Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl

Transkript

Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl
ÖNE ÇIKANLAR
KİTAP İPEK ÇALIŞLAR
MİMAR MUSTAFA TONER
KOLEKSİYON MUHTAR KATIRCIOĞLU
TELEVİZYON ENGİN ALTAN DÜZYATAN
PORTRE TULUHAN TEKELİOĞLU
SÖYLEŞİ DENİZ HERTZ
SAYI: 14
“Arkadaşlar! Devrimimiz Türkiye’nin yüzyıllar için mutluluğunu
üstlenmiştir. Size düşen onu kavrayarak ve takdir ederek çalışmaktır.”
İÇİNDEKİLER
46
8 SANAT GÜNCESİ Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki
‘Ağa Han Müzesi Hazineleri’ ve Londra
Design Museum’daki ‘Drawing Fashion’dan
izlenimler
10 KİTAP Latife Hanım ve Halide Edip biyografilere imza atan, İpek Çalışlar
12 ALIŞVERİŞ Sevdikleriniz için en güzel
yılbaşı alternatifleri
46 STİL Porselen ve seramiğin muhteşem
birlikteliği
50 GEZİ Gündüzü ile gecesi farklı güzelliklerle dolu olan şehir, New York
54 MİMAR Türkiye’nin önde gelen mimarlarından, Mustafa Toner
58 STİL Yılbaşı sofralarınız için alternatifler
16 YENİLİK Kütahya Seramik sujet uygulaması ile hayalinizdeki deseni hayata geçirin
18 YENİ SERİ İşlevsellik ve uygulama kolaylığı ile dikkat çeken Versatile koleksiyonu
20 DEKORATİF Işığa yön veren Shine ve
yalınlığın zarafetini temsil eden Diana serileri
22 PORTRE Ekranların en renkli yüzlerinden
Tuluhan Tekelioğlu ile 40’ında 40 kadın sergisi üzerine yaptığımız sıcak röportaj
30
26 DÜNDEN BUGÜNE Yeryüzünün en karizmatik içeceği kahve hakkında merak ettiğiniz her şey
30 STİL Kütahya Porselen’den şık kahve
fincanları
32 SÖYLEŞİ Satış ve pazarlama dünyasının
başarılı isimlerinden Deniz Herz
36 FUAR Paris Maison&Objet fuarından en
yeni ürünler ve tasarım dünyasından en son
haberler
38 TELEVİZYON Engin Altan Düzyatan ile
oyunculuk ve hayat üzerine
62 MODA Dört ünlü modacıdan yılbaşı gecesi için stil önerileri
66 GURME Kütahya Porselen’in şık ve zarif
yemek takımlarıyla tamamlanan Güral Sapanca Wellness Park Otel’in yılbaşı menüsü
72 YENİ SERİ Sofranıza neşe katacak balık
formlu porselenler
74 GEZİ Kendine has mutfağı, tarihi, doğası ve
kültürüyle Karadeniz’in gözde şehri Trabzon
72 ESTETİK DOKUNUŞ Kütahya Seramik
ürünleriyle güzelleşen mekanlar
82 MAĞAZA Kütahya Porselen’in Via Port
AVM’de açılan şık mağazası
84 MAĞAZA Kütahya Porselen ailesinin yeni
üyeleri Mecidiyeköy Plaza ve Dudullu Plaza
mağazaları
86 BAYİ Kütahya Seramik’in Düzce bayiliğini
yapan Erdi Yapı
42 KOLEKSİYON Menü koleksiyonu ile
gurmeliğe farklı bir boyut katan Muhtar
Katırcıoğlu
90 BİZDEN HABERLER
Yayına Hazırlayanlar
Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş
Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız
98 BULMACA
SAYI: 14
ARALIK 2010
İmtiyaz Sahibi
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17
[email protected]
NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından
2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır.
6
Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul.
Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman
Tel: (0212) 326 30 16
Yayın Yönetmeni Fatma Özel
Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık
Görsel Yönetmen Nazlı Sarı
Yayıncılık A.Ş.
Editörler Selin Akal, Çiğdem Hasanoğlu
Basıldığı Yer: Akpınar Mah.
Fotoğraflar Ahmet Gül,
Hasan Basri Cad. No: 4,
Ceren Can Korkmaz, Koray Işık
Sancaktepe, İSTANBUL
İsa Arslan
Tel: (0216) 585 90 00
EDİTÖR
Yerel birikim, global başarı
Anadolu toprakları tüm dünyayı kıskandıran eşsiz
zenginlikte bir hazine. Bu topraklarda yeşerip, yine aynı
toprakların birikimi ve insan emeğiyle gücüne güç katarak,
dünya markası olma yolunda ilerlemek
ise bizim gibi tüm yerli üreticilerin en
büyük övünç kaynağı. Kalite ve güven konusunda
taviz vermeden yıllara meydan okuyan bir kurum olarak
Kütahya Porselen, Kütahya Seramik ve Kütahya Ambalaj
uluslararası fuarlarda ve yarışmalarda aldığı ödüllerle,
sektördeki başarı motivasyonunun ne kadar güçlü olduğunu
bir kez daha kanıtladı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni
Gülden GÜRAL
Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
koleksiyonlar ile dünyanın en prestijli seramik fuarlarından
Cersaie Uluslararası Seramik, İnşaat ve Banyo Aksesuarları
Fuarı’ndaki başarımız, 54. Avrupa Kalite Kongresi
kapsamında düzenlenen 23. Altın Ambalaj yarışmasında
aldığımız ödüllerle başarı ödüllerimize
yenilerini ekledik. Gücünü Anadolu topraklarından
alan bir kurum olarak, ailemizin bu mutlu tablosunu NG
dergimiz aracılığı ile sizlerle paylaşmak istedik.
Başarının hiç durmadan kendini yenileyerek ilerlemek
olduğunu düşünen bir firma olarak Yeni Yıl’ı umutlara
açılan bir pencere olarak görüyoruz. Her sayımızda ilk
günkü heyecanla çalıştığımız NG dergimizde, yenilikçi
çizgimizi, başarılı kariyer hikayelerini, sanat dünyamızın yıldız
etkinliklerini, edebiyat ve moda dünyasında öne çıkanları
sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Yeni Yıl’ın sevdiklerinizle birlikte mutlu
ve umut dolu geçmesi dileğiyle…
7
SANAT
GÜNCESİ
GEÇMİŞ GÜN
IŞIĞINA KAVUŞUYOR
En değerli İslam sanat eserlerini bünyesinde barındıran Ağa Han Müzesi’nin
başyapıtlarını, 27 Şubat 2011 tarihine kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde görebilirsiniz.
Yazı Çiğdem Hasanoğlu
enginlik, ihtişam, medeniyet, çağdaşlık ve zarafetle birlikte anılan Ağa Han
Z
Kültür Vakfı, 1988’den bu yana, dünyanın önemli merkezlerinde faaliyet-
lerini sürdürmeye devam ediyor. En değerli İslam sanat eserlerini içinde barındıran bir koleksiyon ile 2013 yılında Toronto’da ziyarete açılacak olan Ağa Han
Müzesi’nin başyapıtları da ilk kez ‘Ağa Han Müzesi’nin Hazineleri’ isimli bu sergi
sayesinde sanatseverlerle buluşuyor. Sergi ayrıca ilk kez halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede gerçekleştirilmesi açısından da bir ilke imza atıyor.
İslam dünyasının, Endonezya’dan Sicilya’ya, Endülüs’ten Çin’e uzanan farklı coğrafyalarda aynı döneme denk gelen yansımalarını gözler önüne seren sergide; seramik, ahşap, metal, kumaş gibi malzemelerden yapılmış ve üstlerinde Kuran’dan
metinlerin yer aldığı objelerin yanı sıra, elyazmaları ve minyatürler de yer alıyor.
İslam sanatlarının gelişimini vurgulayan sergideki eserler arasında, Şah
Tahmasp’ın ünlü Şehname’sinden minyatürler, İbn-i Sina’nın Avrupa’da tıp konusundaki en yetkin kaynak olarak kabul edilen ‘El-Kanun fi’t-Tıb’ adlı yapıtının en
eski elyazması yer alıyor. ‘1001 Gece Masalları’nın bilinen bütün nüshalarından
daha eskiye, 500 yıl öncesine tarihlenen yeni bulunmuş bir elyazması ve Osmanlı padişahı II. Selim’in Reis Haydar Nigâri’ye atfedilen portresi de, dikkat çeken
eserler arasında bulunuyor. Sergi, Kuran’dan nadir sayfaları, tezhipli Kuran ciltlerini ve mavimsi yeşil boyayla renklendirilmiş parşömen üzerine altın harflerle yazılı
ünlü Mavi Kuran’ın bir sayfasını da içeriyor. www.muze.sabanciuniv.edu
8
MODAYI YARATMAK
20. ve 21. yüzyılların en dikkat çekici moda çizimlerini derleyen ‘Drawing Fashion
Fashion’
sergisi, sadece dönemlerin moda stilleri ve ruhu hakkında bilgi vermiyor, aynı zamanda
dünya coutre’ünün ve yüksek modanın arkasındaki ihtişamı da gözler önüne seriyor.
hanel, Dior, Comme des Garçons, Poiret, Lacroix ve
C
McQueen başta olmak üzere, dünya modasına yön ve-
ren önemli isimlerin orijinal çizimlerinin görülebileceği ‘Drawing
Fashion’ sergisi, 6 Mart 2011 tarihine kadar Londra’daki Design
Museum’da izleyicileriyle buluşuyor.
Moda dünyasına yön veren artistler ve moda ile ilintili sanatların kolektif gücünden destek alan sergideki çizimler, Art Nouveau,
Art Deco ve Pop Art gibi dönemlerin tarzlarına göre koleksiyonlara ayrılmış. Moda tarihçisi, yazar ve serginin ortak küratörü Colin
McDowell’in “Kariyerlerinin doruk noktasındaki sanatçıları rüzgar
gibi estikleri dönemlerde görmek,” olarak yorumladığı sergide orijinal illüstrasyonların yanı sıra, dönemlere damgasını vuran filmler,
video klipler ve müzikler de bulunuyor. Dönemlerin sosyo-kültürel
değişimlerini moda ekseninde gözlemlemek isteyen herkes bu
sergiyi izlemeli. www.designmuseum.org
9
KİTAP
İPEK ÇALIŞLAR
BİYOGRAFİLERDEN
GÜÇ ALMAK MÜMKÜN
Latife Hanım ve Halide Edib gibi
iki adet eşsiz biyografiye imza atan
İpek Çalışlar ile son kitabı Halide
Edib vesilesiyle kadın olma halleri
üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Yazı Çiğdem Hasanoğlu
atife Hanım’ın biyografisinden sonra şim-
Biyografi kişisi olarak onlardan daha iyi isimler bulamam diye
di Halide Edib’in hayatını anlatan kitabınızla
düşünüyorum. İkisi de üzerinde büyük keyifle çalışılacak kadın-
gündemdesiniz. Hayatını araştırıp aktardığınız
lardı. Bu iki biyografiyi yazarken en büyük motivasyonum onları
yazarların kadın olması tesadüf değildir herhalde. Latife
yeniden keşfetmekti. Erkeklerle eşitlik için mücadele etmişlerdi.
Hanım ve Halide Edip’in hayatını araştırırken ne gibi mo-
Latife Hanım’ın lider Mustafa Kemal ile eşit ilişki kurma gayreti
tivasyonlarınız vardı?
beni hayran bıraktı. Halide Edib’in de liderlerle siyasi tartışma-
L
Tarihi sürecin, kadınları buldozer gibi silip atması beni bir
süredir tedirgin ediyordu. Kadın tarihine duyduğum ilgiyi çalışmalarıma döktüm. Latife Hanım ile Halide Edib’i seçerken
tesadüften ziyade tercihlerim rol oynadı. Bugüne kadar kapalı
lara girmesi, muhalefet duygusu, rejime yönelttiği eleştiriler çok
hoşuma gitti.
Bu iki kadın figürünü seçmenizin altında benzer nedenler var mı?
kalmış pek çok yönleri vardı. Latife ile Halide, üzerinde büyük
İkisi de mücadeleci ve hayata eleştirel yaklaşan kişiler. Çok
keyifle çalışılacak kadınlardı. Siyasi anlamda önemliydiler; ka-
insiyatifliler. Halide ile Latife kendilerini önemseyen, gölge ola-
dın kimlikleri ile de beni büyülediler. Hayatları roman gibiydi.
rak kalmayı reddeden ve bu geleneği altüst eden kadınlar. Bu
10
yüzden beni kışkırttılar. Onları seçmemdeki ikinci neden
de şu. Bu iki kadını yıllar boyu yeterince görmemiş oldu-
İPEK ÇALIŞLAR’IN KÜTÜPHANESİ’NDEN
ğumuzu düşündüm. Zaten kitapları yazdıktan sonra “bu
• Cevdet Bey ve Oğulları-Orhan Pamuk
“Yıllar sonra geri dönüp Orhan Pamuk’un
Cevdet Bey ve Oğulları isimli ilk kitabını
okudum. Hakikaten hayran kaldım.
Romanında anlattığı yıllar, Halide Edib’in
hayatıyla kesişen yıllar olduğu için çok ilgimi
çekti başlangıçta. Kitabı okurken, Orhan
Pamuk’un Türkiye’nin bütün sorunlarını
daha gencecikken dert edindiğini gördüm.”
kadınları bize siz tanıttınız,” diyen çok oldu. Halbuki biri
Mustafa Kemal’in eşi idi, diğeri de Osmanlı’dan günümüze ayakta kalmayı bilmiş bir kanaat önderi. Ne var ki,
her ikisini de çok eksik ve yanlış tanımıştık.
Halide Edib gibi Türkiye tarihinde ilklere imza
atan bir kadının hayatının incelikleriyle tanışmak
kadınlık hakkındaki düşüncelerinizi etkiledi mi?
Bir kere fikri anlamda çok zenginleştiğimi düşünüyorum. Kadınlara saygım arttı, kadınları daha fazla önemsiyorum. Kadın ile erkek arasında hiç fark gözetmediğim
yıllar oldu. Kadınlık üzerine yazılmış kitaplar ve makaleler
kendime ve başka kadınlara değişik bir gözle bakmamı
sağladı. Şimdi de bu kadınların yaşamlarını böyle didik
didik incelerken onlardan kuvvet alıyorum. Kitabın okurları da benzer bir güç alıyorlar.
Gazetecilik
geçmişinizin
hayatınızdaki
yeri
nedir? Türkiye’de kadın olmak başlı başına dertli
iken bir de araştırmacı gazeteci kimliğini taşımak
yorucu oldu mu?
Ben bugün de bir tür gazetecilik yapmaktayım. Tarih
sayfalarından arayıp bulduğum haberleri biriktirip biriktirip kitap yapıyorum. Hem Latife Hanım hem de Halide Edib biyografisi aynı mantıkla ortaya çıktı. Şöyle bir
fark var günlük gazetede çalışan kişiyle aramda: Haber
kovalamada ben kendi kendimin efendisiyim. Talimatımı kendim alıp veriyorum, editörlüğümü de yine kendim
yapıyorum. Her iki kitapta da sayısız haber var. Ama
ben kendimce ulaştığım haberleri bağırtmadan hikaye
gibi anlatıyorum. Muhakkak kaynak da gösteriyorum.
Araştırmacı gazetecilikten ziyade esas yorucu olan kadın olmak. Kadınlığın zor yanları maalesef çok. Hayatın
sevilmeyen gündelik işleri hep kadınların sırtında; buna
karşılık toplumun en yoksul kesimi yine kadınlar. Toplumun en dezavantajlı kesimi yine kadınlar. Haklarımızı
arama konusunda ısrarcı davranmamız gerekiyor.
Kadın, anne, araştırmacı-gazeteci, yazar kimliklerinizin çatıştığı durumlar oluyor mu?
Hayatın öncelikleri kimlik dinlemez. Bu yüzden elbette çatışmalar oluyor. Oğlumuz 32 yaşında ama bizimle yaşıyor. Üç kişi aynı evde yaşarken sayısız problem
çıkıyor. Kimi sessizlik istiyor, kimi başka bir şey. Ama
• Ali ile Ramazan-Perihan Mağden
“Perihan Mağden’in öfkesini dile getirme
biçimini çok etkileyici buluyorum. Seçtiği
sözcükler derdini anlatırken derdi yanı
başınıza getiriyor. İki eşcinsel gencin
dramını anlatan bu kitabı önemsedim. Yerli
edebiyatımıza eşcinsellik mevzusu yeni yeni
girmeye başladı. Bu da bir viraj olmuş.”
• Günlükler 1906-1948-Kazım Karabekir
“Kazım Karabekir’in günlüklerini heyecan
verici buldum. Eli kalem tutmaya başladığı
günden beri günlük tutmuş. Tarihe
merak salan benim gibi birisi için doğrusu
büyüleyici. Latife ve Halide çalışmalarım
sırasında kapalı kalmış pek çok noktayı
benim için aydınlatmış oldu.”
• Geçmişiniz İtinayla Temizlenir -Cemil
Koçak
“Cemil Koçak’ın ‘Geçmişiniz İtinayla
Temizlenir’ ismini verdiği çalışması değişik
dönemlerde kaleme aldığı makalelerden
oluşuyor. Tam altı yıldır 1900’lü yılları
öğrenmeye çalışıyorum. Ama hep bir
şeyler eksik kalıyor. Bu kitap kafamdaki
parçaları bir araya getirdi. Ne demek
istediğimi şöyle anlatayım: Bir albüme
bakıyoruz, 1930’lu yıllarda batılı giysileri
içinde bir kadınımızın son derece afilli
fotoğrafını görünce müthiş etkileniyoruz.
Yahu nereden nereye diyoruz. Halbuki bu
fotoğrafta gördüğümüz suret tamamen
şekilden ibaret bunu fark etmiyoruz. 1930’lu
yıllarda Türkiye’de hüküm süren baskı rejimi
fotoğrafa aksetmiyor. Bu kadının örneğin
sahip olduğu gayrimenkul yine fotoğrafa
yansımıyor. Fotoğrafa sadece baloda dans
eden ya da dekoltesiyle poz veren bir
anneanne ya da babaanne yansıyor. Cemil
Koçak’ın belgelere dayanarak anlattığı
geçmiş hiç de övünülecek tozpembe bir
geçmiş değil.”
• Suyu Arayan Adam-Şevket Süreyya
Aydemir
“Okuduğum bir diğer kitap ise Şevket
Süreyya’nın hayatı, ‘Suyu Arayan Adam’.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en ısrarlı biyografi
yazarını merak ettiğim için onun hayatını
anlatan kitabı okudum. Çok da beğendim.”
üçümüz de beraberliğimizden memnun olduğumuz için
küçük fedakarlıklar yaparak durumu idare ediyoruz. 11
ALIŞVERİŞ
YILBAŞI
YENİ YIL HEDİYENİZ!
Yeni yılı karşılarken sevdiklerinizle mutluluğunuzu paylaşmanın
yollarından biri de onlar için özenle seçeceğiniz hediyelerdir. Kütahya
Porselen’in koleksiyonlarından şık ve zarif yılbaşı hediyeleri seçtik.
Bu yılbaşında
sevdiklerinizi
modası asla
geçmeyecek
bir hediye ile mutlu
etmek istiyorsanız, sır
altı tekniğiyle üretilen ve
solmama garantisine
sahip olan çerez seti tam
size göre! Çerez seti,
(4 parça) 27,50 TL.
1
12
Servis tabağı, kahve fincanı, lokumluğu, fincan
kapağı ve su bardağı ile tam hizmet veren kahve seti,
geleneksel kahve keyfinden vazgeçemeyenler için
ideal. ‘YP06TF1283678’ Türk kahvesi seti, 265 TL.
3
Sevdiklerinizin
armağan
ettiğiniz
hediyeyi her
gün kullanmasını
istiyorsanız, göz
dolduran desenleri
ile bu set, tam sizin
aradığınız hediye!
‘CRN87YT9013226’
Armina yemek takımı,
(87 parça), 590 TL.
4
Kahve tiryakileri için şık ve sıra dışı bir
hediye mi arıyorsunuz? O halde farklı
desen alternatifleri ile aklınızı karıştıracak
olan bu fincanlara mutlaka göz atın!
‘Estel’ kahve fincanı seti, (4 parça) 34 TL.
2
Klasik desenleri
ile dikkat
çeken Sahra
yemek takımı,
30 cm porselen supla
tabaklarını da içeriyor.
‘CDN97YT9013955’
Sahra yemek takımı,
(97 parça) 800 TL.
5
Yetişkinleri bile kıskandıran Corner
Mama Seti, dünyanın en neşeli hediyesi
olmaya aday. Şık kutusu ile de dikkat
çeken ürünün farklı desen alternatifleri de
mevcut. ‘Corner’ mama seti, (5 parça) 32 TL.
6
13
ALIŞVERİŞ
YILBAŞI
Renkli ve neşeli bir
dünyanın temsilcisi
olan Naturaceram
‘Perge’ serinin
parçalarından istediğiniz
adette satın alabiliyorsunuz.
7
Servis tabağı,
fincanı ve fincan
tabağı ile üç
parçadan oluşan
bu özel seri, el yapımı
ürünler arasında en çok
sevilen örneklerden biri.
8
Soğuk kış
günlerinde
sofralara
baharın
sıcaklığını getirecek
olan bu kahvaltı
setleri, güne pozitif
enerji ile başlamanızı
sağlayacak.
Elektrikli ısıtıcısı dahil
44 parçadan oluşan
‘CRN44KH9015207’
İmren kahvaltı seti,
399 TL. Elektrikli
ısıtıcısı dahil 44
parçadan oluşan
‘CRN44KH901511’
Bengü kahvaltı seti,
399 TL.
9
14
Naturaceram
Şato serisinin
renkli parçaları
ile yaratacağınız
set, hayal gücünüzle
şekillendirebileceğiniz rengarenk
hediye alternatifleri sunuyor.
10
15
YENİLİK
SUJET UYGULAMA
ÖZGÜR
DESENLER
Alışılagelmiş seramik tasarımlarından sıkıldıysanız,
nasıl bir desen istediğinize karar vermeniz yeterli.
Kütahya Seramik, sujet uygulamasıyla hayalinizdeki
modeli ve deseni, sadece size özel olarak üretiyor.
