Şubat 2007

Transkript

Şubat 2007
29.01.2007
11:04
Page 1
% 100 insan aranýyor!
Ýnsanlar vurmakla
ölmez
Krallar gibi
sürünmek
Saðduyu
“Ýnsan en az iki yüzlüdür” diyen
Can çekiþmek… Canýn, burasý ve
Prens Laurent’nýn yolsuzluk iddia-
Brüksel’de mesai saatlerinde ara-
eksik söylemiþ. Yaþamý maskeli baloya
çevirdiler; yakýnda maske takmayanlarý hayata...
“öbür dünya” arasýnda yaþadýðý gelgit olsa gerek. Gidip- gitmemek, ya da
kalýp- kalmamakla...
Erdinç UTKU
Ýlknur CENGÝZ
8
16
larýna karýþýp Kraliyet’in tartýþýlmasý,
Saxe Cobourg ailesi için ödediðimiz
paralar konusunda...
Erdem RESNE
bayla uzun mesafeler gitmediðim için
radyo dinleme refleksim de yoktur...
5
Leyla ERTORUN
4
Alain
SERVANTIE
ile söyleþtik
Leyla
Ertorun’un
röportajý
www.binfikir.be
Sayfa 1.qxp
Okuyun, bir fikir edinin
Sayý 15 - Þubat 2007
sayfa 12-13 ’te
Ufukta yine seçim var
ederal Meclisin 150,
74 üyeli Senato’nun
ise 40 yeni üyesinin
belirleneceði Federal
Genel Seçimlerin 10 Haziran’da
yapýlmasý kararlaþtýrýldý. SP.A
kongresinde
“Herkese fýrsat
eþitliði”, önümüzdeki dönemin
ana temasý olarak oy birliði ile
kabul edildi. CD&V Baþkaný Jo
Vandeurzen ise koalisyonu topa
tuttu. Dendermonde Hapishanesi’nden toplu kaçýþ ve Maliye
Bakanlýðý’nýn yaptýðý 900 milyon
Euro’luk hesaplama hatasýný Liberal-Sosyalist koalisyon yönetiminin acý sembolleri olarak gösteren Vandeurzen, 10 Haziran’dan sonra yeni bir rüzgar
eseceðini ve CD&V’nin þimdiki
koalisyona daha iyi bir seçenek
sunacaðýný söyledi. Geçtiðimiz
günlerde Flaman Devlet Kanalý
F
Türk ve Faslýlarýn yarýsý okulu terk ediyor
Brüksel Serbest Üniversitesi’nin yaptýðý bir araþtýrma, Türk ve Faslý öðrencilerin düþük sosyo-ekonomik çevre koþullarý, evde baþka bir dilin konuþulmasý ve okula geç baþlanmasý nedenleriyle baþarýsýz olduklarýný ortaya çýkardý.
Sayfa 3’te
Flamanlar ve Valonlar ‘Farklý’ düþünüyorlar
Profesor Henny Beijleveld, Flamanca’nýn aktif, Fransýzca’nýn isme baðlý bir dil
olmasý nedeniyle Flaman ve Valonlar’ýn farklý düþündüklerini ifade etti.
Sayfa 3’te
Belçika’nýn
Türkçe radyolarý
den
editör’
Yayýn sorumluluðu, taþýmasýný bilenler için
aðýr bir yüktür. Haber yaparken, yazýlarý
seçerken, hem içeriklerine hem de üslubuna dikkat etmek zorundasýnýz...
Sayfa 3’te
Türkçe radyolar,
Fransýzca ve Flamanca
hayatlarýmýza Türkçe
duplaj yapýyorlar!
Sayfa 19’da
VRT’nin De Zevende Dag programýna katýlan Gerolf Annemans
(Vlaams Belang), Hugo Coveliers (Vlott) ve Jean-Marie Dedecker (Lijst Dedecker), seçimlerde
sað partilerin iþbirliði yapmasýnýn olumlu bir atýlým olacaðý fikrinde birleþtiler. Annemans,
“Forza Flandria” adýyla çýkarýlacak ortak listenin, üç partiden
adaylarla oluþturulmasýný istedi.
Frankofon tarafta ise Flamanlarýn federalizmi ileri götürme isteðine karþý cephe beklenirken,
Baþbakan Verhofstadt’ýn yeni yýl
konuþmasý ortalýðý gerdi. Yine
ayný telden çalmayý beceremeyen PS, cdH ve Ecolo, MR’i Flaman Liberallerle iþbirliði yapmakla suçladýlar. Siyasi partilerin
listelerine girecek Türk adaylar
da yavaþ yavaþ belirleniyor.
Sayfa 4-5’te
Sayfa 2x.qxp
29.01.2007
08:31
Page 1
Sayfa 3.qxp
29.01.2007
08:08
Page 1
Þubat 2007
GÜNDEM
Türk ve Faslýlarýn yarýsý okulu
terk ediyor
Haber Merkezi
rüksel Serbest Üniversitesi
Tempus Omnia Revelat
(TOR) Çalýþma grubunun "Wit
krijt schrijft beter-Beyaz tebeþir
daha iyi yazar” adýndaki kitapta
topladýðý araþtýrmalarda Faslý
ve Türk kökenli öðrencilerin
yaklaþýk yarýsýnýn, düþük sosyo-ekonomik çevre koþullarý,
evde baþka bir dilin konuþulmasý ve okula geç baþlanmasý nedeniyle orta öðrenimlerini dip-
B
lomalarýný alamadan terk ettikleri ortaya çýktý.
Faslý ve Türklerin % 40’dan
daha fazlasý orta öðrenime 12
Kredi vadeleri
uzuyor
mmotheker þirketinin araþtýrmasýna göre
Belçika’da ev kredilerinin vadesi gitgide
uzuyor. Ev fiyatlarýnýn maaþlardan daha çabuk
yükselmesi, aileleri en az 25 yýllýk kredi almaya
zorluyor. 2006’da alýnan ev kredilerinin %60’ý, 25
yýl ve üstü vadeyle alýnmýþ. 2006 yýlýnda ev fiyatlarýnýn ortalamasý yine yükseldi. Müstakil evler
146.000 Euro’ya, daireler ise 154.000 Euro ortala-
Ý
yaþýndan sonra baþlýyor ve hemen derslerde geri kalýyor.
Araþtýrmacýlara göre eðitimin erken aþamalarýndaki geri kalmanýn telafi edilmesi çok zor. Uzmanlar okula baþlama yaþýnýn
daha erkene alýnmasýnýn sorunu
azaltacaðýný düþünüyorlar.
Faslý ve Türk genç erkeklerin
% 25’den, kýzlarýn ise % 20’den
azý üniversite eðitimine baþlayabiliyorlar. Bu oranlar Belçikalýlarda genç erkeklerde % 57 kýzlarda ise % 71.
masýyla satýldý. Kredi vadelerinin uzamasýna raðmen
lojman, aile giderlerinin
daðýlýmýnda her geçen
yýl daha büyük bir
yer alýyor. Ev fiyatlarý her yýl ortalama %10 artarken,
özel sektördeki maaþlar
iki yýlda bir sadece %5 artýþ
gösteriyor.
Flamanlar ve Valonlar “FARKLI”
Düþünüyorlar
Flamanlarla Fransýzca konuþan
Valonlar arasýndaki farklýlýklar
konusunda yazýlar yazýlýyor,
uzun tartýþmalar yapýlýyor. Nö ro-dilbilimci profesör Henny
Bijleveld, aylýk Equilibre Dergisi’nde bu farklýlýklarýn dillerin
yapýsýndan kaynaklandýðýný
yazdý.
rüksel Serbest Üniversitesi’nden (ULB ) profesör
Henny Bijleveld aylýk Equilibre
Dergisi’nde Flamanca dilini
oluþturan temel öðelerin Fransýzca’dan çok farklý olduðunu
ve bu nedenle de Flamanca
konuþanlarýn Fransýzca konuþanlardan çok farklý bir yön-
B
temle düþündüklerini yazdý.
Nöro-dilbilimci profesör Bijleveld, çocuklarýn düþünmeyi öðrenme biçimlerinin kullandýklarý dilden etkilendiðini belirtti.
Profesör Bijleveld makalesinde
“Flamanca’da fiil çok önemli.
Flamanca aktif bir dil ve bu
Flamanlarý daha giriþken ve verimli yapýyor. Flamanca konu-
þanlar dillerini anlamak, karar
vermek ve yapmak için kullanýyorlar. Fransýzca’da ise isim
dilin çok önemli bir öðesi. Bu
nedenle de Fransýzca bir kavramlar dili. Fransýzca konuþanlar kendilerini savunmada ve
gerekçelendirmede çok kuvvetliler ve daha fazla anlayýp, daha fazla yansýtýyorlar” diye yazdý. Dil yapýlarýnýn düþünme biçimini belirlediðini düþünen
profesör Bijleveld, bunun kültür üzerinde de önemli etkisi
olduðuna inanýyor.
Profesör Bijleveld tartýþmaya
yeni bir bilimsel boyut kazandýrdý ancak bu konudaki tartýþma devam edeceðe benziyor.
“Brüksel’e giriþte vergi”
eçtiðimiz günlerde Frankofon
Devlet Kanalý RTBF’teki “Mise au Point”
programýnda çevre kirliliði tartýþýldý. CdH Baþkaný Joelle Milquet, vatandaþlarý çevre kirliliðinden caydýrmak için
Brüksel giriþinde otomobilcilere vergi fikrini bile
gündeme getirdi. “Tabii ki duvar örüp giþe koymayacaðýz ama bugün 4x4 gibi kirletici arabalarý gereksiz yere þehirde kullananlar var. Bunlarý önle-
G
menin yollarýný aramak lazým” diyen Milquet’ye cevap, PS’li Jean Cornil’den geldi. Cornil, “biz sosyalistler de bu konularla ilgiliyiz. Ama her þey vergiyle olmaz. O zaman parasý olan insanlara para karþýlýðý çevre kirliliði yaratma þansý vermiþ oluruz. Veya tam tersi, parasý olan insanlar az kirleten ama
pahalý olan mallarý alacak, yine fakirler bunun bedelini ödeyecek” dedi. Buna karþýlýk Maliye Bakaný Didier Reynders (MR), olayýn uluslararasý boyutuna deðindi: “bugün ABD ve Çin’in endüstriyel
gücünün etkisini azaltmadan hiçbir yere varamayýz.”
3
editör’den
[email protected]
Serpil Aygün
Belçika’nýn Ogün
Samast’larýný yaratmayalým
Yayýn sorumluluðu taþýmasýný bilenler için aðýr bir
yüktür. Haber yaparken, yazýlarý seçerken, hem içeriklerine hem de üslubuna dikkat etmek zorundasýnýz.
Yaptýðýnýz bir haberle, yazdýðýnýz bir yazýyla bir kiþi ya
da grup hakkýnda olumlu ya da olumsuz düþünülmesini saðlayabilirsiniz. Toplumu öfkenledirebilir ya da hoþgörüye davet edebilirsiniz. Milli duygularý ateþleyebilir
ya da toplumu saðduyuya yönlendirebilirsiniz. Toplum
sizin gözünüzle görür, kulaðýnýzla duyar ve kalemizden
çýkanlarla davranýr. Bu nedenle sorumluluðunuz aðýrdýr.
Kiþileri hedef gösteren, kendiniz gibi düþünmeyen ya da
yayýn organýnýzýn çizgisine
uymayanlarý vatan haini,
düþman gibi lanse eden
Toplum sizin gözüyayýnlar gazetecilik ahlanüzle görür, kulaðýkýna aykýrý olduðu gibi
toplumsal yaþamýn gelecenýzla duyar ve kaði için de tehlikelidir. Aksi
lemizden çýkanlarla
takdirde milli duygularýmýzla yaþamý zenginleþtiredavranýr. Bu neceðimize, bu duygular adýdenle sorumluluðuna cinayet iþleriz. Katilleri,
nuz aðýrdýr.
medarýiftiharýmýz ilan ederiz. Ermeni asýllý Gazeteci –
Yazar Hrant Dink’in öldürülmesi olayý medyanýn toplumsal yaþamdaki önemini
bu anlamda bir kez daha ortaya koydu. Yazýlý ve görsel basýnýn kýþkýrtýcý, damgalayýcý yazý ve haberlerle kiþileri nasýl hedef gösterdiðini ve milli duygularýn kullanýlarak bir cinayetin nasýl gerçekleþtiðini hep birlikte yaþadýk. Þimdi hep birlikte üzülüyoruz…
Ne zaman etikten bahsetsek, ne zaman yayýn ilkelerinden, cevap hakkýndan, objektiflikten bahsetsek büyük
medya örnek gösterilip onlar da bunu yapýyor, yerel
medya ne yapsýn, deniyor. Bir daha üzülmemek için,
bizler Belçika’da yayýn yapan yerel medya temsilcileri
olarak kendi sorumluluðumuzu üstlenip, kalemlerimizi
dünyanýn ve büyük medyanýn kirliliðinden arýndýrýp
kendi içimizdeki sorunlarý da bu anlamda çözmek zorundayýz. Aksi takdirde yaþadýðýmýz ülkede çokkültürlülüðün içinde milli duygularýn, memlekettekine oranla
daha da hassaslaþtýðý bir atmosferde Belçikalý Türk toplumu yeni Ogün Samast’lar yaratýr. Bunlarý yaþamamak
için yayýncýlýk ilkerine baðlý, medya gücünün bilincinde
ve vicdani sorumluluðunu taþýyarak, yalansýz, objektif
yayýnlar diliyorum, tüm topluma.
Sevgili okurlar,
Bildiðiniz gibi geçen ay Eurotürk Gazetesi sahibi Ethem Kýþlalý’nýn Belsim adlý ürününü pazarladýðý Eurosim
þirketi tarafýndan Binfikir ve Beltürk Gazeteleri’nin isim
haklarýnýn satýnalýndýðýný öðrenmiþtik. Bu konuda geçen
sayýmýzda tavrýmýzý koymuþ, düþündüklerimizi yazmýþtýk. Konu hakkýnda gerekli yasal iþlemleri baþlatarak,
Binfkir’in isim hakkýnýn sadece bu gazeteyi yaratanlara,
14 aydýr emek verip bu ismi güvenilir bir yayýn markasý yapanlara ait olduðunu, belgeleriyle ifade ettik. Bundan sonraki geliþmeleri de sizlerle paylaþmaya devam
edeceðimizi bildirip, sizi Binfikir’le baþbaþa býrakýyorum.
Keyifli okumalar…
Sayfa 4.qxp
29.01.2007
08:10
Page 1
Þubat 2007
GÜNDEM
4
Federal seçimler 10
Haziran’da
[email protected]
Saðduyu
rüksel’de mesai saatlerinde arabayla uzun mesafeler gitmediðim için radyo dinleme refleksim de yoktur. Ama o gün nasýl olduysa Première’i
dinliyordum. Haberler veriliyordu ve spikerin « Ýstanbul’da bir Türk gazeteci vuruldu, ermeni asýllý » demesiyle irkildim. Ýçimden « Ýnþallah Hrant Dink deðildir » derken gazetecinin telaffuzundan 0 olup olmadýðýný anlayamadým. Gazeteci « Randing » gibi telaffuz ediyordu. Eve geldiðimde hemen Türk kanallarýný açtýk ve maalesef Türkiye’de bir kez daha bir
gazeteci susturulmak istenmiþti, bir kez daha farklý
bir ses çýkaran bir vatandaþ katledilmiþti. Bu kez, üstelik þu aralar çok konuþulan, çok tartýþýlan Ermeni
sorununun özellikle Avrupa’da çok gündeme geldigi sýrada, Ermeni kökenli bir Türk vatandaþýna kýyýlýyordu. Ve maalesef, nihayet Ermeni sorununu Türkiye’de konuþulabiliyorken,
sorgulanabiliyorken...
Toleransýn birbiBana göre bu cinayetin
Uður
Mumcu, Abdi Ýpekçi,
rine tahammül
A.Taner Kýþlalý ve diðer gaolmadýðýný ve
zetecilerimizin cinayetlerinfarklý olanlarýn
den bir farký yok. Bazan
Türkiye’nin bütünlüðü adýayrýmcýlýða
na dýþ tehlikelere karþý dumaruz kalmalayarlý olmak isterken daha
rýný engelleyemý suskun oluyoruz acaba,
diye soruyorum kendi kenrek çaðdaþ bir
dime. Fakat bu saydýðým
topluma eriþileaydýnlar bazýlarýna göre daha aykýrý görünseler bile
ceðini anladýðýbence Türkiye’nin iyiliðini
mýzda, sanýrým
herkesten daha çok arzulusorunun büyük
yorlardý. Daha özgür, daha
adil, daha demokratik, çaðbir kýsmýný çözdaþ bir ülkeydi, onlarýn özmüþ olacaðýz.
ledikleri, Türkiye’ye yakýþtýrdýklarý. Ya Orhan Pamuk’a, Elif Safak’a yapýlanlara ne demeli. Onlarýn söylediklerine veya yazdýklarýna katýlýr ya da katýlmazsýnýz, bunu da karþý tez
getirerek, kendi düþüncelerinizi ifade ederek yapabilirsiniz. Ama maalesef öyle olmuyor, “vatan haini”
hakaretleriyle baþlayýp ölüm tehditleri ile devam ettirilen tepkiler.
Uzun lafýn kýsasý, bu son cinayetin ardýndan bir
çok kesim saðduyuya davet etti herkesi ve olayý kýnadý. Bir kýsým kýþkýrtýcý silahþör medya da yanlýþýnýn
farkýna varmýþtýr ve cehaleti manipüle etmenin vatanseverlik deðil, Türkiye’ye zarardan baþka bir þey
getirmediðini anlamýþtýr, umarýz.
Öncelikle Türkiye, yakýn tarihini irdelemeli, eleþtirmelidir. Bölgede güçlü bir ülke ve istikrarlý bir
Cumhuriyet’i dýþ tehlikelerden korumanýn yolu, 3
darbeyi ve diðer rejim krizlerini irdeleyerek, yanlýþlardan dersler çýkararak, vatandaþlarýný döneme göre ezmeden, her bireyin hakkýna sahip çýkmaya çalýþarak olur.
Toleransýn birbirine tahammül olmadýðýný ve farklý olanlarýn (homoseksüeller, farklý etnik gruptan
olanlar, gayri müslimler, vs…) ayrýmcýlýða maruz
kalmalarýný engelleyerek çaðdaþ bir topluma eriþileceðini anladýðýmýzda sanýrým sorunun büyük bir kýsmýný çözmüþ olacaðýz.
B
Haber Merkezi
ederal Meclis’in 150, 74
üyeli Senatonun ise 40 yeni üyesinin belirleneceði Federal
Genel Seçimlerin 10 Haziran’da
yapýlmasý kararlaþtýrýldý. Parlamento, çalýþmalarýný nisan ayýna
kadar sürdürecek. Baþbakan
Guy Verhofstadt, kendisinin ve
Bakanlar Kurulu’nun mart ayýnda yapýlacak bütçe denetiminde
900 Euro fazla çýkmasýný amaçladýklarýný ifade etti. Liberal ve
Sosyalist Partilerden oluþan koalisyon ülkeyi önümüzdeki 4 yýlda da yönetmeyi istiyor. Sosyalist ve Hristiyan Demokrat partiler, 10 Haziran tarihinin yüksek
öðrenim sýnavlarýnýn tam ortasýna denk geldiði için seçimin
baþka bir tarihte yapýlmasýný tercih ettiklerini bildirdiler.
Aþýrý sað çýkýþ arýyor, sosya listler eþit haklar diyor
Anvers’te yapýlan kongrede
SP.A Baþkaný Johan Vande Lanotte, 10 Haziran Genel Seçimlerinde parlamentoya daha çok
iþçi sokmak istediklerini açýkladý. VW Vorst/Forest sendika
temsilcisi Jan Vanderpoorten ve
Ford Genk sendika temsilcisi
Meryame Kitir’in SP.A listesinde
milletvekilliðine aday gösterilmesi bekleniyor.
SP.A’lýlar,
“Herkese fýrsat eþitliði”ni oy birliði ile önümüzdeki dönemin
ana temasý olarak kabul ettiler.
SP.A iþ, eðitim, kültür ve siyasette eþit haklarýn ve çokkültürlülüðün takipçisi olacak. Vande Lanotte daha fazla iþ isteyip, son
maaþýn % 70’inin emekli maaþý
olarak verildiði daha iyi emeklilik koþullarý ve saðlýk sigortasý
için sosyal alanda da devlet reformu yapýlmasýný istedi.
Çocuðunu tek baþýna yetiþtiren anne ya da babalarýn %
25’inin açlýk sýnýrýnda yaþadýklarýnýn gözden kaçtýðýný söyleyen
SP.A’lýlar, önümüzdeki dönemde bu konuya daha duyarlý yaklaþýp, özel çalýþmalar yapacaklar.
Esnaflarýn konumu iyileþtirilecek. Sivil Toplum Örgütleri ile
yakýn diyalog içerisine girilip, istemleri parti politikalarýna yansýtýlacak.
CD&V Baþkaný Jo Vandeurzen
ise koalisyonu topa tuttu. Dendermonde Hapishanesi’nden
toplu kaçýþ ve Maliye Bakanlýðý’nýn yaptýðý 900 milyon Euro’luk hesaplama hatasýný Liberal-Sosyalist koalisyon yönetiminin acý sembolleri olarak gösteren Vandeurzen 10 Haziran’dan
sonra yeni bir rüzgar eseceðini
F
ve CD&V’nin þimdiki koalisyona
daha iyi bir seçenek sunacaðýný
söyledi.
2006 yerel seçimlerinde kan
kaybeden Vlaams Belang, yeni
partilerin türemesinden rahatsýz.
Hugo Coveliers’in Vlott partisini
kurmasý, eski VLD’li Jean-Marie
Dedecker’in de Lijst Dedecker’ý
sunmasý, ýrkçý partiyi rahatsýz
ediyor. Geçtiðimiz günlerde Fla-
man Devlet Kanalý VRT’nin De
Zevende Dag programýna katýlan Gerolf Annemans (VB), Hugo Coveliers ve Jean-Marie Dedecker, seçimlerde sað partilerin
iþbirliði yapmasýnýn olumlu bir
atýlým olacaðý fikrinde birleþtiler.
Fakat üç liderden hiçbiri, diðerlerini somut olarak kendi çatýsýna davet etmedi. VB’li Anne-
mans, Forza Flandria adýnda tek
liste olmasýný ve üç partiden
adaylarýn bu listeye girmesini
önerdi fakat henüz net bir cevap
alamadý. VLD’den ayrýlarak büyük yanký uyandýran ve ýrkçýlýða
yakýn sözler sarfeden Dedecker
ise, “üstüne basa basa söyleyebilirim ki asla bir Vlaams Belang’lý olmam” dedi ama iþbirliðine de açýk kapý býraktý. Bu tartýþmalar yaþanýrken otoriter yapýsýyla bilinen Vlaams Belang ilk
kez içten sarsýldý. Marie-Rose
Morel, Baþkan Franck Vanhecke
ve Filip Dewinter’in yönetimini
eleþtirdi. Dedecker’e birliktelik
teklif edilmesine de karþý çýkan
