanmakla
birlikte aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır.
Bu kırılgan süreci telafi etmek, krizin etkilediği noktaları telafi
etmek amacı ile, bankacılık sektörü, KOBİ’ler üzerinde yoğun
bir plasman politikası uyguladı. Bu süreci Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı da kendi bütçe olanaklarını kullanarak 100 bin TL
limitli “Cansuyu” kredisini uygulamaya koyması izledi.
Mikro İşletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve
yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu bir milyon Türk
Lirasını aşmayan çok küçük ölçekli işletmeler,
Küçük İşletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve
yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu beş milyon Türk
Lirasını aşmayan işletmeler,
Tabii bu noktada kullandırılan kredilerin efektif olması, bu
krediyi kullanan KOBİ’lerin durumları ile yakından ilgili...
Maalesef yapılan araştırmalar, KOBİ’lerin hala büyük çoğunluğunun, mütavazı ölçülerde üretim yaptıklarını,teknolojiye
dirençli olduklarını, web siteleri olmasına rağmen, bilişime
çok ta yakın olmadıklarını ve hala kaynakların yetersiz olduğunu göstermektedir.
Orta Büyüklükteki İşletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan
istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu
yirmibeş milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler olarak
tanımlanıyor.
Yeterli özkaynak olmayışı, pazar ve pazarlama sürecinin
hala sorunsuz yürümeyişi,konjonktürel dalgalanmalara karşı
kendilerini koruyacak oto insurance sisteminin olmayışı KOBİ’leri bireysel çözümlere itmektedir.
Bununla birlikte Kurumlar Vergisi Kanununda, KOBİ;
Türk Ticaret Kanunu hükümleri dahilinde kurulmuş olan,
- 2008 yılının Aralık ayına ilişkin olarak verilen Aylık Prim
Hizmet Belgesi üzerinde yer alan çalışan sayısının 10 ila 250
arasında bulunan,
- 2008 yılı net satışlar toplamının veya aktif toplamının 25
milyon TL’yi geçmeyen ticari işletmeler şeklinde tanımlanmaktadır.
KOBİ’ler tartışmasız ekonominin en önemli aktörlerinden biridir. 2008 ve 2009 yıllarında ise KOBİ’ler ekonomik krizden
en fazla etkilenen sektör olarak ön plana çıktı. Büyük sayılabilecek üretici, sanayici ve yatırımcı kuruluşların tedarikçisi ve
üreticisi konumunda olan KOBİ’ler son yıllarda bu anlamda
ön planda oldu. Gerek bankalar, gerekse organize sanayi bölgeleri ve yerel yönetimler, KOBİ’leri hem bir pazar,hem de
birer tüketim noktası olarak ele almışlardır.
Son birkaç yıldır, global anlamda ekonomik işleyişde meydana gelen bozulma, talep daralması kaynaklı olarak KOBİ’leri
derinden sarstı. Özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalarda ekonomik krizin etkileri daha dramatik olarak hissedildi.Bugün
bağımsız ekonomik araştırma kurumlarının verilerine göre,
bundan beş yıl öncesine göre, gerek organize sanayi bölgelerine kayıtlı gerekse bireysel ölçekte olan KOBİ sayısının yüzde
30’u şu anda yok. Bu tamamen tasfiye ile neticelenmiş oranı
ifade etmektedir. Sermaye, dağıtım kanalları, pazar hakimiyeti
ve kurumsallaşma noktalarındaki yetersizlikler, KOBİ’leri bu
süreçte, daha kırılgan hale getirmiş durumda.
OCAK 2010 AKO HABER 40
Sanayi Bakanlığı’nın kamusal plan ve desteğinin dışında,
bankacılık sektörünün, sistemi rehabilite etmeye yönelik bir
plasman politikası izlemediği noktasında eleştiriler yoğunlaşmaktadır. Bu arada Sanayi Bakanlığı’nın dışında, Maliye
Bakanlığı,Temmuz 2009 da yayımladığı 5904 sayılı kanın
ile KOBİ’lere birleşmeleri halinde kurumlar vergisi oranını
yüzde 20’lerden yüzde 5’e indirme yönünde adımlar atmıştır.
Amaç krizden etkilenen sektörde birleşmeleri cazip kılmak bu
yolla sermaye ve aktif varlık yapısını kuvvetlendirmekti.
Ancak uygulamadan alınan sonuçlar, KOBİ’lerin vergi avantajını düşünerek birleşmeye karar verme noktasında çok hızlı
olunmadığını göstermektedir. KOBİ’lerin yaşadıkları talep
yetersizliği ve tahsilat problemi, her nekadar finansal kaynak
takviyesi yapılsa da, üretimi körükleyecek talep yaratılmadığı
sürece krizin etkilerinin KOBİ’ler üzerinde devam edeceğini
gösteriyor.
Bu noktada dışardan kaynak destekli çözümlerin palyatif
olduğu ve KOBİ’lerin içinde bulunduğu süreci tersine çevirmeyeceğini gösteriyor. Esas ana noktanın, işletmenin devamı
için üretim yapmak, üretim yapmak için ise mutlaka talep
yaratmanın önemi ortaya çıkmaktadır.
Talep yetersizliğinin getirdiği olumsuz etkileri silmek öyle gözüküyor ki kısa dönemde pek mümkün olmayacak. Bununla
beraber kısa dönemde KOBİ’lerin içinde bulunduğu finansal
problemlerin çözümü noktasında yeni yılla birlikte bankacılık
sektöründen iyi haberler geleceği konusunda çalışmalar son
aşamaya gelmiş durumda.
Özel bankalar arasında Garanti Bankası, 2010 yılının “KOBİ
Yılı” olacağı konusunda hazırlıklarını nerdeyse tamamladı.Diğer yandan Halk Bankası, Dünya Bankasından, KO-
Bİ’lere kullandırılmak üzere, 250 milyon dolar yeni kredi alacak. Genel Müdür Hüseyin Aydın`ın verdiği bilgiye göre, krediye ilişkin anlaşmanın 15 Aralık`ta imzalanması öngörülüyor.
Krediler, KOBİ`lerin işletme ve yatırım sermayesi ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılacak. Aydın, Halkbank`ın şimdiye kadar Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Fransız
Kalkınma Ajansı ve diğer bazı uluslararası kuruluşlar ile 1,4
milyar dolarlık kredi anlaşması yaptığını, 15 Aralık`ta Dünya
Bankası ile imzalanan 250 milyon dolarlık yeni kredi anlaşması ile yurt dışından sağlanan kredi tutarının 1,65 milyar
dolara ulaşacağını bildirdi.
Özel bankalar tarafından temin edilen ve 2010 yılında KOBİ’lere tahsis edilecek kredilerde bayan gerçek girişimciler
ön planda olacak. İlk üç ayı ödemesiz 15 ay vadeli kullandırılacak KOBİ kredilerinde bayan girişimciler 30 bin TL’lik
kredilerden öncelikle yararlandirilacaklar. Bu anlamda kullandırılacak krediler, mevcut kredilerin rehabilite edilmesi
ve realizasyonların KOBİ’lere ilave yük getirmeyecek olması
diğer bir müjde olabilir.
Bu arada Avrupa İşletmeler Birliği üyesi de olan KOSGEB
2009 yılı için öngördüğü kredilendirme programını tamamladı ve 100 bin üzerinde KOBİ’yi uyguladığı kredilendirme
politikası çerçevesinde kredilerine kavuşturdu. Bu arada 15
bin yedek olarak dikkate alınan KOBİ de aynı kredi programına dahil edildi.Ancak gözüken o ki, KOSGEB’in de, özel
bankalar gibi 2010 yılında, darboğazı giderecek “cansuyu”
yanında, nefesin devamını sağlayacak programları hayata
geçirmesi gerekecek. Çünkü KOBİ’ler Avrupa’da olduğu
gibi,Türkiye’de de işleyen ekonomik sistemin en az yüzde
80’ini oluşturuyor. Bunu göz ardı etmek,bir yerde Türkiye’yi
göz ardı etmek demek olacak.
Ercüment Baran
OCAK 2010 AKO HABER 41
◆ OTOMOTİV ◆
Ticaretin Yeni Gücü:
Doblo
Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında 2000 yılından bu yana 1 milyon adete yaklaşan
üretimiyle dikkat çeken Fiat Doblo’nun yeni nesli, uzun süredir Türkiye ve İtalya başta
olmak üzere birçok ülkede devam eden kapsamlı test ve geliştirme sürecinin ardından gerçek
yüzünü gösterdi.
Mevcut Fiat Doblo modelinden tamamen farklı olarak, yepyeni bir platform üzerine sınıfının konfor ve müşteri beklentileri
göz önüne alınarak sıfırdan geliştirilen yeni Fiat Doblo, 400
milyon Euro’luk bir yatırımla Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasının bantlardan inmeye hazır hale gelmesiyle dikkat çekiyor.
Fikri mülkiyet hakları Minicargo projesinde olduğu gibi Tofaş’a ait olan yeni Fiat Doblo, 2010 yılının Şubat ayına doğru
Avrupa pazarlarında kademeli olarak satışa sunulacak.
Yeni Platform, Şık Tasarım, Büyüyen Boyutlar!
Yeni ve modern hatlara sahip tasarımıyla dikkat çekmeyi başaran Fiat Doblo, hem profilinde hem de arka bölümdeki evrimsel değişikliklere ek olarak karakterini belirleyen yeni yüz
tasarımıyla da fark yaratıyor. Gövdeyle mükemmel bir şekilde
bütünleşen tamponlar ve yeni tip büyük ızgara ile bombeli
kaput tasarımı ile sofistike özellikleri harmanlanan yeni Fiat
Doblo, belirgin tekerlek boşluk kemeri ve eğimli omuz kuşak-
OCAK 2010 AKO HABER 42
larıyla güçlü ve atak bir yapı sergiliyor. Bagaj kapağının temel
çizgileri, kolay erişebilirliği ve oldukça geniş bagaj bölümünün boyutlarını vurgularken, D sütununa konumlandırılmış
dikine arka farlar ve geniş arka cam cam, yeni Fiat Doblo’ya
zerafet katıyor.
“Sınıfının en iyisi” hedefiyle yollara çıkacak olan yeni Fiat
Doblo, üstünde yükseldiği yeni platformunun avantajlarını
kullanıcılarına yansıtacak. 2755 mm’lik aks mesafesiyle sınıfının en uzunu unvanına sahip olan yeni Fiat Doblo, 790
litrelik bagaj hacmu sunabilmesiyle de dikkat çekiyor. Kabin
içinde 7 kişiye kadar oturma alanı sunabilen ve çok sayıda
eşya saklama haznesine sahip yeni Fiat Doblo’da elektrikli
arka camlardan her bir yolcu için ayrı ayrı ayarlanabilen otomatik klimaya kadar birçok konfor unsuruna da yer veriliyor.
Yeni Fiat Doblo, bu özellikleriyle hem aileler hem hobi sahipleri hem de sık seyahat eden kişiler için ideal çözüm anlamına
geliyor.
4 Motor Seçeneği ve Start&Stop Sistemi!
Yeni Fiat Doblo, ilk etapta biri benzinli ve üçü dizel olmak
üzere toplam dört motor seçeneğiyle üretilecek. Motor yelpazesinin tek benzinli motor seçeneğini oluşturan 1.4 litre 95
HP’lik benzinli güç ünitesi dışında Multijet teknolojili 1.3
litre 90 HP, 1.6 litre 105 HP ve 2.0 litre 135 HP’lik turbo dizel
motorlar görev yapacak. Bununla birlikte ilerleyen dönemde
Fiat’ın otomatikleştirilmiş maunel şanzıman sistemi Dualogic
ile donatılmış bir başka turbo dizel motor seçeneği daha motor
yelpazesine katılacak. Euro 4 ve Euro 5 normlarına uygun üretilen Yeni Fiat Doblo’nun motorları otomobil rölantideyken
motoru da durduran Start&Stop (Çalıştır&Durdur) mekanizmasıyla da alınabilecek. Bu teknoloji ile donatılan Doblo
versiyonları şehir içinde %10’a varan yakıt tasarrufu ve düşük
karbondioksit salınımı değerleri sunacak.
Otomobil Konforu Doblo’da!
Fiat Doblo’nun yeni nesli, bu sınıfta bir ilk olarak çift-bağlantılı tam bağımsız arka süspansiyon sistemi ile donatıldı.
