PDF`ini burdan görebilirsiniz.

Transkript

PDF`ini burdan görebilirsiniz.
Sir
WINSTON
TEAHouse
•
• Kış kapımızda, soğuk
geceler için Burse
The Winston Brasserie
şubemizde sıcak şarap
ikramlarımızı kaçırmayın.
• Sir Winston doğal bitki
çaylarımız soğuktan ve
hastalıktan korunmak
için birebir. İçlerini daha
tatlı ısıtmak isteyenler
ise sıcak çikolatamızı
deneyebilirler.
• Sir Winston ailesi The
Winston Brasserie’ler
ile büyümeye devam
ediyor. İzmir Güzelyalı
ve Bornova’da iki yeni
şubemiz yakında hizmete
açılacak.
•
• Yeni konseptimiz The
Winston Brasserie
hakkında daha fazla
bilgi almak isterseniz
thewinstonbrasserie.com
sitemize bir göz atın.
• Tüm işletmelerimiz ve
MAGİ GRP hakkında
ayrıntılı bilgi için ise
magigrp.com adresine
bekleriz.
• içerik ekibi:
Aylin Güngör - J. Hakan Dedeoğlu
Yetkin Nural - Doruk Yurdesin - Ekin Sanaç
• tasarım ekibi:
Sadi Güran - Ethem Onur Bilgiç
• katkıda bulunanlar:
Zafer Bilge - J. Batu Dedeoğlu Siğnem Sangüder - Ozan Şentürk - Umut B. Aktar
[email protected]
kırıntılar
Hazırlayan: Siğnem Sangüder - Yetkin Nural
İlaç Gibi Yemekler
Türkiye’nin sebze, meyve,
tahıl ve çeperli gıda cenneti
olduğunu söyleyen Ender
Saraç yeni kitabında bu
malzemeleri ve doğru
pişirme tekniklerini
harmanlayarak birbirinden
lezzetli tarifler sunuyor.
Bir uzman doktor, bir
diyetisyen, deneyimli bir
şefin işbirliğiyle hazırlanan
İlaç gibi Yemekler, sağlıklı
beslenmek isteyen, ancak
damak tadından da
vazgeçmeyenler için ilaç
gibi gelecek.
Ultra ince teknoloji
Asus’un yeni dizüstü
bilgisayarı Zenbook,
şık tasarımıyla dikkat
çekiyor. Ön tarafı 3 mm,
arka tarafı 9 mm olan
Zenbook, inanılmaz bir
inceliğe sahip. En etkileyici
özelliğiyse uyku modunda
iki hafta dayanabilmesi
ve kapağını kaldırdığınız
zaman iki saniye içinde
çalışmaya hazır hâle
gelebilmesi. Ayrıca
batarya ömrü yüzde 5’in
altına düştüğünde veri
kaybını engellemek için
tüm dosyaları kaydetme
özelliğine sahip.
asus.com
Retro tarzını sevenlere...
Fujifilm’in yeni kompakt
dijital kamerası X10, bu ay
piyasaya çıkıyor. Nostaljik
bir tasarımı olan X10, 12
megapiksellik sensöre ve
1080p değerinde video
çekimi yapabilme özelliğine
sahip. X10′un optik vizörü
standart makinelerden
farklı olarak 20 derecelik
bir açı sunuyor ve yüzde
85 görüş alanı sağlıyor.
fujifilm.com
Kahve keyfi
Nespresso ve Delonghi’nin
yeni ürünü Latissima
Plus ile cappuccino ve
latte yapmak artık çok
kolay. Sadece bir adet
nespresso kapsülü ve bir
dokunuşla harika bir kahve
deneyimi sizleri bekliyor.
Latissima Plus, dört renk
çeşidine sahip. Ayrıca
programlanabilen tuşlarıyla
ölçü ve adedi istediğiniz
gibi ayarlayabilirsiniz.
nespresso.com
Şirin timsaha yardım
iPhone ve iPad için
hazırlanmış, Disney
Mobile imzalı Where’s
My Water? isimli bulmaca
oyunuyla eğlenceli
dakikalar sizi bekliyor.
Oyundaki amacımız,
sevimli timsaha ihtiyacı
olan suyu ulaştırıp banyo
yapmasını sağlamak.
Where’s My Water şimdilik
dört ana bölümden ve 80
bulmacadan oluşuyor.
Enerjisiz kalmayın!
Eton firmasının iPhone 4
için ürettiği güneş enerjili
batarya kılıfı Mobius,
önceki güneş enerjili şarj
cihazlarının çok ötesine
geçiyor. Mobius’u güneşe
bırakmanız şarj olmasına
yetiyor ve iPhone batarya
ömrünü iki katına çıkarıyor.
Eğer havanın kapalı
olmasından korkuyorsanız
Mobius’u USB
bağlantısıyla şarj etmeniz
de mümkün. Tüm bu
üstün özelliklerin yanısıra
şık tasarımı ve kullanım
kolaylığı da Mobius’u
vazgeçilmez bir aksesuar
yapacağa benziyor.
etoncorp.com
Sizin renginiz hangisi?
Chanel, 2012 ilkbahar oje
renkleri olan “April”, “May”
ve “June”u tanıttı. Renkler
her zaman olduğu gibi
yine oldukça iddialı. Göz
alıcı fuşya renginde “April”,
tatlı bir pembe “May” ve
• MÖ 1700
Yunan mitolojisine göre,
hapse atılan mimar
Deadalos, kendisi ve oğlu
İkarus için kaçmalarına
yarayacak balmumu
kanatlar yaptı.
• MÖ 800
Efsaneye göre Briton kralı
Bladud, Trinavantum şehri
üzerinde uçmaya kalktı ve
öldü.
• MÖ 200
İlk sıcak hava balonu, uçan
fener “Kongming lantern”
Çin’de icat edildi.
• 556
Devrik Çin İmparatoru Yuan
Lang’ın oğlu Yuan Hangtou
ve birkaç tutuklu daha,
yeni imparator tarafından
bir kuleden uçurtma
planörlerle atlamaya
zorlandılar. Bir tek Yuan
Hangtou sağ kaldı ama o da
daha sonra idam edildi.
• 875
17. yüzyılda yazılmış bir
kaynağa göre Abbas Kasım
İbn Firnas, 65 yaşında
kendi yaptığı bir planörle
Endülüs’te kendini bir
dağdan aşağı bıraktı ve
hafif yaralarla kurtuldu.
1856
1783
1633
MÖ200
MÖ1486
uçmanın zaman yolculuğu
• 1003
İsmail bin Hammad el
Cevheri, Horasan’da bir
caminin üzerinden uçmaya
kalktı ve öldü.
• 1486-1513
Leonardo da Vinci, detaylı
hava akımı hesaplarıyla
kanatlı uçuş aracı
“ornitofer”i tasarladı,
ancak hiçbir zaman
montajını yapmadı.
• 1633
Yine Evliya Çelebi’ye göre
Lagâri Hasan Çelebi barutla
ateşlediği bir roketle
kendini Sarayburnu’dan
fırlatıp Boğaz’a indi.
• 1010
Britanyalı keşiş Eilmer
of Malmesbury, tahta bir
planörle 15 saniye havada
kalmayı başardı ve 200
metre gitti.
• 1630
Evliya Çelebi’ye göre
Hezarfen Ahmet Çelebi
sunî kanatlarla Galata
Kulesi’nden Üsküdar’a
uçmayı başardı.
• 1783
Haziran ayında Mongolfier
kardeşler ilk sıcak
hava balonunu insansız
uçurdular, ekim ayında ilk
insanlı balon uçuşu yapıldı.
• 1785
Manş Denizi’ni geçmeye
kalkarken balonu çakılan
Pilâtre de Rozier ve Pierre
Jules Romain, bilinen ilk
modern uçuş kurbanları
oldular.
• 1848
Buharlı motorla çalışan ilk
uçak insansız olarak 40
metre uçabildi.
biliyor muydunuz?
• İlk hava çatışmaları keşif
uçuşlarında meydana
geliyordu. Başlangıçta
karşılıklı ülkelerin
pilotları birbirlerine gülüp
el sallarken, zamanla
karşılıklı tuğla, el bombası
gibi nesneler, pervaneleri
yakalamak amacıyla
ipler atmalar başladı.
İlk ölümlü olay, I. Dünya
Savaşı sırasında Doğu
Cephesi’nde Rusyalı bir
pilotun Avusturyalı bir pilota
bodoslama dalması ve her
iki uçağın mürettebatının
ölmesiyle gerçekleşti.
Çok geçmeden insanlar
birbirlerini daha kolay
öldürmek için uçaklara
makineli tüfek monte ettiler.