Morel, VB’nin söylemlerini yumuþatmasýndan yana. Zaten düþüþe geçen VB’nin 2007 seçimlerindeki sonucu merakla bekleniyor.
Verhofstadt Frankofonlarý böldü
Geleneksel yýlbaþý söylevinde
Kral’ýn yerine sahneye çýkan
Verhofstadt, beklenmedik biçimde hükümet deðil de “kendi
adýna” konuþtuðunu belirtip, seçim kampanyasýný baþlatmýþ oldu. Statükocular kadar baðýmsýzlýk isteyenleri de eleþtiren
Verhofstadt,
federalizmde
“üçüncü yol” fikrini ortaya attý
ve devlet reformunun mutlaka
gündeme alýnmasýný istedi. Hükümet ortaklarý SP.A ve PS’i konuþmasýndan haberdar etmeyen
Verhofstadt’ýn söylevini, sadece
MR’li Maliye Bakaný Didier
Reynders biliyordu. Adalet Ba-
Sayfa 5.qxp
29.01.2007
08:14
Page 1
Þubat 2007
rens Laurent’nýn yolsuzluk iddialarýna karýþýp Kraliyet’in tartýþýlmasý, Saxe Cobourg ailesi için ödediðimiz paralar konusunda haklý olarak tepki doðurdu. Küçüklüðümüzde her masal
anlatýldýðýnda mutlaka bahsi geçen “ihtiþamlý Kral” imajý, o zamanlar ne kadar
hoþ karþýlanýyordu ise, büyüyünce bir o
kadar haksýzlýk gibi görülüyor, Mavi kan
taþýmak. Prens’e, Kraliyet ailesine ve bize olan maliyetlerine tepkiliyiz de, acaba
o kadar güzel bir hayat mý sürüyorlar?
Cumhuriyetçi olarak, düþünmeden edemedim...
Kimseler size danýþmadan Prens doðuyorsunuz. Duruþunuz olmalý. Herkes
sokakta top peþinde koþtururken siz
camlar ardýndan bakmak zorunda kalabilirsiniz. Çünkü Prensler akýllý olur. Orta okul çaðýnda sinemaya gitmek istersiniz. Ama arkadaþlarýnýzla gidemezsiniz.
Korumalarýnýz, danýþmanlarýnýz olmalý.
O yaþta bir ergen ne danýþacaksa artýk...
Reþit yaþa gelirsiniz, artýk Kral size bakmaz. Size de bütçe ayýrýlýr, paþa paþa yaþarsýnýz. Ama çalýþmak olmaz, çünkü çalýþýrsanýz ödenek kesilir. Kaldý ki çalýþmak için eðitilmediniz: size sadece poz
vermeyi, her þartta gülümsemeyi ve ülkenin durumunu düþünmeyi öðrettiler.
GÜNDEM
5
P
[email protected]
KRALLAR GÝBÝ SÜRÜNMEK
Prens Laurent’ýn sorgusuz sualsiz para kabul etmesi o kadar da
yadýrganacak bir durum deðil. Çünkü sefaleti tatmamýþsýnýz. Çünkü
baþkalarýnýn sýrtýndan yaþamak, anayasal bir hak olarak size
tanýnmýþ, fikriniz sorulmadan.
Sizin ülke yönetmek gibi bir derdiniz olmasa bile. Oldunuz olalý, birileri hep sizin için para bulmuþ.
Bu þartlarda Prens Laurent’nýn, danýþmaný olan bir Deniz Kuvvetleri görevlisinden para almasý bence o kadar da yadýrganacak bir þey deðil. Sizi eðittikleri o
gerçek dýþý yaþamda, insanlarýn para
kaný Onkelinx ve PS Baþkaný Di Rupo, Baþbakan’ýn
bu tutumuna sert tepki gösterdiler.
Geçen yýl boyunca CD&V’nin aðýr toplarýndan Leterme’nin Flaman Bölgesi adýna isteklerine karþý birleþmeden bahseden Frankofon partiler, henüz ortak bir çizgi belirleyemeden bu kez Verhofstadt’ýn konuþmasýyla
bölündüler. MR ve Didier Reynders’i Flaman Liberallerle ortak çalýþmakla suçlayan diðer partiler, Devlet Reformu’yla ilgili tutumlarýný belirleyemediler. Geçen yýl
“Flamanlar daha fazla baðýmsýzlýk isterse biz de Brüksel’in geniþlemesini talep ederiz” diyen Frankofonlar,
bir türlü baþka somut içerik belirleyemiyor.
PS cephesinde belirsizlikler sürüyor. Liege parti teþkilatýnda Michel Daerden’in liderliði tartýþýlýyor. Charleroi’da ise Van Cauwenberghe dönemi sonrasýnda nasýl
bir liste oluþacaðý henüz netleþmedi. Ecolo da 2000 seçimlerinden sonra sürekli hale gelen oy kaybýna ‘dur’
demek istiyor. Brüksel teþkilatýnýn ünlü ismi Henri Simons, Brüksel encümenliðini kaybettikten sonra þimdi
de parti genel müdürlüðü tarafýndan federal seçimler
için listenin son sýrasýna itildi. Bu þartlarda seçime girmek istemeyen Simons’suz Ecolo’da lider kiþilik eksikliði yaþanýyor. MR’de ise, PS’e karþý aylardýr süren psikolojik medya savaþý yorgunluk yarattý. Di Rupo’yla Leterme arasýndaki düelloda eriyip gitmek istemeyen
Reynders, VLD ile birliktelik sergileme çabasýnda.
bulmak için yasa ve ahlak dýþý yöntemler kullanacaðýný aklýnýza getiremeyebilirsiniz. Çünkü sefaleti tatmamýþsýnýz.
Çünkü baþkalarýnýn sýrtýndan yaþamak,
anayasal bir hak olarak size tanýnmýþ,
fikriniz sorulmadan. Gün gelir, sizin sorumlu olmadýðýnýz fakat istemeden yararlandýðýnýz bir yolsuzluk olayý patlar ve
herkes hayatýnýzý irdeler. Haklý olarak irdeler. Çünkü demokratik bir ülkede, kamu parasýyla yaþayan kurum ve insanlarýn özeli kalmaz. Ve her gün gazetelerde
çocukluðunuz tartýþýlýr, çalýþamamanýzýn
ne gibi bir haksýzlýk olduðu bazen söylenir, sizin sorumlu olmadýðýnýz ama bu
kadar da saf olunmamasý gerektiði düþünülür,...
Her yýl 8 milyon Avro’ya yakýn paranýn devlet kasalarýndan bu aileye ödenmesi beni rahatsýz ediyor. Ama hiçbir
þey istememiþ olan çocuklarýn yaþamý ve
vicdanýna bu kadar sorumluluk yükleyip, onlarýn da iþ hayatýna atýlmalarýný
önlemek, ardýndan da farkýnda olmadýklarý ve çevrelerindeki kurtlar tarafýndan
hazýrlanan yolsuzluklardan sorumlu tutulmalarýný içime sindiremiyorum.
Televizyonda o kadar eðitici program varken, Kraliyet ailelerini anlatan
lüks paparazzi programlarýný iþtah ve
kýskançlýkla seyretmek, ardýndan da bir
tek hatalarýna denk gelince o kadar
özendiðimiz insanlarý medya sayfalarýnda topa tutmak, ne kadar saðlýklý bir
davranýþ? Varlýklarýný sorguluyorsak, sýrf
varlýklarýný hayal etmek adýna izlediðimiz “Place Royale” ve “Royalty”yi reyting lideri yapmaktan vazgeçelim.
PARTÝLER TÜRK ADAYLARINI BELÝRLÝYOR
SP.A :
Siyasi kulislerde Senatör Fatma Pehlivan’ýn
tekrar aday olmayacaðý konuþuluyor ancak Anvers’teki parti kongresinde görüþtüðümüz ve
kendi adaylýðý hakkýnda yorum yapmaktan kaçýnan Pehlivan, “Listeler þubat ayý sonunda belli olacak” þeklinde konuþtu.
Adaylýðý beklenen ve halen federal parlamentodaki tek Türk kökenli milletvekili olan Cemal
Çavdarlý’nýn adaylýðý yine ayný þekilde Þubat sonunda kesinleþecek. Selahattin Koçak ve Duygu
Akdemir’in de adý bu partinin adaylarý arasýnda
anýlýyor. Anvers’te ise geçtiðimiz yerel seçimlerde baþarýlarýyla dikkat çeken Güler Turan ve
Þener Uðurlu’nun isimleri konuþuluyor.
CD&V :
Ali Çaðlar ve Ergün Top’un aday olmasý bekleniyor. Çaðlar, Binfikir’e “listenin henüz belirlenmediðini ve görüþmelerin sürdüðünü” söylerken ayný þekilde Ergün Top da “Meclis ya da
senatodan hangisine aday olacaðýnýn henüz
belli olmadýðýný, kendisinin senatoyu tercih ettiðini” söyledi.
Groen!:
Meryem Kaçar ve Meryem Almacý partinin
adaylarý arasýnda. Almacý Anvers’te liste baþý yapýldý.
PS:
Emir Kýr, Emin Özkara ve Serdar Kýlýç’ýn adý
adaylar arasýnda geçiyor. Ancak isimler henüz
kesinleþmedi. Kýlýç, Binfikir’e “ aday adaylarý
arasýnda bulunduðunu” teyit etti. Liege’de PS de
dahil olmak üzere hiçbir partiden Türk aday
gösterilmiyor.
MR:
Sadýk Köksal’ýn aday gösterilmesi söz konusu.
Binfikir’e konuþan Köksal “liste ve adaylar konusunun partide ve partili Türkler arasýnda görüþüleceðini” söyledi.
CDH:
Halis Kökten “Kobay aday olmak, kullanýlmak
istemiyorum. Ýyi bir sýra verilirse aday olurum.
Parti Baþkaný’ndan teklif geldi. Schaerbeek’te aldýðým oylar dikkatini çekmiþ derken, adý adaylar arasýnda geçen Bahtýþen Yarol Binfikir’e “
Aday olmayý düþünmediðini” söyledi.
ÝSTANBUL EMNÝYET MÜDÜRÜ’NDEN KIR’A ZÝYARET
PA’nýn organize ettiði ve 21 ülkeden emniyet futbol takýmlarýnýn katýldýðý dostluk maçý nedeniyle
Hollanda’da bulunan Ýstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve beraberindeki heyet, Brüksel’e
yaptýklarý turistik gezi esnasýnda Bakan Emir Kýr’ý ziyaret etti. Bakan Emir Kýr, Ýstanbul Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah’ýn nazik ziyaretlerinden dolayý
duyduðu memnuniyeti dile getirirken, “ Ýstanbul
Emniyet Müdürü’nü aðýrlamak benim için bir gururdur. Kendisiyle Ýstanbul’daki emniyet çalýþmalarý ve
tarihi anýtlarýn korunmasý ile ilgili yararlý sohbetlerde
bulunduk" dedi. Ýstanbul Emniyet Müdürü Celallettin Cerrah ise ziyaretlerinin resmi bir içeriði olmadýðýný vurgularken “ Brüksel’e yaptýðýmýz bu turistik
gezi esnasýnda Sayýn Bakanýmýzý da görmek, sohbet
I
etmek istedik. Kendisi bize buradaki tarihi anýtlar
konusunda son derece faydalý bilgiler verdi” þeklinde ziyareti deðerlendirdi.
Karþýlýklý sohbet sonrasý Bakan Emir Kýr, Emniyet
Müdürü Celalettin Cerrah’a üzerinde Brüksel’in çeþitli simgelerinin bulunduðu bir plaket ve Brüksel’in
tarihsel dokusunu anlatan kitaplar armaðan etti. Bakan Kýr ayrýca tüm heyete Brüksel’in tarihini dokusunu anlatan kitaplardan oluþan paketten birer tane
hediye etti. Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü Kaçakçýlýk
Dairesi Baþkaný Ali Gedik, Yabancýlar Dairesi Baþkaný Mustafa Köse, Ýstihbarat Dairesi Baþkaný Ahmet
Ýlhan, Basýn Müþaviri Rýdvan Günaydýn ve Özel Kalem Müdürü Nejdet Uzun ve eþlerinin bulunduðu
heyet, ertesi gün Türkiye’ye döndü.
Sayfa 6.qxp
29.01.2007
10:54
Page 1
GÜNDEM
6
arihin derinliklerine indikçe düþüncenin çok uzun bir süre suç
olarak nitelendirilip cezalandýrýldýðýný
görüyoruz. Günümüzde ise bu trendin,
özellikle geliþmiþ olarak kabul ettiðimiz
ülkelerde, ortadan kaybolma aþamasýna geldiðini söylemek mümkün. Düþüncenin hâlâ suç sayýldýðý ülkeler ise
henüz tam anlamýyla geliþememiþ ve
kafalarýn deðiþtirilemediði yerler olmalarýyla dikkat çekiyor. Türkiye de belli
bir ilerleme kaydetmesine ve 20 yýl öncesiyle kýyaslandýðýnda hendeði atlama
aþamasýna gelmesine karþýn kafalarýn
deðiþime direndiði ülkeler arasýnda yer
alýyor.
Türkiye, düþünceyi suç olmaktan
çýkarma ve vatandaþlarýnýn fikirlerini
özgürce dile getirebilecekleri bir ülke
olma taahhüdü altýnda. Buna karþýn
Avrupa Konseyi’ne üye 46 ülke arasýnda, ki bu ülkeler arasýnda çoðumuzun
tepeden bakýp “Bunlarýn neresi demokrasi?” dediðimiz ülkeler de var, ifade özgürlüðünün en çok ihlal edildiði
ülkelerin baþýný çekiyor. Avrupa Ýnsan
Haklarý Mahkemesi’nin 2006’da Türkiye hakkýnda karara baðladýðý 334 davadan yüzde 10’unda ifade özgürlüðünün
ihlal edildiði görülüyor. Tabii bu oranla Türkiye’nin diðer ülkeleri açýk ara
geride býraktýðýný söylemeye gerek bile
yok.
T
Þubat 2007
çim koþullarýna, sýnýrlamalara ve yaptýrýmlara baðlanabilir.”
[email protected]
Sorun kafada
Hedef Batý olsa da yargý makamlarýndaki tüm kafalar yüzlerini Batý’ya
ve onun deðerlerine çevirmedikleri ya da çevirmek istemedikleri için
teoride ihlal içermeyen düþünceler pratikte suç halini alýyorlar.
Ankara’nýn altýna imza attýðý Avrupa
Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’nin ifade özgürlüðünü garanti altýna alan 10. maddesi aynen þu ifadelere yer veriyor: “1.
Herkes görüþlerini açýklama ve anlatým
özgürlüðüne sahiptir. Bu hak, kanaat
özgürlüðü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sýnýrlarý söz konusu
olmaksýzýn haber veya fikir alma ve
verme özgürlüðünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema iþletmelerini bir izin rejimine
baðlý tutmalarýna engel deðildir.
2. Görev ve sorumluluk yükleyen
bu özgürlüklerin kullanýlmasý, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliðinde olarak, ulusal güvenliðin, toprak bütünlüðünün veya kamu emniyetinin korunmasý, kamu düzeninin saðlanmasý ve suç iþlenmesinin önlenmesi,
saðlýðýn veya ahlakýn, baþkalarýnýn þöhret ve haklarýnýn korunmasý veya yargý
gücünün otorite ve tarafsýzlýðýnýn saðlanmasý için yasayla öngörülen bazý bi-
Bu madde, bireye geniþ bir özgürlük tanýndýðýný ancak belli noktada kýsýtlama ve yaptýrým uygulanabileceðini
net bir þekilde hissettiriyor. Açýkçasý
þiddete teþvik ve hakaret içermediði
sürece de her tür fikir kabul görüyor.
Bizim 301. maddenin bir bölümünde
de “Eleþtiri amacýyla yapýlan düþünce
açýklamalarý suç oluþturmaz” ifadeleri
yer alýr. Asýl sorun ise eleþtiriyle hakaret arasýndaki farký belirlemeye çalýþmanýn oldukça sorunlu olmasýdýr.
Hedef Batý olsa da yargý makamlarýndaki tüm kafalar yüzlerini Batý’ya ve
onun deðerlerine çevirmedikleri ya da
çevirmek istemedikleri için teoride ihlal içermeyen düþünceler pratikte suç
halini alýyorlar. Baþka ülkelerde de
301. madde benzeri maddeler bulmak
kolay. Zor olan ise bu maddelerden ceza alanlarý bulmak. En büyük sorun,
Türkiye’de olduðu kadar Brüksel-Ankara hattýnda da tartýþma ve gerginlik
yaþanmasýna neden olan bu maddenin
yorumlanmasýnda. Baþka bir deyiþle
sorun kafalarda. Kafalarýn kýsa vadede
deðiþmesinin pek mümkün gözükmediðini düþünürsek tek çare yasanýn deðiþtirilmesi.
TÜRK MÜCEVHER TASARIMCISINA BELÇÝKALILARDAN YOÐUN ÝLGÝ
Gent þehir merkezinde “Edelgedacht” adlý galeri Türkiye’den mücevher tasarýmcýsý Sevan Býçakçý’nýn koleksiyonunu satýyor. Sevan Býçakçý’nýn 1800 Euro’dan 10 bin Euro’ya deðer biçilen tasarýmlarýndan Kasým ayýndan beri 4 tane satan galeri sahibi Jan Vanhouttegem, Býçakçý’nýn eserlerini son derece etkileyici bulurken, Belçika’da yaþayan Türk toplumunun Sevan Býçakçý’dan haberdar olmasýný istiyor.
Serpil Aygün
Sevan Býçakçý, geçtiðimiz yýllarda
ABD’de dünyada mücevher tasarýmcýlarýna verilen önemli ödüllerden biri
olan Couture’ýn büyük ödülünü kazanmýþ. Býçakçý, kasým ayýnda Belçika’ya, eserlerinin satýlalacaðý Edelgedacht Galerisi’nin açýlýþý için gelmiþ.
Belçika’da ünlü bir sanat dergisi olan
ISEL ilk defa bir yabancý sanatçýyý tanýtarak, ocak sonunda çýkan sayýsýnda
Sevan Býçakçý’ya yer vermiþ. Sevan Býçakçý eserlerini daha çok Ýstanbul ve
Ýstanbul’un kültürel, tarihi ve dinsel
çeþitliliðinden esinlenerek hazýrlýyor.
Osmanlý sultanlarýný kullandýðý yüzüklerden, Ýstanbul’un yedi tepesini simgeleyen ve yedi dini sembolü kullandýðý taþlarla Allah’ý simgeleyen elmas
yüzüðü ile dikkat çeken koleksiyonu
ilk defa Belçika’da. Sevan Býçakçý tasarýmlarýnda 24 ayar altýn, gümüþ ve
farklý renklerde elmas kullanýyor. Tamamýyla el yapýmý olan tasarýmlardan
dünyada sadece birer tane bulunuyor.
Seri üretim yapmayan Býçakçý’nýn
eserleri ile ilk defa Ýtalya’da bir mücevher fuarýnda karþýlaþan Jan Vanhouttegem kasým ayýndan beri, Sevan Býçakçý’nýn tasarýmlarýný Belçikalý müþterilerle buluþturuyor. Sevan Býçakçý, Ýstanbul ve Anadolu’nun tarihsel, dini
ve kültürel dokusunun yansýttýðý eserleri yanýnda meyveler ve hayvanlar
adlý koleksiyonunda da etkileyici ancak daha modern tasarýmlar sunmuþ.
Galeri sahibi Jan Vanhouttegem, Sevan Býçakçý’nýn dört tasarýmýný sattýðýný bildirirken, eserleri alan tüm müþterilerinin Belçikalý olduðunu söylüyor.
Vanhouttegem objektifimize, Sevan
Býçakçý’nýn Belçikalý gazetecilere verdiði pozu yineleyerek veriyor.
Sayfa 7.qxp
29.01.2007
10:59
Page 1
Þubat 2007
7
GÜNDEM
Uður Mumcu
konferansla anýldý
Uðradýðý bombalý saldýrýda yaþamýný yitiren gazeteci-yazar Uður Mumcu öldürülüþü nün 14. yýlýnda Belçika Atatürkçü Düþünce Derneði’nin (BADD) düzenlediði Emekli
Yargýtay Baþsavcýsý Vural Savaþ’ýn verdiði bir konferansla anýldý.
Erdinç Utku
Vural Savaþ konferans’ta yaptýðý konuþmada Uður Mumcu’nun yýllar önce kaleme aldýðý
yazýlardan örnekler okuyarak,
“Türkiye’nin emperyalist ülkelerin hedefi” olduðunu vurguladý.
Konuþmasýnda Atatürk’ün sade-
ce bize benzeyen özgün bir sistem oluþturduðunu vurgulayan
Savaþ,
Atatürk’ten
alýntý yaparak “Biz
kimseye benzememekle gurur duymalýyýz. Biz bize benziyoruz” dediðini belirtti. Brüksel’de düzenlenen konferansa
yoðun bir katýlým
gerçekleþti, salon týklým týklým doldu. Çok
sayýda kiþi Vural Savaþ’ý ayakta dinledi.
Etkinlikte
bugüne
kadar terör saldýrýlarýnda yaþamlarýný yitiren basýn mensuplarý da 1 dakikalýk saygý duruþu
ile anýldý. Savaþ « Atatürk’ü bir
batý hayraný olarak sunmak isteyenler Atatürk’e hakaret ediyorlar. Ulusal Kurtuluþ Savaþý ülkemizi iþgal eden Batýlýlara karþý
verilmiþtir. Ulusal Kurtuluþ Sa-
vaþý emperyalistlere karþý bir
baþ kaldýrýdýr. Günümüzde de
ulusal kurtuluþ mücadelesi vermek gerekiyor » dedi. Avrupa’daki ýrkçý tehlike’ye de dikkat çeken Savaþ, Avrupa’nýn
ekonomik gerileme devrine girdiðini ve gizli bir çöküntü yaþadýðýný Batýlý kaynaklardan alýntý
yaparak anlattý. Avrupa Sosyal
siteminin zor durumda olduðunu belirten Savaþ, Türkiye’nin
kalkýnma potensiyeli Batýlýlarý
korkutuyor.” diye konuþtu.
Türk firmalarý buluþuyor
Temse Expo Hallen’de 8-11 Þubat tarihleri arasýnda Buluþma 2007 adýyla Türk firmalarý biraraya gelirken çeþitli kültür sanat etkinlikleri de organize ediliyor. Bakay
Group’un düzenlediði bu fuarda bir taraftan ticari buluþmalar gerçekleþirken bir taraftan da kültürel bir buluþma hedefleniyor.
Haber Merkezi
-11 Þubat tarihleri arasýnda Temse Expo
Hallen’de gerçekleþecek olan Buluþma
2007 Fuarý’nda iletiþim, yayýncýlýk, turizm, gýda,
