Şirketler Grubumuz, Rusya`nın En Büyük Market

ŞUBAT 2015 Sayı:208
Şirketler Grubumuz, Rusya’nın En Büyük Market
Zincirlerinden Olan X5 Marketler Zinciri İle Anlaşma Sağladı
Türk Gıda Kodeksi Uygulamaları
Bilindiği üzere, gıda ürünleri ile ilgili hijyen
ve sağlık koşullarını tanımlayan ‘‘Türk Gıda
Kodeksi Et ve Et Ürünleri Tebliği’’ geçtiğimiz
günlerde yenilendi. Bu yeni tebliğ ile kasap,
süpermarket vb. perakende satış yapan işletmelerde parça kanatlı etlerinin dökme
olarak satışı yasaklanırken, kanatlı etleri bu
işletmelerde sadece asıl üretici tarafından
hazırlanmış ambalajı ile piyasaya sunulabilecek. Ayrıca satış yapılan yerlerde fermente
sucuk, pastırma, köfte gibi et ürünleri hazırlanamayacaktır. Yürürlüğe giren yeni uygulama sayesinde, halkımızın kaynağı bilinen
ve dolayısıyla daha güvenilir olan ambalajlı
ve markalı ürünlere ulaşması kolaylaşırken,
hayvansal protein ürünlerinin satış aşamasında da hijyenin maksimum oranda korunması öncelikli olmuştur. Böylece, ürünün
hangi koşullarda, ne zaman ve hangi firma
tarafından üretildiği gibi tüketici için son derece önemli olan birçok kritik konu şeffaflık
kazanacak ve tüketicilerin akıllarındaki tüm
sorular da cevaplanmış olacaktır. Ayrıca gıda
güvenliğinin 360 derece korunması için de
satış noktalarındaki olası risklerin önlenmesi
halk sağlığı için büyük önem taşımaktadır.
Keskinoğlu olarak biz, piliç eti üretiminden
ambalajlanmasına, nakliyesinden nihai tüketiciye ulaşana kadar ki tüm süreçlerde, soğuk zinciri maksimum oranda korumak için
var gücümüzle çalışıyor ve yatırımlarımızı
bu yönde gerçekleştiriyoruz. Yem üretiminden lojistiğe kadarki tüm süreçleri aynı çatı
altında toplayarak dünya normlarının da üstündeki kriterlerle üretim yapan şirketimiz,
sahip olduğu ISO 9001, ISO 22000, EFSİS
belgesi ile dünyada sayılı markalara verilen
British Retail Consortium (BRC)’un uluslararası gıda güvenliği yönetim sistemi belgelerine sahiptir. Kalitenin sadece kurallarla
sınırlı kalmaması gerektiğine inanan şirketimiz, yaptığı çalışmalarla sektörde kendini
kanıtlamış ve ilklerin öncülüğünü de gönüllü
olarak üstlenmiştir. Bu bağlamda 2006 yılında hayata geçirdiğimiz Piliç Kimlik Kartı
projesiyle, piliç eti ambalajları üzerinde bulunan numaraları internet sitesine giren tüm
tüketicilerimiz, tesislerimizde üretilen bu
ürünler hakkında detaylı tüm bilgilere ulaşabilmektedirler. Şeffaflığı bir adım daha öteye
taşıyarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren
şirketimiz, 2013 yılında kurduğu Keskinoglu.
TV ile üretim tesislerinden 7/24 canlı yayın
yapmaktadır.
“Çocuklarıma yedirmediğim hiçbir şeyi tüketicime de yedirmem” felsefesinden aldığı
güçle yarım asrı geride bırakan bir şirket
olarak, tüketici sağlığını gözeten yenilikçi
yaklaşımları sürdürmeye devam edeceğiz.
Artan tüketici bilinci ve hassasiyetiyle gıda
güvenliğinin öğretilmesi için daha elverişli
zeminler yaratan bu günlerde, devletimizin
bu yöndeki olumlu çalışmaları sonucunda yürürlüğe giren bu yeni uygulama ile artık sofralara ulaşan ürünler daha sağlıklı olacaktır.
Şirketler grubumuz, 9 – 13
Şubat 2015 tarihlerinde düzenlenen ve Rusya’nın alanında en
büyük gıda fuarlarından olan
Moskova Prodexpo Fuarı’na
geniş ürün gamıyla katıldı.