• Dünyanın ilk büyük hava
faciası 1937’de Frankfurt’tan
yola çıkan Hindenburg
adlı zeplinin New Jersey’e
inişi sırasında yaşandı. O
zamanlar zeplinler helyum
gazıyla dolduruluyordu
ama ABD’nin Almanya’ya
ambargosu yüzünden bu
gaz bulunamadığı için
Hindenburg hidrojenle
doluydu. İniş sırasında
bilinmeyen bir sebeple
yanmaya başlayan bu
204 metre uzunluğundaki
zeplinin tamamen kül olması
34 saniye sürdü ve içindeki
97 kişiden 35’i öldü. • 1856
Jean-Marie LeBris,
planörünü kumsalda
rüzgâra karşı bir ata
çektirerek, başlangıç
noktasından daha
yükseğe çıkılan ilk uçuşu
gerçekleştirdi. Bundan on
yıl sonra Albatros adlı bu
planör, fotoğrafı çekilen ilk
hava aracı oldu.
• 1874
Sıkıştırılmış havayla
çalışan ve kendi kendini
havalandırabilen ilk uçak,
insansız olarak uçtu.
• Bugüne kadarki en büyük
uçak kazası aslında yerde
yaşandı. 1977’de Kanarya
Adaları’nda iki Boeing 747
pistte çarpıştı. Olayın sebebi
kuleyle pilotlardan biri
arasında yaşanan, frekans
• 1903
Orville ve Wilbur Wright
kardeşler, kontrollü ve
motor gücüyle çalışan ilk
uçuşu gerçekleştirdiler ve
havada 59 saniye kaldılar.
Bir yıl sonra kardeşler
havada ilk tam daireyi
çizmeyi başardılar, 1905’te
havada kalma süresi 39
dakikaya çıktı.
karışıklığı kaynaklı kelime
anlaşmazlığıydı. Kalkış iznini
doğrulatmadanhavalanmaya
girişen KLM uçağı, inişe
hâlindeki Pan Am uçağıyla
kafa kafaya geldi.
Son moda: Nudizm
Burberry, baştan çıkarıcı
“Nude” koleksiyonu ile
soğuk günlerinizi ısıtacak.
Doğal tonların kullanıldığı
2012 Sonbahar/Kış
koleksiyonunda kaban,
trençkot, ayakkabı ve
aksesuar modelleri yer
alıyor. Hem doğal hem de
şık olmak isteyenler için bu
kış, ten renginin cazibesi
Burberry kalitesiyle
birleşiyor.
uk.burberry.com
• 1906
Filosu zeplinlerden oluşan
ilk havayolu şirketi DELAG
(Deutsche LuftschiffahrtsAktiengesellschaft)
kuruldu.
• 1911
Savaş uçakları ilk kez
Osmanlı-İtalya savaşında
Bingazi’de kullanıldı. İlk
hava bombardımanı da
birkaç ay içerisinde aynı
savaşta meydana geldi.
• Olayda toplam 583 kişi
ölürken, Pan Am uçağından
61 kişi sağ çıkmayı başardı. • 1914
Bir Fransız pilotunun bir
Alman pilota makineli
tüfekle ateş açıp uçağını
düşürmesi, ilk silahlı hava
çatışması olarak tarihe
geçti.
• 1924
ABD’ye ait dört uçağın
başlattığı dünya turu 175
günde iki uçakla bitirildi.
• 1927
Charles Lindbergh,
Atlantik’i bir uçakla hiç
mola vermeden uçarak
geçen ilk insan oldu.
• 1903’te resmî olarak izlenen
ve kayıt altına alınan uçuşta
Alberto Santos-Dumont’un
uçağı 3 metreye çıkmıştı.
Daha on yıl geçmeden
uçaklar 2 bin 500 metreye
kadar yükselmeye başladı.
Kokunuzla büyüleyin
Bottega Veneta’nın da
artık parfümü var. Paçuli,
bergamot, pembe biber
ve yasemin çiçeğinin
esansları sade bir şişede
birleşmiş. Bottega Veneta
parfümü hayatına yeni bir
haz katmak isteyenlerin
vazgeçilmezlerinden biri
olacak.
bottegavenetaparfum.com
2011
Fark yaratın
Birbirinden şık bijuteri
alternatifleri sunan Calvin
Klein bu sezon yine büyük
ilgi göreceğe benziyor. Altın
ve gümüş renklerine ağırlık
verdiği 2011 Sonbahar/ Kış
koleksiyonunda minimal
tarzıyla fark yaratıyor.
CK’nın zarif tasarımları
uzun zincirli kolyelerde
ve kalın yüzüklerde hayat
buluyor.
calvinkleininc.com
Tarifler ve Bıçaklar
Allegra McEvedy’in en
son ziyaret ettiği 20
ülkenin şaşırtıcı yemek
tariflerini derlediği Bought,
Borrowed, Stolen isimli
beşinci kitabı, aslında bir
yemek kitabından fazlası.
Yemeklerle birlikte her
gittiği yerden oralara
özgü, yemek kültürlerini
temsil eden bıçakları da
okuyucularına sunuyor. Bu
sayede farklı etnik kültürleri
iki açıdan tanıtma imkânı
buluyor.
allegramcevedy.com
1947
Tüylü dostlarımız da
trendy!
Petza.com.tr, farklı
tasarımları seven hayvan
sahiplerinin ilgisini çekecek
bir online alışveriş sitesi.
Petza, kıyafetlerden
tasmalara, yataklardan
aksesuarlara kadar zengin
bir ürün yelpazesine
sahip. Koleksiyonunda
yer alan birbirinden
değişik, eğlenceli ve
kullanışlı ürünlerle sizin ve
dostunuzun hayatına renk
katabilirsiniz.
petza.com.tr
1939
1874
Işıltılı geceler
Fransa’nın Lyon şehrinde
1852’den beri her sene
düzenlenen ve dört gün
süren Işık Festivali’nde,
şehir tam anlamıyla bir
sanat eserine dönüşüyor.
Festival boyunca, tarihî
binalardan sokak aralarına
kadar bütün şehir göz alıcı
bir şekilde ışıklandırılıyor.
Rengârenk bir masalın
içinde unutulmaz geceler
geçirmek isterseniz, Lyon
Işık Festivali’ni kaçırmayın.
fetedeslumieres.lyon.fr
1903
bejle turuncu arasında,
dikkat çekici “June”... Bu
renkler kesinlikle 2012’ye
damgasını vuracak!
• 1939
Erich Warsitz, Heinkel He
178 adlı jet uçağını uçuran
ilk insan oldu.
• 1947
ABD’li test pilotu Chuck
Yeager, Bell X-1 aracıyla
ses hızını ilk kez aştı.
• 1957
Sputnik I, dünya
yörüngesine fırlatılan ilk
uydu oldu.
Bugün jet uçaklarında en
yükseğe çıkma rekoru,
1977’de yaklaşık 38
kilometreye çıkan Rus MIG25 savaş uçağına ait.
• 1961
Kozmonot Yuri Gagarin,
Vostok I adlı aracıyla uzaya
çıkan ilk insan oldu.
• 1969
Sesten hızlı yolcu
uçağı Concorde ilk kez
denenirken, Apollo 11
aracı aya indi ve Neil
Armstrong’la Edwin Aldrin
ayda yürüyen ilk insanlar
oldular.
• En hızlı gitme rekoruysa
1976’da saatte 3 bin 529
kilometre hıza ulaşan
Lockheed Blackbird
uçağının.
soru & cevap
Röp: Yetkin Nural - Melikşah Altuntaş
İllüstrasyon: Sadi Güran
bora uzer
İşlerini ve üretimlerini yakından takip ettiğimiz
dört kişiye, alışılmış röportaj soruları yerine
içimizden geldiğince sorular yönelttik.
elif dağdeviren
müzisyen
Bu soruları yanıtlarken nerdesin, saat kaç, ve dinliyorsan eğer ne dinliyorsun?
Stüdyomdayım. Saat 03:20 ve albümümdeki şarkılardan birini miksliyorum.
Hayatında en çok görmek istediğin yer neresi ve neden?
Daha görmedim, bilmiyorum ki…
En son hangi filmi izledin ve 5 üzerinden kaç yıldız verirsin? Daha da önemlisi izlememizi
tavsiye eder misin?
En son dün Thor’u seyrettim. 5 üzerinden 2.5 veririm sanırım. Güzel bir bilimkurgu,
Marvel, aksiyon sevenlerin hoşuna gidebilir ama seyretmezseniz de bir şey kaçırmış
olmazsınız bence...
Güne başlamanın en iyi yolu sence nedir?
Duş.
Eksikliğinde yapamayacağın üç şey(in) nedir?
Ailem, müzik, yemek.
Bir süper gücün olsaydı ne olmasını isterdin?
Zamanda yolculuk.
Bir takıntın/takıntıların var mı?
Aslında takıntılı bir adam hiç değilim ama eskiden bazen kendimi alâkasız şeylere
takarken de bulabiliyordum. Zamanla yontulan bir durum takıntı!
MP3 çalarında sürekli çalan üç parça nedir?