iç dekorasyon ve hazýr giyim sektörlerinden þirketler yer alacak. Binfikir’e özel bir açýklama
yapan fuar organizatörleri “Bakay Group olarak düzenleyicisi olduðumuz Buluþma 2007
Fuarý, Türk toplumunun enerjisini
ticari ve kültürel boyutta bir
potada
buluþturarak
Avrupa’daki gücümüzün
daha iyi farkýna varma,
geçmiþten geleceðe saðlam
köprüler
kurma
düþüncesiyle gerçekleþtirilen bir projedir. Bu yýl ilki
gerçekleþtirilecek olan projemiz her yýl yinelenecektir.
Ciner Grubu’nun medya sponsorluðu ile gerçekleþen projeye Çaðdaþ Dernekler
Federasyonu da kültürel etkinlik boyutuyla
katkýda bulunmaktadýr. Ticari firmalarýn yanýnda çeþitli kültürel derneklerin bulunacaðý ve
sanat etkinliklerine yer verilecek olan fuarda
8
yazarlarla söyleþi, þiir dinletileri ve kitap imza
günleri de gerçekleþtirilecek” dediler.
8 Þubat’ta açýlýþý yapýlacak olan Buluþma
Fuarý, 9-11 Þubat tarihleri arasýnda saat 10’dan
19’a kadar ziyarete açýk olacak. Fuar boyunca
kültürlerarasý etkinlikler de düzenlenecek;
geleneksel kýyafetlerin sunulacaðý defilelerin
yaný sýra, çeþitli ülke mutfaklarýndan
yemekler de ziyaretçilerin beðenisine sunulacak. Fotoðraf,
resim, karikatür, hat ve
ebru sanatý sergilerinin de
yer aldýðý fuarýn son günü,
düzenlenen söyleþi ve
kitap imza etkinliðinde
Murat Tuncel ( Hollanda ),
Selma Ceylan ( Almanya ) ,
Nihat Kemal Ateþ ( Belçika ) ve
Yeþim Eyüboðlu ( Türkiye ) yer alacak. 10 Þubat Cumartesi saat 20.00’den itibaren
gerçekleþecek olan fuar özel konserinde ise
Hadise, Mahir Tezerdi, Gülnaz, Djiko, Grup
Aydostlar, oryantal dans gösterisi ve roman
müzik grubu var.
[email protected]
Fýrat’ýn türküsü
‘Ürkek Güvercin’i görebilmek umuduyla baktým dakikalarca,
bulutlarýn arasýna,
aþaðýya,
belki gökyüzüne yükselirken son bir kez selamlaþýrýz diye...
Tarihe not düþmek...
tarih: 23 Ocak 2007,
saat: 16.00 sularý,
yer: TK1938 sefer sayýlý THY uçaðý,
mekan: Ýstanbul semalarý...
‘Ürkek Güvercin’i görebilmek umuduyla baktým dakikalarca,
bulutlarýn arasýna,
aþaðýya,
belki gökyüzüne yükselirken son bir kez selamlaþýrýz diye...
Avrupa Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘2006 Baþarý Ödülleri’nde
bana verilen ödülü almaya giderken sevinçten uçuyordum.
Türkiye ise kederde..
‘Türklüðe hakaret ettiði’ gerekçesiyle hakkýnda dava açýlan Türkiye Ermenisi Hrant (Fýrat) Dink, Ahmet Hakan’ýn
CNNTürk’te yayýnlanan programýnda, “alnýma sürülen bu
kara lekeyi silmek istiyorum” dese de
kimse duymadý,
Duymak istemedi...
‘Ürkek Güver“Evet, gözümüz var bu vatanýn
topraðýnda...
cin’i görebilmek
ama koparýp götürmek için deumuduyla baktým
ðil,
en dibine gömülmek için...”
dakikalarca,bulutdese de
larýn arasýna, aþakimse anlamadý,
ðýya, belki gökyüanlamak istemedi...
züne yükselirken
Hrant Dink’in vasiyeti olan
“cenazemde pankart açýlmasýn,
son bir kez selamslogan atýlmasýn”a herkes saygý
laþý rýz diye...
duydu.
Türkiye’de, herkes bir günlüðüne Ermeni! oldu, bir günlüðüne Hrant!
O ise hepimizden çok Türk.
“Ýfade özgürlüðünü kýsýtlayan 301. madde kaldýrýlmýþ olsa
belki Hrant Dink hala yaþýyor olacaktý” düþüncesi dolaþýrken beynimde, Baþbakan Erdoðan’ýn elinden alacaktým Avrupa Gazeteciler Cemiyeti’nin verdiði Onur Ödülü’nü.
Sahneye davet edildim,
Baþbakan Erdoðan bana, “daha çok çalýþmamýz lazým”
dedi.
“demokratikleþmek için daha çok çalýþmamýz lazým” diye
algýladým.
Veya öyle olmasýný diledim yüreðimin derinliklerinden...
“Gözler ýþýl ýþýldýr. Baþarmanýn mutluluðudur bu.
Aslýnda O almaz tüm ödülleri. Ama O'nun adýna alan birileri vardýr.
Uzakta olsalarda ayný sevinci yaþarlar. Biri eline alýr ödülünü ‘baþardým, ben aldým, bizim adýmýza aldým’ der ve sevinci yüzüne yansýr.
Diðeri O’nun resmine bakar ‘O aldý, bizim adýmýza aldý’
der ve ayný sevinci yaþar, gözleri dolarak. Gurur duyar ve
göðsünü kabartarak ‘DOSTUM, KARDEÞÝM sen hakettin bunu’ der sevinçle.” Kendisi 3.500 km uzakta olsa da yüreði
3,5 mm mesafede olmayan dostkardeþim Hakan Övünç’ün
bu satýrlarý daha büyük mutluluk yaþattý bana...
Ýþte sýrf bu yüzden,
affýnýza sýðýnarak,
dertleþmek, biraz,
þýmarmak!
paylaþmak istedim...
Sayfa 8.qxp
29.01.2007
11:07
Page 1
8
Þubat 2007
GÜNDEM
Türk sanatçýlarýn ýþýklý gösterisi
Schuman Meydanýnda
lmanya’nýn dönem baþkanlýðýnýn baþladýðý þu
günlerde Brüksel Goethe Enstitüsü’nün kültürel çalýþmalarý kapsamýnda iki Türk kardeþ olan
Anny ve Sibel Öztürk’ün ýþýklý çalýþmasý Schuman meydanýný süslüyor. “ Daha fazla ýþýk” adlý
ýþýk gösterisi, AB binalarýnýn bulunduðu Schuman
meydanýnýn trafik seslerini alarak ýþýða dönüþtüyor.
18 Þubat’ta yapýlan bir basýn toplantýsý ile tanýtýlan çalýþma, Avrupa’nýn önemli kararlarýnýn alýndýðý AB binalarýnýn yer aldýðý Schuman Meydaný
için özel olarak tasarlanmýþ. Iþýk dansý ve renk
oyunlarýyla AB ve çevresinin dinamizmini yansýtmayý hedefliyor. Çember þeklindeki ýþýk sisteminde ýþýklar, çevredeki sesleri bir mikrofon aracýlýðyla alarak farklý renklere ve hareketlere dönüþ-
A
[email protected]
% 100 ÝNSAN ARANIYOR!
nsan en az iki yüzlüdür” diyen eksik söylemiþ.
Yaþamý maskeli baloya çevirdiler; yakýnda maske
takmayanlarý hayata almayacaklar.
“Anadolu Çocuðu”nun o temizliði ve içtenliði Avrupa’ya gelince yerini eþini dostunu kýskanmaya, aldatmaya ve çaktýrmadan kazýk atmaya býrakýyor. Ýþ dünyasýnda serbest piyasa kurallarý yerine rakibinin ayaðýný çelme, sýrtýndan hançerleme, arkadan vurma kurallarý geçerli. Dayanýþma içinde tatlý rekabet yapmayý unuttu, insanýmýz. Küçüklü büyüklü Anadolu kentlerinde esnafýmýz rekabet etmekle birlikte birbirleriyle dayanýþmayý
da elden býrakmazdý. Geceleri eþkiyalarýn bastýðý “benim doðduðum köylerde”, kimse rakibini arkadan hançerlemeyi aklýnýn ucundan bile geçirmezdi. Gizli saklý
bir þekilde “isim hakký” ele
geçirme entrikalarý cevirmezdi en üç kaðýtçý iþadaBen de insan
mý bile. Para icat oldu,
arýyorum; % 100
mertlik bozuldu da diyemeyeceðim çünkü para
insan! Fark etmez;
kazanma hýrsý ve yaþam
Türk, Belçikalý,
mücadelesi o zaman da
Alman... Yeter ki
vardý. Ama paranýn satýn
insan olsun, % 100 alamayacaðý deðerler hala
saygýnlýðýný koruyordu,
insan! Görenlerin,
günümüzdeki gibi müzeye
duyanlarýn ya da
kaldýrýlmamýþtý. Tanrý, insaný diðer insanlardan koyerini bilenlerin
rusun! “Bu devirde babana
insaniyet namýna
bile güvenmeyeceksin” diyenler ne yazýk ki haklý çýbildirmesi rica olukýyor. Halbuki ben her
nur!
zaman insanlara güvenmek, omuz omuza, sýrt sýrta verip, insanlýða yararlý iþlere diðerleri ile birlikte imza atmak istedim. Ancak giriþtiðimiz tüm iþlerde ne zaman baþarýlý olacak gibi olduysak hemen birileri çelme
takmayý denedi. Þimdi de Binfikir, birilerinin aðýzýný sulandýrýyor. Kendilerine Türkiye’den bir dolmuþ sözü salýk vereceðim; “Nazar etme n’olur, çalýþ senin de olur!”
***
“Biz büyüdük ve kirlendi dünya” diyen ozanýmýz aslýnda “Dünya’yý biz kirlettik” demek istiyor. Evet, biz insanlar kirletti dünyayý. Dünya Saðlýk Örgütü”ne ihbarda
bulunacaðým “Dikkat, insanlarýn da sütü bozuk çýkýyor”
diye. Ýnsanoðlu çið süt emdiðinden mi sütü bozuk çýkýyor yoksa? “Malzemesinden mi çalýyorsun ya Rab, insanlar defolu çýkýyor” dediðimize göre “insan”da bir sorun var. Savaþý biz çýkarýrýz, doðanýn dengesini biz bozarýz, diðer insanlarý en vahþi þekilde yine biz öldürürüz. En yabani hayvandan daha yabani, en vahþisinden
daha vahþiyiz. Irkçýlýk biz insanlarýn icadý. Bizim gibi
düþünmeyenleri öldürmenin patenti de bize ait.
***
Yakýnda Diyojen olup, yollara düþeceðim. Ben de insan arýyorum; % 100 insan! Fark etmez; Türk, Belçikalý,
Alman... Yeter ki insan olsun, % 100 insan! Görenlerin,
duyanlarýn ya da yerini bilenlerin insaniyet namýna bildirmesi rica olunur!
Evet, evet.. Ýnsanlýk öldü. Hem de onu biz insanlar öldürdük; Önce beynimizde katlettik, sonra da yüreðimize gömdük.
“Ý
türüyor. Franfurt’ta yaþayan Öztürk kardeþlerin
bu çalýþmasý 15 Nisan’a kadar Schuman meydanýnda, Almanya’nýn AB dönem baþkanlýðýnda
sergilenmiþ olacak.
DÜÞÜK EÐÝTÝMLÝ ÝÞSÝZLER
UYARI MEKTUBUNU DÝKKATE ALMIYOR
apýlan bir araþtýrmaya göre Ulusal Ýþ ve Ýþçi Bulma
Dairesi
Denetim
Servisi(RVA)’nin uzun süredir iþsiz
olanlara gönderdiði uyarý mektubu, eðitim seviyesi düþük
gençlerde etki yaratmýyor. 2005
Yýlýnda uygulanmaya baþlanan
hatýrlatma mektuplarýnda, iþsiz-
Y
lere daha aktif iþ aramazlarsa iþsizlik ödeneklerinin kesilebileceði bildiriliyor. Ancak bu uyarý
mektubunu sadece yüksek öðrenim yapmýþ iþsizler dikkate alý-
Hrant Dink’in öldürülmesi,
Brüksel’de protesto edildi
Brüksel’de çeþitli Ermeni, Kürt ve Türk dernekleri gazeteci yazar
Hrant Dink’in öldürülmesini protesto etmek amacýyla bir gösteri düzenlediler. TC. Brüksel Büyükelçiliði önünde eylemlerine baþlayan
göstericiler sloganlar atarak Avrupa Birliði komisyon binalarýnýn
bulunduðu Schuman Meydanýna doðru yürüdüler.
C. Brüksel Büyükelçiliði
önünde toplanan grup, daha
sonra Schuman Meydanýna doðru yürüyüþe geçti. Yaklaþýk 500
kiþinin katýldýðý gösteride, “ Katil
Türkiye”, “inkarcý Türkiye”,
“1915 bitmedi, devam ediyor” gibi sloganlar atýldý. Göstericiler
Hrant Dink’in fotoðraflarýnýn yanýnda üzerinde Türkiye’yi suçlayan sloganlarýn yazýldýðý çeþitli
pankartlar da taþýdýlar. “ Hrant
Dink, Ýnkarcý Türkiye’nin kurbaný” yazan Fransýzca pankartla bir-
T
likte Ermenice pankartlar da taþýnýyordu. Diðer taraftan duygusal
içerikli þiirsel yazýlarýn bulunduðu dövizler de dikkat çekti. Shuman Meydanýnda organizatör
dernek temsilcileri konuþmalar
yaparken, þu anda DHKP-C davasýndan Gent cezaevinde bulunan Bahar Köyongör’ün göndermiþ olduðu mesaj da okundu.
Daha sonra Ermenice bir aðýt
okuyan grup gösterinin bitmesiyle sessizce daðýldý.
yor. Bu grup zaten mektup gönderilmese de yeni bir iþ bulmakta aktif davranýyor. Dolayýsýyla
hatýrlatma mektubunun asýl hedef kitlesi olan düþük eðitim seviyesine sahip iþsizleri mektup
korkutmazken, Flaman iþ ve iþçi
kurumu VDAB, mektubun yine
de gerekli olduðunu düþünüyor.
GENT VOLVO’DA
400 YENÝ KADRO
ent’te faaliyet gösteren
Volvo fabrikasý artan talebi
karþýlamak üzere gece vardiyasý baþlatarak kapasite artýrýyor.
Gece vardiyasýnýn baþlamasý ile
birlikte 400 kadro açýlýrken,
Brüksel Volkswagen’da yaþanan kriz sonrasý, Volvo’nun bu
durumu umut vaadediyor.
2005 Yýlýndan beri Volvo Truks
modeline olan talebin artmasý,
yönetimin geçen yýl kapasite
artýrma kararýna neden olmuþ.
Volvo Europa Truks haftada 5
gün iki vardiya çalýþýrken, þimdi gece vardiyasý da eklenecek.
Bu durumda daha çok üretim
bandýnda çalýþacak iþçi aranýrken, bunun yanýnda bakým
personeli, takým koçu ve mühendis alýnmasý da planlanýyor.
G
Irkçý parti kendisine
ayrýmcýlýk yapýldýðýný
iddia ediyor
Irkçý Vlaams Belang Partisi Sosyalist ve Hristiyan Sendikalarý partilerinin üyelerine ayrýmcýlýk yaptýklarý
gerekçesiyle mahkemeye verdi.
Hristiyan ACV ve Sosyalist ABVV
sendikalarý Irkçý Parti listelerinden
8 Ekim’deki yerel seçimlerde aday
olan sendika üyelerini üyelikten
atmýþtý. Vlaams Belang, sendikalarý
“özel hayat” ve “ayrýmcýlýk” yasalarýný ihlal etmekle suçluyor.
Sayfa 9x.qxp
29.01.2007
09:02
Page 1
Þubat 2007
SÝZbize
9
“Kraliyet, Cumhuriyet önemli deðil,
sorun halkýn refahý’’
Kraliyet ailesinden Prens Laurant’nýn yolsuzluða adýnýn karýþmasý, Belçika’da Kraliyet tartýþmalarýný tekrar gündeme
taþýdý. Binfikir ekibi olarak biz de Brüksel -Chausse De Haecht ve Gent- Sleepstraat’ta bulunan
Türk vatandaþlarýna Belçika!da Kraliyet’in gerekli olup olmadýðýný sorduk.
Gülsüm Yavaþ
32, Esnaf
Mustafa Urfalý
28, Esnaf
Sezer Kýsakaya
18, Ýþçi
Kraliyet ailesine verilen yetki bence daha
da fazla olmalý. Bildiðim kadarýyla Cumhurbaþkaný gibi en son kararý Kral veriyor. Kral’a daha fazla söz hakký düþmeli.
Kral için devlet ne kadar harcama yapýyor bilemiyorum. Ama vergiler gerçekten
Belçika’da çok yüksek, kazandýðýmýz parayý vergiye yatýrýyoruz. Esnafýn ve halkýn
maddi durumu giderek kötüleþiyor. Kral
belki daha fazla yetkiye sahip olsa daha
düzgün bir þeyler yapýlýr.
Kraliyet yönetimi hakkýnda pek fazla
bilgim yok. Politikayla da ilgilendiðimi
söyleyemem. Ama bence yönetim þekli
deðil, halkýn refah düzeyi önemli. Eðer
Kral’a devletin ödediði paralar vergilerin
böyle yükselmesine neden oluyorsa yeni yöntemler bulunmalý. Vergilerin yüksekliði herkesin canýný yakýyor. Bildiðim
kadarýyla da Avrupa’daki en yüksek vergi ödeyen ülkelerden biri Belçika’ymýþ.
Refahýn yükselmesi için ne gerekiyorsa
yapýlmalý.
Avrupa’daki çoðu ülke Cumhuriyetle
yönetiliyor. Cumhuriyet elbetteki en iyi
yönetim þekli. Vatandaþlarýn kendilerini
yönetecek insanlarý seçebilmeleri lazým.
Babadan oðula geçen bir yöntem ne
kadar yararlýdýr! Parlemento seçiminde
hakkýmýzý kullanabiliyoruz ama Kral’a
bir þey olsa yerine oðlu geçecek ve hiçbir söz hakkýmýz olmayacak. Gerçi
Kralý’nda çok önemli bir yetkisi yok bildiðim kadarýyla.
Orhan Sarý
44, Esnaf
Kral bildiðim kadarýyla Cumhuriyet yönetimindeki Cumhurbaþkaný kadar bir yetkiye sahip.
Bazen Cumhuriyetin daha düzgün bir yöntem
olduðunu düþünürken bir yandan da Kraliyet
yönetiminin artýlarý olduðunu da düþünüyorum. Çünkü ülkeyi yöneten kiþi ve ailesi herkesin sevdiði ve saygý duyduðu kiþiler oluyorlar. Hem yönetimi ailecek yaptýklarýndan sistemi daha iyi bilmiþ oluyorlar çok fazla acemilik
çekmiyorlar. Hem de eðer devlet hortumlanýyorsa her yerden hortumlanmýþ olmuyor. Yani
kimi sorumlu tutacaðýný daha iyi biliyorsun
Ülkelerin muhakkak Cumhuriyetle yönetilmesi
gerekiyor. Çünkü Kral’ýn Parlamento’ya hiçbir
katýlýmý olmuyor. Buna raðmen devlet belirli
bir bütçesini Kraliyet ailesine ayýrmak zorunda
kalýyor. Bu da az bir meblaða deðil, çünkü
çok lüks yaþýyorlar. Bence Kraliyet Yönetimi
imparatorluðun modernleþtirilmiþ hali gibi. Bu
yüzden dünyadaki tüm krallýklarýn kaldýrýlmasý
lazým. Kral istediði gibi direkt olmasa da
dolaylý olarak isteklerini yaptýracak güçte.
Bunun bir ülke yönetiminde ne kadar doðru
olduðu tartýþýlýr.
Ýbrahim Þen
38, Esnaf
Sayfa 10.qxp
29.01.2007
08:20
Page 1
Þubat 2007
10
HOUTHALEN
‘Komþu Babalar iþ baþýnda’
Türban tartýþmasý
bu kez Anvers’te
nvers’te yabancýlarýn büyük
desteðiyle seçilen SP.A’lý Belediye Baþkaný Patrick Janssens’in 6
yýllýk yönetim programýndaki bir
madde, kadýn ve yabancý derneklerini sokaða döktü. Halkla birebir temasta olan belediye çalýþanlarý için
“gözle görünür dini iþaretlerin yasaklanmasý” türbanlý kadýnlar tarafýndan eleþtirildi. Çeþitli kadýn dernekleri, Müslüman dernekler ve Eþit
Haklar için mücadele eden oluþumlar, programýn onaylanacaðý 15
Ocak akþamý Groenplaats’ta toplandý. Elele tutuþup dayanýþma çemberi oluþturan yaklaþýk 250 kiþi, ardýndan belediye meclisine doðru yürüdü.
Göstericiler, ýrkçý parti Vlaams Belang’a karþý yoðun bir katýlýmla sosyalistleri destekleyen yabancýlara,
kampanya sýrasýnda kendilerine daha iyi temsil edilecekleri yönünde
söz verildiðini, fakat bu kararla entegrasyona dinamit konulduðunu savundular. Anvers belediyesinde yönetim, SP.A, CD&V ve VLD’den oluþuyor. Kýsmi türban yasaðý, çoðunluk partileri arasýnda bile gerginlik
yarattý. Kulislerden alýnan bilgilere
göre CD&V bu karara karþý çýkarken,
VLD yasaðýn sadece halkla temasta
olan insanlar için deðil, tüm personel için geçerli olmasýný istiyordu.
Belediyeler türban konusunda yerel
sosyal yaþamdaki þartlara göre karar
alýyor. Anvers Belediyesi’nde Vlaams
Belang’ýn yükselmesi, bir nevi kutuplaþma yaratmýþ durumda. Kýsmi
türban yasaðýnýn bir nedeni de, sosyal barýþýn tekrar saðlanmasý için belediye çalýþanlarýnýn “nötr” gözükme
zorunluluðu.
A
Serpil Aygün
Limburg Bölgesi içinde yeralan Houthalen- Meulenberg’de babalar,
kendi çocuklarýnýn olduðu kadar
komþu çocuklarýn sorunlarýný da çözmek üzere kollarý sývadýlar. Flamanca
Buurvaders olarak nitelendirilen
‘Komþu Babalar’ projesi ile Meulenberg sakinleri olan Faslý ve Türk babalar çocuklarýnýn sorunlarýnýn çözülmesinde kilit rol oynuyorlar.
uurvaders- Komþu babalar Projesi, 2002 yýlýnda Faslý babalarla
baþlatýlmýþ. O yýllar Meulenberg’in üzerinde kara bulutlarýn dolaþtýðý bir dönem olarak hatýrlanýyor. Ýþsiz, kendini
iyi hissetmeyen, kötü arkadaþlar edinen ve uyuþturucu kullanan yabancý
gençler çevreye, binalara, arabalara za-
B
ANVERS
rar vermiþ ve mahallede terör estirmiþler. Tüm mahalle sakinlerinin artýk býktýðý bu durum, mahallenin imajýný da
sarsmýþ. Mahalle huzursuzluðun hakim
sürdüðü kara bir dönem yaþamýþ. Bu