16
ütahya Seramik yüksek ba-
K
sınçlı su sistemiyle ürettiği
özel kesimli bordür, dekor ve panolarıyla kişiye özel çözümler sunuyor.
Sınırsız desen ve ebat seçeneğine
sahip olan özel tasarımlı ürünler, bilgisayar uygulamaları ile desteklenen
sujet makinelerinde kesiliyor. Soğuk
kesim sistemi ile yapılan sujet uygulamalarda herhangi bir bozulma, esneme, erime ve sertleşme sorunları
yaşanmıyor. Ürün istenilen incelikte,
pürüzsüz bir şekilde kesilebiliyor.
Özellikle mimarinin, dekorasyonun ve özgür tasarımların vazgeçilmezi olan bu teknolojiyle her desen
en küçük ayrıntısına kadar seramiğe
ve cama uygulanabiliyor. Eşsiz renk
ve desenleri ile olağanüstü bir yorum
kazandıran Brezza cam koleksiyonları da (üstte solda), sujet uygulamaların en gözde parçaları arasında. 17
YENİ SERİ
VERSATILE
SERAMİKTE BİR DEVRİM
VERSATILE
Seramik sektörünün
başrol oyuncularından
biri olan Kütahya
Seramik, üç boyutlu
seramik koleksiyonu
Versatile ile Türkiye’de
ve dünyada yenilikler
sunmaya devam ediyor.
Versatile ‘Arc’ serisi.
18
Versatile ‘Arc’ serisi.
Versatile ‘Axis’ serisi.
İşlevselliği, değişken ve yaratıcılıkla buluşturan Versatile, çok yönlü kullanımı ile seramik
sektöründe yeni bir çağı başlatıyor.
Versatile koleksiyonu, kişinin kendini özgürce ifade etmesini sağlayan, farklı mekan kurguları ile birçok duyguyu ve estetiği içinde barındırıp, geometrinin tüm yaratıcılığını, akılcı ve estetik kurallarla sergiliyor. Koleksiyon, kullanıcısına aynı karoyla onlarca farklı döşeme seçeneği
sunuyor. Böylece her uygulamayla mekanlar farklı kimlikler kazanıyor. Arc ve Axis olmak üzere
iki farklı modelden oluşan koleksiyonun dikkat çeken en önemli özelliklerden biri, her iki serinin
birbirinden farklı tasarımlara sahip olmasına rağmen seriler arasındaki geçişin mükemmel bir
uyum içinde yapılabilmesi. Versatile koleksiyonu, üç boyutlu olma özelliği, işlevselliği, farklı tasarım seçenekleri ve uygulama kolaylığı ile mimari projelere özgün ve yenilikçi çözümler sunuyor.
Mimari uygulamalara farklı bir bakış açısı kazandıran Versatile ürünleri, plaza, ofis, lobi, salon, yatak odası gibi her ölçekte tüm iç mimari mekanlara uygulanabiliyor. Koleksiyonun Arc
serisi 12.5x29 cm; Axis 12.5x22 cm ölçülerinde kahve, mavi, beyaz, bordo, siyah, krem renklerinde, mat ve parlak doku seçeneklerine sahip. 19
DEKORATİF
SHINE/DIANA
LÜKS EFEKTİ
Işığa yön verme özelliğine
ve yalınlığı
sahip ‘Shine’
‘Sh
zarafetle buluşturan ‘Diana’
serileri, ssade ama göz alıcı
mekanlar yaratmak için ideal.
GÖZ KAMAŞTIRAN IŞILTILAR
Işığa yön verme özelliğine sahip
olan ‘Shine’ serisi, özgün ve sıra dışı
stiliyle kullanıldığı mekanlara estetik
bir dokunuş katıyor. Yansımalarla
kuvvetlenen serinin kare desenleri, metalik renklerdeki yüzeye ışıltı
ve derinlik kazandırıyor. 66x33 cm
ebadında, sırlı porselen karo olarak
üretilen seri, disko, bar ve vitrin gibi
özel mekanlarda da tercih ediliyor.
SADE, ZARİF VE ASİL
Kütahya Seramik’in 2011
koleksiyonunun en gözde ürünü olan ‘Diana’ serisi, sadeliği
zarafetle buluşturuyor. 50x25
cm ölçülerinde duvar karosu,
33x33 cm ölçülerinde yer karosu olarak üretilen serinin, siyah ve beyaz olmak üzere iki
alternatifi bulunuyor. Yalın bir
tasarım anlayışının sergilendiği
serinin en iddialı ürünü ise, kabartma efektli platin dekorlar.
Sade ama göz alıcı bir mekan
yaratmak isteyenler için üretilen platin dekorlar, zarafeti
ve asaleti de yaşam alanlarına
getiriyor.
20
PORTRE
TULUHAN TEKELİOĞLU
‘Ben
40’ımda
büyüdüm’
Ekrranın en renkli
Ekranın
ren
nk
kli yüzlerinden
biri
Tuluhan
Tekelioğlu.
b
iri T
uluhan T
eekelioğlu.
Türkiye’de
kadın
T
ürkiye’de ka
adıın olmayı
‘40’ında
‘4
40’ın
nda 40
40 kadın’
kad
dın’ sergisiyle
irdeleyen Tekelioğlu,
40 yaşın kendisi için de milat
olduğunu söylüyor.
Yazı Sevgi Su Yürük
Fotoğraflar Yasin Acar
22
uluhan Tekelioğlu röportajlarıyla gündem yaratan bir
O beni çok mutlu etti. Şöyle düşünüyorum, güçlü kadın ya
gazeteci. Kendine özgü röportaj tekniğini video yer-
da cesur kadın rehberi oldu o kitap. Başlangıçta bir kitap yaz-
leştirmelere ve belgesellere de taşıyor. Bunun en gü-
ma fikrim yoktu. Tam anlamıyla bunu bir belgesel, bir fotoğraf
zel örneklerinden biri de ‘40’ında 40 kadın’ sergisi. Bu serginin
sergisi yapmak istedim. Mesela Okan Bayülgen’in programında
amacı onun deyimiyle ‘40’ına giren kadınların farkındalığını or-
elimde katalog vardı, zannetmişler ki, bu bir kitap. Ve kitapçılara
taya koymak.’ Etrafa yaydığı etkiden, amacına fazlasıyla ulaştığı
gidip bu kitabı sormuşlar. Bana çok telefon geldi kitapçılardan,
hemen anlaşılıyor. 40’ında 40 kadın sergisini şimdi de ‘50’sinde
bunun kitabı yok mu diye. O sırada yoktu, sadece bir sergi ka-
50 Erkek’ izleyecek. Biz de Tekelioğlu’na sorduk ‘40 yaşına gi-
taloğuydu. Daha sonra oturdum ve üç hafta içinde bunu kitap-
rince hayatınızda neler değişti?’
laştırdım. Şimdi kitap her yerde, serginin ya da filmin ulaşama-
T
Gazeteci kimliğiniz dışında video yerleştirmelerinden
yacağı en ücra köşelerde de var. Dolayısıyla memnunum. Şunu
oluşan sergileriniz çok konuşuldu. Röportaj alanında bi-
düşünüyorum; gazetecilik ya da televizyonculuk sadece bize
linen en iyi gazetecilerden birisiniz, bu sergiler mesleği-
sunulan mecralarda yapılmaz. İnsanların ulaşabileceği her yer-
nizin bir uzantısı gibi duruyor çünkü hepsi bir tür röportaj
de yapılır. Bunu kanıtlamak istedim ben ve bu projelerim devam
tekniğine dayanıyor. Siz de bu çalışmaları mesleki bir
edecek. Her sene bir projeyle devam edeceğim. Şimdi sırada
uzantı olarak görüyor musunuz?
‘50’sinde 50 Erkek’ var.
15 senelik gazeteciyim. Değişen dünyada ve Türkiye’de
‘40’nda 40 kadın’ sergisinde karşınızdakilere yönelt-
video yerleştirmelerin, belgesellerin insanları her yerde yakala-
tiğiniz soruların benzerini size sorsak, neler değişti ha-
yacağını düşünüyorum. İnsanları yakalamak ve bilgilendirmek
yatınızda? Kendinize de doğum günü hediyesi olarak bu
için sadece gazete, televizyon, dergiler değil; aslında alışveriş
kitabı vermişsiniz…
merkezleri, onların sıklıkla dolaştıkları sergi mekanları, sinema
5 Mart’ta doğdum ben. 1970 doğumluyum. Sergiyi 3 Mart’ta
salonları olabilir diye düşündüm ve bu yüzden gazeteciliğimi
açtık ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ydü. Yani hem kendime
insanların yoğun olarak birlikte vakit geçirdikleri yerlerde de
hem de ülkemde yaşayan bütün kadınlara hediye etmek istedim
göstermek istedim. Dolayısıyla ilk yaptığım ‘Ayaküstü Cevap-
yaptığım çalışmayı. Günlük hayatımda değişen bir şey yok ama
lar’ sergisi Türkiye’deki 150 insana, ünlü ünsüz, sorduğum altı
iç dünyamda çok şey değişti. Her kadının da bu yaşa geldiğinde
basit sorudan oluşuyordu. Ondan önce Türkiye’nin en büyük
hayatında bir şeyleri değiştirdiğini düşünüyorum. Çünkü bu yaşa
ve en prestijli sanat galerilerinden birinde, Milli Reasürans Sa-
yaklaşırken, sadece benim içimde değil, pek çok kadının içinde
nat Galerisi’nde sergilendi. Daha sonra bu sergi Türkiye’nin pek
fırtınalar kopuyor. Yakın çevremden gözlemledim kadınları. Çok
çok yerine gitti. Bursa’ya gitti, Antalya’ya gitti, Adana’ya gitti
yakın arkadaşlarım var ve bana şunu söylediler, özellikle bir ta-
ve alışveriş merkezlerinde insanlarla buluştu. Bu benim için çok
nesi beni çok şaşırttı: “Hayır diyebilmeyi 40 yaşında öğrendim.
önemli bir şey, çünkü yaptığım işin her yerde insanları yakalaya-
Bugüne kadar kimseye hayır diyemiyordum, kimseyi kıramıyor-
bileceğini düşünüyorum.
dum, hep verici davranıyordum ama baktım, yaptıkça yaptıkça
İkincisi, bu sene yaptığım sergi; sadece bir sergi boyutu yok-
karşılığında hiçbir şey alamıyorum.” Teyzemin kızı 40 yaşında
tu aynı zamanda bu bir belgeseldi. Belgesel çekmek için yola
eşinden boşandı ve aşık olduğu, kendisinden yedi yaş küçük bir
çıktım. Neden sergi yaptım aynı zamanda? Çünkü İstanbul’un
adamla evlendi mesela. Bunu cesaretle anlatma ve uygulama
çok farklı semtlerinde yaşayan kadınlara ulaştım. Amacım
durumu 40 yaşında oldu. O kadar enteresan şeyler gördüm ki
40’ına giren kadınların farkındalığını gösterebilmekti herkese. Ve
çevremde. Benim hayatımda ne oldu? Çok büyük bir değişik-
bu kadınların bir arada bulunması mümkün değildi. Onları biz
lik olmadı hayatımda ama anladığım kadarıyla kendimi 40’ımda
belgeselde gördük, daha sonra kitaplaştırdık, kitapta gördük
tanıdım. Ben 40’ımda büyüdüm. Olgunlaşmadım büyüdüm di-
ama sergi yapmamın amacı, açılış gecesinde o kadınların hep-
yebiliriz. Kendimle hesaplaşamadığım bazı şeyleri İstanbul’daki
sini bir araya toplayabilmekti. İstanbul’un kokoşlarıyla varoşları
çok uzak semtlerdeki kadınların ağzından aldım, içimdeki bütün
bir sergide buluştular. Bunu sağlayabilmekti, bu yüzden orada
duyguları onlar konuştular. Onları konuşturtarak kendimle barış-
bir açılış yapmak, hepsini bir araya getirmek istedim. Ve başarılı
tım. Yani 40 bana iyi geldi, her kadına geldiği gibi. Her kadın aynı
olduğunu düşünüyorum projenin.
şeyi yaşıyor bence ve daha sonra sükunete eriyor.
40’ında 40 kadın kendi dalgasını aldı gidiyor, kitaplaştı. 40 yaşına gelen, 40 yaşına yaklaşmakta olan kadınlar
birbirlerine doğum günü hediyesi veriyorlarmış kitabı...
Sizce başarıya ulaşmakta yaş ne derece önemli bir
faktör? Peki ya şans?
Yaş çok önemli değil ama deneyimler, tecrübeler yaş al23
PORTRE
TULUHAN TEKELİOĞLU
makla oluyor herhalde. Belli yaşlarda idealleriniz, hayalleriniz,
açılmıştı. Patronu Ufuk Güldemir’di. Çok az insandık ve çok
hırslarınız var ama her şey birlikte gitmiyor. Oturmuşluğunuz
zor koşullarda, diskodan bozma, izbe, Ataköy Marina’da bir
yaşla geliyor, o çok doğru bir şey. Deneyimler yaşla geliyor.
stüdyoda Türkiye’ye yayın yapıyorduk. O gün kanalizasyonlar
Şunu da kabul etmiyorum, mesela bazı banka dergileri benimle
patladı. Her taraf feci böyle, pislikler vs. ve konuğum Nükhet
röportaj yapıyor, bireysel emeklilik vs. Hiç kendimi emekli ola-
Duru‘ydu. Nükhet Hanım yayına girmeden önce stüdyoyu feci
cağım yaşta hissetmiyorum. Bireysel emeklilik denen şeyi yap-
bir koku basmıştı. Ben kendisine ne içersiniz diye sordum,
tırmam çünkü daha emeklilik benim için çok uzakta gördüğüm
çay içeyim Tuluhan’cım dedi. Onun, o sıcaklığını unutamam.
bir şey. Dolayısıyla yaşlanmaya, özellikle ruhun yaşlanmasına
Çayı içebilme cesaretini gösterebildi orada. O yüzden severim
inanmıyorum. Tabii ki bedenimiz yaşlanıyor, tabii ki yer çekimi
Nükhet Hanım’ı. Pek çok şey var, gazetede de pek çok şey
denen şey var, tabii ki hepimiz bir gün yaşlanacağız vs. ama
yaşıyorum. Bazıları bende kalıyor tabii ama ileride bunları kitap-
burada anneannemi örnek aldım. 98 yaşında bir Selanik kadını-
laştıracağım.
dır ve ruhu genç kız gibidir. Bedeni 98 yaşında ama… Hepimiz
onu örnek aldık ailemizde herhalde. Biz de hayata onun
kadar bağlıyız. Ve bütün bu yaptığım işler, hayallerim beni hayata bağlıyor. O yüzden
çalışmak çok önemli. Çalışmak, benim için hayallerimi gerçekleştir-
İnsanlarla bu kadar ilgili biri için mekanlar da önemlidir herhalde, yaşam alanınıza özenir misiniz?
İşte bu evden gördünüz. Özenirim, yani rahat
olmasına özenirim. Mesela Gümüşsuyu’nda
küçük bir dairede yaşarken oğlum için
Kendimle hesaplaşamadığım
bazı şeyleri İstanbul’daki çok
Röportaj yapmak empati kurmayı gerektirir.
uzak semtlerdeki kadınların
Sizi röportaja yönelten
ağzından aldım, içimdeki bütün
ne oldu?
duyguları onlar konuştular. Onları
Meraklı kişiliğim herhalde, çocukluğumdan beri
konuşturtarak kendimle barıştım.
öyle. Geçtiğimiz gün Reha
Yani 40 bana iyi geldi, her kadına
Muhtar’ın bir yazısını okudum, Guardian’da galiba. 14
geldiği gibi. Her kadın aynı şeyi
yaşında ne olmayı hayal ediyaşıyor bence ve daha sonra
yordunuz ya da ne yapmayı hayal
sükunete eriyor.
ediyordunuz, şu an neredesiniz? O
mek demek.
kadar tuhaf ki; düşündüm, ben 14 yaşında Ankara’daydım, Ankaralıyım. Ankara’da,
daha konforlu ve bahçeli bir eve taşındık. Bahçemizde yazın özellikle arkadaşlarım gelir, büyük yemekler
yaparız. Bunu seviyorum. Benim
için ev kalabalık olmak demek.
Ailenin
gelmesi,
arkadaşların
gelmesi; benim için evi canlı ve
hayat dolu kılan şey o. Bunu sıklıkla yapabiliyor muyuz? Hayır,
çünkü aileler Ankara’da vs. ama
olabildiğince onların buraya gelmesini arzu ediyorum ve geldikleri
zaman çok eğleniyoruz hep birlikte.
Dekorasyon anlamında açıkçası böyle
takıntılarım yoktur ama bir dönem dekorasyona girerim, fokuslanırım, ondan sonra çıkarım. Her
Tunalı Hilmi Caddesi’nde, elimde bir defter ve kalem, o za-
an evime şunu alayım diye bir şeyim yok. Sadece annemden
man yeni çıkan bir çete vardı, Kobralar diye, motosikletle dola-
gelen tablolar var. Annem önemli bir sanat galerisi yöneticisi-
şan, benden 4-5 yaş büyük ağabeyler, ablalar. Onların peşine
dir ve onun oluşturduğu bir koleksiyon var. Annemi çok sevi-
takılıp, “Siz ne yapmak istiyorsunuz, ne yapıyorsunuz, neden
yorum çünkü istediğim bütün tabloları bana verdi. Benim için
böyle yaşıyorsunuz, neden saçlarınız uzun,” gibi meraklı me-
evde aksesuar demek, tablo demek. Örtü koymayı, kullanmayı
raklı sorular sormuştum. İstediğim için, sadece merak ettiğim
sevmiyorum. Galiba şundan, kafamız çok karışık. Çok insanla
için, merakımı tatmin etmek için onlarla röportaj yapmıştım.
karşılaşıyoruz, çok hareketli bir beyin… Medyadaki bütün arka-
Şimdi bakıyorum yine aynı yerdeyim, hala sorularıma devam
daşlarım için bunu söyleyebilirim. Beynimizin çok fazla kısmını
ediyorum.
çalıştırmaya çalışıyoruz, çok farklı alanlarda beynimizi çalıştırı-
Hiç unutamadığınız röportajlarınızdan birine örnek
verebilir misiniz?
yoruz. Dolayısıyla zaten beynimiz karışık, evde de o karışıklığı
çok görmek istemiyorum. Daha bir sakinlik seviyorum evde.
Çok var. 15 sene oldu gazetecilikte, bunun sekiz sene-
Çok aksesuar sevmiyorum. Hepsini kaldırdım, kayınvalidem
si gazete muhabirliği, yedi senesi televizyon. İkisinde de çok
gelince koyuyorum onları. Ne yapayım, soruyor çünkü. Hat-
şey yaşadım. Mesela bir tanesi, Habertürk televizyonu yeni
ta, “Tuluhan’cım, neden o sana hediye ettiğim takıyı takmıyor-
24
HAKKIMIZDA...
Kütahya Porselen ürünlerini beğeniyor
musunuz?
Evde anneannemden bize gelen bir
alışkanlık daha vardır. Anneannem her
zaman evinde porselen kullandı. Ben
evlendiğimde, anneannemin çeyiz hediyesinde
porselenler vardı. Evde hiçbir zaman seramik
kullanılmaz. Porselen benim için çok önemli,
bütün yemek takımlarım porselen. Dolayısıyla
Kütahya Porselen’i çok seviyorum. Bir de
eşimin anne tarafı Beyaz Rus. Onun büyük
teyzesi, porselenlerin kenarına işler yapmış
zamanında. Öyle de eski bir porselen takımım
var. 24 kişilik, nasıl işlemiş bilmiyorum.
Hiç bozulmamış.
sun?” dememesi için, o gelince takılarıma dahi özen gösteririm.
tabilmek için esinlendiğim çok şey oluyor. Böyle takıntılı şeyler
Neyse ki sıklıkla gelmiyor!
yapıyorum bazen, çok komik. Bazen de hemen yazıyorum ve
‘Günlük hayatınızda kendinizi en çok nerede huzurlu
hissedersiniz?’ diye sorsak ne cevap verirdiniz?
Çalışma odamda, benim için çok önemli orası çünkü. Mesela geçen sene o çalışma odasında bir belgesel ve iki kitap
ürettim. Herkes yatağa çekilince ya da evde olmadıkları saatler-
bitiyor. Çalışma odamı seviyorum. Başka, yaşadığımız alanı seviyorum, bahçeyi seviyorum, bahçede çıplak ayak dolaşmayı
seviyorum.
Çoğu insan için mutfak ve sofra bir terapi alanı? Siz
bu konuda ne düşünüyorsunuz?
de, ben orada fikirlerimi döküyorum kağıtlara ya da bilgisayara.
Mutfağı sevmiyorum. Bu eve geçince kocamın en çok iste-
Orada çok huzur buluyorum. Yazı yazarken çok huzur buluyo-
diği büyük bir mutfaktı. Yukarıda çok büyük bir mutfağımız var.
rum. Açıkçası gazete bana çok geldi televizyondan sonra. Bir
Ve o balık çorbası yapmayı çok seviyor. Yılda bir kez kazanlarla
dönem ara vermiştim gazeteye. Şimdi gazeteyle bütün düşün-
balık çorbası kaynatırız. Sonra onu alır, deep freeze’e koya-
celerim toplanıyor, beni sakinleştiriyor, meditasyon gibi oluyor
rız, kışın hazır olsun diye. O bir ritüeldir. Balık kafaları konulur,
gazete benim için. Yazmak meditasyon gibi. Çarşamba günleri
yanında pırasalar, diğer sebzeler pişer, balık suyuyla birleştiri-
röportaj yazma günüm. Perşembe sayfa yapıyorum Sabah
lir. Çok zor bir prosedürdür. Onu, o yapar. Haftada bir, pazar
Gazetesi’nde. Çarşambaları çok seviyorum işte. Akşamları ye-
günleri arkadaşlarımızı çağırırız, balık ya da mangal yaparız. O
mekten sonra yukarı çıkıyorum ve orada yazmaya başlıyorum.
işleri o yapmayı seviyor mutfağa girip. Ben sadece alışveriş ve
Bazen bir cümle için birçok kitap karıştırıyorum. O havayı yara-
mutfak organizasyonu yaparım. 25
DÜNDEN BUGÜNE
TÜRK KAHVESİ
Kahverengi aşkımız
Milyonlarca insan, güne ancak bir fincan kahvenin
mis gibi kokusunu içine çektikten, sıcacık lezzetini
damağında hissettikten sonra başlıyor. Yeryüzünün
en karizmatik içeceği olan kahve, Türkler
tarafından dünyaya armağan edildi. Yazı Senem Coşkun
26
er Türk’ün belleğinde du-
meyvesinden yiyorlarmış. Kaldi de me-
manı mis gibi tüten köpük-
rak edip meyvelerden yemiş. Ve biraz
lü kahvelerin lezzeti önemli
çokça kaçırınca, uykusunun kaçtığını,
bir iz bırakmıştır. Yaşı biraz ileri olanlar
zindeleştiğini fark etmiş. İnsanoğlu
kıtlık yılları olarak bilinen 1950’ler ve
sonra onun çekirdeklerini çıkarmayı,
70’lerin sonunu daha net hatırlarlar. O
onları kavurmayı ve suyunu kaynatıp
yıllarda döviz kıtlığından dolayı kahve
içmeyi keşfetmiş.