Türkiye’den fuara tek piliç eti
üreticisi olarak katılan şirketimiz, piliç eti için 1 milyon dolarlık, Ravika markalı zeytinyağı
için ise 150 bin dolarlık ihracat
anlaşmasına imza attı. Türkiye’den Rusya’ya yapılan piliç
eti ihracatının yüzde 50’sini tek
başına karşılayan şirketimiz,
Ravika için yapmış olduğu bu
son anlaşmayla da Türkiye’nin
Rusya’ya yaptığı zeytinyağı ihracatının yüzde 10’unu gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Rusya’ya zeytinyağı ihracatına
2012 yılında başladıklarının
altını çizen Keskin Keskinoğlu
“145 milyona yaklaşan nüfusuyla, kişi başı tüketimin he-
nüz 1 litrenin altında olduğu
Rusya, zeytinyağı için büyüme
potansiyeli taşıyan pazarlardan biri. Türkiye’nin Rusya’ya
2011’de 236 ton olarak gerçekleştirdiği zeytinyağı ihracatının 2013 sonunda 600 tona
yükselmesi de bunun önemli
bir göstergesi. Biz fuarda 1
milyon dolarlık piliç eti ihracatı
ve 150 bin dolarlık zeytinyağı
ihracatı için anlaşma imzaladık. Ravika için Rusya’nın en
büyük zincir marketlerinden
olan X5 Marketler Zincirinin
85 şubesi ile anlaştık. Rusya
gıda ürünlerinde Türkiye için
önemli bir alternatif olabilir.
T.C. Ekonomi Bakanlığımızdan
geçtiğimiz günlerde Rusya’ya
giden heyetin yaptığı ikili
görüşmeler sonucunda, Rusya
ile olan ticari hacmimizin hızla
büyüyeceğine inanıyorum”
dedi.
Şirketler Grubumuz, Şirket Araçları İçin Avis Güvencesini Tercih Etti
“Tavukçuluk sektöründe
52. yılına giren şirketler
grubumuz, dünyanın
lider araç kiralama şirketi
Avis’ten, uzun dönemli filo
kiralama hizmeti almaya
başladı.”
Tavukçuluk sektöründe 52.
yılına giren şirketler grubumuz, dünyanın lider araç
kiralama şirketi Avis’ten,
uzun dönemli filo kiralama
hizmeti almaya başladı.
Şirketimiz müşterilerine
daha hızlı ve dinamik bir
hizmet sunmak için 30.000
adetlik araç parkıyla hizmet
veren Türkiye’nin lider ve
öncü araç kiralama şirketi
Avis’ten uzun dönemli
kiraladığı araçlarını geçtiğimiz günlerde teslim
aldı. Teslimat törenine
yönetim kurulu üyelerimiz İsmail Keskinoğlu ve
Hamit Keskinoğlu, Avis
Filo Uzun Dönem Satış ve
Operasyon Müdürü Hasan
Hüseyin Kurt, Birmot İzmir
Temsilciliği Şube Müdürü
Mürsel Yakut katıldı.
Yönetim kurulu üyemiz
İsmail Keskinoğlu, “Şirketimizin binek araç ihtiyacı için
başlayan bu işbirliği ilerleyen dönemlerde daha da
büyüyecek. Avis’ten kiralanan binek araç sayısının kısa
vadede 50’ye ulaşmasını
planlıyoruz. Operasyonel
kiralama, şirketlere hem
kolaylık hem de sabit gider
avantajı sunuyor” dedi.
Şirketimiz, Gulfood 2015’te Piliç Döner ile Ziyafet Yaşattı
ürünlerimizin üzerine Türk
bayrağı koyuyoruz. Ayrıca
“Şirketler grubumuz, geçürünlerimizin islami usulle
tiğimiz günlerde Dubai’de
düzenlenen Gulfood 2015
kesiminin yapılması, taUluslararası Gıda & Otel
vukların sadece bitkisel ve
Ekipmanları Fuarı’na işlendoğal yemlerle beslenmesi,
miş piliç eti ve zeytinyağı
kalitesi ve lezzeti de Arap
ürün gamıyla katıldı.”
ülkelerinde tercih edilmesine neden oluyor. Amacımız
Türk pilicini tüm dünyada
sofraların temel besinlerinden biri haline getirmek”
dedi.
75 ülkeye yaptığı ihracatla
nın en büyük gıda fuarBu yıl 20.’si düzenlenen
2015 yılında 100 milyon dola- ları arasında yer alıyor.
fuara 87 ülkeden 4.200
rın üzerinde gelir hedefleyen
Bölgede piliç eti pazarını
firma katıldı. Şirketler gruşirketler grubumuz, geçtiğimiz Amerika ve Brezilya elinde bumuzun zeytinyağı ve özel
günlerde Dubai’de düzenlebulunduruyordu ama
sosla marine ettiği Türk
nen Gulfood 2015 Uluslararası artık Türkiye onlar için çok piliç döneri, ziyaretçilerGıda & Otel Ekipmanları Fua- büyük bir rakibe dönüden tam not aldı. Lezzeti,
rı’na işlenmiş piliç eti ve zeyşüyor. Arap ülkelerinde
geleneksel beğenilere göre
tinyağı ürün gamıyla katıldı.
yayınlanan Türk dizileri
hazırlanan Keskinoğlu piliç
Fuarda gördükleri ilgiden son sevilerek izleniyor, bu da
döner, tam otomatik makiderece memnun kaldıklarını
Türk ürünlerine olan talebi neler kullanılarak pişirildiği
belirten Keskin Keskinoğlu,
arttırıyor. Bizler, bu ülkeiçin teknolojisiyle de takdir
“Gulfood 2015 Fuarı, dünyalere gönderdiğimiz tüm
gördü.