Bu güne kadar sadece üst sınıf otomobillerde görülen bu
sistem sayesinde araç her türlü yol yüzeyi ve yük koşulunda
mükemmel seviyede yol tutuşu ve sınıfının standartlarının
ötesinde konforu birarada sunuyor. Ayrıca Yeni Doblo’da bu
özelliklere ek olarak maksimum denge kontrolü için EBD’li
ABS, yokuş kalkış yardımcısı Hill Holder ve ESP sistemlerine
de yer veriliyor.
Yeni Fiat Doblo’da pasif güvenlik seviyesi daha da geliştirilirken, ön hava yastıkları ve yenilikçi ön yan hava yastıkları
sayesinde araç, en yüksek pasif güvenlik seviyelerini gerçekleştirecek şekilde tasarlanmış. Bununla birlikte yenilikçi ön
yan hava yastıkları hem baş hem göğüs için koruma sağlıyor.
Ayrıca yeni Fiat Doblo, ideal kabin konforu ve sürücünün
dikkatini yoldan ayırmaması için de birçok donanım sunuyor.
Bunlar arasında arka koltuklar için ayrı üfleme kanallı otomatik klima, hız sabitleyici, park sensörleri, Blue&Me eller
serbest (Hands-free) sistemi ve Türkiye’de bu sınıfta bir ilk
olarak Türkiye haritalı “Blue&Me TomTom” entegre navigasyon (Yön bulma) sistemi sayılabilir.
Fiat Doblo’nun yeni nesli, bu sınıfta bir ilk olarak
çift-bağlantılı tam bağımsız arka süspansiyon
sistemi ile donatıldı. Bugüne kadar sadece üst
sınıf otomobillerde görülen bu sistem sayesinde
araç her türlü yol yüzeyi ve yük koşulunda
mükemmel seviyede yol tutuşu ve sınıfının
standartlarının ötesinde konforu birarada sunuyor.
OCAK 2010 AKO HABER 43
◆ OTOMOTİV ◆
Sedan A8 Yüzünü Gösterdi
Kullandığı ilerici teknolojiler ile yeni Audi A8, dinamik sürüş keyfi, tasarım, işçilikte kusursuzluk ve
verimliliğin mükemmel sentezini sunuyor. Önümüzdeki tarihlerde pazara sunulacak olan önden çekişli A8 3.0
TDI, kilometrede sadece 159 gram CO2 salınımı gerçekleştiriyor ve 100 km’de 6.0 litrelik yakıt tüketimiyle
lüks segmentte en düşük tüketim oranına sahip.
“Yeni Audi A8, kendi segmentindeki en sportif sedandır,”
diyen AUDI AG Yönetim Kurulu Başkanı Rupert Stadler
şöyle devam etti: “Bu model, çeşitli işlevleri, yeni ve akıllı
bir şekilde birleştiriyor. Tasarım ve iç mekânın yarattığı etki
bakımından A8 rakipsiz bir otomobildir.”
2010 Mayıs ayında Türkiye’de satışa sunulacak olan yeni lüks
sedan, teknik bir sanat eseri. Alüminyum - Audi Uzay Kafesi
OCAK 2010 AKO HABER 44
(ASF) yapısına sahip olan zarif ve güçlü gövdesi, muadil bir
çelik yapıdan yüzde 40 daha hafif. Yeni, ferah tasarımı ve
en küçük ayrıntının düşünüldüğü iç mekan, kendinden taviz
vermeyen yüksek kaliteli işçiliği ile büyüleyici. Yeni, heyecan
dolu ortam aydınlatmasından arkadaki lüks, elektrikli ayarlanabilir koltuklara varıncaya kadar aracın sunduğu konfor
birinci sınıf.
Yeni A8 372 hp 4.2 FSI ve 350 hp 4.2 TDI
olarak 2 ayrı motor seçeneği ile başlangıç
yapıyor. Bu motorları, 250 hp güç üreten 3.0
TDI takip edecek. Motorların tamamı artırılmış
güç ve torka sahipler; buna karşın, geri kazanım
sistemi ve yenilikçi termal yönetim sistemi
gibi akıllı ve verimli teknolojiler sayesinde
yakıt tüketimleri yüzde 13 ila yüzde 22 kadar
gerilemiş. 3.0 TDI motor seçeneğinin ikinci bir
versiyonu ise sonraki tarihlerde gelecek. Önden
çekişli bu model 204 hp’lik güç sağlıyor ve 100
km’de sadece 6.0 litre yakıt tüketiyor.
lüks sedanın görünümünün kolayca ayrışmasını sağlıyor. Söz
konusu farlarda kullanılan devrimsel nitelikteki optik unsurlar, günümüzde yaygın olarak kullanılan tüp formlu far modüllerinden ayrılarak farklı bir tercihe yönelindiği anlamına
geliyor. Tam LED farlar, aydınlatma teknolojisinde yeni bir
sayfanın açıldığını müjdeliyor.
Yeni A8 372 hp 4.2 FSI ve 350 hp 4.2 TDI olarak 2 ayrı motor seçeneği ile başlangıç yapıyor. Bu motorları, 250 hp güç
üreten 3.0 TDI takip edecek. Motorların tamamı artırılmış
güç ve torka sahipler; buna karşın, geri kazanım sistemi ve
yenilikçi termal yönetim sistemi gibi akıllı ve verimli teknolojiler sayesinde yakıt tüketimleri yüzde 13 ila yüzde 22 kadar
gerilemiş. 3.0 TDI motor seçeneğinin ikinci bir versiyonu ise
sonraki tarihlerde gelecek. Önden çekişli bu model 204 hp’lik
güç sağlıyor ve 100 km’de sadece 6.0 litre yakıt tüketiyor. Bu
da km başına 159 gram’lık CO2 emisyon oranına karşılık geliyor ki söz konusu değere şimdiye kadar bu segmentte henüz
ulaşılamamıştır.
Yeni tiptronic: Daha fazla konfor ve verimlilik için sekiz hız
Audi A8, yeni bir zekâ düzeyini, işlevsellikle ile birleştiriyor.
Multimedya arayüzü (MMI) öncü nitelikli bir yeniliği içeriyor: İsteğe bağlı sunulan navigasyon sistemiyle birlikte touchpad (Dokunmatik fare) mevcut. Dokunmatik MMI, sürücünün
pek çok işlevi sezgisel olarak kontrol etmesine imkân veriyor;
örneğin, varış noktası, pad üzerinde harfler takip edilip seçilerek girilebiliyor.
MMI navigasyon plus, sürüş sırasında güzergâhın ön takibini
yaparken, otomatik şanzıman, farlar ve start-stop sistemi için
kontrol birimlerine veri temin ediyor. Geliştirilmiş zekâları,
bu sistemlerin karmaşık senaryoları kavramalarına ve ileriye
yönelik kararlar vererek sürücüye yardımcı olmalarına olanak
veriyor. Yeni teknolojiler arasında, yayaların gösterildiği gece
görüş desteği ve Audi ön algılı güvenlik sistemiyle birlikte hız
sınırı göstergesi yer alıyor. Yeni A8’deki bir başka son teknoloji ürünü de aydınlatma işlevlerinin tamamı için ışık yayan
diyotları kullanan tam LED farlar. Bu farlar, gün ışığında dahi
Son derece kullanışlı 8 ileri tiptronic, bir yandan genel itibarıyla geniş bir güç dağılım aralığı gerçekleştirirken diğer
yandan da sekiz vites kademesini çok verimli bir şekilde derecelendiriyor. Kontrol sistemi tamamen elektronik olup, şık
bir vites kolu ve direksiyon simidi üzerinde bulunan düğmeler
ile çalıştırılıyor. quattro sürekli dört tekerlekten çekiş sisteminin belirgin bir sportif özelliği bulunuyor: istek üzerine spor
diferansiyel, kuvvetleri arka tekerlekler arasında dinamik bir
şekilde dağıtıyor.
Yeni A8, şasi bakımından da pazardaki en sportif lüks sedan
olduğunu kanıtlıyor. Aks yükleri dengeli dağıtılıyor ve bütün
tekerlek kontrol kolları alüminyumdan yapılmış. Uyarlanabilir amortisörle birlikte uyarlanabilir havalı süspansiyon mevcut ve yine standart bir donanım olan Audi Drive Select araç
dinamikleri sisteminin bir parçasını oluşturuyor. İsteğe bağlı
olarak sunulan dinamik direksiyon da tamamlayıcı bir öğe
olarak bulunuyor.
Multimedya alanında da Audi pek çok cazip modül sunuyor.
Bu modüller arasında, 1,400 watt’ın üzerinde bir güç çıkışına
sahip ve 19 hoparlörden oluşan Bang & Olufsen ses sistemi ve
son teknoloji ürünü çevrim içi (online) hizmetler sayılabilir.
Tüm yönlerden yeni standartların belirleyicisi olan yeni Audi
A8, dinamik özellikler, kullanışlılık, konfor, prestij ve akıllı
sistemler konularında daha da ileriye gidiyor.
OCAK 2010 AKO HABER 45
◆ MAKALE ◆
Risk Yönetimi
“Şirketinizi kriz dönemlerine hazırlayın!”
Günümüz özel veya kamu kurumlarını yapılandırmak, yönetmek kadar, önemli olan
diğer bir konu, faaliyetlerinin aksamadan sürdürülebilmesidir. Kurumların faaliyetlerini
aksamadan sürdürebilmek veya beklenmedik dönemlerde oluşabilecek zararları minimuma
indirebilmek ise, karşımıza bir ihtisas konusu olarak çıkar. Bu konu Risk Management,
yani risk yönetimidir. Günümüz koşulları, her türlü uygulamanın, bir sistematik içersin de
yapılmasını zorunlu kılar. Risk yönetimi de bunlardan birisidir.
Risk yönetimi uygulaması ülkemizde
Risk = Olasılık * Şiddet, formülü ile
Risk yönetimi, risklerin ortaya
ve dünyada artık her işi yaparım mantıhesaplanır.
çıkmadan önce yapılması
ğının bir kere daha bittiğinin bir gösterBurada olasılık riskin meydana gelme
gereken bir uygulamadır. Risk
gesidir. Tanım olarak risk; gelecekte zaihtimali, şiddet ise riskin etkisini ifade
yönetimi uygulamasında emel
rar veya kayıp olarak ortaya çıkabilecek
eder. Riskin değeri temel olarak, mamantık budur. Şirket faaliyetleri
eylemlerin, ortaya çıkma olasılığıdır.
tematiksel (nicel) ve mantıksal (nitel)
sırasında, ortaya çıkan,
Risk yönetimi ise; kurumların faaliolarak ifade edilir. Risk değerinin yükkayıp, aksama ve zararların
yetlerini devam ettirebilme sırasında,
sekliği, olabilecek zararın büyüklüğügiderilmesine yönelik çalışmalar,
ileriki dönemlerde ortaya çıkabilme
nü ortaya koyar. Risk yönetimi sırasınrisk yönetimi değil, ancak
olasılığı olan, öngörülen ve kuruma
da, alınacak önlemler, risk derecesinin
sorunların giderilmesine yönelik
kayıp, aksama, kesinti olarak karşımıza
büyüklüğüne göre, sıralanır. Yani risk
çare arayışıdır.
çıkabilecek risklere karşı önlem alınmayönetimi önlemleri, yüksek risk değersıdır. Risk yönetimi, esas olarak, Şirketlerinden başlanarak alınır. Risk değerilerin yönetimleri tarafından uygulanır.
ni hesaplamak için, kaos teorileri, oyun
Temel olarak burada ifade edilmek istenen, Risk yönetiminin
teorileri, karmaşık teorileri, Stokastik ve ihtimal hesapları,
şirket faaliyetlerinin kesintisiz ve sorunsuz sürdürülmesi için,
pareto analizleri, swot analizleri gibi yöntemler kullanılabilir.
bir sistematik içersinde uygulanması gerektiğidir.