H
ithalatının yasaklanmasıyla baş gös-
Önceleri
kahve
Yemen
ve
teren yokluklar o kadar bunaltıcıdır ki,
Etiyopya’da yetiştirilir, dünyada pek
Edebiyat Fakültesi profesörlerinden Ali
bilinmezmiş. O yıllarda “İslam’ın şara-
Nihat Tarlan, 1950’lerdeki kıtlıkta kağı-
bı” denilirmiş kahveye. İslam dünyası
dı kalemi eline alıp yakın dostu İstanbul
alkolsüz olmasına rağmen bu içeceği
Valisi’ne şiirli bir dilekçe döşenmiştir.
de pek kolay kabul etmemiş, uzun yıl-
Halden anlayan zamanın valisi, dize-
lar kahve konusunda ikiye bölünmüş.
lerle yakaran dostuna 200 gramlık bir
15. yüzyılda ise tüm Arap ülkelerinde
kahve karnesi yollamıştır şiiri alınca.
zevkle içilir olmuş. Şeyh Şani, “Biz kah-
Efsaneye göre kahve, yüzlerce yıl
veyi ibret eder gibi yudum yudum içtik.
önce Yemen otlaklarında keçilerini
Siz de bilinçli ve akıllı kişilerle kahve içi-
güden çoban Kaldi’nin, güttüğü keçi-
niz. Kim kahvenin zevkini, faydasını in-
lerin niye neşeyle oynaştıklarını merak
kar ederse Allah onun yüzünü kapkara
etmesiyle keşfedilmiş. Kaldi, bir gece
etsin” diyerek noktalamış tartışmaları.
her zaman o saatlerde uyuttuğu ke-
Kahve İmparatorluğun başkenti
çilerinin çılgınca hoplayıp zıpladıklarını
İstanbul’a da bu sıralarda gelmiş. Ye-
fark etmiş. Sopasına dayanıp kalkmış
men Valisi Özdemir Paşa, ilk kez sara-
ve hayvanlarının yanına gitmiş. Keçi-
ya 1500’lerin ortalarında kahveyi geti-
ler gidip gelip bodur bir ağacın kırmızı
rip padişaha tanıtmış. O günden sonra
27
DÜNDEN BUGÜNE
TÜRK KAHVESİ
Kahvenin lezzetini
çekirdeklerinin tadı
kadar, kavrulma
derecesi de etkliyor.
Az kavrulmuş kahve
damağı tırmalıyor,
çok kavrulan ise acı
oluyor. İşin sırrı, her
kahveyi özelliğine göre
tadını en iyi vereceği
ısı derecesinde
kavurmakta...
sarayda kahve pişirilmesi adet olmuş.
masının ardından, dünyayı da fethetmiş.
Yine aynı yıllarda Halep’ten gelen Ha-
Osmanlı ordusu 1863’de ünlü Viyana ku-
kem ile Şam’dan gelen Şems adlı iki or-
şatmasını kaldırıp geri çekilirken, birçok
tak Taht-ül-kala’da (bugünkü Tahtakale)
yüküyle beraber 500 çuval kahvesini de
1554’de ilk kahve dükkanını açmışlar. Bu
Viyana’da bırakmış. Kahveyi o zamana
kahve dükkanları ve kahvehaneler öyle bir
dek tek tük duyan Viyanalılar bu gani-
hızla yayılmış ki, 1574’de padişah III. Mu-
meti kavurup içmeye başlamışlar. Ar-
rat yayılmasından endişelenip, halkın yö-
dından üst üste kahvehaneler açılmış ve
netimle ilgili dedikodu yapmasını önlemek
Viyana’da oluşan kahve içme alışkanlığı
için kahveleri kapattırmış. Zamanla kaçak
Avrupa’nın dört bir yanına yayılmış.
kahveler türemiş, yeniçeriler de buralara
Kahve bundan sonra iyice çeşitlen-
gidip halkla kaynaşır olmuşlar. Bu, son-
miş. Osmanlı geleneksel bakır cezvele-
raki padişahları da çileden çıkarmış. III.
rinde sade kahve pişirmeyi sürdürürken,
Murat ise işi daha ileri götürüp, kahve
Avrupa’da önce sütlü kahve keşfedilmiş,
ve tütün içerken yakalananların boynunu
ardından filtre etme yöntemi, sonra da
vurdurtmuş… Din adamları da karşı çık-
ilkel espresso aletleri ve nihayet de esp-
mışlar kahveye. Şeyhülislam Ebussuud
resso makineleri icat edilmiş. Avrupa ül-
Efendi, “Kömür oluncaya kadar kavrulup
keleri Yemen ve Etiyopya’dan istedikleri
yakılan nesnenin şurubu caiz değildir,”
kadar kahve alamayınca, Ekvator kuşa-
diye fetva vermiş. İstanbul’a Yemen’den
ğındaki sömürgelerinde kahve tarımını
kahve getiren gemiler batırılmış, çuvallar
başlatmışlar. Kısacası kahve ilk atağını
dolusu kahve Haliç’in dibini boylamış.
Osmanlılar’a, sonraki muazzam hızda
Kahve, Osmanlı sınırlarında yayıl-
28
yayılmasını ise Avrupalılar’a borçlu. SANAT
TULUYHAN UĞURLU
Dumanı üstünde
Türk kahvesinin sunumu da en az lezzeti
kadar önemli. Kütahya Porselen’in Türk
kahvesi tiryakileri için özel kutuları ile
ürettiği şık ve zarif kahve fincanı setleri,
keyfinize keyif katacak.
Yapım Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS
30
Bu sayfada ‘ABLMG08KT66920’
Limagos kahve fincanı takımı, orijinal
kutusunda canlı ve soft renklerde,
(dörtlü set) 228 TL.
Yan sayfada ‘ABALC06KT6615485’
Alice kahve fincanı takımı, kristal bardağı
ile orijinal kutusunda, (tekli set)112 TL;
(ikili set) 210 TL.
31
SÖYLEŞİ
DENİZ HERTZ
32
Almanya-Türkiye
arasında bir köprü
Deniz Hertz, ilk olarak Formula 1 organizasyonlarında basında adından sıkç
sıkça
söz ettirmişti. Şimdilerde yoo ailesine katılan Hertz ile satış ve pazarlama
alanındaki başarılı kariyer yaşamını paylaştık. Yazı Fatma Özel, Fotoğraflar Leyla Yaman
1970 yılında Almanya’da dünyaya gelen Deniz Hertz,
lise ve üniversite öğrenimini Almanya’da tamamlamış.
Hamburg Üniversitesi’nde Japon Dili ve Kültürü üzerine
talepler doğrultusunda bir dönüşüm yaşanıyor.
Emlak yatırımları konusunda Avrupa’nın Türkiye’ye
bakışını nasıl gözlemliyorsunuz?
yüksek lisans eğitimi alan Hertz, yine Hamburg’da lüks
Dünya haritasına baktığınızda Türkiye’nin Avrupa’yı ve
markaların satış ve pazarlaması alanında koçluk eğiti-
Asya’yı birleştiren olağanüstü konumu hemen gözünüze
mi almış. İş hayatına Lufthansa Hava Yolları’nda başla-
çarpacaktır. Türkiye’nin ekonomisi çok hızlı gelişiyor ve
yan Hertz, Öger Tours ile turizm sektörüne adım atarak,
büyük bir ekonomik potansiyele sahip. Türkiye sadece
sırasıyla Gulet Tours ve Magic Life otel zincirinde görev
Avrupa’nın değil, pek çok kültüre hayat vermiş zengin
almış. 1996 yılında Cape Town’da Bella Ev’de Satış ve
dokusu sayesinde Körfez ülkeleri ve Rusça konuşulan ül-
Pazarlama Müdürlüğü, 1997–1999 yılları arasında ise For-
kelerin de yatırım ve tatil tercihlerinin üst sıralarında yer
mula 1 organizasyonlarını düzenleyen Incentive Tours &
alıyor.
Events’de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan
Hertz, 2005 yılında yoo ailesine katılarak Satış ve Pazar-
Yooistanbul projesi ile Philippe Starck adını duymaya başladık. Bu ilişki nasıl kuruldu?
lama Temsilcisi olmuş. Şu anda da yooistanbul projesinin
Türkiye çok uzun süredir yoo’nun fokusundaydı. Dün-
Satış ve Pazarlama Müdürü olarak çalışıyor. Deniz Hertz
yanın 27 ülkesinde 57 proje gerçekleştiren yoo artık proje
ile şu sıralar dünyanın bir numaralı tasarımcısı Philippe
haritasında İstanbul’u görmeyi büyük bir tutkuyla hedefli-
Starck’ın da adıyla basında çok konuşulan bu yeni projeyi
yordu. yoo’nun kurucu ortağı ve kreatif direktörü Philippe
ve Almanya-Türkiye arasında geçen başarılı kariyer hika-
Starck İstanbul’a kalıcı, estetik değeri yüksek bir rezidans
yesini paylaştık.
projesi yapmayı çok arzuluyordu. Say Yapı Yönetim Kuru-
Emlak dünyası son birkaç yıldır daha önce hiç
olmadığı kadar büyük bir hareket yaşıyor. Siz bu hareketi neye bağlıyorsunuz?
Ev her zaman insan hayatında çok temel bir yerde
lu Başkanı Sabri Yiğit’in vizyoner bakışı ve projeye tutkusu
yooistanbul’un gerçekleşmesini sağladı.
Gerçekten yooistanbul projesinden satın almak üzere Hollywood starları sırada mı? Kimlerin adı geçiyor?
durmuştur. Hepimizin kendimizi ifade edebildiği, kendi
Dünyanın en çekici 27 ülkesine dağılan tüm projeleri-
tercihleri doğrultusunda oluşturduğu kalelerimiz olmuştur.
mizde ev sahibi olan pek çok ünlü isim var. Ancak müş-
Diğer yandan her dönemde insanlar için en güvenli ve ka-
terilerimizin özel hayatlarını ve gizliliklerini korumak bizim
zançlı yatırım aracı olma özelliğini hiç kaybetmiyor. Ev ka-
için çok temel.
dar sahibine güven veren başka bir yatırım aracı yok. Bu
geçmişte de böyleydi, gelecekte de böyle olacaktır. Diğer
Yooistanbul ultra lüks evler vaad ediyor, peki ya
siz nasıl bir evde yaşamak istersiniz?
yandan herkesin yaşayacağı mekanla ilgili beklentileri arttı.
Benim için önemli olan şey kalitedir. Kişisel alanlarım
Yaşadığımız mekan dışında hemen yanı başımızda çocu-
sade, minimaldir. Bu bana huzur veriyor. Ama aynı za-
ğumuz için bir havuz, komşularımızla bir araya gelebile-
manda bu mekanların kendi içinde hikayesi olan renkli
ceğimiz sosyal alanlar istiyoruz. Özellikle İstanbul’da bu
alanlar olmasını tercih ediyorum.
33
SÖYLEŞİ
DENİZ HERTZ
Lüks markaların satış ve pazarlaması alanında
koçluk eğitimi aldınız, bize lüksün tanımını yapabilir misiniz? Sizin için lüks ne anlam ifade ediyor ?
Cevabım çok kısa ve net: Kaliteli zaman ve değer
görmek... Günün sonunda kendinizi doğru ve iyi hissetmeniz…
Lüks kavramı ülkeden ülkeye de değişim gösteriyor olabilir mi? Örneğin Türkiye ile Almanya’yı
karşılaştırırsanız iki ülke arasında lüks kavramı
farklılıklar gösteriyor mu?
Elbette ülkeden ülkeye lüks anlayışı farklılık gösteriyor. Ama şu da var ki dünya artık gerçekten küçük bir
koy gibi, nereye giderseniz gidin bizim müşterilerimizin
yaşam tarzları, tüketim alışkanlıkları, beklentileri çok büyük benzerlikler taşıyor. Ulusal kimlikler, tercihleri farklılaştırsa da temelde aynı zevkleri paylaşıyorlar.
Kariyerinize turizm sektörü ile başladınız şimdi
ise emlak alanına yöneldiniz. Satış ve pazarlama
yaparken uğraştığınız sektör sizin için önemli mi
yoksa her konuda satış ve pazarlama beni heyecanlandırır diyor musunuz?
Benim için çalıştığım sektör önemli. Kendi kişiliğime uygun olmayan bir hizmet veya ürünü prezante
edemem. Hizmet sektöründe olmaktan her zaman çok
heyecan duydum, büyük bir bağlılıkla çalıştım. Turizm
ve gayrimenkul geliştirme pek çok ortak noktası olan
iki alan. İyi ev sahipliliği ve iletişim her iki sektör için de
‘On altı yaşındayken sahip olduğunuz
hayalleri asla unutmayın. Bu hayaller
size her zaman aslında kim olduğunuzu
hatırlatacak ve hayattaki gerçek
değerlerinizi kaybetmemenizi sağlayacak.’
anahtar kelimeler. Turizm alanında çalışırken müşterilerime “En çok bronzlaştığınız tatiliniz değil, güzel anılarla
döndüğünüz tatiliniz en iyi tatilinizdir,” derdim. Benzer
bir durum gayrimenkul sektörü için de geçerli aslında,
Philippe Starck da “Biz komşularınız etkilensin diye şa-
HAKKIMIZDA...
tafatlı daireler yapmıyoruz. Biz mutluluğunuzun yaşadığınız mekana zarafet kattığı yaşam alanları yaratıyoruz,”
diyor.
Kariyerinde başarılı olmuş biri olarak gençlere
neler öneririsiniz?
On altı yaşındayken sahip olduğunuz hayalleri asla
düşünüyorsunuz?
Yerel motiflerden çok etkileniyorum,
bir ülkenin ve bir kültürün tüm dokusunu
anlayabilmemizi, hissedebilmemizi sağlayan
unutmayın. Bu hayaller size her zaman aslında kim ol-
markalara çok büyük saygı duyuyorum.
duğunuzu hatırlatacak ve hayattaki gerçek değerlerini-
Yıllardan beri Türkiye-Almanya arasında mekik
zi kaybetmemenizi sağlayacak. Kalbinizi dinleyin, asla
dokuyorum. Yabancı arkadaşlarıma hediye olarak
ama asla kendinizi veya yaptığınız işi fazla ciddiye alma-
ne götürebilirim soruma ‘Kütahya Porselen’ her
yın. Ünvan sadece bir ünvandır… Ve çok seyahat edin.
zaman çok doğru bir cevap olmuştur.
Bu, size başka hiçbir durumun yapamayacağı kadar
çok şey katacaktır. 34
Kütahya Porselen markası hakkında ne
FUAR
MAISON&OBJET
1, 2 DEDON Philippe
Starck’ın Dedon için
tasarladığı ‘Play’ sandalye
ve koltuklar, bronz, taş
rengi, terra-cotta gibi farklı
renkler; alüminyum ve tik
gibi malzeme varyasyonları ile
karşımıza çıkıyor.
3 STEP İlk kez Maison&Objet
Fuarı’nda ziyaretçilerilere
sunulan ‘Infusion’ koleksiyonu,
Isparta güllerinin 2010
hasatıyla renklendirilerek sınırlı
sayıda üretildi.
Paris’ten
mesaj var
Özel
Ö
zel h
hayatın
ayatın ssınırlarının
ınırllarının aartık
rtık iiyice
yice
daraldığı
d
araldığı ççağımızda,
ağımızda eevlerimiz
vlerimiz
ruhumuzu yansıtıp mahremiyetimizi
koruduğumuz alanlar olarak daha
da önem kazandılar. Ve lütfen öyle
kalsınlar! İç mimari alanında dünyada
yapılan en önemli fuarlardan biri olan
Maison&Objet, her yıl olduğu gibi bu
yıl da dekorasyondaki yeni eğilimlerle
birlikte tasarım üzerinden yaşam
felsefesi üstüne önemli mesajlar verdi.
1
ekorasyon fuarları genel olarak baktığımızda katılım-
D
cılarına yeni koleksiyonlarını lanse etmek ve güçlü iş
kontakları sağlamak için iyi birer platform oluştururlar.
Ziyaretçiler için de esas olan, bu fuarların iş dünyasına açılan bir
kapı niteliğinde olmasıdır. Doğru bir platform olmalarının yanı sıra
iç mimari ve tasarım dünyası için şık birer buluşma noktası olan bu
fuarlar hepsinden önce her iki taraf için de muhteşem birer ilham
kaynağıdır.
MEUBLE PARİS İLE EVLİLİK
Yap›m Asl›
l› Sarp İşman
Ocak ve Eylül olmak üzere yılda iki kez Paris’in Parc des Exp
positions Villepinte bölgesinde gerçekleşen Maison&Objet, bu yıl
d
da tasarım dünyasının tüm yeni dinamiklerini gözler önüne serdi.
M
Maison&Objet’nin bu yıl ses getirecek en önemli özelliklerinden
b
biri de sektörün önemli organizasyonlarından Meuble Paris-Paris
M
Mobilya Fuarı ile yaptığı birleşme oldu. İki önemli fuar güçlerini
b
birleştirerek, çevreci tasarım kalitesiyle öne çıkan, metal ve camın
b
birlikte, kullanıldığı tavanı ile gün ışığı alan 7. holün açılmasıyla birllikte daha etkili ve kapsamlı bir organizasyona ev sahipliği yaptıllar. Bu yıl 1344’ü yabancı olmak üzere 3039 firmanın renk kattığı
M
Maison&Objet’nin, her zaman olduğu gibi ayaklarıma kara sular
iindiren renk ve tasarım cümbüşüne göz atmadan önce biraz sahn
ne arkasına bakalım…
LÜTFEN RAHATSIZ ETMEYİN!
2
Özel hayatın sınırlarının artık iyice muğlak olduğu çağımızda,
e
evlerimiz ruhumuzu yansıtıp mahremiyetimizi koruduğumuz alanllar olarak iyice önem kazanıyorlar. Maison&Objet’nin yaratıcıları da
h
her yıl bir sonraki yıla damgasına vuracak etkileri üç ayrı bölümle
a
anlattıkları enstalasyon parkurunda bu yıl şu mesajı verdiler: “Her
ş
şeyi çok hızlı tüketiyoruz. Dünyamız fazlasıyla gürültülü. İhtiyacımız
o
olan tek şey azıcık sükunet ve iç huzuru…” Maison&Objet ekibinin
ö
önemli bir ismi olan ünlü trend tahmin ajansı NellyRodi için çalışan
ttrend avcısı Vincent Gregoire’nin ‘Please Disturb-Lütfen Rahatsız
E
Edin’ temalı enstalasyonları yaşadığımız kaotik durumu özetler ni-
3
36
ttelikteydi. ‘Artık mahremiyet diye bir şey yok. Kameralar tarafından
2
filme çekiliyoruz, uydudan izleniyoruz ve Facebook’ta kendimizi
3
ifşa ediyoruz. Çağımız ‘Big Brother’ dan izler taşıyor.’
BU YILIN MODASI NE?
Ben Maison’da bu sene ‘Bu yıl hangi renkler moda?’ ya da
daha da kötüsü(!) ‘Bu yılın modası ne?’ sorusunun cevabından
daha fazlasını buldum. Zaten artık bu tip fuarlardan tekdüze ya
da tek tip çıkarımlar yapmak mümkün değil. Çünkü malzeme,
renk ve formlardaki çeşitlilik her yıl endüstrinin ve teknolojinin gücüne paralel olarak artıyor. Tasarımcılar da sanatçı kişiliklerinden
dolayı dünyayı 360 derece görebildikleri için ‘çeşit çok’. Ve klasik
4
tabiriyle her malın da bir alıcısı var. Çantadan ambalaja, takıdan
aydınlatmaya iç ve dış mekan tasarımına yönelik binlerce tasarıma ev sahipliği yapan Maison&Objet’de geri dönüşüm ve çevreci
tasarımlar son birkaç yıldır olduğu gibi önemli bir yer tutuyordu.
Ama bu fuarda akrilik ya da plastik tasarımların olmadığı anlamına
da gelmiyor. Çevreci tasarımların en çok göze çarptığı hol, hiç
kuşkusuz ki dünyanın yerel renklerini ayağımıza getiren ‘Ethnic
Chic’ holü oldu. Sofra Aksesuarları bölümü, her zamanki gibi en
fazla yeniliğin göze çarptığı holdü. Alessi ve İngiliz Joseph bu bölümün en afacan, en muzip ve doğal olarak en akıllı çocukları
gibiydiler. Ev tekstili bölümü sizi saran renk ve doku rüzgarıyla
belki de fuarın en ilham verici bölümlerinden biriydi. Hamam ve
Zorlu Tekstil bir Türk markası olarak şık standlarıyla ve yeni koleksiyonularıyla ilgi topladılar. Ralph Lauren, Andrew Martin, Riviera
Maison ve Lexington gibi firmaların doğal bir ev ortamı yarattıkları
büyük metrekareli standları, kişiye özel alanların öne çıktığı sami-
1 HAMAM Havlu ve bornoz
üretiminde dünyanın bir
numaralı markası haline
gelen Hamam’ın ‘Marine’
koleksiyonundan kaşmir şal…
2,3 B&B OUTDOOR B&B’nin
Antonio Citterio imzalı
‘Charles’ koltuk sistemleri,
fuarda yeni dış mekan
versiyonu ile karşımıza çıktı.
Son derece hafif olan bu
mobilyalar sağlam ve modern
duruşlu gövdeleri ve canlı
renklerdeki kumaşlarıyla dikkat
çekiyor.