2
Keskinoğlu’ndan Türkiye’ye Bir İlk Daha: Doğanın
Armağanı Yumurta, Şimdi 7 Tahıllı Haliyle Sofralarda…
2000’li yılların başında
Türkiye’yi Omega 3, Selenyum, DHA gibi özellikli
yumurtalarla tanıştıran şirketler grubumuz, şimdi de
Keskinoğlu 7 Tahıllı Yumurta’yı tüketicilerin sofrasına
ulaştırmaya başladı. Anne
sütüne en yakın besin olan
yumurta, piyasaya sunduğumuz bu yeniliğiyle artık
en sağlıklı besin gruplarının
başında gelen tahılların
da tüm katkısını içeriyor.
Keskinoğlu 7 Tahıllı Yumurta için, tavuklar içeriğinde
mısır, buğday, arpa, karabuğday, yulaf, çavdar ve
pirinç kullanılan yemlerle
besleniyor.
AR-GE departmanımızın
1 yıla yaklaşan çalışma-
ları sonrasında geliştirilen
ve 2014 sonunda pazara
sunulan Keskinoğlu 7 Tahıllı Yumurta’nın şu andaki
üretim miktarı günlük 100
bin adet. Her geçen gün
farklılaşan tüketici beklentilerini karşılayabilmek için
geliştirilen Keskinoğlu 7
Tahıllı Yumurta’nın sarısı,
diğer yumurtalara oranla biraz daha koyu renkte ancak
lezzetindeki farklılığı ise kişiden kişiye göre değişiyor.
Besin değerleri açısından
diğer yumurta çeşitleriyle
eş değer olan Keskinoğlu 7 Tahıllı Yumurta’nın
başlıca farklılığı, tavukların
yem içeriğinde mısır, arpa
ve buğdaya ilave olarak
karabuğday, yulaf, çavdar ve
pirincin de kullanılmasıdır.
“2000’li yılların başında
Türkiye’yi Omega 3, Selenyum, DHA gibi özellikli
yumurtalarla tanıştıran
şirketler grubumuz, şimdi de Keskinoğlu 7 Tahıllı
Yumurta’yı tüketicilerin
sofrasına ulaştırmaya
başladı.”
Şirketimiz, Uluslararası Gıda Güvenliği Denetimi
“BRC”den A Sınıfı Başarıyla Geçti
Global bir marka olmak için
emin adımlarla ilerleyen
şirketler grubumuz, hedefine giden yolda, üretimini
ve kalitesini uluslararası
platformlarda da onaylatmaya hızla devam ediyor. Bu
kapsamda, üretimde şeffaflık, gıda risklerinin minimize
edilmesi, önleyici metotlarla
gıda güvenliğinde proaktif
yaklaşım, geniş kapsamlı
kalite, hijyen ve ürün güvenliği gibi birçok bileşeni aynı
anda talep etmesi nedeniyle
Türkiye’de sınırlı sayıda firmanın sahip olduğu BRC Sertifikası’nı geçtiğimiz günlerde 1 yıl
süreyle geçerli olacak şekilde
tekrar yeniledi. Uluslararası
arenada kabul görmüş gıda
güvenliği standartlarında kapsayıcı bir çerçeve oluşturmak
ve gıda güvenliğinin gelişmesine yardımcı olmak için İngiliz
Perakendecilik Konsorsiyumu
(British Retail Consortium
Standard) tarafından geliştiri-
len BRC Sertifikası’nı şirketimiz
ilk olarak 2009 tarihinde almıştı.
İş yapma felsefesinde, hijyen,
insan ve hayvan sağlığına saygı,
uluslararası standartların uygulanması gibi öncelikli ilkeleri
tavizsiz gözeten şirketimizde, bu
anlayışının yansımaları arasında
uyguladığı Piliç Kimlik Kartı, Yumurta Kimlik Kartı, Keskinoglu.TV
gibi şeffaflık göstergelerinin yanı
sıra sayısı her geçen gün artan
kalite belgeleri de öne çıkıyor.
Kalitesi ve üretim güvenilirliği
tüm dünyada kabul görmüş bir
firma olan ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)
tarafından, 2009 yılında ‘Gıda
Güvenliğinin Başarılması Madalyası’ ile ödüllendirilen Keskinoğlu, sahip olduğu BRC Sertifikası,
GİMDES Helal Gıda Sertifikası,
TSE Helal Gıda Sertifikası, ISO
14001, ISO 9001 ve ISO 22000
kalite belgelerinin de katkısıyla
bugün dünyanın 75 ülkesinde
Türkiye’yi temsil ediyor.
