GERİ SAYIM BAŞLADI

Transkript

GERİ SAYIM BAŞLADI
29 MART 2009 Yerel Yönetimler seçimlerinde AKP’nin Bakırköy Belediye Başkan adayı Oğuz Satıcı
YEMİN EDECEK Mİ?
29 MART 2009 Yerel Yönetimler seçimlerinde AKP’nin Bakırköy Belediye Başkan adayı Oğuz
Satıcı, adaylığı sırasında gazetemize verdiği advertorial ilan ücretini ödemediği için
gazetemiz tarafından mahkemeye verildi. Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 31
MART 2011 tarihinde saat 10.45’te başlayacak duruşmaya Oğuz Satıcı gelerek yemin
etmesi gerekiyor.
Bakýrköy’de
Sürekli,
Etkili,
Ýlkeli.
19
Ya þ ý n d
YIL: 19
a
SAYI: 202
1
BAKIRKÖY KADIN DOĞUM EVİ HALKALI’YA TAŞINIYOR
Numara
ATAKÖY
MART 2011
FİYAT: 2 TL
http://www.atakoygazete.com.tr
GERİ SAYIM BAŞLADI
Bakırköy Yenimahalle’de bulunan 1999 depreminde hasar
gören ve bugüne kadar
güçlendirme yapılmayan
Bakırköy Kadın Doğum ve
Çocuk Hastalıkları Eğitim
Araştırma Hastanesi Halkalı’ya
taşınıyor.
Bakırköy’ün simgelerinden biri
olan hastanede yılda 19 bin
doğum gerçekleşiyor.
Bakırköylüler ve çevre halkı ile
hastane çevresindeki çarşı
esnafı hastanenin taşınmasından dolayı tepkili.
(Yazısı 24. sayfada)
Yapımına Osmaniye Mahallesi E-5 kenarında başlandı. Bir yıl içinde bitirilmesi planlanıyor.
İSTANBUL’UN EN BÜYÜK BOTANİK PARKI OLACAK
Bakırköy Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek proje ile Osmaniye
rekreasyon alanı yapımı çerçevesinde 94 bin metrekare alanda, 1000
metrekare taban alana sahip göl, 300 kişilik kafeterya ve restoran, 142
araçlık otopark, biyolojik arıtma ve doğal kaynak sularının korunması, yaklaşık 2 bin metrekare alana sahip Avrupa standartlarında 2 adet çocuk oyun
alanı ve botanik parkı yapılacak. ( Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK)
(Yazısı 15. sayfada)
Ataköy’de Ayamama Deresi kenarına
K A D I N K O O R D İ N A S YO N M E R K E Z İ
CHP Milletvekili Tayfur SÜNER konu ile ilgili basın
toplantısı yaptı ve TBMM’ye soru önergesi verdi...
(Yazısı 15. sayfada)
Dati Holding İcra Konseyi Başkan Yardımcısı Ulvi SUVARİOĞLU
GALLERİA’DAKİ YENİLEMELER İLE İLGİLİ
“Anıtlar Kurulu
da inceledi,
Bakırköy
Belediyesi,
Büyükşehir
Belediyesi,
Turizm
Bakanlığı da
inceledi. Biz burada ne yatırım
yaparsak yapalım
ilk önce Turizm
Bakanlığı’na gidip
bilgi vermek
zorundayız” dedi.
( Yazısı 13. sayfada )
3
Engelleri aşmak için düzenlenen konserde toplanan
57 Bin TL anaokulu yapımında kullanılacak
AYIN YAZISI
İŞİTME ENGELLİLERİN YÜZÜ GÜLECEK
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ve
Bakırköy Kadın Meclisi’nin işbirliği ile
yaptırılacak olan 0-6 yaş arası İşitme
Engelliler Anaokulu’nun yapımına destek
olmak amacıyla, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü ve Kalite Verimlilik Kulübü
tarafından ünlü sanatçı Teoman ve Kolpa
grubunun da desteği ile bir yardım konseri düzenlendi.
Bakırköy Belediyesi’nin de katkılarıyla
yaptırılacak olan İşitme Engelliler
Anaokulu için gerçekleştirilen konserden
kazanılan gelir, İşitme Engelliler ve
Aileleri Derneği’nde düzenlenen kahvaltılı
toplantı ile Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ve Kalite
Verimlilik kulübü öğrencileri tarafından
anaokulunun yapımında kullanılması
amacıyla İşitme Engelliler ve Aileleri
Özcan Atamer
e-mail
[email protected]
AYNI FİLMİ SEYRETMEYE HAZIR OLUN !
Nihayet seçim tarihi kesinleşti. 12 Haziran 2011 Pazar Günü sandıklara gidip oyumuzu kullanarak bizi temsil edecek kişileri milletvekili olarak seçerek, Türkiye
Büyük Millet Meclisi’ne göndereceğiz.
Kimleri seçeceğiz?
İstediğimiz kişileri mi, bunları seçeceksiniz diyerek önümüze konan kişileri mi?
Tabiki bugüne kadar olduğu gibi önümüze konan kişileri...
Bir noktada liderlerin listelere koyduğu kişileri seçmeye zorlanacağız.
“Demokrasi bu mudur?” sorusu bir kez daha akıllara gelecek ve cevap bulamayacağız.
TBMM’deki seçilmiş milletvekillerinin büyük çoğunluğunun durumu ortada. Büyük
çoğunluğu çeşitli neden ve etkenlerle liderler tarafından listelere alınmış, bu listeler seçimlerde önümüze konulmuş, bunları seçmek zorundasınız denen kişiler.
Halbuki ülkemizde o kadar değerli kişiler var ki, en azından çevremizdekileri biliyor ve tanıyoruz. Bu kişiler için “keşke seçime girseler de kazanıp millet meclisine girebilseler” dediğimiz kişiler. Ancak bu kişiler listelere giremeyeceklerini
bildikleri için aday olma düşüncelerini telaffuz dahi edemiyorlar ve sonuçta “lider
sultası” denen sistem işliyor ve seçilip meclise gidiyorlar. Meclise giderken de
dokunulmazlık zırhına büründükleri için yaptıkları yanlarına kar kalıyor ve seçildikleri süre içinde bizi yönetmekte söz sahibi oluyorlar.
Kısaca bu seçimlerde de bundan önce olduğu gibi aynı filmi hep birlikte bir kez
daha izlemek zorunda bırakılacağız.
Derneği Başkanı Viki Özromano’ya teslim edildi.
Üyeleri Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden
oluşan Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün organize ettiği
Engelsiz Yaşam Konseri’nde toplanılan 57 Bin TL
işitme engelliler için yapılacak anaokulun inşaasında kullanılacak.
Konserde toplanılan paranın İşitme Engelliler ve
Aileleri Derneği Başkanı Viki Özromano’ya teslimi
sırasında söz alan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İsmail Yüksek, üniversitelerin topluma bilimsel anlamda olduğu kadar sosyal sorumluluk alanlarında da yol göstermesi gerektiğini, Yıldız Teknik
Üniversitesi’nin 100. yılını kutladığı 2011 yılında kan
ve organ bağışı başta olmak üzere insanlara faydalı
olacak birçok proje üzerinde çalıştıklarını ve bu projelerin üniversite öğrencilerinin çalışmalarıyla hayat
bulacağını söyledi.
( Arzu BERATOĞLU )
CAROUSEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE ÖZKAN ŞENYÜZ GETİRİLDİ
AVM’lerin sayıları arttıkça
genel müdürler arasındaki
atama ve yer
değiştirmeler
tüm hızıyla
devam ediyor. İsmi
Carousel ile
özdeşleşen
Orhan Demir
Baymer İcra
Kurulu
üyeliğine
getrilince boşalan
Carousel Genel Müdürlüğü’ne Özkan Şenyüz
getirildi.
2007 yılında Capitol
Alışveriş Merkezi’nde
Genel Müdürlük yapan
Özkan Şenyüz, 2011
Şubat ayı
itibariyle
Carousel Alışveriş
ve Yaşam
Merkezi’nde
Genel Müdür
olarak yeni
görevine başladı.
Özkan Şenyüz,
eğitimini Anadolu
Üniversitesi
İşletme
Fakültesi’nde tamamladı.
Profesyonel iş hayatına 1982 yılında
perakende sektörünün önemli
markalarından
Vakko’da başlayan,
Vakko’da pazarlamadan,
genel direktörlüğe kadar
birçok önemli birimde
görev alan Şenyüz, son
olarak Vakkoroma’da 5
yıl genel müdürlük yaptı.
Ataköy Plus Genel
Müdürü Cemil Demirbakan da 31 Martta açılması planlanan
Osmaniye’deki Form
Marmara
Genel Müdür
yardımcılığına transfer
oldu.
Ataköy Plus’ta Genel
Müdür
arayışları
sürüyor.
Pek çok yapılana karşı çıktığımızda, ısrarla yatırımlara karşı çıkmadığımız, genelde
projeyi tartıştığımızı söylüyoruz. Ancak büyüklerimizin söylediği gibi “imam
bildiğini okuyor” . Yapılan yatırımların yer seçimlerinin yanlış olması nedeniyle
hepimizin yaşamları çekilmez hale geliyor. Örnek mi istiyorsunuz? Kendi çevremizden ve ilimizden bir kaç örnek verelim:
Ataköylüler’e ait spor alanlarına yapılan 17 bin 500 kişilik kapalı spor salonu.
Yapımı 17 yıl süren bu salon için yer seçiminin yanlış olduğunu birinci günden beri
yazdık. Otopark sorunu olacağı, yolların genişletme imkanı olmayacağı, dolayısıyla Ataköy’ün planlı dokusunu bozacağı gerçeğini maalesef bizi yönetenler
görmediler. Sonuç ne mi oldu? Görüyor ve yaşıyoruz. En küçük bir sportif karşılaşma veya toplantıda Ataköy’ün tüm yolları ve özel alanları otoparka dönüşüyor,
yeşil alanlar tahrip ediliyor.
Sahil yoluna yapılan rezidanslar, Osmaniye’ye yapılan ve 31 Mart’ta açılacak
devasa alışveriş merkezi, bu yetmiyormuş gibi Florya Şenlikköy’de yapımına
başlanan rezidans ve alışveriş merkezi yanında Florya Sahili’nde kumsala yapılan
ve nisan ayında açılacağı ifade edilen Akvaryum...
Bu arada yine aynı yerde Akvaryum yanına alışveriş merkezi ve otel yapımı da
tüm hızıyla devam ediyor.
Şimdi yetkililere soruyoruz; şu anda bile Florya Sahili’ne Büyükşehir Belediyesi’nin
yapmış olduğu düzenlemeler sonunda binlerce kişi akın ediyor, 8-10 metre
genişliğindeki yol geçit vermiyor. Akvaryum, yanına yapılan alışveriş merkezi ve
otel de açılınca bu yollardan bırakın araçla geçmeyi, yürüyerek dahi geçmek
imkansız hale gelecek. Bu güzergahtaki yolları genişletmek de imkansız olduğuna
göre yer seçimlerinin yanlış olduğunu ifade etmek yatırıma karşı çıkmak mıdır?
Bu arada Mecidiyeköy’e yapılan ve günde 70 bin kişinin giriş çıkış yapacağı Avrupa’nın en büyük adliyesi de kısa süre sonra açılacak. Şu anda bile E-5 ve Sahilyolu geçit vermezken Akvaryum, oraya yapılmakta olan alışveriş merkezi ve Adliye
Sarayı ve Osmaniye’deki devasa alışveriş merkezi açıldığında ulaşım tamamen kilitlenecek.
Bu arada Ataköy’ün adeta göbeğine yapılan her biri 5 bin tonluk 7 adet akaryakıt
tankı sorun olmaya devam ediyor. Bizi yönetenlerin asli görevleri insanların yaşam
seviyelerini yükseltmek ve onları mutlu ve huzurlu bir ortamda yaşatmak değil
midir?
Yapılanlar ortada... Bu durumda huzurlu ve mutlu, yarınlara umutlu bakarak yaşamak mümkün mü?...
5
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Başhekim Yardımcısı Dr. Bülent Köseahmetoğlu
çıkması gerektiğini her zaman
belirtiyorsunuz. Fakat beklediğiniz desteği göremediğinizi
de ifade ediyorsunuz. Bundan
sonrası için neler söyleyeceksiniz?
Evet hastanenin Bakırköylülere ait
olduğunu ve onların sahip çıkmaları
gerektiğini hep söyledim, söyleyeceğimde. Ayrıca bunu Başhekim Erhan
Kurt’ta söylüyor. Bazıları geldi, biz
Bakırköylü olarak burada çalışacağız
bize burada bir yer verin, biz burada
bir şeyler yapalım, satış yapalım dediler. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz, biz bir şey vermek için değil, hep
beraber bir şey yapmak için uğraşıyoruz. Dost bildiğim insanlar beni bu
şekilde çok mahcup etti.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimliği
tarafından Mart 2010’da
başlatılan hastanenin ormanlık
arazisinde ıslah çalışmaları,
ağaç dikimi ve çevre düzenlemesi
çalışmaları devam ediyor.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları
Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr.
Bülent Köseahmetoğlu, Mart 2010’da
başlatılan çalışmalara devam
edildiğini fakat son zamanlarda bazı
ulusal medyada çıkan haberlerin
kendilerini üzmüş olsa da yapılan
çalışmalardan dolayı hiçbir şekilde
pişmanlık duymadıklarını söyledi.
“YEŞİL OLMADAN BİRŞEY OLMAZ”
“BEN BAKIRKÖYLÜ’NÜN
BU KADAR
DUYARSIZ OLDUĞUNU
DÜŞÜNMÜYORDUM”
Sayın Köseahmetoğlu, daha önce sizle yaptığımız
görüşmede yapılan çalışmalarda hiçbir şekilde
destek görmediğinizi belirttiniz. Bunun yanı sıra
ulusal bir kanalda bazı haberler çıktı. Bu konularla
ilgili neler söyleyeceksiniz?
Ben Bakırköylünün bu
kadar duyarsız olduğunu
düşünmüyordum. Gelin
hastanemize sahip
çıkalım, ağaçlandıralım,
çiçeklendirelim, bir şeyler
yapalım diyoruz. Kimsenin uğradığı yok.
Bununla da kalmayıp, bazı
vatandaşlar çektikleri
kamera görüntülerini
ulusal kanallara yayarak
yalan yanlış bilgiler
aktarıyor. Bu nasıl
Bakırköylü olmak. Asıl acı
olan ise, bir ulusal kanalın
vatandaşlardan aldıkları
bilgi ve görüntüler
hakkında hiçbir araştırma yapmadan, hastane
yönetiminden konu ile
ilgili görüş almadan
haber yapması. Bu
görüntüleri çekip, ulusal
kanallara yayanları kendi
utançlarıyla baş başa
bırakıyorum. Her türlü
saçma sapan basit dedikodulara rağmen çalışmalarımıza azimle devam
ediyoruz.
Sayın Köseahmetoğlu, şu
anda çalışmalardaki son
durum nedir? Ayrıca
kamuoyunu aydınlatmak açısından
soruyorum burada herhangi bir
ağaç kesimi
yapılıyor mu?
Çalışmalar ne
şekilde yürütülüyor. Bunlara bir
açıklık getirir
misiniz?
Orman Bölge
Müdürlüğü
mühendisleri gelip
burada incelemelerde bulundular.
Kesilecek ağaçları
belirlediler,
mühürlediler.
Mühürledikleri ağaçların çoğuna da
dokunmadık. Biz kesmiyoruz, buduyoruz.
Şunu üstüne basarak söylüyorum, pazar
yolunda bulunan ağaçların dallarının çoğu
pazarcıların halat bağlamasından, branda
germesinden dolayı kırılmış vaziyette. Bunların hepsini yaralı yerden kurumasın diye
ilaçla, toprak karışımı bir malzemeyle kapatıyoruz. Bu kuru dallar, ziyan olmasın
ortalıkta yer kaplamasın
diye birde patoz cihazı
aldık. Bu patoz cihazı ile
bunları öğütüyoruz, talaş
haline getirip gübre yapıyoruz. Onun haricinde
bırakın kuru ağacı
kesmeyi, biz kurumuş
ağacı hastanede bir sembol haline getirdik. Kurumuş ağaçları güzelce
budatıyoruz, kabuklarını
soydurup, vernik atıyoruz. Pırıl pırıl harika
bir görüntü oluyor. Onu
özellikle yürüyüş yoluna
koyduk. O kadar güzel
oldu ki, insanlar o
ağaca hayran hayran
bakıyor.
“BİZE AĞAÇ KESİYORSUNUZ DİYEN
İNSANLAR, AKŞAMLARI KÜREKLERLE GELİP
EKTİĞİMİZ LALE SOĞANLARINI SÖKÜP
EVLERİNE GÖTÜRÜYORLAR”
Geçen yıl mart ayında çalışmalara başladık.
Meşe, çam, kara çam, selvi çam, fıstık çamı, ladin
çamı ve meyve ağacı da dahil olmak üzere yaklaşık 20 bine yakın ağaç diktik. Bu ağaçlar hastanenin her yerinde var. Bunun yanında 20 bine
yakın meşe palamudu diktik. Bu dönemde yine
yaklaşık 30 binin üzerinde lale
soğanı ektik. Her ne kadar
bir kısmını vatandaş söküp
götürüyorsa da, hani bize
bağıran vatandaşlar var ya,
buraya geliyor akşamları
küreklerle lale
soğanlarını
söküp evlerine
götürüyorlar.
Yaklaşık 2500
çiçek diktik.
Buranın bitki
örtüsünü,
doğal
dokusunu
kuvvetlendirip,
güçlendirip, en
iyiye getirmeye çalışıyoruz.
Bakırköy Belediyesi’ne ve
Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen’e de özellikle
teşekkür ediyoruz. Hastanenin etrafındaki tel örgüleri yenilemeye
başladılar.
Sayın Köseahmetoğlu, hastanenin
Bakırköylülerin
olduğunu ve
Bakırköylünün
hastaneye sahip
“BAKIRKÖYLÜLERİ
KAMPANYAYA
DAVET EDİYORUM’’
Bakırköylü,
Bakırköy’ün en eski
kurumu olan Ruh ve
Sinir Hastalıkları
Hastanesi’ne sahip
çıksın. Gelsin buranın
bitki örtüsüyle ilgilensin.
Bakırköylüyü yeşillendirme ve
çiçeklendirmeye destek olma
kampanyasına davet ediyorum. Burayı ayağa
kaldıralım.
Son olarak neler söylemek
istersiniz?
Kesinlikle hiçbir şekilde
yaptığım işten pişmanlık
duymuyorum. Yanlış
mıyım? doğru muyum?
diye düşünmeye bile gerek
duymuyorum. Yeşil
olmadan bir şey olmaz.
( Yavuz Arpacık )
7
MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ 12 HAZİRAN 2011’DE YAPILACAK
Op. Dr. Beyzade ÖZKAHRAMAN
CHP 3. BÖLGE MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI
Milletvekili seçimlerinin 12 Haziran
2011 tartihinde yapılacagı kesinleşti.
Milletvekili aday adayları da
adaylıklarını açıklamaya başladılar.
Bakırköy’de CHP Bakırköy İlçe
Başkanı Dilek Baki, CHP 3. bölgeden Milletvekili aday adayı olmak
için ayrıldığını açıklamıştı.
CHP 3. bölgeden Milletvekili aday
adayı olduğunu açıklayan ikinci
kişi Op. Dr. Beyzade Özkahraman. İstanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi mezunu olan Özkahraman İ.Ü. İşletme Fakültesi
İşletme İktisadi Enstitüsü’nü,
daha sonra da A.Ü. Sağlık Kurumları İşletmeciliği Yüksek okulunu
bitirdi. Sosyal Demokrat Dünya
Görüşü nedeniyle SODEP, SHP, CHP
çizgisinde politik çalışmalar içerisinde yer alan
Beyzade Özkahraman Sosyal Demokrat Halk Partisi Kurucularındandır.
Özkahraman SHP’de Parti Meclisi Üyeliği, Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği ve
daha sonra da 3 yıl süre ile İstanbul İl Başkanlığını yürüttü.
Beyzade Özkahraman gazetemizi ziyaret ederek yapacağı çalışmalar hakkında görüşlerini belirtti.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş EROĞLU
” fakir fukaranın boğazından kesilip Kıbrıs'a gönderilir” SÖZLERİ BİZİ ÜZÜYOR
KKTC Cumhurbaşkanı
Derviş Eroğlu, Ekonomi
Gazetecileri Derneği
üyeleriyle The Green
Park Otel'de düzenlenen sohbet toplantısında bir araya gelerek
KKTC ekonomisi ve
Güney Kıbrıs Rum kesimiyle sürdürülen
görüşmelere ilişkin bilgi
verdi.
KKTC’de 28 OCAK 2011
tarihinde Lefkoşa’da
yapılan gösterilerde
Türkiye aleyhinde açılan
pankartlara tepki gösteren
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır. Biz destekliyoruz, bunun
karşılığı olması gerekmiyor bu...” sözleri karşısında
Türkiye'de bazı yanlış yorumlar yapıldığına işaret ederek,
"İşte 'fakir fukaranın boğazından kesilip Kıbrıs'a gönderilir,
Kıbrıslı Türkler yerler' gibi laflar bizleri üzmektedir KKTC'nin gelirleri sınırlı olduğu için anavatan Türkiye bize bu desteği vermektedir. Bizim Türkiye ile ilişkilerimiz maddiyata dayalı bir şey
değil" dedi.
Bu yıl Türkiye'de "Kıbrıs Turizm Yılı" ilan edildiğini de belirten
Eroğlu, bu yılın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, anavatandakilerin turistik sefer yaparken KKTC'yi tercih etmelerini
arzuladıklarını kaydetti.
Eroğlu, hem altyapı hem de ulaşım açısından elverişli imkanlara
sahip olduklarını, önümüzdeki aydan itibaren yeni uçak seferlerine de başlanacağını bildirdi.
KKTC'de serbest piyasa ekonomisine 1987'de geçildiğini ve
hükümetlerinin Türk hükümetleriyle de istişare ederek yıllık ve 3
yıllık programlar hazırladıklarını, 5 yıllık da kalkınma planları yaptıklarını anlatan Eroğlu, bu planlara göre ülke
ekonomisinin
yönlendirildiğini,
şimdi
Türkiye
ile yapılan
bir anlaşma
ile 3 yıllık
bütçe
yapmaya
başladıklarını
söyledi.
Amaç; özel kalem müdürlerinin ortak sorunlara karşı birlikte hareket ederek çözüm üretmesini sağlamak.
ÖZEL KALEM MÜDÜRLERİ ANTALYA’DA BULUŞTU
Türkiye'nin dört bir yanında görev yapan özel kalem
müdürleri, Antalya’da bir araya geldi.
Marmara Belediyeler Birliği’nin
desteğiyle gerçekleştirilen programda, bilgi ve deneyim paylaşan özel
kalemlere yönelik eğitim seminerleri
düzenlendi.
Programın açılışında Özel Kalem
Müdürleri Platformu Başkanı ve
Bursa Büyükşehir Belediyesi Özel
Kalem Müdürü Ercan Özel, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr.
Recep Bozlağan, Türkiye
Belediyeler Birliği Genel
Sekreter Yardımcısı Cevdet
Sökmen ve Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanı Prof. Dr.
Mustafa Akaydın konuşma
yaptı.
Programın açılış konuşmasını yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa
Akaydın, özel kalem müdürlerinin
ortak sorunlara karşı birlikte hareket
ederek çözüm üretmesini istedi.
Başkan Akaydın, “Belediye başkanları
siyasidir ama özel kalemler öyle olmamalı. Ortak sorunlara, birlikte hareket
ederek çözüm aranmalı” derken, açıklamalarının devamında, belediye gelirlerinin yasalarla artırılması gerektiğini söyledi. Özel
Kalem Müdürleri Platformu
Başkanı Ercan Özel ise, “Biz Özel
Kalem Müdürleri’nin küçük hatalarının ne büyük sıkıntılar oluşturduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu bakımdan, hangi konumda olursak olalım, kendimizi
sürekli geliştirmeli, yenilemeliyiz”
derken, programa destek veren TBB, MBB ve Antalya
Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.
Özel Kalem Müdürleri’ne yönelik etkinlikte ilk olarak
Sayıştay Başdenetçisi Salim Demirel tarafından “Temsil, Tören ve Ağırlama Mevzuatı, İlgili Harcamalara
İlişkin Usul ve Esaslar” konulu eğitim gerçekleştirildi.
Programın devamında, Yönetim Danışmanı Mehmet
Emin Öztürk “Özel Kalem Müdürlüğü’nün Önemi ve
Özel Kalem Müdürlerinin Taşıması Gereken Nitelikler”,
Avukat Kadir Erol “Resmi Yazışma Kuralları”, Kültür ve
Turizm Bakanlığı Müşaviri Muharrem Ergül ise “Ulusal
ve Uluslararası
Protokol Kuralları” konularında seminer
verdi.
9
SAHNELERE ADANMIŞ BİR HAYAT
ÜSTÜN ASUTAY’IN 50. SANAT YILI BAKIRKÖY’DE KUTLANDI
Türk Tiyatrosu´nun
mihenk taşlarından
biri olan, bugüne
kadar birçok tiyatro
eserinde sahne alan
ve birçok genç
sanatçıya ilham kaynağı olan büyük usta
Üstün Asutay’ın 50.
sanat yılı Yunus Emre
Kültür Merkezi’nde
kutlandı.
Yunus Emre Kültür
Merkezi’nde düzenlenen geceye, Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen,
torunu Ege Asutay’ın
konuşmalarıyla devam
etti.
BASAD Türk Müziği
Korosu eşliğinde Hüner
Coşkuner ve Muzaffer
Uludağ’ın söylediği
şarkılarla renklenen
gecede konuşan
Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen,
Üstün Asutay’ın
1997’den beri Bakırköy
Belediye Tiyatroları’nın
sanat danışmanı olarak
çalıştığını, tiyatroya
birçok
değer kattığını ve
bundan sonrada
katacağını söyleyerek 50. sanat
yılını kutlayıp
katkılarından
dolayı Üstün Asutay’a plaket verdi.
Programın sonunda, sahneye
getirilen Üstün
Asutay’ın 50.
Sanat Yılı pastasını torunu Ege
Asutay kesti.
Gece toplu şekilde çekilen
hatıra
fotoğrafı
ile son
buldu.
Bakırköy Kaymakamı
Yakup Vatan, Bakırköy
Cumhuriyet Başsavcısı
Mustafa Adagül,
Bakırköy Askerlik Şubesi Başkanı Alb. İhsan
Bursalı ve Üstün Asutay’ın sanatçı dostları
ile sevenleri katıldı.
Üstün Asutay’ın biyografisinin anlatıldığı slayt
gösterisi ile başlayan
gece, BASAD Yönetim
Kurulu Başkanı Ergin
Gülen, Yazarlar Tuncay
Cüceroğlu ve Turgay
Tuna, sanatçılar İskender Doğan,
Erdoğan Sıcak, Erkan
Taşdöven ve Üstün
Asutay’ın oğlu Mert ve
Yavuz ARPACIK
MİNE ARASAN’IN RESİM SERGİSİ HÜLYA KIRIMOĞLU SANAT EVİ’NDE SERGİLENDİ
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
mezunu olan Bakırköy’ün tanınmış sanatçılarından
Mine Arasan kişisel sergisini Bakırköy’de bulunan
Hülya Kırımoğlu Sanat Evi’nde açtı.
Gravür, akrilik ve farklı çalışmalarından oluşan 65
eserinin yer aldığı resim sergisini Hülya Kırımoğlu
Sanat Evi’nde açan uluslararası alanda tanınan
ödüllü sanatçı Mine Arasan, sergisi ile ilgili yaptığı
açıklamasında, Hülya Kırımoğlu’nun sanat alanında farklı bir yeri
olduğunu ifade ederek
“Hülya uzun yıllardır
tanıdığım ve sevdiğim bir
sanatçı dostumdur. Uzun
bir aradan sonra
yer aldığı koleksiyon sergimi burada açmaya
karar verdim. Ürettiğim tüm eserleri hem
Bakırköylü sanatseverlerin hem de genel
anlamda sanatseverlerin beğenisine sundum.
Umarım ki bu tür etkinlikler Bakırköy’de daha
sık sergilenir ve tüm sanatseverlerin beğenisine
sunulur” dedi.
Aşağı Saksonya Eyaleti Parlamentosu Koleksiyonu’na eseri kabul edilen sanatçı ünvanını da
taşıyan Arasan, umarım Bakırköy sanatsal
alanda adından daha sık söz ettirir cümlelerini
de sözlerine ekledi.
Bakırköy’de
kendi sanat evini
açmış olması
benim içinde ayrı
bir sevinç kaynağıdır. Yılların
verdiği deneyimlerimin ve zaman
içinde açtığım
sergilerimden
oluşan eserlerin
11
İstanbul 2010 - 2011 Bilgi Kültür Yarışması’nda
BAKIRKÖY’Ü MUHİTTİN ÜSTÜNDAĞ İLKÖĞRETİM OKULU TEMSİL EDECEK
İstanbul İl Milli Eğitim
Müdürlüğü
tarafından
düzenlenen
2010-2011
Bilgi Kültür
Yarışması’nda
Bakırköy birincisi olan
Muhittin
Üstündağ
İlköğretim
Okulu, İstanbul
birinciliği için
yapılacak yarışmada Bakırköy’ü temsil edecek.
Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu Türkçe
öğretmeni Şahin Kılınç’ın yarışmalara hazırladığı, Selin Öztürk, Anıl Kütle, Utku Erol, Emre
Tutar ve Elif Candan’dan oluşan yarışma ekibi,
Florya İstek Bilge Kağan Okulu’nda gerçekleştirilen ilçe yarışmasının finalinde sorulan 20
sorunun tamamına doğru cevap vererek
Bakırköy birinciliğini kazandı.
Bakırköy ilçesinde yapılan yarışmaya 40 okulun katıldığını ve tüm sorulara doğru cevap
vererek birinci olmalarının kendilerini gururlandırdığını ifade eden, Okul Müdürü Gülseren
Hızarcıoğlu, “Yarışma öncesinde çok ciddi şekilde
çalıştık. Çocuklarımız özellikle temel derslerde çok
zekiler. Biz daha çok genel kültürlerine önem
verdik. Bakırköy’de bir çok kurumun bize destek
vermesi bizi çok memnun etti. Bakırköy Belediyesi
tarafından başarımızı tebrik eden afişlerin asılması
hem bize hemde öğrencilerimize gurur kaynağı
oldu. Ama biz bununla yetinmeyeceğiz. Bakırköy
birincisi olarak mart ayında yapılacak İstanbul
turlarına katılacağız. Bakırköy SBS’de birinci olmuş
bir ilçe. Bunun için bizde İstanbul genelinde
yapılacak yarışmada birinci olmak zorundayız ve
olacağımıza da inanıyoruz.” dedi.
Öğrencileri bilgi yarışmasına
hazırlayan
Türkçe Öğretmeni Hikmet
Kılınç’ta,
büyük bir
emek harcayarak, 40 okul
içinden birinci
olduklarını
belirterek,
İstanbul birinciliğine de aday
olduklarını
söyledi. Bilgi
yarışmasında Muhittin Üstündağ İlköğretim
Okulu’nu temsil eden öğrencilerden Selin
Öztürk ise, yarışma için çok çalıştıklarını ve
emeklerinin karşılığını birinci olarak aldıklarını
kaydederek, “ İstanbul birinciliğinde rakiplerimiz daha güçlü olacak. Ama buraya kadar çıkmışsak bizde güçlüyüz demektir.” diye konuştu.
Bu arada, 2010-2011 Bilgi Kültür Yarışması’nda
Bakırköy birincisi olan Muhittin Üstündağ
İlköğretim Okulu ekibi, mart ayı içerisinde
yapılacak olan İstanbul 2010-2011 Bilgi Kültür
Yarışması’nın ilk turunda Bağcılar, Güngören ve
Zeytinburnu ilçelerinin birincileri ile yarışacak.
Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu bu turu
geçmesi halinde, İstanbul birinciliği için yarışmaya
hak kazanacak.
(Yavuz ARPACIK )
AV MEVSİMİ FİLM EKİBİ’NDEN BÖBREK HASTALARINA MORAL
Av Mevsimi
Film Ekibi
oyuncularından
Şener Şen ve
Melisa Sözen
ile filmin yönetmeni Yavuz Turgul, Türk Börek
Vakfı’nı ziyaret
ederek böbrek
hastalarına
moral verdi.
Türk Böbrek Vakfı
Başkanı Timur Erk ile birlikte diyaliz merkezinde tedavi
gören hastaları ziyaret eden usta oyuncu Şener Şen,
toplumun organ nakli ve bağışı konularına dikkatini çekebilmek için Türk Böbrek Vakfı’nı ziyaret ettiklerini
belirterek, “Hepimizin ortak sorunu. Yakınlarımızdan birisi
mutlaka böyle bir hastalıkla uğraşıyor. Organ naklinde
toplumun duyarlılığını harekete geçirebilirsek, kendimizi
mutlu hissederiz.” dedi.
Filmin yönetmeni Yavuz Turgul’da, Av Mevsimi filminin
dolaylı olsa da organ nakli ile ilgili bir meseleyi gündeme
getirdiğini ve bunun kendileri için memnuniyet verici
olduğunu ifade ederek, “Özellikle organ nakli ve bağışı
üzerinde çok fazla durulması gereken ve diğer ülkelerle
mukayese edildiğinde çok geride kaldığımızı söyleyebileceğimiz önemli bir yaramız. Bu filmi vesile sayıp bizi buraya
davet eden Timur
Erk’e teşekkür ediyorum.” dedi. Film
oyuncularından
Melisa Sözen ise,
organ bağışı ve nakli
ile ilgili toplumda var
olan yanlış bilgilerin
düzeltilmesi gerektiğini ve toplumun
organ bağışına
ilgisinin çekilmesi
gerektiğini söyledi.
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk’te, vakfı ziyaret ederek
hastalara moral veren Av Mevsimi ekibine teşekkür ederek,
“Değerli sanatçılarımızın hastalarımızı ziyaretleri
vasıtasıyla böbrek sağlığı ve böbrek nakli konularına toplumun dikkatini çekmiş oluyoruz. Av Mevsimi
filmi de bu konuya ciddi bir perspektif getirmiş ve
bu konunun gündeme gelmesine yardımcı olmuş
durumda. Bunun için filmin yönetmeni Yavuz Turgul
ve filmde rol alan bütün sanatçılara başta Şener
Şen olmak üzere çok teşekkür ediyorum.’’ diye
konuştu.
Konuşmaların ardından Türk Böbrek Vakfı Başkanı
Timur Erk tarafından böbrek hastalarına katkılarından dolayı Av Mevsimi oyuncuları Şener Şen ve
Melisa Sözen ile filmin yönetmeni Yavuz Turgul’a birer
plaket takdim edildi.
( Yavuz ARPACIK )
13
Dati Holding İcra Konseyi Başkan Yardımcısı Ülvi SUVARİOĞLU
GALLERİA’DAKİ YENİLEMELERLE İLGİLİ GENİŞ AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Türkiye'nin'un ilk Alışveriş ve YaŞam Merkezi
Galleria son günlerde yine gündemde. Galleria'nın sahil yolu tarafında yapılan cafeler ile ilgili
Bkırköy Belediyesi AKP'li meclis üyeleri
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in cevaplaması için soru önergesi verdiler.
Bizde konuyu Dati Holding İcra Konseyi
Başkan yardımcısı Ulvi Suvarioğlu'na
sorduk.
Ulvi Bey, Galleria’nın ön tarafında
bir çalışma yapılıyor. Bu çalışma hakkında
bilgi verir misiniz?
Biliyorsunuz Galleria Alışveriş Merkezi
Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi. Bu bölgenin de en büyük markası. Bizde özelleştirme
den aldığımız 2005 yılından itibaren Galleria’da belirli satış sözleşmesinde olan yatırımları
yapmaya gayret ettik. Malum sigara yasağı ile
birlikte kapalı alanlarda hizmet gösteren kafeler, restoranlar, AVM’ler gibi yerlerde genelde
bir müşteri kaybı yaşandı. Bizde 2008-2009
krizi ile kapı giriş oranlarımızda da bazı eksiklikler fark ettik ve bunun en önemli nedeninin iç
alanlardaki restoranlarda, fast foodlarda sigara
içilmemesi ve dış alan eksikliğinin olduğunu
saptadık. Dolayısıyla dedik ki, Galleria Alışveriş
Merkezi’nin önüne yasaların, mevzuatın, elimizdeki imar planının ve Turizm Bakanlığı’nın
verdiği müsaadeler ölçüsünde dış alanlar
yaratalım. Böylece bu bölge halkının Galleria’nın hem kapalı kısmında hem de açık kısmında gelip aileleri ile birlikte yemek yiyebileceği,
kahve içebilecekleri, kapalı alanlarda yapamadıkları sigara içme gibi bazı şeyleri de orada
karşılayabilecekleri alanlar yaratalım dedik.
Bunu da çok doğal olarak Türkiye’deki mevcut
mevzuatlar neyi gerektiriyorsa, gerekli yasal
izinleri alarak böyle bir inşaata başladık. Bunu
nisan ayına yetiştirip bahar ayı ile birlikte
Bakırköy, Ataköy için Galleria’nın sadık müşterilerine açmayı hedefliyoruz. Çünkü bizim burada
gerçekten tadilat sürecinde bile burayı terk
etmeyen son derece sadık bir müşteri kitlemiz
var. Zaten bizim şirketimizin değeri binadan
geçmiyor, buraya gelen insanların buraya olan
sadakatından ve bağımlılığından geliyor. Bizde
müessese olarak bölgede en fazla yatırım
yapan, en fazla vergi veren, istihdam yaratan
aynı zamanda hem resmi, hem bağımsız denetimlerden geçen çok ortaklı, hem kamuya, hem
gerekli yerlere sürekli bilgi veren
şeffaf bir şirketiz. Dolayısıyla
bizim yaptığımız yatırımlarla ilgili
zaman zaman bölgeden
şikayetler olduğunu da duyuyoruz. Bundan dolayı gerekli
resmi kurumlarda gelip gerekli
incelemeyi yapıyorlar. Bizim bu
açıdan da herhangi bir alınganlık
gösterecek bir durumumuz yok.
Anıtlar Kurulu da inceledi,
Bakırköy Belediyesi, Büyükşehir
Belediyesi, Turizm Bakanlığı da
inceledi. Zaten biz burada ne
yatırım yaparsak yapalım ilk
önce Turizm Bakanlığı’na gidip
bilgi vermek zorundayız. Ama
maalesef bölgede yaşayan bazı
insanlar, burayı devletten alıp,
yatırımlarla güzelleştirme aşamasına
getirdiğimizden rahatsız olan bazı kitleler,
hukuksal yollardan buradan ayağı kesilen bazı
kitleler, bizlerden bazı talepleri karşılanmamış
kitleler çok doğal olarak bu yatırımlardan rahatsız oluyorlar. Ama tam
tersine Bakırköy bölgesi
gibi kültür ortalaması ile, yaşam tarzı ortala
ması ile, milli gelir ortalaması ile övünen ve
kendini Türkiye
ortalamasının üstünde medeni bir konuma konumlandıran bir bölgenin asıl bu yatırımlara
ihtiyacı var. Buralar bu bölgenin aynaları. Ve
bizim kompleksimiz sadece Galleria ile sınırlı
değil, marinası ile, oteli ile ve bundan sonra
devam edecek yeni projeleri ile birlikte bugünkü
sahipleri değil, yarın kimin olursa olsun aynı
şekilde yatırımlara devam ettiği sürece hem bu
ülke için hem de uluslararası ekonomi için bir
değerdir. Ve bu bölgenin de yüz akıdır.
Ön tarafa 8-10 katlı kuleler yapılacağı söylentileri vardı. Gördüğümüz kadarıyla yapılacak yeni
kafeler Galeria’nın tavan sınırını geçmiyor?
Bunların hepsinin yasalarla sınırlandırılmış yükseklikleri, boyutları var. Burası halen 1989
yılından itibaren Turizm Bakanlığı’nın özel bir
projesidir. Dolayısıyla buradaki imar sorununun
tek yetkilisi Turizm Bakanlığı’dır. Yani burası
basit bir inşaat yapılabilecek alan değildir.
Burada nelerin yapılacağı, hangi boyutlarda
yapılacağı bellidir. Bir değişiklik yaparsanız Turizm Bakanlığı’ndan onay almak zorundasınız.
Almadığınız hiçbir onaydan itibaren size
belediye ne inşaat ve imar ruhsatı verebilir ne
de açılış ruhsatı verebilir. Dolayısıyla buradaki
mevzuat silsilesi otomatikman Turizm Bakanlığı’nda başlar. Sizin orada zaten bir leke çalışması leke planınız vardır. Yaptığınız her şeyin
Turizm Bakanlığı’ndaki o leke planına uygun
olması lazım. Yatırımcı buraya canı istediği şeyi
yapamaz. Neler yapabileceği o planda ve Turizm Bakanlığı imarında yazılıdır. Bunların neler
olduğunu da yan taraftaki TOKİ arsası da
satılırken TOKİ ‘de zaten burada olabilen
mevzuattaki şeyleri orada satış ilanlarının altına
koymuştur. Gazetelere ilan vermiştir. O yatırımların dışında burada bir yatırım yapamazsınız.
Buna hem mevzuat hem Turizm Bakanlığı’ndaki
imar planı müsait değil. Bizim alanlarımızın bir
kısmı ki, Galleria TOKİ’nin sahip olduğu bir
yerdir. Bütün oradaki kurallara harfiyen uymak
zorundayız çünkü bunları Turizm Bakanlığı, daha sonra mal sahibi TOKİ, daha
sonra Büyükşehir, daha sonra Bakırköy
Belediyesi gibi makamlardan hepsinden
onaylatarak geçirmek zorundasınız.
Buradaki tek fark şudur, siz kendi
bölgenizde bir konut yaparken, bir iş
yeri yaparken kendi bölgeniz
belediyesinden ve bulunduğunuz anakent
belediyesinden izin alarak yaparsınız.
Bizde süreç bakanlıktan başlar. Çünkü özel
bir projedir. Farkımız budur. Bu anlamda
da örneğin biz Galleria’nın önüne, marinaya,
otelimize herhangi bir ilave metrekare inşaat
yaptığımızda bu toplam imarımızdan düşer.
Yani bir hakkımızı kullanmış oluruz. Bu bize verilmiş ilave bir hak değil, buranın ana projesinde
olan hakkın bir kısmının kullanılmasıdır. Bunların tamamını zaten 4-5 tane makamdan
geçiriyorsunuz. Biz buradaki yatırımlarla ilgili
her türlü hesabı zaten gerekli yerlere veriyoruz.
Süresi nedir Sayın Süvarioğlu, ne zaman bitmesi
planlanıyor?
Nisan ayına yetiştirmeye çalışıyoruz. Ama ufak
tefek gecikmeler olabilir. Şu anda orada 5 tane
kafe ve restoran var. Ve bunların tamamı bittiği
zaman göreceksiniz, özel ve gece ışıklandırmalarıyla Galleria’nın eski konumunu da ayrıca
bir hoşlukta katacaktır. Ortalama 300-350
metrekare civarında ve önde de buna yakın
oranda açık alanları vardır. Tabi ki hiç kimse
sigara içmesin ama içen insana da yer göstermek zorundayız. Yemek yemek isteyen insana
yer göstermek durumundayız. Netice itibariyle
ismi Türkiye Cumhuriyeti, bir mevzuatı var,
kanunları var, kitapları var, nizamları var. Burada otoriter bir rejim işlemiyor. Bir taraftan
kanun bir takım yasakları toplum sağlığı için
koyarken, diğer taraftan özgür irade kullanabilecek bir kitle var. Biz bunlara burada sigara
içmeyin burada bilmem ne yapmayın demek
yerine onlara buluşabilecekleri, medeni ortam
yaratabilecekleri, karşılığında da istihdam
yaratılacak, yatırım yaratılacak oradan çıkacak
cirolardan da herkesin payına düşen vergisini
verebileceği bir alan yaratılacak. Bugün Türkiye
dünyanın en pahalı benzinini kullanıyor,
sigarasını içiyor. Zaten bu
yasakları teşvik edecek her
türlü yasağı ve mevzuatı
hükümetler koyuyor. Bunlar
hükümetlerin en önemli gelir
kalemi zaten. Ama bütün bunlara rağmen bir takım insanların bu tip ihtiyaçları var ise
biz onlara yasaların gösterdiği
çerçevede uygun yerleri ve
imkanları yapmak zorundayız.
Ama tabiî ki bu yatırım amacı
sadece açık alanlar yaratarak
sadece sigara içilmesini sağlamak değil ama önemli
göstergelerden biri. Çünkü
kapalı alanlarda sigara
içilmemesi kışın dahi İstanbul’un ticari alanlarının yoğun
olduğu Nişantaşı, Etiler gibi buluşma noktalarına dikkat ederseniz açık alanlar daha değerli
hale geldi. İnsanlar buna uygunda imarlar ve
mimarlar yaratmaya başladılar. Arz - talep
konusu bu.
Sayın Suvarioğlu verdiğiniz bilgiler ve açıklamalar için teşekkür ediyoruz.
14
Saygıdeğer Ataköy Gazetesi okuyucuları
son yazımızda yaşadığımız güncel sorunlar ile
ha-yatın içindeki tuhaf olayları sizlerle paylaşmış, nostalji yapmıştık.
Aslında günümüzde insanlarımızın çoğunun uluslararası olaylar, teknoloji
gelişmeleri siyaset kavgaları dışında güncel
sorunları, yaşam kavgası, ekonomik problemler daha bir ön plana çıkmış durumdadır.
Çünkü: çoluk çocuğunun rızkını kolay
temin edemeyen, onları arkadaşları
seviyesinde giydiremeyen, okula gönderemeyen, ulaşım, sağlık sorunları bulunan
insanlarımızın bunların dışına çıkarak başka
konulara kafa yorması zaten düşünülemez.
O nedenle bu kez de çevremizdeki değişik
konularda sizlerle görüş paylaşımı yapmak
istiyorum.
Siyaset ve bu bağlamdaki ülkemizin konumu yine içimizdeki “VİRÜS” nedeni ile ön
plana çıktığından yine siyaset dedik.
Memleketimiz ve insanlarımızı çok yakından ilgilendiren genel seçimlere çok kısa bir
zaman kalmasına rağmen, ben eskilerde
olduğu gibi coşku, istek ve duyarlı faaliyetleri göremiyor, bir heyecan yaratılamadığını
düşünüyorum. Belki bu konu yasal propaganda süreci henüz başlamamış olduğundan
kaynaklanabilir. Ben yinede bu duruma
neden olan bir kaç konuyu sizlere sunmayı
düşünüyorum.
BİR- Yukarıda bahsettiğimiz güncel sorunların, yaşam kavgasının ön plana çıkması.
İKİ- Politikanın kaypaklığı karşısında özellikle son günlerde yaşanan baskılar, ayağa
düşen günlük çekişmelerden insanımızın
bezmiş olması diye özetlenebilir.
Dolayısıyla siyaset alanında gördüğümüz
sessizlik, hareketsizlik bu sebeplerin kanıtı
olmaktadır.
İktidar partisinin iktidar olmanın verdiği
olanaklarla çeşitli kanallardan verdikleri
teşviklerle örgütlenerek çoktan çalışma içine
girdiklerini, perde arkasında olsada gözlemlenmektedir.
CHP’ye gelince; Sayın Genel Başkan’ın yurt
düzeyindeki çalışmalarını çeşitli kesimlerle
iletişim kurması mutlaka takdir edilecek
düzeydedir. Ancak daha önceleri de bu
konudaki görüşlerimde belirttiğim gibi kendisinin biraz yalnız kaldığı dolayısıyla çalışmaları yetersiz bulduğumu anlatmıştım.
Yine bir görüşümde sizlerle paylaştığım gibi
zirvede yapılan olumlu değişimin ve yeniliklerin mutlaka taban örgütünde de aynen
uygulanmasını dile getirmiştim. Bu konuda
göze çarpan çok somut değişikliklerin
olmadığını düşünüyorum. Örneğin,
yaşadığımız ilçe Bakırköy, CHP’nin yüzde
70’lere varan oy aldığı bölgedir. Çiçeği burnunda bir bayan arkadaşımızın milletvekili
olmak amacıyla ayrılışı nedeniyle hareketsiz
kalmış, heyecan yaratamayan bir konuma
gelmiştir. İlçe yöneticilerinin istifa edip
etmeyeceği, ya da görevden alınıp alınmayacakları konusunda hiçbir gelişmi olmamış
ama seçim zamanları yaklaşmaya başlamıştır.
Ben bu konuda eski bir partili olarak il yönetiminin ve genel merkezin bu soruna acil bir
çözüm getirmesini önermek istiyorum.
Atı alan Üsküdar’ı geçiyor, diğer partililer
iki,-üç aydan beri sokak sokak dolaşmakta
seçim çalışmalarının bireysel şekilde faaliyet
göstermektedirler.
Seçim çalışmaları sürecinde benim kişisel
olarak yanlış değerlendirdiğim konuyu da bu
vesileyle görüşünüze sunuyorum. Belki olayı
ben yanlış yorumluyor yada duygual
davranıyorum olabilir. Ama ben yinede
özgürce görüşümü açıklayacağım.
Sayın genel başkan Kılıçdaoğlu son zaman-
N
I
M
A
Þ
A
Y
ÝÇÝNDEN
Fikret TORAMAN
YİNE SİYASET GERGİNLİĞİ
VE
ÇEVRE SORUNLARI
larda yaptığı çok olumlu yoğun çalışmaların
yanı sıra, iktidar partisi ve onun genel
başkanının bir taktik oyununa getirilmek
istendiğini gözlüyorum. CHP’nin bir ilkesi
vardır, bir sosyal demokrat dünya görüşüne
sahiptir. Dolayısıyla çok fazla faydası olmayacak basit konularda iktidarın başı ile laf düellosuna girmesi yerine ilkeleri doğrultusunda
tüm insanlarımızı kapsayacak bir programla
birlikte çalışmasına devam etmeli iktidarın
söylemlerine çok fazla da kulak asmamalıdır.
Yeni açıklanan sosyal güvence projesi
“AİLE SİGORTASI” gibi somut, yararlı konuları
daha geniş alanda dile getirmelidir.
Böylece ulusumuza, milletimize sunacağı
benzer içerikleri bulunan, vatandaşın yaşam
kalitesini yükseltecek işsizliğe, fakirliğe,
ekonomiye, ulaşıma, sağlığa ve de yaşam
güvenliğine somut çözümler üreterek, kısacası
dopdulu bir “CHP SEÇİM PROGRAMI” sunması daha iyi olacaktır.
Çünkü bu olumlu, ılımlı vatandaşı rahatlatacak projeleri ortaya koymamak hepimizin
gördüğü gibi iktidarın işine gelmekte hatta
“Programınız nedir?” diye sormaktadırlar.
Bu ince noktayı daha netleştirmek
gerekirse, AKP iktidarı ve onun yöneticilerinin
bu eksikliği kullandıklarını görüyor CHP’nin
sayın genel başkanını medyada televizyon
ekranlarında basit ve hayati önemi olmayan
konularla meşgul etmek istemektedirler, yani
olay iki sayın genel başkanın kişisel mahalle
kavgasına dönüştürülmektedir. Bu planlanma
bir taktiktir. Parti ilkelerini uygulamak üzere
seçim kazanmayı arzulayan bir partinin ve
yöneticilerinin bu engelleme oyunlarına
gelmemeleri hususu dikkatlerine sunulur.
Onun için ciddi bir ekip ve ciddi bir programla seçmenin “NE İSTEDİĞİNİN” doğru
olarak saptanması ve bu istekler doğrultusunda propagandasını yürütmelidir.
Referandum sonuçlarında kimlerin hangi
bölge insanlarının yani evet diyenlerin isteklerini iyi tespit edip sorunları paylaşmak
suretiyle oylarını talep etmek daha yararlı
olacaktır. Bu çalışmanın “Kısır günlük tartışma”lardan daha faydalı olacağını düşünüyorum.
ÇEVRE SORUNLARINA GELİNCE
Ülkemizde çevre diyince biz yalnızca yollar
bozuk yol ve kaldırımlar, yeşil alanlar genel
temizlik ve sokak lambalarının yanmayışı
akla gelmektedir. Oysa çevre sorunlarını
ülke düzeyinde genelleyerek düşünürsek
yılda bir milyon ton metreküp verimli
toprağın eroz-yona uğrayarak denizlere,
göllere, derelere döküldüğü büyük yağmurlarda sel felaketinin verdiği zararları
düşünürsek çevrenin zararlarında daha net
anlamış oluruz.
Çünkü bu erozyonu ve felaketi yüzde 89
oranında önleyecek orman ve ağaçların
katledilmesi de bir büyük çevre sorunudur.
Bu konuda meclisten yeni çıkarılan B2
orman alanlarının satılması veya imara açılması ülkemize yapılacak en büyük bir yanlış
uygulamadır.
Münbit toprakların değerlendirilmesi yerine onun sorumsuzca alınan kararlar
nedeniyle eskiden ziraat ülkesi olan buğdayını, sebzesini, meyvesini temin edebilen
hayvanlarını besleyebilen ülkemiz malesef
şimdi buğdayını bile ithal atmektedir.
Geçen hafta Habertürk Gazetesi’nde
Bakırköy ve çevresi ile ilgili kaldırım işgali,
trafik şikayetlerini dile getiren yazılar çıkmıştır. Biz bu görüşlerin tamamına katılıyor
özellikle Yeşilköy’deki inanılmaz trafik
sorunu, gelişigüzel parklar, ters yolda gelişgidişler konusunda defalarca ilgili merciilere
başvuru yapılmasına rağmen hiçbir denetimin yapılmaması nedeniyle gerçekten
insanlar çileden çıkmaktadır.
Yerel yönetimlerin bazı proje uygulamaları
esnasında çevrede yaşayan insanların
yasanın öngördüğü şekilde onayının almaması da bir yanlış uygulamadır.
Bu bağlamda Yeşilköy’deki kafeteryalar
faciası bence oradaki insanlara yapılmış en
büyük kötülüktür. Bakırköy İskele Sahili’ndeki
“Regeta” adlı tüm kafeteryalın Yeşilköy’ün
göbeğine yerleştirilmesi bir büyük yanlış
uygulamadır, insanlara eziyet etmektir.
Zira işletmecilerinin dışında bu kafetaryaları hiçbir Yeşilköylü’ye fayda sağlamadığı gibi vatandaşa sıkıntı yaratmış, bölgenin yaşam kalitesini düşürmüştür.
Oysa yerel yönetimlerin vatandaşların
çıkarını ve huzurunu ön planda tutması görevidir. Açılış, tabela, içki vs. harçları gelecek
diye orada yaşayanlara hayatı zehir etmek
yönetimlerin görevi olmamalıdır.
Çevremizde, çevre kirliliği konusunda bir
büyük rezaleti de Atatürk Hava Alanı
güneyinde, askeri lojmanların dibinde, Yeşilyurt ve Ataköy’ün meskun bölgesine yakın
her an suikastle veya başka bir olayla patlamaya hazır yakıt tanklarıdır. Gazetemiz
Ataköy bu konuyu defalarca fotoğraflamış,
dile getirmiş ilgili mercilere aktarmış olmasına rağmen tanklar aynen atom bombası gibi
patlamaya hazır durumdadır. Bu olaydan
doğacak (İnşallah doğmaz) büyük felaketin
sorumlularına şimdiden olayın önemi ilgilerine sunulur.
Bütün bunları önleyebilmek için her zaman
söylediğimiz gibi insanlarımızın duyarlı
olması, tepki verebilmek için güçlü, örgütlü
olması gerekmektedir. Bu konuyu değerli
okuyucularımın Yeşilköylülerin, Yeşilyurtluların, görüşüne sunarken yerel yönetimlerinde konuyla ilgileneceği dileğiyle hepinize
sağlıklı, mutlu günler, yıllar dilerim.
15
Yapımına Osmaniye Mahallesi E-5 kenarında başlandı. Bir yıl içinde bitirilmesi planlanıyor.
İSTANBUL’UN EN BÜYÜK BOTANİK PARKI OLACAK
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen, Bakırköy
Osmaniye’de E-5 karayolu
üzerinde bulunan 94 dönüm
arazide dev bir proje yapılacağını söyledi.
Bakırköy Belediyesi tarafından
gerçekleştirilecek proje ile
Osmaniye rekreasyon alanı
yapımı çerçevesinde 94 bin
metrekare alanda, 1000
metrekare taban alana sahip
göl, 300 kişilik kafeterya ve
restoran, 142 araçlık otopark,
biyolojik arıtma ve doğal kaynak sularının korunması, yaklaşık 2 bin metrekare alana
sahip Avrupa standartlarında 2
adet çocuk oyun alanı ve
botanik parkı yapılacak.
Baırköy Belediye başkanı Ateş
Ünal Erzen gazetemize yaptığ
açıklamada "İstanbul’un en
büyük botanik Parkı’nı
Osmaniye Mahallesi’nde E-5
karayolu üzerinde belediyemize ait 94 dönüm bir arazi
üzerinde gerçekleştireceğiz. İmar planlarımızda
burası Osmaniye Rekreasyon Arazisi diye geçer.
Burada zaten daha önceden kendiliğinden oluşumuş bir gölet var. Daha önceden etrafında binalar
bul’un en büyük botanik parkını yapacağız. projesini İstanbul Teknik Üniversitesi Peyzaj Bölümü
Başkanı Prof. Ahmet Yazıcı tarafından gerçekleştirildi. Bu alanda değişik ağaçlardan oluşacak birorman oluşacak. Şu an ki gölet temizleniyor. Gölet
yapılacak. İnsanlar burada kayıkla da gezebilecek.
Restoranları, dinlenme tesisleri olacak. Çocuklar
için oyun parkları olacak, granitten yapılmış havuzlarımız olacak.Bölgemizde ve İstanbul’da çok
güzel, örnek bir park olacak. Şöyle söyleyebilirim.
E-5’in karşı tarafına baktığınız zaman büyük büyük
binalar görürkeninsanlar bu yeşil alanda huzur
bulacak.Çalışmalar başladı ve hızla devam ediyor.
Bir yol içinde bitmesini planlıyoruz. 94 bin
metrekarelik çok büyük bir arazi. Çok ciddi bir
inşaat faaliyeti var. 1 yılı geçmemesini istiyoruz.’
dedi.’
( Arzu BERATOĞLU- Yavuz ARPACIK )
vardı. Onları
yıktık, tahliye
ettik. Şimdi
buraya İstan-
Ataköy’de Ayamama Deresi kenarına
KADIN KOORDİNASYON MERKEZİ
CUMHURİYET HALK PARTİSİ ANTALYA MİLLETVEKİLİ TAYFUN SÜNER, TBMM GENEL KURULUNDA TORBA YASA OLARAK
DA BİLİNEN “BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI
KANUNDA” BİR KONUŞMA YAPTI.Ataköy’ün adeta göbeğine yapılan Akaryakıt tankları ve Ayamama Deresi kenarına
yapımına başlanan Kadın Koordinasyon evi inşaatı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Tayfur SÜNER’in TBMM’de yaptıgı konuşamın tam metnini aşaıgıda bulacaksınız.
S ay ı n B a ş k a n , d e ğ e r l i m i ll e t v ek i l l er i ; t o rb a y a sa s ı n ı n
1 3 3 ’ ü n cü m a d d es i ü z e ri n e
v e r mi ş o l d u ğ u m u z ö n er g e
k o n u su n d a s ö z a l d ı m. H ep i n i z i s a y g ı y l a s el a m l ı y or u m .
1 3 3 ’ ü n cü m a d d e n in y a s ad an
ç ı k a r ı l ma s ı n ı t a l ep ed i y o r u z
ama ondan önce bir takım
s ö y l ey e c eğ i m s ö zl e r v a r.
K o n y a a l tı ’ n d a , a k a r y a k ı t
t a n k ı n ın ü z er i n d e , g a z sı k ı ş m a s ı n d a n d ol a y ı 2 v a ta n d aş ı m ı z h a y a t ı n ı k a y b e t t i .
O n la r a A l l a h ’ t a n r a h m et , a i l es i n e b a ş sa ğ l ı ğ ı d il i y o r u m .
Ayn ı konuda, 2009 s e nes inde
d e y i ne g a z s ı k ı şm a s ı nd a n
d ol a y ı 4 k i şi h ay at ı n ı k a y b e t m i ş t i . M a al e se f , ak ar y a k ı t t a n k l a r ı y l a , y e r ü s t ü ak ar y a k ı t
tanklar ıyla ilgili, Tür kiye’ nin
g e n e li n d e, h a l k ı n s a ğ l ı ğ ı n ı
d ü şü n en p o l i ti k a l a r ı ü r et e mi y o r u z . O n b e ş y i r mi g ü n ö n c e
b ir b as ı n aç ı k l a m a m v a r d ı . b u
d a yine akaryakıt tanklarıyla
i l g i l i y d i . A y a m a m a De r e s i ’n in
ke narında, havaalanının
d ib in d e y e d i t a n e 5 b i n t o n l u k
tanklardan oluşan bir
a k a r y a k ı t s i l si l es i n i o r a y a y e rl e şt i r d i n i z , t am A y a ma m a
D e r e si ’ n i n k e n a r ı . A y a m am a
D er e si ’ n d e v e İ k i t el l i ’d e
d o ğ a n s el f el a k e ti n d en d ol a y ı
3 1 k i şi n i n h a y a t ı n ı k a y b e d in ce
S a y ı n Ba ş b a k a n d e mi ş t i k i :
“ Ar tık İkitelli’ de, Ayamama
D er e si ’ ni n k ena r ı nd a i ns a nl a r
ö l m ey e c ek . O r a y a y a p ı l a şm a y a m ü s a a d e et m ey e c eğ i z .”
A m a b a k ı y o r u m K o n y a a l tı ’ n d a , A n ta l y a ’ d a a k a r y a k ı t t a n klar ını koyacağımız yer i tes pit
e d em e d i ğ i mi z g i b i , m a a l es ef
h av aa l a n ı k e n a r ı n d a d a
v a t a nd a ş ı m ı zı d üş ünec e k ,
h ay at ı n ı te h l i k e y e s ok ac a k
y e r le r i n k o n u m u n u t a y i n
e t me k t e g ü ç l ü k ç ek i y o r u z .
Y a p ı l a ş ma b i r ta r a f a ,
a k a r y a k ı t t a n k l a r ı n ı o ra y a
y e r le ş ti r d i n i z v e y a p ı l a şm a
h al a d e v a m e d i y or . “ M e v c u t l a r ı d a y ı k a c a ğ ı z .” d ed i ğ i
h al d e S a y ı n B a şb a k a n , h a l a
g e r e ğ i y e r in e g e t i ri l m e d i. A y n ı
A y a m a m a D e r e s i ’ n i n k e n a r ın d a b i r t ab e l a g ö r d ü m b i r a y
önce , kadın s ığınma evi. Y a
A l l a h aş k ı n a , k a d ı n l a r ı k o r u y a c a k s ı nı z… A na y a s a o y l a -
m a s ı n d a , T ü r k i y e ’n in h e r
t a r a f ın d a “ K a d ı n l a r a a y r ı ca l ı k
t a n ı y a c a ğ ı z , k a d ı n l a rı k or u y a cağız.” diye bas bas
b a ğ ır d ı n ı z , h a k i k a t e n k a d ı n l a r ı k o r u y o r su n u z ! A y a m a ma
D e r e si ’ n i n k e n a r ı n a , f ar e l e r i n ,
s i v r i si n e k l e r i n , k a r a s in e k l er i n
u çu şt u ğ u , i n s a n ı n b i l e
ge çmeyi ar z u etme diği bir
y e r e k a d ı n sı ğ ı n ma ev i y a p ı y o r s unuz . İn şa l l a h t o r b a
anayas as ında s öz ver dikl e ri n iz d e y e ri n e g e ti r i l i r a m a
b e n z a n n e t mi y o r u m .