4,5 ETHNICRAFT Tik
ağacının tüm doğallığını gözler
önüne seren ‘Pop’ taburesehpa ve meşe ‘Azur’ yatak,
bir Belçika markası olan
Ethnicraft’tan.
1
mi ve sıcacık mekanlardı.
‘SADE’ VE ‘İÇTEN’
5
Anahtar kelimeler de bu yıl için buydu zaten. Maison&Objet için
her yıl tematik olarak hazırlanan ve okuyucularına yeni sezonun
trendleri konusunda sağlam referanslar sunan Inspirations kitabının iki yıl önce ‘Simple’ olan adı bu yıl ‘İntime’ idi. Kuratörler, trend
avcıları ya da stil guruları, aslında aynı mesajı verip duruyorlar ama
birileri anlamamakta ısrarlı… 37
TELEVİZYON
ENGİN ALTAN DÜZYATAN
Yazı Duygu Ertürk, Fotoğraflar Sabah Arşivi
“Bir yere ait olmaktan
hoşlanmıyorum”
38
Son yılların
şüphesiz en
çok konuşulan
isimlerinden
biri. Dikkatleri
her ne kadar
önce yakışıklılığı
ve ses tonuyla
çekse de güçlü
oyunculuk
performansı
es geçilecek
cinsten değil.
Engin Altan
Düzyatan’la
oyunculuk ve
hayat üzerine
konuştuk.
ngin Altan Düzyatan son yıllarda adından en çok
nadım. Çok güzel roldü. Sonra DOT’ta Kürklü Merkür… Bu
söz edilen sanatçılardan biri. Bir kere yakışıklı. Parla-
iki rolü oynadıktan sonra “İyi ki öncesinde tiyatroya iş yap-
ması, tüm gözlerin ‘kimmiş bu çocuk?’ makamında
mamışım. Başlangıcım böyle olmuş” dedim. O yüzden devlet
ona çevrilmesi de şüphesiz bu fiziksel başarısı vesilesiyle oldu.
tiyatrosu sistemine karşıyım çünkü verilen her rolü oynamak
Önce TV’de, derken tiyatroda ve en nihayetinde beyaz perdede
zorundasınız. Bir süre sonra iş matematik olup, sizin yaratıcı-
birbirinden muteber oyuncularla, birbiriyle yarışacak başarıda
lılığınızı öldürüyor.
E
işlere imzasını attı. Bizim Otel ve Tarık Akan’lı Koçum Benim’le
Şimdi televizyona iş yapmaktan memnun musunuz
başlayan oyunculuk özgeçmişine, Cennet filminde canlandır-
yoksa ‘para kazanayım bu işleri bırakıp tiyatroya yatırım
dığı zeka özürlü Can’ı katmışlığı da var, Kenter Tiyatrosu’nun
yaparım’ düşüncesi var mı?
sahnelediği Anna Karenina’da Kont Vronski’yi de. Ortada böy-
Oyun oynamaktan zevk alıyorsanız, nerede yaptığınız
le geniş bir yelpazeye yayılabilmiş güçlü bir oyunculuk olma-
önemli değil. Kaliteli bir şeyse, içinde görünmen keyif veriyorsa
sı da Düzyatan’ın bunca ilgiye, alakaya rağmen ‘beni siz ya-
fark etmez. Bu TV de olur, sinema da, tiyatro da. TV’yi beğen-
rattınız’ tavrından nasıl uzak kalabildiğinin makûl açıklaması.
miyorsan yapma. Kötü yaparsın o zaman. Memur gibi gider,
Düzyatan’la sohbete hikayesinin kavşağı olan tiyatro ve sine-
gelirsin.
madan girip ‘yeni Yeşilçam’ Cihangir’den çıktık…
Türkiye’deki dizi sektörüyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
9 Eylül Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi aldınız. İşe di-
TV’ler dizi istiyor. 170 tane dizi var şu anda. 170 yönetmen,
rekt tiyatroyla başlamak yerine neden TV dizilerini tercih
sanat yönetmeni yok ama. Doğal olarak bir süre sonra sette
ettiniz?
Mimar Sinan üçüncü sınıf talebesiyle dizi çekiyormuş gibi ola-
21 yaşında üniversiteyi bitirdim. Sıkı bir eğitiminden çıkmı-
bilirsiniz yapımda bir sorun varsa. Ortada bir problem var yani.
şım. Bir şeyler yapmam gerekir. O zamanlar da TV diye bir şey
Bu sistem değişmedikçe dizilerin değişmesini de bekleyemez-
vardı ama biz İstanbul’da okumadığımız için haberdar değildik.
siniz. Ama teklif beklemekle olmaz. Sen yaratmak zorundasın.
Eğer oyunculuk yapmak istiyorsan birkaç tane alternatifin var-
Aklı başında insanların ortak iş yapmaları lazım.
dır. Ya devlet tiyatrosuna girersin ya özel tiyatroya girersin ya
Romantik Komedi tam bir gişe filmiydi, Cennet’te
da kendin tiyatro kurarsın. Eh, İstanbul’da sadece tiyatro ya-
zeka özürlü Can, bir tarafta TV dizileri, diğer tarafta ti-
parak ayakta kalabilmen mümkün değil zaten. Ben de devlet
yatro oyunları. Birbiriyle alakasız görünen bu işlerin sizi
tiyatrosundaki sisteme, disipline ayak uydurabilecek biri deği-
çeken ortak noktası neydi?
lim. Alternatifim kalmadı o yüzden. Tiyatroyu eninde sonunda
yapacaksınız yani.
Tiyatro virüs gibi kana işliyor herhalde. Vazgeçmek
mümkün değil…
Kesinlikle. Öyle bir şansınız yok. Ne kadar ‘tiyatro ölmüş’
dense de hala çok önemli bir sanat.
Öldü mü gerçekten? Durum, oyuncuların ‘kimse
oyunlara gelmiyor’ dediği kadar var mı?
Hepsinin birbirinden ayrı olmaları. Bir kere seni bir kalıba
sokmaya çalışıyorlar. Yakışıklıysan biraz, şu rolü oynayamaz
diyorlar. Çok gereksiz bir şey. Biray da benim zeka özürlü birini
oynayabileceğimi düşünmüş. Çok keyifli bir durum bu. Zordu
ama çok eğlenceliydi o projede yer almak.
Bu kadar yüksek bir oyunculuk performansı varken
yakışıklılıkla ön plana çıkmak nasıl bir şey? Saçma buluyor musunuz ilginin bu tarafa kaymasını?
Yani 200 bin seyirci vardır, yoktur. Yüksek bir sanat bu.
Bu, dünyanın her yerinde böyle. Medya bunu iyi bir mal-
Kitlesi belli. Diğer kitleyi de eğitmezsen ya da ekonomik duru-
zeme olarak kullanıyor. Bir dönem de en seksi erkek Ahmet
munu yükseltmezsen istediği oyuna gelemez. Ama İstanbul’da
Mete Işıkara seçilmişti. Bence de çok seksiydi yaptığı şeyler.
durum çok iyi. Çok fazla tiyatro var. Öyle ya da böyle ayakta
Bizde bütün oyuncular için yakışıklı olsa da olmasa da o sıfat
kalabiliyorlarsa, izleyeni de vardır. İlk soruyla bağlayayım; İzmir
kullanılır zaten. Ağzımıza yapışmış. Başka yakışıklı, başka sek-
böyle bir yer değildi ve oyunculuk yapmak için başka bir yere
si gelene kadar seni yazarlar.
gitmem gerekiyordu. İstanbul’a geldim. Burada yaşayabilmek
Oyunculuğu etkiliyor mu bu durum?
için televizyon işi yapmak zorundasınız. Ondan sonra nasılsa
Bu bir oyuncu için hiç iyi bir durum değil tabii. Gizeminizi
tiyatro yapabilirsin.
Aynen düşündüğünüz gibi oldu değil mi? TV’den tiyatroya da sıçradınız…
Evet. Teklif geldi. Kenter Tiyatrosu’nda Kont Vronski’yi oy-
kaybediyorsunuz. Oyuncu gizemli olmalıdır. Zaten bir oyuncuyu kendi haline bıraktığın zaman gizemlidir çünkü saçma
sapan şeylerle uğraşır. Okuduğu senaryolar, provaları, düşünme şekli… Garip bir adamdır zaten. O yüzden zaten mar39
TELEVİZYON
ENGİN ALTAN DÜZYATAN
40
jinal durursun. Bir de her yere çıktığın zaman özel hayatın
kalmıyor. Özel hayatın kalmayınca artık sen bir kalıp haline
gelirsin. Yaptığın her şey de o kalıba girer. Ben bir kalıbım
olsun istemiyorum.
Magazinden de gizeminizi korumak için mi kaçıyorsunuz?
Kesinlikle. Bir oyuncuyu kolay kolay her yerde göremezsiniz. Fotoğrafı çekilirken arıza yaratır. Alışveriş yapmışım geçenlerde, çekmiş. Kimin umurunda ki? Çok ortada
olmamak lazım.
Ortada olmak demişken… Yeni nesil oyuncuların
Cihangir’de toplaşmalarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Takılıyor musunuz Cihangir’e?
Takılmıyorum. Çünkü takılırsanız kalırsınız. Çok güzel bir
bölge orası. Orayı yaşamak için seçmiş iyi oyuncular var.
Ama ‘onlar oradaysa ben de oradayım. Çekin beni!’ deme
durumu, ‘abide pişer, bize de düşerse ne güzel olur’ durumu… O benim anlayabildiğim bir durum değil. Bir yere ait
olmaktan hoşlanmıyorum. Yalnız mı ölürüm, bilmiyorum.
Kapalıçarşı dizisi bu sezon da devam ediyor.
İzmir’de büyümüş biri olarak Kapalıçarşı izlenimleriniz neler?
Diziyi Kapalıçarşı’da çekmiyoruz. Aynı seti kurduk. Ama
Kapalıçarşı’yla ilgili bir hikaye anlatabilirim size. TRT’ye ‘Mühürlü Güller’i çekiyoruz. Saçlarım da uzun o aralar. Serseri
bir herifi oynuyorum. Kapalıçarşı’nın içinde koşmam lazım.
Kamera kurmak mümkün değil, gizli kurduk. Ben koşacağım, iki adam da beni kovalıyor. Hırsız zannetmişler beni
gerçekten. Arkamdan iri yarı bir adam yumruk sallamış.
Dursam ağız, burun bir şey kalmayacak yani. ‘Abi, dur napıyorsun? Çekim mekim…’ deyince durdu adam.
Bu sene yoğun geçiyor. “Canlı Para’da” canlı performansla izliyoruz sizi... ‘New York’ta Beş Minare’
filminde de oynuyorsunuz. Rolünüzü anlatır mısınız?
Evet öyle. Bir kere filmin sözü çok güzel. 11 Eylül’den
sonra bütün Müslümanlar terörist oldu. Mümkün mü böyle bir şey? O zaman her Hıristiyan da Haçlı benim için.
Mahsun’un buradan yola çıktığı üç ayaklı bir hikaye. Ben
New York ayağındayım. Haluk Abi’nin (Bilginer) oynadığı
rolün iş yerlerinden birini işletiyorum.
Mahsun Kırmızıgül nasıl bir yönetmen peki?
“Oyun oynamaktan zevk
alıyorsanız, nerede yaptığınız
önemli değil. Kaliteli bir şeyse,
içinde görünmen keyif veriyorsa
fark etmez. Bu TV de olur,
sinema da, tiyatro da.”
‘Çalışan kazanır, elması kızarır’ diyorum ben. Gerçekten yaptığı işe çok saygı duyuyor ve işi tutkuyla seviyor.
Bu büyük başarı. Bizim jenerasyondan beklediğim başarı
dediğim bu işte. Konservatuar bitir, türkü söyle sonra yönetmen ol. Yapıyor. 41
KOLEKSİYON
MENÜ
Eski
menü
avcısı
Küçük sürprizler
hayatımıza her zaman
renk katar. Peki ya o
sürprizleri bir hayat biçimi
haline getirdiğimizde?
Muhtar Katırcıoğlu,
ilginç konulardaki
koleksiyon merakını
hayatının sürprizleri
haline dönüştürmüş.
Gurmeliğini menü
koleksiyonuyla, seyahat
merakını eski haritalarla,
hatıralara verdiği değeri
ise kahve fincanlarıyla
bütünleştirmiş.
Yazı Fatma Özel
Ç
ok şaşırmıştım. Söylenenleri duyuyor ama inan-
ünlü restoranlardan birinin Noel yemeği menüsü: “Şehriyeli at
mak istemiyordum. Öğle saatleri olmasına rağ-
eti çorbası, köpek ciğeri, mayonezli kedi eti köftesi, domates
men açlık hissim kaybolmuştu. Anlatılanların
sosu ile köpek filetosu, fırında mantarlı kedi-köpek kotletleri
doğruluğu, önümde duran gerçek bir menüde tekrar tekrar
bezelye ile, fare etinden köfte, köpek eti yanında fare kuyruk-
yüzüme vuruyordu. İstemeden o yılları düşündüm. Tarih 1 Ka-
ları, puding, Chateau Margaux Bordeaux şarabı.”
sım 1890, Paris Almanlar tarafından kuşatılmış. Noel gecesi
Muhtar Katırcıoğlu ile menü koleksiyonu üzerine sohbe-
heyecanını yoksulluğun acısıyla çoğu insan anılarına gömmüş.
timiz bu çarpıcı örneklerle başladı. Tarihe aralanan geçitler-
Birkaç yıl önceki parlak şölenler ve kutlamalar çoktan hafızalar-
den geçip hiç yürünmemiş yollardan ilerliyorduk. Önümüzde
dan silinmiş. Her şeye rağmen yeni bir yıla umutla başlamanın
duran yüzlerce menü, gerçeğin birer aynasıydı. Nisan 1940
tek yolu Noel yemeği. Peki ama nasıl? Haftada bir yumurta ve
tarihli bir menüde şaşırtacak zenginlikteki şaraplara dikkatimi
karneyle verilen ekmekle mi? Hayır, bunun çözümü şehrin en
çekti Muhtar Bey. Zamanın Avrupa’sının meşhur balık lokan-
büyük hayvanat bahçesinde. Işıltılı günlerin mutluluk çığlıkla-
tası Prunier’in 72 çeşit şampanya ve şarabına rağmen, me-
rının yerini karanlık günlerin umutsuz bakışlarına bıraktığı hay-
nünün bir kenarında ‘bir ordövr veya bir çorba alabilirsiniz’ ya
vanat bahçesi. Ve sonuç önümde duran menüde. Paris’teki
da ‘ekmek isterseniz tatlı almazsınız’ diye belirtiliyordu. Diğer
42
bir köşeye, “Salı, Çarşamba ve Cuma
landırmıştır. Mesela, bazı Fransız menüle-
içki servisi yasaklanmıştır” diye not
rinde rastladığım soslar var ki bugün artık
düşülmüştü. Savaş yıllarının sıkıntıla-
unutulmuş ve bugünkü anlayışta ilkel sos-
rını hissediyordum. Her şey böylesine
lar. Yemekler de öyle. Yemeklerin sırası
karamsarken bir anda 1930 tarihli bir
değişiyor zaman içerisinde. Bu anlamda
başka menüye yöneldik. Bu, İngiliz
da birer tarihi vesika menülerin her biri’’ di-
malikanesinde verilen özel bir yemeğin
yor Muhtar Bey. Peki ya resimsel değerleri?
menüsüydü. Pembe tüylerle giydiril-
Çok az menü olabildiğince sade. Bunların
miş bir kadının yer aldığı menü kapağı
içinde özellikle Osmanlı menüleri, hiçbir
muhtemelen ev sahibi tarafından, elle
bezemeye gerek görmeden sadece padi-
hazırlanmıştı. Yemek listesi şöyley-
şahın tuğrası ile renklendirilmiş. Avrupa’da
di: “Greyfurt, Dana kuyruğu çorbası,
ise her sanat akımının izleri menü
Daire biçiminde dil balığı, Fırında
kapaklarından okunabiliyor. Toulo-
dudu
sülün, portakallı salata, ahududu
use Lautrec’in ya da Picasso’nun
takal
kremalı tatlı, ev yapımı portakal
resimlerinden etkilenerek yapılmış
rmış
likörlü İngiliz pudingi, kızarmış
illüstrasyonlar olabildiği gibi, ger-
eynir
ekmek üzerine sardalya, peynir
çekte bu sanatçıların imzalarını
ve şekerleme”… “Tipik bir üst
taşıyan örnekler de müzayedelerin
düzey İngiliz yemeği” diye be-
paha biçilmez parçaları. 1 milyar li-
ün
lirtti Muhtar Bey, ilk menünün
raya kadar çıkabilen fiyatları, nadir
e.
etkisini azaltmak istercesine.
bulunan bu örneklerin bir tablo gibi
eHer şey oyun gibiydi. Me-
düşünülmesini sağlıyor.
n
tarihlerin
Muhtar Bey için elindeki en
üstünden atlayarak seyahatt
değerli menüler, Amerikalı bir gru-
eder gibiydik.
bun belli aralarla düzenlediği ziya-
nülerin
arasında
1830’lardan
günümü-
fet menüleri. San Francisco’da on
ze uzanan yüzlerce me-
beş-yirmi kişilik gruplar halinde bir
nünün yer aldığı ilginç bir
araya gelen bu topluluğun çoğun-
koleksiyona sahip Muhtar
luğu doktor. “Ah keşke ben de o yemekte
Katırcıoğlu. Bugün şöval-
olsam, diye içimden geçirdiğim menüler
ye ünvanıyla Chaine des Rotisseurs’ün
bunlar. Amerika ile böyle zengin menüleri
ük yaşlardan
l d
üyesi olan Muhtar Bey, küçük
bağdaştırmak çok zor ama bu menü ‘ah
itibaren Büyükelçi olarak görev yapan ve
keşke’ dedirtiyor bana. Yemeklerin büyük
önemli bir gastronom olan dayısı Hulusi
bir zevkle yapıldığı belli. Tatların sırası son
a
Fuat Tugay ile birlikte bu alana
derece bilinçli. Bunlar bü-
ilgi duymuş. Menü koleksi-
yük ihtimalle birinci nesil
yonu ise dayısının vefatından
Amerikalılar…”
sonra onun evrakı arasın-
bir masaya oturmuş on
dan çıkan birkaç eski menü
beş kişi canlanıyor gö-
başlamış. O gün bu gündür
zümde. Önlerinde günler
özellikle İngiltere’de katıldığı
önceden titizlikle yapılan
kitap fuarlarından ve müzaye-
çalışmalarla tespit edil-
delerden topladığı menülerle,,
miş yemekler, suskun-
yemek tarihine ışık tutuyor..
luk içinde tadılıyor. Bu
u
“Döneminde ne yeniyordu? Bu
grubun 1945-55 tarihleri
nsoru beni her zaman heyecan-
arasındaki
Upuzun
menülerine
43
KOLEKSİYON
MENÜ
göz atıyoruz Muhtar Bey ile. Hemen hepsinde Macar
g
a
asıllı olabileceğini tahmin ettiğimiz Dr. Luigi’nin adı gözük
küyor. Grupta ağırlığı olan bir isim bu. “San Francisco’ya
g
gidip bu adamlar hakkında bilgi toplamak istiyorum” diyyor Muhtar Bey. “Bazı mektuplar buldum grup üyelerin
ne ait. Çeşitli bahanelerle düzenledikleri yemekler var.
M
Mesela BM ana sözleşmesinin imzalanma yıldönümü ya
d
da bir arkadaşlarını seyahate uğurlamadan önce verdikle
leri veda yemeği, bir araya toplanmalarının gerekçeleri
olmuş. Bu yemeklerden sonra eleştirilerini de yazıyorlar
bu kağıda. Yemekte içilen şarapları birincilik ve dördüncülük arasında sıralayıp ‘ilk içilen harika bir şaraptı diğeri ise birincinin nefasetinden dolayı daha silik’ şeklinde
tanımlamalar yapıyorlar. Yemeklerin içeriği, sunumu ve
sırası üzerine de öneriler de sunuyorlar. Yemekleri ve
menüleri ise kendileri hazırlıyor. Hepsi yüksek damak
zevkine sahip gerçek gurmeler.”
İşte bu bir macera aslında. Bir menüden yola çıkıp
yıllar öncesinden insanlarla tanışıyorsunuz. Hayatlarına
ilişkin bilgiye kısa bir araştırmayla ulaşmak mümkün
ama, onların yıllar önce hangi gün ne yediğini ve yediği
yemeği beğenip beğenmediğini bilmek biraz ürpertiyor
Her biri özenle yapılmış
yemekler, şaraplar
ve hatta konserlerle
dönemin aynası olan
menüler… Muhtar
Katırcıoğlu’nun menü
koleksiyonu, bir tür
sosyal antropoloji dersi
niteliğinde...
insanı. Balolar, özel davetler, prensler ve hükümdarlar
şerefine verilen ziyafetler, Noel kutlamaları ya da malikanelerde verilen ev ziyafetleri… Her biri özenle yapılmış
yemekler, şaraplar ve hatta konserlerle dönemin aynası olan menüler… Bazen tek kelimeye takılıyor Muhtar
Bey. Cemal Paşa’nın Birinci Dünya Savaşı’nda verdiği
bir yemeğin menüsünü gösteriyorlar. Listenin sonlarına
doğru bazı isimler var. Bunlardan birini eliyle işaret ediyor : “Sadr-ı makyan” adında bir yemek. “Bu yemeğin ne
olduğunu bulmak beni çok uğraştırdı” diyor. “Günlerce
araştırdım. Bilme ihtimali olan herkese tek tek sordum.
Sonunda tesadüfen Bosnalı bir dil bilimciyle konuşurken
çarçabuk açıklayıverdi bana anlamını. Arapça bir kelime olan ‘sadr’, ‘büyük kanat’ demekmiş. ‘Makyan’ ise
Farsça ‘göğüs’ anlamına gelirmiş. Onca çabam sonucu
şu bizim tavuk göğsü çıkmasın mı karşıma!”