“Şirketimiz, Türkiye’de
sınırlı sayıda firmanın sahip olduğu BRC
Sertifikası’nı geçtiğimiz
günlerde 1 yıl süreyle geçerli olacak şekilde tekrar
yeniledi.”
3
Kanatlı Üretiminde Suyun Önemi
Kanatlı hayvan üretiminde su, bakım ve
idare ile içme suyu olmak üzere iki amaçla kullanılmaktadır. Bu suyun belirli niteliklere sahip olması gerekir. Kanatlılarda
yaş, cinsiyet ve türe göre değişmekle birlikte vücutlarının %55-77’si sudan oluşmaktadır.
Su, kanatlı metabolizması için birçok yönden önemli bir besin kaynağı durumundadır. Dokuların ve hücrelerin bileşiminde yer aldığından, vücutta meydana
gelen metabolizma olaylarında önemli
bir ortamdır. Vücut ısısının ayarlanması,
gıdaların sindirimi ve atıkların uzaklaştırılmasında su kullanılır. Ter bezleri bulunmayan kanatlı hayvanlar vücutlarındaki
fazla ısıyı, akciğerlerle ilişkisi olan hava
keseleri yoluyla suyu buharlaştırarak
uzaklaştırırlar. Normal sıcaklıkta tükettikleri yemin iki katı kadar su tüketen kanatlı hayvanlarda bu değer sıcaklık stresinde normal su tüketiminin iki veya dört
katına kadar ulaşır. Hastalık durumunda
da hayvanlarda yem tüketimi geriler. Bu
durumlarda aşı, ilaç ve antibiyotik uygulamasında su taşıyıcı olarak kullanılır.
Sindirim sistemlerinin farklı olmasından
dolayı kanatlı hayvanların sürekli olarak
taze ve temiz suya gereksinimleri vardır. Sindirim sistemlerinin yapısı fazla su
alma kapasitesine sahip değildir. İhtiyaç
duydukça alabilecekleri nitelikli suyun
her zaman hazır olması gerekir. Ayrıca
gerektiği miktarda ve nitelikte su, kanatlı
hayvanlar tarafından alınmadığı durumlarda önce verim düşüklüğü, ilerleyen yetersizlikte verimden kesilme ve tüy dökme gibi sorunlar olmaktadır. Su; besin
maddelerinin taşınmasında, emiliminde,
sindirim atıklarının boşaltılmasında ve ısı
regülasyonunda gerekli bir besin maddesidir. Hayvanlarda optimum büyüme,
üretim ve etkili bir yemden yararlanma
için yüksek kalitede suya sürekli gereksinim duyulur. Yem tüketimi ile su alımı
Ramazan Eksik
4
arasında sıkı bir ilişki bulunmakta olup, su
tüketimi azaldıkça yem alımı da azalmaktadır.
Kaliteli içme suyunun temiz, renksiz, kokusuz, tortusuz ve zararlı maddelerden
uzak olması gerekir. Bu bakımdan yapılan
testler önem kazanmaktadır. Suda bulunan bakteri veya mikroorganizma, mineral madde, fiziksel veya kimyasal ajanların varlığını veya yokluğunu ortaya koyan
testler su kalitesini belirlemektedir.
Kümes Suyunda Sertlik:
Geçici sertlik magnezyum bikarbonat ve
kalsiyum varlığından kaynaklanmaktadır.
Sürekli sertliğe ise kalsiyum ve magnezyum sülfat neden olmaktadır. Sertlik, su
dağıtım sisteminde tıkanmaya neden olur.
Sodyum ve potasyum sertlik nedeni değildir. Yumuşatıcılar sertliği giderebilir ancak
toplam erimiş katı madde miktarını değiştirmez.
Üç haftalık etçi civcivlere magnezyum
karbonatın 100 ppm’in üstündeki miktarı
veya kalsiyum yedirildiğinde, magnezyum
yemden yararlanmayı geliştirmiş, ancak
bacak anormalliklerine neden olmuş, kalsiyumun ise benzer bir etkisi olmamıştır.
Kimyasal dengeyi bozacak kadar sert olan
suların kullanılmasından kaçınmak gereklidir.
Kümes Suyundaki Asitlik ve Alkalilik:
Doğal suların pH’sı 4-9 arasındadır. İçme
suyunun pH sınırının 2-10 olması kanatlılarda su tüketimini etkilemektedir. Bununla birlikte, pH sınırının 6-9 değerlerinin dışında olması metalik ekipmanlarda
aşınmaya neden olmaktadır. Kaliteli bir
suyun pH’sı 6.8-7.8 arasında olmalıdır. Suyun asitliği arttıkça sindirim üzerine olumsuz etkide bulunmakta, sulama sistemini
aşındırmakta, su ile verilen aşı ve ilaçların
etkilerini azaltmaktadır.