dönemde Belediye Baþkaný, gençlerden
sorumlu encümen, Polis ve Savcý’dan
oluþan bir ekip yabancý ailelerle biraraya gelerek, Amstertam’da uygulanan
buurvaders projesini konuþmuþlar. Bu
proje, problemli gençlerle kendi toplumundan babalarýn iletiþim kurmasýný
saðlayarak, problem anýnda babalarýn
olaya müdehalesiyle sorunun polis boyutuna taþýnmasý engellenmiþ. Kendisine müdehale eden bir Belçikalý yerine,
çocuðun kendi toplumundan birinin
müdehalesi, olayýn büyütülmeden çözüme gidilmesini saðlamýþ. Bir Belçikalýnýn müdehalesinde ýrkçýlýk yapýldýðý
düþünce kalýbýyla yaklaþan gençler,
kendi toplumundan birinin müdehalesi
ile iletiþime daha açýk davranmýþlar.
Amsterdam’da baþarýlý olan proje Belediye, mahkemeler ve emniyet güçlerinin de desteðini taþýyor. Meulenberg’de ilk olarak Faslý babalarla 2002
yýlýnda Ramazan ayýnda uygulanmaya
baþlanan projeye yaklaþýk bir buçuk yýl
sonra Türk babalar da katýlmýþ. Þu anda projenin tüm sorumluluðu Koç Carmen Mariques’in omuzlarýnda dururken, Maria Alfarano onun asistanlýðýný
yapýyor. Üç tane Faslý ve üç tane de
Türk komþu baba proje de aktif çalýþýyor. Bilal Mekki, Mohamed Abakkouy
ve Zagloui Nasserdinn ile Abdullah
Ulupýnar, Abdülkadir Demir ve Þenol
Kirazlý Meulenberg’in komþu babalarý.
Bu proje ile bir taraftan gençlerin sorunlarý çözülürken, bir taraftan da toplumlarýn birbirlerine karþý önyargýlarý
azalmýþ. Belçikalýlarýn, Türk ve Faslý ebeveynlerin çocuklarý ile ilgilenmediklerine
dair düþünceleri, deðiþmiþ mesela. Faslý
ve Türkler birbirleriyle çok fazla iletiþim
kurmazken, bu proje sayesinde birbirleriyle konuþma ve sohbet ortamý bulmuþlar. Þimdi kilise lokalinde Türk, Faslý,
Ýtalyan ve Ýspanyol olmak üzere toplam
8 kiþi, hem gençlerinin sorunlarýný çözüyor, hem önyargýlarý yok ediyor hem de
mahallerini yaþanabilir kýlýyorlar.
Sayfa 11.qxp
29.01.2007
08:25
Seite 1
Þubat 2007
11
ZELE
Geert Roosenboom
Patrick Poppe
Nuri Durmaz
Erdem Resne
Belçika’nýn Gent þehrine yakýn küçük
bir belediye olan Zele’de Türk toplumu
Kurban resepsiyonuyla biraraya geldi.
ele Türk Camii’nin düzenlediði
kutlamaya çok sayýda Belçikalý vatandaþ ve yeni Belediye Baþkaný Patrick
Poppe ve Entegrasyon’dan sorumlu encümen Geert Roosenboom (VLD – Liberal) da katýldýlar. Cami Sekreteri Okay
Özel, “böyle etkinlikleri yýlda birkaç kez
düzenliyoruz ama en büyüðü Nisan
ayýnda, kuruluþ yýldönümümüz için yapýlýyor. Bu kez geç de olsa bayramý kutlamak ve Belçikalýlara da tanýtmak istedik” diyor. Zele’de tek cami ve dernek
olmasýnýn büyük avantaj olduðunu söyleyen Özel’e göre, bu durum sayesinde
tüm Türk toplumu bir yerde birleþmiþ
oluyor. Zele belediyesinde son seçimlerde aldýðý 600’den fazla oyla meclis üyesi
seçilen Özel, bu kanalla yetkilileri ve Belçikalýlarý da davet edebildiklerini söyledi.
Z
Okay Özel
Organizasyon, tamamiyle Caminin kadýn kollarý tarafýndan düzenlenmiþ. Türk
mutfaðýndan geniþ bir yelpaze sunan büfe’nin yemekleri, davetlilerin önünde hazýrlandý. Kadýnlarýn kendi masraflarýyla
dýþarýdan getirdikleri malzemelerle hazýrlanan yemekler, ucuz fiyatlara satýlýp elde edilen gelir Cami’ye baðýþlandý. Kadýn
kollarý baþkaný Kiraz Yýlmaz, kadýnlarý
iki yýldan beri aktif olarak örgütlediklerini ve Belçikalý derneklerle ortak olarak
çalýþtýklarýný belirtti. Kadýn kollarý olarak
en büyük sorun olan lisan meselesine
önem verdiklerini vurgulayan Yýlmaz,
“bu konuda okullarla iþbirliði yapýyoruz.
Hem cami’de hem okullarda kurslar ve
öðretmenler tarafýndan özel dersler verilmesi için çalýþýyoruz” dedi.
Belediye Baþkaný Poppe ve Encümen
Roosenboom, tüm derneklere yardým etmek için çalýþýp parasal yardým yaptýklarýný ve bu kaynaþmadan dolayý memnun olduklarýný söylediler. Baþkan Poppe, “biz
Flamanlarýn veya Türklerin deðil, tüm
Zele’lilerin temsilcisiyiz” dedi.
LIEGE
Özgür Balcý,
çokkültürlülüðü anlattý
G
ent Yüksek Okulu’nun yeni yýl
resepsiyonuna Türk genci Özgür
Balcý damga vurdu. Her yýl eski öðrencilerden bir sunum istenen resepsiyonda bu yýl tek konuþmacý olarak,
Flaman Eðitim Bakanlýðý’nda görev
yapan Özgür Balcý seçildi. 2005 yýlýnda Gent Yüksek Okulu Kamu Yönetimi bölümünden mezun olan Özgür
Balcý, mezuniyet tezindeki baþarýsý nedeniyle törende konuþmacý olarak seçildi. Öðretim üyelerine “Çokkültürlülük ve yabancýlarýn temsil edilmesi”
konulu bir sunum
hazýrlayan Balcý,
yabancýlara sosyal
ve iþ hayatlarýnda
yeterince yer verilmediðini söyledi.
Balcý’ya göre “yabancýlar hakkýnda
çok konuþuluyor,
fakat yabancýlarla birlikte hiç konuþulmuyor.” Balcý konuþmasýnda, Devlet
kurumlarýnýn da yabancýlara yeterince
destek olmadýðýný savundu. Balcý, “kamu sektörü öncü olmalý fakat maalesef durum böyle deðil. Gent þehrinde
nüfusun %12’si yabancý, fakat belediye çalýþanlarý arasýnda bu oran sadece
%2” deyip, siyasi kültürün de yabancýlara yeterince yer vermediðini dile getirdi. Özgür Balcý, yabancý ve bilhassa
Müslüman toplumlarýnýn Avrupa’da
GENT
Belçikalýlar camiye akýn etti
sahip olduðu kötü imaja da deðindi:
“her toplum, kendini baþkalarýna göre
belirler. Mesela Avrupa toplumlarý
“ilerici” ve “modern” olduklarýný savunurlar, ama bunu yapmak için baþkalarýný kullanýrlar. Avrupa’da bu yüzden Müslümanlara “Barbar” yakýþtýrmasý yapýlýyor. Çünkü baþkasýna Barbar dediðinizde, kendiniz modern olduðunuzu düþünüyorsunuz. Bu yaklaþýmý yýkmak lazým.” Bu sorunlarý aþmak için en önemli faktör olarak eðitimi gösteren Balcý, sunumundan
dolayý büyük alkýþ alýrken, dinleyiciler tarafýndan soru yaðmuruna tutuldu. Özgür Balcý, Gent
Yüksek Okulu Kamu
Yönetimi bölümüden
2005 yýlýnda mezun oldu. “Kamu Alanýnda Yabancýlar” konulu mezuniyet tezi gözlerden kaçmadý ve geçen yýl kâr amacý gütmeyen sektörlere hizmet sunan ARCO
grubu tarafýndan ödüllendirildi. Balcý
sadece akademik alanda deðil, somut
çalýþmalarla da çokkültürlülük ve eðitim konularýna eðiliyor. Balcý’nýn baþkaný olduðu Flux adlý öðrenci derneði, yabancýlarýn daha fazla yüksek öðrenim görmesi için proje üretmiþ. Bu
çalýþma Kral Baudouin Vakfý tarafýndan da orijinal bulunmuþ ve maddi
destek alacak.
Aydoðdu’ya iki komisyon baþkanlýðý birden
Liege’de yaþayan ve 8 Ekim yerel seçimlerinde Liege Belediye Meclisi’ne Türklerin
yoðun oylarýyla seçilen Ressam Mehmet
Aydoðdu, Kültür ve Þehircilik olmak üzere
iki komisyonun baþkanlýðýna getirildi.
Liege halkýnýn büyük desteðini alan Ressam Mehmet Aydoðdu geçtiðimiz seçimlerde 1231 tercih oyla Belediye Meclisi’ne girmeyi baþarmýþtý. Frankofon Sosyalist Partisi
(PS)’nin Liege’deki tek Türk kökenli adayý
olan Ressam Aydoðdu konuyla ilgili olarak
yaptýðý özel açýklamada “ bir sanatçýnýn siyasette yer almasýnýn öneminin farkýna varýldý” derken Kültür ve Þehircilik alanýnda
bir sanatçý olarak yapacaðý þeyler olduðunu
anlattý. Aydoðdu, “ Bugün Belçika’da çokkültürlü bir yaþam var. Barýþýn, sevginin,
hoþgörünün geçtiði yer kültürdür. Bu nedenle Kültür Komisyonu Baþkanlýðý’nýn bana verilmiþ olmasý çok anlamlý” derken þehircilik alanýnda da Belçika’nýn yabancý
toplumlara yaklaþýmýndan bahsetti. “Belçika yabancýlara mülk edinme hakký tanýyan
nadir ülkelerden. Burada yaþayan yabancý
kökenli insanlarýn þehir yaþamý ile bütünleþmesinde önemli görevlerin düþtüðü Þehircilik Komisyonu’nun baþkanlýðý da bu
anlamda önemli bir görev” diyen Ressam
Aydoðdu, Liege’deki Türk toplumunun
geçtiðimiz yerel seçimlerde önemli bir rol
oynadýðýný ve buradaki Türk toplumunun
samimi tavrý ile PS’in ilk sýralara çýktýðýný belirtti. Aydoðdu, böyle bir seçmene hizmet
etmekten mutlu olacaðýný sözlerine ekledi.
Haber Merkezi
Sayfa 12.qxp
29.01.2007
08:27
Page 1
12
/
SÖYLEÞTÝK
Þubat 2007
Alain SERVANTIE: ‘Güncel sandýðýmýz ‘medeniyetler
çatýþmasý’ taa Rönesans’tan beri tartýþýlýyor’
Bu ayki konuðumuz Alain Servantie, Fransýz asýllý bir AB bürokratý (Eurokrat-örokrat). Avrupa Birliði Komisyonunda Geniþleme bölümünde müþavir. 30 yýldýr memuru olduðu Avrupa Birliði entegrasyon sürecini çok iyi biliyor, çok iyi Türkçe konuþuyor. AB Türkiye iliþkileri
ile ilgilenen kesim O’nu iyi tanýr. Ancak Türk kamuoyu O’nu ‘90’lý yýllarda AB Komisyonu ile Türkiye arasýndaki gerginlik yüzünden tanýmýþtý. Gerginliðin nedeni, Servantie’nin sorumlu olduðu AB Komisyonu Geniþleme Bölümü’nün, Kürtlerin bir yazýþmasýna cevap vermesi ve Türkiye’nin bunu öðrenmesi idi. Emin Çölaþan olayýn üzerine gitmiþ ve Komisyon’un Türkiye’ye hesap vermesi gerektiðini, Kürtler’in yazýþmasýna cevap vermenin onlarý taraf olarak gördüklerinin bir iþareti olduðunu yazmýþtý. Bunun üzerine, Servantie’yi iyi tanýyan
M. Ali Birand ve Hadi Uluengin, O’nun Türkiye’yi iyi tanýyan bir uzman, bir Türk dostu olduðunu, eþinin Türk olduðunu ve bu olayda
bir ard niyet olmayacaðýný düþündüklerini yazdýlar. Çölaþan “eniþte”ye çatmaya devam etti. Komisyon resmen özür diledi, sekretaryanýn
bir hatasý olduðunu söyledi. Servantie de bir süre Amerika’ya eðitim görevlisi olarak gitti sonra tekrar iþinin baþýna müþavir olarak geri
döndü.
Leyla Ertorun
Söyleþimizin asýl amacý yeni yayýnlanacak kitabý. “Rönesans Avrupasý’nda
Osmanlý Ýmparatorluðu”. Siyasal bilimler ve sosyal bilimler tahsili yapmýþ
olan Servantie’nin tarihe özel bir ilgisi
var ve emeklilik döneminin meþguliyeti
de hazýr gibi. Çok iyi Türkçe konuþuyor
ve tarihte diplomatlarýn gözlemleri ve
yazýþmalarý ilgi alanlarýndan biri.
Sizinle bu þöyleþiyi yeni kitabýnýzý ko nuþmak için yapmak istedik ama bu
arada birazcýk Türkiye-Avrupa iliþkile rini seyrine de deðinmek isteriz.
Esasýnda bu benim yazdýðým bir kitap
deðil. Sizin de bildiðiniz gibi Brüksel’de Ýspanyol Cervantes Enstitüsü tarafindan 2003 yýlýnýn kasým ve aralýk
aylarýna yayýlan bir dizi konferans düzenlenmiþti. Bu konferansa katýlan konuþmacýlarýn bildirilerinin toparlandýðý
bir kitap hazýrladýk. Yayýna hazýrlanmasýný ve koordinasyonunu Ramon
Puig de la Bellaca’nýn yardýmýyla ben
yaptým.
Cervantes Enstitüsü’nün böyle bir giriþimde bulunmasý ve tarihi irdeleyerek
iliþkilere Avrupa perspektifinden bak týrmaya çalýþmasý oldukça ilginçti. Ben
de bir kaç bölümüne katýlmýþtým. Hatta tarihçiler arasýnda Ýlter Oltaylý hoca mýz da vardý.
Evet, Ýlter Oltaylý çok deðerli bir bilim
adamý. Ne yazýk ki onun katýlýmýný kitaba koyamadýk. Çok rahat konuþan
biri olduðu için yazýlý bir metin olmadan katýlmýþtý. Daha sonra da kitap
için bir yazý yollamasýný istedik ama gelmedi. Bu arada Türkiye’den Dr. Özlem
Kurumlar ve Prof. Ertuðrul
Önalp’in katýlýmýný kitaba
aldýk. Baþta Ýspanya olmak
üzere alanýnda tanýnan birçok Avrupalý tarihçiyi bir
araya getirdik.
Konferanslar dizisi 2003 yýlýnýn sonunda düzenlendi.
Avrupa Birliði’nin Türkiye’nin adaylýðý ile ilgili müzakereleri açýp açmayacaðý
2004’ün sonunda belli olacaktý. O dönem, Türkiye’nin Avrupa’da olup olmamasýndan tutun da, Ýslam’ýn Avrupa
kültüründe yeri, Türkiye’nin Avrupa
kimliði çok tartýþýlýyordu, çok sorgulanýyordu. Halbuki güncel sandýðýmýz
“medeniyetler çatýþmasý”, “doðru sa-
vaþ” gibi konular, deðiþik bir ifade biçimiyle taa Rönesans’tan beri var.
Güncel gibi görünen zihniyet ve ideolojik çatýþmalarýnýn birçok yaný esasýnda 15. ve 16. yy’larda Eski Hollanda ve Ýspanyol Dünyasýnda çok haraketli tartýþmalarý yansýtýyor.
Konferansýn baþlýðý “Türkler ve Osmanlý Ýmparatorluðu ile çatýþmalar :
15, 16 ve 17. yüzyýllarda Eski Hollan -
kesiþtiði bir dönem. Ve o dönem Ýspanyol Alemi, Habsburglar ve Osmanlýlar için sýrasýyla Hristiyanlýðýn hararetli bir þekilde savunulmasý, Ýslam’ýn
ilerlemesi ve Doðu Akdeniz ve Doðu
Avrupa’daki durumlarýnýn saðlamlaþtýrýlmasý en önemli kaygýlarýdýr. Ama
Papa’nýn çaðrýsýna raðmen Haçlýlar
kimsenin ilgisini çekmemektedir, hele
de Prenslerin.
Rönesans döneminde Osmanlý Ýmparatorluðu ve Ýslam, Avrupa’nýn ve
Hristiyanlýðýn anti tezi gibiler ve o dönem bütün Avrupa Türklerden çekiniyor.
Osmanýlar’ý daha iyi çözmek için elçiler, ispiyonlar gönderiliyor. Batý, Ýspanyol Alemi’nin önderliðinde, özellikle Ýtalya ve Fransa baþta olmak üzere bütün Avrupa’ya kitaplar bastýrýp
yolluyor. Venedikliler, Fransýzlar ve
Macarlar da Türklere, Charles Quint
(V. Charles) hakkýnda “dünyaya hükmetmek istiyor” diye kötü bir imaj veriyorlar.
da ve Ýspanyol Alemi, aydýnlarýn dü þünceleri, diplomatlarýn gözlemleri ve
kamuoyu”. Niçin bu dönem?
Bir ara savaþlarýn da bir iyi yaný var
dediniz. Nasýl yani ?
Bu dönemler, ekonomik çýkarlar, kiþisel ihtiraslar, jeopolitik stratejiler,
kahramanca ideallerin, Haçlýlarla da
Medeniyetler, uluslar ve halklar arasýndaki savaþlar, insanlýðýn anlaþamamasýnýn en kötü yaný.
Sayfa 13.qxp
29.01.2007
08:41
Page 1
13
Þubat 2007
Ancak bu anlaþamamazlýklarýn iyi bir
yaný da var aslýnda. Bu karþýlaþmalardan, diðerini tanýma, karar verme imkaný doðuyor taraflara. Örneðin, Osmanlý Ýmparatorluðu ve Ýspanyollar (Ýspanyol Alemi) asýrlarca çarpýþtýlar. Ýki
tarafta Rönansans öncesi Fransa ve Ýngiltere gibi ulus devlet deðil, farklý
halklar, dinler ve düþüncelerin biraraya
geliþi ile oluþmuþtu. Ancak bu ikisi arasýndaki çatýþmalar, düþmana saygýsýzlýktan çok birbirine karþý bir ilgi, birbirini
tanýma çabasýna dönüþtü, özellikle Ýspanyol tarafýnda. Halbuki ayný dönemde hoþgörü eksikliði yüzünden göç etmekte olan toplumlar vardý. O günün
sanatçýlarý gezginleri ve hümanistlerinin
tanýklýklarý bugünkü kaygýlarýmýza çok
benziyor. Öbürünü tanýmaya çalýþmak
esasýnda kendimizin diðer bir parçasýný
tanýmaya çalýþmak gibi, kimliðimizi tamamlayýcý parça esasýnda. Bugünün
Avrupasý için de bu, bir hedef. Bir de
genellikle hep savaþlardan bahsedilir.
Ama o dönemlerde de bir yýl savaþ yapýlýyorsa, beþ yýl müzakere edilirmiþ.
Yani müzakere geleneði eskiden beri
olan bir þey.
Sizce Türkiye’nin Avrupa Birliði üyeliði
ne olacak ? Müzakereler açýldý ama her
þey yolunda gitmiyor ?
Esasýnda çok firsatlar kaçýrýldý. Kýbrýsla
ilgili meselede özellikle, fýrsatlar iyi
deðerlendirilemedi.
1978’de olduðu gibi mi ? Biliyorsunuz
Türkiye’de çok polemik yaratmýþ bir
rivayet vardýr. Buna göre Ecevit döne minde Avrupa Birliði’nin mimarlarýn dan Emile Noël’in, Yunanistan adaylýk
baþvurusu yapýnca, Türkiye’ye mesaj
ilettiði ve « siz de baþvurun » dediðidir. Bu fýrsatý kullanýp adaylýk baþvu rusu yapmadýðý için Ecevit suçlanýr.
Ancak diðer bir rivayette Emile
Noël’in Türkler’i gaza getirmesinin asýl
nedeninin bunu her iki tarafa da hayýr
diyebilmek için olduðudur?
Brüksel’de Ýspanyol Cervantes Enstitüsü tarafindan 2003 yýlýnýn kasým ve aralýk aylarýna yayýlan bir dizi konferans düzenlenmiþti. Bu konferansa katýlan
konuþmacýlarýn bildirilerinin toparlandýðý bir kitap hazýrlandý. Kitabý yayýna
hazýrlayanlardan biri de Alain Servantie’ydi. “Rönesans Avrupasý’nda
Osmanlý Ýmparatorluðu” adlý kitap hakkýnda bilgiler veren Servantie, ‘medeniyetler çatýþmasý’nýn yeni bir konu olmadýðýný söyledi
Benim Emil Noël’e bunu þahsen sorma imkaným olmuþtu. Ýki ülkenin baþvurusunun birlikte incelenmesini istediðini bana teyit etmeden önce M.Ali
Birand bunu yazmýþtý zaten.Türkiye’nin de Yunanistan’la ayný dönem
adaylýk baþvurusu yapmasýný istediðini
doðruladý. Yýl 1976, Demirel dönemi
olmasý lazým, söylendiði gibi Ecevit
deðil. Emile Noël Komisyonun Genel
Sekreteri iken T.C. Büyükelçisine bunu iletiyor. Ancak dönemin Dýþiþleri
Bakaný Ýhsan Sabri Çaðlayangil’in tereddüt ettiði söylendi. Emile Noël’in
kaygýsý iki ülke birlikte baþvururlarsa,
ortak sorunlarýný da birlikte çözerek
üye olurlar idi.
Düþünebiliyor musunuz , Avrupa’da
‘duvar’ kalan tek ülke, Kýbrýs.
Sayfa 14.qxp
29.01.2007
08:47
Page 1
Þubat 2007
14
Kültür Evi atakta
Eðitimciler Türk velilere seslendi
Türklerin yoðun olarak yaþadýðý
Limburg Bölgesinde eðitimciler,
Türk velilerinin okul meselelerine
ilgi göstermesi için Türk anne, babalara seslendiler.
Erdem Resne
eringen belediye
okullarýnda eðitim
danýþmanlýðý ve gözlemcilik yapan Þükran Zevne,
velilere çaðrýda bulundu.
‘’Türk veliler, çocuklarý
okula gelmedikleri zaman
kendilerine bildirdiðimizde hemen onlarý korumaya çalýþýyorlar. Çocuklarýyla ilgli sorunlarda, okula
gelerek bizimle görüþmüB E R
yorlar” diyen Zevne’ye
göre öðrencilerin davranýþ ve yaþam tarzý
gitgide anormalleþiyor. Kýz öðrencilerin
önemli bir bölümünün yaþlarýna uymayacak þekilde giyinip makyaj yapmasýný
“davranýþ bozukluðu” olarak nitelendiren
Zevne, erkek öðrencilerin de anormal bir
biçimde “maço”laþtýklarýný, kadýn öðretmenden ders almak istemediklerini anlattý. Zevne velilere seslenrek; “Türk anne