Yukarıda bahsedilen istatistik yöntemler ile şirketimizin risk
tablosunu oluşturabiliriz. Risk tablosunu oluşturmak, zaman
Risk yönetiminin, şirketlerde nasıl ve kimler tarafından yapıve maliyet gerektirir.
lacağı, Risk yönetimin kendisi kadar, başarı içinde önemli bir
konudur. Risklere karşı koyabilmek, önlem alabilmek, öngöRisk yönetiminin başarısında, risk değerlerinin gerçekçi
rüde bulunmak, Risk yönetimini yapan ekibin kapasitesine,
çıkartılabilmesi çok önemli bir faktördür. Kullanacağımız
yeteneğine ve kendilerine verilen destek ile doğru orantılıdır.
istatistik yöntemlere sağlayacağımız veriler, Şirket içi ve şirRisk yönetimi; bizzat şirket yönetimi veya şirket tarafından
ket dışı parametrelerin tespit edilmesi sonrası elde edilir. Risk
oluşturulacak bir ekip tarafından yürütülmelidir. Çünkü risk
değerlerinin belirlenmesinde, dışsal parametreler genelde speyönetimi, yapılacak çalışmalar ve alınacak önlemler açısından
sifiktir. Bunları Ekonomik Riskler ve Politik Riskler olarak iki
önemli bir maliyet oluşturur. Bu harcamaların yetki dâhilinde
bölümde ele alabiliriz. Ülkemiz ve dünyadaki siyasi ve ekonoyapılması gerektiği de muhakkaktır. Burada önemli olan kuvmik risklere yönelik hazırlanmış istatistiklere araştırmalar ile
vetler ayrılığı ilkesinin şirket organizasyonu içersinde doğru
erişilebilir. Ancak, şirket içi risk parametrelerin oluşturulması,
oluşturulmasıdır. Yanı şirket içersinde, plansız, programsız,
uzman bir ekip tarafından oluşturmayı gerektirir. Başlangıç
her kademede çalışanlar, yetkisiz kişiler Risk yönetimi yapaiçin, risk tablosunu oluşturmak, sektörümüze özel, şirketimize
mazlar. Risk yönetimi için yapılan harcamalar, şirkette ilerde
benzer özellikler taşıyan, daha önce yapılmış uygulamalardan
oluşabilecek büyük zararların minimize edilmiş miktarı olarak
çıkan verilerden ve modellerden faydalanılabilir. Hazır bir redüşünülmelidir.
ferans modeli kullanmak, zaman ve maliyet tasarrufu sağlar.
Risk yönetimi, risklerin ortaya çıkmadan önce yapılması
gereken bir uygulamadır. Risk yönetimi uygulamasında emel
mantık budur. Şirket faaliyetleri sırasında, ortaya çıkan, kayıp, aksama ve zararların giderilmesine yönelik çalışmalar,
risk yönetimi değil, ancak sorunların giderilmesine yönelik
çare arayışıdır.
Risk Nasıl Hesaplanır?
Şirket faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında ortaya çıkabilecek
risklerin değerlendirilmesi matematiksel olarak;
OCAK 2010 AKO HABER 46
Gelecekte oluşabilecek risklerin en önemli unsuru, İnsan
kaynağıdır. Şirketlerin efektif çalıştırılabilmesi için, Genel
Müdürden hizmetlisine, tüm kademede personelin, işlerini
başarıyla sürdürmeleri, büyük önem arz eder. Burada özellikle önem verilmesi gereken personelin, anahtar personel
(Key Person) olduğudur. Ancak, İnsan kaynaklarından verim
alabilmek için, şirkette İnsan kaynakları yönetimi, İnsan
Kaynakları Yönetim ilkesine göre, yönetilmesi gerektiğidir.
Şirkette İnsan kaynakları yönetiminin, insan kaynakları yönetim ilkesine göre yönetilmesi, performans ve isteklendirme
için, şarttır. Hangi İşlerdeki görev alan personelin, anahtar
personel olduğu, bunların, ücret ve özlük haklarıyla ilgili sözleşmelerin oluşturulması, ilgili detaylar, analitik yöntemlere
göre hesaplanmış risk değerleri göz önünde bulundurularak
yapılmalıdır.
Finans: Şirketlerde oluşabilecek risklere göre belirlenmesi
ve ayrılması gereken diğer bir unsur nakit paradır. (Oluşabilecek kiriz vb. dönemleri için) Şirketlerin Bilançolarında zaten
İhtiyat (Belirli bir miktar para) ayrılmaktadır. Burada yapılması doğru yapılması gereken, ayrılması gereken ihtiyatın, ne
oranda olması gerektiği, bunu ne zaman hangi durumlar için
kullanılacağıdır.
Tedarikçi: Tedarik Zinciri Yönetiminin başlangıç noktası,
tedarikçilerdir. Şirketlerin müşterilere sundukları hizmet ya
da ürünün başlangıcında temin edilmesi gereken ham madde, malzeme, dış kaynak (Out sourcing) ile yapılan destek
hizmetleri, bu kapsamda değerlendirilir. Bunların temininde
oluşacak aksamalar, müşteriye verilen hizmet veya ürününde
de aksamalara neden olur. Temin edilen hizmet ya da ürünün,
risk değerlerindeki önem sırasına göre, temin şartları, tedarikçilerle yapılacak sözleşmelerle doğru detaylandırılmalıdır.
Stok ve Malzeme Miktarı: Şirketlerde geleneksel yöntemlerle
de belirlenen ekonomik stok miktarı yöntemleri, stok miktarını belirlenmesi için, zaten yıllardır kullanılmaktadır. Bu
yöntemler gereksiz yere stok tutma maliyetini minimize ettiği
gibi, temininde risk oluşabilecek durumlar içinde, yeterli stok
bulundurmaya yardımcı olur. Malzeme temini içinde aynı
mantık uygulanır.
Sigorta: Sigorta yaptırmak, şirketlerin oluşabilecek zararların
paylaşılması açısından önemli bir uygulamadır. Sigorta uygulaması, şirketin faaliyetlerinin aksamasına yol açabilecek,
Deprem, yangın, hizmet veya ürünlerin taşınması sırasında
çıkabilecek kazalar vb. sebeplerden oluşabilecek zararların,
sigorta şirketleri tarafından karşılanmasıdır. Bu tip olaylar
nadir fakat çok büyük zararlara neden olabilen risklerdir. Dolayısı ile mutlaka alınması gereken önlemdir.
İş süreçleri Bakım Onarım Anlaşmaları: Bugünün modern
şirketleri, IT (Information Technology) standartların da yapılanmış şirketler olması nedeniyle, uyguladıkları Kurumsal
Kaynak Planlaması, Tedarik Zinciri Yönetimi, Varlık Yönetimi, Doküman Yönetimi, Müşteri ilişkileri yönetimi vb.
uygulamalarının sürekliliği hayati önem arz eder. Şirketler
bu uygulamalarının sürekliliği için bakım onarım anlaşmaları
yapmak zorundadırlar. Bakım Onarım anlaşmalarının süresi,
müdahale zamanı, değiştirilecek, donanım ve yazılımların
neler olması gerektiği gibi, detaylar, sözleşmelerle garanti
altına alınır.
Şirketler risk yönetimi için, oluşturacakları politikalar ve uygulanacak stratejiler, faaliyet gösterdikleri alana, şirketlerin
ölçeğine, şirketin faaliyet gösterdiği bölgenin özelliklerine,
Ülkenin gelişmişlik düzeyine, kültürüne ve alışkanlıklarına
göre değişim gösterir. Risk Yönetimi ile ilgili elde edilen veriler ve tecrübeler, zamanla şirketin Risk Yönetimi kültürünü
oluşturacaktır. Oluşan kültür, zamanla değişim ve gelişim
gösterir. Bu değişim ve gelişim ise, şirketin faaliyetlerin aksamadan yürütülmesi konusunda alınacak önlemlerin başarısını
arttıracaktır.
Hasan Taşpınar
[email protected]
OCAK 2010 AKO HABER 47
◆ ŞABAN KARAMANCI KOLEKSİYONU ◆
Geçmişten Gelen Bir Misafir
Çoğu erkek için şunu diyebiliriz; “Arabasını, eşinden daha
çok seviyor!” Doğru veya yanlıştır bu görüş herkese göre değişir. Ama bir gerçek vardır ki erkek için araba demek bir aşk,
bir tutkudur. Arabasını temizlemek, cila atmak, yıkamak, yağını değiştirmek bir zevktir. Eşiyle evlilik yıldönümlerini bile
hatırlamayıp arabanın yağının değişeceği tarihi ve kilometreyi
bilen erkekler dahi vardır.
Bir de işin diğer yüzüne bakarsak eski otomobil tutkunları bulunmaktadır; koleksiyonerler… Örneğin Şaban Karamancı…
Şaban Karamancı 2007 yılında ülkemize bir araba getirmiştir.
1920’lerde üretilmiş; Model A Ford…
Ford tarafından üretilen Model A’lar 1908–1927 arasında üretilen Ford Model T’nin geliştirilmiş versiyonudur. Model A
ise 1928–1931 arası 3.793.302 adet,. Model T’ler ise yaklaşık
yirmi yıl boyunca 13.905.711 adet üretilmiştir. Bu dönemde
Ford Model A’nın Model T’nin tek rakibi Chevrolet’ti. Piyasanın hâkimi olan Ford’a karşı daha ucuz otomobil üreterek
yeni üretilen Model A’yla rekabet ediyordu. Ford’un Model
A’sını ABD’de bir müzeden alıp Türkiye’ye getiren Şaban
Karamancı koleksiyonuna dâhil ettiği bu aracın farkını anlattığında şunu diyor; “Bu araç Five-Window Sport Coupe’nin
diğer coupelerden farkı Rumble seat’tir.
OCAK 2010 AKO HABER 48
Rumble Seat nedir?
Rumble Seat, 1920lerde üretilen araçlarda, bagaj içine monte
edilen, bir iki kişinin daha yolculuk etmesine olanak sağlayan koltuklardı. Deluxe otomobillerde yedek tekerlek ya ön
çamurluk üzerine ya da arka tampon üzerine monte edilirdi.
Rumble Seat tarzı yedek koltukları olan araçlarda da tekerlekler arka tamponda yer alıyordu. Koltuklar da bagajda
saklanıyordu.
Ford’un Model A’sı ilk kez 20 Ekim 1927’de görücüye çıktı.
Yaklaşık on tane değişik tarzda üretilen çeşitleri vardı. Siyah
hariç dört farklı renkte boyanmışlardı. Ancak bu araç 2 Aralık
1927 tarihine kadar satılmadı. 1929 senesindeyse bu otomobiller 15 çeşit oldu. Pheaton denilen modeli en ucuz olanıydı
ve 460 Dolardan satılıyordu. Değişik bir tarzı olan bu araç ilk
başlarda iki kapılı üretilmişti. Ertesi yıl da dört kapılı haliyle
piyasaya sürüldü. En yüksek fiyatlı modeli ise Taxi Cab idi.
600 Dolara satılan bu araç talep görmesinden dolayı 1929’dan
itibaren 800 Dolara satılmaya başlamıştı. Diğer en çok tutulan
araç ise Fordor Sedan modeliydi ve 585 Dolara satılıyordu.
1929’da farklı modeller de eklendi. Bringgs ve Murray adındaki mühendislik firmalarının araçların gövdesine estetik
1927’de T modelinin üretimdeki son yılıydı.
Sadece 6 kamyon ve 3 otomobil çeşidi vardı. A
modelinin ise son üretim yılı olan 1931’de 17
çeşitti. Bunlar;
ļ Roadster’lar.
ļ Beş kişilik Standart ve Deluxe Pheaton’lar,
ļ Standart ve Deluxe Coupe’ler,
ļ Rumble Seat Sport Coupe’ler,
ļ Dört kişilik Cabriolet’ler,
ļ Standart ve Deluxe Tudor Sedan’lar,
ļ Beş kişilik Standart ve Deluxe Sedan’lar,
ļ Dört kişilik Deluxe Roadster,
ļ Beş kişilik Deluxe Fordor ve Town Sedan,
ļ Victoria,
ļ Convertible ve
ļ Station Wagon’lardı.