Su yönetiminin kanatlı performansı ve
ürün kalitesine etkileri İçme suyuna filtreleme, yumuşatma, asitleme, nötürle-
Turgutlu’da bulunan 17 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle
bu ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini tebrik eder,
başarılarının devamını dileriz.
me, dezenfekte etme, manyetik çökertme
uygulamaları kanatlıların performansını
artırmak ve katkı maddelerinden yüksek
düzeyde yararlanmalarını sağlamak amacıyla uygulanır. İçme suyu aşı, ilaç ve diğer
katkı maddelerinin kanatlı hayvanlara verilmesinde taşıyıcı olarak kullanılır. Kanatlı
hayvanlar canlı ağırlığına bağlı olarak yem
alımı sırasında bir çok kez su tüketme eğiliminde olduklarından ilaçların verilmesinde suyun taşıyıcı olarak kullanılması etken
bir yöntemdir. Bu açıdan tüm kanatlı çiftlikleri doğru dozun kanatlılara verilmesini
sağlayacak içme suyu dağıtım sistemlerine
sahip olmalıdır. İçme suyuna yapılan uygulamalar ve katkı maddesi eklemeleri doğru bir şekilde yapılmalı ve sorunlara yol
açabileceği unutulmamalıdır. Su dağıtım
sistemleri, su yönetimi ve katkı maddeleri
çevresel stresleri hafifletebilmektedir.
Suyun Dezenfeksiyonu:
Tavuklara dezenfekte edilmiş su verilmesine ilgi giderek artmaktadır. Yüksek seviyede bakteri içeren suların dezenfekte
edildikten sonra kullanılması gerekir. Bazı
dezenfektanlardan istenilen sonuç elde
edilememekte, kullanılan sularda bakteri
bulunabilmektedir. Bu tipteki suları dezenfekte etmektense bulaşmayı önleyici
çalışmaların yapılması gerekir. Sonuçta
bulaşma önlenemiyorsa başka su kaynakları araştırılmalıdır. Suda düşük seviyede
bakteri olsa bile, kanatlılar bu suyu tüketinceye kadar, dağıtım sisteminde mikroorganizmalar hızla çoğalabilmektedir. Bu
durumlarda sulukların her gün dezenfeksiyonu sağlanmalıdır. Suların dezenfeksiyonu ve mikroorganizma sayısının kontrol
altına alınabilmesi için klorlama yada buna
benzer diğer yöntemler kullanılmaktadır.
Suyun dezenfekte işleminin insan sağlığını
etkilemeyecek biçimde yapılmalıdır. İçme
suyu klorlama, iyotlama, ultraviyole ışık ve
ozon uygulamalarıyla kolaylıkla dezenfekte edilebilir.
Urla’da bulunan 45 bin kapasiteli
çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın
başarılı üreticileri arasında yer aldı.
Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz.
Hakan Kutlu
Sebzeli Tavuk Graten
Hazırlanışı:
Havuç, patates, kuru soğan, kırmızı kapya biberi vetavuk etlerini küçük küpler halinde doğrayın. Karnabaharı küçük parçalara ayırın ve derin dondurucuda
10 dk. kadar bekletin. Sarımsakları ince ince doğrayın. Bir tavada tavukları soteleyip, kenara alın. Aynı
tavada sebzeleri soteleyin ve tavuklarla karıştırarak
tuz ve karabiberi ekleyin. Un ve tereyağını ayrı bir tavada kavurun. Rengi kahverengiye dönmeden altını
kapatın. Sütü tencerede ısıtın. Kuru soğanın üzerine defne yaprağını koyun ve üzerine karanfil batırıp
sütün içine koyun. Kaynamaya başladığında ocaktan alın. Kavurduğunuz un ve tereyağına ekleyerek
yavaş yavaş çırpın ve kıvam almasını sağlayın. Fırın
kabına sebzeli tavuk eti karışımını üzerine beşamel
sosunu yayın. Peynir serpin ve fırında üzeri kızarana
kadar pişirin.
Malzemeler:
Beşamel Sos İçin;
1 adet Keskinoğlu Tavuk
Göğüs Eti
1 adet Keskinoğlu Tavuk But
2 su bardağı bezelye
1 adet havuç
1 adet patates
½ adet kuru soğan
1 diş sarımsak
100 g karnabahar
1 adet kırmızı kapya biber
500 ml süt
4 yemek kaşığı tereyağı
Yarım çay bardağı un
1 adet defne yaprağı
½ adet kuru soğan
3 adet karanfil
Tuz
Karabiber
Ravika zeytinyağı
1,5 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
Çikolatalı Cheesecake
Hazırlanışı:
Bisküvilerle tereyağını robotton geçirin ve hamur
haline getirin. Hazırladığınız hamuru tart kalıbına
dökün. Krem peyniri, toz şekeri ve vanilyayı mikser yardımıyla yaklaşık 15 dakika çırpın. Kremayı
ekleyip 1-2 dakika daha çırpmaya devam edin.