Sabahle yin TV8’i açtığım
z a m a n A K P Gr up Ba ş ka n Ve ki l i “ A r t ı k t o rb a y a sa s ı n d a
k ı d e m t a zm i na t ı y l a i l g i l i b i r
s o r u n y a ş a m a y a ca ğ ız ” d e d i .
D e m e k k i y a ş a y a ca ğ ız .
“ K ıd e m t a z mi n a t ı n ı n b i r k ı sm ı n ı d ev l et ö d e y ec ek , b i r k ıs m ı n ı d a i ş v er en öd ey ec e k ”
d i y o r . Ş i m d i y e k a d a r v e r i le n
s öz ler in hiçbir i tutulmadığına
gör e, d emek ki kıdem taz min at ı y l a i l g i l i i ş çi l e re y ö n e li k
b i r t e d b i r a l ın a ca ğ ı n ı za n n e t miyorum.
16
BAKIRKÖY’DE BOZUK YOLLAR
ASFALTLANIYOR
Bakırköy Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri
Bakırköy’de asfaltı bozulan cadde ve sokakların yollarını
düzenliyor. Belediye yönetimine geldikleri 2004 yılından
beri Bakırköy’de geçmiş yılların toplamından fazla asfalt
döktüklerini belirten Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen “2004 yılının nisan ayında göreve
geldiğimizde Bakırköy’ün cadde ve sokaklarının hali
gerçekten içler acısıydı. Fen İşleri Müdürlüğümüz ekipleri Bakırköy’ün geçmiş yıllarının toplamından fazla
asfalt çalışması yaptılar. Bu arada bozulma oluşan
asfaltlara da ekiplerimiz anında müdahale ediyorlar.
2010 yılında parke taşı döşemesinin yanı sıra
Bakırköy’de yaklaşık 9.054 ton asfalt döktük. Bakırköylü
yurttaşlarımız cadde ve sokaklarında oluşan bozulma
varsa belediyemizin 414 9 777 numaralı telefonundan
Çözüm Masası’na başvurabilirler.”dedi.
AYIN KAHKAHASI
Amerika'da adamın biri evine gelir ve posta kutusunda
telefon faturasını görür.
Bir bakar ki 3 milyon küsür dolar fatura.
Beyninden vurulmuşa döner.
Hemen ayrıntılı fatura ister.
Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamın kız
arkadaşlarına ve dostlarına aittir.
Adam :
'Bu nasıl olur? Ödeyeceğiz mecburen.' der.
O sırada gözü papağanına takılır. Bir an tereddüt
eder.
'Yok canım hayvancağızın günahını alıyorum.' der içinden ama şüphe de devam etmektedir.
'Ya yapmışsa?! Yok, yok yapmamıştır....'
Gece papağanı gözlemeye karar verir.
Papağan kafesinden çıkar ve telefonun başına gidip
rehberi açar, Adamın kız arkadaşlarını tek tek arayıp
saatlerce konuşur. Adam sinirden çıldırmış bir şekilde papağanı yakalar ve kanatlarından duvara çiviler.
Papağan çarmıha gerilmiş bir vaziyette duvarda asılı
kalmıştır.
Adam sinirle papağanı azarlar:
'Bir hafta burada asılı kal da aklın başına gelsin. Çek
bakalım cezanı !'
Adam gider. Papağan bir bakar karşı duvarda çarmıha
gerilmiş İsa durmakta. Hemen muhabbete koyulur:
'Birader sen ne kadardır buradasın?'
'2000 yıldır buradayım.' der İsa.
Papağan hayretler içinde kalmıştır:
'Ohaaaa!.. Nereyi aradın lan öyle!!!
PINAR KUMSAL
AKLIM FİRARDA...RUHUM GEZGİN…KAFA BİR DÜNYA…
Vuslata ermek kabil mi bilmem ama sonsuzluğa mı ermeli yoksa Arafta mı kalmalı gibi
değişik, çelişkili sorularla çevremde, beni
ilgilendiren, ilgilendirmeyen her olayı anlamlandırmaya çalışıyorum. Anlamlandırmaya
çalışmanın en kötü yanı, kendimden sıkılmamı
sağlaması. Çünkü sürekli sorular, doğru veya
yanlış kendi düşüncelerime adapte etmeye
çalışmak, edemezsem huysuzlaşmanın türevleri olan eylemler içindeyim. Kafam bir dünya
iken, aklım firarda ve bu yüzden ruhumu gezgin ilan ediyorum.
Ruhum gezgin durumdayken, bedenimi
sürükleyen ayaklarımın ruhu avare hallerinde,
kontrolüm dışında istediği cadde, sokak,
geziyoruz. Gezdiğimiz yerlerde, kafelerin
yanından geçiyoruz. Dikkatimizi, küçük küçük
kalpler, renk renk süsler, Valentineday’s
yazıları çekiyor. Araya ruhumun efendisi
girip, “Hey!!!! Aylardan Şubat, günlerden 14.
Şapşal şapşal bakmasana dükkanlara. Tamam
sana saçma geliyor ama başkalarına saygı
göster.” dedi. Hiççç….cevap vermedim. Çünkü
ruhumun efendisi ile kavga edince, tek
yenildiğim ses oluyor. Duyduğum tek ses
olduğu gibi…
Olsun bende inatçıyım, ruhumun efendisi gibi.
Başlıyorum kendi kendime konuşmaya. Ne
ilginç, tüm dişiler, yapılan sürprizin ehemmiyetine göre, sevgilisinin gölge hayallerinde,
sohbetin uzantısında, hafif tebessümle,
olmadığı kadar ciddi dinliyor. Erkek sevgililer,
günü kurtarmanın mutluluğunda, bense
onların bir günlük sürecek anlayışlı, aşk-ı
muhabbetine bıyık altından gülümsüyorum.
Adet yerini bulsun maksatlı, alınan hediyeler.
Halbuki sevgili dediğin, aklına estikçe
maneviyata dayalı sürprizlerini yapmalı. Ayrıca kavga esnasında, küfürle başlamak yerine
“Aşkım seni seviyorum ama şu şöyle olmalı,
yapılmalı.” diye biten cümleler kullanılsa,
saygıdan kaynaklanan sevginin her gün
büyümesine sebebiyet verip, sevgiyi tek bir
güne sığdırmaktan daha iyi olmaz mıydı?
Ayrıca üç günce kavga ettiğin sevgili, üç gün
sonra sevgililer günü geliyor diye sevgi
böcüğü olup çıkıyor. Küçük bir dipnot; sevgililer günü İsa’dan önce kurtlar bayramı olarak
kutlanırmış. Kurdun yaşadığına inandıkları
mağaranın önüne, 14 Şubat günü gençler
gidermiş. Kızlar küpün içine isimlerini yazıp,
erkekler kuradan çektikleri kızla ertesi yılın 14
Şubat’ına kadar cinsellik dahil beraber
olurlarmış. Roma kilisesi buna belli müddet
sonra karşı çıkıp, sorumlu aramış ve papaz
Valentine kurban seçilmiş. Kellesi gittikten
sonra aziz unvanı verilmiş. Kurtlar bayramı ile
Valentine’nin ölüm günü 14 Şubat arasında
bağlantı kurulup, sevgililer günü ilan
edilmiştir. Aslında temele bakınca, sevgililer
gününü değil kurtlar bayramını kutluyorsunuz.
Benim açımdan, sevgi her gündür, her günde
sevgililer günüdür. Seni seviyorum kelimesini
kolayca söylemeniz dileği ile…
Bu huysuz ruhum, benle kavga halini
sürdürürken, avare ayaklarımın “Yeterrrrr…”
diye bağırdığını duyup, misss gibi kahvemizi
içmek için, Markize giriyoruz. Severim Markizi… Eski kokar, birde süslenmemiş, ohh
dedim normal bir gün gibi hissediyorum. Ama
yok yahu… Bu rahatsız ruhum beni rahat
bırakmıyor. Dürtüklüyor gıcıklıyor içimi. Ben
başlıyorum diğer günlere takılmaya. Camın
kenarında oturmuş kahvemi yudumlarken ve
önümden geçen insanları anlamlandırmaya
çalışırken, genç anneler, babalar görünce ilk
aklıma gelen anneler günü ve babalar günü.
Bu da ayrı bir saçmalıktır. Anna diye kadının
anası ölünce, annesinin ölüm gününü yani
mayısın ikinci haftasını anneler günü ilan
edip, resmileştirmiştir. Yani bize ne bundan,
bence bu Ann’in sorunu. Tüm dünya onun
annesinin ölüm yıldönümü, anneler günü paravanında kutlamak zorunda değilki. Babalar
günü daha ilginç. Anneler gününe inat olsun
diye çıkmıştır. John’un anacığı ölür, babası
çocuklarına kendine adadığından, evlat John
vay efendim anneler günü var da benim
babamın nesi eksik deyip, Haziran ayının
üçüncü pazarını(babasının doğumgününü),
babalar günü ilan eder ve resmileştirir.
John’un babasına şükran borçluyuz. Halbuki
unuttuğumuz bir şey var, bir çocuğa yuva ve
aile olmayı başarmadığınız sürece hükmünüz
olmaz ve sizin anneler veya babalar gününü
kutlamanızın, beklenti içinde olmanızın anlamı
yoktur. Herşeyin temeli vardır. Temel sağlam
değilse, sevgililer günü, babalar veya anneler
günü diye kavramlar ancak bizim gibi tüketim
toplumlarının saçma sapan sömürülmesi olur.
1Kuruşluk alacağınız şey, bu tip günlerde 10
Kuruş olur, ertesi gün eski fiyatına döner.
Böyle üretmeden boş boş kutlar ve gelişmiş
toplumların uydurduğu günlere ayak uydurmaya çalışmaktan dolayı sömürülürüz. Temelsiz yaşar dururuz. Kutladığınız günler
yaşamınızla orantılı olursa anlam kazanır.
Tam kahve bitmek üzere, rahatsız ruhum
rahatımı bozdu, “Hey!!!! Kadınlar gününü
unuttun. ” dedi. Tabi yaaa… Biz onu da kutluyoruz yüzsüzce dimi. Bu toplumda ezdikçe
ezdiğimiz, dayak yiyen, başlık parasına
satılan, söz hakkı tanımadığımız, sırtından
sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin
mantığı ile hala yaşayan kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyoruz. Hatta Arap kadınlarını
düşünün, aynı tornadan çıkmışsınız diye
suçlanıyoruz. Gerçi mesaj şu; ilerinizi görün,
düşünün, taşının ona göre konuşun şimdiden.
Ya da ödül töreninde (hangi amaçla verildiği
belli olan ödül), mecliste dahi kadın milletvekili sayısı bu kadar az iken, kadın haklarının
olmadığı bir ülkede, kadınlarımız adına alıyoruz demek en büyük çelişkidir. Araya da
Gazze’de yaşayan kadınlar sıkıştırılır (bilinçli
olarak). Sen Gazze’de ki kadınları boş ver,
kendi ülkende ki kadınlar için ne yaptınız?
diye sormazlar mı adama.
SON SÖZ: Yaşadığımız tüketim toplumunda,
daha fazla üretip, bize ait olmayanları
sahiplenmemek dileği ile…
17
DİKKAT! KAMERALAR İLE İZLENİYORSUNUZ
SAHİL YOLU VE E-5’TE YOL AÇIK OLSA BİLE 70 Km’yi
GEÇMEYİN. ELEKTRONİK DENETLEME SİSTEMİ (EDS) DEVREDE
Bundan böyle İstanbul E-5 karayolunda
ve sahil yolunda hız sınırı 70 kilometre
olarak belirlendi, hız sınırını aşan
sürücüler radarla tespit edilecek ve cezacezalandırılacak.
İstanbul da E-5 ve Sahil Yolunda aşırı
sürat yüzünden meydana gelen feci
kazalar ardından trafik yetkilileri
harekete geçti ve bu önemli sorunu
çözdü. Yola radar yerleştirildi, tabelalar
asıldı... Hız sınırı da 70 kilometre olarak
belirlendi. Bundan böyle hız sınırını aşan
sürücüler radarla tespit edilecek ve ceza landırılacak.
Böylece kimse E-5’te ve Sahil Yolunda
birbiriyle yarış yapamayacak, kendi
canını ve yol güvenliğini tehlikeye
atamayacak.
3. İSTANBUL İLKÖĞRETİM OKULLARI AKIL OYUNLARI ŞAMPİYONASI İÇİN BAŞVURULAR BAŞLADI
19 Mart 2011 tarihinde gerçekleştirilecek olan “İstanbul İlköğretim Okulları
Arası 3. Akıl Oyunları Şampiyonası” için başvurular başladı.
Yarışma, Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonaları’nın benzeri bir formatta Bireysel Bölümler, Takım Bölümleri ve Bireysel Final aşamalarından oluşuyor.
Günün şampiyonlarına bilgisayar, dijital fotoğraf makinesi gibi hediyelerin
yanı sıra okullara kupa ve madalya hediye edilecek. Yarışmanın içeriği
Dünya Zekâ Oyunları Federasyonu’nun Türkiye temsilcisi Akıl Oyunları Dergisi, Akıl Derneği ve Türk Beyin Takımı tarafından hazırlandı.
Bu yıl 3.sü düzenlenecek şampiyona öğrencileri akıl oyunları ile tanıştırmayı,
zihinsel gelişimlerine katkıda bulunmayı ve en önemlisi ilerleyen yıllarda
Türk Beyin Takımı ile birlikte ülkemizi uluslararası yarışmalarda temsil etme
yeteneğine sahip kişileri keşfetmeyi amaçlıyor.
MEF İlköğretim Okulu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan İlköğretim
Okulları 3. Akıl Oyunları Şampiyonası başvuruları ile ilgili bilgiler
www.mef.k12.tr adresinde yer alan yönergeden ya da Akıl Derneği’ne ait 0
216 450 30 55 numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alınabilir.
NEZİH ELBİRLER 35. SANAT YILINI KUTLADI
Bakırköylü sanatçı Kanuni-Bestekar Nezih Elbirler
Türk musikisine başlayışının 35. Yılı nedeniyle
düzenlemiş olduğu geceyi “Dostlar Gecesi” adı
altında Beylikdüzü Bey Marmara Otel balo salonunda sanatsever dostlarının katılımıyla kutladı.
Türk Müziği’nin ağırlıklı olarak icra edildiği
gecede davetliler eğlenceli bir akşam geçirdi.
Profesyonel olarak 1970’li yılların sonlarında
dernek ve sahne hayatına başladığını belirten
Nezih Elbirler birçok kanun ve ses sanatçısı da
yetiştirmiş olup, halen topluluk şefliği yapmaktadır.
Bakırköy Sahil Yolu’nun orta refujunda bulunan ağaçlar yenileniyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Florya Bölgesi’nin gerçekleştirdiği çalışma ile Bakırköy Sahil Yolu’nun
orta refüjunda bulunan zarar görmüş ağaçlar
yenilirken, budanması gereken ağaçlarda
budanıyor.
Bakırköylüler sahil yolundaki ağaçların neden
kesildiğini merak ederken konu ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler
Müdürlüğü Florya Bölgesi Şefi Erol Yılmazgil’den yapılan çalışma hakkında bilgi aldık.
Yılmazgil gazetemize yaptığı açıklamada, Florya havuzlu kavşaktan başlayarak Bakırköy’-
SAHİL YOLU’NDA ORTA REFUJDAKİ
AĞAÇLAR YENİLENİYOR!
den Zeytinburnu çıkışına kadar olan 3.3 kilometrelik sahil şeridinde yeni ağaç dikimleri
yapacaklarını ifade ederek, ‘’O bölgede daha
önce bordör çalışması yapıldığından dolayı
yeşil alan tahrip oldu. Ayrıca kaza yoğunluğu çok olan bir bölge. Bu durumdan
zarar gören ağaçlar da var.. Bu çalışma
kapsamında da zarar gören ağaçları
yerinden kaldırdık. Budamaya ihtiyacı olan
ağaçları budadık Trafiği engelleyecek dallar budandı ve zarar gören ağaçları da
yerinde deplase ettik Yeni ağaç dikimlerine
başladık. 3.3 kilometrelik bir alanda 12
metre aralıklarla 200 tane ağaç dikilecek.’’
dedi.
18
Torbalı Hayata Merhaba
Kamu alacaklarının yapılandırmasını öngören Torba Yasa, 3’üncü
hafta sonunda TBMM’den geçti.
Şimdi Torba Yasa’nın nasıl uygulanacağı merak ediliyor.
KENDİNİ REDDETME
Sevgili okurlar;
Bu ay sizlere tamamen farklı bir
açıdan yaklaşmak ihtiyacındayım.
Sıkılmadan okuyabilirseniz bir nebze
de olsa duygu dağarcığınıza bir
şeyler katabilme mutluluğunu
hissedeceğim.
Geçen akşam Bakırköy’ün en işlek
caddelerinin birinin köşesinde durdum ve gelip geçen insanların yüz
ifadelerini inceledim. Hepsinin gergin,
endişeli ve aceleci olduklarını tespit
ettim.
İş hayatımda ve kendi yaşamımda geçirdiğim bunca yılın
bana öğrettiği en önemli şey, “İnsanın kendi kendisinin en
büyük düşmanı” olduğu. Sanırım hepimiz kendimizi reddediyoruz. Bu yüzden de mutlu olamıyoruz. Kendini kabullenmek çoğumuzun başaramadığı bir eylem. Güzel ve etkili
konuşma seminerine katıldığımda konuşmacının söylediği
sözleri dün gibi anımsıyorum. “Konuşurken yüz ifadelerimiz
sözlerimizle uyumlu olmalı” demişti. “Cennetten
bahsederken gözlerinizin içi parlamalı.” Ben de gözlemlerime dayanarak şu sözü söyleyebilirim ki; “Cehennemden
bahsederken günlük ifademizi takınalım yeter.” Nedense
günlük ifademiz kendimizi tümüyle yadsıyan bir ifade. Eminim insan kendini küçümseme eğiliminde olmasa daha mutlu
olurdu. Nerede olduğunu, hayatının ne denli büyük ya da
küçük olduğunu önemsemeksizin kendi dünyasının
merkezinin kendisi olduğunu düşünse, kat kat mutlu
hissederdi. Egoizm gerçek BEN’i tanımaktır aslında. Gerçekten kim olduğunuzu biliyorsanız, kendinizi reddetme
düşüncesine yer vermeden yaşayabilirsiniz.
Yıllardır yaptığım öğretmenlik mesleğinde yüzlerce sorunlu gençle konuştum, dertlerini dinledim. Gördüm ki, hepsi
kendi sorununun benzersiz olduğunu düşünüyor. Hepsi de
farklı nedenlerle kendilerine hayatta başarılı olma kapasitelerini küçük gören, kendilerini sonuca götürecek doğru
yollara düşüncelerini yönlendirmekte başarısız olan, hayatın
(hatta ailelerinin bile) kendilerine karşı olduğunu düşünen,
oysa gerçekte kendilerine karşı olan insanlar.
TV deki evlenme programlarına sosyolojik açıdan da bir
bakın lütfen. Tanışıp mutluluktan uçarak stüdyodan ayrılan
çiftler, birkaç gün geçmeden “Anlaşamadık, olmadı.” diyerek
geri dönüyorlar. Nedenlerini sorgulamak bana düşmez;
fakat en temel sebeplerin başında kişinin kendini kabullenememesi ve çevrenin dayatmacı gücüne esir düşmesi geliyor.
Bir düşünürün şu sözüne dikkat edin: “Işık gök
gürültüsünden, düşünce de eylemden önce gelir.” Oysa
çoğumuz hayatı rastgele yaşıyoruz. Eş seçerken, meslek
seçerken, çocuk doğururken… Düşüncelerimizin hem yönetici, hem de üretici olduğunu unutarak. Düşünce her şeydir.
Hayatı oluşturan şeyler, düşüncenin sürekli değişen kreasyonlarıdır. Kullandığımız otomobil, yaşadığımız ev, oturduğumuz sandalyeye kadar hepsi önce düşünce de oluşturuldu ve
bunun yaratıcı sürecinin ürünü olarak gerçekleşti.
Kendimiz için yarattığımız dünyadan hoşlanmıyorsak,
hoşlanabileceğimiz yeni olayları başlatabilecek bir dünya
yaratma hakkını, ancak düşüncelerimizle başarabiliriz. Şunu
da iyi bilmeliyiz ki; olumsuz düşünme biçimi, insanın bilinçaltına yanlış emirler vererek hiç istenmeyen durumlarla
karşılaşmasını sağlayan bir felakettir. İnsan kendini
küçümser ve sürekli başkaları ile karşılaştırır çocukluğumuzdan itibaren başkalarıyla kıyaslanmayı kanıksamış olduğumuz için, yetişkinlik dönemimizde de hiç sorgulamadan bunu
devam ettiririz ve kendimize farkında olmadan en büyük
kötülüğü yaparız.
Bir insan kendini arıyorsa, kaybettiği yere bakmalıdır.
Acaba kendimizi ne kadar tanıyoruz? Aslında dışarıdan
göründüğümüz BEN gerçek mi? Kendimizle yüzleşmekten
korkuyoruz ve hayatı silbaştan yapamıyoruz. Bu yüzden de
aslında yaşamak istemediğimiz bir hayatı yaşamaya mahkum
ediyoruz kendimizi.
Unutmayın sevgili okurlar… Allah bize korkuyu değil;
gücü, sevgiyi ve kusursuz düşünebilen bir ruh yapısını
bahşetmiştir. Gerçek BEN’in karşısında yer alabilecek hiçbir
güç yoktur hayatta. Lütfen kendimiz olalım. Kendimizi hiçbir
zaman küçümsemeyelim. Kelin ilacı olsa diyeceksiniz biliyorum ama yine de benden söylemesi…
Ferhan KILIÇ
Sevgi ve saygılarımla…
Elektrikli otoya ÖTV
Elektrik motorlu taşıt araçlarına benzinli
araçlarda olduğu gibi yüzde 37 ila yüzde
84 oranında ÖTV uygulanacak. Bakanlar
Kurulu bu oranları sıfırlayabilecek. Ayrıca
araç tescil işlemlerini özel şirketler yapabilecek.Yeni araçların satışında da ruhsat
posta yoluyla araç sahibine gönderilecek.
12 Eylül mağduruna hak
12 Eylül ve 12 Mart mağduru olan, haksız
yere göz altına alınıp tutuklanmış olan
kişiler, bu durumları belgeleyerek 6 ay
içinde başvurmaları durumunda bu
süreleri sosyal güvenlik kapsamında
borçlanabilecekler. Emekli olmuş kişiler
ise bundan yararlanamayacak.
Yeşilkart askıya alınacak
Yeşilkart sahibinin, sigortalı olarak işe
başlaması ve genel sağlık hizmetleri sigortasından yararlanması halinde kendisi
ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin
yeşil kartları askıya alınacak. Silikozis
hastalarına malulen emekli olma hakkı
tanınarak maaş bağlanacak. Trafik
kazalarındaki sağlık bedelleri SGK tarafından karşılanacak.
Kömür yardımı KİK dışında
Fakir ailelere kömür yardımı yapacak olan
Türkiye Kömür İşletmeleri’nin kömür
sahalarından yapacağı alımlar ile TOKİ’nin konut dışında karakol ve cami gibi
projelerine ilişkin ihaleler, TMSF’nin sahip
olduğu bankalar ile kamu bankalarının
bazı işleri Kamu İhale Kanunu (KİK) kapsamı dışında olacak.
İşsizlik Fonu istihdama
İşsizlik Sigortası Fonu’nun bir önceki yıl
prim gelirlerinin yüzde 30’u istihdamı arttırmaya yönelik kullanılabilecek. Bakanlar
Kurulu, bu oranı arttırabilecek. Kriz
durumlarında bir iş yerinde 3 ayı aşmamak üzere kısa çalışma ödeneği İşsizlik
Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.
2015 sonuna kadar ilk defa işe alınacak
her bir sigortalı için özel sektör işverenine
Fon’dan destek sağlanacak.
Şirket yöneticisi kamuya
Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı ve ilgili
kuruluşlarının müsteşar ve yardımcıları ile
en üst konumundaki genel müdür ve
başkan kadrolarına atamalarda, özel
kurumlarda ve serbest olarak çalışılan
süre de dikkate alınacak.
Tütün-alkole yeni düzen
Sigara denetim cezalarını belediye encümenleri yerine il özel idareleri kesecek.
Böylece sigara denetimini polisler
yapacak. Önce yazılı uyarılacak, işletme
yükümlülüğü yerine getirmezse 5 bin
TL’ye kadar cezalandırılacak. İnternet
yoluyla alkol siparişi yasaklanıyor.
İnternet sitesi şart
Şirketlerle ilgili belgelere internet sitesi
adresi ile numarasını da yazılacak. Her
sermaye şirketinin bir internet sitesi olacak. Bu sitede, şirket ilanları, pay sahipleri
ve ortakları açısından önem taşıyan açıklamalar, finansal tablolar, raporlar, yönetim kurulu ve genel kurul toplantılarına
ilişkin bilgiler yayınlanacak. İçerik en az 6
ay süreyle şirketin internet sitesinde yer
alacak, yoksa konulmamış sayılacak.
Bileşik faize son
Resmi Gazete’de yayınlanan Yeni Türk
Ticaret Kanunu’na göre, ticari işlerde
bileşik faiz uygulamasına son
verilecek.Ticari işlerde faiz oranı serbestçe
belirlenecek;kanuni, anapara
ve temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat
hükümleri uygulanacak.
Çek ve senet işlemleri
Kayıtsız ve şartsız ödenecek
havaleyi,muhatabın unvanını,ödeme yerini,düzenlenme tarih
ve yerini,düzenleyenin imzasını içeren
senet çek sayılacak.Karşılığı bulunmayan
çek düzenleyen kişi,çekin karşılıksız kalan
bedelinin yüzde 10’unu ödemekle yükümlü olacak.
10 soruda borç yapılandırması
Hangi borçlar kapsamda?
Yasayla, belediye ve gümrük vergileri
dahil, tüm vergiler, TEDAŞ ve özel dağıtım
şirketlerine olan elektrik, belediyelere
olan su ile oda ve borsalara olan aidat
borçları, trafik cezaları, öğrenim kredisi
borçları, TRT’nin elektrik payı ve bandrol
ücretinden kaynaklı alacaklar yeniden
yapılandırılıyor.
Tarih ne olacak?
31 Aralık 2010 tarihine kadar ödenmemiş
kamu alacakları yapılandırılacak.
Nasıl hesaplanacak?
vazgeçmeleri gerekecek.
Nasıl ödenecek?
Ödeme peşin ya da vergi borçları için
kredi kartı kullanarak taksitle yapılabilecek.
Kaç taksitte?
Ödeme ikişer aylık dönemler halinde,
azami 18 eşit taksitte ödenecek. Böylece
hem vergi hem de prim borcu olanlar bir
ay birini diğer ay ötekini ödeyebilecek.
Vade 36 aya, taksit sayısı 18’e kadar çıkabilecek.
Ne zaman başlanacak?
Yapılandırmada borcun ana parasına
dokunulmayacak. Faiz ve gecikme cezaları
silinecek. Ardından borcun ödenmediği
süredeki enflasyon kadar faiz ve gecikme
cezası tutarları belirlenecek.
Ödenecek tutarların ilk taksiti, yasanın
Resmi Gazete’de yayım tarihini izleyen
üçüncü aydan, SGK’ya ödenecek tutarların
ilk taksiti ise dördüncü aydan başlayacak.
Nasıl başvurulacak?
Mükellefler, taksit ödeme süresince, çok
zor durum olmaksızın, her bir vergi türü
itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla
vadesinde ödemez düzenlemeden yararlanamayacak.
Kanun Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girdikten sonra iki ay içinde
mükellefin ilgili idarelere başvuru yapması
gerekecek.
Kimler yararlanamayacak?
Uygulamadan yararlanmak isteyenlerin
dava açmamaları, açılmış davadan
Anlaşma nasıl bozulur?
Hangi borçlar silinecek?
50 ile 120 lira arasındaki borçlar tamamen silinecek.
19
Yeşilköy Rotary Kulübü Meslekte başarı ödülü
ATLASJET YÖNETİM KURULU BAŞKANI MURAT ERSOY’UN
Yeşilköy Rotary Kulübü tarafından AtlasJet Yönetim
Kurulu Başkanı Murat Ersoy’a 2011 yılı ‘’Rotary
Meslekte Başarı Ödülü’’ verildi.
Gecenin açılış konuşmasını yapan Yeşilköy Rotary
Kulübü 2010-2011 Dönem Başkanı Ercan Özsivri, “
Rotary iş ve meslek gruplarının oluşturduğu bir
hizmet kulübüdür. Bugün kulübümüzün en saygın
işlerinden birisini gerçekleştirmenin onurunu yaşıyoruz. Sayın Murat
Ersoy, mesleğinde
yüksek ahlak standartlarını yaygınlaştırmayı başarmış, mesleğine
ve sektörüne
önemli vizyonlar kazandırmıştır. Vermiş
olduğumuz bu
başarı
ödülünün
gelecek kuşaklara aktarılmasını diliyoruz.‘’ dedi.
Özsivri’nin
konuşmasının
ardından Uğur
Özgöker tarafından
AtlasJet Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Ersoy’un
özgeçmişi okundu.
Uğur Özgöker’in sunumunun ardından ise, Rotaryan Gökhan Özberk ve
Yeşilköy Rotary Kulübü 2010-2011 Dönem Başkanı Ercan Özsivri tarafından,
AtlasJet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy’a
‘’Rotary Meslekte Başarı Ödülü’’ takdim edildi.
Ersoy, kendisine verilen ödülden dolayı Yeşilköy
Rotary Kulübü üyelerine teşekkür ederek başladığı
konuşmasında “Bize babamızdan kalan tek sermaye bir sözdü. ‘Kontrol edemediğin iş senin işin
değil’ derdi babam. Bizim işlerimizde elde ettiğimiz
başarıların altında yatan gerçek budur. Biz her yaptığımız işi ilk önce kontrol
etmeyi öğreniyoruz.
Ondan sonra işe girişiyoruz. Kontrol
edebildiğiniz her
işte de çok
büyük aksilik
olmazsa mutlaka başarı
geliyor. O
yüzden şu
anda işlerimizin bu seviyeye
gelmesinin
altında yatan
gerçekte
budur’’ diye
konuştu.
Yeşilköy Rotary
Kulübü tarafından
hazırlanan gecede
konuşmaların ardından yemeğe geçildi.
Davetlilerin hoş sohbetleriyle
süren yemek gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü.
( Yavuz ARPACIK )
Anadolu Hayat Emeklilik ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği işbirliğiyle yürütülen “Geleceğin Sigortası
Kızlarımız” projesi kapsamında imzalanan ek protokolle 100 yeni kız öğrencinin eğitimine destek verilecek.
GELECEĞİN SİGORTASI KIZLARIMIZ
Anadolu Hayat Emeklilik’in 2005
yılında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve
Milli Eğitim
Bakanlığı işbirliği ile başlattığı ve bugüne
dek Türkiye’nin
çeşitli illerinden
500’e yakın kız
öğrenciye umut ışığı olan “Geleceğin Sigortası Kızlarımız” projesi
kapsamında imzalanan ek protokolle, 100 kız öğrencinin
eğitimine destek verilecek.