Aramak, keşfetmek ve bilgiye ulaşmanın mutluluğunu yaşamak. Serüveni hep böyle yaşamış Muhtar Katırcıoğlu. Sadece menüler değil, haritalar da hayatının bir
parçası olmuş. Bu koleksiyon da yine keşfetmenin heyecanıyla doğmuş. Öğrenciliğinde İngiltere’yi arabasıyla
gezerken büyük paftalı haritalarla tanışmış, ardından artık kullanılmayan eski haritalar girmiş hayatına. Şimdi ise
pek çok haritanın yanı sıra Anadolu’nun en eski üç ha-
44
ritası da Muhtar Katırcıoğlu’nda. Tıpkı menülerinde olduğu gibi haritalarında da derin araştırmalar
yapıyor. Yurt dışındaki büyük müzayedeleri izliyor
ve tüm harita kataloglarını toplamaya çalışıyor. Koleksiyonerliği bir yaşam biçimi haline getiren Muhtar Bey bir de kahve fincanı koleksiyonuna sahip.
Kısacası, saymakla bitmeyecek keşiflerle dolu bir
hayat sürmüş. Dayısı Hulusi Fuat Tugay’ı anımsıyor tekrar sohbetlerimizin sonlarına doğru. Koleksiyonerliği de, gurmeliği de tamamıyla ona borçlu
olduğunu söylüyor. Bu arada saatlerdir çevremizde menüler, haritalar ve kahve fincanları hararetle
hiç durmadan sohbet ettiğimizi fark ediyoruz. Kapıda Muhtar Bey’in eşi Julia Katırcıoğlu gözüküyor. Elinde bir tepsi, öğle yemeğimizi hazırlamış.
Aramak, keşfetmek ve bilgiye
ulaşmanın mutluluğunu
yaşamak… Serüveni hep böyle
yaşamış Muhtar Katırcıoğlu.
Sadece menü koleksiyonu değil,
eski haritalar da hayatının
bir parçası olmuş.
Hep birlikte sofraya oturuyoruz. Menüde balkabağı çorbası, çavdar ekmeği, brie peyniri, marul,
yoğurt ve portakal var… San Francisco Bohemian Club’ta
sıra dışı bir akşam yemeği, yıl 1947
”Sözünü ettiğimiz doktorlar grubu, George Sellek’in önderliğinde
Temmuz 1947 akşamı
Harold
Price’ın
dört d
değişik
11 T
k
H
ld P
i ’ temin
i ettiği
iği dö
ği ik
senenin Cheval Blanc şaraplarını tatmak için San Francisco’nun
Bohemian Club’ında bir araya geldiler. Toplam on kişiydiler.
Tadılacak şarapların, seneleri 1920, 1921, 1933 ve 1934’tü. Bunlar
1928 ve 1929 hariç Bordeaux şarapları içinde en başarılı yılların
şaraplarıydı. Cheval Blanc şarapları, St. Emilion bölgesinde yer
aldığından Bordeaux şaraplarının ünlü 1855 değerlendirilmesine
dahil edilmemiş, ancak St. Emilion’un 1958 tarihli ilk sıralamasında,
en üst düzey sayılan Premier Grand Cru Classe’den sonra ikinci
sıraya layık görülmüştü. Senelik üretim 12.500 kasa düzeyinde
olan bu şarapta kullanılan üzüm türleri, yüzde 60 Cabernet
Franc türüne daha fazla önem vererek son derece başarılı olan
Cheval Blanc, her sene meşe fıçılarında 20 ay bekletilip, 12 sene
sonra içilmeye hazır sayılıp, yıllandırma ömrü 40 yıl olarak kabul
edilmektedir. Değeri konusunda bir fikir verebilmek için Eylül
1997’de Londra’daki Christie’s’de yapılan ‘Grand Crus’ mezatında
1947 yılına ait bir şişesi 3 bin pounda kadar alıcı bulmuştur.
Yemekte, geleneksel şekilde şampanya üreten aile şirketi olan
Pol Roger’nin Brut şampanyası da içildi. Pol Roger Brut, daha
çabuk olgunlaştığı için tercih edilen Magnum (1.5 litre) şişelerde
servis edilmişti. Yemeğin sonunda da Otard marka konyak
takdim edildi. Menüye gelince: Başta pilav üzerinde Amerikan
usulünde hazırlanmış yengeç eti. İkinci yemek ise İspanya’nın ünlü
Xeres şarabı ile tatlandırılmış deniz kabuğu çorbası. Ana yemek
olarak dana rostosu, garnitür olarak tereyağda kızartılmış kabak
ve haşlanmış mısır taneleri. Tatlıdan önce ise dördüncü Cheval
Blanc’a refakat etmek üzere Parmesan suflesi geliyor. Yemeğin
sonunda hafif bir tatlı; Marasquin’li bir meyve salatası. Dengeli bir
menü ve enfes şaraplar!...’’
45
STİL
PORSELEN/SERAMİK
D O K UN
Fotoğraf asistanı Ayhan Edik
46
H İS S
Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS
E
T
Yapım Çiğdem Hasanoğlu
‘CIR97YT90151256’ Dantel serisi
yemek takımı, (97 parça) 1.195 TL.
‘Illusion’ siyah karo, (50x50 cm).
VE
Kütahya Porselen’in
birbirinden şık yemek
takımlarını, Kütahya
Seramik’in stil sahibi
seramikleri ile bir araya
getirdik. Doğal renklere ve
modern formlara gönderme
yapan bu yenilikçi tasarımlar,
yaşam alanlarına farklı bir
bakış açısı taşıyacak.
MODERN VE KLASİĞİN
BİRLİKTELİĞİ
TOPRAK VE GÜNEŞ
‘BC85YT42015103’ Wish serisi
yemek takımı, (85 parça) 1.490 TL.
‘Medera’ bej karo, (66x33 cm).
47
STİL
PORSELEN/SERAMİK
KARARLI FORMLAR
‘TP85YT42015103790’ Shady serisi yemek
takımı, (85 parça) 790 TL. ‘Magmatech Gri
Platin Dekor’ karo, (66x33 cm).
48
ROMANTİK BEYAZ
‘HLN83YT00’ Helen serisi yemek
takımı (83 parça) 550 TL. ‘Illusion’
beyaz karo, (50x50 cm).
49
GEZİ
NEW YORK
BİR DÜNYA ŞEHRİ
NEW YORK
New York gündüzü ayrı, gecesi farklı güzelliklerle dolu bir şehir.
Enerjisiyle uçacaksınız, kesinlikle... Yazı Saffet Emre Tonguç, Fotoğraflar Corbis
50
New
adres bulmak çok kolay. Cadde ve
Orleans’tan gelen cazcılar büyük ve
1920’lerde
cazın
vatanı
onu kesen sokak numarasını söylemek
lezzetli bir elmaya benzetmişler N.Y.’u,
yeterli. 5. Cadde ise Manhattan’ı ikiye
ısırdıkça ağzınızın suyunu akıtan. Son-
ayırıyor. Geceleri kullanmayı pek tav-
rasında da adı “Big Apple” kalmış. N.Y.
siye etmeyeceğim; 24 saat açık olan
ışıkların hiç sönmediği, çok ırklı, dinli,
metro 1150 kilometre uzunluğa sahip.
dilli, değişik kültürlerin içinde eridiği bir
GÖRÜLMESİ GEREKEN
dünya başkentidir. Bazen huysuz ve
YERLERİ LİSTENİZE KOYUN
kaprislidir ama çoğunlukla da cömert
CENTRAL PARK
ve tüketilmeye açık hem de tüm sınırsızlığıyla...
N.Y. aslında beş bölümden olu-
19. yüzyıl ortalarında Frederick
Olmsted ve Calvert Vaux tarafından
planlanan N.Y.’un ciğerleri. Gölden,
şuyor ama siz Staten Island, Bronx,
hayvanat
Brooklyn ve Queens’i unutun, çünkü
heykellere her şey var. 59. ve 110. so-
ne varsa adını Mannahatta kızılderilile-
kaklar arasında yer alıyor, 340 hektarlık
rinden alan Manhattan’da var. N.Y.’u
bu parkta 93 kilometrelik yürüyüş yolu
keşfetmenin güzel bir yolu bulunuyor.
bulunuyor. İçindeki Boathouse ve Ta-
Hemen bir “Hop on Hop off” yani “Hop
vern on the Green şehrin en iyi ve pa-
in Hop bin” (www.graylinenewyork.
halı restoranlarından. Stage veya Car-
com) bileti alın. Bu otobüslerin özelliği
negie Delicatessen’lerinden (şarküteri)
şehrin bütün önemli tarihi ve turistik
alacağınız bir sandviçle ya da somonlu
yerlerinde durmaları. İstediğiniz durakta
bir “Bagel” ile parkta yürüyün. Sheep
iniyor, işinizi bitirip bir sonraki otobüsle
Meadow’da kitap okuyun, varsa Gre-
devam ediyorsunuz.
at Lawn’da bir konser dinleyin. Ya da
Şehrin ilk sahibi Hollandalılar kızılderililerden sadece 24 dolara, o da incik
bahçesine,
çeşmelerden,
gökyüzüne bakıp bulutlara şekil verin.
5.CADDE
boncuk karşılığı alıyorlar Manhattan’ı ve
59. Sokak’tan başlayarak aşağı-
“Yeni Amsterdam” olarak adlandırıyor-
ya doğru yürüyün. Yol boyunca kar-
lar. Nüfus sadece 1000 kişi. 1664’te
şınıza Fransız Rönesans şatolarını
şehri ele geçiren İngilizler ise Kralın kar-
hatırlatan
deşi York Dükü’nden esinlenip “Yeni
Steuben Glass, Bergdorf Goodman,
York” diyorlar bu şehre. Manhattan 20
İrlandalı aziz Patrick’in kilisesi, Roc-
kilometre boyunda, 4 kilometre eninde,
kefeller Center, Saks Fifth Avenue çı-
sadece 80 kilometrekarelik bir yarıma-
kacak. Yol üzerinde New York Public
da aslında. Doğusunda Doğu Nehri
Library’i
var, batısında ise buraya 1609’da ayak
38. Sokak’taki Lord&Taylor’dan sonra
basmış İngiliz denizciden adını alan
34. Sokak’ta başınızı yukarı kaldırın.
Hudson Nehri. N.Y. 1785’de başkent
Empire State’e geldiniz bile. Sağa sa-
oluyor, ardından George Washington
parsanız, dünyanın en büyük mağa-
da ilk başkan. 1850’lerde göç başlı-
zası diye lanse edilen Macy’s’i göre-
yor. Özellikle Avrupa’dan yığınlar, akın-
ceksiniz.
Plaza Hotel, Tiffany&Co,
(Kütüphane)
göreceksiniz.
lar halinde bu “Yeni Dünya” ya geliyor.
EMPIRE STATE BİNASI
Nüfus 1870’de bir, 1913’te beş milyo-
1931’de dönemin moda mima-
na çıkıyor. Şehri birbirlerine paralel 12
ri akımı Art Deco tarzında inşa edilen
bulvar ve bunları kesen 220 sokakla
dünyanın ilk gökdelenlerinden. İkiz ku-
dikdörtgenlere ayırmışlar. Dolayısıyla
lelerin yıkılmasından sonra yüksekler51
GEZİ
NEW YORK
• METROPOLİTAN MÜZESİ
www.metmuseum.org
1000 Fifth Avenue, 82 Street
Bazı eleştirmenlere göre Hermitage, Louvre,
British ve Prado müzeleriyle beraber
dünyanın en önemli beş müzesinden biri.
Müzedeki Mısır tapınağı Dendur’u görmeyi
unutmayın. Pazartesi günleri kapalı olan
müzenin giriş fiyatı size bırakılmış. Onlar
5-10 $ arası bir bağışı tavsiye ediyorlar.
• GUGGENHEİM MÜZESİ
www.guggenheim.org
1071 Fifth Avenue, 88 Street
Frank Lloyd Wright’ın yaptığı mimarlık
tarihinin en önemli eserlerinden biri olan
sümüklüböcek de denilen bu binada
20. yüzyıl ressam ve heykeltıraşlarının
çalışmaları var ağırlıklı olarak.
• MODERN SANATLAR MÜZESİ
www.moma.org
Japon mimar Yoshio Taniguchi uzun
yıllardır kapalı olan müzeyi yeniden yarattı
ve MOMA modern ve çağdaş eserlerin
merkezi halinde.
• DOĞA TARİHİ MÜZESİ
www.amnh.org
Central Park West, 79 Street
Dinazorlar da dahil yaklaşık otuz milyon
parçadan oluşan bir koleksiyon! Önerilen
giriş fiyatı 5-12 $ arası ama daha da az
verebiliyorsunuz. Rose Center, Planeterium,
Space (Uzay) Müzesi ve Imax Tiyatrosu
bölümleri de var.
52
den N.Y. manzarası seyredebileceğiniz
katlı ve 1903’te yapılmış.
nadir yerlerden. Girişten bir kat aşağıya
CHELSEA, SOHO VE TRIBECA
inip biletinizi alıyorsunuz. George Was-
Chelsea’de evler eski Yunan mima-
hington ileri görüşlü bir adam olarak
risini andırıyor. Çok sayıda bar, restoran
N.Y.’un ileride yeni bir imparatorluğun
ve dükkan var. Hafta sonları bit pazarı
merkezi olabileceğini söyleyip, “Empi-
26. caddede kuruluyor. South of Ho-
re State” demiş şehirle aynı adı taşıyan
uston yani Houston Sokağı’nın güneyi
eyalete. Bu arada işin komik kısmı N.Y.
anlamına gelen bölgede Amerika’nın
eyaletinin başkenti N.Y. değil, sadece
en güzel dökme demir binalarını gör-
100.000 kişilik bir nüfusu olan Albany.
mek mümkün. Soho, 1970’li yıllarda o
ROCKEFELLER CENTER
dönemin sanatçıları sayesinde mimari
Art Deco tarzında yapılmış, 1939’da
bir rönesans yaşadı. Stüdyolar, butik-
tamamlanmış bir gökdelenler ve tiyat-
ler, restoranlar ve iki yüzün üstünde
rolar kompleksi. Gerçek bir mikro şe-
sanat galerisi var. Anlamı Kanal So-
hir. Dünyaya ateşi getiren Promete’nin
kağının altındaki üçgen demek olan
altın renkli heykelinin altında kışın buz
Tribeca ise N.Y.’un entellektüel taba-
pateni pisti var ve Noel zamanı kosko-
kasının, sanatçıların, film yapımcılarının,
caman çam ağacının durduğu bu yer
borsacıların, eleştirmenlerin, yazarların
şehrin de en hareketli bölgesi. ABD’nin
oturduğu bir semt. Tribeca Grill’in sahi-
en büyük kapalı tiyatrosu Noel ve
bi ünlü aktör Robert de Niro da buranın
Paskalya konserleri meşhur olan altı
sakinlerinden.
bin kişilik Radio City Music Hall de bu
CHINA TOWN
kompleksin içinde.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BİNASI
San Francisco’dan sonra Asya dışında Çinlilerin ikinci en büyük yerleşim
Önünde yaklaşık ikiyüz üyesinin
merkezi. Yaklaşık 40 blokluk bir alanda
bayrağı dalgalanmakta olan bina 153
150.000 kişi yaşıyor. Şubat ayında kut-
metre yüksekliğinde ve 39 katlı. Mima-
ladıkları Çin Yeni Yılı’nda çok hareketli
rı Le Corbusier N.Y.’u “Çok büyük bir
bir bölge. Hemen yanında ise “Little
boyutta muhteşem bir felaket” olarak
Italy” olarak geçen daha ziyade İtalyan
yorumlamış. Binanın bahçesinde dün-
kökenli Amerikalıların yaşadığı “Küçük
yanın çeşitli ülkelerinden hediye edilmiş
İtalya” var.
heykeller var, karşısında da Türkiye
HARLEM
Başkonsolosluğu bulunuyor.
WALL STREET
Zenci yerine kullanılan yeni bir terim
var, Afrikalı-Amerikalı. Bu etnik grubun
Gerçi pek işe yaramamış ama Hol-
ağırlıklı olarak yaşadığı Harlem maale-
landalılar şehri korumak maksadıyla
sef şehirde sefaletin en fazla olduğu
sur inşa etmişler. Bugün ülkedeki fi-
yerlerden biri. 1920’lerde rönesansını
nansal aktivitelerin %70’inin döndü-
yaşamış bu bölgede Afrikalı-Amerikalı
ğü “Duvar Caddesi”nin adının kısa
müzisyenler, yazarlar, artistler toplan-
öyküsü bu. N.Y.’ta 2000 civarında
mış. 1960’larda suç işleme oranının,
büyük şirket ve 250 banka var. N.Y.
nüfusun ve fakirliğin artmasıyla beraber
Borsası’nın temelleri 24 broker tara-
bir gettoya dönüşmüş. Apollo Tiyatro-
fından 1792’de atılmış, 1929’daki bü-
su Ella Fitzgerald ve Duke Ellington gibi
yük ekonomik kriz esnasında 48 saat
sanatçıların üne kavuştuğu mekan ola-
hiç durmadan çalışmışlar ama nafile,
rak süslemekte Harlem’i. Harlem’e gel-
ülkede ekonomi göçmüş. Bina 17
meden önce yol üstünde 1754 yılında
açılmış Harvard, Yale ve Princeton
gibi, ABD’nin en iyi üniversitelerinden biri olan Columbia’nın kampüsünü de göreceksiniz.
HÜRRİYET ABİDESİ
Paris’teki Eyfel Kulesi’ni yapan
Gustave Eiffel’in de katkıda bulunduğu bu eser, model olarak annesini kullanan heykeltıraş Frederic
Bartholdi’ye ait. 225 ton ağırlığında
ve 93 metre yüksekliğinde. Tacındaki yedi ışın, yedi deniz ve dünyayı temsil ediyor. Heykelin üzerinde
dikkat çekici bir cümle var:”Bana
özgürlük için yanıp tutuşan yorgun ve yoksul kitleleri verin.” Ne
de olsa burası göçmenlerin ülkeye
ilk giriş işlemlerini yaptırdıkları Ellis Adası’nın yanı. Adaya Battery
Park’tan
gemiyle
gidiyorsunuz.
Özellikle haftasonları ve bayramlarda çok kuyruk bekleyebilirsiniz.
TAVSİYELER…
• Japon mutfağı gözdelerimden, şehrin en
restaurant.com), daha önce Nobu’da harika-
Size sadece N.Y.’luların bildiği bir
şık sushi restoranı kesinlikle Masa, onun ka-
lar yaratan şef Masaharu Morimoto artık bu yeni
sırrı vereyim. Biraz ileriden Staten
dar lezzetli ama daha uygun fiyatlı bir adrese
mekanında.
ihtiyacınız varsa, Birleşmiş Milletler binası
com), hafif loş bir
Adası’na giden ücretsiz gemiler
Buddakan
(www.buddakannyc.
mekan, tepeden aşağıya
yakınındaki Sushi Yasuda’yı tercih edin.
kadar avizeler iniyor. Çok şık bir dekorasyon ve
olduğu
Japon ev yemekleri içinse Soho’daki Omen’e
damakları fetheden yemekler var. Greenwich
adaya uğramıyor ama muhteşem
gidiyorum. Sanatçılar, modacılar o bohem
Village’da bulunan Gusto ise son zamanların
hava ve Japon yemeği için Soho çok doğru
en gözde İtalyanı, Bloody Mary’s ve taze mey-
bir bölge. Çin makarnası (Noodle) yemek iste-
velerle hazırlanan Proseccolarını (köpüklü şa-
görüntüleyebiliyorsunuz. Biraz ileri-
diğimde de 9. Cadde’de, 2 ile 3. sokaklarda
rap) denemeyi unutmayın. Çıkışta da Magnolia
de de Boğaz Köprüsü’nü hatırlatan
bulunan Sobaya’da alıyorum soluğu, servis
Bakery’e gidin ve bu pastanenin meşhur cupca-
ve adını 1524’te N.Y. Limanına ilk
harika, fiyatlar makul, yemeklerse cennetlik.
ke pastalarını deneyin.
kalkıyor.
Gerçi
heykelin
N.Y. manzaralarını seyredip, heykeli
Chinatown’daki Won Ton Garden Çin mut-
gelen denizciden alan Verrazano
• Gece hayatına gelince, Ritz-Carlton
fağı için bir başka doğru seçim. Michelin’in
Battery Park Hotel’in 14. katındaki barı
Köprüsü’nü görüyorsunuz.
iki yıldızını alalı beri biraz kuyrukta bekliyorsunuz
Rise, N.Y.’ta en güzel dolunay seyre-
BROOKLYN KÖPRÜSÜ
ama 4.50 dolara karnınızı doyurabilirsiniz. Eğer
dilen yer. MO Mandarin Oriental Hotel’in
5. Cadde’de dolaşıyorsanız Takashimaya’daki
(www.mandarinoriental.com , 212-8058800)
Tea Box’a uğrayın, kendinizi harika bir öğle ye-
barının adı, küçük ama tıklım tıkış bir yer, tahta
meğiyle ödüllendirebilirsiniz.
masalarda otururken, dergilerden fırlamış ka-
Mimarı bir gün buz yüzünden
karşıya geçemeyince köprüyü yap-
• Yemek sonrası alışveriş için Ted
dınları seyrediyorsunuz. Rafine şıklıklar da var,
Muehling’e gidin, fiyatlar yüksek olsa da mü-
paranın görkemi de. PM Lounge (www.pmlo-
cevherler inanılmaz, hemen yakınlarındaki De
ungenyc.com) son dönemlere imzasını atan
arası uzunluk 486 metre. Yapıldığı
Vera’da da çok güzel objeler ve takılar var. Moda-
bir mekan, Donna Karan’ın tasarımcısı Robert
1883’te dünyanın en uzun asma
nın öncüleri içinse aynı bölgede bulunan Opening
Mc Kinley tarafından yaratılan bu gece kulübü
Ceremony çok doğru bir alternatif. Sanat seven-
yüksek tavanlarıyla bir mabet havasında. Gan-
lerdenseniz Chelsea’ye uzanın. Cohan ve Leslie
sevoort Hoteli’ndeki AER Lounge gündüz spa,
baharsa bir akşamüstü köprünün
Gallery ve şehirdeki en iyi fotoğraf galerisi olan
gece kulüp olarak hizmet veriyor. Geceye nok-
Brooklyn tarafından Manhattan’a
Yossi Milo ruhunuzu doyuracak, White Columns
ta son dönemlerin avant-garde bölgesi Meat-
ve Bellwether Gallery diğer gözdelerimden.
packing District’teki Cielo’da (212-6455700)
maya karar veriyor. 16 yılda 600
işçi tarafından yapılıyor. Kuleler
köprüsü unvanını alıyor. Mevsim
doğru yürüyün. N.Y.’un ikiyüzün
üzerindeki gökdeleninin silüeti keyif
• Akşamları dışarı çıktığımda gittiğim belli
restoranlar var. Morimoto (www.morimoto-
konuluyor. Seksi kırmızı ışıklar, yüksek volümlü
müzik ve haftanın acısını çıkaran yığınlar.
verecek size. 53
MİMARLIK
R
İ
D
İ
M
İ
Ç
İ
B
M
A
Ş
A
Y
BİR
MİMAR
MUSTAFA TONER
54
Türkiye’nin önde
gelen mimarlarından
Mustafa Toner,
mimarlığın içine
doğmuş. Çocukluk
hayallerinde
mimarlıktan başka
bir meslek olmadığını
söyleyen Toner’e göre
analiz yeteneğiniz yoksa
iyi bir mimar olmanız
mümkün değil.