“Devils Pie”, “Forth and Back” ve “Ordinary People”.
• Kangroove ile bugüne
kadar H2000, Efes
Pilsen One Love Festival
gibi etkinliklerde The
Black Eyed Peas ve The
En sevdiğin üç kelimeyi bizimle paylaşır mısın? Sahici, latife, empati.
Zaman içinde yolculuk yapabiliyor olsan nereye yönelirdin?
Şimdiki bilincimle gideceksem NY’de borsanın başladığı zamana, yok hiç bir şey
bilmeden gideceksem Mevlana zamanının Konya’sına… Tabiî bizzat Mevlana’nın yakın
çevresine duhul olmak kaydı ile…
MP3 çalarında sürekli çalan üç parça nedir?
Nothing Else Matters – Metallica (evet, hâlâ), Pachelbel – Canon, Gripin – Durma
Yağmur (Böyle, durumum budur, odaklanma sorunum var, bu mevzuda bile tek bir türe
odaklanamıyorum).
Bilgisayarının masaüstünde ne imajı var?
Yok ki… Düz mavi.
Cardigans gibi grupların
önünde çaldı. • Kangroove’a ara verip
solo çalışmaları için
Londra’ya gitti. Burada
ufak bir stüdyo açtı ve
Pino Palladino, Chris
Bailley, Pete Adamz ve
Jamiroquai’dan Simon
Carter gibi isimlerle
çalıştı.
Bu soruları yanıtlarken nerdesin, saat kaç, ve dinliyorsan eğer ne dinliyorsun?
Haberler kulisinde, saat 6:46, yan taraftaki teknikçilerin odasındaki televizyondan
yükselen türkü nağmeleri kulise dek sızıyor… Umarım kısmaları için bunu okumalarını
beklemem gerekmez…
En son hangi filmi izledin? 5 üzerinden kaç yıldız verirsin?
Bir Zamanlar Anadolu’da… Bu konu ile ilgili Türk halkı üzerinde ciddî bir baskı var
malûm, uymuyorum onlara, elimi korkak alıştırıyorum, yıldız vermiyorum.
En çok tanışmak istediğin insan?
Quincy Jones.
• 1998 yılında Rotterdam
konservatuvarını
bitirdikten sonra
Türkiye’ye döndü ve bir
efsane hâline gelen grubu
Kangroove’u kurdu. yapımcı
• İstanbul’a döndükten
sonra solo kariyerine hız
veren Bora Uzer 2010
yılında Doublemoon
etiketiyle ilk solo
çalışması B1’i yayınladı.
Yemek yapmayı mı yemeyi mi seversin? Yemeyi seviyorsan en sevdiğin yemek, yapmayı
seviyorsan spesiyaliten nedir?
Yapmaya da yemeye de bayılırım… Sen yapmayacaksın sadece yiyeceksin diyorsan:
Sushi, kurufasulye/pilav/turşu, hamburger… (Bakınız, müzik yanıtlarındaki kafa
karışıklığı). Yok illa sen yapacaksın biz yiyeceğiz ise: Mantar çorbası, kuzu tandır, ciğer
pate (ha valla, aynen böyle…)
Tarihten en çok hangi olaya karşı bir merakın var?
İstanbul’un fethi ve Fatih’in Kazıklı Voyvoda ile olan ilişkisi. Şems’in esrarengiz bir
şekilde ortadan kaybolması…
• Elif Dağdeviren ilk, orta
ve liseyi TED Ankara
Koleji’nde okudu.
Hacettepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler
Akademisi İşletme
Bölümü’nden mezun oldu. • İş hayatına üniversite
yıllarında TRT için film
çevirileri yaparak başladı.
Daha sonra Satel (ATV)
televizyonunun kuruluşu
sırasında sunuculuk
yaptı. Aktüel dergisinde
muhabir olarak çalıştı.
Aynı yıl Cosmopolitan
dergisinin genel yayın
yönetmenliğine atandı. • Meslek hayatına,
gazetecilik, prodüktörlük,
televizyon programcılığı
gibi medya alanında
pek çok farklı koldan
devam etti. İstanbul
Üniversitesi’nde dersler
verdi. Gazetecilik dalında
ulusal ve uluslararası
ödüller aldı. Şu anda
internetle ilgili yazılar
yazıp, eğitimler ve
uluslararası seminerler
vermektedir.
ender saraç
melis danişmend
uzman doktor
müzisyen / yazar
Güne başlamanın en iyi yolu sizce nedir?
Taze sıkılmış posalı bir meyve suyu ve bir fincan yeşil çay.
Bu soruları yanıtlarken nerdesin, saat kaç, ve dinliyorsan eğer ne dinliyorsun
Evdeyim, saat 13:32, içeriden gelen çamaşır makinesi sesini dinliyorum.
Yemek yapmayı mı yoksa yemek yemeyi mi daha çok seversiniz?
Aslında her ikisini de. Ama çok vaktim olmadığı için bu aralar yemeyi daha çok sevmek
durumundayım.
En son hangi filmi izledin? 5 üzerinden kaç yıldız verirsin?
Filmekimi kapsamında Inni’yi. Sigur Rós sevgim çok büyük. Sırf onları izlemek
için Belçika’ya gitmişliğim var ama bu film beni hayal kırıklığına uğrattı. Heima ile
kıyasladığım için de değil. Harika performansları bu kadar klostrofobik bir şekilde
yansıtıldığı için. Yıldızım 2 olsun.
Hayatınızda en çok gitmek istediğiniz yer neresi?
Hayatımda en çok gitmek istediğim her yere gittim. Bir tek Peru’daki Maçu Piçu kaldı.
Oraya gitmek isterim.
En son hangi filmi izlediniz? Tavsiye eder misiniz?
DVD’den Kaybedenler Kulübü’nü izledim. Yerli yapım olarak enteresan bir filmdi.
Mayonez mi? Ketçap mı?
Evde hazırlanmadıysa hiçbiri. Ketçapta yüksek oranda likopen bulunuyor, zararlı.
En sevdiğin üç kelimeyi bizimle paylaşır mısın?
Müşkülpesent, tuhaf, fil.
MP3 çalarında sürekli çalan üç parça nedir?
Dönem dönem değişir. Şu aralar mutlaka Adele’den, Florence + the Machine’den ve
Foo Fighters’dan birer şarkı oluyor.
Çocukluğundan beri yanında taşıdığın, sakladığın bir eşyan var mı?
Çok var. Sindy bebekten tişörtlere, denizde bulduğum Efes Pilsen tombul biradan
boyama kalemlerine kadar bir sürü şey. Ben biriktirme ve saklama uzmanıyım.
En son hatırladığın rüyanda neler gördün?
Çok uzun ve detaylı rüyalar görüyorum. En son bir televizyon programına çıkıp
Courtney Love tadında saçmaladığımı gördüm. “Bu kesin bir rüya” diyerek ellerime,
etraftaki objelerin gerçek olup olmadığına bakıyordum. Her şey aşırı gerçekçiydi!
Eğer başka bir objeye, canlıya dönüşebilecek olsan neye dönüşürdün?
Geçen gün bir arkadaşımla aşk acısından, etrafımızdaki birçok insanın ardı ardına
ayrılıyor oluşundan bahsediyorduk. “İnsanın masa olası geliyor” dedim. Ama genelde
ağaç olmak isterim.
Hangi filmin tekrar çekiminde oynamak isterdin?
Her zaman için Back To The Future.
• İzmir doğumlu Ender
Saraç, Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi’nden mezun
oldu. Daha sonrasında
yurtdışı ve içinde
Ayurveda, Akupunktur
gibi alternatif tıp
alanlarında eğitim gördü.
• 1990 yılından bu yana
Ayurveda çalışmaları
yapan Ender Saraç,
İzmir’den İstanbul’a
geldiği ilk yıllarda Nükhet
Duru ile beraber UNIFORM
Sağlık ve Estetik
Merkezinde çalıştı.
Daha sonra Türkiye’nin
ilk Doğal Tıp ve Estetik
Merkezi olan HAY SAĞLIK
Merkezi’ni 1994’te kurdu.
• Yazdığı çok satanlar
listelerine giren çeşitli
kitaplar, geliştirdiği
zayıflamaya yardımcı
aparatlar, televizyon
programları ve gazete
yazıları gibi pek çok
alanda çalışmalarını
devam ettiren Saraç,
Ruhsal Gelişim Spirütüel
Teknikler ve Pozitif
Enerji Teknikler üzerine
çalışmaları da ilgi
çekmektedir.
• Melis Danişmend ilk
grubu 3Nokta1’i (eski
adıyla Spitney Beers)
2002 senesinde kurdu. • Grup 2004 yılında Pink’in
öngrubu olarak sahne aldı
Serdar Akar’ın yönettiği
Barda filmi için beste
yaptı ve filmde de bir
sahnede yer aldı.