Geçtiğimiz yıl lise mezunlarını
veren proje kapsamında, Anadolu
Hayat Emeklilik ve Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği arasında
imzalanan ek protokol ile 100 kız
öğrenciye daha burs verilmesi
hedefleniyor. İstanbul, Ankara,
İzmir, Balıkesir, Mersin, Tekirdağ
ve Denizli’deki meslek liselerinin
Sigortacılık bölümlerinde 10. ve
11.sınıfa devam eden öğrenciler
arasından seçilen başarılı 100
öğrenci, lise eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye’nin çeşitli
illerindeki Bankacılık ve Sigortacılık Meslek Yüksek Okulları’ndan mezun oluncaya dek, toplam
5 yıl boyunca desteklenecek.
2005 yılında başlatılan “Geleceğin Sigortası
Kızlarımız” projesi kapsamında maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitimlerine devam etmekte zorlanan
500’e yakın kız öğrenciye eğitim bursu sağlandı.
Liseden mezun olan kız öğrencilerin bir kısmı
Türkiye’nin dört bir yanında mesleklerini icra ediy-
or, bir kısmı da sigortacılık eğitimi veren meslek
yüksek okullarında, ön lisans düzeyinde devam
ediyor.
Proje kapsamında 17 ilde 29 meslek lisesinde sigortacılık bölümü açıldı
6. yılına ulaşan “Geleceğin Sigortası Kızlarımız”
projesinde Milli Eğitim Bakanlığı desteğiyle
Anadolu Hayat Emeklilik tarafından 17 ilde 29
meslek lisesinde sigortacılık bölümü aktif hale
getirildi. 500’e yakın öğrenciye sağlanan eğitim
bursunun yanı sıra, Türkiye’nin en büyük bireysel
emeklilik şirketi Anadolu Hayat Emeklilik’de staj
imkânına kavuşan “Geleceğin Sigortası Kızlarımız”
böylelikle gelecekteki mesleklerini tanıma ve
meslektaşlarıyla tanışma fırsatı elde etti.
20
8 MART
DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
8 Mart 1857'de Hexyork konfeksiyon ve tekstil fabrikalarýnda çalýþan
kadýnlar insanlýk dýþý çalýþma
koþullarýna ve düþük ücrete karþý
bir eylem düzenledi. 8 saatlik iþ
gücü ve kendilerine seçimlerde oy
hakký tanýnmasýný talep ederek
sendika kurdular ve greve çýktýlar.
Kadýn çalýþma saatlerinin azaltýlmasý eþit iþ, eþit ücret, oy hakký ve
çocuk emeðine son vermek için
yapýlan yürüyüþte "ekmek ve güller"
kullandýlar. Ancak bu grev
Amerikan yönetimi tarafýndan kanlý
bir biçimde bastýrýldý. 129 kadýn
dokuma iþçisi olaylarda yanarak
yaþamýný yitirdi.
1910 yýlýnda Kopenhag kentinde
yapýlan 1. Enternasyonal Kadýn
Kongresi'nde Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart "Uluslararasý Emekçi
Kadýnlar Günü" olarak kabul edildi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar
Günü gerçek anlamýyla insan
emeðini, tüm deðerlerin yaratýcýsý
olarak yeryüzündeki her türlü
sömürüye, haksýzlýða, baskýya, eþitsizliðe karþý çýkan emekçilere sahip
çýkan emekçilerin günüdür.
8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar
Günü zaman içerisinde burjuvazi
tarafýndan içeriði boþaltýlmaya ve
DÜNYA Kadýnlar Günü adý altýnda
sýnýfsal ve siyasal içeriðinden soyutlanmaya çalýþýlmýþtýr. Ancak
emperyalizmin bu çabalarýný boþa
çýkarýp 8 Mart Dünya Emekçi
Kadýnlar Günü olarak adýna yaraþýr
bir þekilde kutlayarak, bu uðurda
canlarýyla bedel ödeyenlerin
mücadelesini büyüterek devam
ettireceðiz.
BAKIRKÖY’DE PEMBE ELLER ÇALIŞIYOR
El emeği üreten Bakırköylü kadınlar
Airport Avm, Ataköy Plus, Capacity ve Carousel’de
Bakırköylüler´le buluşuyor.
2006 yılında, dünya kadınlar
gününde kurulan ve kurulduğu günden bugüne, öncelikli olarak
Bakırköylü Kadınlar yararına olmak
üzere, Türkiye çapında, toplum
yararına hizmet amacı ile birçok
sosyal ve kültürel faaliyete imza atan
Bakırköy Kadın Meclisi, maddi durumu elverişli olmayan, el emeği üreten
ve ürettikleri ürünlerle ev ekonomi-
Pazartesi Ataköy Plus Alışveriş
Merkezi’nde, her Salı Carousel
Alışveriş Merkezi’nde, her Perşembe
Capacity Alışveriş Merkezi’nde ve her
Cuma Airport Outlet Center’da halk
ile buluşacak, ürettikleri ürünleri satacak ve ev ekonomisine katkıda
bulunabilecekler. Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi
Başkanı Meltem Ünal Erzen proje ile
TÜRKİYE’DE KADIN İLK’LER
1892: İlk Türk kadın romancı Fatma
Aliye Hanım "Muhadarat" adlı ilk
romanını kendi adıyla yayımladı.
1909: İlk Türk kadın siyasetçi Emine
Semiye Hanım Osmanlı Demokrat
Fırkası yönetim kuruluna seçildi.
1913: İlk kadın devlet memuru
Bedriye Osman Hanım Telefon
İdaresi’nde göreve başladı.
1913: Belkıs Şevket Hanım uçağa
binen ilk Türk kadın unvanını aldı.
1920: İlk Türk kadın avukat Süreyya
Ağaoğlu (Ahmet Ağaoğlu'nun kızı)
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu.
1920: İlk Türk kadın tiyatro sanatçısı
Afife Jale İstanbul'da sahneye çıktı.
1921: Dr. Safiye Ali Almanya’da tıp
eğitimini tamamlayarak ilk Türk
kadın hekim olarak tarihimizdeki
yerini aldı.
1922: Yedi kız öğrenci Tıbbiye'ye
kayıt yaptırarak eğitime başladı.
1923: Nezihe Muhittin'in başkanlığında Kadınlar Halk Fırkası'nın
kurulması girişiminde bulunuldu.
Kadınlara oy hakkı tanımayan Seçim
Kanunu gereğince valilikçe partinin
kuruluşuna onay verilmediğinden
dernekleşmeye gidildi.
1924: İlk kadın diş hekimi Ferdane
Bozdoğan Erberk diplomasını aldı.
1925: Suat Hilmi Berk ilk kadın sulh
hukuk hâkimi oldu.
1930: İlk kadın yargıçlar atandı.
1933: Aydın (il)'inin bugün ilçe
statüsü taşıyan Karpuzlu köyünde ilk
kadın muhtar Gül Esin yaklaşık 500
oy alarak seçildi.
1933: Sabiha Güreyman Türkiye'nin
ilk kadın inşaat mühendisi olarak
Yüksek Mühendis Mektebi'nden
mezun oldu. Güreyman ayrıca
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ilk
kadın voleybolcusudur.
1935: Türkiye Büyük Millet Meclisi 5.
Dönem seçimleri sonucunda başta
Hatı Çırpan olmak üzere 17 kadın
milletvekili ilk kez meclise girdi, ara
seçimlerde bu sayı 18'e ulaştı.
1935: İlk kadın doğum uzmanı Dr.
Pakize İzzet Tarzi kadın hastalıkları
ve doğum alanında uzmanlık eğitimini tamamladı. Tarzi, İstanbul
Boğazı'nı yüzerek geçen ilk kadın
unvanını da taşıyor.
1936: Eskişehir Askeri Hava Okulu'ndan mezun olan Atatürk'ün
manevi kızı Sabiha Gökçen dünyanın
ilk kadın savaş pilotu oldu. Gökçen
ertesi yıl Dersim Harekâtı'na da
katıldı.
1947: Türk basınının ilk kadın foto
muhabiri Eleni Küreman, Associated
Press Ajansı'nda gazeteciliğe başladı.
1950: İlk kadın belediye başkanı
Müfide İlhan Mersin'den seçildi.
1954: Prof. Dr. Nüzhet Toydemir
Gökdoğan İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi dekanlığına seçilerek ilk
kadın dekan oldu. Gökdoğan Fen
Fakültesi'nin Astronomi Enstitüsü'ne
tayin edilen ilk Türk doçenti olmuştu.
1957: Türk ordusunun ilk kadın doktor subayı Dr. Sema Aran teğmen
rütbesiyle göreve başladı.
1971: İlk kadın bakan Dr. Türkan
Akyol atandı. Akyol aynı zamanda
ilk kadın rektördü.
1981: Türkiye'nin ilk kadın eksperi
Diler Cesur.
1991: Başbakan Mesut Yılmaz'ın girişimleriyle ilk kadın vali Lale Aytaman Muğla (il)ine atandı.
1993: Alev Kılıçkeser Hottin, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sivil
Havacılık Yüksek Okulu Pilotaj
Bölümü’nden mezun olarak ticari
havayollarındaki ilk Türk kadın pilot
oldu.
1993: Türkiye'nin ilk kadın
başbakanı Tansu Çiller hükümeti
kurdu.
1996: İlk kadın deniz subayları
Deniz Harp Okulu'ndan mezun oldu.
2001: Denizli Belediye Başkanı Ali
Aygören tarafından işe alınan Fatma
Kasapoğlu Türkiye'nin ilk kadın
belediye otobüsü şoförü oldu.
2002: İlk kadın Adalet Bakanı Prof.
Aysel Çelikel göreve atandı.
2003: Nükhet Hotar, Merkez
Yürütme Kurulu'na getirilen ilk kadın
üye oldu.
2004: Kıdemli üsteğmen Songül
Yakut Türkiye'nin ilk kadın ilçe jandarma komutanı olarak görevine
başladı.
2005: Tülay Tuğcu Anayasa
Mahkemesi'nin ilk kadın başkanı
seçildi ve dolayısıyla Yüce Divan'ın
da ilk kadın başkanı oldu.
2006: Dünyanın en yüksek noktası
Everest'te zirveye tırmanan ilk Türk
kadın dağcı Eylem Elif Maviş oldu.
2007: Türk Sanayicileri ve
İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) ilk
kadın başkanı Arzuhan Doğan
Yalçındağ oldu.
ilgili olarak, ‘’İşsizlik sorununun günden güne
büyüdüğü ülkemizde, kadın
istihdamı en önemli sorunlardan biri olarak gündemdeki yerini korurken,
meslek sahibi olmayan fakat
el becerilerine sahip olan
kadınlarımız, ürettikleri
ürünleri satabilecekleri
mekanlar veya ortak çalışmalarda bulunabilecekleri
kurumlar bulmakta zorlanıyorlar. Yaşam koşullarının günden güne zorlaştığını
düşünürsek, el becerilerine
sahip kadınların ürettikleri
sine katkıda
bulunmak
isteyen
kadınlar için,
Bakırköy’deki 4 Alışveriş Merkezinin
de desteği ile ‘Pembe Eller‘ Projesini
hayata geçirdi.
Proje Kapsamında; El emeği üreten
kadınlar, 29 Mayıs’a kadar her
ürünleri satmalarının, ev ekonomisine
yapacağı katkı açısından önemi bir
kez daha anlaşılacaktır. Mayıs Ayı
sonuna kadar sürecek olan projeye
destek vermek isteyenler, hafta içi,
alışveriş merkezlerinde standları
bulunan kadınları
ziyaret edebilir ve projeye destek verebilirler.’’ dedi.
ARZU BERATOĞLU
21
SEVGİLİMİN
‘ÇILGIN
TİŞÖRT’Ü
Türkiye Omurilik Felçlileri
Derneği (TOFD) Sevgililer
Günü’nde Caraousel’de
gerçekleştirdiği etkinlikle
sevgililer gününe
özel tişörtler
bastırarak
sevgililer gününü
kutladı.
‘’Tasarla, tişörte
basalım, hem
sevgiline bu
senenin modası
sevgili tişört’ü
hediye et hem de
engellilere
yardımda bulun’’
sloganıyla düzenlenen etkinlikte
200’e yakın
sevgili tişört’ü
basılarak derneğe
önemli bir katkı
sağlandı.
OSMANİYE MERKEZ TAKSİ DURAĞI YENİLENDİ
Bakırköy Belediyesi ilçe sınırları
içerisinde bulunan taksi duraklarını yenilemeye devam ediyor.
Son olarak Osmaniye Mahallesi’ndeki Merkez Taksi
durağının yenileme çalışmaları
sonunda açılışını Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen yaptı.
Açılışa İstanbul Şoförler Odası
Başkanı Cem Sert,İstanbul Taksiciler Vakfı Başkan Vekili Semih
Kaçanoğlu, ilçedeki tüm taksi
duraklarının Başkanları ve taksici esnafı katıldı.
Açılışı yapan Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen yaptığı konuşmada ilçedeki taksi
durakları ile ortak birçok proje
yaptıklarını ve bundan sonrada taksi duraklarından gelen
fikirlerle daha birçok yeni
proje yapacaklarını ve korsan taksiye karşı mücadelede her zaman taksicilerin
yanında olduklarını, taksici esnafına kapılarının her zaman açık olduğunu
söyledi.
Açılışa katılan ilçe taksicileri Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in
kendilerine durakların yenilenmesi, park yerleri yapımı ve korsan taksi duraklarının kapatılmasında her zaman yardım ettiklerini belirtiler.
BURADA NE VAR ?
SEYYAR SİMİTÇİ
Bir süredir Sahil Yolundan gelip 5. Kısıma dönenler yolun
ortasındaki seyyar
simitviyi görünce
şaşkına dönüyorlar. Özellikle
sabah ve akşam
yoğun trafikte
bazı kendini
bilmezlerin
durup simit
alması sürücülerin tepkisine
neden oluyor.
Hergün onlarca
bizi yöneten kişi
buradan geçiyor, bu durumu
görüyor ama
kıllarını kıpırdatmıyor.
ACI
22
Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi,
Bakırköy’de, Atatürk Hava Limanı yakınlarında yapılacak.
Başta deprem olmak üzere tabii afet sırasında toplanma ve konaklama yeri olarak ayrılan
alana her biri 5 bin ton kapasiteli 7 yakıt tankı yapılmasına geçit verenler bu projeyi
N E R E Y E YA P A C A K S I N I Z ?
Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi, 170 bin dolar tutarındaki mimarlık ödülüyle
belirlenecek ve ödül alan proje İstanbul Avrupa
Yakası’nda, Bakırköy’de, Atatürk Hava Limanı
yakınlarında yapılacak.
Thyssen Krupp Elevator ile İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin, Beyoğlu’ndaki eski TÜYAP Fuar
Merkezi’de düzenlediği basın toplantısında, 12.
Mimarlık Ödülleri’nin başladığı belirtildi. Yarışma
ile İstanbul Afet Önleme ve Eğitim Merkezi
tasarımının seçilmesi hedefleniyor.
Toplantıda proje hakkında bilgi veren İstanbul
Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi
Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baz, söz konusu projeyle
Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi’ni
yapacaklarını söyledi. Baz, ThyssenKrupp Asansör
Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile arasında imzalanan protokolün 15 ay içerisinde hayata
geçirileceğini ifade etti.
Baz konuşmasını şöyle
sürdürdü: “Bakırköy´de
Maliye hazinesi mülkiyetinde
olan ve imar planlarında
park alanı olarak ayrılan 28
bin 700 metrekare olarak
belirlenen proje alanında
İstanbul Afet Önleme ve
Eğitim Merkezi projesi için
yarışmacılar, yeteneklerini
kullanarak projeler üretecek.
Protokol kapsamında tasarımların telif hakları proje sahiplerinde olacak ve İstanbul
Büyükşehir Belediyesi tarafından kullanılabilecek. Proje yarışmasının düzenlenmesi, projenin yarışma ile elde edilmesi
süreçlerine ilişkin iş ve işlemlerden kaynaklanan
bedellerin tümü sponsor tarafından
karşılanacak.”
ThyssenKrupp Elevator Güney Afrika & Orta
Doğu CEO´su Javier del Pozo, yarışmanın
dünyadaki mimarlar için çok önemli olduğunu
söyledi. İstanbul’un olağanüstü zenginliğe sahip
tarihi mimari dokusu ve kültürü ile dünyadaki en
güzel kentlerden biri olduğunu ifade eden Pozo,
“Bu nedenle yarışma için ideal bir yer. Tanınmış
uluslararası mimarlardan oluşan bir jüri, sunulan
çalışmaları inceleyecek ve ödül kazanan projeleri
seçecek. Bu proje Bakırköy’de Atatürk Havalimanı
yakınlarında yapılacak” şeklinde konuştu.
Katıldığımız basın toplantısında İbrahim Baz’a
Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen Afet
Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi’nin Bakırköy’de
Atatürk Havalimanı yakınlarında yapılması planlanıyor. Daha önce Atatürk Havalimanı yakınlarında 7 yakıt tankı inşaatı başlamıştı. Bundan haberdar olup olmadığını sorduk.
“İbrahim Baz bu tanklarından haberimiz var ve
bunları ulusal medyadan takip ediyoruz. Tamamen
gündemimizde olan bir konu.” dedi ve Afet
Önleme ve Eğitim Merkezi projesinin İstanbul’un
hatta ülkemizin ihtiyacı olan bir proje olduğunu ve
hayata geçilebilmesi için bu unsurların engel teşkil
etmeyeceğini söyledi.
Peki bu bir çelişki değil mi? Bir taraftan afeti
kendimiz yaratıyoruz bir taraftan da afet önleme
ve eğitim merkezi kurmayı planlıyoruz. Yakıt tankları Bakırköy’de riskli bir bölgede yapılıyor?
Bu kadar kapsamlı bakarsanız mevcut Atatürk
Havalimanı da şu anda şehrin tam göbeğinde
yer alması itibariyle de sıkıntılar yaratıyor. Hacmi
ve kapasitesi itibariyle de yetersiz. Bu nedenle
İstanbul’da üçüncü bir havalimanı da söz konusu
olabiliyor. Şu anda bir şey söylemek mümkün
olmayabilir ama üçüncü havalimanı yerine belki
Atatürk Havalimanı’nın taşınmasıyla, daha büyük
bir havalimanı yapımı İstanbullar için çözüm olabilir. Orası da bir bölge parkuru olarak hayata
geçirilebilir.
Şu anda Atatürk Havalimanı’nın taşınmasından
ziyade önceliğimiz 7 yakıt tankının kaldırılması.
Zaten yakıt tankları da oradan kaldırılsa yapılacak
olan bu projenin de yararlı olacağını düşünüyorum. Yoksa yapılacak projenin çok anlamlı olacağını zannetmiyorum. Çünkü çok riskli bir bölge
doldurma bir toprak var, Ayamama deresi bulunmakta ve çok kez seller altında kalan bir bölge.
Onlar o zaman kalkacak, arazi üzerinde tedirginlikler varsa o tanklarında kalkması gündeme gelecek. Bu arazi üzerinde tedirginlikler varsa
devamında bir arazi değişimi olabilir. Şu anda biz
Ayamama Deresi ile ilgili zaten bir
kentsel dönüşüm projesi
başlatıyoruz. Derenin ıslahı
ile ilgili burada kurulmuş
sanayiciler ve işadamlarının
oluşturduğu bir dernek var
ve onlarla o bölgenin planlaması ile ilgili yaklaşımlarımız
var, o bölge ile ilgili sanayi
ve iş adamları ile oturup bölgenin planlaması ve derenin
güzergahının yeniden belirlenmesi ile ilgili planlarımız
var. Bölgede önümüzdeki 6 ay
içinde uygulama imar planları
ortaya çıkacak. Yapılacak
kentsel tasarım çalışmaları
akabinde de bölgede bu manada
çalışmalar göreceğiz.
Peki yakıt tankları ne olacak?
Yakıt tankları bizim bilgimizin dışında gelişen bir
şey. Bu belediyeler dışında, hatta Büyükşehir
Belediyesi dışında, bakanlıkların imar ve planlama yetkileri var ve bu o kapsamda gelen bir şey.
Biz aslında Atatürk Havalimanı’nın da yer olarak
artık uygun olmadığı kanaatindeyiz. Bununla
ilgili İstanbul’un başka lokasyonlarında daha
büyük, daha gelişmeye müsait alanların havalimanı olarak düzenlenmesi kanaatindeyiz ve
bununda çalışmaları var.
ARZU BERATOĞLU
YAKIT TANKLARI VE YOK EDİLEN TARİHİ KÖPRÜ İLE İLGİLİ SORULARIMIZI KADİR TOPBAŞ CEVAPLADI!
Eski İl Genel Binası´nın yıkım töreni sırasında
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a, Ataköy’ü ve Ataköylüler´i
ilgilendiren konularda sorular sorduk. İlk olarak, Ayamama Deresi'nde 600 yıllık tarihi bir köprü var.
Yaptığımız araştırmalara göre bu
köprü Genç Devir Osmanlı Mimarisi
özelliği taşıyor. Fakat şu an İSKİ’nin
yaptığı çalışmalar ve bakımsızlıktan
dolayı bu tarihi köprü yok olmak
üzere. Bu konuda bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? sorumuza Topbaş, ‘’Hem Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar, Valiliğimiz
olarak 6-7 yıldan beri ciddi anlamda tarihi eserlerimizi ayağa
kaldırdık. Dünya tarihinde böyle bir şey yok.
Yenikapı arkeoloji kazılarında 30 milyon dolar
civarında belediye kendi bütçesinden para harcadı.
Tüm tarihe bu hassasiyeti gösteriyoruz. Tesadüfen
Turizm Karakolu ziyaretinde iken
buradaki yapıyı gördük. Beraberce
kaldırılmasına karar verdik.
Karakolun arkasındaki mescidin
ihya edilmesini istedik. Çok iş
yapmamız gerek'' cevabını verdi.
Öte yandan Ataköy’ün adeta
göbeğine yapılan yakıt tankları ile
ilgili sorumuza yanıt vermekten
kaçınan Topbaş, “O
farklı bir konu. Şu
andaki konumuz
değil” dedi.
YAVUZ ARPACIK
23
Bakırköy Gençlik Merkezi (BAGEM) Başkanı Canberk Yalçın
‘’Bakırköylü gençlerin temel sorunlarına çözüm arıyoruz’’
Bakırköy Gençlik Meclisi’nin yürütme kurulu
tarafından oybirliği ile başkan seçilen Canberk
Yalçın, Bakırköy’de gençlerin yaşadığı sorunları
üzerine konuştuk.
“Daha katılımcı, daha demokrat, daha güzel bir
Bakırköy için bugünden bazı şeyleri yapmamız
gerekir. Bunu da yapma yeri Gençlik Meclisi, bunu
yapacak olanda gençlerdir.’’ diyen Yalçın, tüm
Bakırköylü gençleri BAGEM çatısı altında toplanmaya davet etti.
mek gerekir aslında. Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen ile yaptığımız görüşmede o da buna değin-
Öncelikle Canberk Yalçın kimdir? Kendinden
bahseder misin?
19 Yaşındayım. İlköğretim 5. sınıfta gelmiş
olduğum Bakırköy’de, Yeşilköy Şehit Pilot Muzaffer
Erdönmez İlköğretim Okulu’nu bitirdim. Şu an
Robert Koleji son sınıf öğrencisiyim. Dört senedir
Avrupa Gençlik Parlamentosu üyesiyim. Aslında
gençlik politikaları üretmem ve işin içinde olmam
buradan başlıyor. Bakırköy Gençlik Meclisi açısından bakınca yeni bir üyeyim.
Bakırköy Gençlik Meclisi’nde yeni üye olduğunu
belirttin. Ve yeni üye olmana rağmen oybirliği ile
başkan seçildin. BAGEM hakkında bilgi verir
misin?
BAGEM, Bakırköy’deki gençlerin temel sorunlarına
çözüm arayan bir kuruluştur.Gençlik meclisi
olarak, Kent Konseyi ve Birleşmiş Milletlere
bağlıyız. Şu an 15-25 yaş arası 53 tane üyemiz
var. 13 kişilik yürütme kurulumuzdan ayrı olarak 4
çalışma grubumuz var. Bunlar; Siyasi Katılım
Grubu (Gençlik politikası üretmeye yönelik bir
grup), Çevre Grubu, Eğitim Çalışma Grubu ve
Sosyal Sorumluluk Grubu. BAGEM aslında 2006
yılından buyana var ama bizden önce çok yoğun
olmayan bir yapı yürümüş. Son iki yıldır hiç birşey
yapılmamış. Bunun üzerine tekrar örgütlenmeye,
arkadaşlarımızı gençlik meclisine üye yapmaya
çalıştık. Tüzüğümüzü
kabul ettik. Ve 3 aydır bir
şeyler yapmaya çalışıyoruz. Öncelikli amacımız
örgütlü gençlere gitmek.
Derneklerle, vakıflarla,
sendikalarla iletişime
geçtik. Örgütlü gençlere
ulaşırsak onlar vasıtasıyla
örgütsüz gençlere de
ulaşacağımızı düşünüyoruz.
Bakırköy’de gençlerin
sorunları ve beklentileri
nelerdir?
Ülkemizde ve Bakırköy’de
bence en büyük sorun
gençliğe bakış. Gençlik
Meclisi kurduk
dediğimizde alkışlıyorlar,
bize destek verin, yönetim kurulunuza bir genç
alın ya da bir tane genç
milletvekili adayı gösterin
dediğimizde zamanı uygun değil, koşullar uygun
değil tarzında bahaneler üretiliyor. Bunun dışında
Bakırköy refah seviyesi en yüksek ilçelerden
birisi olsa da işsizlik sorunu var. İşkur’a bağlı
programlara gittiğimizde Bakırköy’de işsizlik
oranının arttığını görüyoruz. Ayrıca
Bakırköy’deki hayat pahalılığı. Bakırköy’de
genelde alabilirlilik gücü yüksek gençler varmış gibi görünüyor ama bunun aslında çok
doğru olmadığını söyleyebilirim. Özellikle
trafik sorunu var. Bununda en önemli nedenlerinden birisi alışveriş merkezlerinin
Bakırköy’de çok yoğun olması. Onun dışında
şu da önemli bir sorun; Türkiye’de yaş ortalaması 29 ama parlamentoya baktığımızda 29
yaşında milletvekili yoktur. Derneklere,
vakıflara da bakarsanız gençliğin katılımı noktasında çok düşük bir oranda olduğunu
görürsünüz. Bizce bunun da değişmesi
gerekir. Engellilerin sorunlarından da bahset-
meclisi yok. Kütüphanesi olan, spor salonu olan
gençlerin gidip rahatça vakit geçirebileceği yer
yok. Bizim ofisimiz Dünya Ticaret Merkezi’nde. Ben
gençlerin Dünya Ticaret Merkezi’ne gelmesini
isteyemem. Çünkü uzak ve sapa kalıyor.
Bakırköy’ün merkezine yakın bir yerde böyle bir
gençlik meclisi binası olmasını istiyoruz. Bizim istediğimiz Bakırköy’ün, her kesime çözüm üreten ve
Türkiye’de örnek olan bir ilçe olması. Bakırköy
çoğu alanda birinci olabilir belki ama gençleri
kapsayan projeler gerçekleştirilmesi gerekir. Bu
sorunları düzeltecek olan da yine biz gençler ve
yaptığımız politikalar olacaktır. Bunların çözümü
bugün için çok mümkün görünmese de ileride
gençlerin katılımının arttırılmasıyla hepsinin yavaş
yavaş olacağını düşünüyoruz. Ben şahsen gençlerin her zaman toplumdaki muhalif damarı temsil
ettiğini düşünürüm. Her türlü gelişmenin öncüsü
gençler olmuştur. Bu tarihte de böyledir. Gelecekte
de böyle olacaktır. Çünkü biz farklı bir dünyaya
doğmuş olarak farklı bir dünyayı bekleyeceğiz.
Bakırköy’de gençlik adına yapılan iyi şeyler yok
mu peki?
Yapılan iyi bir şey deyince aklıma bir tek
Bakırköylü yoksul ve fakir gençlere ücretsiz eğitim
verilen Bakırköy Gençlik Eğitim Merkezi (BAKGEM)
geliyor. Bunun tek olması üzücüdür. Aslında
yapılan her şey olması gerekenler. BAKGEM’de
olması gereken bir yer. Çünkü eğitim sosyal bir
mevzudur ve zaten parasız olması gerekir. Biz
farklı yerlerde olmadığı için alkışlıyoruz. Sırf
gençliğe yönelik yapılan bir şey varsa da ben
göremiyorum.
mişti. Sınav sistemleri gençlerin önündeki büyük
sorun. Çünkü bizde şu mantık var. Sınava
başlayana kadar gençlik aktiviteleriniz olabildiğince devam eder, sınav senesi geldiğinde
bunları bitirirsiniz. Bu da sınav sisteminin getirdiği
bir nokta… Bakırköy’de bir tane bile gençlik
Peki Bakırköy gençliğinde nasıl bir sorun görüyorsun. Özeleştiri yaparsan?
Katılmamız gereken çoğu şeye katılmıyoruz. Geleceksizleştirme ile gelen bir kültürsüzlük var. Birçok
sorun var ama gençler
bunlardan haberdar
değil. Yeterince okumuyoruz. Tepkisiz bir
gençlik görüyorum.
Önemli olan gençlerin
sorununa sahip çıkmasıdır. Çünkü devlet
mekanizması sorunu
çözecek bir mekanizmadır. Devlet vatandaşlar için, gençler için
vardır. Biz sorunlarımıza
sahip çıkarsak, çözümlerine de sahip çıkılacaktır. Gençler olarak
çok fazla çalışmamız,
bilinçlenmemiz ve bilgilenmemiz gerekir. Çok
daha farklı düşünmeliyiz.
Bakırköylü gençlere
buradan neler söylemek
istersin?
Ben bir tavsiye verme noktasında değilim sonuçta
ben de bir gencim ama BAGEM’e gelsinler, bizimle
beraber çalışmaları yürütsünler. Bizim
sorunumuz hepimizin sorunu. Bunu bugün
benim yapmam ya da yarın bir başkasının
yapması önemli değil. Önemli olan bunun
yapılması ve sorunların çözülmesi. Bizde şu
düşünce vardır. Birisi gelsin ülkeyi kurtarsın,
ya da sorunu çözsün. Onun yerine 100 kişi
elini taşın altına koyarak her şeyin daha
rahat halledilebileceğini de göstermek istiyoruz. Onun için gelsin herkes katılsın. 1525 yaş arası tüm gençleri BAGEM çatısı
altında toplanmaya davet ediyorum. Daha
katılımcı, daha demokrat, daha güzel bir
Bakırköy için bugünden bazı şeyleri yapmamız gerekir. Bunu da yapma yeri Gençlik
Meclisi, bunu yapacak olan da gençlerdir.
( Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK )
24
BAKIRKÖY KADIN DOĞUM EVİ HALKALI’YA TAŞINIYOR
Esra ERDOĞAN
DEFNE’NİN ÖLÜMÜNÜN _NEDENSE_ BANA
DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Defne Joy ’un vefatının ardından pek çok yazı
kaleme alındı… Allah rahmet eylesinden, su
testisinin nerelerde kırılabileceğine kadar pek
çok şey öğrendik medyadan ve bir ölüm olayına bile ne kadar çok bakış açısı geliştirilip,
öküz altında nasıl buzağı aranabileceği ile ilgili
de bayağı antrenman yaptık değerli köşe
yazarlarımız sayesinde.
Eh, bu durumda ben de testilere falan bulaşmadan insana insanca bir bakış açısı ile bir
şeyler karalayıp, nacizane bakış açımla olaya
biraz da akbabalar ve ölüm otlakçıları cephesinden bakabilir miyim diye düşündüm…
Yanlış kullanmadım değil mi… AKBABALAR…
Benim kafamı kurcalayan; Defne’nin bu
dünyadan ayrılışı veya ayrılış biçiminden çok,
bizim bu olayın ardından ne kadar insani
değerlerle ne kadar akbaba değerleri ile baktığımızdır.