şekil vermesiyle altı model daha üretildi. Bunların içinde
dikkat çeken husus da Ford firmasının ilk defa Station Wagon
otomobil imal etmiş olmasıydı. Murray firması ahşap tasarımlar yapıp araçların iç ve dış cephesini kaplıyordu. Ford Model
A serisinin Station Wagon’unu üretiminde başrol oynayan
firma, Akçaağaç ve Huş ağaçlarını kullanarak arkası geniş
bu araçları tüketicilere sundu. 1930 yılındaysa Deluxe Tudor
Pheaton ve Victoria -2 Door adındaki serileri de ürettiler. Bir
reklam sözcüğü oluşturularak “Yeni Ford’un Yeni Güzelliği”
adı altında bir satış planı yapıldı. O günün şartlarında Taxi
Cab modeli kaldırılarak gündelik hayatta taksilerin yerini
Fordor Sedan’lar aldı. 1931’de ise Business Coupe ve Fordor
Sedan’ın üretimi durduruldu. Ayrıca Deluxe Town Sedan ise
diğer modellerle birleştirilip kaldırıldı. Böylece 17 çeşit Ford
1931 Ford Model A’nın özellikleri;
Gövde
Kapı
Motor
Motor Hacmi
Motor Gücü
Çap x Strok
Vites adedi
Lastik
Dingil mesafesi
Ön/arka teker arası
Lastik Ölçüsü
Uzunluk
Genişlik
Ağırlık
Üretim dönemi
Üretim Sayısı
: 5 Window Sport Coupe
:2
: L4, 200,5cubic/inch, 8
Valf, benzinli
: 3284cm3
: 40hp
: 388 x 425 mm
:3
: 4.40 / 4.50 – 21 balon
: 2640mm
: 1420 mm
: 11.00 – 20
: 4370mm
: 17100mm
: 1120 kg
: 1928–1931
: 21.272
1931 yılında üretilen bu aracın iki tekerleği
geçmişte, iki tekerleği de günümüzdedir. Bizi
geçmişe götürüp 1930’lardan geleceğe uzanıyor.
modeli oldu. 1931 yılı Ford için iyi geçmedi ve Chevrolet’nin
gerisinde kaldı. Ford fabrikalarına ekonomik krizin etkileri
yansıdı ve grevlerle işçi eylemleri yaşandı. Toplam 25 Ford
fabrikasında üretime ara verildi. Bu süreçte Convertible Sedan
modeli 5.072 Dolar olan imalat fiyatına rağmen Ford ayakta
durabilmek için bu aracı zararına 640 Dolara sattı.
Ayrıca iki kapılı iki adet model de bulunuyordu ve 1931 senesinde tam 455.983 adet üretilmişti. Dört kapılıların ise üretimi
99.152 idi. Zamanla Murray ve Bringgs firmaları modelleri
geliştirerek dekoratif süslemeler, deri kaplama tava ve koltuklar yaparak “Leatherback Sedan”ı üretti. Bu araçlar 625 Dolara satıldı. 1928’deyse Model A’ların çeşitleri geliştirildi. “70
Serisi Kamyonlar” yapıldı. TT yük kasası olan kamyonetler
ve Tudor Sedan’lardan panelvanlar üretildi.
Model A’ların ne zaman üretimi durduruldu?
31 Ağustos 1931 tarihinde durdurulmuştur. Model A kalkınca yerine Model B’ler imal edilmeye başlandı. Model A’nın
1927-1931 arası toplam 4.320.446 adet imal edildi. Daha sonra Sovyet Rusya ile Ford’un yaptığı anlaşmayla Gorky şehrinde, Gorky Automobil Zavod (GAZ) fabrikasında Model A’lar
bir süre daha üretildi.
Model A’nın motorunun özellikleri yandan supaplı, 8 valflı,
3284 cm3(200,5cid), 3,3 litre ve 40 beygir gücündedir. 100
km’de 9 ila 12 litre benzin yakan araç yaklaşık saatte maksimum 105 km yapabilmekteydi. 6 volt aküye sahiptir. Frenler,
mekanik pompa olmadığından ön cam tarafından çıkan benzin
kendi akışı ile motora ulaşmaktadır. Motorun harareti radyatör kapağındaki kimyasal göstergeden anlaşılmaktadır. Direksiyona da bir gaz kolu ve avans ayar mekanizması monte
edilmiştir. O günler her kamyon ve araçta olduğu gibi marşa
basmadan el manivelasıyla araç çalıştırılmaktadır. 1931’de
ortalama 500 Dolara satılan Sport Coupe Model A bugünlerde
14.000 Dolar civarında değer görmektedir.
OCAK 2010 AKO HABER 49
◆ KISA HABERLER ◆
Bosch’dan
Gündüz/Gece
Kamerası
Novatel 2010’da Fark Yaratacak
Son yıllarda inanılmaz bir hızla artan veri miktarları ve
bunların taşınıp aktarılması konusunda yaşanan zorluklar
ve kullanımı giderek artan mobil cihazlarla birlikte daha
fazla bant genişliğine duyulan ihtiyaç da her geçen gün
artıyor. Geniş banta duyulan ihtiyacın yanı sıra; veri, ses,
video ve multimedyaların taşınmasında kullanılan çoklu
hizmet ağlarından beklenen en temel özellikler; ekstrem
kapasite, kullanılabilirlik, güvenilirlik, düşük gecikme hızı
ve gerçek maliyet uygunluğu.
Yeni BlackBerry®
Curve™ 8520
Vodafone tarafından sunulan BlackBerry® Curve™ 8520 modeline, 12,
18 veya 24 ay boyunca kullanma
taahhüdü veren faturalı bireysel ve
kurumsal aboneler, 49 TL’den başlayan fiyatlarla sınırsız internet ve
e-posta kullanımı ile birlikte sahip
olabiliyorlar. BlackBerry fanatiklerinin uzun zamandan beri beklediği
BlackBerry® Curve™ 8520, gelişmiş bağlantı seçenekleri ve çoklu
ortam özellikleri ile akıllı telefonlar arasında fark yaratıyor.
BlackBerry® Curve™ 8520,her zaman iletişim halinde olmayı sevenlere mesajlaşma (IM, SMS, MMS), e-postalara
ve popüler sosyal ağ sitelerine kolay mobil erişimin yanı
sıra, hatasız ve rahat bir yazı deneyimi için tam QWERTY bir
klavye sunuyor.
Bosch Güvenlik Sistemleri
dış ortam gündüz/gece gözetim uygulamaları için geliştirdiği
yeni hepsi-bir-arada uzun mesafeli kızılötesi entegre kamerasını pazara
sundu. ZX55 ve ZX55-IP kameralar, Bosch’un
patenti kendisine ait olan kızılötesi teknolojisiyle
300 metre mesafeden, yüksek çözünürlüklü, düşük sinyal
bozulmasına sahip gece görüntüsü alıyor. Kameranın üzerinde bulunan 9-90mm IR düzeltmeli lens sayesinde, gece
vakti odaklanmada meydana gelen bozulmanın ve görüntüde
aşırı parlak noktalar oluşmasının önüne geçilebiliyor. Böylece
uzun mesafede, benzersiz ayrıntılı görüntüleme yapılarak 7/
24 üst düzey güvenlik sağlanıyor.
Toshiba’dan 2 Yeni Ürün
Sabit disk sürücü
(HDD) teknolojisinde yüksek performansıyla dünya
lideri Toshiba’nın
yeni
ürünleri;
640 ve 1000 GB’
a kadar kapasite
sağlayan taşınabilir
harddiskler. Son derece yüksek depolama kapasitesi ve
şık tasarımı ile kişisel fotoğraf albümünüz, multimedya
dosyalarınız, yada yedekleriniz nereye giderseniz gidin
artık hep sizinle. Yeni ürünlerimiz de NTI Backup Now
EZ ve NTI Shadow 4 yazılımı ile hem Mac hem de Windows ile kolay kullanım sağlar. Ayrıca Mc Affee Anti
Virus yazılımı da hard diskinizin içinde.
DST800 ile Telefonda
Vizyon Dönemi
Estetik tasarımı, çiftsim kart teknolojisi,
ergonomisi ve televizyonu ile General
Mobile DST800 cep telefonunda farklılığı arayanlar için üretildi. Çift sim
kart teknolojisini zarif bir tasarımla
televizyon ile buluşturan DST800,
fonksiyonelliği ile öne çıkıyor. Kullanıcı ihtiyaçlarını ön planda tutan tasarımları ile göze çarpan General Mobile,
DST800 modeli metal tasarımı, şıklığı
ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor.
İnce çizgileri farklı renk alternatifleri
ve 2,4” ekranında televizyon izleme
imkanı ile telefonda vizyon dönemini
başlatıyor.
OCAK 2010 AKO HABER 50
◆ KISA HABERLER ◆
Seat Yeni Yıla Fırsatlarla Başladı
SEAT, yıl boyunca sürdürdüğü avantajlı satış kampanyalarına,
2010’da da devam ediyor.
D Segmentinin En Avantajlısı SEAT Exeo
SEAT Exeo modelinde yıl sonu kampanyalı fiyatlarıyla 2010
yılı Ocak ayında aynen devam ediyor. 39.900 TL’den başlayan kampanyalı anahtar teslim liste fiyatlarıyla satışa sunulan
SEAT Exeo modelinde ayrıca 1.500 TL takas desteği de sunuluyor. SEAT’ın D segmentindeki ilk modeli olan EXEO, standart olarak sunulan, 16” alüminyum alaşımlı jantları, ön sis
farı, hız sabitleme sistemi, çift bölgeli klima, direksiyondan
kumandalı radyo/CD/MP3 çalar, 6 hava yastığı, ABS+ESP+EBA gibi konfor ve güvenlik özellikleriyle, ön plana çıkarak
sınıfının en avantajlı modeli oluyor. Kampanya süresince ayrıca SEAT’ın diğer modelleri; Ibiza, Leon ve Yeni Altea XL’de
de 2.000 TL’ye varan indirimler sunuluyor.
Fiorino’dan Rakiplerine
Açık Ara Fark
Aralık ayında 9 bin 232 adeti hafif ticari araç olmak üzere toplam 13 bin 342 adet araç satışı gerçekleştiren Fiat
Binek ve Ticari Araçlar, 2009 Ocak-Aralık döneminde
ulaştığı 84 bin 820 adetlik satış sonucuyla ulusal pazarda
liderliğini ilan etti. Nisan ayından bu yana ulusal pazarda
binek+hafif ticari araç pazarının açık ara lideri olarak
dikkat çeken Fiat Binek ve Ticari Araçlar, satışlarını
geçtiğimiz yıla göre yaklaşık % 40 oranında artırarak
büyük bir başarının altına imza attı. 2009 Ocak-Aralık
döneminde 29 bin 569 adet otomobil ve 55 bin 224 adet
hafif ticari araç satışı gerçekleştiren Fiat, geçtiğimiz yılı
binek segmentinde en çok tercih edilen 4. marka olarak
tamamlarken, hafif ticari araç segmentinde ise açık ara en
çok tercih edilen 1. marka olmayı başardı. 2009 sonunda toplam satışının 76 bin 564 adetini yani satışlarının
yaklaşık yüzde 90’ını Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında
üretilen Fiat Fiorino, Fiat Doblo, Fiat Linea ve Fiat Albea
Sole/Palio Sole modelleriyle gerçekleştiren Fiat, Türkiye’de üretim yapan global markalar arasında da toplam
satışta yerlilik oranıyla yine zirvede yer aldı.
Yeni Durak Nevşehir
Ford Otosan Bu Yıl da Lider
50. yılını kutlayan Ford Otosan, son 7 yılın lideri olarak
2009 yılında da geleneği bozmadı ve bir kez daha ipi
birinci göğüsleyerek üst üste 8. kez Türkiye otomotiv pazarının lideri olmayı başardı. 2002 yılından beri kesintisiz
liderlik başarısını sürdüren Ford Otosan, 2009 yılında
yaşanan ekonomik krize rağmen pazarda hız kesmeyerek yurtiçi ve dışında büyümeye devam etti. 2009 yılını
86.786 adet satışve 15%’in üzerinde Pazar payı ile kapatan Ford Otosan, liderlik yarışında birinciliği kaptırmadı.
8 yıllık geleneği bozmayan Ford Otosan 50. yılında binek,
hafif ve ağır ticari gibi tüm segmentlerde pazar payını arttırarak 8 yıldır Türkiye’de “En çok tercih edilen markası”
olmuştur.
Renault’nun 2002’de
başlattığı, Total’in son
beş yıldır destek verdiği, Türkiye’nin yol
güvenliği alanındaki
en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projesi Sokakta İlk
Adımlar, Nevşehir’de
de uygulanmaya başlandı. Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından biri
olan Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği’nin de destek
verdiği projenin tanıtım toplantısı, Nevşehir Belediyesi Kültür
Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya; Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar’ın yanı sıra, projeye destek veren Total Oil
Türkiye İnsan Kaynakları ve İdari İşler Direktörü Ayşe Ürgen,
Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Hitay Güner, Nevşehir Valisi Osman Aydın, Nevşehir Emniyet Müdürü
Ömer Gurulkan, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver ve
Nevşehir Milli Eğitim Müdürü Harun Fatsa ile öğretmenler ve
öğrenciler katıldı.
OCAK 2010 AKO HABER 51
◆ AR-GE ◆
AR-GE Nedir?
Nasıl Yapılmalıdır?
Hızla değişen dünyamızda zengin ülkelerle fakir ülkeler arasındaki farklar giderek artmaktadır.