Yazı Çiğdem Hasanoğlu
“Az çizgi kullanarak çok işlev gerçekleştirmek.” Mustafa Toner’in mimarlık anlayışını bu cümle özetliyor.
Birçok uluslararası markanın şirket binası ve önemli
sayıda konut Toner Mimarlık imzasını taşıyor. Daha
çok iç mimari konusunda çalışan firmanın kurucusu
Mustafa Toner ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Toner Mimarlık’ı ne zaman kurdunuz? Nasıl
bir çalışma sisteminiz var?
Toner Mimarlık 2000 yılında kuruldu. Şirket özellikle iç mimari proje ve uygulama çalışmalarında bir
bütün olarak hizmet vermeyi hedeflemektedir. Bu
nedenle kendi tasarımımızı kendi kalite anlayışımıza
uygun gerçekleştirebilecek projeleri tercih ediyoruz.
Çalışma ortamımız kalabalık bir mimar kadromuz olmasına rağmen oldukça özgün bir ortamda disiplinli
bir mekan olarak tarif edilebilir.
İlham kaynaklarınız veya etkilendiğiniz şeyler var mı? Mimari anlayışınızı besleyen unsurlar neler?
Tasarım sürecinde özellikle geçmiş akımlar, doğal malzemeler ve kalıcı fikirlerden ilham alıyorum.
Güncel eserleri de dikkatle takip etmeye önem veriyorum.
Türkiye’de mimarlığın gidişatını nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’de mimarlık özellikle son 10 senede büNişantaşı’nda bulunan
Armaggan mağazası Toner
Mimarlık imzasını taşıyor.
yük ilerleme gösterdi. Bu doğal olarak konut sektörünün gelişimine paralel olarak oluştu. Eskisine
göre kaliteli konutların üretilmesi ve talebin bu yönde
oluşması projelere kaynak aktarılmasını zorunlu hale
getirdi. Yine de özellikle proje süreleri ve ücretleri konusunda Batı’daki çalışma koşullarından çok geride
olduğumuzu düşünmüyorum.
Mimar kimliğinizle İstanbul’a baktığınızda
neler görüyorsunuz? Şehri kurtarmak için nasıl bir yol izlenmesi gerekiyor? Bu noktada mimarlara nasıl bir görev düşüyor?
İstanbul’un hedeflenen anlamda ideal şartlara
kavuşmasını hayal olarak görüyorum. Kabul etmeliyiz ki bu şehir bu kaotik halinden kurtulamaz. Belki bunun keyfini çıkarmak mümkün olabilir sadece.
İstanbul’da imar yönetmeliklerinin yaratıcılığı desteklemekten çok uzak, çok katı olduğunu, bunun
çok haklı gerekçeleri olmakla birlikte farklı uygulama mantıkları geliştirilebileceğini düşünmekteyim.
Tabii mimarların da burada kendilerine verilebilecek
55
MİMAR
MUSTAFA TONER
esneklikleri pozitif yönde, ranta dönük olmadan değerlendirmeleri şart.
Son dönemde imza attığınız ve gelecekteki projelerinizden bahseder misiniz?
Şu anda Nuruosmaniye’de eski Milliyet Gazetesi binasını Armaggan markası için çok katlı mağazaya dönüştürme
projesi üzerine çalışıyoruz. Proje, tüm binayı ve içini yeniden
yapılandırmayı kapsıyor. Beymen, Beymen Club ve Boyner
mağazalarının da yoğunluğu devam ediyor. Ajda Pekkan‘ın
Saklıkoru’daki evinin tasarım ve uygulaması da devam ediyor. W Hotel’in restoran, lounge, vb. genel kullanım alanlarını
da yeniden düzenliyoruz.
Müşteri ilişkilerinizi nasıl yürütüyorsunuz?
Projelerimizde önceliği gerekene sonra da işverenin isteklerine veririz. Tabii bu öncelikler pratikte birbiri ile girift şekilde
yürür. Burada müşterinin kişiliği ve projenin gerekleri de çok
belirleyici faktörlerdir.
Hayalinizde ne var?
Hayalimde her zaman söylediğim hiç kapı ve perdesi
olmayan büyük bir ev tasarlamak var. Bu ev çok büyük bir
arazinin ortasında yer almalı ve içinde yaşayanlar isterlerse
birbirlerini hiç görmeden günlük hayatlarını sürdürebilmeliler.
Genç mimar adaylarına tavsiyeleriniz var mı?
Genç mimar adaylarına ve mimarlara tek tavsiyem var;
işinizi kendinizi vererek yapın. Çalıştığınız ofiste zaman geçirmeye ve sadece söylenenleri yapmaya değil, kendinizi geliştirmeye ve düşünülmüş, mantık süzgecinden geçmiş fikirler
üretmeye odaklanın. Mimarlık bir yaşam biçimidir. İşten çıkınca da tüm zamanlarınızı mesleki gelişiminiz için kullanın. HAKKIMIZDA...
Herhangi bir projenizde Kütahya
Seramik ürünü kullandınız mı?
Çok samimi olmak gerekirse bugüne
kadar 1-2 proje dışında Kütahya Seramik
ürünü kullanmak kısmet olmadı. Ama
ilerki projelerimde Kütahya Seramik
pazarlama grubu ile görüşmek isterim.
56
Krea Grup
tarafından
projelendirilen
L’ist İstinye
Suites’teki
sosyal tesis ve
örnek dairelerin
dekorasyonu
da Mustafa
Toner’e ait.
57
Kütahya Porselen’in zarif tasarımlı ürünleri
ürünleri, yeni yıl sofralarının yıldızı olacak
olacak.
Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS, Fotoğraf Asistanı Ayhan Edik
58
Altın yaldızlı olduğu halde
sır içi üretilen ve bulaşık
makinesinde yıkanabilen
‘IR87YT4905089’
Private yemek takımı,
(87 parça)1.397 TL.
Şarap kadehi, (6’lı set)
235 TL. Kristal ‘Altın’ serisi
şampanya kadehi,
(6‘lı set) 137 TL.
59
STİL
YILBAŞI
60
‘BC85YT47015110’
Bonny yemek takımı,
(85 parça) 1.449 TL.
Salata servis tabağı,
100 TL. ‘Bohemya’
karaf, 175 TL. Kristal
‘Altın’ serisi şarap
bardakları, (6‘lı set)
235 TL. Supla, 5 TL.
61
MODA
YILBAŞI ÖNERİLERİ
DÖRT KADIN
DÖRT TARZ
Dört ünlü moda tasarımcısı
koleksiyonlarında vazgeçemedikleri
detayları ve yılbaşı gecesi için stil
önerilerini anlattı. Yazı Şebnem Kırmacı
ZEYNEP TOSUN
Markanızda her sezon vazgeçemediğiniz öğeler var mı?
Yüksek belli, cesur ve maskülen çıkışlı parçalardan
vazgeçemiyorum. Stilimi genç, dinamik ve modern bir
kadına yönelik olarak tanımlayabilirim.
Son koleksiyonunuzu ana hatlarıyla tanımlar
mısınız?
2011 yaz koleksiyonumda yine maskülen detaylardan yola çıkarak yaptığım tasarımları feminen kumaşlar
ile birleştirdim. Yüksek bel pantalonları şifon gömleklerle
kombinledim.Teni açıkta bırakan şifon gömlekler ve elbiseler tasarladım. Vintage bir görünüm elde etmek için
Fransız danteli ve eski nakışlar kullandım. Renklerde ise
siyah, bordo, hardal ve bebek mavisini kombinledim.
Hitap ettiğiniz kadın profilini nasıl tanımlarsınız?
Kendine güvenen, cesur giyinmeyi seven, modern,
cool kadınlar. Benim koleksiyonumu tercih edenler genellikle erkeksi bir tarzla dişiliği yakalamayı seven kadınlardır.
Yılbaşı için stil önerileriniz neler?
Yılbaşı, çılgın davranabileceğiniz, eğlenceye yönelik
kıyafetler giyebileceğiniz bir zaman dilimidir. Mesela kırmızı bir erkek smokinini erkek pantalonu ve beyaz gömlekle kombinleyebilir veya gömleksiz giyebilirsiniz. Kırmızı veya ten rengi deri bir elbise ile kırmızı dantel bir body
önerebilirim yılbaşı gecesi için. Gideceğiniz mekan ve
gecenin eğlence konsepti dahilinde kıyafetlerinizi farklı
detaylar ile süsleyebilirsiniz. www.zeyneptosun.com
62
BEGÜM SALİHOĞLU
Markanızın genel çizgisini nasıl tanımlarsınız?
Begumsalihoglu markası her sezon ufak ama orijinal detaylardan asla vaz-geçmiyor. İlk sezon fermuar ve payet ikili detayıyla markamız dikkat çekti, ikincii
sezonda ise özel yapım kesilmiş tüllerden yarattığımız kumaşlar çok ses getirdi..
Üçüncü sezonumuz olan sonbahar-kış 2010/2011 koleksiyonunda kalınlı-incelii
u
metal görünümlü detayları etek uçlarında, kollarda ve kemerlerde kullandık. Bu
ufak detaylar koleksiyonda modası hiçbir zaman geçmeyecek olan siyah, bej,,
p
beyaz, mürdüm renklerini daha farklı şekilde göz önüne çıkardı ve sadece gelip
geçici, bir sezonluk koleksiyon olmamasını sağladı. Yani tam da markamı ko-a
numlandırmak istediğim gibi hem klasik, modern ve zamansız, hem de piyasada
ihtiyaç duyulan bir koleksiyon yaratmış olduk.
Son koleksiyonunuzu ana hatlarıyla tanımlar mısınız?
Son koleksiyonumda elbiselere ağırlık verdim. Fakat klasik bir siyah elbise-m
yi nasıl zamansız bir şekilde tasarlayabilirimin üzerinde yoğunlaştım. İstediğim
n
amaca sanırım ulaştım çünkü şimdiden müşterilerim bu koleksiyonu her sezon
k
rahatlıkla giyebileceklerini söylüyorlar. Kumaşlarda krep, organza, taşlanmış ipek
h
kullandım. Renklerde ise su yeşili, beyaz, taş rengi, ekru, kiremit, tarçın ve siyah
e
tonlarını tercih ettim. Toprak renklerini ağırlıklı olarak kullandığım için ise her tipte
ten rengine uygun olsun diye gold veya lame detaylarla canlandırdım.
Hitap ettiğiniz kadın profilini nasıl tanımlarsınız?
Önceki sezonlarda yaş aralığımız 15-35 iken, şimdi 20-55 oldu. Benim müş-terilerim değişen olayları ve sanatsal aktiviteleri takip eden, yeni fikirlere çok açık,,
belli hayat standartları olan ve kaliteden anlayan bir kesim.
Yılbaşı için stil önerileriniz neler?
Yılbaşı için bu sezon çok moda olan şarap rengi ve kırmızı kadifeye odaklanabilir-siniz. Bu parçaları siyah aksesuarlarla kombinlemelisiniz. Eğer kırmızı asla size gitme-e
yecek bir renk ise yılbaşının vazgeçilmezi olan gold veya siyah bir elbise, kırmızı kadife
ayakkabılarla da aynı cesur görünümü yakalayabilir. www.begumsalihoglu.com
63
MODA
YILBAŞI ÖNERİLERİ
ZEYNEP ERDOĞAN
Koleksiyonlarınızda her sezon vazgeçemediğiniz öğeler var mı?
Ben gerçek bir vintage tutkunuyum. Bu yüzden
her sezon mutlaka vintage ilhamı içeren parçalarım
olur. Bir de her sezon mutlaka ceket bulunur koleksiyonlarımda.
Son koleksiyonunuzu ana hatları ile tanımlar mısınız?
2011 yaz koleksiyonumun adı ‘Touch Me’; el
fo
formunda
detaylar ve bu formun soyutlamalarıyla
s
süslü
bir koleksiyon. Eğlenceli show piece’lerin yanı
s
sıra
mini büstiyerler, bol paça uçuşan pantalonlar
ta
tasarladım.
Kısacası bu koleksiyona 70’lerin silüeti
h
hakim.
Renkler ise geçen koleksiyonumun aksine
g
gayet
yumuşak.
Hitap ettiğiniz kadın profilini nasıl tanımlars
sınız?
Çok farklı kadın profillerine, farklı açılardan cazip
g
gelebiliyor
koleksiyonlarım. Kitlem, kendine has bir
ta olan, yaratıcı işlerde çalışan kadınlar.
tarzı
Yılbaşı gecesi için farklı tarzlarda farklı stil
ö
önerileriniz
var mı?
Yılbaşı gecesi her anlamda özel bir gece. İster
is
istemez
bir şaşaayı ve göz alıcılığı barındırıyor içind Yılbaşı için kendi koleksiyonumdan payet ve
de.
tü
tüllerle
yaptığım tütü etekleri ve elbiseleri öneririm.
Ayrıca el detaylarıyla süslü parçalarım da yılbaşında
eğlenceli olabilir. www.zeyneperdogan.com.tr
64
GÜL AĞIŞ
Koleksiyonlarınızda vazgeçemediğiniz detaylar var mı?
Koleksiyonlarımın mutlaka bir teması oluyor. Asimetrik formlar
ve kalıplarla kalite vazgeçemediğim ana unsurlar. Renk olarak griden asla vazgeçebileceğimi düşünmüyorum. Müşterilerim de en
güzel grinin, benim koleksiyonlarımda olduğunu söylüyorlar. Bunu
duyunca da çok mutlu oluyorum. Zaten bu sezon gri çok moda.
Benim vazgeçemediğim bir öğenin, bu yıl ön plana çıkması da hoşuma gidiyor.
Tasarımlarınızı çoğunlukla kimler tercih ediyor?
Tasarımlarım ‘high-end’ olduğu kadar farklı duruşu olan kadınların tercih ettiği bir marka. Benim müşteri profilim sanatçı ruhu olan,
giydiğini görebilen, yakıştırabilen, yalın ve sade çizgilerinin içinde gizemli olmayı başarabilen kadınlar. Bu yüzden Tilda Swinton, Cate
Blanchett, Charlotte Gainsbourg’dır benim kadınlarım.
Son koleksiyonunuzu ana hatlarıyla tarif edebilir misiniz?
Galata Moda Haftası ve yılbaşı için çok eğlenceli ve farklı bir
koleksiyon yaptım: Adı ‘Fun.’ Bu koleksiyon her yaştan kadının rahatlıkla ve severek giyeceği kaşmir karışımlı trikolardan oluşuyor.
Temanın konsepti bile eğlenceli: ‘60’ların Mary Quant’ı Martin Margiela ile evlenseydi ne olurdu?’ sorusundan yola çıktım. Kaşe mini
elbiseler, etekler, mini paltolar, cape’ler, kalın babaanne hırkaları ve
plinin her hali var tasarımlarımda. Ana renklerim ise bordo, kırmızı,
gri ve siyah.
Yılbaşı gecesi için farklı tarzlarda stil önerileriniz var mı?
Püskül bu sezon çok gözde. Bence püskül detaylı elbiselerle,
hem sadeliği hem de şıklığı yakalayabilir kadınlar. Özellikle benim koleksiyonumda yer alan antik taşlı, el işlemeli cape’leri gecenin şıklığını
bütünlemeleri için öneririm. www.lugvonsiga.com
65
GURME
GÜRAL SAPANCA
Yeni yıla
özel tatlar
Güral Sapanca Wellness Park Otel’in
yılbaşı menüsü, Kütahya Porselen’in şık ve
zarif ‘Pure’ yemek takımıyla tamamlanıyor.
Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Ceren Can Korkmaz
66
‘IR87YT49020104’
Pure yemek takımı,
(87 parça) 1.490 TL.
Omlete sarılı
mezgit fileto
• 3 adet yumurta
Kavrulmuş
bademli kaşık
salatası
• 1 adet kırmızı kaliforniya biberi
• 1 adet domates,
ince ince doğranmış
ince ince doğranmış
• 1/4 dere otu, kıyılmış
• 1 adet salatalık,
• 150 gr mezgit fileto
ince ince doğranmış
• 1 adet limon
• 10 gr bitkisel krema
Buyabez
• 1adet sivri biber,
• 20 gr süzme yoğurt
• 80 gr somon fileto
ince ince doğranmış
• 1 tutam maydanoz
• 70 gr mezgit fileto
• 1 adet taze soğan,
• Tuz, beyaz biber
• 100 gr jumbo karides
ince ince doğranmış
• 50 gr kerevit eti
• 1 tutam maydanoz,
Hazırlanışı Mezgit filetoyu bıçak
• 1/2 kök kereviz
ince ince kıyılmış
ile açarak inceltin. Yumurtaları
• 1 adet havuç
• 1 adet limon
çırpın ve yuvarlak tavada omlet
• 2 adet defne yaprağı
• 15 gr badem içi
yapın. Omletin üzerine ilk önce
• 10 gr tane karabiber
• Nar ekşisi
filetoyu sonra da kırmızı biber
• 1 adet limon
• Zeytinyağı
ile dere otunu yerleştirip, folyo
• 2 yemek kaşığı zeytinyağı
ile rulo şeklinde sarın. Ruloyu,
• Tuz
Hazırlanışı Domates,
salatalık, biber, soğan
100 derecelik buhar konumu
ayarlanmış fırında 20 dakika
Hazırlanışı Sebze ve balıkları bir tencerede
ve maydanozu salata
pişirin. Soğuduktan sonra ince
haşlayın. Haşlanan malzemeyi tencereden alıp,
kasesine alın. Bademleri
dilimler halinde kesin. Krema,
suyunu ayırın. Diğer bir tencerede zeytinyağı ve
tavada kavurup hazırlamış
süzme yoğurt, limon suyu ve
rende havuçları kavurun. Süzmüş olduğunuz
olduğumuz salatanın
dereotunu karıştırıp sos haline
balık suyunu içine ilave edin. Birkaç dakika
üstüne ilave edin. Salatayı
getirin. Sosu, mezgit rulonun
bekledikten sonra haşlanmış olan deniz ürünlerini
zeytinyağı ve nar ekşi ilave
yanına dökerek servis edin.
de ekleyip, kısık ateşte 5 dakika kaynatın.
ederek servis edin.
67
GURME
GÜRAL SAPANCA
Yaban mantarlı ve
keşkekli bonfile ızgara
• 230 gr dana bonfile
• 50 gr yaban mantarı
• 100 gr buğday
• 10 gr sebze çeşni
• 10 gr tereyağı
• Taze kekik
• Tuz, karabiber
Hazırlanışı Bonfileyi taze kekik, sebze
çeşnisi, tuz ve karabiberle marine edip
ızgarada pişirin. Buğdayı geniş bir
tencerede kaynatın. Suyunu süzüp,
mikserden geçirdiğiniz buğdayları tereyağı
ile karıştırarak keşkek hazırlayın. Diğer
taraftan mantarları ızgarada pişirin. Marine
ettiğiniz bonfileyi keşkeğin üzerine koyun.
Yanına mantarları yerleştirerek servis edin.
68
Cappuccino cream cake
• 2 pat pandispanya
• 85 gr fildişi kuvertür
• 25 gr sütlü kuvertür
• 25 gr bitter
• 10 bardak su
• 10 toz şeker
• 10 gr glikoz
• 5 gr nescafe
• 110 gr süt kreması, çırpılmış
Hazırlanışı Nescafe, su, şeker ve
glikozu karıştırarak kaynatın. Bir kaba
aldığınız karışıma, eritilmiş fildişi küvertür
ile krema ilave edip karıştırmaya devam
edin. Kek kalıbına önce pandispanyayı
sonra karışımı koyup buzdolabında bir
gece dinlendirin. Servis ederken sütlü
küvertür ve bitter ile süsleyin.
69
D
YENİ SERİ
BALIK KOLEKSİYONU
70
ENİZ
D
N
İ
R
E
Kütahya Porselen’in Balık serisi, koleksiyona yeni katılan ürünlerle
daha da zenginleşiyor. Serideki ürünler sadece fark yaratmak isteyen
profesyonellerin değil, sunuma özen gösteren tüm kadınların da
vazgeçilmezi haline gelecek. Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Deniz Doğan
71
GEZİ
TRABZON
Nefes kesen
manzarasıyla Sumela
Manastırı mutlaka
görmeniz gereken
adresler arasında
Karadeniz
yollarında...
Kendine has mutfağ›, tarihi, doğas› ve kültürüyle
Karadeniz’in gözde şehri Trabzon’a doğru mimar
Banu Altay ile keyifli bir yolculuğa ç›kt›k.