Yumurtaları ekleyip yavaş devirde karıştırırken, 1
fincan nişastayı da malzemeye ekleyip iyice çırpın.
Son olarak erimiş çikolatayı ekleyin ve kremayı tart
kalıbına dökün. 120 derecelik fırında 25-30 dakika
pişirin ve servis edin.
Malzemeler:
2 paket bisküvi
120 g tereyağı
450 g krem beyaz peynir
200 g krema
½ su bardağı toz şeker
1 fincan nişasta
1 paket bitter çikolata
1 paket vanilya
4 adet Keskinoğlu Organic yumurta
5
VAROL
NALCI
İzmir Renaissance Otel Baş Aşçısı Varol
Nalcı ile mesleğinin keyif verici yönleri,
Türk halkının beslenme stili, favori lezzetleri ve aşçılık mesleğinin seçmek isteyenlere tavsiyeleri hakkında sizlerin de keyifle okuyacağı bir sohbet gerçekleştirdik.
“Bu meslekte tabi ki herkesin
bir idolü vardır. Benim de
yanında uzun yıllar çalışma
fırsatı bulduğum ve stajyerlikten başlayıp uzun bir süre ara
verdikten sonra tekrar birlikte
çalışıp yardımcılığını yaptığım Duayen Chef Joachim
Roesler’dir.”
6
Bizlere mesleğe başlama hikayenizi anlatabilir misiniz?
İlk başlarda mesleğe mecburi iş
olarak başlamıştım. Yıllar geçtikçe, çalıştığım kaliteli oteller,
şefler ve kaliteli sunumlar, hizmetlerden dolayı bu mesleğin
çok keyifli ve heyecanlı olduğunu gördüm, mesleğe severek
devam ettim.
Şu an İzmir Renaissance
Otel’de Baş Aşçı olarak çalışıyorsunuz ve mesleğiniz dışarıdan bakıldığında çok keyif
verici görünüyor. Mutfağınızda
neler yaşıyorsunuz, biraz anlatabilir misiniz?
Zaten dışarıdan görüldüğü gibi
çok keyifli, çalışmalarımız da
o şekilde oluyor. Biraz aksiyon
biraz hız bazen de sert tabi
ki. Renaissance Izmir Hotel,
Marriot International Oteller
zincirinin ‘lifestyle’ markası.
Yarattığımız her lezzet, sundu-
ğumuz her hizmet keşfetmeyi
seven misafirlerimizin gününü
aydınlatmak, onları keyifle
şaşırtmak, yediklerine, içtiklerine, gördüklerine ve aldıkları
hizmete hayran bırakmak için.
Yani Renaissance Izmir Hotel’de
bizim işimiz konsept olarak da
neşeli, yenilikçi ve eğlenceli.
Meslek hayatınızda birlikte çalıştığınız ustalardan bahseder
misiniz?
Bu meslekte tabi ki herkesin bir
idolü vardır. Benim de yanında
uzun yıllar çalışma fırsatı bulduğum ve stajyerlikten başlayıp
uzun bir süre ara verdikten sonra tekrar birlikte çalışıp yardımcılığını yaptığım Duayen Chef
Joachim Roesler’dir. Benim için
özeldir. Bir çok iyi şefle çalıştım,
Sezgin Söğüt, Jean Pier Hupin,
Romeo Garcitorena gibi şefler
ile çalışma fırsatı buldum.
Son yıllarda 5 yıldızlı otellerin
mutfağında Türk şeflerin görev
yaptığını görmekteyiz. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Tabi ki güzel bir durum... Kendilerini geliştirdikten sonra neden
olmasın? İyi bir eğitim, mesleki
altyapı, tecrübe, deneyim olduktan sonra zaten kendiliğinden iyi
oteller sizi değerlendiriyor.
Genelde Türk insanının beslenme şekli nedir? Daha çok neleri
tercih ediyorlar?
Eskiye göre çok iyi ve bilinçli.
Sağlıklı ama keyifli tatlar bilinçli
misafirin seçeneği. Ege ve Akdeniz etkisinden dolayı, deniz
mahsülleri çok tercih ediliyor.
Mutfağınızda olmazsa olmaz
dediğiniz malzemeler var mı?
Zeytinyağlı ve tavuklu yemeklerden favorileriniz var mı?
Olmazsa olmazım sızma zeytinyağıdır. Tavuklu olarak da favori
yemeğim sous vide’de pişirilmiş
tavuğu severim ya da limonlu
tavuk da olabilir.
Türk mutfağı dünyada ne kadar
tanınıyor? Bu konudaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
İyi şeflerimiz var tabi ki iyi markalarla çalışanlar. Onların çok iyi
şeyler yaptığını düşünüyorum.