Teknolojiyi elinde bulunduran ve böylelikle gelişmiş bir sanayiye sahip olan bu ülkeler, üçüncü
dünya ülkelerini giderek kendilerine daha fazla bağımlı hale getirmektedir. Ülkemizin bu gelişmiş
ülkeler sınıfında yer alabilmesi için de teknoloji geliştirmeye, yenilikçi ürünler üretmeye şiddetle
ihtiyacı vardır.
Ancak politika ve stratejilerimizi bu yönde geliştirmeye
başladığımız zaman, ülkemizin içerisinde bulunduğu sosyal,
kültürel ve ekonomik koşulları da iyileştirmek yolunda bir
adım atmış oluruz.
Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmesi ve
ekonomik olarak tam bağımsız bir ülke olabilmesinin yolu
AR-GE’den geçmektedir. Sadece tüketen değil aynı zamanda
üreten bir toplum olabilmek ve bu anlamda farklılaşabilmek
için AR-GE’ye dayalı ekonomi politikaları uygulanmalıdır.
Bu nedenle de AR-GE yönetim stratejimizin bir parçası değil
bizzat stratejimiz olmalıdır.
AR-GE nedir?
AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) kelimesi son zamanlarda
sıkça kullanılmakla beraber herkes tarafından çok farklı
yorumlanabilmektedir... Kimilerine göre AR-GE yeni bir
ürün üretmekken, kimilerine göre salt bilimsel çalışmalar
yapmaktır. Tanım olarak ise AR-GE, bilimsel ve teknik bilgi
birikimini artırmak amacıyla, sistematik bir temele dayalı
olarak yürütülen, yaratıcı çaba ve bu bilgi birikiminin yeni
uygulamalarda kullanımıdır.
Gelişmiş sanayi ülkelerinin yer aldığı OECD’ye göre AR-GE
üç farklı uygulamayı bünyesinde barındırır;
Temel araştırma (basic research): Belirli, özgün bir uygulama
veya kullanım düşünülmeden, kuramsal veya deneysel
çalışmalarla olguların ve gözlemlenebilir durumların altında
yatana ilişkin yeni bilgi edinmeye denir.
Uygulamalı araştırma (applied research): Uygulamalı
araştırma da özgün bilgi üretmeye yöneliktir. Ana hedef olarak
doğrudan özgün ve pratik bir amaç içerir.
Deneysel geliştirme: Araştırma ve/veya pratik deneyimden
edinilmiş ve halen varolan bilginin üzerinde yükselen, ancak
yeni materyaller, ürünler, devreler üretmeye; yeni süreçler,
sistemler hizmetler oluşturmaya veya halen üretilmiş veya
oluşturulmuş olanları büyük ölçüde iyileştirmeye yönelik
sistemli çalışmalardır.
OECD, AR-GE’nin diğer faaliyetlerden ayırdedilmesinde
şu tanımı getirmektedir: AR-GE faaliyetleri bilimsel veya
teknolojik belirsizliğin olduğu durumlarla ilgili faaliyetlerdir.
Bazı AR-GE faaliyetlerinde hedef yeni bir ürün geliştirmek
veya geliştirilmesine bilimsel altyapı sağlamaktır. AR-GE,
mevcut bir ürünün daha etkin ve ucuz üretilmesi ya da hiç
üretilmemiş ama ileride üretilmesi planlanan, pazarda öncü
olmak amacıyla herhangi bir alanda araştırmaya kaynak
ayırmaktır. AR-GE, özel çalışma gerektiren, kamu, özel
OCAK 2010 AKO HABER 52
AR-GE, mevcut bir ürünün daha etkin ve ucuz
üretilmesi ya da hiç üretilmemiş ama ileride
üretilmesi planlanan, pazarda öncü olmak
amacıyla herhangi bir alanda araştırmaya
kaynak ayırmaktır.
sektör ve üniversitelerde yapılabilen yine özel bir faaliyettir.
AR-GE, adından da tam olarak anlaşıldığı gibi önce bir
araştırma, henüz bulunmamışı bulma ve sonra da bilgiyi veya
bir ürünü geliştirme veya yenilemeyi içerir.
AR-GE’nin Önemi
Hayatımızın her aşamasında yer alan AR-GE çalışmaları
doğrudan insan yaşamıyla ilgilidir. AR-GE, ülkelerin,
toplumların mevcudiyetini ve yaşam kalitesini dert edinir.
İsrail ve İrlanda gibi ülkeler AR-GE’ye verdikleri önem sonucu
başarılı AR-GE politikaları geliştirmiş ve toplumlarının refah
seviyesini en az üç-dört kat arttırmayı başarmışlardır...
Dünyada yaşanan krizler incelendiğinde ortaya ilginç bir
sonuç çıkmaktadır. AR-GE’nin krizlerden etkilenmeyip aksine
kriz zamanlarında daha çok getiri sağlayan bir faaliyet alanı
olduğu görülmektedir. Bu nedenle de AR-GE’nin verimsiz
bir yatırım olduğu, harcanan kaynağın boşa gideceği zihniyeti
mutlaka terkedilmelidir. AR-GE yatırımlarına harcanan
paranın kısa vadede olmasa bile orta ve uzun vadede çok daha
fazlasıyla geri döndüğü artık herkesçe bilinen bir gerçektir..
Peki ama iyi bir AR-GE için neler yapmak gerekir?
Herşeyden önce “bekleyelim, önce ekonomik istikrar
sağlansın, daha sonra AR-GE yaparız” yaklaşımı bir an
önce terk edilmelidir. Türkiye’nin ekonomik istikrara giden
yolu AR-GE’den geçmektedir ve Türkiye’nin daha fazla
beklemeye tahammülü yoktur.
Ancak öncelikli olarak AR-GE çalışmalarında ne durumda
olduğumuzu bilmemiz gerekir. Bu konuda Türkiye ve
dünyadaki bazı istatistikler bize fikir vermesi açısından
önemlidir...
- Her on bin çalışan arasında araştırıcı sayısı Türkiye’de 11,
Avrupa Birliği ülkelerinde 94
- Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içinde AR-GE’ye ayrılan pay
Türkiye’de yüzde 0,67, Avrupa Birliği’nde yüzde 1,92
- Milyon nüfus başına düşen yıllık bilimsel yayın sayısı
Türkiye’de 41, Avrupa Birliği’nde 613 (2004 yılı)
- Avrupa Patent Ofisi’nden alınan milyon nüfus başına düşen
yıllık patent sayısı Türkiye’de bire bile ulaşmazken Avrupa
Birliği’nde 135 olarak görülmektedir.
Bu tablo ülkemizle Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki farkın
azaltılması için gösterilmesi gereken çabanın boyutunu çok
açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Öncelikli olarak AR-GE’ye bakış açımızı mutlaka
değiştirmeliyiz. AR-GE’ye dayalı tedarik, teknoloji tedariği,
teknoloji yönetimi ve AR-GE yönetimi konularında bilgi sahibi
olan AR-GE liderleri yetiştirmeliyiz. AR-GE’yi araştırma ve
yayın olmaktan çıkaracak yönetici kadrolara sahip olmalıyız.
Burada en önemli nokta, elbetteki yetişmiş insan gücüdür. Ve
unutulmamalıdır ki AR-GE, doktoralı elemanlarla yapılır,
yönetilir, ölçülür, izlenir ve değerlendirilir. AR-GE ile ilgili
her kurumun doktoralı elemanlar istihdam etmesi gerekir. Bu
şekilde konusuna hakim, teknolojinin geldiği son noktadan
haberdar, araştırma ve geliştirme konularını bilen bir
kadroya sahip olabiliriz. Bu şekilde keşfedilmişi keşfetmek
için zaman ve para harcamayız. Bu şekilde derinlemesine
problemleri irdeler, farklılıklar oluşturabilecek detayları
yakalayabiliriz. Bu şekilde rekabet üstünlüğü olan yenilikçi
ürünler üretebiliriz.
Her AR-GE çalışması mutlaka şu üç aşamayı içermelidir:
ölçme, izleme ve değerlendirme. Bunu başarabilmek sistematik
çalışmayla mümkündür. Bu nedenle proje bazlı çalışma
gereklidir. Her çalışma bir proje olarak ele alınmalı, gerekirse
Herşeyden önce “Bekleyelim, önce
ekonomik istikrar sağlansın, daha sonra
AR-GE yaparız” yaklaşımı bir an önce terk
edilmelidir.. Türkiye’nin ekonomik istikrara
giden yolu AR-GE’den geçmektedir
ve Türkiye’nin daha fazla beklemeye
tahammülü yoktur.
alt projelere bölünerek yetkili kişilerce yönetilmelidir. Her
projenin mutlak suretle bir müşterisi olmalıdır.
Sanayinin ihtiyacı olan teknolojik araştırma konuları doktora
ve yüksek lisans tez konuları haline getirilebilmelidir.
Bu şekilde üniversiteler de sistemin içerisine çekilir ve
üniversitelerin salt araştırma içeren, ürüne dönüşmeyecek
karakterdeki çalışmalarla meşgul olması engellenmiş olur.
Böylelikle üniversite-sanayi işbirliği kavramı da doğru amaca
yöneltilmiş olur.
AR-GE, firmaların ve devletlerin en üst yöneticileri tarafından
sahiplenilmesi gereken bir kavramdır. Ancak bu şekilde
toplumsal farkındalık ve AR-GE bilinci oluşturulabilir.
Gelecekte varolmak için bugünden tezi yok gerek devlet
olarak gerek kurum olarak gerekse birey olarak AR-GE’ye
gereken ehemmiyeti vermeliyiz. Unutmamamız gerekir ki;
ancak teknolojisini kendisi geliştiren ülkeler bağımsızdır.
OCAK 2010 AKO HABER 53
◆ SAĞLIK ◆
Hastalıktan
Koruyan Besinler
Soğuk havaların bastırmasıyla birlikte pek çok kişide de hastalık belirtileri görülmeye başladı.
Özellikle vücut direncinin düştüğü soğuk havalarda iyi beslenmek hastalıklardan korunmada en
etkin yöntem.Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın
Selçuk, soğuk algınlığından korunmak için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Vitamini Kaynağından Alın
Kış mevsimini yaşamaya başladığımız şu günlerde havanın
soğuması ile birlikte hastalıkların oluşum sıklığı artar.
Mevsimin değişikliğine bağlı olarak halsizlik, isteksizlik,
baş ağrısı ve yorgunluk ilk belirtilerdir. Grip, soğuk
algınlığı, bronşit gibi pek çok hastalık da kendini göstermeye
başlamaktadır. Üşüme ile birlikte enerji ihtiyacımız artar.
Bu enerji açığı genelde yağlı ve karbonhidratlı besinlerin
günlük beslenmede artması ile karşılanır. Tabi tatlıların
ve hamur işi besinlerin, çerez ve atıştırmalıkların arttığı
bu dönemde tartılarda bu durum hep hüsranla biter. Kış
döneminde enerji ihtiyacımızın arttığı bir gerçek olsa
da bu enerjiyi doğru besinlerden seçmek gerekmektedir.
Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu dönemde çok
önem kazanmaktadır. Bizi enfeksiyondan koruyan ve
toksik ajanlarla savaşan bağışıklık sistemimizdir. Güçlü bir
savunma mekanizması oluşturmanın temelinde ise yeterli ve
dengeli beslenme ve antioksidan besinlerce zengin beslenme
OCAK 2010 AKO HABER 54
yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü bu dönemde vücut
direncindeki azalmaya dikkat çekerek antioksidan etkiye
sahip olduklarından A, C, E vitaminlerin, selenyum, çinko,
magnezyum gibi minerallerin, omega - 3 ve omega - 9 yağ
asitlerinin alımını artırmayı önermektedir. Tabi ki öncelik bu
öğelerin besinlerden doğal olarak alınmasıdır.
Taze Meyve Sebze Koruyucu Kalkandır
Sağlıklı olmak sağlıklı beslenmekle devamlılık kazanır.
Yeterli ve dengeli beslenmeyi ihmal etmeden eti,
sütü, sebzeyi, meyveyi, tahılları mutlaka tüketmeliyiz.
Önceliğimiz hep taze sebze ve meyveyi, doğal beslenmeyi
tercih etmek olmalıdır. Çeşitli besinlerden beslenmeyi hep
vurgulasak ta siz bu enfeksiyona sık yakalanabileceğimiz
dönemde aşağıda belirtilen vitamin ve mineralleri içeren
gıdaları sofralarınızdan hiç eksik etmeyin.