• 3Nokta1 2009 yılında
dağıldıktan sonra Melis
Danişmend 2010 yılında
ilk solo albümü Daha Az
Renk’i yayınladı. Yine
aynı albümden “Bin
Doz Öfke” ve “Her Şey
Normal” parçalarına klip
çekildi.
• Melis Danişmend
müzisyen olmanın
yanısıra aynı zamanda
köşe yazarı.
the winston brasserie kışa hazırlık kokteylleri
Hazırlayan: Musa Kara
The Winston Brasserie’de yemek kadar içki kültürüne de önem veriyoruz. Zira iyi ve
özenle hazırlanmış bir kokteylin ne kadar keyif verebileceğinin farkındayız. İşinin ehli
barmenlerimiz tarafından hazırlanan yaza ve kışa özel karışımları sizlerle paylaşalım
istedik. The Winston Brasserie’de tattığınız lezzetli kokteylleri evde misafirlerinize de
sunmak ve biraz hava atmak isterseniz buyrun Bursa The Winston Brasserie bar şefi Musa
Kara’dan altı adet özel kokteyl çetelesi....
Beyazıt
Sky Vodka 7cl, Cardinal
Melon 7cl, Taze Limon Suyu
1cl, Sprite 1cl, 1 dilim limon.
La Demetto Disaranno
Prosecco Şampanya 7cl,
Disaranno Acıbadem Likörü 4cl,
Taze meyve dilimleri, Sprite 2cl
Love Story
Sky Vodka 7cl, Vişne likörü
4cl, Vişne Suyu 7cl, 1 dash
Grenadine.
Royal Black
Baileys 7cl, Muz likörü 2cl,
Triple Sec 2cl, taze çikolata
sosu, süt 7cl
Falım : Sky Vodka 7cl , Sakız
şurubu 2cl, Taze Limon Suyu
2cl, 2 çay kaşığı esmer şeker.
Madonna
Jack Daniel’s 7cl, Safari 7cl,
Tarçın şurubu 4cl, Sprite 2cl
Fındıkkıran
Sky vodka 7cl, vanilya
şurubu 2 cl, fındık şurubu
7cl, sprite 2cl
milattan sonra gripin
Röp: Umut B. Aktar
İstanbul rock amirlerinden, kariyerinde 12 yılı devirmiş Gripin ile eski
günleri, milatları ve hayalleri konuştuk.
Son albümünüze “MS 05
03 2010” adını verdiniz.
Gripin için bu son albümle
nelerin miladı yaşandı?
Biraz bahsedebilir
misiniz?
Bu albüm birçok açıdan
miladımız oldu. Bu
albümden önce iki albüm
çıkartmıştık. Lâkin eğitimini
aldığımız mesleklere ilişkin
işlerde çalışmaya devam
ediyor bir yandan da müzik
yapıyorduk. Askerden
döndükten sonra diğer işleri
bırakıp sadece müzikle
uğraşma kararı aldık. Yaş
ortalaması 30’a yaklaşan
bir grup için önemli bir
karardı. Evren –ki grubun
kurucularındandır– bu
karara uyamadı ve dostça
ayrıldık. Bu da çok önemli
bir durum oluşturdu.
Bu albüm öncesinde
menajerimizi ve plak
şirketimizi değiştirdik. Tüm
bunlar bizim için bir miladı
temsil ediyordu.
Zaman içinde kadro
değişiklikleri olduysa
da, Gripin uzun yıllardır
beraber olan bir ekip. Bu
tecrübeden yola çıkarak
beraber bir yola baş koyup
ilerlemenin sırları sizin
için neler oldu? Nerelerde
zorlandınız?
Gripin neredeyse 10 yıldır
aynı kadro ile mücadele
ediyor. Evren’in ayrılması
dışında 2001 yılından beri
bir değişiklik yaşanmadı.
Bunun sırrı sadece müzik
yaparken değil hayatın
içinde heyecanda, üzüntüde,
eğlencede, açlıkta, toklukta
beraber olmak olsa gerek.
Biz, bizim dışımızda gelişen
olaylarda zorlandık. Yoksa
bu dörtlünün kendi içerisinde
ciddî sorunları olmadı.
Bugüne kadar Türkiye’de
birçok yerde konser
verdiniz. Bu geziler
sırasında sizi çok
etkileyen bir yer, bir
kitle, aklınıza hemen
gelen ve bizle paylaşmak
isteyeceğiniz türden bir
hikâye var mı?
Çok. 48 şehir gezdik
bugüne kadar. Yurtiçinde
ve yurtdışında. Özellikle
bu albümün ardından
gerçekleştirdiğimiz konserler
çok keyifli geçti. İlk Erzurum
konserimizde 35 bin kişi
vardı ve birbirimize bakıp,
“Burada bir başka konser mi
var, kim çalıyor?” şeklinde
sorular sorduk. Çok güzeldi.
Tabiî Harbiye Açıkhava
Tiyatrosundaki konserimizi
de ayrı bir yere koyuyoruz.
Onun dışında Samsun,
Zonguldak, Van, Bitlis
konserleri, hattâ neredeyse
konserlerimizin tamamı
ömrümüze ömür kattı.
azdı. Sadece o cumartesi
geceleri için yaşardık ve
muhteşem günler yaşadık.
Tabiî ki özlüyoruz ama
bugün hayallerimizin
ötesinde bir yerde
oturuyoruz. Bu bambaşka.
Gripin parçalarını akustik
olarak yorumladığınız
konserler de oluyor.
Rock müzikte akustik
dinamiği çok farklı bir
dinamik. Siz bu dinamiğin
içinde kendinizi nasıl
hissediyorsunuz?
Bizim şarkılarımızın ortaya
çıktığı ilk hâlleri, akustik
hâlleri. Bu yüzden akustik
düzenlemelerle çalmak çok
hoşumuza gidiyor. Hattâ
bir sonraki albümümüzün
ardından böyle bir proje
gerçekleştireceğiz.
Beyoğlu’nda daha ufak
Bazı şarkılarımızı bu
barlarda çaldığınız eski
günlerinize özlem duyuyor şekilde düzenlemeler ile
yayınlayacağız.
musunuz?
O bambaşka bir dünyaydı.
Türkiye’nin bugünündeki
O zaman üniversite
rock müzik ortamını nasıl
öğrencileriydik. Dert, tasa
değerlendiriyorsunuz?
Mesela genel olarak azalan
albüm satışlarından siz de
şikâyetçi misiniz?
Albüm satışlarının azalması
internetin yaygınlaşmasıyla
ters orantılı gelişti. Ama
şimdi, yavaş yavaş dahi
olsa yasal dijital dinleme
ve indirme platformları ve
telif takibiyle sanatçı için
bir noktaya geldik. Rock
müziğe gelince bugün ne
kadar pop ne kadar rock
ne kadar başka öğeler
içeren bir müziğimiz var
bilemiyorum. Aslında
bilmek de istemiyorum.
Müzikler birbirinin içine
sızmış durumda. Sanırım
şarkıları dinlediğimiz ve
dinlemediğimiz şarkılar
olarak iki kategoriye ayırmak
daha doğru artık.
Tüm bunların yanında
geçtiğimiz yıllarda hattâ
onyıllarda çok daha pop
isimleri gördüğümüz reklam
ve konserlerde modern
müzik yaptığını düşündüğüm
rock kökenli müzisyenleri
görmek mümkün. Ve bu
beni mutlu ediyor. Zira rock
kökenli müzisyenler barların,
stüdyoların eğitiminden
geçmiş, büyük emekler
vermiş, kendi müziklerini
yapan müzisyenler.
Bu aralar müzik
çalarlarınızda sıklıkla
dönen müzikler hangileri?
Bu aralar Birsen Tezer, Ferit
Odman, Model ve Jehan
Barbur sıkça dinlediklerim.
Gripin’i yeni yılda neler
bekliyor? Şekillenmeye
başlayan ne gibi
planlarınız var?
Var. Şubat ayında çıkartmayı
hedeflediğimiz yeni
albümümüzün çalışmalarına
başladık.
Bunun yanısıra konuk
olacağımız projeler, albümler
de var. Ve tabiî konserler...
kar eğlenceleri
Hazırlayanlar: Ekin Sanaç, Doruk Yurdesin
İllüstrasyon: Sadi Güran
İklimin sağı solu belli olmaz ama bizim bildiğimiz kadarıyla kış
geldi gelecek. Kışın gelmesi de, Türkiye’nin en az yarısına belli
bir miktar kar düşmesi demek. Kim bilir bu kış beklenmedik
yerlere de uğrayabilir bu doğa olayı. Ya da peşinden gitmek
isteyenlere adresler de mevcut.
Kavgaların en güzeli: kartopu savaşı
Kartopu savaşı bizim
bildiğimiz hâliyle,
kartoplarını karşı tarafı
incitmeden atmaktan
başka pek de katı kuralı
olmayan bir mahalle
oyunudur. Fakat Japonlar
bundan yaklaşık bir 20
sene önce kartopu savaşı
için kurallı ve resmî bir
oyun şekli geliştirerek
durumu ciddîleştirdiler.