Yazı Tuğba Karatmanlı, Fotoğraflar Ceren Can
72
MUTLAKA GİDİN,
DENEMEDEN DÖNMEYİN
• Atatürk Köşkü
• Sumela Manastırı’na yürüyüş
• Uzungöl’de keyif
• Ayasofya Müzesi’ni ziyaret
• Saymakla bitmeyen yöresel lezzetler…
• Tarihini denk getirebilirseniz yayla şenlikleri
• Çarşıbaşı
• Kemeraltı
• Han ve Hamamlar
• Doğa Sporları
• Jeep safari
onbahara veda etmeden keşif adresimizi bu mev-
çarşılarıyla Trabzon adeta gizli bir vaha… Biz kısıtlı vaktimize
simle özdeşleşebilecek bir bölgeye, yeşilin her to-
sığdırabileceğimiz adresleri programlarken bir dahaki sefere ge-
S
nunu bulabileceğimiz ve yağmuru en rahat koklaya-
zilecek yerlerin listesini yapmayı da ihmal etmiyoruz. Otelimiz-
bileceğimiz Karadeniz’e doğru çevirmeye karar verdik. İlk defa
den çıktıktan sonra Trabzon’daki ilk rotamız şehir merkezine
gideceğimiz Trabzon’da bize en iyi rehberlik edecek ismi düşü-
oldukça yakın olan Atatürk Köşkü. Soğuksu semtinde bulunan,
nünce aklımıza ilk gelen kişi Ağaoğlu Şirketler Grubu dekoras-
1890 yılında inşa edilen ve dönemin Avrupa mimarisinin özel-
yon proje müdürü Banu Altay oldu. Trabzon’da Ali Ağaoğlu’na
liklerini taşıyan köşk, özel bir mülkken Atatürk tarafından çok
ait evin dekorasyonunu yaparken uzun süre buraya gelip giden
beğenilince kendisine Trabzonlular tarafından armağan edilmiş
mimarın bizim için en doğru rehber olacağına karar verdik.
ve daha sonra da Atatürk Müzesi olarak düzenlenmiş.
Mimar Banu Altay ile havaalanında buluşmak üzere rande-
Tarihi ve mimari açıdan önem taşıyan ve mutlaka görülmesi
vulaşıyoruz. Yaklaşık bir buçuk saatlik uçuştan sonra Trabzon’a
gereken Atatürk Köşkü’nü gezdikten sonra biraz alışveriş yap-
varıp otelimize doğru yola çıkıyoruz. Baştan size önerimiz bu
mak için Bakırcılar Çarşısı’na yöneliyoruz. Eski dönemlerde sa-
şehre en az üç gününüzü ayırmanız. Çünkü gerek mimari açı-
dece mutfak eşyası üzerine olan bakır imalatı, şimdilerde yerini
dan önem taşıyan gerekse doğasıyla özdeşleşen tarihi mekan-
her türlü dekoratif eşya imalatına bırakmış. Çarşıya geldiğinizde
ların yanında denemekle bitmeyecek kendine has mutfağı ve
birçok farklı dükkânda zevkinize uygun bakır eşyalar bulabilirsi73
GEZİ
TRABZON
Farklı kültürlerin izlerini taşıyan
mimarisiyle dikkat çeken Ayasofya
Müzesi görülmeye değer yerlerden.
niz. Eğer tüm mağazaları görmek, hatta atölye gezmek istiyor-
tamız deniz kenarındaki Nihat Usta… Yemeden dönmemeniz
sanız size önerimiz buraya pazar günü dışında bir gününüzü
gereken Akçaabat Köftesi için en doğru adreslerden olan Nihat
ayırmanız olacak. Bakırcılar Çarşısı’nı gezdikten sonra Çarşı-
Usta’da en güzel köfteyi ve en taze balığı bulmanız mümkün.
başı’na doğru yola çıkıyoruz. Hedefimiz, Trabzon Çarşıbaşı’na
Yemeğimizi yedikten sonra sohbetimize yolda devam edip
özel bir dokuma olan “keşan”ların dokunduğu atölyeler. Oto-
Sumela Manastırı’na doğru yöneliyoruz. Yaklaşık bir saatlik yol
bana çıktıktan sonra Karadeniz’i sağınıza alıp yavaş yavaş ye-
bizi bekliyor. Bu sırada listelemekle bitmeyen, denememiz ge-
şilliklerin arttığı yolda kısa bir yolculuk yaptıktan sonra Çarşıba-
rekenler üzerine sohbet ederken, Trabzon ekmeği almadan ol-
şı’na geleceksiniz. Masa örtüleri, keşanlar, heybeler, çoraplar
maz deyip yol üzerindeki fırınlarda mola veriyoruz. Ekmeğimizi
ve daha bir çok el dokuması eşyayı burada bulabilir ve dokuma
aldıktan sonra, yavaş yavaş yeşilin arttığı tepelerde tek başına
tezgâhlarını görebilirsiniz. Biz Keşan’ım adlı dükkâna girip biraz
duran evlerin bizi karşıladığı Maçka yolunda ilerlemeye başlı-
alışveriş yaptık ve dükkânın sahibi Ayşe Teyze’den keşanlarla
yoruz. Trabzon - Sumela arası yaklaşık 54 km. Ama size öne-
ilgili biraz da bilgi aldık.
rimiz plan yaparken yağabilecek yağmuru ve dağ yolunu da
Eğer vaktiniz olursa denize karşı Ayşe Teyze’nin bir çayını
hesaba katmanız. Maçka’ya geldiğinizde manastıra varana ka-
içip, el emeği eşyaların hikayesini dinlemenizi öneririz. Kendimi-
dar sizi masal gibi bir yol karşılayacak. Biraz dar ve virajlı olan
ze birer keşan aldıktan sonra aynı yoldan geri dönerken Banu
bu yolda, akan derenin serin suyunun ve gittikçe yoğunlaşan
Altay bize Akçaabat’ta mola verip yemek yemeyi öneriyor. Ro-
çam kokusunun sizi bir süre başka diyarlara alıp götüreceğinin
74
Zamanında Atatürk’e
hediye edilen Atatürk
Köşkü, Trabzon’daki sivil
mimari örneklerinden.
garantisini verebiliriz. Size önerimiz camlarınızı açıp kendinizi bu kokuya
teslim etmeniz. Dağ yolunda ilerlerken Milli Park girişine geleceksiniz. Giriş ücreti 8 YTL. Bir süre bu yolda devam ettikten sonra arabanızı park
etmeniz gerekecek. Karşıda uçurum kenarına konumlanmış manastırın
içini de görmek için yaklaşık 15-20 dakikalık bir yol yürümeniz gerekiyor.
Biz vazgeçmeyip, ayağınıza rahat bir ayakkabı giymenizi ve hemen yola
çıkmanızı öneriyoruz. Çünkü gittikçe yaklaşan bulutlar, derinlerden gelen
gök gürültüsü ve ağaçların kokusundan mıdır bilinmez, manastıra geldiğimizde ihtişamı bizi alıp götürüyor. Yine de hava kararmadan vakitlice
KONAKLAMAK İÇİN
• Grand Zorlu Otel
(0462) 326 84 00
• Funda Hotel
(0462) 323 17 61
• Maçka Büyük Sumela Otel
(0462) 512 35 40
TARİH İÇİN
• Atatürk Köşkü
(0462) 321 10 23
• Ayasofya Müzesi
(0462) 223 30 43
• Sumela Manastırı
(0462) 531 10 64
arabanıza dönseniz iyi olur. Manastırdan ayrılmadan şişenizi dağ suyu
akan çeşmeden doldurmayı da ihmal etmeyin. Dönüş yolunda, hayalini
kurduğumuz bahar yağmuru da bize eşlik etmeye başlıyor. Son durağımız akşam yemeğimizi yiyeceğimiz otantik Yörük Çadırı. Burada Karadeniz’e karşı yöresel tatları denedikten sonra üzülerek havaalanına doğru
yöneliyoruz. Temiz havanın hafif sarhoşluğu ile uçak saatimizi beklerken,
ALIŞVERİŞ İÇİN
• Bakırcılar Çarşısı
• Çarşıbaşı
• Kemeraltı
• Özen İş: (0462) 321 78 73
• Keşan’ım: (0462) 821 27 03
biriktirdiğimiz anıları çantamıza koyup Trabzon’a veda ediyoruz. 75
ESTETİK DOKUNUŞ
PELİT PASTANESİ
TATLI KAÇAMAK
Pelit Pastanesi İş Geliştirme Direktörü Oya Ayan,
markasının neden Kütahya Porselen’i tercih
ettiğini anlatıyor. Yazı Selin Akal
‘San Marco’
‘Risus’
‘Risus’
Pelit Pastanesi’nden kısaca bahsedebilir misiniz?
Pelit’in marka serüveni, kurucusu Kazım Ayan’ın 1939 yılında çalışmak üzere Sivas’tan İstanbul’a gelmesiyle başlamış. Kazım Ayan, bir
otelde birkaç ay çalıştıktan sonra Tepebaşı’ndaki Tilla Pastanesi’nde 16
yıl aralıksız görev yapmış. Bu arada Tilla Pastanesi, İstiklal Caddesi’ne
taşınma kararı almış. Bu karar, Kazım Ayan için de bir dönüm noktası olmuş. Üç çalışma arkadaşıyla Tepebaşı’ndaki pastaneyi devralan
Ayan, Pelit ismini verdikleri yeni pastanelerinde sanatçıları ve siyasileri
ağırlamaya başlamış. Yıllar içinde ortaklarından ayrılan Kazım Ayan ve
oğlu Selahattin Ayan Pelit’i devralıp, aile şirketi kurmuşlar. Şu anda
İstanbul’da 35 adet şubemiz bulunuyor. İstanbul dışındaki ilk şubemizi
ise kasım ayı içinde Ankara Çukurambar’da açtık.
Kütahya Porselen’in hangi ürün grubunu kullanıyorsunuz?
Pelit Pastaneleri’nde Mitterteich Porzellan’in ‘Risus’ serisini kullanıyoruz. Bu seri, sade ve hacimli duruşu nedeni ile tercih edildi.
Kütahya Porselen ile çalışmaktan memnun musunuz?
Şube açılışlarımızda ve sunum değişikliliklerimizde bize çok destek
oluyorlar. Bize özel ürünler üretiyorlar ve bu ürünleri hızlı bir şekilde ulaştırıyorlar. Zaten Kütahya Porselen ile çalışma nedenlerimizin başında da
çözüm odaklı olmaları ve ürünlerini hızlı bir şekilde bize ulaştırmaları geliyor. Mitterteich Porzellan’in ‘Risus’ serisini zarifliği ve dayanıklılığı nedeni
ile tercih ediyoruz. 76
ESTETİK DOKUNUŞ
GRAND CASINO
Sofraların
sultanları
Girne’de konumlanan
Merit
Crystal
Cove H
Hotel
M
it C
t lC
t l
bünyesindeki Grand
Casino’nun Satın Alma
Müdür Yardımcısı Murat
Çetin, kaliteli ürünleri ve
sınırsız hizmet anlayışı
sebebiyle Kütahya Porselen’i
tercih ettiklerini vurguluyor.
Casino’nuzdan kısaca bahsedebilir misiniz?
Evet memnunuz. Ürün çeşitliliği,
Grand Casino Club, Net Holding
ilgi ve alakaları bizleri ve işletmemi-
iştiraklerinden Voyager Kıbrıs Ltd.
zi tatmin etmekte. Ayrıca, Kıbrıs'a
İşletmesi’nde bulunan Casino’lar
gelip ürünlerini bizlere tanıtmaları,
topluluğudur. Kıbrıs genelinde Girne
yeni gelişmelerden sürekli haberdar
ve Lefkoşa’da geniş bir yelpazede
etmeleri ciddi bir avantaj.
hizmet veren tek kuruluş olma özelliğinin yanında, her biri konularında
Neden Kütahya Porselen’i
seçtiniz?
uluslararası tecrübeye sahip, yetkin
Başlıca tercih sebebimiz kaliteli
çalışanlarıyla kaliteli bir eğlence or-
ürünleri oldu. Diğer önemli etken
tamı ve hizmet sunmaktadır.
ise ürün devamlılığı garantisi. Aynı
Kütahya Porselen kullanarak
yapılan uygulamalar neler?
seri ürün ile üç Casino’da binlerce
kişiye hizmet veriyoruz. Bir ürünün
Casino’da kullanılan tüm porse-
devamının bulunması diğer marka-
len ürünler, Kütahya Porselen tara-
larda sıkıntı olabiliyor. Ancak Kü-
fından bize özel tasarlandı.
tahya Porselen ile böyle bir sıkıntı
Kütahya Porselen ile çalış-
78
maktan memnun musunuz?
yaşamadık. Mekanın ihtişamlı
havasını güçlendiren
zarif çizgiler taşıyan
bu yemek takımı
Kütahya Porselen
tarafından Girne’deki
Grand Casino’ya özel
olarak üretildi.
MAĞAZA
VIA PORT
Porselen
cenneti
Bir porselen cennetinde gezintiye
çıkmak istiyorsanız Kütahya Porselen’in
Via Port AVM’deki şık mağazası
vazgeçilmez durağınız olacak.
Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Ceren Can Korkmaz
urtköy’deki Via Port Alışveriş Merkezi’ndeki
K
Kütahya Porselen satış mağazası, hem
outlet hem de sezon ürünlerini müşterilerinin beğenisine sunuyor. 300 metrekare alana sahip olan
mağazada girişin sağ tarafı outlet ürünlere, sol tarafı ise sezon ürünlerine ayrılmış.
Güler yüzlü ve profesyonel satış ekibi ile Via
Port AVM’nin ‘en iyi mağazası’ seçilen Kütahya
Porselen’in sezon ürünlerinin sergilendiği bölümde uygun fiyatlı çeyiz kampanyaları, şık yemek
takımları, ikram setleri ve el yapımı ürünler bulunuyor. Outlet bölümünde ise geçmiş yılların ürünlerinin yanı sıra dilediğiniz serileri bir araya getirip,
zevkinize ve tarzınıza göre bir takım oluşturabiliyorsunuz. Son yılların en beğenilen serisi olan ve
Kütahya Porselen’in renkli yüzünü temsil eden
‘Naturaceram’ ürünlerini de Via Port mağazasında
bulmak mümkün. 80
MAĞAZA
MECİDİYEKÖY PLAZA/DUDULLU PLAZA
Kalitenin
yeni
adresleri
Kütahya ailesine yeni
katılan Mecidiyeköy
Plaza ve Dudulu Plaza
sizleri porselenin büyülü
dünyasına davet ediyor.
Fotoğraflar İsa Arslan
ütahya ailesinin yeni adresi Meci-
K
diyeköy Plaza, 1000 metrekaresi
Kütahya Seramik showroom’u 1000 metrekaresi ise Kütahya Porselen satış noktası olmak üzere toplam 2000 metrekarelik
bir alanda hizmet veriyor. İki kata yayılan
mağazanın giriş bölümünde tamamı el yapımı olan ‘sanat evi’ ürünleri ve birbirinden
çarpıcı yemek takımları teşhir ediliyor. Üst
katta ise Kütahya Porselen kalitesine yakışır kadeh ve sofra aksesuarlarının yanı sıra
cıvıl cıvıl renkleri ile Naturaceram ürünleri ve
günlük hayatınıza neşe katan biblolar, kahvaltı takımları ve tek parça olarak da satın
alınabilecek ürünler bulunuyor. Profesyonel
satış ekibinin hizmet verdiği mağazada, sıcak bir kahve eşliğinde, porselenin büyülü
dünyasında yolculuğa çıkabilirsiniz. Adres: Ortaklar Cad. Bahçelievler Sok.
Efe Han, No: 20, Mecidiyeköy, İstanbul.
Tel: (0212) 274 42 84
82
G
üler yüzlü satış ekibi ile
porselenin zarif dünyasını
keşfetmenizi ve bu zarif dünyanın
müdavimi olmanızı sağlayacak en
yeni adreslerden biri de Dudullu
Plaza. Dört katlı mağazanın giriş
katında el yapımı ürünler ve modern tasarımlarıyla porselen dünyasının vazgeçilmezleri arasında
yerini alan Artebianco serisini görebilirsiniz. Farklı parçalardan oluşan alternatifleri ile renkliliği yaşam
alanlarınıza taşıyan Naturaceram
serisi ise hem estetik hem de işlevselliğiyle yine ön planda. 650
metrekareye yayılan porselen satış mağazasının ikinci ve üçüncü
katları ise seramik showroom’u
ve ofis olarak hizmet veriyor. Adres: Şerifali Çiftliği Mah. Edep
Sok. No: 56, Yukarı Dudullu,
İstanbul. Tel: (0216) 466 94 84
83
BAYİ
ERDİ YAPI
BAŞARININ SIRRI
Sektördeki başarının, doğru üretici,
doğru dağıtım ağı ve doğru müşteri
ile mümkün olduğunun altını çizen
Kütahya Seramik Düzce bayii Erdi
Yapı’nın ortaklarından Mehmet
Keskin ile başarılarının sırrını, gelecek
hedeflerini ve yeni projelerini konuştuk.
İnşaat sektörü ile nasıl tanıştınız?
için yepyeni bir yaşam tarzı.
1985 yılında İTÜ İşletme Bölümü’nden mezun oldum. 10
Kütahya Seramik markası sizin için ne ifade ediyor?
yıl boyunca, Batı Karadeniz Bölgesi’nin inşaat malzemeleri ko-
Kendimi, Kütahya Seramik ailesinin bir bireyi gibi hissedi-
nusunda en büyük firması olan Adnan Gösterişli’de çalıştım.
yorum. Birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan, çalışma ortamın-
Satış görevlisi olarak başladığım görevimi şirket müdürü olarak
dan ve bu markanın ürününü satmaktan keyif alıyorum. En gü-
noktaladım. 1994 yılında kendi işimi kurmak istedim. Ortağım
zel yanı da diplomasi yok. Patron ve en üst düzey yöneticilerle
ve dostum Savaş Şen ile uzun ve zorlu bir yola koyulduk.
çok rahat iletişim kurabiliyorum.
Erdi Yapı’nın başarısının arkasında neler var?
Ortağım Savaş Şen ile aramızdaki güven ve saygı bu ba-
Tüketici veya satıcı neden Kütahya Seramik’i tercih
ediyor?
şarının temelidir. Ticarette başarı istiyorsanız önce dürüst ola-
Kütahya Seramik’in bir marka olarak çok güçlü yanları var.
caksınız. Bizim sektörde, verdiğiniz sözü tutmak çok önemlidir.
Kaliteden yana hiç kimsenin de endişesi yok. Pazara, doğru
Şirketimizi kurarken sermayemiz olan iş çevremiz, başarımızın
ürünü adapte edebiliyor. Bayi kanalında güçlü ve doğru insan-
asıl mimarıdır. Batı Karadeniz Bölgesi’nin en lüks sitesi olan
larla çalışılıyor.
Kültür Park Residence projesini kriz döneminde bitirdik. Bu
proje markamıza prestij kazandırdı.
Kültür Park Residence projesinden biraz bahseder
misiniz?
Bundan sonraki ticari yaşamınızda neler hedefliyorsunuz?
Batı Karadeniz Bölgesi’nde pazara hakimiz ve belirleyici bir
rol oynuyoruz. Temelden çatıya, izolasyondan cepheye birçok
En son yaşam trendleri düşünülerek planlanan projede iş-
ürün satıyoruz. Ürüne inanmak çok önemli. Bu nedenle doğru
levsel ve teknolojik daire planları tercih edildi. Site, kentin mer-
markaları tercih ediyoruz. Yeni iş kolları üzerinde de çalışma-
kezinde mimarisi, yeşilliği ve konforu ile dokuz blok ve seksen
larımız var. Özellikle satış ve pazarlamada yeni modeller geliş-
dört daireden oluşuyor. Konsepti, modern hayatı seven aileler
tirmek istiyoruz. 84
TÜKETİCİ GÖZÜYLE
ESRA TOĞRUL GÜCÜYENER
“Kütahya
Porselen Türk
kültürünü
özetliyor”
Dünyaca ünlü kongre ve
organizasyonları Türkiye’ye
getiren İntra Turizm Genel
Müdür Yardımcısı ve Teamcon
Yönetim Kurulu Üyesi Esra
Toğrul Gücüyener, neden Kütahya
Porselen’i seçtiğini anlattı.
Yazı Selin Akal, Fotoğraflar İsa Arslan
Kütahya Porselen’i tercih etme nedenleriniz nedir?
arasındaki koordinasyon mükemmel işliyor. “Bana 1000 tane
Bizim amacımız dünyada düzenlenen her türlü kongre ve
kahve seti gerekli,” diyorum. Üç gün sonra istediğim miktarda
organizasyonu Türkiye’ye getirebilmek. Ancak bunu yaparken
ürün hazır. Elbette başka markalar da bunu sağlayabilir ancak
ülkemizi de tanıtmamız, anlatmamız gerekiyor. Görüşmelere
Kütahya Porselen’in motiflerini, tasarımını ve kalitesini hiçbir
gittiğimizde yanımızda Kütahya Porselen’in Türkiye’nin tarihini,
şeye değişmem.
dokusunu, kültürünü ve güzelliklerini anlatan serilerinden alıyoruz. Diyelim ki görüşmeler olumlu geçti ve Türkiye’ye kongreyi
Müşterilerinizin Kütahya Porselen ürünleri hakkında
görüşleri nedir?
aldık. Dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerimize de yine
Çok beğeniyorlar. Kütahya Porselen’in aldığınız ürün hakkın-
ülkemizi anlatan Kütahya Porselen ürünlerinden hediye ediyo-
da bilgi alabileceğiniz, tarihini öğrenebileceğiniz bir bilgilendirme
ruz. Böylece Türkiye’den kalıcı bir anı ile dönüyorlar.
notu var. Özellikle onu çok beğeniyorlar ve kendilerini özel his-
Kütahya Porselen ile çalışmaktan memnun musunuz?
sediyorlar. Bazı müşterilerimiz mağazanın adresini alıp, buraya
gelerek kendileri de alışveriş yapıyorlar. Daha önce kongre için
Çok memnunum. Hem çalışmaları kaliteli hem de çok pro-
İstanbul’a gelip alışveriş yapan kişiler, bir sonraki İstanbul seya-
fesyonel bir ekip tarafından yönetiliyorlar. Mağaza ile merkez
hatlerinde de Kütahya Porselen’e uğramayı ihmal etmiyorlar. 86
BİZDEN
HABERLER
BANİO YAPI
MARKET AÇILDI
Alanya Yapı Merkezi (AYMER)
1200 metrekarelik yenilenen
showroom’unu 22 Ekim’de
Alanya’da hizmete açtı.
Düzenlenen açılış törenine Kütahya Seramik
Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Kütahya Yapı
Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Onur Sürmeli,
Alanya Kaymakamı Hulusi Doğan, bir çok müteahhit,
mimar, iş adamı ve yörenin önde gelen isimleri katıldı.
Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları
markalarının bölge bayiliğini yapan AYMER, inşaat
malzemeleri satış ve pazarlaması alanında bölgenin
en önemli isimleri arasında yer alıyor.
Alanya Opal Yapı, 1200 metrekare alana
kurulmuş yenilenen showroomu’nun
kapılarını 22 Ekim’de hizmete açtı.