babalarýn önemli bir kýsmý ne veli toplantýlarýna ne de okul aktivitelerine geliyorlar. Türk anne babalarýn çocuklarýnýn
B
eðitimi konusunda bu vurdumduymaz
tavýrlarýný anlamakta güçlük çekiyoruz.
Basýn aracýlýðý ile anne babalara sesleniyoruz. Lütfen bizlere yardýmcý olun.’’
Beringen Belediyesi’nde bulunan Teknik Okul Müdürü Carlo Clerx, Türk çocuklarýnýn daha fazla ilgiye ihtiyacý olduðunu belirtti. Okul
Müdürü Clerx, Türk
öðrencileri ve velileriyle karþýlaþtýklarý
sorunlarý þöyle anlattý: ‘Okulumuzun
%25’i Türk çocuklardan oluþuyor..
Orta eðitim süresince bu öðrencilerin
devamsýzlýk oraný
diðer öðrencilerden
daha yüksek...Eðer
I N G E N
okul dýþý geçirilen
zaman daha çok sokakta oluyorsa, bu
öðrenciler zamanla kontrolden çýkýyor”derken “internet’in evlerde kontrolsüz kullanýmý da son yýllarda çok önemli
bir sorun oldu. Ýnternet aracýlýðý ile çocuklar çok kötü yönlendirilebiliyor” dedi.
Müdür Clerx, yerel dilleri bilmeyen veliler için kendileriyle Türkçe diyalog kurabilecek görevlileri bile bulunduðunu
açýklarken, Türk velilerin okullarda düzenlenen veli toplantýlarýna yeterince ilgi
göstermemesinden yakýndý.
Limburg Bölgesi içinde bulunan He usden Zolder’da geçtiðimiz mayýs
ayýnda faaliyetlerine baþlayan Anado lu Sahnesi Kültür Evi, bölgede bir
kültür merkezi iþlevi görmeyi planlýyor. Anadolu’nun tüm deðerlerini ça lýþmalarýnda yansýtmayý hedefleyen
Kültür Evi yetkilileri, sadece Türk
toplumuna deðil birlikte yaþadýklarý
Belçikalý, Ýtalyan,Faslý tüm topluluk lara hizmet vermek istiyorlar.
nadolu sahnesi Kültür Evi Baþkaný Ertan Güngör, bu çalýþmanýn
12 yýllýk hayalleri olduðunu ifade
ederken, “ Anadolu’nun sahneye çýkýþý; örfü,adeti, geleneði ile sahneye
çýkmasýdýr. Bir kilimin deseninde, bir
ananýn elindeki kýnada, bir yazmanýn
oyasýnda sahneye çýkar Anadolu” di-
A
yerek hedeflerini anlatýyor. Bugüne
kadar baðlama, folklor kurslarýnýn
yanýnda çeþitli müzik etkinlikleri de
düzenleyen Kültür Evi, el sanatlarý
dersi vermeyi planlýyor. Özellikle evde oturan kadýnlarýmýzýn özgüvenlerini tekrar kazanmalarýna yardýmcý
olacaðýný düþündükleri bu çalýþma
için öðretmen arayýþý içindeler. Ayrýca gençlerle iletiþim kurarak sorunlarýn çözülmesine katkýda bulunmak
isteyen Kültür Evi çalýþanlarý, “Heredot Cevdet” ismini verdikleri tiyatral
bir çalýþma ile sorunlarýn konuþulabilir anlatýlabilir kýlmak istiyorlar.
28 Ocakta ilk profesyonel müzik
organizasyonunu gerçekleþtiren kültür evi, Ali Asker ve Gültekinler’i
izleyicilerle buluþturdu.
HEUSDEN-ZOLDER
15
Sayfa 15.qxp
29.01.2007
08:51
Page 1
Þubat 2007
15
AÝLE BÝRLÝÞÝMÝ
BÝLGÝLENDÝRME ÇADIRLARI
Brüksel’de faaliyet gösteren Yabancý Kýzlarý ve
Kadýnlarý Destekleme Merkezi (Steunpunt
Allochtone Meisjes en Vrouwen – SAMV)
Belçika’nýn farklý kentlerinde çadýrlar kurarak,
vatandaþlarý evlilik, aile birleþimi ve boþanma ile
ilgili konularda bilgilendiriyor. Geçtiðimiz ay
Gent ve Limburg bölgesinde çadýrlar kurarak
sorularý yanýtlayan SAMV-timi, Þubat ayý içinde
de bu bölgelere Anvers’i de ekleyerek çalýþmalarýna devam edecek.
Serpil Aygün
Belçika’da aile birleþimi konusunda yeni düzenlemelere gidilmesi vatandaþlarý endiþelendirirken SAMV, bu konuda bilgilendirme çalýþmalarý
yapýyor. Geçtiðimiz yýl ekim ayýnda Belçika ve
Türkiye’de aile hukuku ile ilgili soru ve cevaplarý
içeren bir broþür hazýrlayan Merkez, bu yýl ocak
ayý içinde de Gent ve Limburg Bölgesi’nde çadýrlar kurarak yabancý kökenli vatandaþlarý yasa hakkýnda bilgilendirdiler. Vatandaþlarýn yoðun ilgisi
nedeniyle þubat ayýnda da bu bilgilendirme çalýþmalarýný devam ettirmeye karar veren Merkez’de
Türklerle ilgili çalýþmalarý Sümbül Karakaya yürütüyor. Karakaya yaptýðý özel açýklamada “yeni aile
birleþimi yasa tasarýsý konusunda vatandaþlarýn endiþelenmemesi gerektiðini” bildirirken,”tasarlanan
yeni yasaya göre Türkiye’den Belçika’ya gelin ya
da damat olarak gelecek olan bireylerin en az 21
yaþýnda olmalarý öngörülüyor. Ancak bu yasa Türkiye’nin Belçika’ya iþçi gönderdiði 1964 yýlýnda
“TR Brüksel”
baþladý!
B R Ü K S E L
Arkadaþýmýz Fikret Aydemir koordinatörlüðünde hazýrlanan
aylýk “TR Brüksel” adlý program, Brüksel’deki yerel Flaman
kanalý TV Brussel’de ilk yayýnýyla baþkent izleyicilerine ‘merhaba’ dedi. 28 Ocak’ta yayýn hayatýna baþlayan TR Brüksel,
her ayýn son pazar günü ekrana gelecek. 12 dakikalýk programýn ilk sunumunda, Flaman Kültür Bakaný Bert
Anciaux’nun danýþmaný Þöhret Yýldýrým’ýn portresi, Brükselli
sanatçý Sibel’le röportaj ve sokak söyleþileri yer aldý.
Eski Brüksel güzeli Deniz Ateþ’in sunduðu programýn yapýmýnda Beyhan Özhan, Ýlknur Cengiz ve Fethi Gümüþ’ün de
G E N K
/
G E N T
emeði geçti. Fikret Aydemir, programýn amacýný þöyle açýkladý: “Türklere Belçika’yý tanýtmayý az çok baþardýk. Sýra artýk
Belçika ile imzalanmýþ olan anlaþmaya aykýrý. Bel- Belçikalýlara Türk toplumunu tanýtmaya geldi.”
çika’da sarý kartý olan Türk vatandaþlarýna bu anlaþma maddeleri uygulanabilir ancak. Bu anlaþmaya ters düþen yeni bir yasa uygulanamaz. Anlaþmaya göre ise Türkiye’den evlendiði eþini ya da
ailesini getirmek isteyen Türk vatandaþýna 21 yaþ
Belçika Türk Dernekleri Birliði (BTDB),
þartý yok. Bu nedenle Türk vatandaþlarýnýn bu ya2007 yýlýnýn Unesco tarafýndan mevlana
sa tasarýsý hakkýnda endiþelenmeleri yersiz.” dedi.
yýlý olarak ilan edilmesinden dolayý MevSümbül Karakaya ayrýca “Belçikalý gençlerin evlana’nýn fotografýnýn bulunduðu ve
lenmek için 18 yaþýný doldurmalarý yeterli iken yabancý kökenli vatandaþlar için bunun 21’e çekil- Unesco tarafýndan 2007 yýlýnýn Mevlana yýlý kabul edildiðini
mesinin yanlýþ buluyorum. Belçikalý bir genç 18 belirten pullar bastýrdý. Bu yeni pullarý 1 Ocak tarihinden itibayaþýnda kiþisel karar verme olgunluðuna sahip ren kullanmaya baþlayan BTDB yetkilileri, bu pullardan temin
olurken yabancý kökenli genç neden sahip olama- etmek isteyen deneklere istedikleri kadar tedarik edileceðini
sýn?” derken “þu anda Belçikalýlar için de evlenme belirtiyorlar. Ayrýca Atatürk’ün deðiþik resimlerinden oluþan
yaþýnýn 21’e çýkarýlmasý gibi çalýþmalar var. Ancak pullar da bastýran BTDB, son bir yýldýr üzerinde kendi ambböyle bir karar çýkarsa o zaman yaklaþýk %80’i lemleri olan ayyýldýzlý lale logolu pullarý kullanmaktaydý. MevBelçikalý olan Türk vatandaþlarý için de sorun ola- lana yýlý vesilesiyle bir de kitapçýk hazýrlanýrken, bu kitapçýkta
Mevlana’nýn hayatý, eserleri, yasam felsefesi ve mevlevilik hakbilir. Ama henüz böyle bir sorun yok” dedi.
kýnda bilgiler sunuluyor.
BERÝNGEN
BTDB’den Mevlana ve
Atatürk’lü posta pullarý
Sayfa 16x.qxp
29.01.2007
09:03
Page 1
Þubat 2007
ARTfikir
16
CUMALÝ: “Saðcý – Solcu deðilim.
Sevdalýyým”
Belçika’daki sayýlý genç baðlama ustalarýndan biri, Cumali Bulduk. Türk
Halk Müziði’nin yaný sýra Belçikalý
sanatçýlarla yerel folklor müziðini de
inceliyor. Türk toplumu onu daha ziyade derneklerde verdiði derslerle
tanýsa da O, Belçika müzik sahnesinde yerini çoktan saðlama almýþ.
Kendi oluþumunun yaný sýra Kybele
grubu ve ünlü Flaman floklor sanatçýsý Michel Terlinck’le de çalýþýyor.
[email protected]
Ýnsanlar vurmakla
ölmez
an çekiþmek… Canýn, burasý ve “öbür dünya”
arasýnda yaþadýðý gel- git olsa gerek. Gidip- gitmemek, ya da kalýp- kalmamakla verdiði tereddüt
savaþý.
Ve tereddüte raðmen ýsrarlý.
Kalmak istemesine raðmen gidici.
Çünkü faturan kesilmiþtir.
Zaman musluktan hýzla akan damlalar gibidir, acelesi var.
O anda biter her þey. Artýk dönüþü olmadýðýný fark
eder ve ýsrarla akmak isteyen kaný býrakýverir bedenin.
Ve ruhun kendini teslim eder.
Buraya kadardýr senin görevin.
Seni geri getirmez anne ve babanýn aðýtý.
Seni geri getirmez arkadaþlarýnýn adýna yazdýklarý.
Sevgilin ve sevdiklerin aðlamakla yetinir.
Seni geri getirmez aþkýnýn gözyaþlarýyla sana sarýlmasý. Ve iþte o anlarda tükenmiþ olasýlýklarýn umuduyla
bakýlýr artýk dünyaya.
Bütün cinayetlerin þahidi, baþýný sokaðýn ortasýna
uzatmýþ olan sarý sokak lambasý bile artýk þahitlik
yapmak istemiyor sonu gelmeyecek serseriliklere.
Yanýbaþýmda iþlenen ilk cinayet deðil bu, en sevdiðim þehir Ýstanbul’da.
Yeni yýla da bir kurþunla girmiþtim.
Can alan kurþun, can’ý çekiþtiren kurþun.
Nereden geldiði belli olmasa da, hedefini bilen kurþun.
Bir iki metre ötemdeki bir öðrenciyi hedeflemiþti.
Fiilen sana iþlemese de
Giderek aðýrlaþýyor, kabullenememenin beyninde
yarattýðý iþkenceyle.
Kalkýp gitmeyi planlýyorsun buralardan.
Buralar dünyanýn her yeri,
Býrakýveriyorsun kendini,
En iyisi “kendi ülkende” kalman.
Hayat dünyaya zindan oldu, nedensiz atýlan, ucuz
kurþunlardan.
Sevdiði çiçekler dahi mutlu kýlmýyor naaþýn üzerini.
Gelen taziye dilekleri, geri getiremiyor gideni.
Hava bültenleri karla karýþýk yaðmuru verse ne
yazar.
Kimsenin umurunda deðil rüzgarýn lodusu, meltemi.
Bunun adý ne olabilir! Sistemdeki omurga eksikliði
mi, düþüncelere müdehale mi, yoksa nereye saldýracaðýný bilemeyenlerin, pusulasýný þasýrmasý mý?
Boþ bir büro, hazýrlýksýz terkedilmiþ bir köþe, cevap
arayan bakýþlar, cevapsýz kalan sorular ve ölüm!
Mutluluðun ne kadar özel olduðunu anlamayan,
tebessümü alternatife býrakmayan ölüm.
Bunun adý ölüm mü olmalý?
Yaþadýðýn hayatý saniyelere sýðdýrarak, sonsuzluða
baþlamak. Yalnýz baþýna, istemeden de olsa terk
etmek “evini”.
Terk etmek zorunda býrakýlmak.
“Ölüm geliyor aklýma birden ölüm
Bir aðacýn gölgesine sarýlýyorum” diyor Cemal
Süreyya.
Fakat bazen herhangi bir gölgeye sarýlamadan, kurþun sana sarýlýyor.Vakit tamam, köþen yorumsuz bir
hayata mahkum.
Yazdýklarýna noktasýný zorla koydursalar da
Ýnsanlar vurmakla ölmüyor.
C
Erdem Resne
ibel Dinçer’in konuðu
olarak katýldýðý konserde
buluþtuk,
Cumali’yle.
Kendini, müziðini ve projelerini
konuþtuk gece boyunca. Brüksel – Saint-Josse doðumlu Cumali, 30 yaþýnda. 6 Yaþýnda türkü mýrýldanmaya baþlamýþ, babasýna “bana saz getir” demiþ.
Dili iyi dönmediði için babasý
“tas” anlamýþ ve bakýrdan bir tas
getirmiþ. Zaten adýnýn göstermediði gibi bir Perþembe günü doðan Cumali, saz niyetine de perküsyon yapmak zorunda kalmýþ!
“11 yaþýna kadar ben kendi
baþýma türkü söyledim. Ama bu
aþk, baðlama sevdasý yine alevlendi. Bir daha babamdan baðlama istedim. O da uzun sap
baðlama getirdi.” diyor.
Müzik zevkinin geliþmesinde
büyük ustalar kadar, Belçika’daki dostlarýnýn da emeði geçmiþ.
“Bana ilham veren, mest eden,
Zülfü Livaneli’dir. Kendisiyle 17
yaþýmda Gent’te tanýþtým. Süleyman Özdemir sayesinde. Ayrýca
Süleyman abi repertuarýmýn geniþlemesinde en çok emeði olan
insanlarýn baþýndadýr. Bir de Bekir Þahbaz var (Brükselli “Sarý
Bekir”), en güzel konserim
onunla beraberdir. Onun dýþýnda Aþýk Mahsuni’yi ve kendi aþýðýmýz, Emirdað-Karacalarlý Yoksul Derviþ’i severim” diyen Cumali, erken yaþlarda kökeni
olan Alevi kültüründen de etkilenmiþ: “dergaha giderdim 8 yaþýndan itibaren. Hep sevdadan,
aþktan bahsedilirdi. Bu yüzden
baðalama ve müzik, benim için
sevdadýr.” Bunun yaný sýra klasik tarza her zaman yer verdiðini söyleyen Cumali, Fransýz müziðine de kaymýþ. Georges Brassens’e “solcu arkadaþlarýn sayesinde bulaþtýðýný” belirten Cumali’ye siyasi görüþünü sorunca
da ilginç cevap geldi: “Solcu veya saðcý deðilim, sevdalýyým.
Alevi de demek istemiyorum,
çünkü onun da baþlangýcý sevdadýr.”Görüþtüðümüz akþam ilk
S
kez söylediði yeni parçasýnýn
adý “Siyah Güvercin”di. Yeni
baðlamalarý da siyah olunca,
Cumali’nin karamsar olduðu gibi bir izlenim oluþtu. Kýsmen
doðruluyor sanatçý: “benim
amacým dünyada karanlýk ve
karamsar olanlarý aydýnlatmak.
Alevi inancýnda her gün yastýr.
Günler hep kahkahayla geçiyor,
en azýndan müziðimle dünyada
karanlýk olanlarý haykýrmak istiyorum. Ama karamsarlýk deðil
bu, haykýrýþ.”
Avrupa’da Türk müziðinin
Arap müziðine benzetilmesine
kýzýyor Cumali: “böyle olmadýðý-
ný duyurmak istiyorum. Ben
Türk müziði yapýyorum. Evrenselleþtirip yapýyorum, bu doðru.
Ama sonuçta Türk müziði. Biz
hâlâ gizli bir toplumuz. Kendimize kendi sinemamýzý, müziðimizi, kültürümüzü tanýtmamýz
lazým. Ve artýk Belçikalýlarla yaþadýðýmýzýn farkýna varmamýz lazým.”
Uzun müzik yolculuðu sonunda artýk farklý kültürlerden müzisyenlerle kendi grubunu kuran Cumali, ayrýca batý enstrümanlarý ve diðer ülke folkloruyla Türk müziðini yoðuran Kybele grubuyla da çalýþýyor. Cumali,
Flaman folklorunun önemli temsilcisi Michel Terlinck’le de ara
sýra proje yürütüyor ve her ülkenin kendi yerel kültürünü korumasý gerektiðini düþünüyor:
“Terlinck’le Haydar Haydar türküsünü icra ettik, salondaki Belçikalýlarýn yüzünden yaþ aktý. O
zaman anladým ki Türk müziðinde bir þey var ve bunu herkese
verebiliriz. Ama Belçika’da da
bir folklor kültürü var ve insanlar bunu unutuyor. Terlinck gibiler bu kültürün sönmesini önlüyor.”
Þu an çalýþtýðý ve Haziran’da
gerçekleþmesi beklenen projelerden biri, halk müziðiyle Anadolu köylerinin yaþamýný anlatmak üzerine kurulu. Ýnsanlarýn
nasýl yaþadýklarý, müzik eþliðinde hikayelerle anlatýlacak. Büyük bir orkestra kurulup (baðlama, uzun sap, cura, þelpe...),
eletronik destek olmadan ustalar eþliðinde (Emre Gültekin,
Harun Özdemir, Ýlhan Eken)
konser verilecek.Müzikten yaþayabilmesini de “uyanýk” (kendi
deyimi!) olmasýna baðlayan Cumali: “evde oturup bana gelmelerini beklemiyorum. Gidip kendim proje sunuyorum. Yakýnda
müzisyen statüsünü alýp rahatlayacaðým. Derneklerde ders veriyorum. Onlar beni doyuruyor.
Ama inan ki doymasam da, gider metro’da çalarým.”
Cumali kendi de beste üretiyor fakat bunlarý konserlerde
fazla sunmuyor: “hem zaman
yok sahnede, insanlar belli þeyler bekliyor. Hem de genelde
daha tasavvufi eserler.” Karamsar gözüken Cumali bir de tasavvufi yazdýðýný söyleyince,
“yara”sýnýn ne olduðunu merak
ettim: “Haykýrýþ! Yaram çok.
Belçika’da yaþýyorsun. Türk müsün, Belçikalý mýsýn? Müzisyen
misin, iþçi misin? Belli deðil. Hayat o kadar kötü gidiyor ki, kendinden bile þüphe duyuyorsun.”
Kendimizden þüphe duymadan
sabaha karþý ayrýldýk. Ama Cumali adýný sahnelerde daha çok
duyacaðýmýza emin þekilde...
Sayfa 17x.qxp
29.01.2007
09:06
Page 1
Þubat 2007
ARTfikir
17
‘ BANA TÜRK MÜ DÝYORSUN?
BANA SANATÇI DE! ‘
Anvers’te düzenlenen ve Türkiye’nin çaðdaþ sanat ürünlerini yansýtan 0090 Sanat
Festivali’nin üçüncüsü 7-17 þubat tarihleri arasýnda izleyici ile buluþuyor. “ U call me a Turk”
sloganý ile biraz da meydan okuyan 0090 Sanat Festivali, önyargýlarý yok ediyor.
Bu yýl üçüncüsü düzenlenen ve Türkiye’den modern sanat çalýþmalarýný Belçikalý izleyici ile buluþturan 0090, plastik sanatlardan, son dönem Türk
sinema örneklerine, deneysel tiyatro çalýþmalarýndan, müzikte farklý arayýþlarý yansýtan ürünlere kadar alternatif çalýþmalarý Belçikalý izleyici ile iki yýldýr buluþturuyor. 0090 Sanat Festivali organizatörleri bu festivali sanat ile kültür, doðu ile batý, görüntü ile ses ve hareket ile tekst arasýnda bir duygu arayýþý olarak tanýmlýyorlar. 0090 Bu arayýþý kollektifleþtirerek, Türk, Belçikalý
ve Avrupalý sanatçýlarý biraraya getiriyor ve onlara birlikte yeni yaratýcý çalýþmalar
yapma fýrsatý veriyor. LABO
adýyla lanse edilen bu çalýþmalar için sanatçýlar, festival
öncesi biraraya getirilerek;
günlük yaþamlarýný birlikte
geçirebildikleri, sohbet, tartýþma, tanýþma ve birlikte
yaratma ortamý saðlanmýþ.
Bu eserler ilk defa ve sadece 0090’da izleyici ile buluþuyor. Bu yýl geçtiðimiz yýllara oranla daha fazla yaratýcý çalýþmaya yer veren
0090, seçtiði sloganla da dikkat çekiyor. “U call me
a Turk- Bana Türk mü diyorsun” sloganýyla da pek
çok Avrupa toplumunda varolan önyargýlara iþaret
ederek ‘Bana sanatçý de !’ mesajýný, sunduðu programla da pekiþtiyor. Ýkisi Türk kökenli beþ sanatçýnýn ortak çalýþmasý olan “Mind the Depth” Festivalin Labo çalýþmalarýndan birisi. Bu çalýþma, Meryem Bayram’ýn küratörlüðünde gerçekleþmiþ. Emre Erkal, Elif Saðlam, Hans Wuyts, Sarah&Charles
ve Freija Van Esbroeck’un ortak çalýþmasý olan bu
instalasyon festival boyunca De Singel mahzenlerinde izlenebilecek. Tiyatrocu Emre Koyuncuoðlu’nun yönettiði “Fiction as a Reality” adlý performansý Dilek Derviþoðlu, Su Güneþ Mýhladýz ve Sevi Algan gerçekleþtirirken ; kadýnlar, ayrýlýklar, kavgalar ve kaybetmeler üzerine bedensel bir yorumlamayý izleyecek, seyirci. Irmak Arkman’ýn “Confrontatie” isimli performansý ise kiþinin kendini
arayýþýný seyirci ile iletiþim kurarak yansýtacak. Carloz Pez’in konseptini hazýrladýðý
“Already Played Tomorrow”