Oyunun adına Yukigassen
dediler ve bir federasyon
kurarak işe koyuldular.
“Yuki”, Japoncada “kar”
anlamına geliyor. “Gassen”
ise “savaş” manasında.
Yukigassen, yedişer kişilik
iki takım arasında, belirli
saha ölçüleri içerisinde
oynanıyor. Her takımın
90’ar adet kartopu,
kartopundan korunmak için
siperleri ve birer bayrağı
var. Yakartop misali,
kartopunu yiyen oyunun
dışında kalıyor. Karşı
takımın tüm oyuncularını
kartopuyla vuran ya
da sürpriz bir atakla
bayraklarını kapan takım
oyunu kazanıyor. Her
periyot 3 dakika oynanıyor
ve iki periyot kazanan
maçın galibi oluyor.
Yukigassen, kısa süre
içinde Japonya’dan hızla
dünyanın soğuk köşelerine
yayıldı. Bugün her sene
düzenli olarak Noveç’te,
İsveç’te, Finlandiya’da,
Avustralya’da ve
Kanada’da Ulusal
Yukigassen Şampiyonaları
düzenleniyor. Japonya’da
ise her sene Dünya
Yukigassen Şampiyonası
oynanıyor.
Ancak tarihsel veriler,
dünya kartopu savaşlarının
başkentinin Belçika’nın
Leuven kenti olduğuna
işaret ediyor. Nitekim
tarihte kaydedilmiş en
kalabalık kartopu savaşı
rekoru da yakın zaman
önce burada kırıldı. 14
Ekim 2009 tarihinde
Leuven, tam 5 bin 768
kişilik bir kartopu savaşına
tanıklık etti. Ancak bu doğal
yollarla gerçekleşmedi,
bir seyahat acentesi
tarafından düzenlenen bu
etkinlik için kente tam 120
ton kar getirildi.
Kardan adam
Kış eğlencelerinin klasiği.
Üstelik insanların ne
kadar zamandır yaptığının
bilinmediği, ezelî bir
eğlence. Kardan adam
yapmak için fazla bir
malzemeye gerek yoktur,
ama ellerin donmaması için
eldiven şarttır.
yuvarlanarak büyütülür.
Ancak kar tabakasının
fazla kalın olmaması, arzu
edilen beyazlığa ulaşmayı
engelleyebilir. Bu durumda
daha beyaz bir alandan
alınan karla yapılacak sıva,
bu sorunun üstünü örtmeye
yarayabilir.
mahalle halkının eğlence
anlayışına kalır. Havanın
soğuk olması hâlinde uzun
süre dayanabilir, hattâ
üstüne bir ceket ve atkı
atılabilir. Bir başka eğlence,
kardan adama tekme
tokat dalıp çeşitli karate
figürlerini denemek olabilir.
İdeal kardan adam için
en iyi ortam, karın erime
noktasına yaklaştığı
dönemdir. Uzun yıllar
yapılan gözlemler için bu
dönemin kar yağışının
hemen bir gün ertesindeki
öğleden sonra olduğunu
ortaya çıkartmıştır. Bu
sayede kar kolayca yerde
Kömür ya da herhangi bir
siyah malzemeyle yapılan
gözler, yılların alışkanlığıyla
ortak tercih olmuş
havuçla yapılan bir burun,
çakıllarla oluşturulmuş
ağız ve dallardan kollarla
tamamlanan kardan
adamın bundan sonraki
akıbeti hava durumuna ve
Aslen cinsiyetsiz olmasına
rağmen neden kardan
“adam” dendiği bir
muamma olan bu serbest
heykel formunu devasa
anıtlara dönüştürme
girişimleri de olmuştur.
İşin ironik tarafı, bu alanda
rekor olan en büyük kardan
adama ABD’nin Maine
Kardan ve buzdan heykeller
Kara biçim verme
konusunda daha iddialı
olan sanatçı ruhlu bireylerin
tercih ettiği bir yöntem,
kardan heykel. Karın
toplanma biçimi temelde
kardan adam süreciyle aynı
ama iyi bir buzdan heykel
için daha büyük miktarlar
(ortalama 20-30 ton)
gerektiğinden, zahmetli.
İşin sanatsal boyutu,
kardan adam yapmak
için uygulanması abesle
iştigal olan sunî toplama
yöntemlerini de gündeme
getirebiliyor. Kardan heykel
tutkunları ABD’de çeşitli
yerlerde bir araya gelip
yarışmalar düzenliyorlar.
sanat dalı. Buzdan heykel
yapmak için daha kapsamlı
âlet edevata ihtiyaç var.
Hava sıcaklığı yüzünden
zaman kısıtlaması olan
durumlarda çeşitli askılarla
buz kütlesinin orasına
burasına tırmanmak da
söz konusu, bu da buzdan
heykel yapma uğraşısını
zaman zaman akrobatik bir
etkinlik kılabiliyor.
Buzdan heykel meraklıları,
Belçika’dan Rusya’ya,
Çin’den İzlanda’ya
dünyanın tüm uygun
coğrafyalarında festivaller
düzenleyip maharetlerini
sergiliyorlar. Daha küçük
boyutları düğünlerde süs
Buzdan heykellerse, kardan malzemesi olarak kullanılan
buzdan heykellerin,
heykellere göre daha
detaylı, daha büyük ve daha yemek sunumlarında
soğuk tutulması gereken
çılgın sonuçlar üreten bir
yıl ortalama 15 bin
metrekarelik bir alana tekrar
inşa edilen SnowCastle
of Lemi. 20 metrelik
kuleleri, bir kilometre
uzunluğunda duvarları
olan bu kale, konserlere ve
Buzdan sarayların en eskisi, Hong Kong ve Japonya’dan
bile gelebilen çiftlerin
1735-1739 Osmanlı-Rusdüğünlerine evsahipliği
Avusturya Savaşı sonrası
yapıyor. İsveç’te 1989’da
Rus zaferini kutlamak için
başlayan bir de buzdan
yapılan etkinliklerde St.
otel çılgınlığı var. Bunların
Petersburg’a dikilmişti.
örneklerine Kanada,
Çariçe Anna İvanova’nın
Norveç, Romanya gibi
arzusuyla inşa edilen bu
20x50 metre tabanlı yapının ülkelerde rastlamak
mümkün.
mobilyaları, ağaçları ve
heykelleri de buzdandı.
O zamandan beri çeşitli
yerlerde bu tür yapılar
yapıldı.
yemeklere dekoratif koruma
sağlamak gibi işlevleri
de olabiliyor. İşi abartı
boyutlara vardıranlarsa
buzdan kale, saray ya da
otel denen “yapılar.”
Buzdan kalelerin en
meşhuruysa Finlandiya’da
1996’dan beri her
eyaletini temsil eden kadın
senatör Olympia Snowe’un
ismi verilmiştir. 2008’de
inşa edilen “Olympia”nın
boyu 37 metre 21
santimdi. Bu nesnenin
ağırlığı ölçülmemiştir,
ama ondan 10 yıl önce
yine Maine’de yapılan ve
o zamanki rekor olarak
tarihe geçen “Dağların
Kralı Angus”un tam 4
milyon 80 bin kilogram
çektiğini düşünürseniz,
nasıl bir yapıyla karşı
karşıya olduğumuzu
anlayabilirsiniz.
Adrenalin tutkunları için buzlu aktiviteler:
Buz tırmanışı:
Tırmanmayı sevenlerin
yüksek seviyelerde
yaşadıkları tecrübeleri
değerlendirmeleriyle
ortaya çıkan bu stil,
buz için elverişli yeni
tırmanma ekipmanlarının
geliştirilmesi ve bu spora
özel, donmuş şelale gibi
buzlu ortamların keşfiyle
yaygınlaşıyor.
Buz dalışı: Buzlu suyun
altında aşağı yukarı
sadece 20 dakika
kalınabilse de buz dalışı
yapmak 2 saate yakın
bir hazırlık süreci istiyor
çünkü dalışı yapmadan
önce buzda birkaç delik
açılması gerekiyor. İşin en
tehlikeli yanı da bu: dalışın
ardından yalnızca belirli
birkaç noktadan su üzerine
çıkabiliyorsunuz.
Hız uçuşu: Yokuş aşağı
kaymak ve paraşütsüz
hava gösterilerinin
bir araya gelmiş hâli.
Sıradışı sporların en
sıradışılarından biri
sayılıyor. Ayağında
kayaklarıyla helikopterden
bir dağın tepesine doğru
bırakılan kişi kayarak
ve uçarak yoluna
devam ediyor. Önüne
çıkan engelleri paraşüt
yardımıyla atlatmaya
bakıyor. İsviçre hız uçuşu
sporunun merkezi gibi,
hattâ burada her sene
şampiyonalar düzenleniyor
ve Alplerin en yüksek
noktalarından bu yolla
kayarken hız saatte 160
kilometreyi bulabiliyor.