Yenilenen dış cephesi ve iç mekan
teşhir uygulamalarındaki farklılıkları
ile beğeni toplayan mağaza yeni
sezon için hazırlıklarını tamamladı.
Mağaza teşhirinde yer alan otel proje
konsept uygulamaları, yeni ürün
koleksiyonları ile proje çözümlerine
yenilikçi bir anlayış kazandırıyor.
88
Özka Yapı Market ikinci şubesi
Banio Yapı Market’i 16 Ekim’de
Uncalı’da hizmete açtı.
Açılışa, Kütahya Seramik Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı ve TÜGİK
Başkanı Erkan Güral, Büyükşehir
Belediye Başkan vekili Hasan Gürsel
Karabayır ve Konyaaltı Belediye
Başkanı Muhittin Böcek katıldı.
Antalya’nın en büyük showroom’u
olan Banio Yapı Market, 5 bin 500
metrekare kapalı alana sahip. Açılışı
ile birlikte yoğun bir ilgi gören yapı
markette, 3. gün sonu itibari ile
ziyaretçi sayısı 14 bine ulaştı.
Onur Kaya, Osman Kaya, Ahmet
Kaya, Durmuş Kaya ve Abdülkadir
Kaya ortaklığıyla büyüyen ÖZKA
markası Antalya’nın en büyük
yapı market zinciri olma hedefi ile
çalışmalarını sürdürüyor.
SOSYAL SORUMLULUK
Kütahya Yapı Kimyasalları, Avrupa Birliği ve TEMA Vakfı tarafından
finanse edilen Kaçkar Dağları ve Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve
Koruma Projesi kapsamında İzoder işbirliği ile, Artvin Kaçkarlar’da
daha az ağaç kesilmesi adına 3 kamu binasının yalıtımını üstlendi.
Yalıtımı Kütahya Yapı Kimyasalları tarafından bedelsiz yapılan
Altıparmak (Barhal) İlköğretim Okulu, Ballıca Köyü Konuk Evi ve
Yaylalar Köyü İmamevi ile bölge halkının sürdürülebilir orman
kullanımı ve enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirmesine katkıda
bulunuldu. Bölgedeki binaların tamamına yalıtım yapılırsa, her yıl 50
bin ağaçtan 20 bini kurtarılarak ormanların korunması sağlanacak.
MET-İN YAPI YENİ YERİNDE
Met-İn Yapı İnşaat Malzemeleri Kütahya
Seramik showroom’unu İzmir Yolu üzerinde
hizmete açtı.
Metin ve Murat Aydoğdu ortaklığı ile 21 yıldır
inşaat sektöründe hizmet veren ve Bursa’nın
önemli kuruluşları arasında yer alan Met-İn Yapı,
Kütahya Seramik showroom’unu 14 Ekim’de
Bursalılarla buluşturdu.
Düzenlenen açılış törenine, AKP Bursa
Milletvekili Mehmet Emin Tutan, Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep Altepe, Yıldırım Belediye
Başkanı Özgen Keskin, Bursaspor Teknik
Direktörü Ertuğrul Sağlam, Kütahya Porselen San.
A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Güral ve çok
sayıda davetli katıldı.
Met-İn Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Metin
Aydoğdu açılışta yaptığı konuşmada “Üç katlı ve
yaklaşık 2 bin metrekare alana sahip yeni Kütahya
Seramik Showroom’umuzu Bursalı dostlarımızla
buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
ENDÜSTRİYEL ZEMİNLERDE DOĞRU SEÇİM
MEGAEPOXY
Kimyasallarla üretim yapılan, trafiğin çok yoğun olduğu,
üzerinde ağır yük taşınan zeminlerde, zamanla derzlerde
aşınma, çatlama, yüksek kimyasal etki ile yapıştırıcıların
işlevlerini yitirmesi gibi sorunlar yaşanır. Bu sorunlara karşı;
yüzeyleri kimyasal etkilerden koruyan ve hijyen sağlayan,
endüstriyel zeminlerde tercih edilmesi gereken epoksi esaslı
yapıştırıcıların ve derz dolguların kullanılması gerekir.
Kütahya Yapı Kimyasalları’nın ürünü Megaepoxy, epoksi
reçine esaslı, çift bileşenli, yapıştırıcı ve derz dolgusu olarak
kullanılabilir özellikte bir ürün. Yüksek düzeyde hijyen
standartlarının gerekli olduğu gıda sanayi, sağlık tesisleri, ticari
mutfak ve kafeteryalarda; kimyasal etkilerin yoğun olduğu
tekstil, boya, ilaç, otomotiv, kimya-petrokimya tesislerinde;
yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu hipermarket, iş-alışveriş
merkezi gibi ticari tesislerde endüstriyel zemin ihtiyaçlarını
tam ve en iyi şekilde karşılamak için tasarlanmış. Megaepoxy
aynı zamanda metal gibi zorlu yüzeylerde seramik yapıştırma
işleminde de güvenle kullanılan bir malzeme.
89
BİZDEN
HABERLER
Kütahya Seramik’in, 11 ve 18 Ekim
tarihlerinde Kütahya’da düzenlediği
“İstişare Toplantısı”na Türkiye’nin dört
bir yanından gelen 65 satış ortağı katıldı.
Başkanı Nafi Güral’ın açılış konuşmasıyla başlayan
Otel ekipmanları bayileri için
dört dörtlük bir eğitim semineri
toplantı, 2010 yılı genel değerlendirmesi ve 2011 yılı
Kütahya Porselen otel ekipmanları bayileri,
ürün, pazarlama ve satış hedeflerinin görüşülmesi ile
18-19 Ekim tarihlerinde Mitterteich ve Kütahya
devam etti. Toplantı sonunda Kütahya Seramik satış
Porselen fabrikalarına ziyarette bulundu. En
ortaklarına göstermiş oldukları başarılardan dolayı
yeni otel ürünlerinin tanıtıldığı programa katılan
plaket takdim edildi. Toplantı, Güral Harlek Thermal
bayiler porselen üretim aşamaları, dekor ve
Otel’de düzenlenen gala gecesiyle son buldu.
dekorlama teknikleri, porselen sofra eşyası
Kütahya Porselen San. A. Ş. Yönetim Kurulu
ürün standartları ve sert porselenin teknik
özellikleri konusunda düzenlenen eğitim
seminerine katıldı.
DENİZCİLER BOAT
SHOW’DA BULUŞTU
İstanbul’da deniz üzerinde düzenlenen tek yatçılık
fuarı olan İstanbul Shop&Miles Boat Show, NTSR
Fuarcılık hizmetleri tarafından 20-25 Ekim tarihlerinde
Marintürk İstanbul City Port’ta gerçekleştirildi. Fuarda,
son yıllarda tekne ve yat dekorasyonlarında sıkça tercih
edilen Kütahya Seramik imzalı Brezza cam mozaikler,
göz alıcı renk ve desenleri ile dikkat çekti. Fuarda
sergilenen deniz temalı Kütahya Porselen “Marin”
koleksiyonu da ziyaretçilerden tam not aldı. 200’ün
üzerinde firma, 300 adet son model yat ve 600’ü aşkın
ulusal ve uluslararası markanın sergilendiği fuara, 30
binin üzerinde ziyaretçi katıldı. Megayat, motoryat ve
yelkenlilerin çok özel modellerini ilk kez görme şansı
veren İstanbul Shop&Miles Boat Show’da sergilenen
teknelerin toplam değeri 300 milyon Euro’nun üstünde.
90
Kütahya Seramik, tekne ve ev
kullanımı için özel olarak hazırlanan
“Marin” serisi ve Brezza cam mozaik
markasıyla Boat Show’da yerini aldı.
FUAR KÜTAHYA SERAMİK İTALYA’DA TREND ÖNCÜLÜĞÜ YAPTI
ETKİNLİK 1. KYK ESKİŞEHİR RALLİSİ
Kütahya Yapı Kimyasalları’nın
(KYK) ana sponsorluğunda Eskişehir
Otomobil ve Motor Sporları Kulübü
(ESOK) tarafından organize edilen
1. KYK Eskişehir Rallisi, 18-19 Eylül
tarihlerinde yapıldı. Ekipler Eskişehir’in
kuzeyindeki Bozdağlar’da yer alan 3
farklı etabı 2 kez geçip 58.8 kilometresi
özel etap olmak üzere toplam
172.7 kilometre yol katederek yarışı
tamamladılar. İlk kez düzenlenen ve
amatörlerin yanında profesyonellerin
de yoğun ilgi gösterdiği ralliyi Uğur
Soylu ve Fatih İnan ekibi kazandı.
Şirketimizi temsilen Erkan Güral ve
Özgür Gür’de ralliye katıldı. Oldukça
başarılı bir yarış çıkaran ikili teknik
arıza nedeni ile yarışı tamamlayamadı.
Espark Alışveriş Merkezi önünden
start alan 49 otomobilden 31’inin
tamamlayabildiği ralliye, Dünya Ralli
Şampiyonası’nda puan alan tek Türk
olan Volkan Işık da onur konuğu
olarak katıldı. Yarışta Hakan Kargan ve
Burçin Korkmaz ekibi ikinci, Sinan Pulat
ve Tibet Celepgil ekibi üçüncü oldu.
Kütahya Seramik, her yl olduu
gibi bu yl da yeni koleksiyonlar
ile dünyann en prestijli seramik
fuarlarndan Cersaie Uluslararas
Seramik, naat ve Banyo Aksesuarlar
Fuar’nda yerini ald. Bu yl 28.si
düzenlenen fuara 100x50, 60x60,
66x33, 50x50 cm büyük ebatl serileri,
özel yüzey ve boyut uygulamalarnn
yer ald teknik ürün gruplar, 3
boyutlu seramik koleksiyonu Versatile
ve Brezza cam uygulamalar ile katlan
Kütahya Seramik, farkl ebat ve
modeldeki dinamik ve estetik ürünleri
ile tasarmdaki iddiasn bir kez daha
ortaya koydu. Kütahya Seramik’in
Bologna’daki geni metrekareli ferah
stand ise firmann sektördeki modern
ve yenilikçi çizgisini baar
ile tamamlyordu.
91
HABER
SERAMİK YARIŞMASI
Kütahya Porselen
40. Yıl Seramik Yarışması
3. Uluslararası Kütahya
Çini Sempozyumu ve
1. Avrasya Seramik Kongresi
6-8 Ekim tarihlerinde
Kütahya’da gerçekleştirildi.
Etkinlik kapsamında
gerçekleşen “Kütahya
Porselen 40. Yıl Seramik
Yarışması’’ geleceğin seramik
sanatçılarına yeni ufuklar açtı.
Üstte Mine Poyraz’ın Artistik Seramik Tasarım kategorisinde başarı
ödülüne layık görülen çalışması. Sağda Torna Seramik kategorisinde
başarı ödülünü alan Kadir Ertürk’ün seramik tasarımı.
3. Uluslararası Kütahya Çini Sempozyumu ve 1. Avrasya Seramik Kongresi, Kütahya Valiliği, Kütahya Belediye Başkanlığı,
Seramik”, “Endüstriyel Seramik” ve “Torna Seramik” olmak üzere üç farklı kategoride gerçekleştirildi.
Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğü, Kütahya Ticaret ve Sana-
Artistik Seramik Tasarımı kategorisinde ikinci aşamaya ge-
yi Odası ve Çiniciler Odası’nın katkılarıyla 6-8 Ekim tarihlerinde
çen 33 eser arasında; Başarı Ödülü’ne Mina Poyraz, Mansiyon
Kütahya’da gerçekleştirildi. Sempozyum ve kongreye seramik,
Ödülü’ne Betül Aytepe, Jüri Özel Ödülü’ne Dilek Aklan Özdemir
cam, emaye, sır, çimento ve çini alanlarında yurt içi ve yurt dışın-
layık görüldü. Ayrıca 30 eser sergilenmeye değer görüldü. Torna
da çalışan akademisyenler, sanatçılar, tasarımcılar ve ilgili sektör
Seramikleri Tasarım kategorisinde ikinci aşamaya geçen toplam
çalışanları katıldı.
10 eser arasında, Kadir Ertürk Başarı Ödülü, Burak Yıldırım Man-
3. Uluslararası Kütahya Çini Sempozyumu ve 1. Avrasya
siyon Ödülü, Serkan Öner ve Burak Tatar Jüri Özel Ödülü’nü
Seramik Kongresi kapsamında düzenlenen “Kütahya Porselen
almaya hak kazandı ve 6 eser sergilenmeye değer bulundu. En-
40. Yıl Seramik Yarışması” sergi ve ödül töreni, 7 Ekim’de Por-
düstriyel Seramik Tasarımı kategorisinde ikinci aşamaya geçen
selen Müzesi’nde yapıldı. Uluslararası genç seramik sanatçılarını
4 eser sergilenmeye değer görüldü, bu kategoride başarı, man-
desteklemek, sanat ortamına yeni eserler kazandırmak, Kütahya
siyon ve jüri özel ödülüne layık eser bulunamadı.
seramik sanatının ilerlemesi noktasında sürdürülen sanatsal fa-
Yarışmada dereceye girenlere Kütahya Porselen tarafından,
aliyetlere destek vermek ve buna bağlı olarak seramik sanatçı-
başarı ödülü 2000 TL, mansiyon ödülü 1000 TL, jüri özel ödülü
larının verimlerini artırmak amacıyla düzenlenen yarışma “Artistik
olarak da 85 parça yemek takımı hediye edildi. 92
HABER
KÜTAHYA AMBALAJ
Kütahya Ambalaj’a
başarı ödülü
Kütahya Ambalaj, Kütahya Porselen kahve fincanı
koleksiyonu için özel olarak hazırladığı ambalaj tasarımı ile
23. Altın Ambalaj Yarışması’nda başarı ödülünü kazandı.
ürk Standartları Enstitüsü (TSE) ev sahip-
Ayrıca dereceye giren ürünlerinin üzerinde, TSE
liğinde 26-27 Ekim tarihleri arasında dü-
tarafından belirlenen logo tasarımını kullanarak
T
zenlenen 54. Avrupa Kalite Kongresi sona erdi.
başarılarını tüketiciyle paylaşabilecekler.
Türkiye’de üçüncü kez yapılan kongrenin kapa-
Ambalaj sektörünün en önemli firmaları ara-
nışının ardından gerçekleşen törende, 23. Altın
sında yer alan Kütahya Ambalaj, oluklu mukavva
Ambalaj Yarışması’nda başarıya ulaşan 26 fir-
üretiminde teknoloji ve bilgi temelinde müşterile-
ma ödüllerini aldı. 31 firmanın 57 ürünle katıldığı
rinin beklentilerinin üzerinde kaliteli ürün ve hiz-
yarışmada Kütahya Ambalaj, Kütahya Porselen
met sunan, güçlü rekabetçi yapıda bir kuruluş
kahve fincanı koleksiyonu için özel olarak hazırla-
olma misyonu ile çalışmalarını sürdürüyor.
dığı ambalaj tasarımı ile başarı ödülünü kazandı.
Günümüzün en ileri teknolojileri ile flexo ve
Yarışmada dereceye giren firmalar, Dünya
ofset baskı ambalaj tesislerine sahip Kütahya
Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından düzenlenen
Ambalaj, müşterilerinin her türlü ambalaj ihtiya-
WorldStar yarışmasına katılmaya hak kazandı.
cına kaliteli çözümler sunuyor. 11
HABER
TÜGİK
KOKTEYL VE
TÜGİK BALOSU
Genç İşadamlarının
Antalya Buluşması
Türkiye Genç İşadamları
Konfederasyonu üyeleri,
TÜGİK’in 6. kuruluş
yıldönümü kapsamında,
4-7 Kasım tarihlerinde,
Antalya IC Green Palace Otel’de buluştu.
T
ÜGİK’e bağlı 7 Federasyon, 77 dernek ve çok sayıda üye Antalya’da
buluştu. IC Green Palace Otel’de gerçekleşen buluşmanın ilk gü-
nünde Federasyon Başkanları toplantısının yanı sıra Yönetim Kurulu
toplantısı da gerçekleştirildi. Genel Başkan Erkan Güral’ın başkanlık ettiği toplantılarda TÜGİK’in hedefleri, önümüzdeki döneme ilişkin çalışma
takvimi ve üyelerin önerileri masaya yatırıldı.
Antalya buluşmasının ikinci gününde ise, aday derneklerin başkanları ile tanışma toplantısı düzenlendi. Ayrıca TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı öncesinde bir basın
toplantısı düzenledi. Basın toplantısında, TÜGİK’in 77 dernek ve yaklaşık 9 bin üyesiyle Türkiye’nin en büyük genç işadamı kuruluşu olduğunu
belirten Erkan Güral, 250 bin kişiye direkt istihdam, dolaylı olarak da 1
milyon kişiye istihdam sağladıklarını ve 60 milyar doların üzerinde de
ciroya sahip olduklarını açıkladı.
Türk ekonomisinin performansının gelecek adına kendilerini umutlandırdığını kaydeden Erkan Güral, Türkiye’nin gösterdiği ekonomik performansıyla, dünyada yıldızı parlayan ülkelerden biri olduğunu da sözlerine ekledi. 94
IC Green Palace Hotel’in
havuzbandaki kokteyle
Genel Bakan Erkan
Güral ve TÜGK üyeleri
eleriyle birlikte katld.
Kokteyl sonrasnda
TÜGK aile fotoraf
çekildi. TÜGK’in
kuruluundan bugüne
kadar emei geçen
bakan ve üyelere plaket
takdiminden sonra
yemee ve ardndan
baloya geçildi. Baloda
konuma yapan
Erkan Güral, Antalya
bulumasnn TÜGK’in
bugünü ve gelecei
adna son derece önemli
ve deerli bir aama
olduuna yürekten
inandn belirterek,
“toplantlarmz boyunca
masaya yatrdmz
bütün konular ve
basn toplantmzda
verdiimiz mesajlar
sadece TÜGK için deil,
ülkemiz için de yol
gösterici ve ufuk açc
olmutur,” dedi. Sanatç
Bülent Sertta’n sahne
ald programda ise
TÜGK üyeleri elenceli
saatler geçirdiler.
BULMACA
Eski Mısır’da
bir tanrı
13
Hazırlayan Ali Bakın
Matematikte sabit
bir sayı
Yumuşak bir tür
keçi derisi
Bitki özleriyle
yapılan bir masaj
Kara Kuvvetleri’nin
kısa yazılışı
İstanbul’un eski
adlarından biri
Habeş soylusu
Sigara ağızlığında
biriken zift
26
Bir taş atma aracı
“Güral Sapanca
…” (Grubumuza
ait otel)
Yüksek ısıda pişirilmiş
topraktan yapılır
Bulmacam›z› doğru yanıtlayan
okurlarımız, Kütahya Porselen’den
sürpriz armağanlar kazanacaktır.
Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı
43001, Kütahya
Tel: (0274) 225 15 16
Çözüm anahtarıyla birlikte
Eser Çetintaş adına
göndermeniz rica olunur.
Bir nota
Ölçeksiz plan
Nişastalı tanelerin
bulamaç kıvamına
getirilmişi
Halkın aşağı tabakası
Kütahya’nın
bir ilçesi
Olağandan daha
hacimli
Asurluların başkenti
Utanma
Mesafe
15
Fasıla
Vilayet
Kızıldeniz’i Hint
Okyanusu’na
bağlayan körfez
Kötülük
Bir deri hastalığı
18
3
Bir süs bitkisi
Atasözü
Bir kara
yumuşakçası
Vücudundan kan
akmak
Düğünçiçeğigillerin
bilimsel adı
Öz su
Üzeri emayla
kaplanmış olan
1
Şaman
4
Kütahya Seramik’in
katıldığı uluslararası
fuar
Arnavutluk’un
para birimi
12
Parlaklık
Yanlışlık, hata
Sözleşme
Kazaklarda seçimle
gelen başkan
Defa
İskambilde çift
Çok güzel kadın
Asya’da bir göl
Birleşik Krallığı
simgeler
Genişlik
2
Sahip, iye
Akıl
24
Sınırdaş olan
ülkelerde vatandaşlara
kısa süreli dolaşım
için verilir
Kırgınlığını
öfkelenmeden
belirtme
Ramazan ayında
kılınan namaz
Canlılık
Yılışık, yüzsüz
Lahza
Yabancı
11
Vietnam’da hüküm
sürmüş eski bir
hanedanlık
Tanrıtanımaz
Bizmutun simgesi
Hatıra
Orta Çağ’da
üç bentten oluşan
bir şiiri türü
Aktinyumun simgesi
Başlıca içeceğimiz
Samaryumun simgesi
Mezar
17
Lityumun simgesi
5
Soğukla sıcak arası
1
2
3
4
5
6
7
12
13
14
15
16
17
18
8
19
9
10
11
20
21
22
23
24
25
26
27
7
Garp
27
ANAHTAR
CÜMLE
Arapça’da ben
Megatonun kısa
yazılışı
Karayolu
taşımacılığında
kullanılan uzun
kamyon
Garez
98
9
Türkü
22
Doğum yaptıran
kadın
16
Başarısız
İspinozgillerden
bir kuş
Özenli, düzgün
Kütahya Porselen’in
renkli sofra ürünleri
markası
Anlamlı
Litrenin kısa yazılışı
Bir soru eki
25
ABD’de bir kent
6
Unvan
Argoda esrar
Adale
Bir yüzölçümü birimi
Maldiv Adaları’nın
plakası
21
Hareket olaylarını
inceleyen bilim dalı
İğdiş etme
Arak
Yaratılmış bütün
canlılar
8
Görüngü
Boyacılıkta kullanılan
kimyasal bir madde
Desise, hile
23
Karakter
Seryumun simgesi
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
Hak edilen ceza
Avukatların bağlı
olduğu meslek
kuruluşu
Acı tadı olan bir
tür içki
Beddua
Neşeli
Bir bağlaç
Araba okunun ekseni
Apansız
Araç taşımakta
kullanılan bir
deniz taşıtı
19
Çek
Cumhuriyeti’nin
plakası
Yunan mitolojisinde
aşk tanrısı
Posta Kutusu’nun
kısa yazılışı
Kalitatif
20
Görelik
14
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
10

Benzer belgeler

Kütahya Seramik Bodrumlularla buluştu

Kütahya Seramik Bodrumlularla buluştu Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 ...

Detaylı

ÖNE ÇIKANLAR

ÖNE ÇIKANLAR 90 BİZDEN HABERLER

Detaylı