Kendime şunu sordum…
BİZİ NE KADAR İNSAN YAPAR; Bir insanı
aldatıp ümitlerini yalancı çıkarmak, yıkılan
kuleler altında kalmasına seyirci olmak, ne
kadar iyi insan yapar bizi düşene bir tekme
daha atmak ve benim payıma da bu düştü
değip pek de memnun kalmadığınız bir dilim
ölüm pastasından tat almaya çalışmak.
Bizi ne kadar insan yapar, yaşanmamış yıllarının peşinden koşan ve çocukluğunu arayan
birine ‘’ Sen hiç çocuk olmadın ki ya da sen
hep çocuk mu kalacaksın ’’ yüzleştirmesini
yapmak…
Birkaç sarı saçlı bebek alıp getirmek belki onu
yaşama bağlardı ne dersiniz… Belki bir
atlıkarınca ya da cuf cuf tren kim bilir…
Veda kelimesini belki biraz geciktirir… Biraz
daha oynar, eğlenirdi bu dünyada…
Kime yarardı ki onun ölümü kimin yükünü
hafifletirdi…
Ne dersiniz iyi olmaz mıydı biraz daha oynasa
idi bu dünyada,
Bizim doğrularımızla bu kadar erken
yüzleşmemiş olsaydı… Yapamadıkları değil
yaptıkları üzerinden konuşsaydık onunla…
Biraz da onun kuralları ile oynayıverseydik ne
olurdu… Ya da en iyisi hiç kural koymasaydık…
Seni sen olduğun için seviyorum, kullanabildiğim için değil değiverseydik…
Kimseye benzemeyişinin renklerini sündürmeye çalışmak yerine, daha da parlak
olmasını sağlasaydık ne olurdu,
Bugün…
DEFNE JOY FOSTER, HAYATTA OLURDU ve BİZ
“İYİ EĞLENCELERRRRRRRRRRR’’ tümcesini
ÖLÜMLE BAĞLAMAMIŞ OLURDUK…
Yedikule Psikiyatri Kliniği / 444 80 81
Saygılarımla
Bakırköy Yenimahalle’de bulunan 1999 depreminde hasar gören ve bugüne kadar
güçlendirme yapılmayan Bakırköy Kadın Doğum
ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Halkalı’ya taşınıyor.
Bakırköy’ün simgelerinden biri olan hastanede
yılda 19 bin doğum gerçekleştiriliyor.
Bakırköylüler ve çevre halkı ile hastane
çevresindeki çarşı esnafı hastanenin taşınmasından dolayı tepkili. Her gün gazetemize bu
yönde mailler ve telefonlar gelirken, konu ile
ilgili Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim
Yardımcısı Uzman Dr. Keramettin Kurt’tan bilgi
aldık. Kurt, Hastanenin yaklaşık 60 yıllık bir
geçmişinin olduğunu söyleyerek, ‘’Bakırköy
Kadın Doğum Evi, bu bölgenin bir simgesi
olarak görülüyordu. Buraya sadece Bakırköy ve
çevre ilçelerden değil, Türkiye’nin dört bir
yanından hasta geliyor. Hastane yakın bir
zamanda Halkalı’da yeni yapılan binaya taşı-
nacak. Bunun için yoğun bir çalışma yapılıyor.
Bu çalışmalarkısa sürede bitecek. Sonuçta bu
hastane Bakırköy’den Halkalı’ya taşınacak’’
dedi.
Hastane çevresindeki esnaf ise bir hayli dertli.
Görüştüğümüz çarşı esnafından Muhammed
Çolak, hastanenin kendileri için bir lokomotif
olduğunu ve taşındıktan sonra işlerinin yüzde
60-70 oranında düşeceğini söylüyor. Semt
esnafı, hastanenin kapanması ile birlikte bir çok
dükkanın kepenk kapatacağını belirtiyorlar.
BAKIRKÖY BELEDİYESİ’NDEN ÜCRETSİZ AĞAÇ
BUDAMASI
Bakırköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü 65 kişilik
ekiple Bakırköy’deki ağaçları buduyor.
Evlerinin bahçesindeki ağaçların budanmasını isteyen
vatandaşların, tüm kat maliklerinin imzalı dilekçesiyle
Belediyenin Yazı İşleri Müdürlüğü’ne ya da Özel Kalem
Müdürlüğü Çözüm Masası’na başvurması gerekiyor. Park
ve Bahçeler Müdürlüğü’nün ağaç budama mevsimi
gelmesi nedeniyle 65 kişilik bir ekip oluşturduğunu
bildiren Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,
“Ağaçların dalları bazen insan sağlığını tehdit edebilecek
unsur oluşturabiliyor. Bu yüzden Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne bağlı 65 kişilik ekiple nisan ayı sonuna kadar
Bakırköy’de gerek kamusal alanlardaki
gerekse vatandaşlarımızın evlerinin
bahçelerindeki ağaçların dallarının
budamasını ücretsiz yapacağız.
Evlerinin bahçesindeki ağaçların
budanmasını isteyen vatandaşlarımızın tüm kat maliklerinin
imzalı dilekçesiyle Belediyemizin Yazı
İşleri Müdürlüğü’ne ya da Özel Kalem
Müdürlüğü Çözüm Masası’na
başvurması gerekiyor. Eğer kat
maliklerinin imzası eksik olursa
budama işlemini yapamı-yoruz. Ayrıca budamadan elde edilen dalların
ihti-yacı olan yurttaşlarımızın evlerine
götürülerek ısınma amaçlı kullanılmasını da sağlıyoruz.” dedi.
TORUN DEPRESYONU ENGELLİYOR
Pamukkale Üniversitesi'nde (PAÜ)
yapılan bir araştırmada, torununa bakan
yaşlılarda depresyon belirtilerinin daha
az görüldüğü ortaya çıktı. Araştırmayı
dört öğretim üyesiyle birlikte yapan
Sağlık Yüksekokulu Halk Sağlığı
Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Asiye Kartal,
özellikle aşırı sorumluluğun stres ve
depresyona daha fazla maruz bıraktığının görüldüğünü belirterek, ancak
yaptıkları araştırma sonucuna göre,
torun bakan yaşlıların yaşam
kalitesinin yükseldiğini ve depresyon
riskinin azaldığını tespit ettiklerini
söyledi.
Kartal, büyükanne ve büyükbabalarda depresyonu değerlendirmek için
depres-yon ölçeğini, yaşam kalitesini
değerlendirmek için de Dünya Sağlık
Örgütü Yaşam Kalitesi ölçeğini kullandıklarını anlattı.
Çalışan annelerin en büyük sıkıntısının
çocuk bakımı olduğunu ve çocuk sahibi
olduktan sonra işe geri dönüşlerinde
mutlaka çocuklarını güvenilir ellere
bırakmak istediklerini vurgulayan Kartal,
bu yüzden de güvenilirlik olarak ilk akla
gelenlerin büyükanne ve büyükbabalar
olduğunu dile getirdi.
''Literatürü tararken, pek çok insan için
torun bakmanın sağlık üzerine negatif
etkileri olduğu belirtilmiştir'' diyen Kartal, şunları söyledi:
''Torun bakan büyükanne ve büyükba-
balarda bakmayanlara göre aktivitelerin
daha fazla kısıtlandığının, stres ve
depresyona daha fazla maruz kaldıklarının rapor edildiğini gördük. Ancak
Türkiye'de torun bakmanın yaşlılar
üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileriyle ilgili bir araştırmaya rastlamadık.
Araştırmamızla Türkiye'de bir ilki
gerçekleştirdik.''
Araştırma 1,5 Yılda Tamamlandı
Büyükanne ve büyükbabalarda torun
bakmanın depresyon ve yaşam kalitesine etkisinin nasıl olduğundan yola
çıkarak araştırmayı planladıklarını vurgulayan Kartal, şunları söyledi:
''55 yaş üzeri 718 yaşlı büyükanne ve
büyükbaba araştırmamızın örneklemelerini oluşturdu ve kendi ortamlarında, yaşadıkları yerlerde yüz yüze
görüşme yöntemiyle araştırmamızı
yürüttük. Depresyonu değerlendirmek
için depresyon ölçeğini, yaşam kalitesini değerlendirmek için de Dünya Sağlık
Örgütü Yaşam Kalitesi ölçeğini kullandık
ve bu ölçeklerin sonuçlarına göre değerlendirdik. Verilerimizi kendi öğrencilerimizden oluşan 8 anketörle topladık.
Öncelikle standardı sağlayabilmek
için veri toplama sürecine başlamadan önce onları eğittik, sorularını nasıl soracakları yönünde
anketörlerimize eğitim verdik. PAÜ
Bilimsel Araştırma Proje Birimi
tarafından desteklenen projeyi 4
öğretim üyesi arkadaşımızla birlikte yürüttük. Projeyi yaklaşık 1,5
yılda sonuçlandırdık'' diye konuştu.
Araştırmaların vatandaşlar için iyi
bir bilgi kaynağı olacağını
düşündüklerini belirten Kartal, torun
bakmanın yaşam kalitesini ve depresyonu nasıl etkilediğini belirlemiş olduklarını dile getirerek, sözlerini şöyle
tamamladı:
''Torun bakanların depresyon belirti
düzeyi bakmayanlara göre daha az. Yani
torun bakmayanların depresyon belirti
düzeyleri daha yüksek bulundu. Ayrıca
torun bakanlar kendilerini daha iyi
hissediyorlar. Yine sonuçlarımıza göre,
torun bakan büyükanne ve büyükbabaların yaşam kalitesinin ölçeğinin
çeşitli alt boyutlarını da etkilediğini,
torun bakanların yüzde 35'inin de kendisini daha iyi hissettiklerini, daha mutlu
olduklarını belirttiler.''
25
1500 YILLIK TARİHİ SARNIÇ RAHATLIYOR
2010 yılı
Ağustos
ayından
itibaren
Vatan Caddesi'ndeki
modern
binasında
hizmet vermeye
başlayan
İstanbul İl
Özel İdaresi ve İl
Genel
Meclisi'nin
Sultanahmet'teki eski binası yıkılıyor. 1500 yıllık Yerebatan
Sarnıcı ve çevresini değiştirecek eski hizmet
binasının bulunduğu yer, yeşil alana dönüştürülecek. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Özel
İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, TURSAB
Başkanı Başaran Ulusoy ve İl Özel İdaresi Daire
Başkanları'nın katıldığı törenle yıkımına başlanan
eski bina, yeşil alan ve park olarak hizmet verecek. Eski hizmet binasının bulunduğu alanda
incelemelerde bulunan İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu, İl Özel İdaresi ve İl Genel Meclisi'nin
uzun yıllar Sultanahmet'te Yerebatan Sarnıcı'nın
bulunduğu cadde üzerindeki binada hizmet
verdiğini belirterek, "Sultanahmet'ten, tarihi yarımadadan ayrılmak kolay olmadı. Sultanahmet'i
çok özleyeceğiz. Kamu kurumlarının tarihi yarı-
madadan çıkmasının ihtiyaçtan da öte, tarihe ve
tarihi mirasa karşı bir borç. İl Özel İdaresi bu misyona öncülük etti" dedi. İstanbul İl Genel Meclisi ile
birlikte yeni binasında hizmete başlayan İl Özel
İdaresi'nin daha önce bu hizmetleri 6 ayrı binada
sürdürdüğünü de hatırlatan Vali Mutlu, eski İl
Genel Meclisi binasının yıkılarak yeşil alan ve
parka dönüştürüleceğini de sözlerine ekledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş il genel meclisi binasının iki ay içinde yıkımı
tamamlanacağını söyledi. Topbaş, "Sultanahmet'teki tarihi mirası rahatlatacak yıkım çalışması için il
genel meclisini aldığı bu kararda dolayı kutluyorum" dedi.
( Yavuz ARPACIK )
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen
İSTANBUL AKVARYUM KOMPLEKSİ, NİSAN AYINDA KAPILARINI ZİYARETÇİLERE AÇIYOR
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş
Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen,
“İstanbul Akvaryum Kompleksi”nin
inşaatının yüzde 95'inin tamamlandığını belirterek, “Akvaryumu
Nisan-Mayıs gibi ziyarete açmayı
planlıyoruz” dedi.
Topbaş, Florya'da inşaatı süren
Akvaryum Kompleksi'nde incelemelerde bulundu.
Burada gazetecilere açıklama yapan
Topbaş, akvaryumun projesiyle ilgili
uzun soluklu bir süreç yaşandığını
belirtti.
Kadir Topbuş kompleksin yaklaşık
268 milyon TL'lik toplam maliyetinin
138 milyon TL'sini Büyükşehir
Belediyesinin, geri kalan kısmını da
yüklenici firmanın karşıladığını
aktardı.
Kompleks üzerinde ciddi çalışmaların yapıldığını ifade eden Topbaş, “Daha önce ilk ihalesi yapılan,
Belediyemizin yapmaya çalıştığı
akvaryumun çok ötesine taştı. Burada sadece balıkların teşhir edildiği
bir akvaryum mantığı yok. Bunun
çok ötesinde temalı bir sistem
geliştirildi. Bu, belki de dünyada bir
ilk” şeklinde konuştu.
Akvaryumdaki gezi güzergahının, Karadeniz'den,
Pasifik'e uzanan toplam 16 bölge ve bir yağmur
ormanından oluştuğunu belirten Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Karadeniz alanının dekorasyonunu Nuh'un
Gemisi oluşturuyor. İstanbul Boğazı alanında,
yolun iki tarafındaki su tanklarıyla Boğaz yansıtılıyor. Kapalıçarşı mimarisinin görüldüğü Marmara
alanında, akvaryumun en büyük tankı olan ana
tank görülüyor. Ayrıca Çanakkale Boğazı, Ege,
Süveyş Kanalı, Kızıldeniz, Küresel Isınma, Akdeniz,
Cebelitarık Boğazı, Doğu Atlantik (Batık Gemi),
Orta Atlantik, Batı Atlantik, Panama Kanalı, Pasifik,
Nautilus (denizaltı) ve Yağmur Ormanı alanları da
görülebiliyor burada. Dünyanın hem denizi, hem
yağmur ormanları hem de boğazlarıyla, burada
adeta bir dünya deniz turu yapılacak. Buna göre
hedefleyen birçok olgu bu çatı altında düşünüldü”
diye konuştu.
Topbaş, projesinin birçok kez
değişmesi nedeniyle çalışmaların uzadığını, kompleksin bir an önce
bitmesini isteyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“İnanıyorum ki, İstanbul
Akvaryumu dünyada
konuşulacak ve örnek alınacak. İnşaatının yüzde
95'i tamamlanan akvaryumu, Başbakanımızın programının uygunluğuna
göre Nisan-Mayıs gibi
ziyarete açmayı planlıyoruz.”
AKVARYUMUN
ÖZELLİKLERİ
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından projelendirilen Akvaryum
Kompleksi, bünyesinde
içerdiği balık türleri ile
dünyanın tüm denizlerinden örnekleri ve birçok
düşünüldü.”
Topbaş, kompleks içerisinde, ayrıca çocuk eğlence
alanları, Türkiye'nin ilk 5 boyutlu 6 akslı cep sineması ve kafeteryaların da bulunacağını kaydetti.
15 BİN CANLININ 3 BİNİ GELDİ
Topbaş, akvaryum içerisinde yer alacak 15 bin
canlının 3 bininin getirildiğini belirtti.
Dünyanın diğer akvaryumlarını gezenlerin, burayı
daha farklı görmesi gerektiğini ifade eden Topbaş,
“Biz İstanbul'da ne yaparsak, farklı olmalı. Ulaşımdan altyapıya kadar birçok sorunu çözerken, diğer
yandan da kentin aktif alanlarını, kente gelenlere
heyecan verecek bir destinasyon yapma anlayışı
içerisindeyiz. Bu yolla da hem ulusal boyutta hem
de evrensel boyutta bir turizm merkezi oluşturmayı
ilki barındırıyor.
Florya'da, yaklaşık 100 dönüm büyüklüğündeki
arazide yer alan akvaryum, hacmiyle, içerisinde
barındırdığı canlı çeşidiyle, gezi güzergahlarındaki
aktiviteleriyle dünya çapındaki tüm akvaryumlar
içerisinde önemli bir konuma sahip olacak.
İki kattan oluşan toplam 22 bin metrekarelik
akvaryumda, alanların temalandırılmasında o
alanın kültürel, coğrafi, tarihsel ve mimari özellikleri, buna uygun dekoratif unsurlar, interaktif
oyunlar, filmler ve alan hakkında detaylı bilgilerin
verildiği görsel grafikler yer alacak.
Her biri 6 bin 800 metreküp su hacmine sahip 64
tankın bulunacağı akvaryumdaki 1500 çeşit,
toplam 15 bin deniz ve kara canlısı, doğal ortamlarına en yakın koşullarda yaşamlarını sürdürecek.
26
NEDEN AZ KİTAP OKUYORUZ?
ZÜLKANÝ SÝRMEN
ZOR MESLEK…
Toplumu bilgilendirmek, aydınlatmak, doğruyu
yanlışı halka sunabilmek ve okurun takdirine bırakmak bir gazetecinin görevidir. Yıllardan beri Ataköy
Gazetesi Bakırköy’de olup biteni, yanlışı doğruyu,
yapılan haksızlıkları kendi sayfalarında okurlarına
sunuyor. Gazetemizin genel yayın yönetmeni Sayın
Özcan ATAMER gazetemizin hiçbir çıkar grubuna
ödün vermeden bu gazeteyi halkına sunuyor.
Çeşitli kurumlarla doğruyu bildiği an amansızca
mücadele ediyor. Yiğidi öldürelim ama hakkını
verelim.
Türkiye de gazetecilik yapmak hem çok kolay hem
de çok zor. Bazı gazeteciler ellerindeki bültenleri
servise koyar gazetecilik yapmış olur. Diğer gazeteciler ise olayları bir bir inceler, araştırır, yanlışları
doğruları irdeler, daha sonra toplumun geleceğine
ve bulunduğu konumun ötesine gitmesi için yazısını
yazar. Yorumunu ise halka bırakır. Türkiye’nin belli
gazetecilerinden Soner Yalçın, Ergenekon Davası
kapsamında bulunduğu ofisin didik didik aranarak
ellerindeki hard disklere el konularak gözaltına
alındı. Arkadaşları ile birlikte Türkiye’nin hangi
durumlarda olduğunu halkın beğenisine sunan ve
usta gazeteci ünvanını da alan Soner Yalçın’ın
tutuklanması Türkiye’de ve Avrupa’da geniş yankı
buldu. Bu arkadaşlarımızın kaleminin markası
(tükenmezdir) hiçbir zaman kendi bildiğinden
doğrunun arkasında olan bu arkadaşlarımızın sesini kısmak demokrasi olan ülkelerde görülmemiştir.
Ne yazık ki Uğur Mumcu’yu da paramparça ettiler
ama fikirleri hala beynimizde kazılı.
Yaklaşan genel seçimlerde bir adım önde olan
kişilerin gözaltına alınması veya tutuklanması
Türkiye’nin bir kaybıdır. Yazmadan çizmeden
doğruları bulamazsın. Ne yazık ki zamanla
ANAP’ın kapılarından insanlar sığmıyordu. Ne
oldum değil ne olacağım diye düşünmek zorundayız. Güneşin altında ki buzun üstündeki isimler
çabuk kaybolur. Avrupa’nın ve dünyanın şu sıralarda çok karmaşık ve ayaklanmalarla halkın artık
kendi kendini yönetmesi en doğal hakları fakat
Türkiyemiz de ekonomik krizi bir tarafa bırakıp
siyasi anlamda yaşamımızı zor da olsa idame
ettirmeye çalışıyoruz. Genel seçimler Türkiye’nin
son şansı ve tüm partiler artık önüne dikkatlice
bakarak toplumun isteklerine yanıt vermek durumunda.
Genel seçimlerin toplum üzerindeki baskının
kalması ve geleceğe güvenle bakılması açısından
çok önemli. İrademizi doğru yönde kullanmanız
dileği ile ..
Her şey gönlünüzce olsun…
Kitap okumayan
Türkiye
gerçeği her
geçen gün
artarak sürekli kanayan bir
yara olarak
karşımızda
duruyor.
Özellikle televizyon programlarının yaygınlaşması ve
program kalitelerinin çok düşük olması
ayrıca internet de, esasen çok az olan
okuma alışkanlığımızın azalmasına
sebep oluyor. Tabii buna ekonomik şartların ağırlığını da eklemek gerekir.
Türkiye'de Kitap Okuma ve
Televizyon İzleme Oranları
Dergi okuma oranı % 4
Kitap okuma oranı % 4,5
Gazete okuma oranı % 22
Radyo dinleme oranı %25
Televizyon izleme oranı %94
Kitap ve Kütüphane Üzerine
İstatistiki Bilgiler
Türkiye'de 5 kişiye 1 kitap düşüyor!
- AB'ye üye ülkelerden nüfusu bize yakın
olan (80 milyon) Almanya'da 7500 kişiye
1 halk kütüphanesi düşerken Türkiye'de
68 bin 500 kişiye 1 halk kütüphanesi
düşüyor.
- Almanya'da halk kütüphanelerinde
toplam 104 milyon kitap varken bizde
toplam 13 milyon kitap var. Almanya'da
halk kütüphanesi başına düşen kitap
sayısı 25 bin iken Türkiye'de 6 bin. AB
ortalaması 16 bin.
- Almanya'da kişi başına 1.3 kitap
düşerken Türkiye'de 5 kişiye 1 kitap
düşüyor. AB ortalaması ise kişi başına 3
kitap.
- Almanya nüfusunun yüzde 10'u halk
kütüphanelerine üye iken Türkiye
nüfusunun yüzde 1' i üye. AB ülkelerinin
halk kütüphanelerine üyelik oranı ise
yüzde 25.
- Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan
Azerbaycan'da kitaplar ortalama
100.000 tirajla basılırken, Türkiye'de bu
rakam 2000 - 3000 civarında basılmaktadır.
- Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen
yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD
doları, Türkiye'de ise bu rakam 10 ABD
dolarının altındadır.
Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4-5
kişi kitap okuyor.
- Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon
kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23
milyon.
- Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim
Raporu'nda, kitap okuma oranında
Türkiye; Malezya, Libya ve Ermenistan
gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke
arasında 86. sırada.
- Japonya'da kişi başına düşen kitap
sayısı yılda 25, Fransa'da 7, Türkiye'de
ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.
- Türkiye'de yüksek öğrenim görenlerin
oranı 1965'e göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma
oranı 1965'in de altında kaldı.
2. Dünya savaşında Leningrad Alman
topçu ateşi altında iken ve kentte elektrik, ısıtma vs. yokken Rusların soğukta
paltoları ile ve gaz lambaları ışığında
kütüphanelerde kitap okudukları 2.
dünya savaşına ait belgeler içerisinde
yer almaktadır.
Ayrıca özel ve görevli olarak ziyaret
ettiğimiz gelişmiş batı ülkelerinin kentlerinde dikkatimizi çeken en önemli
yapıtlar gerek mimari ve estetik gerekse
içerisindeki yazılı ve basılı eser zenginliği
açısından kütüphaneler olmuştur.
Esasen gelişen toplumlar için daha fazla
yasa gerekmediği, daha fazla bilgi ve
eğitim gerektiği üzerinde toplum bilimcilerin genel bir mutabakatı bulunmaktadır.
TÜRKÇE’YE SAHİP ÇIKMAZSAK
DİLİMİZ ELDEN GİDECEK
Marmara Belediyeler Birliği’nde düzenlenen programda, eğitmen-spiker Sırrı
Er’in katılımıyla "Etkili ve Güzel Konuşma
Sanatı" konusu işlendi.
Birliğin Eminönü’nde bulunan merkez
binasında gerçekleştirilen eğitimde,
beden dili, topluluk önünde hitabet ve
diksiyon konularına da değinildi.
Aile içi iletişimde sıkıntı yaşanmasında
ilerleyen teknolojinin büyük suçu
olduğunu belirterek sözlerine başlayan
Sırrı Er, “İletişim mecraları sürekli artıyor. Radyo, televizyon, telefon ve internete, belki gelecek senelerde yenileri de
eklenecek. İnsanlar arasında iletişimin
sorunu olmasında, teknolojinin büyük
suçu var. Çoğu evde iki televizyon
bulunuyor. Annenin dizide, babanın maç
başında, çocuğun laptopta olduğu bir
ailede iletişim sıkıntısı yaşanmaması
sürpriz olur”
diye konuştu.
Sırrı Er, açıklamalarının
devamında,
“Konfüçyüs,
‘Bir milleti yok
etmek istiyorsanız, o milletin dili ile
başlayın’
diyor.
Türkçe’ye sahip çıkmazsak dilimiz elden
gidecek. Elektronik eşyaların çoğunda,
neden Türkçe kılavuz olmadığını
kendimize sormalıyız. Almanlar, İngilizler, Fransızlar dillerini koruyarak,
bilseler de birbirlerinin dillerini konuşmuyor. Dilimize ilk önce evimizde sahip
çıkarak, çocuklarımızı eğitmeli,
uyarmalıyız. Konuşmamız, ailemizi,
muhitimizi, eğitimimizi ve genel
kültürümüzü belli eder. Düzgün Türkçe
anne babayla başlar, bakkal ve manavla devam eder. Yazım dilimize ve
üslubumuza da dikkat etmeliyiz. Gerek
topluluk önündeki hitabet ve sunumlarınızda, gerekse günlük konuşmalarınızda ‘aaaaa’, ‘eeeeeee’, ‘ıııııııı’
gibi asalak sesler kullanmayın” dedi.
27
ZABITA PERSONELİ GÖREVDE YÜKSELME EĞİTİMLERİ
YILMAZ ÖZDİL
Sevgili Francis…
ABD’nin Ankara’ya gönderdiği yeni
sokak ortasında avanta iftar ısmarBüyükelçisi Francis Ricciardone, “bir
layanların, bizim paramızla
yandan gazeteciler gözaltına alınıbize kömür dağıtanların, bizim
yor, beri yandan basın özgürlüğü
paramızla kendisine bando
deniyor, anlamıyorum” demiş.
tutmasının neresi acayip?
Anlatayım.
*
*
Neymiş efendim, Brooklyn Belediye
Sevgili Francis...
Başkanı’nı İstanbul’da gezdirmişiz
Geçenlerde bizim İstanbul Belediye
de, 40 bin dolarcık kıyak yapBaşkanı, sizin New York’a gezmeye
mışmışız,
gitti. Brooklyn Belediye Başkanı
o da karşılığında bizimkine yastık
tarafından bandoyla karşılandı,
hediye etmişmiş falan... Ayıptır,
dans gösterileri yapıldı, pastalar
ayıp!
kesildi, akşam da en faça restoran*
da onuruna ziyafet verildi.
Senin İstanbul Başkonsolosun adam
*
olsaydı da, bando tutsaydı...
Yüce Türk basını “coşkulu karşılaBi yastığın dedikodusunu
ma” manşetleriyle duyurdu bu
yapacağınızı bilseydik, mehter
haberi... “İşte Türkiye’nin itibarı,
takımı tutardık, masraftan mı kaçıgururlandık” diye makale döşenen
caz?
bile oldu... Bi Allah’ın kulu çıkıp,
*
“Kardeşim, Brooklyn Belediye
Bak senin yüzünden, bizim gazeteciBaşkanı babamızın oğlu mu, niye
ler fırça yedi. Hüseyin bey, sana
bando getirmiş?” diye sormadı.
soru sordular diye azarladı alayını...
*
(Hüseyin bey, sizin Hüseyin Obama
Ancak...
değil, bizim Hüseyin Çelik...)
Sizin orda haysiyetsiz bi gazete var,
AKP’nin “basın” sözcüsüdür kenNew York Post... Yemedi içmedi,
disi... “Yerli yersiz, olur olmaz birine
“Kardeşim, İstanbul Belediye
soru soruyorsunuz, o da cevap veriBaşkanı babamızın oğlu mu, kimin
yor. Gazeteci olarak niye soru soruparasıyla kimi karşılıyorsun?” diye
yorsunuz? Sormamalısınız” dedi.
merak etti.
*
Sırf merak etse iyi...
Soru sorandan gazeteci olur mu
*
emmioğlu... Yu nov emmioğlu? Bak,
Haşırt diye manşet yaptı!
onu da bilmiyorsun... Başbakanımız
*
kadar İngilizce bilmiyorsun, sonra
Sizin ahali aportta tabii, belediyenin
çıkıp yerli yersiz konuşuyorsun... Sen
telefonları anında kilitlendi.
bize akıl öğreteceğine, Türkiye
“Ben bu vergileri, sen
Cumhuriyeti’nin New York Başkonel âleme bando tutasın diye mi
solosu’nu örnek al.
ödüyorum” mesajları yağdı.
*
Sonra?
Zaten, kusura bakma ama,
Nerden geldiğini şaşıran Brooklyn
seni nasıl diplomat yaptılar,
Belediye Başkanı, derhal açıklama
hakikaten akıl sır erdirmek
yaptı, vaziyeti detaylı detaylı izah
mümkün değil birader... Bizim
etti.
gazeteciler çocuğunu ABD’de doğur*
tuyor, senin iki tane kızın
“Bando, dans, pasta ve yemek favar, biri Türkiye’de dünyaya geldi.
turası, Türkiye’nin New York
Üstelik, Türkiye’de
Başkonsolosluğu tarafından ödendi!
okutuyorsun.Bulamadın mı bi sponBizimle alakası yok, davet ettiler, git- sor?
tik. Amerikalı vergi mükelleflerinin
*
parası asla kullanılmadı. Nezaket
“Anlayana sivrisinek saz, anlaicabı, üzerinde Brooklyn köprüsünün mayana bando çalsan az” diye laf
resmi bulunan yastık hediye ettik,
vardır bizde... Sen hâlâ “anlamıyohepsi o... Hatta, Brooklyn Belediye
rum” diyorsun...
Başkanı geçen sene beş günlüğüne
Yenisin buralarda, tecrübesizliğine
İstanbul’a gezmeye gitti, 40 bin
veriyorum, anlarsın yakında.
dolar tutarındaki gezi masrafları bile *
bizzat Türk tarafınca karşılandı...”
Francesca’yla Chiara’yı
*
yanaklarından öperim.
Neymiş efendim, Türk basını tarafın- Yengeye saygılar.
dan sanki Amerikalılar tarafından
Sizin Hüseyin’e selamlar...
görkemli törenlerle karşılanmış gibi
Sincerely
gösterilmiş ama, aslında parayı
Yılmaz
Türkiye Cumhuriyeti ödemişmiş
filan... Sana ne?
*
Bizim paramızla
18.02.2011 Tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki yazı,
bize
yazarından izin alınarak gazetemizde yayınlanmaktadır.
Marmara Belediyeler Birliği tarafından ‘Zabıta Personeli Görevde Yükselme Eğitimi’
başlatıldı.
İstanbul’un Avrupa yakası
belediyelerine
yönelik düzenlenen
programda Zabıta
Yönetmeliği’nde
öngörülen eğitimlerin yanı sıra
kişisel gelişim seminerleri de veriliyor. Program
dâhilinde, uzman
eğitmenler ve
akademisyenler tarafından; 1982
Anayasası, 2918 Sayılı Karayolları
Trafik Kanunu, 2464 Sayılı Belediye
Gelirleri Kanunu, 657 Sayılı Devlet
Memurları Kanunu, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu, 4077 Sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkındaki
Kanun, 5216 Sayılı Büyükşehir
Belediye Kanunu ve 775 Sayılı
Gecekondu Kanunu hakkında eğitimler veriliyor.
Etkinliklerde, yönetmelik eğitimlerinin
yanında Kurumsal Üyelik Erdemi,
Performans Yönetimi ve Stratejik
Planlama, Liderlik, Zaman Yönetimi,
Yönetici Karizması ve Karar Verme
Teknikleri gibi kişisel gelişim seminerleri de düzenleniyor.