Fakat boynuna madalya takıp
dolaşan şefler değil (madalya
takıp mesleki eksikliğini o şekilde
kapatanlar hariç)
Dünya mutfakları arasında
yapmaktan ve yemekten en çok
keyif aldığınız yemek nedir?
Genel olarak hem tatsal hem de
görsel anlamda ‘sunumlar’ yapmayı seviyorum. Fakat Akdeniz
Mutfağı benim için özeldir.
Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz?
Kaliteli. Kurumsal bir firma olması güven veriyor.
Son olarak, sizin gibi başarılı
bir şef olmak isteyenlere neler
tavsiye edersiniz?
Bu işe gönül veren arkadaşlara,
iyi bir eğitim almalarını, iyi marka
otellerde iyi şeflerle çalışmalarını, deneyimden faydalanmalarını
tavsiye ederim.
“Genel olarak hem tatsal hem de
görsel anlamda ‘sunumlar’ yapmayı seviyorum. Fakat Akdeniz
Mutfağı benim için özeldir.”
7
Egzama Tedavisi
Egzama nedir?
Egzama; çeşitli iç ve dış faktörlerin sonucunda, derinin iltihabi cevabı olarak ortaya çıkan klinik tabloların genel ismidir. Hastaların çoğunda ortak klinik özellikler gösterirler.
Deri; kişinin iç ve dış ortamları arasında bir sınır oluşturan,
duygularımızın ve reaksiyonlarımızın yansımasında önemli
rolü olan bir organdır. Yapılan araştırmalarda; dermatolojik
hastalıkların yaklaşık yüzde 40’ında, eşlik eden bir psikolojik bozukluk olduğu görülmektedir. Strese bağlı olarak ortaya çıkan deri hastalıkları arasında en sık görüleni ise stres
egzaması olarak adlandırılır.
Kimlerde görülür?
Egzaman son derece yaygın bir hastalıktır. En sık görüldüğü yaş grubu 30-50 yaş aralığıdır. Kadınlarda, erkeklerden
daha sık görülür. Hastalık, obsesif kişilik yapısına sahip kişilerde ve alerjiye yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülür.
Belirtileri nelerdir?
Bu hastalık; başlangıçta görünür herhangi bir bulgu olmaksızın, kişinin kaşıntı duyması ve sürekli kaşıntı ve sürtünme
sonucu ortaya çıkan belirtilerle karakterizedir. Kaşınan bölgelerde zamanla kızarıklık, kepeklenme ve deride kösele
benzeri kalınlaşma ile birlikte pul pul deri dökülmeleri ve
kabuklu yaralar ortaya çıkar. Egzama ilerlerse, bu bölgelerde zamanla sulantı, ağrı ve açık yaralar ortaya çıkabilir.
Daha da ilerlerse bu yaralardan deriye giren bakteriler enfeksiyona yol açabilir. Tedavi edilmezse kaşıntı sürekli bir
hal alır ve giderek vücudun değişik yerlerine yayılır.
Vücutta nerelerde oluşur?
Vücudun herhangi bir yerinde görülebilmekle birlikte; en
sık saçlı deri ense sınırında, sırtta kürek kemiklerinin üzerindeki deride ve bacaklarda ortaya çıkar. Özellikle kullanılan
elin ulaşabildiği deri alanlarında, akşamları artan kaşıntı ile
kendini gösterir.
Stres egzaması; kişinin vücudunun dile gelmesidir. Bu nedenle de son dönemde, özellikle dünyada yaşanan ekonomik krizle birlikte yaşanan psikolojik stresler, iş yoğunluğu,
işsizlik, kaygı ve endişe gibi durumlar nedeniyle stres egzaması vakalarına daha sık rastlıyoruz. Özellikle de saçlı deride ve sırtta daha çok ortaya çıkıyor. Çünkü buralar, gün
içerisinde rahatlıkla kaşınabilecek bölgeler olup, elin ulaşabildiği alanlardır. Saç derisi kalın olduğundan, belirtilerin
ortaya çıkması ve kaybolması daha uzunzamanalabilir.
Tedavisi:
Tedavi edilmeyen ve ihmal edilen durumlarda, deride geri
dönüşümsüz belirtiler meydana gelebilir. Deride kalınlaşma
ve deri renginde koyulaşma bazen yıllarca sürebilir. Stresin
tetiklediği bu hastalık da strese neden olur ve olay bir kısır
döngüye girer. Bu nedenle hastalığın erken tanısı ve tedavisi önemlidir. Tedavide kaşıntıyı önleyici sistemik ve lokal
ilaçlar ve kremler kullanılır. Altta yatan herhangi bir başka
problemin olup olmadığı araştırılır. İleri vakalarda psikolojik
destek de faydalı olur.
Daha rahat ve stressiz bir yaşam, tedaviye en önemli katkıyı
sağlayacaktır. Ayrıca cildin nemlendirilmesi çok önemlidir;
cilt PH’ı ile uygun, kurutucu etkisi olmayan şampuan ve
kremler kullanılmalıdır.