C vitamini hastalıklardan korunmada çok önemli. Önemli
antioksidanlardan bir diğeri de C vitaminidir. C vitamini
vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar, savunma
sistemini güçlendirir. Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka,
karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu
gibi besinler bol miktarda C vitamini içerir. C vitamini
kaybını önlemek için salatalar da meyve suları gibi
tüketilmeden hemen önce hazırlanmalıdır.
Bununla beraber, her öğünde bol limonlu mevsim yeşillikleri
ile dolu salata tüketin. Ara öğünlerinizde mandalina, kivi,
portakal, elma, greyfurt gibi taze meyveleri tercih edin. Bitki
çaylarından özellikle kuşburnu, ıhlamur, ahududu, böğürtlen
ve meyve çaylarına ağırlık vermeye çalışın. Güneş ışığından
yararlanamadığımızda E Vitamini, D vitamini gereksinimi
için de balık şart! Vücut, çalışmasındaki en önemli görevi
antioksidan özelliği olan vitamindir. En zengin kaynakları;
fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, yeşil
yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerdir.
Balık, balık yağı, fındık ve cevizde bulunan omega-3 yağ
asitleri güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin
güçlendirilmesinde etkilidir. Ayrıca zeytinyağı, fındık yağı
gibi sıvı yağlarda bulunan omega-9 yağ asitleri de bağışıklık
sistemini olumlu etkiler.
Özellikle somon, çinekop, istavrit, levrek, çipura, hamsi
mevsim balıklarıdır.
Salatalarınıza muhakkak 1 yemek kaşığı kadar zeytinyağı ve
limon ile sosu hazırlayın.
Haftada 1 gün kuru baklagilleri pişirip yanında bol salata ile
tüketin.
Çinko direnci arttırır
Hafif düzeyde çinko eksiklikleri özellikle gelişmekte
olan ülkelerde yaygın görülen ve birçok sağlık sorununu
beraberinde getiren bir tablodur. Bu durumda yapılan çinko
desteği fiziksel, nörolojik ve psikolojik gelişmeyi iyileştiren
yaşamı tehdit eden enfeksiyonların sıklığını azaltmaktadır.
En iyi kaynakları; kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri
ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir. Orta
10 Badem 15 Fındık
Ara öğünlerde günlük
10 adet badem, 15
fındık gibi miktarları
aşmadan
tüketin.
Haftada en az 2 gün
mutlaka balık tüketin.
OCAK 2010 AKO HABER 55
ve soğuk algınlığına karşı, ağız, boğaz ve bronşlardaki
rahatsızlıklarda ve enfeksiyonlarında doğal bir ilaç olarak
kullanılmaktadır. Bu özellikler balın antimikrobiyel etkisinin
yanı sıra baldaki fruktozun doku ve kasları yumuşatıcı ve
gevşetici özelliğinden kaynaklanmaktadır. Balın yaraların
ve enfeksiyonların iyileşmesini sağlamak için kullanımı
önerilmiştir.
Sarımsağı İhmal Etmeyin
düzey kaynakları; fındık, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler,
süt, peynir ve kuru baklagiller çinkodan zengin bitkisel
kaynaklardır. Kırmızı et haftada 2 gün olacak şekilde daha
çok tavuk ve balığa ağırlık vererek diyetinizde eti ihmal
etmeyin. Kahvaltıda süt, peynir ve yumurtadan herhangi
biri ya da ikisini bulundurun.
A vitamini Enfeksiyondan Korur
Vücutta savunma sisteminde görev alır, lenfosit yapımı
ve antikor oluşumunu artırır böylece enfeksiyonlara karşı
vücudu korur. A vitamini anti enfeksiyon vitamin olarak
da bilinmektedir. Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal,
havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze
ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır.
Ispanak, pazı, brokoli, pırasa, karnabahar gibi kış
sebzelerini gün aşırı pişirerek yemeklerinizi çeşitlendirin.
Zeytinyağlı, etli veya yumurtalı olarak da pişirerek de
zenginleştirebilirsiniz.
Yoğurt ve Kefir Tüketin
Florayı güçlendirerek gastrointestinal sistem enfeksiyonlarına karşı direnç oluştururlar. Antimikrobiyal aktiviteyi
üst düzeyde tutarlar. İmmun fonksiyonlara destek verirler.
Antitümör özellik gösterirler. Prebiyotikler ise probiyotiklerin büyüme ve gelişmesini sağlayan, aktivitelerini arttıran
sindirilmeyen karbonhidrat bileşikleridir. Prebiyotikler ise
başta anne sütü ve lifli gıdalarda (enginar, kereviz, pırasa,
kuşkonmaz ve muz gibi) bulunurlar. Yoğurt prebiyotiktir
yani probiyotiklerin üremesini artırır. Kefir probiyotiktir.
Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır. Kefir tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltmaktadır. Kefir içindeki mikroorganizmalar bol miktarda
vitamin (K vit, B1 vitamini, pantotenik asit, niasin, folik
asit B12, ve biyotin) sentezi yaparlar. Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin diğer B kompleks vitaminlerinin
emilimini de artırır.
Günlük beslenmede yoğurt, ayran veya kefir olmalıdır. Ara
öğünlerde ayran veya kefir tercih edebilirsiniz.
Çorbalarda da yoğurtlu çorbalar ara ara tercih edilmelidir.
Tatlılarda sütlü tatlılar yapılmalıdır.
Kahvaltıda 1 tatlı kaşığı bal veya ballı limonlu ılık çaylar
rahatlatıcı etki gösterir. Genel olarak balın yaklaşık yüzde
82’ si fruktoz ve glikoz şekerlerinden, yüzde 17.2 ‘si sudan
meydana gelir. Enerji veriminin dışında karasal iklime
sahip ve gün içi ısı farkının fazla olduğu bölgelerde soğuğa
OCAK 2010 AKO HABER 56
Sarımsağın yapısında bol miktarda su, fruktoz içeren
karbonhidratlar, kükürt bileşikleri, protein, lif ve serbest amino
asitler bulunur. Sarımsak ayrıca yüksek miktarda saponin,
fosfor, potasyum, kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A
ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum,
sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içerir.
Sarımsağın en önemli biyokimyasal özelliklerinden
biri antioksidan potansiyelidir. Bu özelliğinin içindeki
organik kükürt bileşiklerinden (allisin) kaynaklandığı
düşünülmektedir. Çiğ sarımsakta antioksidan potansiyeli
vardır, ancak yüksek dozları kalp, karaciğer ve böbreğe
toksik etkiler gösterebilmektedir. Ayrıca sarımsakta bulunan
flavonoidler de antioksidan etkilerine katkıda bulunuyor
olabilirler. Bir başka önemli özelliği, organizmada birçok
işlevi olduğu gösterilen nitrik oksiti (NO) artırıcı etkisidir.
Bu mekanizmalar sarımsağın ateroskleroz ve hipertansiyon
tedavisi ile koruyucu önlem rollerini açıklayıcı olabilir.
Sarımsağın çeşitli mekanizmalarla karsinojenleri detoksifiye
edebileceği, bağışıklık sisteminin baskılanmasını önleyerek
de kansere karşı yararlı olabileceği söylenmektedir.
Nar Yiyin
Nargiller familyasının örnek bitkisidir. Nar meyvesi ismini
Latince’de ‘çok tohumlu’ anlamına gelen ‘pomegranate’ den
almıştır. Nar suyunda anthsiyaninler ve güçlü antioksidant
flavonoidler nar suyunun rengini sağlarlar. Nar antioksidan ve
anti-tümör etkisinden dolayı ilaç olarak da tanımlanabilir.
Kayısı ara öğünlerinizde kurusunu pratik taşıyabileceğiniz
vitaminli bir meyvedir. Kayısı, insan vücudunun günlük
enerji ve protein gereksiniminin karşılanmasında çok az
katkıda bulunmakla birlikte mineral maddelerden potasyum
ve vitaminlerden ß-karotence çok zengindir. A vitaminin
öncül maddesi olan ß-karoten vücudu ve organları saran
epitel doku, göz sağlığı, kemik, diş gelişmesi ve endokrin
bezlerinin çalışması için gereklidir. Bu görevlerinden başka
A vitamini üreme ve büyümede, enfeksiyonlara karşı vücut
direncinin artmasında önemli rol oynar. Diğer taraftan
A vitamini normal vücut hücrelerinin kanserli hücreye
dönüşmesinin başlıca sorumlusu olan aktif karsinojenlerden
tekli oksijenin oluşmasını önlemekte veya oluştuktan sonra
etkisiz hale getirmektedir. Ayrıca A vitamini organizmanın ve
sağlıklı hücrelerin direncini artırarak kansere karşı koruyucu
görevi yapmaktadır. Ara öğünlerde sıcak içecekler olarak
sahlep, ıhlamur, kuşburnu, ahududu, böğürtlen çaylarını
tüketin.
◆ BİZDEN HABERLER ◆
Çalışma Arkadaşlarımızdan
Haberler
Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin çalışma arkadaşlarından haberleri bundan böyle AKO Haber dergisi
sayesinde öğrenme fırsatı bulacağız. Bu sayfada aramıza yeni katılanları, yeni evlenenleri, çocukları
olanları ve vefat edenleri dergimizde hep birlikte öğreneceğiz.
İşte
aramıza
yeni
katılan
‘AKO’lular:
İnsan Kaynakları birimimize bu ay
üç yeni arkadaşımız katıldı. Sıddıka
Anıl Güven, Ramazan Alabay ve
Numan Altun ile bundan böyle mesaimizi hep birlikte geçireceğiz. Şehir
Dışı Satış da bu ay büyüyen departmanlarımız arasında. Ersin Yıldırım,
Özlem Paydaş, Özgür Polat ve Murat
Can Şentaş departmanımız ve AKO
için çalışacaklar. Ayrıca Abdulkadir
Özcan A.Ş. Ankara Merkezi Pazarlama Müdürlüğü görevine de Sarper
Aksu başladı. Bu ay en fazla çalışanı
kabul eden bölgemiz ise İstanbul.
İstanbul Anadolu Yakası Şubemize
Ahmet Güngör, Avrupa Yakası Şubemize Mert Hatay, Alp Hatay, Ahmet
Bahadır, Osman Gerger dahil olmuştur. Şirketin parlayan yıldızı Jant
bölümüne ise İsmail Uygar Abacı
başlamıştır. Selçuk Demir İzmir’de
işe başlarken, Sinan Mermer Mersin
şehrinde mesaiye başladı. Bursa şubeye de Adem Öncü ve Remzi Sofu
dahil oldular.
Abdulkadir Özcan A.Ş. olarak aramıza yeni katılan tüm arkadaşlarımıza
‘hoşgeldin’ diyoruz...
Evliliğe Adım Atan Arkadaşlarımız:
Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin merkezinde görev yapan Zafer Biçer ve
Mukaddes Işık evlendiler. Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesi olarak sizlere
mutlu bir ömür diliyoruz...
Çocuğu Olan Arkadaşlarımız:
Akühane şefimiz Mustafa Pektaş’ın,
depo görevlisi Veysel Cinkaya’nın,
web tasarım uzmanımız Serkan Avcı’nın, perakende satış temsilcisi Mehmet Keskin’in kızları
dünyaya geldi. Güvenlik görevlisi Hasan Koç ile şirketler sipariş danışmanı Tülay Yıldırım’ın ise oğlan çocukları oldu. Tüm
arkadaşlarımızın çocuklarına mutlu, sağlıklı, huzurlu ve başarılı
bir ömür dileriz...
Vefat Haberi:
Abdulkadir Özcan A.Ş. İzmir Şubesinde çalışan Burcu Gür’ün
babası Adnan Bey ve depo görevlisi Yusuf Erdoğan’ın babasının vefatını üzüntüyle karşıladık.
Merhumlara Allah’tan rahmet, Burcu Gür’e ve Yusuf Erdoğan’a ise sabır diliyoruz...
OCAK 2010 AKO HABER 57
◆ BİZDEN HABERLER ◆
AKO Ailesi Afyon’da Buluştu
Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesinin tüm birimleri yeni yılda Afyon’da bir araya geldi.
2010’un ilk toplantısını beş yıldızlı Korel Otel’de gerçekleştiren AKO, bu gibi toplantılara
önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Afyon’da buluşan AKO’lular hem birbirlerini daha
yakından tanıdı, hem de birimlerini diğer çalışma arkadaşlarına tanıtma fırsatı yakaladı.