Şampiyonalar sırasında
değilse de, geçtiğimiz sene
bu sporu yapan dokuz kişi
hayatını kaybetti.
Kutup ayısı yüzüşü: Buz
gibi bir denize girmek bizim
gibi sıcak memleketlerde
yaşayanlar için büyük
bir kâbus olsa da, Kuzey
kültürlerinin oldukça yaygın
bir geleneği. Örneğin
Finlandiya’da yaşayanlar
geleneksel saunalarında
vakit geçirdikten hemen
sonra kendilerini
buzların arasından suya
bırakıveriyorlar. Bu denli
soğuk sularda kısa
süreli yüzmelerin insan
sağlığı için çok iyi olduğu
savunuluyor.
Buz bisikleti: Kuzey
Amerika ve Kanada’da
yaygınlaşan, henüz yeni
sayılabilecek bir spor.
Bu nedenle bu özel
bisikletlerin satışı oldukça
sınırlı gerçekleşiyor. Ama
kayak konusunda iddialı
olanlar için öğrenmesi çok
zor bir şey değil. Sadece
bu bisiklette fren olmadığını
aklınızdan çıkarmayın!
Buz balıkçılığı
Zaman zaman hayli
tehlikeli bir etkinlik olabilen
buz balıkçılığı Türkiye’nin
doğusundaki göl kenarı
sakinler için bir geçim
kaynağı olmanın yanısıra,
örneğin Ardahan’daki
Çıldır Gölü’nde olduğu
gibi turistik bir eğlenceye
de hizmet edebiliyor.
Gözü daha dışarıda olan
maceraperestler içinse
ABD Minnesota’daki
Gull Gölü’nde her yıl
ocak ayında düzenlenen
yarışma var. Bu yarışmalar
sırasında aynı anda 15
bin oltacı gölün üzerine
20 binden fazla delik
açabiliyor. Yılın aynı
döneminde Güney Kore’de
düzenlenen festivalse
her yıl binerce kişiyi
yarıştırırken, yaklaşık 1
milyon kişi de onları izliyor.
Kayak merkezleri
Kapalı kapılar ardında kayak
İnsan karın üzerinde
vücudunu tatlı bir eğime
bırakıp aşağıya doğru
süzülürken her ne kadar
kendini doğanın bir parçası
gibi hissetse de, son 50
yıl içinde kış sporlarına
yönelik talepteki aşırı artış,
yapay kar üretmek için
harcanan enerji, doğal
hayatın yerinden edilmesi
ve sınırları zorlayan
yapılaşma derken bu
heves doğa ve çevresel
dengeler açısından oldukça
tahrip edici seviyelere
ulaştı. Kapalı kayak
merkezleriyse son 20 yılın
popüler yatırımlarından
biri olarak karşımıza
çıkıyor. Dünyanın en büyük
kapalı kayak merkezi
Hollanda’nın Landgraaf
kentinde 2001 yılında
açılmış olan SnowWorld.
Ama kapalı kapılar ardında
kayak, Avrupa, İngiltere,
Çin, Rusya, Japonya, Yeni
Zelanda, Avustralya derken
dünyanın dört bir yanında
mümkün… Tabiî bir de
uçların kenti Dubai’de 2005
yılında açılan Ski Dubai
gibi, dışarısı 55 dereceyle
kavrulurken içerideki
havayı -4 derecede tutmak
için enerjilerin akıtıldığı
turizm projeleri, insanlığın
ayıbı olmaya devam ediyor.
Yaşadığınız yerde bu
yıl kar yağmadı diye bu
etkinliklerden mahrum
kalacak değilsiniz elbette.
İmkânlar müsait olduğunda
spor yapmak için olmasa
bile temiz hava almak ve
kar kokusu duymak için
gidilecek sebil adres var
Türkiye’de. İşte listesi:
Arkut – Bolu
Bozdağ – İzmir
Çirtkaya – Bitlis
Davraz – Isparta
Elmadağ – Ankara
Erciyes – Kayseri
Güneykaya – Ağrı
Hazarbaba – Elazığ
Ilgaz – Kastamonu
Karçal – Artvin
Kartalkaya – Bolu
Kartepe – Kocaeli
Kop – Bayburt
Nemrut – Bitlis
Palandöken – Erzurum
Saklıkent – Antalya
Sarıkamış – Kars
Uludağ – Bursa
Yolçatı – Bingöl
Zigana – Gümüşhane
mutfak sanatı
burger vs.
Hazırlayan: Zafer Bilge
[email protected]
Ekim ayı başındaki Amerika seyahatimin dönüşünde kendimle birlikte yine birçok soru işareti getirdim sizlere. Direkt konuya
girmek istiyorum. Bu adamların mutfakları var mı yok mu? Daha önce ki ABD ziyaretlerimde ve iki sene bu topraklarda
bilfiil kalarak edindiğim tecrübelerde de bu soruyu yine kendime defalarca sormuştum. Daha önce Amerika’nın batısına hiç
gitmemiştim. Bu seferki duraklarım California kıyıları ve Nevada eyaleti oldu.
Bir önceki yazımda
da füzyon mutfağına
değinmiştim; California
mutfağı da aslında bir
füzyon mutfağı. Birkaç
yemek kültürünün
birleştirilmesinden oluşuyor.
Çin, Japon, Meksika ve
İtalyan yemek kültürünün
izlerini bulabiliyorsunuz.
Birbiriyle uzlaşmaz gibi
görünen tatların birleştirilip
sunulması yatıyor bu
mutfağın temelinde.
California tarihine ve
sosyolojisine de uygun
bir mutfak bu. Zira bu
eyalet yeni denemelerin
mekânı. Amerikan
folklorunda “Batıya gitmek”
yeni heyecanların, yeni
keşiflerin adıdır. İnsanlar
eskiden Batı’ya giderken
önyargılarını da, âdetlerini
de arkada bırakırlardı. Yeni
topraklara ancak böyle
adapte olabileceklerini
düşünürlerdi. Zaman içinde
bu köklerden gelerek
serpilip büyüyen California
kültürü de temelde açık
fikirliliğe, yeniyi denemekten
korkmamaya ve durmadan
yenilik yaratmaya dayandı.
İşte California mutfağını
da heyecanlı kılan bu
özellikler. Çünkü yemekler
yenilik arayışı içeriyor.
Şeflerin hiç durmadan çok
değişik kültürleri belirli
sınırlar çerçevesinde
oturan bir füzyon
içinde bağdaştırmaya
çalışmalarına dayanıyor.
Bu açıdan denilebilir ki,
California mutfağı gerçek
anlamda post-modern
mutfaklar içinde de en
korkusuz olanlardan bir
tanesidir.
Nevada eyaletinin
doğallıktan uzak fakat
fazlasıyla büyüleyici
şehri Las Vegas’ta ise
aradığınız her ne ise, en
iyisini bulabiliyorsunuz.
Bu köşe mutfak köşesi
olduğundan ötürü diğer
aranılanlara girmeden Las
Vegas’taki restoranlara
götürmek istiyorum sizi.
Gastronomide en yüksek
mertebelerden sayılan
Michelin yıldızını alan
17 mekân var burada.
Dünyaca ünlü 3 Michelin
yıldızlı Joel Robuchon da
bunların başında geliyor.
Kendisinin hiç uyumayan
bu şehirde L’Atelier de
Joel Robuchon ve de
kendi adını taşıyan iki
tane restoranı bulunuyor.
İkisinde de Fransız
temalı menüsünü tatmak
istiyorsanız size sunulan
paket hizmetin içerisinde bir
de limuzin servisi yer alıyor.
Chef Charlie Palmer’a ait
Aureole adlı restoranda
bulunan 9 bin şişelik
şarap kulesi görülmeye
değer. Caesars Palace’taki
Guy Savoy adlı restoran
ise Las Vegas’ın ve de
bütün Amerika’nın en iyi
restoranı seçilmiş. Meşhur
olmamasına rağmen, ben
dâhil pek çoğumuzun
“sadece fast food yiyorlar”
diye nitelendirdiğimiz
Amerikalıların takip
etmeyi güçleştirecek
kadar hızlı ilerleyen bir
yemek sektörüne sahip
olduklarını kanıtlıyor. Yeme
alışkanlıkları –eğer cebinize
de güveniyorsanız– bu
ülkede en üst seviyeye
çıkabiliyor. Dünyanın
Los Angeles, Las Vegas,
mutfak kültürü çok eskilere
San Francisco derken
dayanan ülkelerinde
birçok tezadı bir arada
yaşadığım bu seyahatimde yetişen şeflerin bu ülkeye
gelip kendi işletmelerini
kafama kazınan soru
işaretlerini sanırım bu yazıyı açmasıyla birlikte, hem
Amerikalılar, hem yabancı
yazarken bir nebze kendi
turistler kafalarındaki
kendime de cevaplamış
oldum. Kesinlikle öncesinde duvarları yıkıyorlar, ben
dâhil…
bir mutfak kültürü
Fransız Guy Savoy’un
Amerika’da ki ilk restoranı
bu, Guy Savoy at Caesars
Palace. 10 “course”luk bir
menü sunuyor. İçerisinde
havyarlı başlangıçlardan
trüf mantarlı çorbaya, deniz
mahsullerinden özel kesim
kırmızı etlere ve en pahalı
şaraplara kadar birçok
lezzeti bir arada sunuyor.