performansýný ise Sevil Algan’nýn sunumuyla izleyeck
olan seyirci aslýnda varolmayan
bir gösteriyi seyredecek. Carloz
Pez’in bu çalýþmasý dünyanýn
pek çok ülkesinde gösterilmiþ
olmasýna raðmen, çalýþmanýn
Türkçe versiyonu 0090 Festivali
ile ortaya çýkan yaratýcý çalýþmalardan. Son dönem Türk sinemasýndan üç filmin yeraldýðý
festivalde Reha Erdem’in “Korkuyorum Anne” adlý filmi Belçika’da ilk kez gösterilecek. Diðer
taraftan “ Babam ve oðlum” ile
“ Dondurmam Gaymak” filmleri de daha önce kaçýranlar için yeni bir fýrsat. Festivalin tiyatro dalýnda ise 0090’nýn daha önce Belçikalý izleyici ile tanýþtýrdýðý bir grup var, “ Aþhura”. Bu yýl Aþhura,
müzik ve görüntülerle evlerine dönmeyen ama bir
yerlerde yaþadýklarý umut edilen insanlarý anlatacak. “Squatting Rock Event” gecesinde de “Athena”
hayranlarý onlarý Belçika’da dinleme þansýný elde
edecek. Ayný gece “Çilekeþ ve DANdanaDAN”adlý iki farklý rock grubu da müziklerini Belçikalý izSerpil Aygün
leyici ile paylaþacaklar.
Festival programý :
“Mind The Depth” / LABO
Ses, görüntü ve performansýn yeraldýðý bir intalasyon çalýþmasý de
Singel mahzenlerinde sunulacak.
Festival 07/02/2007 tarihinde saat
20:00’da bu çalýþma ile açýlacak.
Ayný gün grup Traktör konseri
yeralacak. Diðer günler Festival
sonuna kadar açýk olacak olan bu
çalýþma saat 14:00 ile 19:00 arasýnda her gün ücretsiz olarak izlenebilecek. Bu çalýþmanýn bir parçasý olan ve Freija Van Esbroeck’un sunacaðý performans saatleri ise þöyle ;
07/02/2007 / 21.30- 22.30
10/02/2007/ 18.00- 19.00
17/02/2007/ 18.00- 19.00
Yer : De Singel
Desgunlei 25,
B-2018 Anvers
Tel : 03/248 28 28
“Dondurmam Gaymak”/ Sinema
Tarih : 08/02/2007
Saat : 20.00
Yer : Muhka
Waalse Kaai 47,
B-2000 Anvers
www.muhka.be/film
“Squatting Rock Event”- AthenaÇilekeþ- DANdadaDAN/konser
Tarih : 09/02/2007
Saat : 18.00
Yer : Zuiderspershuis
Waalse Kaai 14,
B-2000 Anvers
Tel:03/248 01 00
“Fiction as a Reality” / LABO
Tarih : 10/02/2007 – 11/02/2007
Saat : 20.00
Yer : Zuiderspershuis
Waalse Kaai 14,
B-2000 Anvers
Tel:03/248 01 00
“Babam ve Oðlum”/ Sinema
Tarih : 11/02/2007
Saat : 20.00
Yer : Muhka
Waalse Kaai 47,
B-2000 Anvers
www.muhka.be/film
“ASHURA”/ Tiyatro
Tarih : 12/02/2007
Saat : 20.00
Yer : Toneelhuis
Komedieplaats 18,
B-2000 Anvers
Tel: 03/224 88 44
“Korkuyorum Anne” / Sinema
Tarih : 12/02/2007
Saat : 20.00
Yer : Muhka
Waalse Kaai 47,
B-2000 Anvers
www.muhka.be/film
“Confrontatie” / LABO
Tarih : 13/02/2007
Saat : 20.00
Yer : Monty
Montignystraat 3,
B-2000 Anvers
Tel: 03/238 91 81
“Already Played Tomorrow” / LABO
Tarih : 16/02/2007
Saat : 20.30
Yer : Monty
Montignystraat 3,
B-2000 Anvers
Tel: 03/238 91 81
Festival için ayrýntýlý bilgi
www.0090.be adresinden edineliebilir.
[email protected]
Sayfa 18.qxp
29.01.2007
11:10
Page 1
Þubat 2007
18
Hayt Huyt
Park Haydar
Abi
“Delikanlý adamýn köþesi...
Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!”
TÜRKLÜK DE SENDEN UTANIYOR
Hrant Dink’i sevmezdim, görüþlerine de zerre kadar katýlmazdým. Ama inandýklarýný, doðru bildiklerini delikanlýca ve hiçbir þeyden çekinmeden yazmasýný hep takdir etmiþimdir. Harbi ol canýmý
ye. Öldürülmesine sonuçta ben de üzüldüm. Bundan daha çok da,
ben Türkiye’den Belçika’ya gelince, milliyetçiliðin böyle Ogün SAMast gibi çapulcularýn eline kalmasý, üzdü beni. Baksana yamuðun
soyadý bile Amerikancý. SAMast, SAM Amcayý hatýrlatýyor. Gelelim
þimdi asýl mevzuya; Dink’in cenazesinin kaldýrýldýðý yürüyüþte artistin biri “Türküm, utanýyorum” yazan bir pankart taþýdý. Ulan entel
bozuntusu, Türklüðün bu cinayetle alakasý ne? Sen git kendinden
utan, Türklüðü de bu iþlere bulaþtýrma.
Beni kahreden bir baþka mevzu ise bizim entel-dantel takýmýnýn
Dink’in cesedi üzerinden rant toplamasý. AB ve ABD cinayeti fýrsat
bilip, önümüze soykýrým dayatmasýný birkez daha getirirken, bizim
entoþ-dantoþ (bundan sonra entel-dantellere böyle hitap edeceðim)
takýmý da onlarýn iþini kolaylaþtýran yazýlar yazdýlar. Birkaçý hariç
Binfikir yazar-çizerleri de bu iþe alet oldu. Bize Dink Mink zarar
veremez. Bize ne gelirse içimizdeki iþbirlikçi takýmýndan (entoþdantoþ) gelir. Valla kafam iyice bozuluyor. Belçika’daki kurulu düzenimi býrakýp, Türkiye’ye döneceðim, oradakilere bir “ince ayar”
yapmak lazým. Benim uyarýlarýmý kalýn kafalarý alamýyor çünkü! Ne
geldiyse baþýmýza “Hepimiz Ermeniyiz” diyen bu zihniyet yüzünden gelmedi mi? Sorarým size, bir gün de çýkýp “Hepimiz Türküz”
diyene rastladýnýz mý siz?
10 HAZÝRAN’DA SEÇÝM VAR
Bizim de kulaðýmýz delik haliynen. Kýytýrýk Haber Koordinatörlerine taþ çýkarýrým icabýnda. Aldýðým ilk bilgilere göre PS’den Emir
Kýr, SP.a’dan Cemal Çavdarlý, Groen!’dan ise Meryem Kaçar ve
Meryem Almacý aday olacak. Halis Kökten’in ise durumu kritik.
Halis de Cdh’dan aday olursa sevineceðim. Çünkü kendisine seçim
kampanya CD’sinde kullanmasý için harbi þarký sözleri yazdým.
0090 SANAT FESTÝVALÝ’NÝ YESÝNLER
Þu slogana bak “U call me a Türk”. Yok deve. Ýþte siz bu kadar
halktan uzaksýnýz. 7-17 Þubat arasýnda Anvers’de festival var ama
Müslüm abim yok, Ýbrahim Tatlýses yok. Hadi onlardan da vaz
geçtik, bir Mahsun Kýrmýzýgül bile yok. Siz gidin entoþ-dantoþ takýmýyla, körlerle saðýrlar birbirinizi aðýrlayýn. Belçikalý ve Türk sponsorlarýn parasýyla mastürbasyon yapýn! (Maalesef Binfikir de bu
sponsorlar arasýnda) Siz tatmin olun ve bize bulaþmayýn yeter.
SÝZ DE 50 BÝN BASIYORUZ DEYÝN
“Yýllardýr 5 bin bastýklarý halde 25 bin adet gazete basýyoruz diye
hem okurlarý hem de reklam verenleri yanýttýlar” diye yaygarayý
bastý Binfikirciler www.binfikir.be sitesinde. Hoop kardeþim, aðýr
ol da molla desinler. Ciyak ciyak baðýrmanýn “Temiz Kalemler”
kampanyasý baþlatacaðýz diye ortalýðý karýþtýrmanýn alemi yok. Onlar 5 bin basýp, 25 bin basýyoruz diyorlarsa, sen de 10 bin bastýðýn
için 50 bin basýyoruz diyeceksin. Öyle kampanya falan düzenlemekle olmaz. Siz yýllarýn gazetecisi Haydar Abinizi dinleyin. Tirajýný ve haberini abartmayan bu alemde yaþayamaz. Gazetecilik sonuçta bir abartma sanatýdýr.
BEN DE RADYO PROGRAMI YAPACAÐIM
Evet, gelen önerileri inceliyorum. Bizim çocuklara da bir araþtýrma yaptýrdým. Hangi radyo daha çok izleniyor ve gelenek ve göreneklerimize sahip çýkýyor, dinleyip bana rapor edecekler. Delikanlý
bir haber-yorum programý yapacaðým. Alem radyoculuk nasýl yapýlýrmýþ öðrensin!
Sayfa 19.qxp
29.01.2007
11:13
Page 1
Þubat 2007
HAYIF-life
19
Belçika’nýn Türkçe radyolarý
Türkçe radyolar, Fransýzca ve Flamanca hayatlarýmýza
Türkçe duplaj yapýyorlar!
Erdinç Utku
vrupalý Türklerden radyo konusunda en þanslýlarý Belçika’da, özellikle de Brüksel’de yaþayan Türkler olmalý. Kýsa
dalga üzerinden yayýn yapan Türkiye’nin Sesi radyosu dinlenen günler
yerini çoktan Brüksel’den 24 saat
Türkçe yayýn yapan oluþumlara býraktý. Brüksel’de 3 farklý oluþum, 5
ayrý isimle, 24 saat sürekli radyo yayýný yapýyor. Türk esnafýn reklam desteði ve çalýþanlarýnýn gönül baðýyla
yaþamlarýný sürdürüyor bu radyolar.
Flaman Bölgesi’ ndeki sýký denetim
ve düzenlemeler nedeniyle bu bölgede yayýn yapamayan Türkçe radyolar,
Brüksel ve Valon Bölgesi’nde Türklerin yoðun olduðu kentlere yöneliyorlar. Her sabah iþe giderken ve iþ dönüþü otomobilinizde dinlediðiniz tiryakisi olduðunuz bir radyonuz yoksa eðer, FM kanallarýnda gezinirken
“Türklerin güçlü sesi – Genç kalmasýný bilenlerin radyosu” Radyo Paþa’ya,
“Altýn gibi radyo” Gold Fm’e ya da
Anadolunun çok renkliliðini ve çok
kültülülüðünü yansýtmak amacýyla
yola çýkan Radyo Anatolya’ya denk
gelebilirsiniz.
A
Radyo Paþa grubu Ezgi, Paþa’da. Belçika’daki tüm Türkçe rad- orta dalga üzerinden tüm Belçika’ya
Gold Fm grubu ise Jet Fm yolarda olduðu gibi aðýrlýk istek yayýn yapmaya hazýrlandýklarýný beadlý ikinci bir radyo yayýný programlarýnda. Sabahlarý Belçika’da lirtiyor. Anatolya, sadece Türkçe dedaha yapýyor. Çanak anten- yetiþen ve Brüksel güzeli seçilen De- ðil, Anadolu’da konuþulan tüm dillerlerden girip, Türkleri Belçi- niz’in hazýrladýðý programla güne de yayýn yapýlmasý için kurulmuþ.
ka’daki evlerinde esir alan merhaba diyebilir ya da frekansý Kürtçe, Ermenice,Rumca gibi dillerde
Türkçe televizyonlar henüz Gold FM’e çevirip Türkiye’den gelen yayýn yapýp Anadolu’nun aynasý olotomobillerin içine, alýþ veriþ Zana’nýn hazýrladýðý “Zana ile Kýska- mayý amaçlýyor, çiceði burnundaki
merkezlerine, bakkallara ve nanlar Çatlasýn” programýyla neþenizi Anatolya. Aleviler, Çerkezler, Lazlar
manavlara girememiþ du- bulabilirsiniz. Ayný saatlerde Anatol- da unutulmamýþ. Sabah ve Akþam sarumda. Türklere ait bu me- ya radyosu frekansýnda ise Türki- atlerinde 2’þer saat Türkiye’den Best
kanlarda yaklaþýk 2 yýldýr ye’deki Best FM’e baðlanýlýyor. Gold Fm’e baðlanmalarýný ise “Burada doðBrüksel’den yayýn yapan FM’in sahibi Ünal Yýldýrým çalýþanlarý- ru dürüst Türkçe konuþan yok, BelçiTürkçe radyolar hüküm sü- nýn çoðunun Türkiye’den gelen genç- ka’daki Türkler düzgün Türkçe dinlerüyor. Radyo Paþa en eski olaAvrupa’daki Türklere dönük Türkçe radyo yayýnlarý 60’lý yýllarda baþlamýþ. Alný, neredeyse 2. yýlýna girecek. Ýlk yayý- manya’da WDR Köln radyosu 1964 yýlýnda ilk Türkçe programýný yayýnlamýþ.
na baþlamasýndan 2 Bunu Hessen, Berlin ve Bremen Radyolarý izlemiþ. Bu yayýnlarda dinleyicilere
ay sonra ayný frekans
tüm dünyadan güncel haberler ve Almanya’daki yaþamlarý ile ilgili bilgiler veüzerinden yayýn yapan Belçika Radyo riliyormuþ, haftada bir kez uzmanlar telefonla dinleyicilerin sorularýný yanýtlýTelevizyon Kurumu yorlarmýþ. Ýstek parçalarla da yurt özlemi gideriliyormuþ. Diðer Avrupa ülkeleRTBF’in þikayeti üzerine kapatýldý ama rinde de Almanya’dakilere benzer yayýnlar yapýlmýþ. Sadece Almanya’da,
baþka bir frekanstan WDR radyo yayýn saati artýrýlýp programlarýn içeriði zenginleþtirildi. Hollanyeniden yayýna baþ- da’da önce Tv programý kaldýrýldý sonra da radyo yayýný saati azaltýldý. Daladý, Radyo Paþa.
Radyonun sahibi Se- nimarka, Norveç, Ýsveç ve Fransa’da Türkçe yayýnlarýn sesi peþ peþe kesildi.
lahattin Koç, 1982’de Türkiye’de özel radyolarýn yayýn yapmaya baþladýðý 1991 yýlýnda Belçika’ya
frekans almak için
geleli bir yýl olmuþtu. Türkiye’deki arkadaþlara Türkçe radyo yayýný yaptýðýmýzý
baþvurduklarýný ama
hala yanýt alamadýk- anlattýðýmda hayranlýklarýný gizleyemiyorlardý. O zamanlar Belçika’da haftalarýný söylüyor. Bu da bir saat yayýn yapan Türkçe radyolar vardý. Çok sesliliðe duyarlý ve ilerici
konuda bir düzenleme olmamasýnýn ya- yerel radyolardan süre alýnýp Türkçe yayýn yapýlýyordu. Biz de Anvers’teki Rasal boþluk yarattýðýný dio Centrale’dan haftada 1 saat koparýp Türkçe program yayýnladýk. Bizim
söyleyen Koç, yasal hevesimiz çabuk geçti ama Brüksel’de bu deneyimlerini daha uzun sürdüren
frekansa kavuþacaklarýndan umutlu. Ça- Leyla Ertorun “Turkuaz” ve Ramazan Kurt “Türk FM” adý altýnda Pazar günlelýþanlarýn çoðu Belçi- ri 3 saat program yaptýlar. Ertorun’unki en uzun soluklusu oldu.
ka’da yetiþmiþ gençler. Müzik, eðlence,
sohbet, tartýþma ve yorum programlarýnýn yanýnda Türkçe ve Fransýzca haber bültenleri de yayýnlanýyor Radyo
ler olduðunu vurguluyor. Yasal boþluðun doldurulacaðýndan ve yayýn
hakký verileceðinden O da umutlu.
Hatta birden fazla Türkçe frekans
verilip, tekel oluþturulmamasýndan,
çok seslilikten yana. Gold FM’de
müzik, eðlence Kültür-sanat, sohbet
programlarý arasýna Türkçe haberler
serpiþtiriliyor. Þubat ayýndan itibaren haber-yorum ve Fransýzca haber
bültenleri de baþlayacak.
Radyo Anatolya’nýn sahibi Ramazan Kurt yasal boþluk konusuna biraz farklý yaklaþýyor; “Yasal boþluk
falan deðil, düpedüz korsan yayýn
yapýyoruz. Yakýnda düzenleme gelecek ve tüm lisanssýz Fm radyolar
kapatýlacak” diyor. Bu nedenle de
sinler” þeklinde açýklýyor Ramazan
Kurt.
8 Ekim Yerel seçimleri öncesi sadece Türk adaylar deðil, Schaerbeek’ten
aday olan Belçika Federal Adalet Bakaný Laurette Onkelinx bile yasallýðý
tartýþýlan radyolarda boy gösterdi. Yasal boþluklar bazen böyle hoþluklar
da yaratabiliyor.
Kýskananlar çatlasýn dercesine ele
geçirdikleri yasal boþluklarý anýnda
dolduran Türkçe radyolar, uçuk-kaçýk, cývýl cývýl Djleri, bozuk ama sevimli Türkçe konuþan sunucularý ve
amatör ruhlarýyla Belçika’daki Türklerin yaþamlarýný renklendiriyor,
Fransýzca ve Flamanca hayatlarýmýza
Türkçe duplaj yapýyorlar!
Sayfa 20x.qxp
29.01.2007
09:05
Page 1
20
Þubat 2007
Sivil Toplum
Avrupa Karadenizliler Derneði;
‘Kendi baþýmýzýn çaresine bakmalýyýz’
[email protected]
Yurttaþlýk yasasý
umutlandýrýyor
Beçika’da aile birleþimi konusunda çalýþmalar olduðunu ve önerilen yeni yasa ile Türkiye’den evlenmenin
zorlaþtýðýný geçen sayýda yazmýþtým. Bu konuyu takip
ediyoruz ancak yine geçen sayýda belirttiðim gibi bu sayýda Flaman Hükümeti’nin yeni Yurttaþlýk Yasasý’ný ve
onun yabancý toplumlar açýsýndan sonuçlarýný deðerlendirmek istiyorum.
Bu yýl Flaman hükümeti Avrupa Birliði üyesi ülke vatandaþlarý hariç Belçika’ya her yeni gelen kiþi için yurttaþlýk programýný mecbur kýldý. Burada benim hoþuma
giden “ yurttaþlýk”tan bahsedilmesi. Eskiden sadece
uyumdan bahsedilirdi. Uyum, misafir için geçerlidir, geçicidir. Biz misafir deðil, bu ülkede yaþayan birer Belçikalý Türk, Belçikalý Kürt,
Belçikalý Çerkez vs.’yiz. Bu
Üç ayaklý bu
nedenle bu yasada yurttaþYurttaþlýk programý
lýktan sözediliyor olmasýný
ile ülkeyi her yönüy- sevindirici ve umut verici
buldum.
le tanýyor ve bu
Peki nasýl bir þeydir bu
ülkede yaþamayý
Yurttaþlýk Programý, þimdi
biraz onu inceleyelim:
öðreniyorsunuz. Bu
Yurttaþlýk Programý üç
da sizin bu toplumbölümden oluþuyor.
1-REHBERLÝK KURSU
da yerini almanýza
(aþaðýda
hangi konularýn
destek oluyor.
iþlendiðini okuyabilirsiniz)
2-DÝL KURSLARI (ilk
okul, orta okul, lise ve üniversite seviyelerinde veriliyor )
3-VDAB- Ýþ ve iþçi bulma, meslek eðitim kurumuna
kayýt olma (çalýþmak isteyenler )
Rehbelik kursu 11 baþlýkta veriliyor.
1- Ülke ve Þehir: Belçika’nýn devlet þekli, tarihi, coðrafi yapýsý, parlamentosu, bölgeler,iller tanýtýlýrken þehir
gezisi de düzenleniyor.
2- Ulaþým: Toplu taþýmacýlýk, ehliyet, trafik, harita çalýþmasý, yönlendirme
3- Kurum ve kuruluþlar: Sosyal güvenlik kurumu,
emeklilik, çocuk parasý, dop-iþsizlik parasý, tatil parasý,
saðlýk, iþ kazalarý, yardým kuruluþlarý, OCMW, polis, belediye kurumlarý hakkýnda bilgi.
4- Oturum durumlarý: Göç, Ýltica, Kimlik kartlarý, Çifte
vatandaþlýk hakkýnda bilgi.
5- Ýþ: Ýþ olanaklarý, iþ arama, werk winkel ve wis bilgisayarýna ziyaret
6- Aile: Çocuklar, eðitim, öðrenim, boþ zamaný deðerlendirme
7-Yetiþkinlere eðitim olanaklarý: Okullar, eðitim, Kütüphaneye yazýlma
8- Saðlýk: Ev doktoru, saðlýk sigortalarý, hastane ve eczanelerin çalýþma þekilleri.
9- Ýskan: Ev , çevre, çöp tasnif, gaz, elektrik, telefon,
Kiracýlarý Koruma Derneði’ne ziyaret
10- Tüketim: Banka, postane, sigorta kuruluþ ve iþlemleri
11- Boþ zaman: Kültürel çalýþmalar, dernekler, gönüllü iþler, müzelere ziyaret
Her seviyeye göre dil kurslarý verilirken, iþ bulma ve
meslek eðitimi saðlayan VDAB ile çalýþmak isteyen yurttaþlara da iþ ya da gerekli iþ eðitimi saðlanýyor.
Üç ayaklý bu Yurttaþlýk programý ile ülkeyi her yönüyle tanýyor ve bu ülkede yaþamayý öðreniyorsunuz. Bu da
sizin bu toplumda yerini almanýza destek oluyor.
Cengiz Yýlmaz
Hamdi Özkan
Baþkan
Yusuf Akdað
Ömer Keçeci
Resmi rakamlar elimizde olmamakla birlikte Belçika’da özellikle Brüksel, Charleroi, Anvers, Liege ve Limburg Bölgesi’nde hiç de azýnsanamayacak sayýda Karadenizli yaþýyor. Geçen yýl Brüksel’de düzenlenen
Trabzonlular Festivali’nde de buna tanýk olmuþtuk. Brüksel’in göbeðinde renkli ve görkemli bir festival yapan Karadenizlilerin ayný yýl Houthalen’da muhteþem bir Kadýrga, yani yayla þenliði organize ettiðini galiba gözden kaçýrdýk. 26-27 Mayýs tarihlerinde Kelchter Hoef Plas’da gerçekleþen Kadýrgayý T.C. Brüksel
Büyükelçisi Fuat Tanlay açmýþ, Türkiye ve Avrupa’dan Karadenizli sanatçýlar ve konuklar gelmiþ þenliðe.
Erdinç Utku
Kadýrga’dan dernekleþmeye
Her þey 35-40 hane Karadenizlinin bulunduðu Houthalen’da
bir kadýrga düzenlemeye karar
verilmesiyle baþlamýþ. Yasal engeller çýkýnca da dernekleþmeye
karar vermiþler, zaten gerek Türkiye’de gerekse Avrupa’da örgütlenmeye alýþýk olan Karadenizliler. Köln’de Avrupa Giresunlular Derneði, Almanya’nýn diðer
kentlerinde ise Giresunlular ya
da Trabzonlular derneklerine