1-3 Ocak 2010 tarihleri arasında gerçekleşen toplantıya satış
pazarlamadan, sevkiyata kadar tüm şirket bölümleri katıldı.
AKO Afyon toplantısında birimler kendi bölümlerini tanıtarak faaliyet sunumlarını gerçekleştirdiler. Ayrıca Afyon toplantısına Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin yeni kurulan birimi ‘jant’
çalışanların birbirileriyle iletişimini güçlendirdi. AKO Afyon
toplantısında çalışanları şirket sahipleri Sabri Özcan ve Mustafa Özcan da yanlız bırakmadı. Toplantı sonunda Abdulkadir
Özcan A.Ş.’nin beş, on, onbeş ve yirmi yıllık mesai arkadaşlarına birer plaket takdim edilirken çalışanların mutluluğu ve
gururu gözlerden kaçmadı.
Müzikli Unutulmaz Gala Gecesi
Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından Afyon Korel Otel’de gerçekleştirilen organizasyon muhteşem bir gala gecesiyle son
buldu. Geceye kadife sesiyle ayrı bir renk katan Funda Arar’ın
vokalisti, tüm AKO ailesine eşsiz bir müzik ziyafeti sundu.
AKO Afyon toplantısında beş, on, onbeş ve
yirmi yıllık mesai arkadaşlarına birer plaket
takdim edilirken çalışanların mutluluğu ve
gururu gözlerden kaçmadı.
çalışanları da katıldı. Toplantıda jant bölümünü ve faaliyet sunumunu yapan AKO Jant bölümü çalışanları, katılımcılardan
büyük alkış aldı.
Toplantıya Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin yurdun dört bir yanında faaliyet gösteren birimlerden yoğun katılım olurken, şirket
içi iletişimin çok daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için
yeni adımlar atıldı.
Birim Sunumları Yapıldı
Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin beş yıldızlı Afyon Korel Otel’de
gerçekleştirilen toplantısında tüm birimler faaliyet sunumlarını yaptılar. AKO’nun yeni birimlerinden jant bölümünün de
ilk sunumunu yaptığı toplantı, hem hizmet içi iletişim, hem de
OCAK 2010 AKO HABER 58
İhsan Sinan Çıklaçiftçi-Mustafa Özcan
Hatice Güneş-Sabri Özcan
Çalışanlarımız “ailemizin birer
ferdidir” sloganıyla yola çıkan
Türkiye’nin lastik devi Abdulkadir
Özcan A.Ş. Afyon Korel Otel’de
çalışanlarıyla biraraya geldi. 20 yıllık
çalışanlarına plaket veren Yönetim
Kurulu Başkanı Mustafa Özcan ve
Genel Müdür Sabri Özcan, tüm AKO
ailesine emekleri için teşekkür etti.
Remzi Türk-Sabri Özcan
OCAK 2010 AKO HABER 59
◆ GEZİ ◆
Çukurova’nın
Bereket Başkenti;
Adana
Son birkaç aydır herkesin dilinde. Herkeste bir merak, bir hayranlık, gidip görme isteği. Neden,
çünkü nerdeyse 60 yıl öncesine kadar modern, batıya yakın, kendini geliştirmiş görünüyor.
Hanımın Çiftliği dizisindeki Adana’dan bahsediyorum. Bu diziyle beraber yeniden gündeme gelen,
hakkında bilgi sahibi olunacak veya seyahat edilecek yerler listesine giren bir şehir. Sanki çekimler
İstanbul’da, İzmir’de gibi. Çünkü görsellik, yaşam, kılık kıyafet daha yakın. Ama burası Adana.
Arkeolojik çalışmalar sonucu ortaya çıkan bilgilere göre Çukurova Bölgesi’nde çok eski devirlerden beri zengin kültürlü medeniyetler yaşamışlardır. Peki Adana ismi nereden gelmektedir?
Adana’ya ait en eski yazılı kayda, Anadolu yarımadasının en
köklü uygarlıklarından biri olan Hititler’in kaya kitabelerinde
rastlanmaktadır. M.Ö. 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde,
bu topraklardan ‘Uru Adania’ yani Adana Bölgesi olarak bahsedilmektedir. Sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile Adana
ismi en az 3640 yıllık bir geçmişe sahiptir. Fırtına Tanrısı Adad
(Tesup) bol ormanlı Toroslarla, Seyhan Nehri bölgesinin oluşturduğu Adana isminin buradan çıktığı da söylentiler arasındadır.
Bu bölgeye gelen her uygarlık, krallık, kavim kendi inançları,
kültürü doğrultusunda buraya bir isim bırakıp gitmiştir. Örneğin
Homer’in İlyada’sında ise bu bölgeye Adana denmiştir.
1840 yılına kadar günümüzdeki gibi hizmet veren, düzeni sağlayan hiçbir kurumu olmayan; faaliyetleri genellikle vakıflarla
veya valinin direktifleriyle işleyen bir yermiş burası. 1833-1840
yılları arasında Adana’ya hakim olan Mısırlı İbrahim döneminde
vakıflarla birlikte bu yönde etkinlik gösteren birçok şeye çeki
düzen verilmiş ve hizmetlerin çeşitliliği arttırılmış. Tam bu gelişmeler sırasında 1860 yılındaki Amerikan İç Savaşı, birçok şeyi
olumsuz yönde etkilemişti. İç savaş nedeniyle birçok ülke bir konuda sıkıntıya düşmüştü. Başta İngiltere olmak üzere, Avrupa’nın
birçok şehri ve Amerika. Avrupa için çok büyük bir gelir kaynağı
olan, filmlerde gördüğümüz zengin, süslü şapkalı hanımların en
çok sevdiği şey; pamuk. Olan mallar hızla azalmaya başlamış
ve yenisinin üretimi ise neredeyse sıfıra inmiş. Ne yapacakla-
OCAK 2010 AKO HABER 60
rına karar veremeden panik içinde kalmışlar. Özellikle İngiliz,
Fransız ve Alman heyetleri, saraya üst üste gelip, yalvar yakar
padişahtan Adana ve Mısır’da pamuk üretimi için bazı özel, ayrıcalıklı imkanlar isteyip; üretim yapmak istemişler. Ve en başında
da dediğim gibi bundan 50-60 yıl önceki Adana’nın görüntüsü,
insanları, kültürü, yaşam biçimi değişmeye başlamış. Üretimle
paralel malzeme artışı Levantenleri birbiriyle Adana için modern,
lüks, zengin, bilgili bir kent yaratma yarışına sokmuştu.
Türkiye’nin 5. Büyük Şehri
Akdeniz Bölgesi’nde Seyhan’ın iki yakasında verimli topraklar
üzerine, Çukurova’nın tam ortasına kurulmuş bir şehir. Rivayetlerden bir tanesi; Yunanlılar tarafında yağmalanmış Truva
Kralı’nın oğlu Clisis’in (Kilikya) Adana’yı kuruduğudur. Şehri
yöneten, zamanında burada yaşamış en büyük uygarlıklar ise
Hititler, Fenikeliler, Lidyalılar, Likyalılar, Asurlar, Romalılar,
Büyük İskender (İskender ve Pers kralı Darius arasındaki ünlü
İsos Savaşı şehrin güneyindeki İssos ovasında yapılmıştır ve
Pers İmparatorluğu yıkılmıştır), Bizans, Eyyübiler, Emeviler,
Abbasiler, Moğollar (Cengiz Han ve Timur), Selçuklular, Memlükler (Kölemenler), Ramazanoğulları ve son olarak da Osmanlı
İmparatorluğu. Yüzlerce yıla tanık olan bu topraklar şu an bizim
ülkemizin sınırları içinde. Coğrafyasıyla, tarımıyla, sanayisiyle,
turizmiyle ülkemize destek olmaya devam etmektedir.
yemeklerinin en büyük
özelliği un, bulgur, et ve
baharatlardır. Bana göre
çok leziz ve damak tadı
keyifli bir mutfak.
Ülkemizin en verimli ovalarından birisi Çukurova; pamuk, ayçiçeği, şekerkamışı, buğday, arpa, mısır, baklagiller, narenciye
(portakal, limon, mandalina, turunç) gibi birçok faydalı ve günlük
hayatımızda nerdeyse her gün kullandığımız ürünlerin toprağıdır.
Adana, ülke çapında birçok ürün üretimi sıralamasında ilk 5’te
yerini alır. Adana’ya ulaşım çok kolay. İstediğiniz taşıma yolunu
seçebilirisiniz. Kara, hava, deniz. Demiryolu ise daha kısıtlı bir
alan için kullanılıyor. Ülkenin her yerinden otoyol ağıyla buraya
ulaşabilir veya Türkiye’de 8. sırada olan Adana Şakirpaşa Havaalanı’nı da tercih edebilirisiniz. Ayrıca şehrin ithalat ve ihracat
talebinin büyük bir kısmı ise Mersin ve İskenderun limanlarından
sağlanmaktadır.
Turizm aktiviteleri ise; kültür, deniz, yayla, doğa ve
dağ yürüyüşü, av turizmi
gibi seçeneklere sahiptir.
Ziyaretlerinizi mevsimler
ve koşullara göre ayarlarsanız; kendinize ona göre
bir program veya aktivite
belirleyebilirsiniz. Adana
İl Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinde
şöyle bir başlık yer almakta.
“İli ziyaret eden bir turistin mutlaka yapmasını, gezmesini, görmesini, yemesini tavsiye ettiğimiz ürün, yer ya da aktiviteler”.
Bu başlığın altında birkaç madde sıralı ve gerçekten de sizi çok
güzel yerler görmenizi ve tatmanızı sağlayacak, şehri görme,
tanıma açısından yönlendirmesi eksiksiz ve sıkıcı olmayan diyebilirim.
Zengin Mutfak, Zengin Kültür
Kentin bu kadar engin bir mutfağa sahip olmasının nedeni tahmin
edebileceğiniz gibi çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış olmasıdır. Yöre mutfağında en duyulmuşu Adana kebap, bunun yanında
ise bol yeşillik, ezme, salata yenmesi. Mevsimine göre ayran ya
da yöreye uygun bir şalgam içilir. Ayrıca meyan kökü de şalgamdan sonra ikinci yöresel içecek diyebiliriz. Yüzük çorbası, kesme
ya da hamur çorbası, süllüm, mercimekli ıspanak başı, bulgur
yemeklerinden ekşili topalak, sarımsaklı köfte ve içli köfte ise en
ünlü yemeklerinden birkaç tanesi. Zaten dikkat ederseniz Adana
Editörün Sonsözü: Bence dünyada sayılı güzelliği olan bir ülkede
yaşıyoruz. Görmediğimiz, bilmediğimiz yığınla kıymetli yerler,
sırlar, kültürler, adetler, tatlar var. Benim fikrimce bir insanın
ölmeden önce yapılması gerekenler listesinde yaşadığı ülkenin
her bir şehrini görmeli gibi maddesi olmalı. Kısa kısa 1-2 günlük
veya yakın mesafeye yapılan günübirlik ziyaretler bile kendimize
o kadar faydalı ve katkısı büyük oluyor ki. Bunu ancak oraya
gidip soluduktan, gördükten sonra fark ediyoruz. Görmediyseniz
bence bir haftasonunuzu ayırıp, Adana’nın sizi ağırlamasına izin
vermelisiniz.
Tuğçe Alparslan
[email protected]
OCAK 2010 AKO HABER 61
◆ SİNEMA ◆
Kurt Adam
Vizyon: 19 Şubat 2010
Yönetmen: Joe Johnston
Oyuncular: Benicio Del Toro,
Anthony Hopkins, Emily Blunt
Lawrence Talbot’un çocukluğu annesinin öldüğü gece sona ermiştir. Bir
yazar olan Lawrence, sessiz sakin
Victoria dönemi kasabası Blackmoor’u terk ettikten sonra kendisini toplayıp her şeyi unutmak için uzun yıllar
boyunca ortalıkta görünmez. Ancak
kardeşinin nişanlısı Gwen Conliffe’in,
kaybettiği biricik aşkını bulmak için
yardımını istemesi üzerine arama çalışmalarına katılmak için geri döner.
Kasabaya ulaştığında doymak bilmeyen bir kana susamışın kasaba halkını
tek tek öldürdüğünü; olayı araştırmak için Aberline adlı bir Scotland Yard
müfettişinin kasabaya geldiğini öğrenir.