MutfaktaPüfNoktalar
ABD’de Fast Food Hakkında
gerçekler
• Her ay yaklaşık 10 ABD
vatandaşı çocuktan 9’u
McDonald’s’da yemek
yiyor.
• 1970 yılında Amerikalıların
fast-food’a harcadıkları
para 6 milyar dolarken,
2006’da bu rakam 142
milyar dolara çıktı.
• 1900’lü yılların başında
hamburger yemek güvenli
sayılmıyordu, maddî
durumu iyi olmayanların
yemeği olarak görülüyordu
ve hattâ sadece
sokaklarda arabalarda
satılıyordu, restoranlara
girememişti.
• Dünyada Coca Cola ve
Pepsi’nin satılmadığı
ender ülkelerden biri Kuzey
Kore’dir.
• Dünyada basındaki ilk
hamburger resmi 1894
yılında Los Angeles
Times’da çıktı.
şef portre:
sefer erdoğan
Röp: Zafer Bilge
The Winston Brasserie lezzetlerinin arkasında elbette deneyimli bir mutfak ekibi var. Ve bu işin içinde
olan herkesin bildiği gibi başarılı mutfakların lezzetlerinin arkasında ise bir şef yatar. Bu sayımızda
Bursa Divan Otel’deki The Winston Brasserie şubemizin lezzet mimarı Sefer Erdoğan ile sohbet ettik.
İlk yemek anın nedir?
Bolulu aşçıların ilk yemek
Yemek meraklılarına
ve amatör aşçılara
verebileceğin, mutfakta
hayat kolaylaştıracak bir
kaç ipucu var mı?
Genç aşçılar veya bu
Kariyerini bu yönde
mesleğe atılmak isteyenler
ilerletmeye ne zaman
öncelikle kendilerine bir
karar verdin? Senin bu
hedef belirlesinler. Bu
yönde adım atmana yol
açan özel bir anı mesela? meslekte idealleri olan
insanlar gelişmeye ve
Koyu bir Fenerbahçeli
öğrenmeye açık olurlar.
olduğum için babam
Bursa’da 5 yıldızlı bir otelde Genç yaşta ne kadar
araştırma yapıp, çok
mutfak şefi olarak görev
çalışıp, sabır gösterirlerse
yaparken, Fenerbahçe
ileride o kadar iyi yerlere
Bursaspor ile karşılaşmak
geleceklerini düşünüyorum.
üzere otele geldiği zaman
ben de futbolcuları görmek
İşinle ilgili batıl inançların
için babamın yanına
giderdim. Orada hazırlanan var mı?
yemekler ve oradaki ortam Sanırım yok.
benim bu mesleğe atılmama
Takip ettiğin, ilham aldığın
sebep oldu.
• Balıkları temizlemeden
yarım saat kadar
dondurucuda bekletirseniz,
temizleme işi sizi daha az
yorar.
• Balık pişirirken hiç de hoş
olmayan bir koku kaplar
evi. Bunu önlemek için de
kabın veya tavanın içine
birkaç defne yaprağı atmayı
deneyin.
Biraz kendinden bahseder
misin? Hangi mutfaklarda
çalıştın, şu an neredesin?
1980 Bolu doğumluyum. 95
yılında aşçılık mesleğine
başladım. Bu meslek
bana uzak değildi, dedem
ve babam da aşçıydı.
Mesleğime ilk olarak
Bursa’da başladım.
Sırasıyla Bodrum, Antalya,
Uludağ ve Bursa’daki 5
yıldızlı otellerde çalışma
fırsatı buldum. Şu anda
Türkiye çapında 15 şubesi
bulunan The Winston
Brasserie restoranların
zincirinin Bursa halkasında
mutfak şefi olarak görev
yapmaktayım.
anılarını hatırlamaları biraz
zordur sanırım. Her anımız
yemekle dolu neredeyse
doğduğumuzdan beri.
• Açıkta unutulan ve
bayatlayan bisküvileri
küçük fırın tepsisi
içinde birkaç dakika
ısıtırsanız, yeniden tazelik
kazandıklarını görürsünüz.
şefler var mı?
Türkiye’de İtalyan mutfağı
konusunda başarılı
bulduğum Carlo Bernardini
ve Mehmet Gürs’ü takip
ediyorum.
Tabiî ki her aşçının yaptığı
gibi vakit buldukça kendi
tariflerimi deniyorum.
Özellikle deniz ürünleri
üzerinde çalışıyorum.
Üzerinde çalıştığım ve
tadanların da beğendiği
yeni bir çorbam var aslında.
Morrel mantarlı, taze
kuşkonmazlı, karides ve
kum midyeli çorba tarifi
oldukça beğeniliyor.
yapmaktan haz duyuyorum.
• Sodalı içeceklerin
gazlarının kaçmasını
engellemek için
buzdolabının içine baş
aşağı yerleştirin.
• Açılmakta direnen cam
kavanozların altına sert
bir şekilde vurursanız
açılacaklardır.
Bir şef olarak ileriye
dönük hayallerinden ve
gerçekleştirmek istediğin
projelerden bahseder
misin?
Benim de kendi restoranımı
Dünya mutfaklarından
açmak en büyük hedefim.
hangileri ilgini çekiyor?
The Winston Brasserie
Onları senin için farklı
markası bizlere de vizyon
kılan ne?
olarak çok fazla şey kattığı
İtalyan mutfağı ağırlıklı
için eminim ileride faydasını
Akdeniz mutfağı ve de
Meksika mutfağı. Kullanılan The Winston Brasserie’de fazlasıyla göreceğim.
Bunun dışında mutlaka bir
malzemeler ve teknikler çok yapmaktan en çok mutlu
olduğunuz yemeğin adını yurtdışı tecrübesi edinmek
doğal olduğu için bana her
istiyorum. Hayatımın bir
verebilir misin?
zaman bu mutfaklar çekici
Porçini mantarlı risotto ve de dönemini sırf buna ayırmak
gelmiştir.
konusunda kararlıyım.
beş baharatlı ızgara tavuk
diyebilirim. Kullandığımız
Yeni tatlar, tarifler
bütün malzemeler rafine ve
geliştiriyor musun?
çok taze olduğu için aslında
Üzerinde çalıştığın bir
menüdeki bütün yemekleri
yemek örneğin?
• Kovada sofraya getirdiğiniz
buz parçalarının
donmaması için üzerlerinde
biraz madensuyu gezdirin.
kulağımıza çalınanlar
SWT müzik editörü ve dergi ekibi sizin için toplamalar hazırladı.
playlist: aylin güngör - j. h. dedeoğlu
playlist: ekin sanaç
Dennis Coffey - 7th Galaxy
Six Organs of Admittance – Above a Desert I’ve
playlist: ozan şentürk
Earth Wind & Fire - Departure
Les Crane - A Different Drummer
Dele Sosimi - Ojoro
Never Seen
Special
Anoushka Shankar – Breathing Underwater
Cold Grits - It’s Your Thing
Far East Family Band – The God of Wind
Joe Simon - Moon Walk
Matias Aguayo - Desde Rusia
Hakan Vreskala – Dağılın Lan
Betty LaVette - He Made a Woman Out Of Me
Bim Sherman - Run Them Away
Hollie Cook – It’s So Different Here
Freda Payne - The Easiest Way to Fall
Krishna Das - Namah Shivaya
The Counts - At The Fair
The Time and Space Machine – Trip Sideways
William DeVaughn - Be Thankful For What You Got
Ocote Soul Sounds - Pathways
Raghu Dixit – Hey Bhagwan
Pointer Sisters - Yes We Can
Strange Parcels & Jesse Rae - Victory Horns
Hayvanlar Alemi – Ineffable Dresscode
Millie Jackson - Got to Try It One Time
Lijadu Sisters - Not Any Longer
Sir Lord Comic with the Upsetters - Django
Harold Melvin & The Bluenotes - Wake Up
Lalo Schifrin - Vaccinated Mushrooms
Shoots First
Everybody
Hollie Cook - Shadow Kissing
Tom tom Club – Genius of Love
James Brown - Make It Funky
Bayo Damazio - Listen to the Music
Beck & Seu Jorge – Tropicalia
Tom Jones - Looking Out My Window
Michael Jackson - Workin’Day and Night
Tom Ze – Ui!