Kaynak: İnternet
8
Sevgili Anneciğim, Sevgili Babacığım
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları
söylemek isterdim: Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim.
Sizin çocuğunuz olsam da, sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum.
Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim.
Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşılarımda özgürlük tanıyın. Beni her zaman her
yerde koruyup horlamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim
görürsem, daha iyi öğrenirim. Bırakın, kendi işimi, kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım yoksa. Büyümeyi çok
istiyorsam da, ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi
alamıyorum. Bunu önemsemeyin, ama beni şımartmayın da.
Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe, almadan edemiyorum.
Bana yerli, yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca, sizlere güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurullar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem.
Ancak, hiç kısıtlamayınca, ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız
davrandığınızı görünce, hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan yapamıyorum. Öğütlerinizden çok, davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar
yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı
ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin
eder.
Çok konuşup, çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri ben
pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi bir iz
bırakır. “Ben senin yaşındayken” diye başlayan söylevleri hep
kulak ardına atarım. Küçük yanılgılarımı büyük suçmus gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni yaramazlıklarım için kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım
üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin.
Suçumu aşmadığı sürece, cezama katlanabilirim. Beni dinleyin.
Öğrenmeye en yakın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır.
Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni yeteneklerimin üstünde
işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin, hiç değilse,
çabamı övün. Beni başkaları ile karşılaştırmayın. Umutsuzluğa
kapılırım. Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın.
Yüzde yüz dürüst davranmadığımı gördüğünüzde ürkmeyin.
Beni köşeye sıkıştırmayın. Yalana sığınmak zorunda kalırım.
Sizi çok bunaltsam da, soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının
yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki, bende sizi başkalarının önünde güç durumda bırakabilirim. Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca, açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz, size
olan sevgimi azaltmaz, tersine, beni size daha çok yaklaştırır.
Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana
kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur. Bana verdikleriniz yanında benden istediklerinizin zor olmadığını d biliyorum. Yukarıda
sıraladığım istekler size çok geldiyse, bir çoğundan vazgeçebilirim, yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın. Benden “Örnek çocuk” olmamı istemezseniz, ben de
sizden kusursuz anne-baba olmanızı beklemem, severek ve anlayışlı olmanız bana yeter. Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin
çocuğu olmak istemezdim.
Sizi seviyorum. Çocuğunuz...
Kaynak: İnternet
Aşk Sana Benzer
Maç
İki fanatik futbolsever konuşmaktadır.
Biri:
- Maça gitmiyor musun?
- Ne diye gideyim?.. Oynanan futbol değil ki... Hakemler kötü... Oynanan oyun itiş kakış... Saatlerce
gişe önünde, kuyrukta bekle... İçeride kavga gürültü... Çıkışta vasıta bulamıyorsun...
Diğeri :
- Bende tıpkı senin gibi maça gitmiyorum. Beni de
tıpkı senin gibi karım bırakmıyor...
Agapi Ölümsüz Aşk
Yönetmen:
A.Taner Elhan
Oyuncular:
Fahriye Evcen,
Burak Özçivit,
Yavuz Bingöl,
Selim Bayraktar,
Kaya Akkaya
Tür:
Dram, Romantik
Süre: 113 Dakika
Yapım:2015
Ali (Burak Özçivit), Ege’de bir balıkçı kasabasında aile
yadigarı restoranı kaybetmemek için büyük bir mücadele vermektedir. Bir gün nereden geldiği, nereye
gideceği belli olmayan bir kız gelir kasabaya: Deniz
(Fahriye Evcen).
Geçmişinden kaçan Deniz ve Ali arasında büyük bir
aşk başlar. Kasabanın sakinleri dondurmacı Nebahat,
manav Ayhan, balıkçı Yaşar, Saadet ve Yusuf Baba bu
büyük aşkın şahididir. Ancak Deniz’in karanlık geçmişi
mutlu olmalarının önünde en büyük engeldir.
Yazar:
Sarah Jio
Sayfa Sayısı:
280
Basım Yeri:
İstanbul
Yayın Yılı:
2015
İlk görüşte âşık olabilirsiniz. Fiziksel bir çekime kapılarak âşık olabilirsiniz. Tutku ve ihtiras dolu bir
serüvene çıkabilirsiniz. Paylaşımlarınız üzerinden
aşka tutunabilirsiniz. Hiçbir bağlayıcılığı olmayacak şekilde de aşkı tanımlayabilirsiniz. Peki gelecek planlarınızla uyumlu bir aşka ne dersiniz? Ya
da belki ölümsüz aşkı bulursunuz. Aşkın altıncı
hali Agapi’yi... Onu “o” olduğu için seversiniz ve
asla vazgeçmezsiniz.
9
Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor
17
208
10
Yanlış Bilinen Doğrular
11