rastlamak olasý. Hollanda’da da
boþ durmayýp dernekleþmiþ Karadenizliler. 2006 yýlýnýn Mayýs
ayýnda kurulan ve merkezi Houthalen’da olan Avrupa Karadenizliler Derneði’nin baþkanlýðýný
Yusuf Akdað yürütüyor.
Baþkanla
sohbetimize sekreter Cengiz Yýlmaz
ve Yönetim Kurulu
üyesi Ömer Keçeci
de katýldýlar. Aslýnda yasal engelleri aþmak amacýyla kurulmak
zorunda kalýnan dernek, yavaþ
yavaþ altyapýsýný oluþturuyor.
Hemen Houthalen’da bir lokal
iþletmeye baþlamýþlar bile. 8
Ekim’deki yerel seçimlerde de
aðýrlýðýný hissettirmiþ dernek.
Yayla Þenliði düzenlemek dýþýnda yeni misyonlar eklemiþler
derneðe. “Artýk ülkeler isimleriyle deðil, kültürleriyle tanýnýyor.
Biz de kültürümüzü tanýtacaðýz”
diyor dernek yöneticileri. “Türkiye’nin her yaný bizim” diyerek
de sadece Karadeniz yöresine
deðil, tüm Türk kültürüne sahip
çýkýyorlar. Yardýmlaþma, dayanýþma ve eðitime destek de
amaçlarý arasýna girmiþ. “Kiþisel
çýkar deðil, tamamen hizmet
amaçlý bir derneðiz. Amacýmýz,
kültürümüzü ve ananelerimizi
gelecek nesillere taþýmak. Çok
geç kaldýk”diye özetliyor varoluþ
nedenlerini dernek baþkaný, Yusuf Akdað.
Hemþehricilik yapmýyoruz
Adýna bakýp da aldanmayýn.
Dernek Belçika’da yaþayan herkese, Belçikalýlara bile açýk.
(Hatta Belçika dýþýndan da üyeler varmýþ) Örneðin kurucu üyelerden Mustafa Aytar Denizlili.
Zaten 8 Ekim’de de Aytar’ý desteklemiþ dernek. Hemþehricilik
yapmadýklarýný özellikle vurguluyor dernek yöneticileri. Üyeleri arasýnda Antalya, Denizli, Çorum, K.Maraþ ve Edirne kökenli
olanlar var. Anlatýrken üyeler
arasýndaki çeþitliliði farkeden
baþkan bir ara derneðe isim olarak “Türkiye derneði mi yazsaydýk” demeden edemiyor.
Çocuklarýmýz potansiyel iþçi
olarak görülüyor
Yöneticiler Belçika’da ýrkçýlýðýn yaygýnlaþmasýndan yaký
yakýnýyorlar. “Sadece biz Türkler
deðil, Belçikalýlar da bundan þikayetçi” diyerek konuya açýklýk
getiriyorlar. “Polonyalý kazandýðýnýn tümünü ülkesine götürüyor, biz kazandýðýmýzýn tümünü
Belçika’da harcýyoruz. Nerdeyse
cesedimizi de burada býrakacaðýz.”diyorlar.
40 sene bekledik
Türkiye Devleti ve Türk temsilcilerden beklentilerini soruyorum. Aldýðým yanýt ilginç; “40 sene bekledik ne verdiler ki. Kendi baþýmýzýn çaresine bakmalýyýz.” Türkiye’nin uzun vadeli bir
“yurtdýþýndaki Türkler politikasý”
olmadýðýný dile getiren dernek
yöneticileri Avrupa’daki Türklere
“Avrupalý Türkler” denmesini bir
tür dýþlama olarak algýlýyorlar;
“Türkiye
bizi
çoktan
unuttu
ama
paramýzý
unutamýyor, bizi
hala döviz makinesi olarak görüyorlar”. Bunlarý
söylemelerine karþýn her etkinliklerine Baþkonsolos ve Büyükelçiyi çaðýrýyor, dernekle ilgili
konularda kendilerine bilgi veriyorlar. Ýsteklerini sunuyorlar.Yeþil sermayeye Houthalen çevresinden 1 milyon 250 bin Euro
kaptýrýldýðýný söyleyen yöneticiler, “din adýna garibanlarý yoldular, þimdi bir kýsmý TBMM’de keyif sürüyor”þeklinde konuþuyorlar.
Ermeni konusu belirleyici
10 Haziran’da yapýlacak olan
Federal seçimlere iliþkin “Seçimlerin Türklere hiç faydasý yok.
Oraya giden, onlardan biri oluveriyor” diyen yöneticiler. 10 haziran’da Türk adaylarýn Ermeni
sorunu konusundaki tavýrlarý
doðrultusunda oy verecekler.
Kadýrgaya destek çaðrýsý
Son söz Baþkan Yusuf Akdað’ýn
“Gelir elde edersek bunun tümü
yardýma ihtiyacý olanlara aktarýlacak. Diðer dernekleri düzenleyeceðimiz kadýrgaya katký yapmaya çaðýrýyoruz.
“Dil, yol-yöntem bilmesek ezerler.
Ýstiyorlar ki hepimiz dop basalým”
nýyorlar; “Baþörtülü biri hemen
þüpheli muamelesi görüyor.
Ýsimlerine bakarak çocuklara
okullarda ayrýmcýlýk yapýlýyor.
Çocuklarýmýzýn hepsine geleceðin iþcileri olarak bakýlýyor. Irkçýlýk yapýlacaðý endiþesiyle Türkler
bile Türk avakuta gitmiyor. Hakimlerin Türk avukatý dikkate almayacaðýný düþünüyor halkýmýz
artýk. Zaten Belçikalý avukat da
tutsanýz Türk olduðunuz için ayrým yapýlýr. Belçika, yabancý kökenlilere getirilen engel ve sýnýrlamalar konusunda Almanya ve
Hollanda’yý izliyor. Hayatýmýz
gitgide zorlaþtýrýlýyor.”
Hatta Cengiz Yýlmaz polisin
yabancý kökenlilerin iþyerlerini
taciz ettiðini ifade ediyor; “Dil,
yol-yöntem bilmesek ezerler. Ýstiyorlar ki hepimiz dop basalým”
Ýþsizlik ve hayat pahalýlýðý arttý
Ýþsizliðin ve hayat pahalýlýðýnýn
ekonomik sorunlarýn baþýnda
geldiðini belirten dernek yöneticileri yeni AB üyesi ülkelerden,
özellikle de Polonya’dan gelen
düþük maaliyetli iþçilerden de
Sayfa 21x.qxp
29.01.2007
09:04
Page 1
Þubat 2007
YAÞAM
Aile birleþimi nedir,
kimleri kapsýyor, yapýlacak iþlemler,
Belçika’daki prosedür ve yasal yenilikler
21
SOSYAL
REHBER
(3)
Sayýn okurlar, geçtiðimiz son birkaç ayda Belçika’da veya Türkiye’deki Belçika Büyükelçiliklerinde
göçmen kökenli her aileyi uzaktan ve yakýndan ilgilendiren, resmi veya resmi olmayan bir takým yeni
prosedürlerle karþýlaþtýðýnýzý gözlemlemiþsinizdir. Bu yeni prosedürleri kýsaca Belçika devletinin
yabancýlar ( göçmenler ) politikasýyla ilgili yeniliklerden bir bölüm olarak özetleyebiliriz.
Karara baðlanan ve 1 Nisan 2007 tarihinden itibaren yürürlüðe girecek diye konuþulsa da ilgili yasanýn ön gördüðü gibi, aslýnda bu yasal yeniliklerin
resmi olarak 1 Kasým 2007 tarihinden
evvel yürürlüðe girmesi gerekmektedir,
ancak hâlâ bu konuda kesin bir tarih
belirlenmemiþtir.
Bu yenilikler özellikle aile birleþimi
kapsamýnda çýkarýlan ve Aralýk 2006
sayýmýzdan beri üzerinde sizleri bilgilendirmeye çalýþtýðým aile birleþimi
(regroupement familiale - familiehergroepering ) ile ilgili 15 aralýk 1980 tarihli yasanýn 10. ve 40. maddelerinde
yapýlacak deðiþikler ve yeni eklenen
maddelerdir.
Bu yasal yenilikleri veya þartlarý dört
ana baþlýkta toparlayabiliriz
1-Yaþ sýnýrý: yasayla ilgili 4 Temmuz 2006 tarihli raporda yaþ sýnýrýnýn
zorla yapýlan evlilikleri önlemek, evlenecek gençlerin yeterli “olgunluða”
(bazý kýz çocuklarý evliliðe müracaat ettiklerinde hala anne ve babalarýna baðlý olduklarý, eðitimlerine devam ettikleri belirtilmektedir) kavuþup kendilerine
ait gelir ve kurulu bir hayata göçmelerini saðlamak, vs. amacýyla alýndýðý be-
lirtilmektedir. Kýsacasý aile birleþimi
kapsamýnda vize müracaatýnda bulunmak için eþlere 21 yaþýnda olma þartý
koþulmaktadýr.
lirtilmektedir.
3-Saðlýk sigortasý þartý : Belçika
dýþýndan ailesine gelecek kiþilerden
saðlýk sigortasý istenilmektedir.
2-Yeterli gelir ve konut þartý :
4-Kontrol ve zorunlu birlikte
Belçika’da ikamet eden ve aile birleþimi çerçevesinde
kalma süresi : Önvize müracaatýnceki yasa kapsamýnda
Ülkeler arasý ikili sözleþmeda bulunan kiþi(hala yürürlükte) aile
nin belgeler eþlerde ( örneðin Belçika ve
birleþimi çerçevesinliðinde yeterli
de Belçika dýþýndan
Türkiye arasýnda 1963 yýlýnbir gelire, gelegelen veya Belçika’da
da imzalanan sözleþme)
cek kiþi veya kiyapýlan evliliklerde
þilerle (eþ, anneherhangi bir deðiþiklik yapýl yabancý uyruklu kiþibaba, 18 yaþýnnin kesin oturum
mamýþtýr. Yani bu iki sözleþdan küçük çohakkýna kavuþmasý
meler kapsamýnda Belçika’ya
cuklar ve özürlü
için eþlerin bir yýl birolan 18 yaþýnlikte yaþama koþulu
gelen ve hâlâ göçmen statü dan büyük çove üç ay süreli
sünde olan kiþileri kapsama cuklar) birlikte
“kontrol” ( polisin raikamet edecekmaktadýr.
porunu hazýrlama süleri bir konuta
resi) mecburiyeti getisahip olma þartý
rilmekteydi. Bunun
getirilmektedir. Bu þartýn amacý yine yeterli olmadýðý gerekçe gösterilerek,
yukarda belirttiðim tarihli raporda aile yeni yasa bu süreyi üç yýla çýkartmakfertlerinin, özellikle çocuklarýn tehlike- tadýr ve bu kontrol iki safhada yapýladen uzak saðlýklý bir ortamda yaþama- caktýr :
larýný saðlamak ve “uyku pazarý” (marc-birinci safhada evliliðin ilk iki yýlý
hands de sommeil) denilen uygula- birlikte yasama koþulu yerine getirilmayla mücadele amacýyla alýndýðý be- mediði taktirde, yani evliliðin herhangi
bir nedenle bozulmasý durumunda,
Ýçiþleri Bakanlýðýna baðlý “yabancýlar
polisi” ( Office des étrangers – Vremdelingenzaken) aile birleþiminden faydalanan kiþinin geçici oturumunu iptal
edebilecektedir.
-Ýkinci safhada, üçüncü yýl içerisinde
evlilik birliðinin bozulmasý mazeret
gösterilerek aile birleþiminden faydalanan kiþinin geçici oturumunu tamamen
iptal edilecektir. Ayný zamanda, yetkili
yargý organlarý evlilik kurallarýnýn yerine getirilmediði ( “resmi nikâhlý eþi býrakýp baþka kiþiyle yaþama”, vs.) taktirde eþlerin resmi evliliðini iptal etme
yetkisine sahip olacaktýr ki bu durumda Ýçiþleri Bakanlýðý tarafýndan aile birleþiminden faydalanan kiþinin Belçika’yý terk etmesini zorunlu kýlýnacaktýr.
Yabancýlar yasasý konusundaki deðiþiklikler yukarda
belirttiðim deðiþikliklerle
sýnýrlý kalmamamaktadýr. Bu
deðiþikliklerede gelecek
sayýlarýmýzda deðinmeye
çalýþacaðým.
19 BLD d’Anvers
1000 Bruxelles
Tel: (0032) 2 218 17 37
Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Koordinatör Erdinç Utku
Haber Koordinatörü Erdem Resne Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku,
Fikret Aydemir Tasarým: Open Wings BVBA REKLAM 0484 528 902 [email protected] ADRES 44, rue des Palais bte 1,
1030 Bruxelles TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be
29.01.2007
09:35
Page 1
Þubat 2007
GÜLEN FÝKÝR GÜLEN ÇOCUK
Filiz
TOSYALI
ÇOCUKLA
ANLAÞMA
ocuklarla iyi iletiþim kurmak istiyorsanýz, her þeye
ergenlik döneminden önce baþlamalýsýnýz. Ergenlik dönemine
kadar, çocuðun kontrolünün
kolay olduðunu düþünüp anne
veya baba; içlerinden birine ilgiyi býrakmýþ olabilir. Tehlike
çanlarý çaldýðýnda devreye girmek isteyen anne veya baba, o
güne kadar görünmeyen bir
yetiþkinse, çocuðun tepkisiyle
karþýlaþýr. Ýp koptu demek…
Ç
Ergenlik dönemi çocuðunuzun size
en fazla ihtiyacý olduðu zaman olsa
da, birliktelik için baþlangýç olmama-
lý. Ergenlik dönemine geldiklerinde
sizin düþüncelerinizi, isteklerinizi fazla önemsemeyeceklerdir. Size acý gelebilir, ama hiç önemsemeyeceklerdir. Gençle konuþmanýz aþýrý zorlaþacaktýr. Bir de bunu kendi metotlarýnýzla, gücünüzü kullanarak yapmaya
kalkarsanýz; tahtalarý çürük, karþýya
geçmenizin olanaksýz olduðu bir
köprü üzerinde ilerlemeye çalýþýyorsunuz demektir.
Gençler ergenlik dönemlerinde bazen; daha önceleri hiç sorun çýkarmadýklarý anne babalarý için bile, çekilmez davranýþlar sergileyebilirler.
Siz gencin içinde esen fýrtýnalarý anlamak zorundasýnýz… O fýrtýnalar bir
zamanlar, sizi de önüne katýp sürükleyen fýrtýnalardýr. Hiç kimse, ergenlik dönemi fýrtýnalarýna yakalanmadýðýný söyleyemez.
Bizlerin de bir yerlerinden kordonlar, ipler, zincirler sarktý. Biz de kýlýðýmýzla yetiþkinleri þaþýrttýk. Kendimize göre þýk ve hayran olunacak giysiler içindeydik. Hiç alamayacaðýmýz
izinlerin peþinde koþtuk.
Çocuklarýmýzla ergenlik öncesi bir
yakýnlýk kurarsak iþimiz çok kolaylaþýr. “Yakýnlýk nasýl kurulur?” diye sorabilirsiniz. Bir tek þunu bilmeniz bile yetebilir. Öðütleriniz sizi ona asla
yaklaþtýrmaz. Öðüt yerine, kendi
gençlik yanlýþlarýnýzý göstermeniz da-
ha yararlý olabilir. Onunla iletiþim
kurmaya baþlamanýn en güzel yolu
“benim yavrum ne anlatmaya çalýþýyor” diye düþünüp, onu dinlemektir.
Sabýrla, sonuna kadar, söylediklerine
önem vererek; hiç kesmeden, kýzmadan, yüzünüzdeki mimiklerle bir þeyler anlatmaya çalýþmadan… Sadece
dinlemelisiniz.
Onunla konuþmaya baþlarken mutlaka; “sen böyle söylüyorsun, “sen
böyle istiyorsun” diyerek, onun düþüncelerinden hareket etmeli, BEN
BÖYLE ÝSTÝYORUM sözcüklerini kullanmamaya çalýþmalýyýz.
Bazý aileler; “çocuðumun kafasý karýþmasýn, benim de midem bulanmasýn” diye düþündüklerinden, konuþmazlar, yaklaþmazlar konu bile açmazlar. Bu suskunluk felaketin baþlangýcýdýr. Çocuklarýnýzla konuþmaktan kaçýnmayýn. Konuþma nasýl geçmeli?
ÖRNEK MÝ? “Sen bu gün sinemaya
gitmenin doðru olacaðýný düþünüyorsun, yarýn birlikte gitmemizden yana
deðilsin.” “Senin kararýn gece bara
gitmek, sana izin vermemi istiyorsun,
vermem gerektiðini düþünüyorsun.
Sen, birlikte olduðun arkadaþlarýndan
hoþlanýyorsun…” “Sen, bu akþam arkadaþlarýnla beþ saati orada geçirmek
istiyorsun” “sen, bu montun sana yakýþtýðýný söylüyorsun, bana göre gü-
zel diyorsun” seklinde olmalý, becerinizle devam ederek iletiþim saðlanmalý.
F
IKR
A
YARAMAZ
Plajda bir kadýn güneþleniyordu.
Yanýna bir adam yaklaþtý.
Selam vermeden konuþmaya baþladý.
-Hanýmefendi, ayakkabýmý kuma
gömen þu çocuk sizin mi?
Kadýn çocuða baktý,
-Haaa o çocuk mu, o benim yeðenim. Benim çocuðum sizin ceketinizi ileride denize atýp, üstüne
basan...
BÝL
1-Bir evim var tek direkli
ME
CE
2-Bir dükkâným var. Üç katlý.
Birinci katýnda paçacý dükkâný.
Ýkinci katýnda uncu dükkâný. Üçüncü katýnda oduncu dükkâný
TEKERLEME
22
1-Mantar 2- Ýðde
Sayfa 22x.qxp
Keþkekçinin keþkeklenmiþ
keþkek kepçesi
Kürkü yýrtýk kel kör erkek tilkinin kürkünü kürkü yýrtýk
kel kör diþi tilkinin kürküne
eklemiþler
FÝKÝRCÝKLER
a
Kut
e
rkiy
ü
T
y/
(6)
Onur / Brüksel (7)
Sevgili arkadaþlar, bu ay sizlere birçoðunuzun sýksýk önünden geçtiði ve gördüðü bir binadan
bahsetmek istiyorum. Bu güzel bina, hepinizin bildiði gibi içinde çeþit çeþit bitkilerin bulunduðu
Botanik parký onun içinde bulunan binada Botanik Kültür Merkezi. Bu bina 1 Eylül 1829 yýlýnda açýlmýþ. 1870 yýlýnda Belçika devleti binayý satýn almýþ. Ve daha sonrasýnda araþtýrma ve eðitim amaçlý
kullanýlmýþ. Malesef çocuklar bu güzel bina bir süre çok bakýmsýz kalmýþ. 1979 yýlýnda restore
edilerek þu anki haline getirilmiþ. O seneden beri kültür merkezi olarak kullanýlan binada
herzaman tiyatrolar izleyebilir, açýlan çeþitli sergileri gezebilirsiniz. Yada bahçesinde ki
güzel heykelleri ve havuzlarý seyredebilirsiniz.
Sevgili çocuklar!
Bu sayfada
yayýnlanmasýný istediðiniz resim, þiir, öykü
ve yazýlarýnýzý
Paleizenstraat 44,
1030 Schaerbeek/
Bruxelles posta adresine ya da
[email protected]
e-posta adresine gönderebilirsiniz.
Sayfa 23.qxp
29.01.2007
23
08:58
Page 1
Futbol’da Atatürk Kupasý bu yýl Charleroi’da
elçika Türk Spor Federasyonu (BTSF) himayesinde bu yýl 12.si düzenlenecek olan
Atatürk Futbol Turnuvasý, 19-20 Mayýs tarihlerinde Charleroi’da yapýlacak. Charleroi
Jeunesse Turque takýmýnýn ev sahipliði yapacaðý turnuvaya 12 takým katýlacak. Birinci takýmlarýn yaný sýra minikler için de bir günlük turnuva düzenlenecek. Þu ana kadar Denizlispor Anderlecht, Houthalen, Turkse Rangers Genk, Anadol Heusden, Beringen Türkgücü, Anvers Türkiyemspor, Avrasya Gent, Zele Gençlerbirliði, Trabzon Charleroi, Liege
Türkspor, ve Jeunesse Charleroi takýmlarýnýn katýlýmý garatilendi. Son takýmýn Brüksel
Anadolu veya Ýstanbul’76 Evere olmasý bekleniyor. BTSF Baþkaný Hüseyin Dönmez,
“eðer fazla takým katýlmak isterse, 12 olarak belirlenen sayýyý 16’ya çýkarabiliriz” dedi.
Normal þartlarda sadece profesyonel liglerde mücadele eden takýmlarý davet ettiklerini
belirten Dönmez, turnuvanýn tek amatör takýmýnýn Brüksel Anadolu olacaðýný söyledi.
B
Þubat 2007
SPOR
Tekvando’da iki madalya
entral Academy Kulübü’nün Brüksel’de düzenlediði Uluslararasý Tekvando
Turnuvasý’nda Þükran Duran
(17, -46kg) ve Ahmet Rasim
(11, -36kg) kategorilerinde birinci oldular. Central Academy’de antrenörlük yapan
Oðuz Gençoðlu yönetiminde
Belçika’dan 5 genç, 13 ülkenin katýldýðý turnuvada Türkiye’yi temsil ettiler. 46 kg kategorisinde birinci gelen Þükran
Duran, 2006 yýlýnda Belçika
Þampiyonasýný da ilk sýrada taÞükran
mamlamýþ. 4 yýldýr tekvando
Oðuz
Duran
eðitimi alan 17 yaþýndaki DuAhmet Rasim Gencoðlu ran, uluslararasý resmi turnuvalara katýlma yaþýna ulaþtý ve
yaklaþan Dünya Þampiyonasý’na hazýrlanýyor. 11 yaþýndaki Ahmet Rasim ise
36 kg kategorisindeki birinciliðinin tadýný çýkarýyor. Büyüyünce polis olmak
istediðini ve tekvando’nun bu mesleðe uygun olduðunu söyleyen Ahmet’in
rüyalarýný, büyük þampiyonluk hayalleri süslüyor.Türk gençlerinin vücut yapýsý itibarýyla tekvando’ya yatkýn olduklarýný söyleyen antrenör Oðuz Gençoðlu,
“ama çocuklarýmýz maalesef tekvando’ya ilgi göstermiyorlar veya baþlayýp ardýndan baþka sporlara yöneliyorlar” dedi. Gençoðlu’na göre velilerin de yetenekli çocuklara mutlaka destek olmalarý gerekiyor: “veliler gelip çocuklarý býrakýyorlar, müsabakalarý izlemiyorlar. Oysa burada baþarýlý olan ve dereceye
giren iki gencimiz var. Kahvehaneden çýkýp çocuklarýmýzla ilgilenmemiz lazým.”Central Academy sorumlusu Redouane Kadiri, Spor’dan sorumlu Bölge
Bakaný Emir Kýr’ýn desteðiyle bu turnuvayý düzenlediklerini söylerken, “maalesef bugün kendisi gelemedi fakat desteði önemliydi” dedi.
C
Sayfa 24.qxp
29.01.2007
08:36
Page 1