Stevie Wonder - Sir Duke
Arthur Russell - Calling out of Context
Bellowhead – Bromfield Hill
Oliver Sain - California Sunset
Kid Creole & The Coconuts - I Am a Wonderful
The Levellers – Boat Man
HOLLIE COOK
TOM JONES
Sex Pistols elemanı Paul Cook’un kızı Hollie doğal
olarak müzikten çok da uzağa gidememiş neyse ki.
Solo kariyerine başlamadan önce Slits, Jamie T ve Ian
Brown gibi babalarla çalışan, düet yapan Hollie Cook
bu yılın mart ayında, kendi adını taşıyan ve yılın en
konuşulan ve özgün albümlerinden birini yayınladı.
Tropikal-pop olarak adlandırdığı türüyle Hollie Cook son
zamanların en sıcak isimlerinden.
Asıl ismi Sir Thomas John Woodward olan, Tom Jones
sahne adıyla tanınan Galler asıllı şarkıcı ve besteci,
güçlü ve geniş oktavlı vokal yeteneğiyle dikkat çeker.
1965’ten bu yana 100 milyonu aşkın albüm satmıştır.
Çok güçlü bir ses hâkimiyetine sahiptir. Tom Jones,
bugüne kadar birçok albüm çıkarmış ve bunların çoğunu
da iyi bir şekilde satmıştır. Canlı performansı ile de her
zaman konserlerde göz doldurmayı seven bir pop, jazz,
blues, soul ve rock vokal şarkıcısıdır.
Lyman Woodart Organizaion - Saturday Night
Shawn Lee’s Ping Pong Orchestra - Brazilian
Bubble
Thing Baby
MATIAS AGUAYO
1973 Şili doğumlu Matias Aguayo elektronik müzik
adına günümüzün yenilikçi sanatçılarından biri sayılıyor.
Elektronik müzik performansları ve kompozisyonları
adına genel beklentileri ilk günlerinden itibaren
zorlamayı ve farklı vizyonunu ortaya koymayı amaç
edenen Aguayo, 10 yılı aşkın süredir çalışmalarını
minimal teknoda isim yapmış ünlü Alman plak şirketi
Kompakt aracılığıyla dinleyicilerine ulaştırdı. Bir süre
önce ise kendi plak şirketini kurdu ve adını Comeme
koydu.
playlist: sadi güran
playlist: yetkin nural
playlist: doruk yurdesin
Bag Raiders - Shooting Stars
La Lupe - Puro Teatro
Adele - J’ai Peur Parfois
Gilbert Bécaud - L’orange
Luz Casal - Un Año de Amor
Nino Ferrer - Je Vends des Robes
Remix)
Guadelupe Pinada / Los Tres Ases - Historia de un
Boy Crisis - The Fountain of Youth
Amor
Stelvio Cipriani - Femina Ridens (feat. Olympia)
College feat Electric Youth - A Real Hero (Paul
Eartha Kitt - Avril au Portugal
Rita Pavone - Il Ballo del Mattone
CSS - Music Is My Hot, Hot Sex
Caetano Veloso - Cucurrucucu Paloma
Mina - Prendi una Matita
Lily Allen - The Fear (DMDC Remix)
Sheila - Bang Bang
The Quintette Plus - Summertime
Phoenix - Rome
Eartha Kitt - C’est Si Bon
Henry Mancini - The Party (Instrumental)
Portishead - The Rip (Hidden Cat Remix)
Jacques Dutronc - Il Est Cinq Heures, Paris S’Eveille
Klaus Wunderlich - Baby Elephant Walk
(RAC Mix)
Johnny Dorelli - Mamy Blue
Bat For Lashes - Daniel (Death Metal Disco Scene
Bronski Beat - I Feel Love (Medley With Marc Almond)
Lola Beltran - Soy Infeliz
Michel Legrand - Noix de Coco
Remix)
Lhasa de Sela - J’arrive À La Ville
Clothilde - La Ballade du Bossu
Ladyhawke - Paris is Burning (Cut Copy Remix)
Banda Machos - Besamo Mucho
Piero Umiliani - Topless Party
Misstress Barbara - Dance Me Till the End Of Love
Ajda Pekkan - A Mes Amours
Liz Brady - Partie de Dames
Pnau - Embrace
Grace Jones - La Vie en Rose
Jacques Dutronc - Le Plus Difficile
Two Door Cinema Club - Something Good CanWork
Mina - Il Cigno Dell’amore
Jean-Jacques Perrey - Mood Indigo
Blood Orange
LA LUPE
MICHEL LEGRAND
Tal Rozen, Alex Kestner, Victor Vazquez, Lee Pender,
and Owen Roberts’dan oluşan Amerikalı grup Boy
Crisis, 80 başlarının post-disco-post-punk akımından
etkilenmiş bir ekip. Brooklyn New York çıkışlı grubun,
Amerikalı alternatif müzik platformu Pitchforkmedia
tarafından “kesinlikle şu an dünyadaki en kötü grup” ilan
edilmesi ise ilginç bir bilgi.
Esas ismi Guadalupe Victoria Yolí Raymond olan 1939
Küba doğumlu La Lupe, salsa müziğinin kraliçelerinden
biri. Enerjik ve zaman zaman tartışma yaratan canlı
performansları ile bilinen La Lupe’nin şöhrete giden yolu
Havana’da, müşterileri arasında Ernest Hemingway,
Tennessee Williams, Jean-Paul Sartre, Simone de
Beauvoir ve Marlon Brando gibi isimlerin bulunduğu
La Red isimli gece klubünde başladı. 1962 senesinde
Amerika’ya sürgüne gönderilen La Lupe, New York’ta
caz perküsyoncusu Mongo Santamaría tarafından
keşfedilerek beş yıl içinde ondan fazla albüm yaptı. La
Lupe 1980’de müziği bıraktı ve 1992’de geçirdiği kalp
krizi sonucunda hayatını yitirdi.
1932 Paris doğumlu besteci, aranjör, orkestra
yönetmeni ve piyanist. Cazdan klasik müziğe, popa
kadar çok çeşitli türlerde çalışmalar yaptı, birçok ünlü
isimle çalıştı. The Umbrellas of Cherbourg ve Thomas
Crown Affair’in de aralarında bulunduğu yüzden fazla
film ve dizinin müziklerini besteledi. Summer of 42 ve
Yentl filmleriyle ve Thomas Crown Affair’den “Windmills
of Your Mind” şarkısıyla bu alanda üç kez Oscar
kazandı.
Whitney Houston - I’m Your Baby Tonight
Yeah Yeah Yeahs - Heads Will Roll
İstanbul Şair Nedim cad. No:3 Akaretler / Besiktaş t: 0212 259 99 19
İzmir Mustafabey cad. No:20/a-b-c-d-e Alsancak t: 0232 421 88 61 - 0232 463 10 21 • İzmir Cemal Gürsel cad. No:474/a Bostanlı t: 0232 330 95 75
İzmir Forum Bornova AVM Kiosk 10 t: 0232 388 35 00 • İzmir - Swiss Otel Alsancak Şehit Nevres Bulvarı
No:2 K 01-02 t: 0232 441 10 90 - 441 10 30
İzmir Ege Park Balçova A.V.M Mithatpaşa cad. No:1460 Kat:1 No:150 t: 0232 259 65 75 • Sports International Mavişehir 2040 sok. no:2 Mavişehir / İzmir t: 0232 324 03 65
Aydın Aydın Forum AVM t: 0256 232 02 57 • Bursa Kükürtlü Mah. Dr. Rüştü Burlu Cad. No:11 Dükkan 7 Osmangazi - Bursa
• Çeşme Çeşme Altınyunus Boyalık Mevkii t: 0232 723 33 98 • Çeşme Çeşme Alaçatı Solto Beach Hotel t: 0232 716 03 41 • Çeşme Alaçatı Port Alaçatı Port Marina
Denizli Denizli Çamlık Forum
AVM S Blok No:19 t: 0258 215 11 13
Merkez Ofis Adres: 379 Sok No 14 Kat:5 D:14 Şenler İş Hani 2.Sanayi Bornova / İzmir t: 0232 462 04 70
no: G/6 Çeşme t: 0232 716 03 41

Benzer belgeler

PDF`ini burdan görebilirsiniz.

PDF`ini burdan görebilirsiniz. tüm konseptini New York ve Londra’daki kafe-restoran sektörünün gelişmelerini yakından takip ederek oluşturduğumuzu biliyor muydunuz?

Detaylı

PDF`ini burdan görebilirsiniz.

PDF`ini burdan görebilirsiniz. Eğer başka bir objeye, canlıya dönüşebilecek olsan neye dönüşürdün? Ay. Ya da bir dağ. Bilmiyorum karar veremedim. Yemek yapmayı mı yemeyi mi seversin? Yemeyi seviyorsan en sevdiğin yemek,

Detaylı