SANAT MÜZESİ PROJESİNE
SANATÇILARDAN DESTEK
Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun açıkladığı ve ilk kez İstanbul
Bahçelievler’de gerçekleştirilecek “Sanat Müzesi” projesine, ünlü sanatçılardan destek geldi.
TODER Başkanı (Tiyatro Oyuncuları Derneği
Başkanı) Yalçın Özden, Magazin Gazetecileri
Derneği Başkanı Sinan Tosun, Türk Sanat Müziği Sanatçısı Sami Aksu, Sunucu Fatih Mühürdar, Türk Halk Müziğinin ünlü sesi Mahmut
Tuncer, Sanatçılar Berrin, Kürşat ve Burhan
Topal Belediye Başkanını makamında ziyaret
ederek “Sanat ve Sanatçının dostu başkana
Sanat Müzesi projesinden ötürü teşekkür ediyoruz” dediler.
Belediye Başkanı Osman Develioğlu ise,
“Sanatın ve sanatçının yanındayız. Sanat Müzesi de Bahçelievler’de projelendirilerek gerçekleştirilecek ve yaşayan ve vefat etmiş tüm
sanatçılarımızın tarihe mal olmuş eserleri
müzede yer alacak” diye konuştu.
İkinci Bir Bekir Coşkun
Bekir Coşkun, “Başın Öne Eğilmesin” adlı bir kitap yazdı. Bilgi Yayınevi etiketiyle piyasaya
çıkan kitap baskı üstüne baskı yaptı ve çok satanlar listesinde yerini koruyor. Bekir Coşkun
da sürekli olarak kitabıyla ilgili imza günlerine ve panellere gidiyor. Ancak bu süreçte çok
ilginç bir olayla karşı karşıya kalıyor.
İmza günlerinde okuyucuları Coşkun’un karşısına başka bir kitapla çıkıyor: Büyük Oyun!
Bekir Coşkun şaşırıyor ve görüyor ki; o kitabın yazarı da Bekir Coşkun.
Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun’un bir adaşı var, soy ismi de aynı ve o da yazar. Alp
Yayınevi’nden 2008 yılında çıkmış Büyük Oyun adlı bir de kitabı bulunuyor.
Cumhuriyet yazarı Coşkun’un bazı okurları, internetten kitap satın alırken yanlışlıkla diğer
Bekir Coşkun’un kitabını sipariş ediyorlar. Bununla da kalmıyor, Cumhuriyet’in usta kaleminin imza günlerine o kitapla gidiyorlar.
Bekir Coşkun şaşkın bir şekilde, imzalamak zorunda hissediyor kendisine ait olmayan o
kitabı.
Coşkun durumu şu sözlerle anlattı.
“Benim adaşım, onun da kitabının çok satmasını isterim ama okuyucularım karıştırmasın. Bu
süreçte onun da kitabı çok satıyor. Ben ne zaman kitap çıkarsam, onun kitabı da çıkıyor
piyasaya. İmza günlerinde onun yerine imza atmak durumunda kalıyorum.”
28
07 ŞUBAT 2011 PAZARTESİ
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden
Coşkun Alagöz’ün bulunmadığı, Serdal
Kılavuz ve Suat Polat’ın izinli olduğu,
gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin
bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı.
Gündem okundu, oybirliğiyle kabul edildi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) meclis
üyelerinin vermiş olduğu kaçak yapılaşama
konulu 3 adet yazılı soru önergeleri okundu.
Soru önergelerinin başkanlık makamına
havale edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanlığı tarafından 5393 sayılı yasada belirtilen soru sorma hakkının ne şekilde
olduğu, tutanaklara ne şekilde geçeceği
hakkında verilen sözlü soru önergesi başkanlık makamına havale edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde, 1- insan
Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı
belediye ve bağlı kuruluşları ile mahalli idare
birlikle norm kadro ilke standartlarına dair
yönetmelik gereği 2 adet memur boş kadro,
3 adet memur dolu derece değişiklik teklifine
dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne,
2- Sağlık İşleri Müdürlüğü başlıklı belediyemizin Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından
evlilik için, gıda sektöründeki işyerlerinde işe
giriş için, gıda sektörü dışında işyerlerine işe
giriş için sağlık raporu verilmesine dair
evrakın Tarife Komisyonu’na havalesinin
oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 09.02.2011 Çarşamba günü saat
16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
09 ŞUBAT 2011 ÇARŞAMBA
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Selim
Malgaz, Servet Deniz, İlknur Meral, Bahar
ŞUBAT 2011
BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE
NELER GÖRÜÞÜLDÜ
Sunman, Suat Polat ve Yurdanur Kırıcı’nın
izinli olduğu, gelmeyen üyelerin izinli
sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle
kabul edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)
meclis üyelerinin vermiş olduğu yıkım kararlarının olduğu yazılı soru önergesi okundu.
Soru önergesi başkanlık makamına havale
edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi
neticesinde Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı
Özel kalem Müdürlüğü’ne ödenek aktarımına
dair başkanlık teklifinin 5 çekimser (Mehmet
Emin Ertekin, Yalçın Kayalı, Elif Arıkan Can,
Ayhan Can, Ramazan Baş) oya karşın, oyçokluğuyla kabulüne, 2- Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı borçlanma talebine dair evrakın
Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin 5 ret
(Mehmet Emin Ertekin, Yalçın Kayalı, Elif
Arıkan Can, Ayhan Can, Ramazan Baş) oya
karşın, oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan
Ersoy tarafından 11.02.2011 Cuma günü saat
16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
11 ŞUBAT 2011 CUMA
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Bahar
Sunman, İlknur Meral, Servet Deniz, Halil
Yalçın Kayalı’nın oybirliğiyle izinli sayıldığı,
ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti
okundu. Oybirliğiyle kabul edildi.. Adalet ve
Kalkınma Partisi’nin vermiş olduğu mesaj bilgisi için alınan kontörler ve Bakırköy’deki
cadde ve sokakların kaldırımlarının ve yollarının işgal altına alınması hakkındaki soru
önergeleri başkanlık makamına havale edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Bakırköy Belediyesi Sosyal
Yardım ve Sosyal Hizmet Yönetmeliği’nin
yürürlüğe girmesi ile yönetmeliğin 11. maddesine istinaden Yardım Komisyonu’nda
görev yapacak 2 meclis üyesinin seçilmek
üzere adaylar belirlendi. Yapılan seçimler
neticesinde Ali Erten 22 oy, Adnan Türkoğlu
19 oy, Ramazan Baş 3 oy almışlardır. Yardım
Sandığı’na Ali Erten ve Adnan Türkoğlu
seçilmişlerdir. 2- Mali Hizmetler Müdürlüğü
başlıklı borçlanma talebine dair Bütçe Plan
Komisyonu Raporu’nun 4 ret (Mehmet Emin
Ertekin, Ayhan Can, Türkan Elif Arıkan Can,
Ramazan Baş) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 3- Sağlık İşleri Müdürlüğü başlıklı
belediyemiz sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından evlilik için, gıda sektöründeki işyerlerinde işe giriş için, gıda sektörü dışındaki
yerlere işe giriş için sağlık raporu verilmesine
dair Tarife Komisyonu Raporu’nun 4 ret
(Mehmet Emin Ertekin, Ayhan Can, Türkan
Elif Arıkan Can, Ramazan Baş) oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, 4- İmar ve Şehircilik
Müdürlüğü başlıklı 1/1000 ölçekli Bakırköy
Merkez Revizyon İmar Plan Teklifi’ne dair
İmar ve Şehircilik Komisyonu Raporu’nun
oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 07 Mart 2011 Pazartesi günü saat
16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin
www.atakoygazete.com.tr
sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve
sesli olarak dinleyebilirsiniz.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYE MECLİSİ´NDEN
HER YER HAFRİYAT DÖKÜM YERİ OLDU
Son yıllarda artan toplu konutlar, alışveriş merkezleri, gökdelenler
ve inşaatlar nedeni ile milyon tonları aşan hafriyatlar olmadık yerlere gelişi güzel kaçak olarak dökülüyor. Buralar kimi yerler eski
maden ocakları, kimi yerler ormanlık alanlar, kimi yerler hazine
ve kamu arazileri, kimi yerlerde tarım alanları oluyor. Hafriyat ve
toprak dökümü yapılan alanları üzerleri toprakla, hafriyatla
örtülüyor ve tepecikler oluşuyor. Son yıllarda yoğun yağan yağmurların nehir oluşacak kadar sellere dönüştüğünü hepimiz biliyoruz. Bu toprak ve hafriyat dökülen yerler de oluşacak yoğun
yağmurların sellere dönüşmesi sonrası toprak kayması ve çamur
selleri oluşması sonrası felaket düşünülemez boyutlara ulaşabilir,
Allah korusun. Bunun sorumlusu başta İBB Başkanı Kadir Topbaş olmak üzere öteki yerel yöneticilerdir elbet. Bu sebeplerden
ötürü defalarca yazılı ve sözlü soru önergelerini İBB Meclisine
sunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyeleri
Başkan Kadir Topbaş’ı bir kez daha uyararak yazılı soru
önergelerini 2011 yılı Şubat ayı İBB Meclis gündemine getirdiler.
CHP İBB Meclis Üyeleri Kartal Yakacık DDY Hastanesi içine
dökülen 700 kamyon hafriyata da dikkat çekerek uyarıda bulundular;
İstanbul’un dört bir köşesi kaçak hafriyat döküm alanına döndü!
Tehlikeye Dikkat!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Toplantılarının 2011
yılı Şubat ayı oturumları başladı. 14 Şubat 2011 Pazertesi günkü
İBB Meclis oturumunda CHP İBB Meclis Üyeleri; Dr. Hakkı
Sağlam, Serdar Bayraktar, Nihat Arıcan, Naci Candaş, İbrahim
Doğan, Osman Güdü, Hasan Uzunyayla ve Ali Haydar Süslü
imzaları ile verilen yazılı soru önergeleri oy birliği ile Başkan
Kadir Topbaş’ın yazılı cevaplaması isteği ile havale edildi.
CHP’liler Başkan Kadir Topbaş’a, “Kaçak hafriyat dökümü
işlerinin kimlere ve hangi bedellerle verildiğini, varsa kesilen para
cezası tutarı ne kadar olduğunu, ne zaman tebliğ ve tahsil
edildiğini? İBB Zabıta ve İlçe Belediyeleri Zabıta ekipleri tarafından düzenlene herhangi tespit veya tutanak olup olmadığı? Varsa
hangi adli ve idari işlemler tesis edildiğini? İBB sitesinde yapılan
basın açıklamasının doğru olmadığını, İstanbul halkının yine
yanıltıldığı için özür dilemeyi düşünüp düşünmediği?” Anılan
kaçak hafriyat dökümleri ile ilgili İBB alo 153 hattına gelen
şikâyet veya ihbarın sonuçlarının neler olduğu” Sorularını sordular.
Yazılı Cevaplandırılmasını İstediğimiz Sorular:
İstanbul genelinde kaçak hafriyat dökümü bütün ikazlarımıza rağmen hız kesmeden devam ettiği görülmektedir. Bu Kapsamda;
A. Beykoz Çavuşbaşı Mevkii Yavuzselim Mahalle genelinde Pınar
Sokak dere yatağı ile aynı mahalle 10 ayrı noktada izinsiz
dökülen hafriyat basında geniş yer almıştır. Bu kapsamda;
1. Günlük rutin olarak dökülen ve iş makinesi ile düzeltilen kaçak
hafriyat dökümü ile ilgili kişiler hakkında hangi idari ve adli işlemler tesis edilmiştir?
2. Varsa kesilen para cezası tutarı ne kadardır? Ne zaman tebliğ
ve tahsil edilmiştir?
3. Anılan kaçak hafriyat dökümü ile ilgili 01.01.2010 –
14.02.2011 tarihleri arasında İBB alo 153 hattına gelen şikâyet
veya ihbar var mıdır? Varsa hangi işlemler yapılmıştır?
B. Kartal Yakacık DDY Hastanesi içine dökülen 700 kamyon
hafriyata ilişkin;
1. İzin kim tarafından hangi tarihte verilmiştir?
2. Hastane içine hafriyat dökümü gerekçesi nedir?
3. Anılan hafriyat hangi tarihler arasında dökülmüştür?
4. İBB Zabıta ve Kartal Belediyesi Zabıta ekipleri tarafından
düzenlene herhangi tespit veya tutanak var mıdır? Varsa hangi
adli ve idari işlemler tesis edilmiştir?
5. Anılan kaçak hafriyat dökümü ile ilgili 01.01.2010 –
14.02.2011 tarihleri arasında İBB alo 153 hattına gelen şikâyet
veya ihbar var mıdır? Varsa hangi işlemler yapılmıştır? Bu tarihler arsında Kamil Temel Erkan tarafından yapılan ihbar ve
şikâyetin konusu nedir? Sonucundan hangi işlemler yapılmıştır?
C. Tuzla Akfırat Yolu Eski Tavuk Çiftliği Mevkii adresinde dökülen
binlerce kamyon hafriyata ilişkin;
1. İzin kim tarafından hangi tarihte verilmiştir?
2. Anılan hafriyat hangi tarihler arasında dökülmüştür?
3. İBB Zabıta ve Tuzla Belediyesi Zabıta ekipleri tarafından düzenlenen herhangi tespit veya tutanak var mıdır? Varsa hangi adli ve
idari işlemler tesis edilmiştir?
4. Anılan kaçak hafriyat dökümü ile ilgili 01.01.2010 –
14.02.2011 tarihleri arasında İBB alo 153 hattına gelen şikâyet
veya ihbar var mıdır? Varsa hangi işlemler yapılmıştır?
5. Bu durum 31.12.2010 tarihinde İBB sitesinde yapılan basın
açıklamasının doğru olmadığını göstermektedir. İstanbul halkını
yine yanılttığınız için özür dilemeyi düşünüyor musunuz?
29
İhracatımızda Almanya
İthalatımızda Rusya Lider
Türkiye’nin geçen yıl en fazla ihracat yaptığı ülke yine Almanya, ithalat yaptığı ülke
ise Rusya oldu. Türkiye ile dış ticaret hacmindeki artışta İran öne çıktı. İsrail ise
Türkiye’nin 2010 ihracatında %36.9 artış
ve 2.1 milyon dolarla ilk 20 arasında yer
alırken, ithalatta ilk 20 sıralamasına giremedi.
BUNLARI
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Milyonda birler bir yaşında
İngiltere’de milyonda bir
rastlanan olayla, üçü birbirine tıpatıp benzeyen
dördüzler birinci yaşını
kutluyorlar. Geçen sene
Bethany, Millie, Ellie, ve
Lucy isimli dördüzler
sezaryen ile 28 haftalıkken dünyaya geldiler. Anne Gillian Holden’in hamilelik döneminde
preeklamsi hastalığına yakalanmasıyla doğum
hayli riskli geçti. Bebeklerden Ellie’nin kronik
hastalığı var.
Baba adayları geç kalmasın
İngiltere’de, Royal College jinekologları ve doğum
uzmanlarının araştırmalarına göre, 35 yaş
üzeri kadın ve 40 yaş
üzeri erkeklerde ‘doğurganlık’ ciddi oranda azalıyor. 35 yaş üstü kadınlarda, doğurganlık
sorunlarıyla karşılaşma olasılığı 25 yaşındakilere
göre 6 kat fazla. Doğurganlık erkeklerde de 25
yaştan itibaren hızla azalıyor ve 40 yaşındaki bir
erkeğin baba olması 2 yılı bulabiliyor.
Nüfusumuz 73 milyonu aştı
Türkiye nüfusu, 2010 yılında bir önceki yıla göre 1
milyon 161 bin 676 kişi
arttı. Yıllık nüfus artış hızı
2010’da binde 15.88
olarak gerçekleşti. Türkiye
nüfusunun yüzde 50.2’sini
erkekler, yüzde 49.8’ini ise
kadınlar oluşturdu. İstanbul 2 bin 551 kişi ile nüfus
yoğunluğu en fazla il
olarak belirlendi. İstanbul’u sırasıyla 432 kişi ile Kocaeli, 329 kişi ile
İzmir, 254 kişi ile Hatay ve 250 kişi ile Bursa izledi.
Nüfus yoğunluğunun en az olduğu il ise 10 kişi ile
Tunceli oldu. “Nüfus yoğunluğu” olarak kabul
edilen “ bir kilometre kareye düşen kişi sayısı”,
Türkiye genelinde 96 kişi olarak hesaplandı.
Meclis kansere karşı
TBMM kanser hastalıkları araştırma komisyonu,
tamamladığı taslak raporunda mesleksel kanser
türleri arasında en fazla görülenin akciğer kanseri
olduğunu vurgulayarak iş yerinde
kanserojen etkenle
teması engelleyecek
6 korunma yöntemini sıraladı. İşte
Meclis Önerileri
1. Kanserojen Kullanmama: Kanserojen maddenin yerine başka bir maddenin kullanılmasıdır.
2. Kapalı Sistem: Sakıncalı maddeleri kullanma
zorunluluğu söz konusu ise, kapalı sistem içinde
çalıştırılarak kişilerin zararlı madde ile temasının
önüne geçilebilir.
3. Ayırma ( İzolasyon ): Sakıncalı işlem iş yerinin
yalnızca bir bölümünde ise bu bölüm diğer bölümlerden ayrılması şeklinde uygulama yapılabilir.
4. Havalandırma
5. Koruyucu Malzemeler
6. Diğer Önlemler: Tehlikeli maddelerle çalışanlar,
belirli bir program içinde dönüşümlü olarak
çalıştırılabilir. Çalışanlar, aralıklarla sağlık kontrolünden geçebilir.
Çöp Deyip Geçmeyin!
Günde Avrupa Yakası’ndan 9
ton, Anadolu Yakası’ndan 5
ton çöp toplanıyor. Toplanan
çöpler 7 aktarma merkezinde
ayrıştırılıyor. Çöplerden yılda
20 bin ton gübre sağlanıyor.
2010 yılında ise ortalama
ortalama bin 500 ton atıktan yakıt sağlandı.
Altı kişiden biri İstanbul’da
yaşıyor
Ülke nüfusunun yüzde 18’i İstanbul’da yaşıyor.
Buna göre her altı kişiden biri İstanbul’da yaşamını
sürdürüyor. En fazla nüfusa sahip il ise 74 bin 412
kişi ile Bayburt oldu.
Nüfus olarak İstanbul’u 4
milyon 771 bin 716 kişi
ile Ankara, 3 milyon 948
bin 848 kişi ile İzmir izledi. 53 il’de nüfus arttı
Tunceli düşüş rekoru
kırdı. Geçen yıl 81 ilden
53’ünün bir önceki yıla
göre nüfusu arttı. Nüfus artış oranının en yüksek
olduğu iller sırasıyla, Bilecik, Isparta ve Erzincan
oldu. Nüfusun en çok düştüğü şehir, %79.69 ile
Tunceli oldu. Bunu %32.70 ile Çankırı, %25.42’lik
düşüşle Ardahan izledi.
Engelliler için ‘kolay sandık’
isteği
12 Haziran’da yapılacak genel seçimde, engelli
vatandaşların oy kullanmasının kolaylaştırılması
için girişim başlatıldı. AKP,
Yüksek Seçim Kurulu’na
(YSK) başvurarak okulların
giriş katına ‘Engelli
Sandığı’ konmasını istedi.
Engelli seçmeni belirlemeye çalışan YSK, TÜİK ile
temasa geçti. AKP seçim
Kurulu Merkezi Başkanı Mustafa Ataş, “Şu anda
kayıtlı 4 milyon engelli vatandaşımız olduğunu
belirtiliyor. Bunların yarısının seçmen olma ihtimali
var demektir. Her ilçede ihtiyaç kadar engelliler
için sandık oluşturulabilir.” dedi.
İnternetten de Polise Şikayet
Gönderilecek
Web üzerinden mahalle polisine erişim
projesi, emniyet müdürlüğü tarafından
Şubat ayının sonunda uygulamaya
konulacak. Proje ile vatandaşlar,
www.turkiye.gov.tr adresiyle e-Devlet
üzerinden sisteme girerek mahallesinden sorumlu polisin kim olduğunu öğrenebilecek.
Vatandaşlar, mahalle polisine mail yoluyla
ulaşarak, şikayet ve önerilerini iletecek.
Müsrif kocanın maaşı karısına
bağlandı
Ankara’da yaşayan Zeliha P., Ankara 1. Aile
Mahkemesi’ne başvurarak, evini geçindirmeyen eşi
Mevlüt P’nin maaşından tasarruf yapılarak, kendi
üzerine bağlanmasını istedi.
Zeliha P. dava dilekçesinde,
“eşinin maaşını aldığı gün
ortadan kaybolduğunu,
para bitene kadar
arkadaşlarıyla birlikte
gezdiğini, içki içtiğini, evinin
geçimine harcanması
gereken parayı müsriflik yaparak bitirdikten sonra
eve döndüğünü belirtti.
Hakim Muammer Bıçakçı, 27 Aralık 2010 tarihli
kararında davacı kadını haklı bularak,
evinin geçimini ihmal eden kocanın
devletten aldığı maaşının üçte ikisinin
Zeliha P.’ye bağlanmasına karar verdi.
Araç muayenesinde 4
milyon 895 bin araç sınıfta
kaldı
Tüvturk araç muayene istasyonlarının faaliyet gösterdiği 3 yılda yapılan kontrollerde 4 milyon 895
bin 102 taşıt ilk muayeneyi geçemedi. Araç
muayene istasyonlarının devreye girdiği Ocak
2008’den 31 Ocak 2011’e kadar 12 milyon 27 bin
939 araç periyodik muayeneye girerken, muayene
edilen taşıtların 622
bin 832’si kusursuz, 6
milyon 510 bin 5’i
hafif kusurlu bulundu.
4 milyon 244 bin
818’i ağır kusurlu ve
650 bin 284’ü
emniyetsiz bulunarak tekrar muayeneye çağrıldı.
Buna göre Ocak 2008’den bu ayın başına kadar
Türkiye’de muayene edilen araçların yüzde 5’i
kusursuz, yüzde 41’i ağır kusurlu ya da emniyetsiz,
yüzde 54’ü ise hafif kusurlu bulundu.
Kibarlık kadının genlerinde var
İskoç bilim adamlarının
araştırmasına göre kadınlar
için kibarlık sonrada öğrenilen bir şey olmaktan çok
genetik yapılarında olan bir
özellik. Edinburgh Üniversitesi’nde görevli araştırma
ekibi tek ve ayrı yumurta ikizlerinden oluşan 1000
ikize toplum içindeki davranışlarıyla ilgili sorular
yöneltti ve davranış biçimlerinde çevre unsurlarının
mı yoksa genlerin mi etkili olduğunu araştırdı.
Psikolog Gary Lewis araştırma sonuçlarını şöyle
yorumladı: “Özellikle kadınlarda sosyal yaşamdaki
zorunluluk ve davranış biçimleri konusunda genlerin bir hayli etkili olduğunu saptadık. Genler
kadınların davranışlarında %48 oranında etkin.
Erkeklerin ise genleri için aynı şey geçerli değil.
Onların davranışlarında genlerin etkisi çok düşük.
Erkeklerin toplumsal davranışlarında çevre
unsurları daha etkili ve erkeğe davranışlarını çevre
öğretiyor.”
Uykusuzluk, kalp
krizi ve inme
riskini artırıyor
İngiliz bilim adamlarının
araştırması, geceleri 6
saatten az uyumanın kalp krizi ve inme riskini
önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu. Uzmanların
araştırmasına göre 6 saatten az uyumak, kalp krizi
riskini %48, inme riskini de %15 artırıyor. ABD,
İsveç ve Japonya’nın da aralarında olduğu farklı
ülkelerde yapılan ve 475 bin kişinin uyku alışkanlıklarının incelendiği 15 araştırma sonucunu
değerlendiren uzmanlar, modern hayatın gerekliliği gibi görünen geç uyuyup erken kalkmanın kalp
sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Vergi Levhası zorunluluğuna
yeni ayarlama
TBMM'de görüşülen "torba" kanunun 4. bölümünün
85. maddesindeki, işyerlerinde vergi levhalarının
kolayca görülebilen yerlere
asılması mecburiyeti
kaldırıldı.
Gizli oturum kapsamında
yapılan değişiklikte,
04/01/1961 tarih ve 213
sayılı Vergi Usul Kanunu'nun
5. maddesinin 5. fıkrasındaki, "Levhayı merkezlerine, şubelerine, satış
mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak
zorundadırlar." ibaresi, "Levhayı almak zorundadırlar" şeklinde değiştirildi.
30
Kadınlar en çok dizi
izlemek istiyor
BUNLARI
BİLİYOR MUYDUNUZ?
RTÜK, 21 ilde 2 bin 523 kadın üzerinde
“Kadınların Televizyon eğilimleri Araştırması 2”yi yaptı. Anketten dikkat çekici
sonuçlar şöyle:
Kadınlar en çok yerli dizi, sağlık programları ve haberleri görmek istiyor. En beğenmedikleri programlar ise izdivaç, kadın, magazin
programları. Kadınların yüzde 60’ı günde 2 ila 5
saat arasında TV izliyor.RTÜK’e en çok şikayet
edilen ise en çok reyting alan diziler oluyor. Bu
diziler şöyle: Muhteşem Yüzyıl, KavakYelleri, Türk
Malı, Aşk-ı Memnu
Ispanağı yoğurt yerine yumurta
ile tüketin
Kanda demir eksikliği
(anemi) özellikle çocuklarda,
gelişim bozukluğu gibi
büyük sağlık sorunlarına yol
açabilir. Demir eksikliğine
karşı en çok tüketilen besinlerden olan ıspanak, yoğurt
ile yenildiğinde demir emilimi azalmaktadır.
Ispanağın yumurta ile pişirilmesi ise demir emilimini arttırır.
Operatör değiştirmede dünya
rekoru kırdık
Yüzde 40'la numara taşımada dünya rekoru kıran
Türkiye'de son 13 aylık verilere göre ayda 1
milyondan fazla abone
operatörünü değiştirdi.
Abonelerin cep telefonu
numarasının hiçbir
rakamını değiştirmeden
hizmet aldığı operatörü
değiştirmesini sağlayan
numara taşıma, 9 Kasım
2008'de hayata geçti.
Avrupa ortalaması yüzde
8, dünya ortalaması yüzde
10 olan numara taşımaya geçen Türkiye, istatistikleri altüst etti. Zira Türkiye'de 27 aydır kullanılmakta olan uygulama kapsamında 62 milyon cep
telefonu abonesinden 25 milyonu, her 5 aboneden
ise 2'si operatörünü değiştirdi... Böylece Türkiye'de
toplam 62 milyon cep telefonu abonesinin yüzde
40'ından fazlası numarasıyla birlikte başka bir
operatöre geçmiş oldu. Son 13 aylık veriye göre
ayda 1 milyondan fazla abone operatörünü
değiştirirken, günlük numara taşıma sayısı ise 35
bine yaklaştı.
Fazla peynir, mesane kanseri
riskini arttırıyor
Hollandalı ve Belçikalı bilim
adamlarının yaptığı araştırmada, fazla peynir tüketmenin
mesane kanseri riskini arttırdığı
ortaya çıktı. 200 kanser hastası
ve 386 sağlıklı kişinin verileri
incelenerek yapılan araştırmaya
göre, günde 53 gramdan fazla
peynir tüketen kişilerde mesane kanseri riski,
%50’den fazla yükseliyor. Uzmanlar zeytinyağı
ağırlıklı Akdeniz beslenme şeklinin riski azalttığının altını çizdi.
Maserati, 5675 araç sattı karını
2’ye katladı
Türkiye’de geçtiğimiz yıl 26 adetlik satışa ulaşan
İtalyan spor otomobil üreticisi Maserati, 2010 yılında tüm dünyada 5675
adetlik satış sonucuna
ulaştı. Faaliyet gösterdiği
59 pazarın büyük çoğunluğunda satışlarını
yukarıya taşıyan Maserati,
bir önceki yıla göre
satışlarını yüzde 26.4 oranında arttırdı. 2010 yılında yüzde 30’u aşkın bir büyüme ile 566 milyon
Euro gelir elde eden Maserati, 2009 yılında 11
milyon Euro ticari kar elde etti.
Türkiye’de doğan ilk yavru file
isim kondu ‘’İZMİR’’
İzmir Doğal Yaşam
Parkı’ndaki filler
‘Begümcan’ ile ‘Winner’in, 110 kiloluk dişi
bir yavruları oldu.
“Türkiye’de doğan ilk
fil” olduğu belirtilen
sevimli yavrunun adını
İzmirliler anketle
belirledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan
açıklamada, yavru fil için isim önerilerinin
www.izmir.bel.tr adresindeki internet sitesinde en
cok oyu İzmir ismi aldı
Böbrek sağlığınız için bol bol
salatalık yiyin
Oldukça sulu bir besin olan
salatalık, bu özelliği
sayesinde böbreklerinizi
çalıştırır. İdrar söktürücü bir
etkisi bulunan salatalık bu
sayede kanı da temizler, bol
su ve mineral içeriği
sayesinde böbrek sağlığınızı korumaya yardımcı
olur. Salatalığın faydasını en iyi, taze haliyle yiyerek görebilirisiniz.
Ev satın alındığında veya
kiralandığında yapılması
gereken dört önemli iş
Yeni bir konuta yerleşirken dikkate alınmayan ama
yapılması zorunlu olan 4 önemli iş bulunuyor.
Elektrik, su, doğalgaz ve telefon bağlantıları. İster
satın alarak, ister kiralayarak yeni bir konuta taşınan herkes elektrik, telefon, su ve doğalgaz işlemleri için bu işleri yapmak zorunda kalıyor.
Doğalgaz başvurusu
Binada doğalgaz abonesinin olmadığı varsayılırsa
başvuru yapan kişi bireysel ısıtma istiyorsa, apartmanda 8’den az daire varsa dilekçe şeklinde ilgili
karar metni, 8 ve 8’den fazla daire bulunan yerlerde ise noter tasdikli apartman karar defteri,
bina sahibi tek kişi ise karar bildiren dilekçe ile
abonelik başvurusu yapılabilir.
Elektrik başvurusu
Yeni inşa edilen bir bina ise bağlantı aşaması için
evin tapu kaydı, yapının onaylı elektrik projesi,
imar alanı içerisindekiler için yapı kullanım izni ve
sayaç faturası gerekiyor.
Su başvurusu
İlgili adrese ait şube müdürlüklerine müracaat
edildikten sonra, dilekçe numarası veriliyor. Abone
daha sonra tamamladığı evraklarla, dilekçe
numarasını da alıp ilgili müdürlüğü gider, teminat
bedeli ve müşteri olma bedelini vezneye yatırmasını takiben servis gelip su bağlantısını yapabiliyor.
Telefon başvurusu
Evlere telefon bağlama başvurusu Telekom bölge
müdürlüklerine yapılabiliyor. Başvuru sırasında
aslı gösterilerek nüfus cüzdan fotokopisinin olması
yeterli oluyor.
7 Kavşağa 53 milyon TL
Atatürk Havalimanı Kavşağı 53 Milyon TL’ye mal
oldu. Bölgeden hafta içi günde ortalama 231 bin
284 araç geçiyor. Araçların yüzde 89’u özel araç
ve taksi, yüzde 6’sı
yolcu aracı, yüzde 5’i de
yük aracı. Havalimanı
kavşağında 300 metre
uzunluğunda 7 adet
yerinde dökme köprü
ve 7 kilometrelik yol
yapıldı.
Tehlikeli atıklar kayıt altına alınıyor
Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan
açıklamaya göre, 2009 yılında maden
atıkları hariç, 629 bin ton tehlikeli atık
ortaya çıktı, bunların tamamı geri
kazanım, bertaraf, tesis içi stok ve ihracat
yöntemleriyle kontrol altına alındı.