Benzer belgeler

Mart 2006 - Binfikir

Mart 2006 - Binfikir çevirdiler; yakýnda maske takmayanlarý hayata...

Detaylı

Şubat 2006

Şubat 2006 bizler Belçika’da yayýn yapan yerel medya temsilcileri olarak kendi sorumluluðumuzu üstlenip, kalemlerimizi dünyanýn ve büyük medyanýn kirliliðinden arýndýrýp kendi içimizdeki sorunlarý da bu anlam...

Detaylı

Eylül 2008

Eylül 2008 Federal Milletvekili Meyrem Almacý ve Gent Belediyesi Meclis Üyesi Meryem Kaçar yayýnladýklarý basýn bildirisi ile duruma tepki gösterdiler. Almacý ve Kaçar yayýnladýklarý bildiride Baþbakan Leterm...

Detaylı

Aralık 2006

Aralık 2006 Euro’luk hesaplama hatasýný Liberal-Sosyalist koalisyon yönetiminin acý sembolleri olarak gösteren Vandeurzen, 10 Haziran’dan sonra yeni bir rüzgar eseceðini ve CD&V’nin þimdiki koalisyona daha iyi...

Detaylı

Mayıs 2007

Mayıs 2007 Dewinter’in desteklediðini açýkladýðý Bart Debie þu anda Anvers Belediyesi meclis üyesi ve haziran ayýnda yapýlacak olan federal seçimlerde de Federal parlamentoya aday. 2003 yýlýnda Uludoðan ailes...

Detaylı

Ocak 2007 - Binfikir

Ocak 2007 - Binfikir “öbür dünya” arasýnda yaþadýðý gelgit olsa gerek. Gidip- gitmemek, ya da kalýp- kalmamakla...

Detaylı

Mart 2008 - Binfikir

Mart 2008 - Binfikir Gennez’nin (SP.a) geçen ay Binfikir’e verdiði sert demeçlere Didier Reynders’ten (MR) yanýt gecikmedi. Gennez için “Onlarýn durumu da zor, Flaman Sosyalistler önemli bir seçim bozgununun ardýndan y...

Detaylı