Selânik’te çocukluktan
başlayan arkadaşlık önce
silâh arkadaşlığına sonrasında cumhuriyetle birlikte aynı ideallerin peşinde
yürüyen yarım asırlık
dostluğa ve ölene kadar
süren kardeşliğe dönüştü… Atatürk ve Salih
Bozok… “Veda” Salih
Bozok’un anlatımıyla, bu
dostluğun, Atatürk’ün hayatının dönüm noktalarının, vatanı kurtarmak için
ölüme meydan okuyan
bir kuşağın komutanının
hikâyesi…
Alis Harikalar
Diyarında
Vizyon: 5 Mart 2010
Yönetmen: Tim Burton
Oyuncular: Mia Wasikowska,
Johnny Depp, Anne Hathaway
Walt Disney Pictures ve yenilikçi yönetmen
Tim Burton’dan epik bir 3D (3 Boyutlu) formatında fantastik macera Alis Hariklar Diyarında geliyor, tüm zamanların en çok sevilen
masallarından birinin büyülü ve düşsel değişimi. Johnny Depp Çılgın Şapkacı ve Mia Wasikowska küçük bir kız olarak ilk kez karşılaştığı
garip dünyaya geri dönen, çocukluk arkadaşları
Beyaz Tavşan, Tweedledee ve Tweedledum,
Fare, Tırtıl, Cheshire Kedisi ve elbette Çılgın
Şapkacı’yla yeniden bir araya gelen 19 yaşındaki Alis rolünde. Alis gerçek kaderini bulmak
için fantastik bir yolculuğa çıkar ve Kupa Kraliçesi’nin korku krallığına son verir.
Garfield Süper
Kahraman
Vizyon: 29 Şubat 2010
Yönetmen: Mark A. Z. Dippe
Süper kötü Vetvix barışçıl Dorkon gezegenine saldırmış, hem Çizgi Roman
hem de Karikatür evrenini işgal etmesine yardımcı olacak bir icadı çalmıştır. İcat ne mi? Altı üstü bir molekül
karıştırma aleti (adı Molkar Silahı),
herhangi iki nesnenin, hatta insanların
moleküllerini birbirine karıştırabilen
bir alettir bu! Ve bu silahla vurulanlar,
Molkar Silahı’nı ateşleyenin kontrolü altına girmektedir. Ama Molkar
Silahı için gerekli gücü sağlayabilmesi için, Vetvix Garzooka’nın büyük
bir akıllılık ederek çaldığı ve Karikatür Dünyası’na kaçırdığı Klopman
Kristali’ne ihtiyaç duymaktadır.
OCAK 2010 AKO HABER 62
◆ KİTAPLIK ◆
Futbolun
Bukalemunları
Tarkan Kaynar
Futbolun Bukalemunları, sıradışı bir futbol kitabı. 1910’dan
bugüne Türk futbolundaki
sansasyonel transferler; tutku,
ihanet, fedakârlık, zirveye çıkış,
dibe vuruş belgesel bir film tadında aktarılıyor. Refik
Osmani’den Talat Paşa’ya, Metin Oktay’dan Lefter’e,
Şenol-Birol’dan Baba Recep’e, Rıdvan’dan Tanju’ya,
Hasan Vezir’den Sergen’e, Tümer’den Rüştü’ye, Emre’den Mehmet Topuz’a pek çok futbolcunun heyecanlı
transfer hikâyesi anlatılıyor.
Yol Durumu
Münir Göle
Bezgin Martı ve
Çılgın Kelebek
Artun Ünsal
Prof. Dr. Artun Ünsal’ın gazete ve
dergi yazılarından oluşan son kitabı
Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek…
Türkiye son yıllarda çok değişti. Ne
var ki kimi gözlem ve izlenimlerimin
bugün de bir ölçüde geçerli olduğunu sanıyorum. Çünkü her
toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da alışkanlık ve
davranışlar moda deyimiyle ezberler kolay değişmiyor. Gene
de gelecek konusunda iyimserliğimi hiç yitirmedim.
Sırma’nın
Günlüğü
Naşide Gökbudak
Yol Durumu düşünen adamın yolculukları ya da hayat yolculuğuna dair
bir kitap olarak da tanımlanabilir.
Kitap edebiyatla, tarihle, sanatla,
bugünle, geçmişle kolkola bir anlatımla ilerliyor. Münir Göle kavramları, görüntüleri, zamanı harmanlayan, net bir dile sahip. Yol
Durumu Münir Göle’nin gittiği yörelerde çektiği fotoğrafları
da içeriyor. Bu siyah-beyaz sanatsal fotoğraflar Göle’nin yaklaşımını tamamlayan nitelikte ve “yol”u yansıtan çalışmalar.
Honduras!’tan Endülüs’ün Kusuru’na, Iskalanan Yerler’e...
çoğu kez düşündüren, yer yer güldüren, hem ağırbaşlı hem
hızlı bir kitap Yol Durumu.
Büyük Düşün
Hakan Büyükdere
Büyük kararlar verirken, başlama
noktası ve ilk adımlar her zaman
hayati önem taşır. Çoğu zaman
bu adımları atarken küçücük bir
söz, geçmişte kalmış bir hikâye
yolumuzu aydınlatabilir ve bize
ilham verebilir. İşte bu tür durumlarda elimizin altında olmasını
arzu edebileceğiniz bir kaynaktır “Büyük Düşün, Küçük Adımlarla Başla”. Hakan Büyükdere’nin titizlikle
kaleme aldığı ve her biri bir yaşam dersi niteliği taşıyan
bu hikâyeleri okurken, hayatımız boyunca tanık olduğumuz ancak her seferinde gözümüzden kaçmış detayları
görme şansı bulacak; yaşam denen efsanenin, içinde
muhafaza ettiği cevapları keşfedeceksiniz.
Annesi onu doğururken, babası
ise o henüz iki yaşındayken
ölmüştür Gurbet’in. Evinde
kaldığı köy ağası ve ailesi
için de sadece bir beslemedir.
Ve bir gün, bir kamyon kasasında
kendini okutacak ve bu hayattan
kurtaracak Devlet Baba’yı bulmak için yolculuğa başlar.
Devlet Baba’yı bulamadığı Ankara’da, küçük Gurbet
‘Sırma’ olur ve bir dilenci çetesinin eline düşer. Daha
sonra İstanbul’daki bir fuhuş çetesine satılan Sırma’nın;
hayatla, kendiyle, erkeklerle, geride bıraktığı utanç ve
korkuyla mücadelesi başlar...
Oryantalizm ve
Hayırseverliğin
İttifakı
Nora Şeni
19. yüzyıl, özellikle aydınlanma
düşüncesinin etkisiyle, zengin ve
nüfuzlu kimselerin bir tür toplumsal
sorumluluk olarak başlattığı filantropik girişimlere tanıklık
etmiştir. Bu kişiler okul ve hastaneler kurmuş, yoksulların
yardımına koşmaktansa eğitimsizlik ve hastalığı engelleyen
kurumlar oluşturmuşlar, daha sonra bilgin ve sanatçıları himaye ederek mesenlikte de öncü rol oynamışlardır. Bu yardımlaşmayı din ve Tanrı aşkına değil de insan sevgisi adına
icra etmişlerdir.
OCAK 2010 AKO HABER 63
◆ HAYATA DAİR ◆
Bir Öğrencimin Öğrettikleri!
Okulda bir öğrencim vardı. Adı Sally’di. Ailesiyle tanışmak istedim. Ailesiyle konuşan Sally, iki gün sonra, ‘Ailemle konuştum;
sizinle tanışmaktan mutlu olacaklarını söylediler,’ dedi. Sally’nin
ailesinin yaşadığı kasaya gittim. Çok güleryüzlü bir aileydi.
Ailede, iki olay gerçekten dikkatimi çekti. Bunlardan ilki,
Sally’nin babası George’un torunlarıyla konuşurken onların göz hizalarına inmesiydi. Bunu o kadar doğal yapıyordu ki, artık farkına varılmadan yapılan bir davranış
olduğu belliydi. Sally’ye, babasının torunlarıyla hep böyle mi
konuştuğunu sordum. ‘Evet’ yanıtını alınca, kendisi çocukken
de babasının, onunla göz hizasına inerek mi konuştuğunu sordum. ‘Evet, biz böyle biliyoruz. Ağabeyim Brian da çocuklarıyla
böyle konuşur; ben de kendi çocuklarımla böyle konuşacağım’
dedi. İnsan psikolojisi benim uzmanlık alanımdı ama üç çocuğumdan hiçbiriyle göz hizasına inerek konuştuğumu hatırlamıyordum. Kendime kızdım. Sonra bütün nesilleri yetiştiren kültür
ortamına kızdım. Daha sonra kimseye kızmayacağımı anlayarak,
oradaki öğrenme fırsatından yararlanmaya karar verdim.
Bu güleryüzlü sıcak ailede dikkatimi çeken ikinci olay, Sally’nin
ağabeyi Brian’ın davranışı oldu. Brian, varlıklı biriydi. Kahvaltıdan sonra telefon çaldı ve Brian bir süre telefonla konuştu. Ofisten arıyorlarmış, bir işadamı Los Anegeles’ta imiş, kendisiyle
görüşmek istiyormuş. Başka bir randevusu olduğunu söyleyerek
bu teklifi reddetmiş olan Brian, bize durumu şöyle açıkladı: ‘Dört
çocuğum var ve her hafta biriyle dört saat başbaşa geçiririm.
Bugün dört yaşındaki kızım Mary’le randevum var. Brian’ın çocuklarıyla zaman geçirmeyi daha önemli görüyormuş. Brian’ın
nelere öncelik verdiği belli oluyordu. Brian için çocukları şüphesiz en az işi kadar önemliydi. Brian’ın yaşamında bununla ilgili
bir pişmanlık duygusu, bir ‘keşke’ olmayacaktı.
Sally’e sordum: ‘Baban seninle randevulaşır mıydı?’ ‘Evet’, dedi,
‘yalnız benimle değil, her çocuğuyla sırasıyla başbaşa zaman geçirirdi. Ve ilave etti, ‘Biz böyle gördük, böyle biliyoruz. Benim
çocuğumun da babası böyle yapacak!’. Gülümseyerek, ‘Nereden
biliyorsun?’ diye sordum.
“Nişanlım Frank ile de bu konuda hemfikiriz.” diye cevap verdi. Daha doğmadan çocuğun gelişme ortamıyla ilgili bir bilinç
oluşmuştu. Kendi çocuklarıma içim yandı. Evlenmeden önceki
bilincimi, kafamın karmaşıklığını, evlendiğim kıza ettiğim eziyetleri ve ondan da acısı, kendi yavrularıma çektirdiğim acıları
düşündüm. Biraz daha düşününce bu sefer kendi çocukluğuma
içim yandı. Ve son durak olarak ülkemin tüm çocuklarına içim
yandı. Yine kimseye kızamayacağımı anlayınca, ‘bundan sonra
ne yapabilirimle ilgili düşünmeye karar verdim.
Değerli okurum; yazdığım kitaplar ve seminerlerim ‘Ne yapabilirim?’ sorusuna verdiğim yanıtlardır. Sally’nin yetiştiği ortamı
görmüş ve anlamış biri olarak onun davranışlarına şimdi daha iyi
anlam verebiliyorum. Sally, ailesinde varoluşun beş boyutunu da
doya doya yaşayabilmişti. Çocuğun hizasına inerek onunla göz
göze konuştuğunuz zaman çocuk, ‘Sen varsın, sen doğalsın, sen
değerlisin, sen güçlüsün ve sen sevilmeye layıksın’, mesajı alır
ve çocuğun ‘can’ı beslenir. Çocuğuyla randevusuna sadık kalan
baba, ‘Seninle zaman geçirmek istiyorum, seni özledim’, mesajını güçlü olarak verir.
Çocuk bu mesajı zihinsel olarak değil, sezgisel olarak alır ve aldığı bu sezgisel mesajlar sayesinde çocuğun hamuru, ‘Ben sevilmeye layık biriyim!’ diye yoğrulur. Bir ana babanın çocuklarına
verebileceği en büyük miras, varoluşun beş boyutunda beslenmiş
ve buna inanmış güçlü bir ‘can’dır.
-AlıntıDoğan Cüceloğlu
OCAK 2010 AKO HABER 64

Benzer belgeler

Sayı 37 - ako haber

Sayı 37 - ako haber Çetin Emeç Bulvarı 106. Cad. 34/9 Kat:2-3 Öveçler Ankara Tel:0312 473 97 02 Faks: 0312 473 97 08 [email protected] - www.ekonometri.com.tr Baskı Sonsöz Matbaası İvedik OSB Matbaacılar Sitesi ...

Detaylı