Yeni pasaport başvuruları
sadece internetten yapılabilecek
Dışişleri Bakanlığı, 21 Şubat'tan itibaren e-pasaport randevularının sadece internet sitesi
üzerinden alınması uygulamasına geçileceğini
bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada,
yeni tip pasaport işlemlerinin başlatılmasına paralel olarak vatandaşların
bilgi talepleri ve pasaport
başvurusu randevularına
yardımcı olmak amacıyla
"www.epasaport.gov.tr"
internet sitesi ve "00 90
216 444 30 20" telefon
numaralı e-Pasaport Çağrı Merkezi'nin hizmete
sunulduğu hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:
"Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü tarafından alınan tavsiye kararı uyarınca uluslararası standartlarda hazırlanan e-pasaportlar 1 Haziran 2010
tarihi itibarıyla vatandaşlarımızın kullanımına
sunulmuştur. Eski pasaportların ita ve temdit
işlemleri yurtdışında 31 Aralık 2010, yurtiçinde ise
31 Ocak 2011 tarihinde sona erdirilmiştir. Öte
yandan geçerli süreye sahip olan eski tip pasaport
hamili vatandaşlarımızın mevcut pasaportlarını 24
Kasım 2015 tarihine kadar kullanmaları
mümkündür.
Sağlık ve mutluluğun
meyvesi muz
Muzu sağlıklı meyvelerin baş köşesine yerleştiren
temel özelliği en güçlü potasyum depolarından biri
olması. Tansiyonu düşürme, kalbi aritmilerden
koruma, kas güçsüzlüğünü azaltma gibi onlarca
faydası var. B6 vitamini, potasyum ve folik asit (B9
vitamini) bakımında çok zengin bir besin olan
muzda B1, B2, C, D, E ve P vitaminleri ile magnezyum, bakır, demir ve fosfor mineralleri de
bulunur.
Muzun Faydaları: Muz özellikle mideye çok faydalıdır. Mideyi güçlendirir ve
korur. Ülser ve gastrit rahatsızlığı olanlara çok iyi gelir.
Kabızlığı giderir. Böbrek iltihabı ve bağırsak hastalıklarında yararlıdır. Kandaki
kolesterol oranını düşüren
muz, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur.
Stresi azaltır ve tansiyonu
düşürür. Vücudun ve beynin yorgunluğunu giderir.
Enerji verir. Kemik gelişimini destekler. Krampları
engeller. Öksürüğe ve göğüs ağrılarına iyi gelir.
Muz taze olarak yenmesinin yanında, yüz ve cilt
bakımında da sıklıkla kullanılır. Cildi besler ve
temizler. Muz, limon suyu ile merhem haline getirilip egzama üzerine sürülürse faydası görülür.
Tam olgunlaşmamış olan muzun hazmı biraz zor
oluğundan muzu olgun olarak yemek gerekir.
Esmerler daha geç yaşlanıyor
Tenler üzerinde yapılan araştırmadan çıkan sonuç
esmerlere ilaç gibi geldi...Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Zerrin Öğretmen, esmer tenlilerin
daha geç yaşlandığını, açık renk tenlilerin ise cilt
kanseri riski taşıdığını belirtti. Öğretmen, yaptığı
yazılı açıklamada, cilt rengiyle hastalıklar arasındaki ilişkiye dikkati çekerek, farklı ten renklerinin
farklı özellikler taşıdığını vurguladı. Koyu renk
tenlilerin yaydığı salgılar nedeniyle cilt kanseri
olma risklerinin düşük olduğunu ve daha geç yaşlandıklarını ifade eden Öğretmen, açık tenlilerin
daha hızlı yaşlandığını ve cilt kanseri riski
taşıdığını kaydetti.
31
Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız
“EVDE YARDIMCI SAĞLIK HİZMETİ İLE HAFTADA 60 AİLEYE ULAŞIYORUZ”
Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Faruk
Yıldız, evde yardımcı sağlık hizmeti ile diyet ve
sağlıklı beslenme konusunda verdikleri hizmetlere
Bakırköylüler tarafından yoğun talep geldiğini
söyledi.
Yıldız, gazetemize yaptığı açıklamada, evde
yardımcı sağlık hizmeti ile haftada 60 aileye
ulaştıklarını, ancak bu rakamı yeterli görmediklerini ve daha da arttırmak istediklerini belirtti.
Evde yardımcı sağlık hizmetinin 2004 yılında hayata geçirildiğini fakat hizmette iniş çıkışlar
yaşandığını ifade eden Yıldız, ‘’Organizasyonun
çalışmasında biraz aksamalar oldu ve hizmet
alma oranlarında düşmeler meydana geldi. Bundan dolayı vatandaşlara ulaşmak ve onların bu
hizmetten yararlanabilmesini sağlamak amacıyla
bazı tanıtım çalışmaları yaptık. Bu çerçevede
ilçenin merkezi noktalarına afişler asarak insanlarımızı bu hizmetler konusunda bilgilendirdik ve
bunun sonucunda yoğun bir taleple karşılaştık.
Evde yardımcı sağlık hizmetini Bakkartı olan ve
özelliği olan insanlar alabiliyor. Yaşlı, yatağa
bağlı, engelli, ameliyat sonrası kalkmakta, herhangi bir sağlık merkezine ulaşmakta güçlük
çeken insanlara hizmet veriyoruz. Ambulans gönderiyoruz. Bir hemşire arkadaşımız oluyor.
Yaraları varsa pansumanını yapıyor. Tedavileri
konusunda yardımcı oluyor. Serum tedavileri
varsa bunları yapıyorlar, sonda değiştirmeleri
gerekiyorsa yardımcı oluyorlar. Ayrıca ambulans
hizmeti de var. Bazı hastaların hastaneye gidip
gelişlerinde yardımcı oluyoruz. Bunun içinde diyaliz hastaları yok. Ortalama olarak haftada 60 eve
ulaşarak enjeksiyon, pansuman, sonda hizmetlerini veriyoruz. Haftada 25 tane de ambulans
hizmeti veriyoruz. Hasta bize başvuruda bulunuyor. Hizmet alabilecek çerçevede ise biz bir program yapıyoruz. Ayrıca sunduğumuz bütün
hizmetler ücretsizdir.’’ dedi.
Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız, evde yardımcı
sağlık hizmetinden yararlanmak isteyen vatandaşların, (0 212) 414 96 49 ve 414 9 777 (8191)
numaralı telefonlardan bilgi alabileceklerini vurguladı.
Osmaniye Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde yürütülen
diyet ve sağlıklı beslenme konulu hizmete de
değinen Yıldız, bu hizmete sadece Bakırköy değil
çevre ilçelerden de çok yoğun bir talep olduğunu
fakat sadece Bakkart sahibi olan Bakırköylülerin
hizmetten yararlanabildiğini söyledi.
Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü bünyesinde Osmaniye Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde görev
yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Selma Kaya
‘’O KADAR ÇOK TALEP VAR Kİ, KARŞILAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ’’
Diyet ve Sağlıklı Beslenme hizmeti
konusunda görüşlerini aldığımız,
Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü bünyesinde Osmaniye Sağlıklı
Yaşam Merkezi’nde görev yapan
diyetisyen Selma Kaya’da, müdürlük
tarafından yapılan tanıtım çalışmaları
sonucunda sadece Bakırköy değil, çevre
ilçelerden de çok yoğun bir talep
geldiğini ve bu talebi karşılamakta
güçlük çektiklerini belirtti.
Kaya, bu hizmetten sadece Bakkart’ı
olan Bakırköylülerin yararlanabildiğini
ifade ederek, ‘’Burada daha çok obez
gruba hitap ediyoruz. Onların öncelikle
beslenme, sağlık öykülerini ve kan
tahlillerini değerlendirip diyet yazıyorum.
Kişinin, uyguladığımız diyeti tam anlamıyla yapabilmesi için detaylı bir şekilde
anlatıyoruz. Sabah öğle ve akşam yemeklerinde neleri yiyeceğini hepsini
planlıyoruz. 15 gün aralıklarla da takibe çağırıyorum. Kilo problemi bitene
kadar bu işlem devam ediyor. Kilo problemi bittikten sonrada korumayı
öğretiyorum. Haftanın 4 günü
Osmaniye Sağlıklı
Yaşam Merkezi’nde, Salı günleri
de Huzur Evi’ne
giderek, orada
kalan yaşlılarımızın
yaşına ve durumuna göre haftalık
beslenme listelerini
hazırlıyorum.
Yapılan tanıtım
çalışmaları sonucu
çevre ilçelerden çok
talep geliyor. Ama
biz sadece
Bakırköy’e bile
yetişmekte zorluk
çekiyoruz. Şu anda
1 aylık randevularımız dolmuş
durumda. Gün
içinde 20 ye yakın
hastaya bakıyorum’’ dedi.
Kilo vermek için
sağlıklı beslenmenin yanı sıra spor ve egzersizinde önemli yer tuttuğunu vurgulayan Kaya, bunun için gerekli gördükleri hastaların, spor eğitmeni Fikret
Örs nezaretinde Osmaniye Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde egzersiz ve spor
yapma olanağı da sunduklarını kaydetti.
Diyetisyen Selma Kaya, son olarak kilo problemi çeken vatandaşlara seslenerek, sağlıklı beslenmenin kesinlikle aç kalmak
olmadığını, kilo problemi arttığı zaman kişinin kendisini kontrol
edemediğini ve bu durumda olan insanların mutlaka bir diyet
uzmanı ile görüşmesinin gerektiği
uyarılarında bulundu.
YAVUZ ARPACIK
TEKNOLOJÝ DÜNYA SI
GÖKHAN ATAMER
[email protected]
APPLE’DAN SAMSUNG’A 7,8 MİLYAR DOLAR
Güney Kore'de yayın yapan Korea Economic Daily
gazetesinin haberine göre iki şirket arasında
imzalanan anlaşma sonrasında Apple, Samsung'un en büyük müşterisi olacak. Anlaşmaya
göre Samsung'a 7,8 milyar dolar ödeyecek olan
Apple, Güney Koreli elektronik devinden LCD
panel, mobil işlemci ve NAND flaş bellek başta
olmak üzere ekipman tedarik edecek. Bu ekipmanlar büyük ölçüde iPhone ve iPad'lerde kullanılacak. Gelecek nesil iPad'lerde kullanılmak
üzere Super PLS ekran satması beklenen Samsung, böylelikle iPad'lerdeki ekran çözünürlüğünü
1280x800'e kadar çıkarabilecek. Galaxy Tab ile
Apple'ın rakibi olan Samsung'un, en büyük rakibine ekipman sağlayıcı olarak hizmet vermesi akıllara birsürü soru getiriyor.
EN PAHALI INTERNET YİNE BİZDE
Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı'nın OECD
ülkelerindeki internet erişimi fiyatlandırma politikalarını konu edinen araştırmasından yine beklenen sonuç çıktı. TEPAV Araştırmacıları Ü. Barış
Urhan ve İrem Kızılca tarafından yazılan
“Türkiye’de Kişilerin İnternet Kullanımları Ne Şekilde Değişiyor? İnternet Kullanıcıları Üzerine Bir
Değerlendirme” başlıklı rapordaki verilere göre
ülkemizde hayatında hiç internet kullanmayanların sayısı 45 milyon civarında. Romanya ile birlikte en kötü tabloyu sergilediğimiz bu kategorinin
dışında, ekipman ücretlerinin yüksekliği de internet penetrasyonunun düşük olmasındaki en
önemli etken olarak görülüyor. OECD Genişbant
İstatistikleri’ne göre 2.39 dolarlık en düşük ve
76.11 dolarlık en yüksek Megabit/saniye’lik fiyatlarıyla Türkiye internetin OECD ölçeğinde en
pahalı olduğu ülkelerden biri olurken, en yakın
ülke Lüksemburg'un beş katına yakın ortalamaya
sahip ücretler ise dikkat çekti.
SAMSUNG’DAN MOBİL BELLEKTE İNANILMAZ HIZ
Samsung'un yeni nesil mobil RAM modülleri
saniyede 12.8 gigabayt gibi çok yüksek bir veri
aktarım hızına ulaşabiliyor. Yeni sınıf belleklerin
şu anki DDR DRAM'lerin bant genişliğini
(1.6GB/sn) sekize katlaması bekleniyor. Samsung
Başkan Yardımcısı Byungse So, 1GB mobil DRAM'lerin geniş bir giriş/çıkış ara yüzü sunduğunu, 50
nanometre sınıfı işleme teknolojisiyle üretildiğini
söylüyor ve yeni teknolojiyi şöyle açıklıyor: "Samsung'un geniş giriş/çıkış DRAM'i, veri aktarımını
hızlandırmak için önceki 32 pin mobil DRAM'lere
kıyasla 512 pin kullanıyor." Yeni bellek güç tüketimini de yüzde 87 oranında azaltıyor, yani şu anki
1.6GB'lık çipi çalıştırmak için gereken enerjinin
ATAKÖY
Geçen yıl iPad ile tek başına pazara hükmeden
Apple bu kez HP, Motorola, Blackberry, Acer ve
Samsung'un çıkardığı veya yakında duyuracağı
ciddi rakiplere sahip.
yüzde 13'ü ile yetinebiliyor.
AKILLI NAYLON POŞET ÜRETİLDİ
Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde üretilen ''Akıllı
Naylon Poşetler'' sayesinde taze sebze ve meyveler
ilk günkü tazeliğini aylarca koruyabiliyor. Maraton
Plastik Ambalaj Sanayi Ticaret Limited Şirketi
Yönetim Kurulu Başkanı Serdal Biçer, 3 milyon TL'lik yatırım ve 2,5 yıl süren ve 500 bin TL'ye mal
olan AR-GE çalışmasıyla ürettiği poşetin özellikle
ihracatçıların en büyük sorunu olan sebze meyve
bozulmalarına karşı işini kolaylaştırdığını bildirdi.
Biçer, 'Sihirli Taze Yaşam'' anlamına gelen ''Magic
Live Fresh'' adı verilen modifiye atmosfer naylonu
üretiminde aldıkları ilk olumlu tepkilerin ardından
seri üretime geçtiklerini kaydetti. Serdal Biçer,
işletmelerinde şu anda ayda 60-70 ton arasında
akıllı naylon poşet üretimi yapmaya başladıklarını,
üretimi yakın bir gelecekte ayda 200 tona kadar
çıkarabileceklerini bildirdi. 5 kiloluk kasalar için
10-15 kilogram ürün alabilen naylon poşetlerin
yanı sıra çiçekçiler için daha büyük poşetler ürettiklerini ifade eden Biçer, ''İhracatçılara özel poşetlerin yanı sıra marketlerde satılmak üzere içinde
10 adet 2'şer kilo ürün alan poşetler de üretiyoruz. Bu üretimimiz tamamen perakende müşterilere yönelik. Bu poşetler sadece bir defalık kullanılmıyor, temiz tutulduğu takdirde uzun süre
poşetlerden yararlanılabilir'' dedi. Serdal Biçer,
''Magic Live Fresh'' modifiye atmosfer naylonunun
iç ortamda karbondioksit ve oksijen oranını dengeleyerek içerisindeki ürünün depolama ve raf
ömrünü uzattığını, naylonun içine konulan meyve,
sebze ve çiçeklerin familyasına göre ürettiği
olgunlaşmayı hızlandıran etil, etil alkol, sülfirik
asit ve amonyum gibi gazları, iç ortamdan dış
ortama atmayı sağladığını vurguladı. Böylece
zararlı gazlar ve alkollerin küflerin iç ortamda
yaşama şansı bulamadığını ve raf ömrünün uzayarak tazeliğinin korunmuş olacağını ifade eden
Biçer, şunları kaydetti: ''Meyve, sebze ve çiçekler
hasattan sonra etilen gazı çıkarır. Bu etilen gazına
maruz kalması sonucu meyve ve sebze ile çiçeklerde yaşlanma ve bozulma olur. Magic Live Fresh
modifiye atmosfer naylonu sıradan torbaların
aksine nefes alıp, verebilen bir ambalajdır.
İçerisindeki gazları dışarı atarak içindeki ürünün
ömrünü uzatır, tazeliğini uzun süre korur. Bu
poşet sayesinde bir günde bozulan tere gibi nazik
yeşillik türleri bile en az bir ay süreyle tazeliğini
koruyor.'' Biçer, akıllı naylonu antisisleme tedavisi
uygulayarak küf ve bakteri oluşmasını engellediğini ve içindeki nem oranını en aza indirdiğini, herhangi bir kimyasal da içermediğini vurguladı.
iPAD 2'DE GECİKME YOK
Geçen yıl iPad ile başlayan tablet savaşının lokomotifi olan Apple, ikinci modelini gecikmesiz
piyasaya sürecek. Çok yüksek satış rakamlarından
doğan malzeme tedarik problemi yaşayan firmanın yine de beklendiği üzere Mart başında yeni
ürünü tanıtması bekleniyor. Apple dedikodu
sitelerinde dün eşzamanlı yayılan haberde, şimdilik iPad 2 olarak anılan yeni nesil tabletin 2 Mart'ta San Fransisco'da açıklanacağı belirtiliyor.
Bugüne kadar önemli lansmanları sahnede bizzat
kendisi yapan efsanevi yönetici Steve Jobs hastalık
iznine ayrıldığı için, bu görevi bu kez 'geçici CEO'
Tim Cook tarafından yapılacağı iddia ediliyor.
Jobs yıllardır savaştığı kanser hastalığı yüzünden
bugüne dek 2 kere hastalık iznine ayrılmış, bunlardan birinde karaciğer nakli ameliyatı geçirmişti.
Son haftalarda Jobs'ın hastalığının çok ilerlediği
ve fazla ömrünün kalmadığı iddiaları bazı dedikodu gazetelerinde yer almıştı. iPad 2, selefine göre
daha yüksek çözünürlükte ekrana sahip olacak.
İşlemcinin ve pil dayanma süresinin artırıldığı
tablette ön ve arka yüzde kamera da bulunacak.
ÝMTÝYAZ
GENEL
Taner SAHÝBÝ,
KÜÇÜKTEPE
Hukuk Danýþmaný: Av.
YÖNETMEN
VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ
Ofset Baský ; ÜNÝFORM
Özcan ATAMER
Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ
Haber Koordinatörü
AYLIK BÖLGE
GAZETESÝ
Ýdare
Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Gökhan ATAMER
Ýstanbul
Aylýk Süreli Ferhat
yayýnApt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Haber
Merkezi
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
YIL: 19 Sayý: 202
MART 2011
Yavuz ARPACIK
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret
A.Þ.
Arzu BERATOĞLU
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
[email protected]
Köþe
yazýlarýndaki sorumluluk,
yazarlarýna
aittir.
GAZETEMÝZ
BASIN AHLAK
YASASINA
Gazetemizde yayınlanan
ilanların
sorumluluğu
ilan sahibine aittir
UYMAYI
TAAHHÜT
ETMÝÞTÝR
BEST BUY TÜRKİYE PAZARINA VEDA ETTİ
ABD'deki Best Buy üst yönetimi, şirketin global
bazda kısa ve uzun vadeli beklentileri doğrultusunda Türkiye pazarından çıkma kararı aldı.
Best Buy'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Best
Buy üst yönetimi, alınan bu kararın Türkiye'deki
çalışanların ve şirketin başarısıyla bir ilgisi
olmadığını belirtti. Firma, önündeki geçiş döneminde müşterilere ve iş ortaklarına karşı olan
zorunlu tüm hukuki ve ticari sorumlulukların
zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirileceğini
duyurdu. Best Buy Türkiye'den yapılan açıklamada
ise şu görüşlere yer verildi: ''Best Buy Türkiye
olarak önümüzdeki aylarda bir geçiş dönemi
yaşayacağız. İzmir ve Ankara mağazalarımızda
Best Buy olarak müşterilerimize en üstün hizmeti
sunmaya devam edeceğiz. Öncelikle çalışanlarımızı koruyacak ve markamızın saygınlığını
güvence altında tutacak şekilde mağazalarımızın
devri veya kapatılmasını içeren farklı opsiyonları
değerlendirip hissedarlarımız için en doğru kararı
vereceğiz.''
PLAYSTATION 4 UFUKTA GÖRÜNMÜYOR
Yaklaşık 5 yıldır piyasada bulunan Sony PlayStation 3 oyun konsolu bir süre daha yerini kimseye
bırakmayacak. Firma, yeni nesil konsol çıkaracakları söylentisini yalanladı ve en az 5 yıl daha PS3
üzerinde geliştirme çalışmaları yapacaklarını
duyurdu. Sony Computer Entertainment Genel
Müdürü Kazuo Hirai, “PS’e yeni özellikler ekleyerek ve performansını güçlendirerek yola devam
edeceğiz. Adına ne denirse densin, yakın
dönemde yeni nesil bir konsol modeli planlamıyoruz” dedi. PlayStation 3 için en az 10 yıllık bir
ömrü belirlediklerini söyleyen Hirai, 2006’da çıkan
ürünün geliştirilerek en az 5 yıl daha lokomotif
model olarak pazarlanacağını belirtti.
SANAL ÇİFTLİK PARA BASTI
2007 yılının Temmuz ayında ABD San Francisco’da
kurulan Zynga, oyun konusunda uzmanlaşan şirketlerden biri. En popüler ürünüyse Haziran
2009’da kullanıma sundukları sanal çiftlik oyunu
Farmville oldu. Sanal bir arazi üstünde tarım ve
hayvancılık yapma esasına dayanan Farmville kısa
sürede Facebook’un en popüler ve en çok gelir
getiren oyunu olmayı başardı. Oyuncuların sanal
tarlalarındaki hasatları ya da ahırdaki sanal hayvanları için aldığı sanal ürün ve hizmetler
sayesinde günlük geliri 1 milyon doları geride
bıraktı. Lady Gaga’dan Avril Lavigne’ye kadar
ünlü ünsüz on milyonlarca kişi gece gündüz
ekinin, hasadın derdine düştü. Hatta Bulgaristan’da bir politikacı oturumlar sırasında sürekli Farmville oynadığı için meclis toplantısından kovuldu.
İnternet kullanıcıları haftada toplam 70 milyon
saati bu oyun için harcar hale geldi. MSN altında
da çalışır hale gelen oyunun sıradaki durağıysa
Apple’ın iPod Touch, iPhone ve iPad ekranları.
Borsaya açılmaya soyunan Zynga, henüz kurulalı
dört sene bile olmamışken 9 milyar dolar değerlendi. Twitter’a 10 milyar dolar pazar değeri
biçildiği düşünüldüğünde bu hiç de yabana atılacak bir rakam değil. Oyun sektörünün içinde
değerlendirildiğinde pazar lideri EA (Electronic
Arts) ile kıyaslandığında geçen seneki 850 milyon
dolarlık gelir EA’nın 3 milyar dolarlık geliri
karşısında çok iddialı değil. Ancak oyun başına
gelir ve üretim maliyeti açısından düşünüldüğünde
bu dev rakibine kıyasla çok daha kârlı ve gelecek
vaat eder durumda.
Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE
Ofset Baský : ÜNÝFORM
Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak
gösterilmeden kullanýlamaz
33
Zerrin Kubilay’ın 15. Kişisel Sergisi
ORTANCALAR
Ze r r i n K ub il ay ’ı n
y a ğ lı bo ya t a b lo l a r ı nd an o lu şa n r e si m le r i
N iş an taş ı Ci ty s ’d e
s e r gi le n di .
T e m an ın doğ a old u ğu
v e 7 0 ’ d e n f a zl a e s er i n
b ul u nd uğ u s er g in in
a çı l ış ın a sa na t ve i ş
d ün y as ın da n se ç k in
m i s afi r le r ka tı ld ı.
Resi m yap mayı çok
s e v di ği ni ve ç o c uk lu k t a n b e r i r e si m ya pt ığ ın ı b el i r t e n Z e r r in
K u bi lay , ‘ ’B e ll i ku r al l ar a b ağl ı k alm a dan
g e ne l li kl e ha y a l l er
ü z er i ne d o ğ a ç l a m a
r e s im y ap ıy or u m .
D o ğa yı ço k s e vd iğ im
i ç in r e s i m le r i nd e d oğa
u ns u r la rı n ı ç o k f a z l a
k u ll anı y or u m . Or tan c al ar v e ke d il e r b u
s e r g i m d e e n ç o k ç a l ı şt ığ ım o b je l er . B u
s e r gi m e “Or t anc al ar ” d iy e bi l ir i z. B e ni za te n
o r t a n c a r e s s a m ı o l a r a k t a n ım a y a b a ş la d ı la r.
B u se r g im d e d iğ e r s e r g i l er i m d e n f a r k lı
o la r a k s o y u t r es i m le r i m d e se r g il e nd i. B e n
r e si m le r i m i y a p a r ke n ço k m ut lu o lu y o r um .
A m ac ım s e r gi m i ge z e nl e r in d e u fak ta o ls a
t a t lı d u yg u h is s e t m e le r i d i r ’ ’ d ed i.
S er g i a ç ı lı şı
t opl u ç e ki le n h at ır a fo toğ r afı i le s on bu l du .
(Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK )
TOFD RESİM ATÖLYESİ’NDEN ‘’ENGELSİZ SANAT’’ SERGİSİ
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği
(TOFD) Resim Atölyesi engelsiz
ressamları tarafından yapılan resimlerden oluşan ‘’Engelsiz Sanat’’ sergisi İMSG (İstanbul Modern Sanatlar
Galerisi)’de sergilendi.
Sergi açılışında konuşan TOFD
Başkanı Ramazan Baş, “TOFD Resim
Atölyesi ressamları bize engelleri nasıl
ortadan kaldırılabileceğini bir kez
daha gösterdiler. Sanatla kendinizi
ifade etmek çok daha kolay. Sanat
sınırları içinde özgürsünüz, sizi sınırlayan, engelleyen
hiçbir şey yok,
bunun için
engeller
ortadan kalkıyor ve herkes
istediğini icra
edebiliyor. Tüm
TOFD Resim
Atölyesi ressamlarına, İMSG’nin
sahibi ve TOFD
Yönetim Kurulu
üyesi Ece Şeki’ye ve atölyemizin hocası
ressam Pakize Eraslan’a teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.
Açılış konuşmasından sonra TOFD
Resim Atölyesi Ressamı ve eğitmeni
Pakize Eraslan’a ve Ece Şeki’ye plaket
takdim ederek teşekkürlerini sundu.
Sergiye ev sahipliği yapan Ece Şeki ise
“İMSG olarak şimdiye kadar birçok
sergiye ev sahipliği yaptık fakat bu
serginin yeri bizde çok farklı. Engellerin
nasıl ortadan kalktığını bizler
gördük, sergiyi gezen herkes
resimleri
gördüğünde
bunu hissedecek. TOFD ile
işbirliğimiz
sürecek, yaptığımız güzel ve
anlamlı organizasyonlarla
engelleri birer
birer ortadan
kaldıracağız.”
dedi.
35
Kökleri Selçuklu Tarihi’ne kadar uzanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun saraylarını süsleyen Zerduzi
(Sırma İşi) günümüzde elle işlemesi yapılan bir sanat. Bu sanatı icra edenler “Zerduz” diye anılıyor.
TARİHE TANIKLIK EDEN SANAT “ZERDUZİ’’
Kökleri Selçuklu tarihine kadar uzanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun saraylarını süsleyen
Zerduzi teknikli eserler günümüzde çok az kişi tarafından devam ettiriliyor.
Bu tekniği kendi hayal
gücünü katarak zenginleştiren Beratoğlu El Sanatlar Galerisi Sahibi Zerduz
Zahir Beratoğlu, eserlerinde;
geleneksel sırma tekniklerini, yaratıcılığını ve ustalığını
kullanarak harmanlıyor ve
eşsiz eserler sunuyor.
Kullanım alanları yatak
örtüleri, bindallılar, perdeler,
oda takımları, masa örtüleri,
kırlentler, sehpa takımları ve
seccadeler olan bu tekniği
zenginleştiren Beratoğlu,
her türlü mimari yapıları,
saat tasarımlarını ve isme
özel tasarımları kumaş üzerine yüzde yüz el işi olarak
işliyor.
Atalarımızdan kalan bu
sanat tekniğini günümüzde
halen devam ettiren Zahir
Beratoğlu, Osmanlı İmparatorluğu saraylarını süsleyen
bu sanatın örneklerinin
günümüzde artık tarihi eser özelliği kazanarak müzelerde sergilendiğini ve bir
çoğunun da Kapalı Çarşı gibi
mekanlarda tarihi eser olarak
satıldığını belirtiyor.
Kur'an Kapları, Seccadeler,
Perde-ler, Yastıklar, Kıyafetler,
Yatak Örtüleri, Salon takımları,
Kına takımları, Çeyiz ve Bohça
gibi birçok üründe bu tekniğin
kullanıldığını ifade eden Zahir
Beratoğlu, günümüzde çoğunlukla
Maraş ilinde yapıldığı için bu
işlemenin "Maraş İşi" olarak
anıldığını ancak Maraş işi olarak
adlandırılsa da yapım aşamasında Zerduzi’nin bazı noktalarda Maraş işinden
ayrıldığını söylüyor.
Zerduzi’nin tek yüzlü işleme olduğunu kaydeden Beratoğlu, Zerduzi tekniğinde kullanılan araç gereçler ve
yapım aşamasından da
bahsederek “İlk önce desen
kağıdı hazırlanır, sonra desen
karton üzerine kopyalanır ve
sırasıyla hazırlanan desen
kesilip, kasnağa
gerilen kumaş
üze-rine dikilir ve
sırma işi yapılmaya başlanır.
Yani kısaca Zerduzi (Sırma işi)
tek yüzlü olup
altın ve gümüş
renkte sırma kullanılarak çizme,
kesme, yapıştırma, işleme ve
süsleme aşamalarıyla yapılır. Zerduzi desenin altı hazırlanarak kesilmiş karton ile beslenir.
5-7 kat sırma ile desen üzerinden yürütülerek karşılıklı kenarlardan iplik yardımıyla tutturulur ve yan yana devam edilerek işlenir. Bu teknikte kullanılan araç gereçler;
makaralık, kumaş, astar
kumaş, nakış ipliği, beyaz
karton, gri karton, sarı karton, dikiş iğnesi, makas,
tutkal, petile(sırmanın
sarıldığı tahta çubuk), kullanılan kumaşlar ise; saten,
kadife, organze ve çeşitli
ipekli kumaşlardır.
Kumaşlara işlenirken
kumaşlar astarlı kumaşlarla
duble edilir.’’ diyor.
ZERDUZ
ZAHİR BERATOĞLU’NUN
ÖZEL ESERLERİ
Zahir Beratoğlu, kullanım
alanlarını zenginleştirdiği
Zerduzi tekniğinde öne
çıkan eserlerini ise
şu şekilde anlatıyor. Atatürk
Portresi ve Türk BayrağI;
Siyah süet kumaş
üzerine yapılan "Atatürk Portre'si" %100 el işiyle Pakistan ve
Hint Simi kullanılarak işlenmiştir. Yüz kısımlarında sarı Hint
Simi ve yaka kısmında ise kırmızı tonlarında Pakistan Simi
kullanılmıştır. Ay yıldız beyaz ipek iple işlenmiştir. Kırmızı
bayrak görünümünü veren kısım kırmızı iple hazırlanmış ve
başındaki Kalpak da siyah kordonla yapılmıştır.
'' Kız Kulesi '' Tasviri Siyah Süet Kumaş Üzerine Kabartma Karton Üzeri İthal Hint Simi İle Düz Sırma ve Çeşitli El İşi
Teknikleri Kullanılarak Nakşedilmiştir. Çerçevesiz Olup 153 x
133 cm boyutlarındadır.
%100 EL İŞİ
Tüm eserlerinin el emeği
göznuru olduğunu belirten Zahir
Berat-oğlu, alışıla gelmişin
dışında, yeniden yorumlanarak
yapılmış bulunan birbirinden
farklı tüm bu
çalışmalarını
kendi atölyesinde
sürdürdüğünü
ifade ederek, bu
eserleri merak
edenlerin
Bahçelievler’deki
Beratoğlu El
Sanatlar Galerisi
ve Atölyesi’ne
beklediğini
söylüyor.
37
Halkla İlişkiler; kurumun ve markanın kamuoyunda olumlu bir imaja sahip olması için
tanıtım çalışmalarını sene içerisinde planlayarak yürütür. Müşterinin her türlü beklenti ve
ihtiyaçlarına çözüm üreten kadro ile çalışarak, müşteri sadakatini pekiştirir.
Türkiye’de AVM sayıları her geçen gün artıyor. Şu anda 46
şehirde toplam 260 alışveriş merkezi bulunuyor. İnşşatı devam
eden ve açılma noktasına gelen AVM sayısı ise 50.
Alışveriş Merkezlerinde en büyük yükün çekenler ise Halka
İlişkiler müdür veya müdüreleri. Bu sayımızdan başlayarak
sizlere AVM’lerin Halkla İlişkilerini yönetenleri tanıtacağız.
Bakırköy’ünen önemli alışveriş ve yaşam merkezi Carousel.
Carousel’in Halkla İlişkiler departmanının başında Tuba Şat
Sarışen bulunuyor.
dönük olumlu sonuçlar vermektedir.
15 yıldır faaliyetlerini sürdüren Carousel Alışveriş ve
Yaşam Merkezi’nin son biryıl içerisinde yaptığı çalışmaları değerlendirerek, müşterilere sunduğu yenilikler hakkında bilgi verir misiniz?
Kendinizden biraz bahseder misiniz?
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi ;“Turizm İşletme”
Bölümünden 1995 yılında mezun oldum. İş hayatıma Ten
Holding(TENTUR) de İncoming ve Outgoing Tur Satış ve
Pazarlama Departmanı’nda başladım. Yurtdışına Tur satışları
ve tur programının oluşturularak, reklam çalışmalarının planlamasından sorumluydum. Burada 5 yıl çalıştım. Daha sonra
CNR Fuar da Sektörel Dergilerin Editörlüğünü yaptım. Ardından Çukurova Grubuna Danışmanlık veren
Anamedya
Ajansta 8 yıl
süreyle Müşteri ilişkileri
Yönetmeni
olarak görev
aldım. Burda
Kreatif tasarımdan, ürün lansmanına ve
medya planlamaya kadar müşterilerimin
pazarlama
iletişimiyle ilgili
tüm faaliyetlerini
planlıyordum.
2007 Yılının sonunda, Carousel
Alışveriş ve Yaşam
Merke-zi’nde Halkla
İlişki-ler Müdürü
olarak göreve
başladım. 3,5 yıldır
halkla ilişkiler ile birlikte mağaza kiralama çalışmalarını da
yürütmekteyim.
Halkla İlişkiler ne iş yapar? Neleri planlar?
Halkla İlişkiler; kurumun ve markanın kamuoyunda olumlu bir
imaja sahip olması için tanıtım çalışmalarını sene içerisinde planlayarak yürütür. Doğru ve etkili iletişim yürütebilmek için, hedef
kitlesini belirler ve bu doğrultuda faaliyetlerini hazırlayıp, uygular.
Kurumun basında etkin ve doğru şekilde yer alabilmesi için
faaliyetlerde bulunur. Avm’ler 24 saat yaşayan dinamik yapıdaki
işletmelerdir. Müşterinin her türlü beklenti ve ihtiyaçlarına çözüm
üreten kadro ile çalışarak, müşteri sadakatini pekiştiriyoruz.
Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz? İş hayatınızdaki öncelikleriniz ve prensipleriniz nelerdir?
Pazarlama ve Halkla İlişkiler Departmanı’nda 3 kişiyiz. Ayrıca
danışma kadrosuyla birlikte toplam 8 kişilik bir ekibiz. Dinamik,
genç ve çalışkan bir ekibim var. Hizmet sektöründe öncelikli
hedefimiz müşteri memnuniyetidir. Bu ilkeyi tüm arkadaşlarım
benimseyerek, çalışmalarını yürütmektedir. Güleryüzlü ve çözüm
üreten bir yaklaşımla müşterilerimizi ve mağaza çalışanlarımızı
karşılamak en önemli görevimizdir. İş yaşamında en
önemverdiğim konu, dürüstlük, sorumlulukların bilinci ve işi severek yapmaktır. Bir işi sevdiğinizde çalıştığınızın farkına varmazsınız. Önceliğiniz ikinci aileniz olan çalışma arkadaşlarınız
olur. Böylelikle takım çalışmasındaki ekip ruhuyla
başarı ortaya çıkar.
Carousel’i diğer alışveriş merkezlerinden
ayıran en önemli özellikler nelerdir?
Herşeyden önce mimari konseptimiz ‘Atlıkarıncamız’, alışveriş merkezimizin içinden hastaneye
bağlantımız. Bir önemli hizmetimiz de özellikle
bayan müşterilerimizin büyük beğenisini
toplayan, 2 ayda bir yayınlanan ‘Carousel
Instyle’ dergimiz. 7000 tirajlı sosyal ve güncel
haberleri içeren, moda, sağlık, çocuk gibi konularda rehberlik sağlayan dergimiz ücretsiz
olarak mağazalarımıza ve müşterilerimize
dağıtılmaktadır. 2010 Eylül ayı itibarıyla
aramıza katılan Bowling & Eğlence merkezimiz
ile en son teknoloji, Dolby Digital Ses sistemi
ile donatılmış Sinema severlerini yeni buluşma noktası ;CİNEMAPİNK.
Servis araçlarımızla müşterilerimize sunduğumuz servis hizmetimizle farklılıklarımızı
ayrıştırabiliyoruz. Carousel’de çalışan tüm
personel güler yüzlü,
koşulsuz müşteri
memnuniyeti
odaklı hizmet
vermektedir.
Carousel Alışveriş Merkezi olarak
her yıl düzenlediğimiz kampanyalarımız, bayanlara yönelik özel
etkinliklerimiz, dönemsel olarak yaptığımız dekor süslemeleri ile müşterilerimizin ilgisini her zaman sıcak
tutuyoruz.
Carousel olarak kampanyalara
bakışınız nedir? Kampanyaların
ne gibi etkilerini görüyorsunuz?
Her AVM gerek bulunduğu lojistik konum gereği, gerekse müşteri profilini çeşitlendirip, müşteri sadakati yaratabilmek adına
farklı zamanda farklı kampanyalar yürütmektedir. Burada önemli
ve doğru olan yaklaşım, iletişim stratejisinin kurum kimliği ve
konseptiyle bir bütün oluşturacak şekilde sürdürülebilir ve uzun
vadede hem müşterilere hem de kiracılara değer yaratacak
düzeyde yürütülmesidir.
Pazarlama odaklı kampanyalar, hedef kitlenin talep ve beklentilerini karşılayacak şekilde hazırlanmalıdır. Tüketim kültür
toplumumuzda aile yapısı oldukça önem taşımaktadır. Aile
yapısına değer katacak, işlevsel ve kullanışlı kampanyalar ileriye
Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi kurulduğu günden
bugüne her yıl düzenlediği etkinlikler, sosyal sorumluluk projeleri ve kampanyalarıyla adından sıkça söz ettirmiştir. 2010
yılında da bu geleneğimizi bozmadık ve AVM’ye kattığımız yeni
mağazalarımız, eğlence merkezlerimiz, düzenlediğimiz etkinliklerimiz ve kampanyalarımızla ziyaretçilerimizin ve Bakırköy’ün
gözdesi olmaya devam ediyoruz. 2010 yılı içerisinde ziyaretçilerimize AVM içerisinde daha da keyifli dakikalar geçirtebilmek
adına başlattığımız ve hala her ay düzenli olarak devam eden
yemek atölyesi etkinliklerimizde ziyaretçiler, farklı tatları pişirmenin püf noktalarını öğrenirlerken mini söyleşi tadında geçen
etkinliklerde keyifli zamanlar geçiriyorlar. Bunun dışında 2010
yılı içerisinde AVM’ye katılan Gusto, U.S Polo, Beymen Bussiness gibi önemli markalar Carousel ailesine katılan yeni iş
ortaklarımızdan oldu. 2010 yılı içerisinde yeniden düzenlediğimiz
ve dekore ettiğimiz yeni bebek bakım odamız sayesinde
Carousel’i ziyaret eden anneler daha mutlu. Yine 2010 yılı
içerisinde Carousel AVM bünyesinde açılan Bowling ve Eğlence
Merkezimiz ile yeniden dekore edilen ve içerisinde 7 adet son
teknoloji ile kurulmuş salonu bulunan sinemamız CİNEMAPİNK
özellikle genç ziyaretçilerimizin buluşma noktası olmaya devam
ediyor. Tüm bunların yanı sıra bu yıl da düzenlediğimiz benzersiz
kampanyalarımızla 2010 yılında fark yaratmaya devam ediyoruz.
Yaz döneminde başlayan Yaz Tatili kampanyamız, 15. Yıl heyecanımızı kutladığımız şu günlerde 15 Otomobil kampanyamızla
devam ediyor. Tüm bu çalışmalar sonucunda giderek artan
ziyaretçi sayımız bize gösterdi ki Carousel yönetimi ve çalışanları
olarak doğru bir çalışma anlayışı içerisinde ilerliyoruz ve ilerlemeye de devam edeceğiz.
15. Yılını kutlayan Carousel’in bu doğrultuda yaptığı
çalışmalar, kampanyalar ve tüketicilere yönelik sunduğu hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz?
Sektörün öncü alışveriş merkezlerinden birisi olarak ziyaretçilerimizi sadece yaptığımız kampanyalarla değil sürekli olarak düzenlediğimiz farklı ve keyifli etkinliklerimizle de buluşturuyoruz. 15.
kuruluş yılımızı kutladığımız bu yıl içerisinde müşterilerimizi 2
tane büyük kampanya ile buluşturduk.
Bir tanesi yaz döneminde
gerçekleştirdiğimiz ve
başarıyla sonuçlanan Yaz
Kampanyamız idi. 01 Mayıs
2010 – 31 Temmuz 2010
tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Yaz Kampanyamız çerçevesinde 15
çifte Rixos Premium Belek
Hotel’de 4 gece 5 gün
mükemmel bir tatil hediye
ettik. Geçen yıl olduğu gibi
bu yıl da Türkiye’deki ve
dünyadaki AVM’ler arasında bir ilke imza atarak 15.
Yılımıza özel 15 adet Chery
marka otomobili ziyaretçilerimize hediye ediyoruz. Doğum tarihimiz olan 29 Eylül 2010 tarihinde başlayan kampanyamız 15 Şubat 2011 tarihinde tamamlanmıştır. 9 Mart Çarşamba günü düzenleyeceğimiz çekiliş töreni
ile 15 talihlimizi belirleyerek araçlarına kavuşturacağız. Carousel
mağazalarından 100 TL’lik alışveriş yapan
ziyaretçilerimiz 5 adet Kimo Lusso, 5 adet
Tiggo, 3 Lusso ve 5 adet Tiggo Lusso Alt 2.0
kazanma şansına sahip olacaklardır.
ARZU BERATOĞLU
39
EV YEMEKLERİNE RAĞBET ARTIYOR
Börek çeşitleri,
mantı, içli köfte,
zeytinyağlılar,
tepsi ve et
yemekleri; her
kadının yapamayacağı, yapsa da
epey vakit kaybedeceği yemekler...
Bu sebepledir ki
kalabalık bir misafir
topluluğunu evinde
ağırlamak isteyen ev
hanımı, bir hafta
öncesinden strese
girer. Çünkü temizlik yapmak ayrı
bir derttir,
yemek yapmak ayrı bir dert.
Ünlü restoranlardan yemek
siparişi verse bile, bilir ki fabrikadan çıkan yemeklerin
lezzeti, bir kadının elindeki
lezzeti aratır. Hal böyle olunca
da evin hanımı, ortalıkta ne
yapacağını bilemeden dolaşır.
İşte bu durumu gören girişimci ev hanımları, yeni bir sektörün oluşumuna öncülük
ediyor.
Ev yemekleri…
Günümüzde yemek endüstrisi epeyce revaçta. Ne tarafa baksak gıda üzerine
açılmış işletmeleri görüyoruz. Ne var ki evde yapılan yemekler hiçbir zaman
en lüks bir restoranda hazırlanan yemekle aynı lezzette olmuyor. Damak
tadına önem veren kişiler de ev yemeklerine rağbet ediyor.
Daha fazla bekarların, çalışan bay ve bayanların, gurbette, anne yemeğinden uzakta olan
öğrencilerin ev yemeklerini tercih ettiğini
söyleyen Bol Kepçe Ev Yemekleri’nin sahibi
Gıda Teknikeri Esin Mutlu “İnsanlar eğer
sağlığını düşünüyorsa ve evdeki benzer
lezzetleri yakalamak istiyorlarsa ev yemeklerini
tercih ediyorlar. Bir de çalışan insanlar her
gün dışarıda yemek zorunda. Her gün hamburger ya da pizza nereye kadar. Bu tarz
kuru şeyleri ara sıra tercih edip, daha çok ev
yemeklerini tercih ediyorlar. Her kesimden
gelen var. Emeklisi de geliyor, öğrencisi de.
Özellikle bekar beyler evine giderken gelip
alıyor.’’ diyor.
Ev yemekleri yaparken pratik, hızlı ve temiz
olmak gerekir. Kısıtlı zamanda menüyü
zenginleştirmek,
kaliteli malzeme
kullanarak farklı
lezzetler ortaya
çıkarmak
gerekir. Kısa
süre önce açılan ve aile işletmesi olan Bol Kepçe
Ev Yemekleri’nde mesai sabah
altı buçukta başlıyor ve akşam saat sekize kadar
sürüyor. Bir gün önceden ertesi günün
menüsüne karar veriliyor. Sabah yapılmaya
başlanan yemekler öğlene yetiştiriliyor. Öğlen
servisler açılıyor ve öğrenciler, avukatlar, doktorlar, emekliler, öğretmenler ev yemeği
seven tüm esnaf afiyetle karnını doyuruyor.
Çok yoğun tempoda çalışan Esin hanıma
yemeklerde
annesi Nevin hanım,
serviste eşi Yalçın bey
yardım ediyor. Rumeli göçmeni olan Esin hanım ve
annesi Nevin hanımın
katıldığı özel yemek yarışmalarında çeşitli kategorilerde başarıları da var.
Her gün farklı menüler
çıkan Bol Kepçe’de kuru
fasülye, nohut ve pilav hep
oluyor. Onun dışında sıcak
yemekler ve zeytinyağlılar
değişiyor. Günlük 20 çeşit
yemek çıkaran Esin hanım
ve ekibi ek olarak sütlü
tatlılar, baklavalar, salatalar
ve mezeler de hazırlıyor.
ARZU BERATOĞLU
BAKKARTLILAR’A ÇANAKKALE GEZİSİ
Bakırköy Belediyesi tarafından “Çanakkale Zaferi’nin 96. Yılında Şehitlerimizi Anmaya Gidiyoruz” programı
çerçevesinde, 5 Mart’tan başlayarak 4 hafta süreyle cumartesi günleri tarihi Gelibolu Yarımadası’na gezi gerçekgerçekleştirilecek. BAKKART’lı Bakırköylülere yönelik geziye
başvurular, Bakırköy Cumhuriyet Meydanı’nın arkasında
(Belediye Başkanlık Binasının yanındaki 2 katlı ahşap
binanın 2. katında) bulunan Bakırköy Belediyesi BasınYayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne yapılacak.
Başvuruya gelecek vatandaşların yanlarında BAKKART
ve Nüfus Cüzdanlarını bulundurmaları ve Çanakkale
Şehitleri’ni anma ziyaretine daha önce katılmamış
olmaları gerekiyor.
A y r ı c a B a k ı r k ö y l ü l e r B a s ı n -Ya y ı n
İliş k il er M ü dü rl ü ğü ’ n ü n 4 14 9 6 8 8
n u mar a lı te lef o n lar ı nd a n a y r ın t ılı b ilg i
ve Ha lkla
ve 41 4 9 7 77
d e a l a b i l e c e k l e r.
Uzun bir tahtanın yardımıyla dalgaların
üstünde kıyıya doğru kayarak
yapılan sörf, çok sevilen bir
su sporudur.
Derin sulardaki büyük dalgaların
kıyıdan 90-900 metre açıkta, kayaların
ya da kumun oluşturduğu bir sığlıkta
kırılarak kıyıya doğru hareket ettiği her
yerde sörf yapılabilir.Türkiyede tahta
ile yapılan sörfe uygun alan bulun madığından rüzgar sörfü yapılmaktadır.
Yelkenli olan rüzgâr sörfü, sörf gibi
büyük dalgaların kırıldığı özel
kumsallar gerektirmez; bu nedenle de
çok yaygın olarak yapılır.
S TA R L A R I N
DOĞUŞU
WİNDSURF
VE
KİTESURF KAMPI
2 0 1 1 A L A Ç AT I
Türkiyede rüzgar sörfünün hemen her
sahilde yapmak mümkün olmakla
beraber bu spordan daha fazla zevk
almak isteyen sörf severler için
Çeşme,Gökçeada,Datça, Saroz ve
Bodrum çok uygun yerlerdir.
Alaçatıdaki rüzgar her türlü
sörfre uygundur.
Starların Doğuşu Sörf kampımız sörf sporu ile ilgilenen tüm gençlerimize açıktır.
Amacımız sörf sporuna ilgi duyan gençlerimize bu sporu en iyi şekilde ve en ince ayrıntıları ile uygulamalı
olarak öğretmek ve eğlenceli vakit geçirmelerini sağlamaktır.
Eğitim esnasında kampçılarımız başlangıç, orta ve ileri seviye olarak 3’e ayrılır. Kamplarda her seviye
kampçılarımıza temel sörf eğitimi verilir, daha önce sörf yapmış kampçılarımıza ise bu sporla ilgili ileri
teknikler ve püf noktaları öğretilir.
TARİH
Alaçatı: 19 - 22 Mayıs 2011
Alaçatı: 27 Haziran - 02 Temmuz 2011
FİYAT
Alaçatı: 1.300 TL (KDV dahildir.) 1.Dönem
World karta 4 taksit imkanı...
Mail order ile ödeme yapılabilmektedir.
Kontenjan: 40 Öğrenci
Son kayıt tarihi: 15 Nisan 2011
Alaçatı: 1.700 TL (KDV dahildir.) 2.Dönem
World karta 4 taksit imkanı...
Mail order ile ödeme yapılabilmektedir.
Kontenjan: 40 Öğrenci
Son kayıt tarihi: 01. Haziran 2011
KAMP YERİ
ULAŞIM
Ulaşm; Atlasjet hava yolu ile yapılmaktadır.Ulaşım
süresince ailelere telefonla ve mesajla bilgi verilmektedir.
Sörf kamplarımız Alaçatı Süzer Sun Dreams(*****) Hotel
konaklamalıdır. Eğitimlerimiz ise Myga Sörf Merkezinde
gerçekleştirilecektir.
İLETİŞİM : 0212 570 88 01 0533 713 45 96
www.stralarindogusu.com
41
Kosova’nın bağımsızlığının 3. yılı Küçükçekmece’de coşkuyla kutlandı
YAŞASIN İKİ ÜLKENİN KARDEŞLİĞİ
KOMŞU İLÇELER:
KÜÇÜKÇEKMECE
Kosova Cumhuriyeti’nin
bağımsızlığının 3.yıl
dönümü Küçükçekmece’de gerçekleştirilen
görkemli bir törenle kutlandı. Programa
Küçükçekmece Belediye
Başkanı Aziz Yeniay’ın
yanı sıra Küçükçekmece
Kaymakamı Orhan Öztürk, Kosova Cumhuriyeti
Ankara Büyükelçisi Bekim Sejdiu, TBMM Başkan
Vekili Meral Akşener ve çok sayıda dernek üyesi
katıldı. Yerel sanatçılarının sahne aldığı gecede,
katılımcılar doyasıya eğlenerek Kosova’nın bağımsızlığını ilk günkü tadıyla kutladılar. Programda ilk
olarak; Kosova’nın kurtuluş
mücadelesini anlatan
fotoğrafların yer aldığı “Bir
Kahramanlık Öyküsü” isimli
serginin açılışı protokol üyeleri
tarafından
gerçekleştirildi.
Gecede
konuşan
Küçükçekmece
Belediye
Başkanı Aziz
Yeniay Kosova
ve Türk
kardeşliğine
dikkat çekerek;
“Buradaki
herkes Balkanlar’daki eşit
olmayan güçlerin mücadelesini
çok iyi biliyor. Kosova bizim için
sadece bir ülke değil, Kosova
bizim için kader birlikteliği yaptığımız candan öte canımızdır.
Arnavutluk’un ve Kosova’nın
güzel insanları bu ülkeyi layık
oldukları yere getireceklerdir.
Yaşasın Kosova Cumhuriyeti,
yaşasın Türkiye Cumhuriyeti,
yaşasın kardeşliğimiz” dedi.
bağımsızlık yolunda çok mücadele ettik. Türkiye
Cumhuriyeti de Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan
ilk ülkedir. Kosova Cumhuriyeti olarak Türkiye
Cumhuriyeti’ne sonsuz minnettarız.”diye konuştu.
Başkan Aziz Yeniay’a, katkıları dolayısıyla çiçek ve
plaket takdim edilen program, Arnavut Kardeşliği ve
Bursa İnegöl Rumeli
Türkleri Derneği”nin folklor
gösterileri ile devam etti.
Programda yerel sanatçılar,
Rumelili Ekrem, Aziz
Murati, Shukerte Fejza, ve
İmran Salkan Türkçe ve
Arnavutça şarkılar
seslendirdi. Gecenin sonunda ise programda sahneye
çıkan sanatçılara Aziz Yeniay ve protokol üyeleri
tarafından plaket ve çiçek verildi. TÜRKİYE’YE MİNNETTARIZ
Kosova Büyükelçisi Bekim Sejdiu ise
hemşerilerini selamlayarak “Kosova
bağımsızlığının 3. yılını kutluyor. Bizler
KOMŞU İLÇELER:
BAHÇELİEVLER
ŞİRİNEVLERLER MEHMET ŞEN İLKÖĞRETİM OKULU’NDA EĞİTİM BAŞLADI
İstanbul İl Özel İdaresi tarafından deprem güçlendirme çalışmaları
çerçevesinde yıkılan ve yenisi hayırsever işadamı Mehmet Şen tarafından yaptırılan Şirinevler Mehmet Şen İlköğretim Okulu düzenlenen
törenle hizmete açıldı.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni
Mutlu, Bahçelievler Kaymakamı Şevket Cinbir, Belediye Başkanı Osman
Develioğlu ve İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız’ın da katıldığı açılış
törenine vatandaşlar da büyük ilgi gösterdi.
Mehter takımı gösterisiyle başlayan törenler daha sonra okulun minik
öğrencilerinin folklor gösterileri, şiirleri ve keman konserleriyle devam
etti. Okulu yaptıran hayırsever işadamı Mehmet Şen, eğitime böylesi bir
katkı sağlayabilmenin mutluluğu içerisinde olduğunu ifade ederek,
“Bana bu mutlu günü gösteren Allah’ıma dualar ediyorum. Çocuklarımız
burada okusunlar, ilim irfan sahibi olsunlar” dedi.
Hizmetlerin en güzelinin eğitim ve hayırların en güzelinin de eğitime
yapılan olduğunun altını çizen İstanbul
Valisi Hüseyin Avni Mutlu da 2010 yılı
içerisinde İstanbul genelinde 1200 derslik
yapıldığını bu yılki hedeflerinin bunun
üzerine çıkmak olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından Bakan Eroğlu tarafından
hayırsever işadamı Mehmet Şen’e bir
plaket verildi. Daha sonra okul açılışı
gerçekleştirildi ve okulun bahçesine
öğrenciler ile birlikte fidan dikimi yapıldı.
Osmanlı – Rus Savaşı’nda 96 yıl önce,
Sarıkamış
Sarıkamış’ta donarak Şehit düşen 90 bin
asker için Bahçelievler’de anma töreni
gerçekleştirildi.
Sarıkamış Allahüekber dağlarında -40 derecede donarak şehit düşen
90 bin askerin ardından ailelerinin yaktığı
türkülerin seslendirildiği anma programında
duygular gözyaşı olup aktı. Çetin kış
koşulları, açlık, hastalık ve yazlık kıyafetlerle
verilen mücadelenin türkülerle anlatıldığı programda slayt ve Sarıkamış Sema gösterisi
yapıldı, türküler ve şiirler okundu. Mesut
Mercan’ın sunuculuğunu üstlendiği gecede
Sanatçı Recep Ergül’ün uzun yıllar süren der-
Şehitleri Bahçelievler’de anıldı.
TÜRKÜLERİN DİLİNDEN SARIKAMIŞ
leme çalışmaları ile toparlayıp albümler haline getirdiği, Türkçe,
Çerkesçe, Gürcüce, Lazca ve Kürtçe olarak tümü
Sarıkamış üstüne yakılmış türküler, Recep Ergül ile birlikte Bayar Şahin (Gürcüce) ve Grup Nartların Sesi
(Çerkesçe) tarafından seslendirildi. Bahçelievler Yeni
Sahne Kültür Merkezi’nde gerçekleşen anma programında konuşan Bahçelievler Belediye Başkanı Osman
Develioğlu’da “Bu vatan için gözlerini kırpmadan canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle, minnetle
anarken, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi.
42
Bakırköy Musiki Vakfı’ndan iki muhteşem etkinlik
FASIL ve DEDE EFENDİ KONSERLERİ
Bakırköy Musiki Konservatuarı Fasıl ve Konser topluluğu Faruk
Salgar yönetiminde muhteşem bir konser verdi.
Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konserin açılış
konuşmasını Vakıf Başkanı Hikmet Özkahraman yaptı.
Daha sonra sahneye çıkan Vakıf yönetim kurulu üyesi Selçuk
Kurt’ta fasıl ile ilgili konuşmasının ardından konserin yönetmeni
Faruk Salgar sahnedeki yerini aldı.
Topluluğun icra ettiği muayyen faslı salonu dolduran dinleyiciler
tarafından ayakta alkışlandı.
Konserin ikinci bölümünde koro ve solistler tarafından seçilmiş
eserlerden oluşan bir sunum yapıldı.
Bakırköy Musiki Konservatuarının bir diğer etkinliği de ‘’Dede
Efendi Konseri’’ idi.
Yunus Emre Kültür
Merkezi’nde gerçekleştirilen
konserin yönetmenliğini
ise, Suat Güney yaptı.
İki bölümden oluşan konserde birbirinden güzel musiki
eserleri icra edildi. Bakırköy Musiki Konservatuarı, konser sonunda salonda
bulunan dinleyiciler tarafından uzun süre
ayakta alkışlandı.
Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi,
Bakırköy’de, Atatürk Hava Limanı yakınlarında yapılacak.
Başta deprem olmak üzere tabii afet sırasında toplanma ve konaklama yeri olarak ayrılan
alana her biri 5 bin ton kapasiteli 7 yakıt tankı yapılmasına geçit verenler bu projeyi
N E R E Y E YA P A C A K S I N I Z ?
Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi, 170 bin dolar tutarındaki mimarlık ödülüyle
belirlenecek ve ödül alan proje İstanbul Avrupa Yakası’nda, Bakırköy’de, Atatürk Hava Limanı yakınlarında yapılacak.
ThyssenKrupp Elevator ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Beyoğlu’ndaki eski TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, 12. Mimarlık Ödülleri’nin başladığı belirtildi. Yarışma ile İstanbul Afet Önleme ve Eğitim Merkezi tasarımının seçilmesi hedefleniyor.
Toplantıda proje hakkında bilgi veren İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi
Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baz, söz konusu projeyle Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi’ni
yapacaklarını söyledi. Arzu BERATOĞLU ve Yavuz ARPACIK’ın haberi 22. sayfada
MARDİNLİ ÇOCUKLARIN İSTANBUL HEYECANI
“En iyi şeyler önce çocukların
hakkıdır” düşüncesinin hayata
nasıl geçirileceğinin tartışıldığı
Birinci Çocuk Hakları Kongresi
için ilk kez İstanbul’a gelen 8 kız
3 erkek öğrenciden oluşan
Mardin Çocuk Korosu üyeleri
İstanbul’u gezdi. Mardin Sakarya
Aycan Çaltekin İlköğretim okulundan gelen 11 öğrenci İstanbul
gezilerinde ilk olarak kendilerini
uçakla İstanbul’a getiren
Bahçelievler Kaymakamı Şevket
Cinbir’i ziyaret ettiler. Ziyarete
İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü
Hüseyin Sarı, Türkiye Çocuk
Zirvesi Genel Sekreteri Ebrize
Çeltikçi, Mardin Sakarya Aycan
Çaltekin İlköğretim Okulu Müdür
yardımcısı Şamil Şahin, İngilizce
Öğretmeni Öznur Diken, Müzik
Öğretmeni Nuri Dağdelen
katıldılar. Bahçelievler Kaymakamı Cinbir, öğrencilere kitap
ve çorap hediye etti. Daha sonra
öğrencilere yemek ikramında
bulundu. Öğrenciler gösterilen
misafirperverlikten dolayı Kaymakam Cinbir’e teşekkür ettiler.
Mardinli öğrenciler en çok İstanbul’un tarihi yerlerini ve denizini
görmek istediklerini belirttiler.
Türkiye Çocuk Zirvesi Genel
Sekreteri Ebrize Çeltikçi “Çocukları
Yakından İzleme Büroları” kurmayı
planladıklarını ve ilk büronun pilot
ilçe seçilen Bahçelievler’de kurulacağını belirtti. Çeltikçi, kongreye
çok sayıda akademisyen, pratisyen
ve eğitimcinin yanı sıra Türkiye’nin
her yerinden çocuk delegelerin
katılarak hakları konusunda
düşüncelerini açıklayacaklarını
söyledi. Çeltikçi, Mardinli çocukların seslendireceği besteyi, oğlu
Ahmet Cem Çeltikçi’nin 12 yaşındayken bestelediğini belirterek,
“BM Çocuk Haklarına Dair
Sözleşme’nin kabul edilmesi üzerine 1995’de bestelemişti” dedi.
Öğrenciler üç günlük ziyaretin
ardından Mardin’e döndüler.
( Yavuz ARPACIK )
BAKIRKÖY GENÇLİĞİ ÜZERİNE
Bakırköy Gençlik Meclisi’nin yürütme kurulu
tarafından oybirliği ile başkan seçilen Canberk Yalçın, Bakırköy’de gençlerin yaşadığı
sorunları ve isteklerini gazetemize anlattı.
“Daha katılımcı, daha demokrat, daha
güzel bir Bakırköy için bugünden bazı şeyleri yapmamız gerekir. Bunu da yapma yeri
Gençlik Meclisi, bunu yapacak olanda
gençlerdir.’’ diyen Yalçın, tüm Bakırköylü
gençleri BAGEM çatısı altında toplanmaya
davet etti.
(Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK )
Yasızı 23. sayfada

Benzer belgeler

CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ

CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ 29 MART 2009 Yerel Yönetimler seçimlerinde AKP’nin Bakırköy Belediye Başkan adayı Oğuz Satıcı, adaylığı sırasında gazetemize verdiği advertorial ilan ücretini ödemediği için gazetemiz tarafından ma...

Detaylı

Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek

Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek Satıcı, adaylığı sırasında gazetemize verdiği advertorial ilan ücretini ödemediği için gazetemiz tarafından mahkemeye verildi. Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 31 MART 2011 tarihinde saat 10....

Detaylı

Mahalleli, Yadigar Aslan`a ve PROJELERiNE `OLUR`U VERDi

Mahalleli, Yadigar Aslan`a ve PROJELERiNE `OLUR`U VERDi tüm hızıyla devam ediyor. Şimdi yetkililere soruyoruz; şu anda bile Florya Sahili’ne Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu düzenlemeler sonunda binlerce kişi akın ediyor, 8-10 metre genişliğindek...

Detaylı